Disiplin takdiri aldıktan 7 ay sonra disiplinsizlik gerekçesiyle ordudan ihraç edildi

GÜNDEM (AA) - Anadolu Ajansı | 25.02.2021 - 14:40, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Disiplin takdiri aldıktan 7 ay sonra disiplinsizlik gerekçesiyle ordudan ihraç edildi

Emekli Tabip Kıdemli Albay Hasan Hüseyin Uludağ, Ocak 1996'da üstün disiplin anlayışımdan dolayı kendisine takdir verildiğini ancak Ağustos 1996'da ordudan disiplinsizlik nedeniyle ilişiğinin kesildiğini söyledi.
<p>T&uuml;rkiye&#39;nin yakın ge&ccedil;mişinde &ouml;nemli kırılma noktalarından biri sayılan ve &quot;postmodern darbe&quot; olarak adlandırılan&nbsp;28 Şubat s&uuml;reci, toplumun ve devletin her kademesinde derin izler bıraktı.</p> <p>AA muhabirinin sorularını yanıtlayan emekli&nbsp;Tabip Kıdemli Albay Hasan H&uuml;seyin Uludağ, 28 Şubat s&uuml;recinde T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleriyle (TSK) ilişiği kesilenleri ve o d&ouml;nem yaşadıklarını anlattı.</p> <p>Uludağ, Ankaralı iş&ccedil;i bir babanın oğlu olduğunu dile getirerek, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Milliyet&ccedil;i muhafazakar bir ailenin &ccedil;ocuğuyduk. Asker olma fikri &ouml;ğrencilik yıllarımda başladı. &Ccedil;alışkan bir &ouml;ğrenciydim. Nasıl subay olunacağını bilmiyorduk tabii ki. Ortaokulu bitirdikten sonra kendi &ccedil;abalarımızla askeri lise sınavlarına nasıl girileceğini &ouml;ğrendik. Kuleli Askeri Lisesi&#39;ni kazandım. 1978&#39;de liseyi bitirdim, top&ccedil;u subayı ve kurmay olmak istiyordum. O yıllarda &uuml;niversite sınavına girdim. Tıp fak&uuml;ltesini kazananlar arasında benim de ismim vardı. Askeri &ouml;ğrenci olarak Atat&uuml;rk &Uuml;niversitesi&#39;ne gittim. Orada 2 yıl okudum. Sonra G&uuml;lhane Askeri Tıp Akademisi a&ccedil;ılınca 1984&#39;te askeri tıbbiyeden teğmen r&uuml;tbesiyle mezun oldum.&quot;</p> <h3>&quot;1991&#39;den sonra fişlemeler başladı&quot;</h3> <p>Askeri lise d&ouml;neminde dini vecibelerini yerine getiremediğini aktaran Uludağ, harp okulunda ise bu t&uuml;r bir sıkıntı yaşamadığını s&ouml;yledi. Tıp eğitimi boyunca hem Atat&uuml;rk &Uuml;niversitesi&#39;nde hem de G&uuml;lhane Askeri Tıp Akademisi&#39;nde dini yaşam a&ccedil;ısından herhangi bir sorun yaşamadığını anlatan Uludağ, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Mezun olduktan sonra kıtaya gittim. Siirt&#39;e gittim. Orada Hasan Kundak&ccedil;ı ve Hilmi &Ouml;zk&ouml;k paşalarla &ccedil;alıştık. 1984&#39;te PKK ter&ouml;r faaliyetlerini başlatmıştı. O yıllarda da sıkıntı yoktu. Siirt&#39;teki 2 yıl hizmetimden sonra Kırıkkale&#39;ye geldim. Orada da 1987-1993 arasında g&ouml;rev yaptım. İlk yıllarda orada da problem yoktu ama 1990&#39;da yavaş yavaş bir şeyler olduğunu hissettik. Eşi baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; olanlara karşı tavırlar oldu. 1991&#39;de y&uuml;zbaşı olmuştum. Kimlik kartımın ve sağlık karnemin değişmesi gerekiyordu. 