İstanbul'un en eski mabetlerinden biri ibadete açılacağı günü bekliyor

GÜNDEM (AA) - Anadolu Ajansı | 19.11.2020 - 14:27, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

İstanbul'un en eski mabetlerinden biri ibadete açılacağı günü bekliyor

Sinagog, kilise ve İstanbul'un fethinden sonra cami olarak hizmet veren ve 1600 yıllık olduğu belirtilen Lala Hayrettin Camisi, Vakıflar Bölge Müdürlüğü koordinesinde aslına uygun olarak restore ediliyor.
<p>İstanbul &Ccedil;evre K&uuml;lt&uuml;r ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (İSTED) Başkanı Dr. Erhan Sarışın,&nbsp;Lala Hayrettin Bey Camisi&#39;nin tarihi &ouml;zellikleri ve bulunarak restore edilme s&uuml;recini, AA muhabirine anlattı.</p> <p>İbadethanenin yapılış tarihi hakkında bilgi veren Sarışın, &quot;Lala Hayrettin Bey, diğer adıyla Acemağa Camisi, İstanbul&#39;un en eski ibadethanelerinden bir tanesi. Yaklaşık 1600 yıllık bir ibadethane. Yapılış tarihi miladi olarak 399-400 yıllarına dayanmakta. Bakırcılık yapan Yahudi esnaf, d&ouml;nemin Roma İmparatorundan burada bir sinagog yapmak i&ccedil;in izni alıyor ve bu yapı sinagog olarak inşa ediliyor. Konstantinopol&#39;&uuml;n Hristiyan halkı buna başkaldırıyor. Bir isyan &ccedil;ıkıyor ve sinagog yakılarak duvarları yıkılıyor. Burası yıkık halde kalıyor. 400 ile 450 yılları arasında da burası Bizanslılar tarafından kilise haline getiriliyor.&quot; dedi.</p> <div class="col-12 videoembed" style="box-sizing: border-box; position: relative; width: 791px; min-height: 1px; padding: 0px; flex: 0 0 100; max-width: 100; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px; margin-bottom: 10px !important;"> <div class="row" style="box-sizing: border-box; display: flex; flex-wrap: wrap; margin-right: 0px; margin-left: 0px; width: 791px;"> <h2>&nbsp;</h2> </div> </div> <p>Yapının sinagogdan kiliseye &ccedil;evrilmesinin ardından Hristiyanlığın en &ouml;nemli merkezlerinden biri haline geldiğini anlatan Sarışın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bizans burayı kilise haline getirdiğinde Meryem Ana&#39;nın kutsal emanetleri denen emanetler buraya getiriliyor. Bunların i&ccedil;inde bir de kuşak var. Buraya bu nedenle &#39;Meryem Ana Kuşak Kilisesi&#39; deniyor. Ardından iki kilise daha yapılarak bu b&ouml;lge kutsal bir alan haline getiriliyor. İstanbul&#39;a hacı olmak i&ccedil;in gelen Hristiyanların hatıralarında buranın kayıtları var. 532&#39;de Ayasofya&#39;nın &ccedil;ıkan b&uuml;y&uuml;k bir isyanda zarar g&ouml;rmesi &uuml;zerine patrikhanenin merkezi bu kiliseye taşınıyor. Burası 5 yıl boyunca Hristiyanların merkezi olarak hizmet ediyor.&quot;</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/7fc6ad83-e801-4dd2-b1c1-974abd5a6af0/20202FKasim2Fanadoluimages_20824420.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>1200&#39;l&uuml; yıllara kadar Meryem Ana Kilisesi&#39;nin ayakta kaldığını ancak Latin istilasında b&uuml;y&uuml;k zarar g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anlatan Sarışın, bu istilayla kilisede bulunan kutsal emanetlerin Roma&#39;ya g&ouml;t&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade etti. Sarışın, kilisenin bir d&ouml;nem Katolik Hristiyanlara da merkez olarak hizmet ettiğini s&ouml;yledi.</p> <h3>İstanbul&#39;un fethinden 30 yıl sonra camiye &ccedil;evrildi</h3> <p>Harabe halde bulunan kilise yapısının 1480&#39;lerde Lala Hayrettin Paşa tarafından camiye &ccedil;evrilerek hizmete alındığı bilgisini veren Sarışın, Kur&#39;an-ı Kerim&#39;in en &ouml;nemli yazma eserlerinin bulunması nedeniyle caminin &ouml;nemli bir tarihi &ouml;zelliği olduğunu vurguladı.</p> <p>1935&#39;te cami ve mescitlerin tasnifi ve ihtiya&ccedil; duyulmayanların kapatılmasına dair &ccedil;ıkarılan kanunun ardından Lala Hayrettin Camisi&#39;nin kapatıldığını, 1937&#39;de minare ile &ccedil;atısındaki ahşap ve kiremitlerin d&ouml;nemin Vakıflar İdaresince satışa &ccedil;ıkarılarak satıldığını anlatan Sarışın, bu tarihten sonra caminin harabe olarak g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar beklediğini ifade etti.