1985&#39;te evlenmiştim ayrıca. Eşimin de &ouml;zellikle tesett&uuml;rl&uuml; olmasını istemiştim. O yıllara kadar sorun olmuyordu. Kimlik ve karne değişim aşamasında eşimin belgelerini imzalamadılar. Sonra komutanlarımızın talimatıyla imzaladılar. O yılın sonunda bir emir yayınlandı. &#39;Eşi tesett&uuml;rl&uuml; olan, kadınlarla tokalaşmaktan imtina eden subay ve astsubaylar tespit edilecek, haklarında oluşturulacak raporlar hi&ccedil;bir işleme tabi tutulmadan kuvvet komutanlıklarına g&ouml;nderilecek.&#39; şeklinde bir emir yayınlandı. Birlik komutanı da olduğum i&ccedil;in bana da geldi ve bu emirden bir n&uuml;sha aldım. &Ouml;nemliydi &ccedil;&uuml;nk&uuml; bizi ilgilendiriyordu. O yıldan sonra fişlemeler başladı.&quot;</p> <p>Uludağ, s&ouml;z konusu d&ouml;nemde b&uuml;t&uuml;n kimlik kartlarının ve sağlık karnelerinin değişeceği bahanesiyle eş ve &ccedil;ocukların fotoğraflarının toplandığını s&ouml;yledi. &Ccedil;ocukları olanlara hangi okulda okuduklarına dair formlar g&ouml;nderildiğini anlatan Uludağ, &quot;Biz inandığımız gibi yaşadığımız i&ccedil;in eşimin fotoğrafını tesett&uuml;rl&uuml; verdim. &Ccedil;ocuklarım var ama hepsi erkek olduğundan sorun olmadı.&quot; dedi.</p> <p>Kırıkkale&#39;den Kayseri Komando Tugayı&#39;na tayin olduğunu belirten Uludağ, Şırnak&#39;a gittiğini kaydetti. 1993-1995&#39;te de Şırnak&#39;ta g&ouml;revine devam ettiğini aktaran Uludağ, şunları anlattı:</p> <p>&quot;Oradayken bu fişlemeler oldu. 100 k&uuml;sur kişilik bir liste oluşturdular. Bundan haberimiz oldu. Bizi seven bazı komutanlarımız &#39;Şunlarla g&ouml;r&uuml;şmeyin.&#39; dedi. Orada bir problemimiz olmadı. Ama artık eşi baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; olan kişilerden herkes uzak durmaya gayret ediyordu. 1995&#39;te uzmanlık sınavına girmek i&ccedil;in m&uuml;racaat ettim. Benle ilgili belgede &#39;Atat&uuml;rk&ccedil;&uuml; d&uuml;ş&uuml;nceyi benimsemez.&#39; ibaresi vardı. Bu nedenle sınava giremeyeceğime dair bilgilendirme yapıldı. 1995&#39;te Kayseri&#39;deki t&uuml;mene tayinim &ccedil;ıktı. Komanda tugayında da kimseyi atmıyorlardı. Orada g&ouml;rev yapan bazı arkadaşlarımızı başka yerlere tayin ettikten sonra attılar. T&uuml;mende 1 yıl &ccedil;alıştım. Ocak 1996&#39;da &uuml;st&uuml;n disiplin anlayışımdan dolayı bana takdir verildi. Ağustos 1996&#39;da ordudan disiplinsizlik nedeniyle ilişiğimin kesildiği belirtildi.&quot;</p> <p>Hasan H&uuml;seyin Uludağ, TSK&#39;den ayrıldıktan sonra Kayseri Belediye Başkanı Ş&uuml;kr&uuml; Karatepe&#39;nin kendisine belediyede g&ouml;rev verdiğini anlatarak, bu g&ouml;revlendirmenin yerel ve ulusal basında &ccedil;ok&ccedil;a konuşulduğunu anımsattı.</p> <p>O s&uuml;re&ccedil;te ordudan atılanların kamuda &ccedil;alışmasının &ouml;n&uuml;n&uuml;n kapandığını dile getiren Uludağ, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Benden sonra zaten belediyeye kimseyi alamadılar. İlk toplu atılmalar Aralık 1995&#39;te olmuştu. Bu arkadaşların &ccedil;oğunu Recep Tayyip Erdoğan aldı. Ondan sonra bir de şu anda Ke&ccedil;i&ouml;ren Belediye Başkanı olan Turgut Altınok bu arkadaşlara sahip &ccedil;ıktı. Allah razı olsun. Muhafazakar olduklarını bilinen şirketler de kimseyi işe almadı. Bu arkadaşları işe almadılar. O d&ouml;nem o iş adamlarının hemen hemen tamamı sınavı kaybetti. Biz anlatmaya &ccedil;alıştık &#39;Dik durduğunuz takdirde bunlar korkar.&#39; dedik ama anlatamadık. Halkımızın şuuru yerindeydi ki o d&ouml;nemleri geride bıraktık. İlk atılanlardan sonra zaten olağan&uuml;st&uuml; şuralar d&uuml;zenlendi.&quot;</p> <p>Uludağ, ordudan ihra&ccedil; edilenlerin hem TSK hem de devlet aleyhinde tek kelime etmediğini anlatarak, &quot;Asla devlet ve silahlı kuvvetler adına bir şey s&ouml;ylenmeyecek diye karar aldık arkadaşlarla. İrtica ve disiplinsizlik nedeniyle atılanlar a&ccedil; kaldı, tezgahtarlık yapanlar, limon ve s&uuml;t satanlar oldu. Hi&ccedil;biri şikayet etmedi. Asla devletin aleyhine konuşulmazdı. Biz bu insanların tasfiye olacağına inanıyorduk.&quot; dedi.</p> <h3>28 Şubat&#39;tan 15 Temmuz darbe girişimine</h3> <p>Uludağ, 28 Şubat ihra&ccedil;ları d&ouml;neminde Fetullah&ccedil;ı Ter&ouml;r &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (FET&Ouml;) mensuplarının adeta korunaklı bir t&uuml;nelden ge&ccedil;erek 15 Temmuz&#39;a kadar orduda kaldığını dile getiren Uludağ, &quot;395 kurmay albaydan aşağı yukarı 128&#39;i 1994 mezunu teğmenler. 1986&#39;da askeri lise sınavı sorularının verildiği konuşuluyor. &Ccedil;alabileceklerine ihtimal vermiyorum, o kadar g&uuml;&ccedil;l&uuml; değillerdi. Bu &ouml;ğrencilerin hepsini sektirmeden askeri liseye aldılar. 1986&#39;da askeri liseye giren bu &ouml;ğrenciler 1994&#39;te harp okulundan mezun oldu. Bu kişiler inan&ccedil;lı kişiler olsaydı, bu şekilde mezun olmaları, &uuml;st&uuml;n ve m&uuml;mtazen terfiler almaları m&uuml;mk&uuml;n değil. Belli ki bunlar korunmuş, kollanmış.&quot; değerlendirmelerinde bulundu.</p> <p>1986&#39;da askeri liseye girenlerin bug&uuml;ne kadar en &ccedil;ok kurmay subay &ccedil;ıkaran devre olduğuna dikkati &ccedil;eken Uludağ, &ccedil;ekirdek kadronun 1994 devresi olduğunu s&ouml;yledi. Uludağ, FET&Ouml;&#39;n&uuml;n diğer alanlarda da uzun yıllar &ccedil;oğaldığını aktararak, &quot;Bunlar 2017-2018&#39;de devleti anahtar teslimi şekilde ele ge&ccedil;irecekti. Cumhurbaşkanımız tarafından bunların fark edilmesi, h&uuml;k&uuml;mete kafa tutmaları ve nihayetinde 2016 tasfiye edileceklerini bildiklerinden darbeye kalkıştılar. 28 Şubat aslında &ouml;zel olarak incelenmeli. 1980&#39;den 2016&#39;ya kadar olan d&ouml;nem &ccedil;ok ciddi şekilde araştırılmalı.&quot; ifadelerini kullandı.</p>
Emekli Tabip Kıdemli Albay Hasan Hüseyin Uludağ, Ocak 1996'da üstün disiplin anlayışımdan dolayı kendisine takdir verildiğini ancak Ağustos 1996'da ordudan disiplinsizlik nedeniyle ilişiğinin kesildiğini söyledi.