</p> <p>Caminin bulunması i&ccedil;in akademik bir araştırma yapıldığını ve harita ile tarihi fotoğraflardan yerinin tespit edildiğini kaydeden Erhan Sarışın, kalıntıların yerinde tespit edilmesinin ardından tescil ve imar planlarına işletildiğini vurguladı.</p> <p>Caminin harabe halinde bulunduğunu ve ka&ccedil;ak kazılarla zarar g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anlatan Sarışın, &quot;Burayı 2018&#39;de bulduğumuzda i&ccedil;inde 50&#39;ye yakın ağa&ccedil; olan hatta temizlemeye kalktığımızda 10 kamyon &ccedil;&ouml;p olan bir haldeydi. Daha sonra burayı Vakıflar B&ouml;lge M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z projelendirdi. Biz de bu proje i&ccedil;in hayırsever bir işadamı bulduk. Bir yılı ge&ccedil;en s&uuml;redir temizlik, proje ve restorasyon &ccedil;alışmalarının ardından cami bu hale geldi.&quot; diye konuştu.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/7fc6ad83-e801-4dd2-b1c1-974abd5a6af0/20202FKasim2Fanadoluimages_20824424.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <h3>Zemininde papaz mezarı bulunuyor</h3> <p>Erhan Sarışın, caminin duvar kalıntılarında tuğla iş&ccedil;iliklerinin Bizans ile Osmanlı d&ouml;nemindeki taş duvar iş&ccedil;iliği &ouml;zelliklerini taşıdığını dile getirdi.</p> <p>Sarışın, &quot;Mabedin tabanına inen bir t&uuml;nelde d&ouml;nemin Hristiyan papazlarına ait mezar var. Buraya merdivenlerle iniliyor. Maalesef bu mezarlar da bir d&ouml;nem define avcıları tarafından ka&ccedil;ak kazı yapılarak tahrip edilmiş.&quot; dedi.</p> <p>Kilisenin 1600 yıllık tarihi olduğu bilgisine, i&ccedil;inde bulunan Bizans d&ouml;nemi tuğla kalıntıları &uuml;zerindeki m&uuml;h&uuml;rleri inceleterek ulaştıklarını anlatan Sarışın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Burası ilk olarak sinagog olarak Musevilere, sonra Ortodoks ve Katolik Hristiyanlara, 1480&#39;den sonra da M&uuml;sl&uuml;manlara hizmet etmiş bir yapı. Tarihi 1600 senelik. Kilise i&ccedil;inde bulduğumuz kare tuğla taşların &uuml;zerinde Latince işaretler var. Onları terc&uuml;me ettirdiğimizde 5. y&uuml;zyıla ait damgalar olduğunu g&ouml;rd&uuml;k. Buranın 400&#39;l&uuml; yıllarda yapıldığına dair bir delil de bu. Ayrıca Hristiyan kaynaklar, buranın 400&#39;l&uuml; yıllarda kilise olarak a&ccedil;ıldığını s&ouml;yl&uuml;yor.&quot;</p> <h3>&quot;400&#39;e yakın kayıp cami var&quot;</h3> <p>Dernek olarak İstanbul&#39;da 400&#39;e yakın kayıp tarihi cami izi tespit ettiklerini anlatan Sarışın, &quot;İstanbul&#39;da kaybolmuş ya da harap edilmiş 400&#39;e yakın cami kalıntısı mevcut. Biz bunlar hakkında dernek olarak &ccedil;alışıyoruz. Her biri hakkında dosyalar oluşturuyoruz. M&uuml;mk&uuml;n olanlarını tescil ettirmeye, m&uuml;mk&uuml;n olanlarını imar planlarına işletmeye, projelerini &ccedil;izdirmeye ve yeniden yaptırmaya &ccedil;alışıyoruz.&quot; diye konuştu.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/7fc6ad83-e801-4dd2-b1c1-974abd5a6af0/20202FKasim2Fanadoluimages_20824429.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>Kayıp eserlerin &quot;tarihi birer tapu&quot; olduğunu belirten Sarışın, İstanbul&#39;daki t&uuml;m tarihi eserlerin &ouml;zel olarak korunması gerektiğinin altını &ccedil;izdi. Sarışın, &quot;Bunun gibi 400 cami, 1000&#39;e yakın &ccedil;eşme, 100&#39;e yakın medrese, 200&#39;e yakın hamam ve sıbyan mektebi kayıp. Hi&ccedil;bir kalıntısı kalmayan kayıp 3 tane de saray var.&quot; dedi.</p> <p>Restorasyonu devam eden Lala Hayrettin Camisi&#39;nin 2021 yılı i&ccedil;inde ibadete a&ccedil;ılması planlanıyor.</p>
Sinagog, kilise ve İstanbul'un fethinden sonra cami olarak hizmet veren ve 1600 yıllık olduğu belirtilen Lala Hayrettin Camisi, Vakıflar Bölge Müdürlüğü koordinesinde aslına uygun olarak restore ediliyor.