<p>T&uuml;rkiye&#39;nin yakın ge&ccedil;mişinde &ouml;nemli kırılma noktalarından biri sayılan ve &quot;postmodern darbe&quot; olarak adlandırılan&nbsp;28 Şubat s&uuml;reci, toplumun ve devletin her kademesinde derin izler bıraktı.</p> <p>AA muhabirinin sorularını yanıtlayan emekli&nbsp;Tabip Kıdemli Albay Hasan H&uuml;seyin Uludağ, 28 Şubat s&uuml;recinde T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleriyle (TSK) ilişiği kesilenleri ve o d&ouml;nem yaşadıklarını anlattı.</p> <p>Uludağ, Ankaralı iş&ccedil;i bir babanın oğlu olduğunu dile getirerek, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Milliyet&ccedil;i muhafazakar bir ailenin &ccedil;ocuğuyduk. Asker olma fikri &ouml;ğrencilik yıllarımda başladı. &Ccedil;alışkan bir &ouml;ğrenciydim. Nasıl subay olunacağını bilmiyorduk tabii ki. Ortaokulu bitirdikten sonra kendi &ccedil;abalarımızla askeri lise sınavlarına nasıl girileceğini &ouml;ğrendik. Kuleli Askeri Lisesi&#39;ni kazandım. 1978&#39;de liseyi bitirdim, top&ccedil;u subayı ve kurmay olmak istiyordum. O yıllarda &uuml;niversite sınavına girdim. Tıp fak&uuml;ltesini kazananlar arasında benim de ismim vardı. Askeri &ouml;ğrenci olarak Atat&uuml;rk &Uuml;niversitesi&#39;ne gittim. Orada 2 yıl okudum. Sonra G&uuml;lhane Askeri Tıp Akademisi a&ccedil;ılınca 1984&#39;te askeri tıbbiyeden teğmen r&uuml;tbesiyle mezun oldum.&quot;</p> <h3>&quot;1991&#39;den sonra fişlemeler başladı&quot;</h3> <p>Askeri lise d&ouml;neminde dini vecibelerini yerine getiremediğini aktaran Uludağ, harp okulunda ise bu t&uuml;r bir sıkıntı yaşamadığını s&ouml;yledi. Tıp eğitimi boyunca hem Atat&uuml;rk &Uuml;niversitesi&#39;nde hem de G&uuml;lhane Askeri Tıp Akademisi&#39;nde dini yaşam a&ccedil;ısından herhangi bir sorun yaşamadığını anlatan Uludağ, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Mezun olduktan sonra kıtaya gittim. Siirt&#39;e gittim. Orada Hasan Kundak&ccedil;ı ve Hilmi &Ouml;zk&ouml;k paşalarla &ccedil;alıştık. 1984&#39;te PKK ter&ouml;r faaliyetlerini başlatmıştı. O yıllarda da sıkıntı yoktu. Siirt&#39;teki 2 yıl hizmetimden sonra Kırıkkale&#39;ye geldim. Orada da 1987-1993 arasında g&ouml;rev yaptım. İlk yıllarda orada da problem yoktu ama 1990&#39;da yavaş yavaş bir şeyler olduğunu hissettik. Eşi baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; olanlara karşı tavırlar oldu. 1991&#39;de y&uuml;zbaşı olmuştum. Kimlik kartımın ve sağlık karnemin değişmesi gerekiyordu. 1985&#39;te evlenmiştim ayrıca. Eşimin de &ouml;zellikle tesett&uuml;rl&uuml; olmasını istemiştim. O yıllara kadar sorun olmuyordu. Kimlik ve karne değişim aşamasında eşimin belgelerini imzalamadılar. Sonra komutanlarımızın talimatıyla imzaladılar. O yılın sonunda bir emir yayınlandı. &#39;Eşi tesett&uuml;rl&uuml; olan, kadınlarla tokalaşmaktan imtina eden subay ve astsubaylar tespit edilecek, haklarında oluşturulacak raporlar hi&ccedil;bir işleme tabi tutulmadan kuvvet komutanlıklarına g&ouml;nderilecek.&#39; şeklinde bir emir yayınlandı. Birlik komutanı da olduğum i&ccedil;in bana da geldi ve bu emirden bir n&uuml;sha aldım. &Ouml;nemliydi &ccedil;&uuml;nk&uuml; bizi ilgilendiriyordu. O yıldan sonra fişlemeler başladı.&quot;</p> <p>Uludağ, s&ouml;z konusu d&ouml;nemde b&uuml;t&uuml;n kimlik kartlarının ve sağlık karnelerinin değişeceği bahanesiyle eş ve &ccedil;ocukların fotoğraflarının toplandığını s&ouml;yledi. &Ccedil;ocukları olanlara hangi okulda okuduklarına dair formlar g&ouml;nderildiğini anlatan Uludağ, &quot;Biz inandığımız gibi yaşadığımız i&ccedil;in eşimin fotoğrafını tesett&uuml;rl&uuml; verdim. &Ccedil;ocuklarım var ama hepsi erkek olduğundan sorun olmadı.&quot; dedi.</p> <p>Kırıkkale&#39;den Kayseri Komando Tugayı&#39;na tayin olduğunu belirten Uludağ, Şırnak&#39;a gittiğini kaydetti. 1993-1995&#39;te de Şırnak&#39;ta g&ouml;revine devam ettiğini aktaran Uludağ, şunları anlattı:</p> <p>&quot;Oradayken bu fişlemeler oldu. 100 k&uuml;sur kişilik bir liste oluşturdular. Bundan haberimiz oldu. Bizi seven bazı komutanlarımız &#39;Şunlarla g&ouml;r&uuml;şmeyin.&#39; dedi. Orada bir problemimiz olmadı. Ama artık eşi baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; olan kişilerden herkes uzak durmaya gayret ediyordu. 1995&#39;te uzmanlık sınavına girmek i&ccedil;in m&uuml;racaat ettim. Benle ilgili belgede &#39;Atat&uuml;rk&ccedil;&uuml; d&uuml;ş&uuml;nceyi benimsemez.&#39; ibaresi vardı. Bu nedenle sınava giremeyeceğime dair bilgilendirme yapıldı. 1995&#39;te Kayseri&#39;deki t&uuml;mene tayinim &ccedil;ıktı. Komanda tugayında da kimseyi atmıyorlardı. Orada g&ouml;rev yapan bazı arkadaşlarımızı başka yerlere tayin ettikten sonra attılar. T&uuml;mende 1 yıl &ccedil;alıştım. Ocak 1996&#39;da &uuml;st&uuml;n disiplin anlayışımdan dolayı bana takdir verildi. Ağustos 1996&#39;da ordudan disiplinsizlik nedeniyle ilişiğimin kesildiği belirtildi.&quot;</p> <p>Hasan H&uuml;seyin Uludağ, TSK&#39;den ayrıldıktan sonra Kayseri Belediye Başkanı Ş&uuml;kr&uuml; Karatepe&#39;nin kendisine belediyede g&ouml;rev verdiğini anlatarak, bu g&ouml;revlendirmenin yerel ve ulusal basında &ccedil;ok&ccedil;a konuşulduğunu anımsattı.</p> <p>O s&uuml;re&ccedil;te ordudan atılanların kamuda &ccedil;alışmasının &ouml;n&uuml;n&uuml;n kapandığını dile getiren Uludağ, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Benden sonra zaten belediyeye kimseyi alamadılar. İlk toplu atılmalar Aralık 1995&#39;te olmuştu. Bu arkadaşların &ccedil;oğunu Recep Tayyip Erdoğan aldı. Ondan sonra bir de şu anda Ke&ccedil;i&ouml;ren Belediye Başkanı olan Turgut Altınok bu arkadaşlara sahip &ccedil;ıktı. Allah razı olsun. Muhafazakar olduklarını bilinen şirketler de kimseyi işe almadı. Bu arkadaşları işe almadılar. O d&ouml;nem o iş adamlarının hemen hemen tamamı sınavı kaybetti. Biz anlatmaya &ccedil;alıştık &#39;Dik durduğunuz takdirde bunlar korkar.&#39; dedik ama anlatamadık. Halkımızın şuuru yerindeydi ki o d&ouml;nemleri geride bıraktık. İlk atılanlardan sonra zaten olağan&uuml;st&uuml; şuralar d&uuml;zenlendi.&quot;</p> <p>Uludağ, ordudan ihra&ccedil; edilenlerin hem TSK hem de devlet aleyhinde tek kelime etmediğini anlatarak, &quot;Asla devlet ve silahlı kuvvetler adına bir şey s&ouml;ylenmeyecek diye karar aldık arkadaşlarla. İrtica ve disiplinsizlik nedeniyle atılanlar a&ccedil; kaldı, tezgahtarlık yapanlar, limon ve s&uuml;t satanlar oldu. Hi&ccedil;biri şikayet etmedi. Asla devletin aleyhine konuşulmazdı. Biz bu insanların tasfiye olacağına inanıyorduk.&quot; dedi.</p> <h3>28 Şubat&#39;tan 15 Temmuz darbe girişimine</h3> <p>Uludağ, 28 Şubat ihra&ccedil;ları d&ouml;neminde Fetullah&ccedil;ı Ter&ouml;r &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (FET&Ouml;) mensuplarının adeta korunaklı bir t&uuml;nelden ge&ccedil;erek 15 Temmuz&#39;a kadar orduda kaldığını dile getiren Uludağ, &quot;395 kurmay albaydan aşağı yukarı 128&#39;i 1994 mezunu teğmenler. 1986&#39;da askeri lise sınavı sorularının verildiği konuşuluyor. &Ccedil;alabileceklerine ihtimal vermiyorum, o kadar g&uuml;&ccedil;l&uuml; değillerdi. Bu &ouml;ğrencilerin hepsini sektirmeden askeri liseye aldılar. 1986&#39;da askeri liseye giren bu &ouml;ğrenciler 1994&#39;te harp okulundan mezun oldu. Bu kişiler inan&ccedil;lı kişiler olsaydı, bu şekilde mezun olmaları, &uuml;st&uuml;n ve m&uuml;mtazen terfiler almaları m&uuml;mk&uuml;n değil. Belli ki bunlar korunmuş, kollanmış.&quot; değerlendirmelerinde bulundu.</p> <p>1986&#39;da askeri liseye girenlerin bug&uuml;ne kadar en &ccedil;ok kurmay subay &ccedil;ıkaran devre olduğuna dikkati &ccedil;eken Uludağ, &ccedil;ekirdek kadronun 1994 devresi olduğunu s&ouml;yledi. Uludağ, FET&Ouml;&#39;n&uuml;n diğer alanlarda da uzun yıllar &ccedil;oğaldığını aktararak, &quot;Bunlar 2017-2018&#39;de devleti anahtar teslimi şekilde ele ge&ccedil;irecekti. Cumhurbaşkanımız tarafından bunların fark edilmesi, h&uuml;k&uuml;mete kafa tutmaları ve nihayetinde 2016 tasfiye edileceklerini bildiklerinden darbeye kalkıştılar. 28 Şubat aslında &ouml;zel olarak incelenmeli. 1980&#39;den 2016&#39;ya kadar olan d&ouml;nem &ccedil;ok ciddi şekilde araştırılmalı.&quot; ifadelerini kullandı.</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.