<p>İstanbul &Ccedil;evre K&uuml;lt&uuml;r ve Tarihi Eserleri Koruma Derneği (İSTED) Başkanı Dr. Erhan Sarışın,&nbsp;Lala Hayrettin Bey Camisi&#39;nin tarihi &ouml;zellikleri ve bulunarak restore edilme s&uuml;recini, AA muhabirine anlattı.</p> <p>İbadethanenin yapılış tarihi hakkında bilgi veren Sarışın, &quot;Lala Hayrettin Bey, diğer adıyla Acemağa Camisi, İstanbul&#39;un en eski ibadethanelerinden bir tanesi. Yaklaşık 1600 yıllık bir ibadethane. Yapılış tarihi miladi olarak 399-400 yıllarına dayanmakta. Bakırcılık yapan Yahudi esnaf, d&ouml;nemin Roma İmparatorundan burada bir sinagog yapmak i&ccedil;in izni alıyor ve bu yapı sinagog olarak inşa ediliyor. Konstantinopol&#39;&uuml;n Hristiyan halkı buna başkaldırıyor. Bir isyan &ccedil;ıkıyor ve sinagog yakılarak duvarları yıkılıyor. Burası yıkık halde kalıyor. 400 ile 450 yılları arasında da burası Bizanslılar tarafından kilise haline getiriliyor.&quot; dedi.</p> <div class="col-12 videoembed" style="box-sizing: border-box; position: relative; width: 791px; min-height: 1px; padding: 0px; flex: 0 0 100; max-width: 100; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px; margin-bottom: 10px !important;"> <div class="row" style="box-sizing: border-box; display: flex; flex-wrap: wrap; margin-right: 0px; margin-left: 0px; width: 791px;"> <h2>&nbsp;</h2> </div> </div> <p>Yapının sinagogdan kiliseye &ccedil;evrilmesinin ardından Hristiyanlığın en &ouml;nemli merkezlerinden biri haline geldiğini anlatan Sarışın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bizans burayı kilise haline getirdiğinde Meryem Ana&#39;nın kutsal emanetleri denen emanetler buraya getiriliyor. Bunların i&ccedil;inde bir de kuşak var. Buraya bu nedenle &#39;Meryem Ana Kuşak Kilisesi&#39; deniyor. Ardından iki kilise daha yapılarak bu b&ouml;lge kutsal bir alan haline getiriliyor. İstanbul&#39;a hacı olmak i&ccedil;in gelen Hristiyanların hatıralarında buranın kayıtları var. 532&#39;de Ayasofya&#39;nın &ccedil;ıkan b&uuml;y&uuml;k bir isyanda zarar g&ouml;rmesi &uuml;zerine patrikhanenin merkezi bu kiliseye taşınıyor. Burası 5 yıl boyunca Hristiyanların merkezi olarak hizmet ediyor.&quot;</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/7fc6ad83-e801-4dd2-b1c1-974abd5a6af0/20202FKasim2Fanadoluimages_20824420.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>1200&#39;l&uuml; yıllara kadar Meryem Ana Kilisesi&#39;nin ayakta kaldığını ancak Latin istilasında b&uuml;y&uuml;k zarar g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anlatan Sarışın, bu istilayla kilisede bulunan kutsal emanetlerin Roma&#39;ya g&ouml;t&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade etti. Sarışın, kilisenin bir d&ouml;nem Katolik Hristiyanlara da merkez olarak hizmet ettiğini s&ouml;yledi.</p> <h3>İstanbul&#39;un fethinden 30 yıl sonra camiye &ccedil;evrildi</h3> <p>Harabe halde bulunan kilise yapısının 1480&#39;lerde Lala Hayrettin Paşa tarafından camiye &ccedil;evrilerek hizmete alındığı bilgisini veren Sarışın, Kur&#39;an-ı Kerim&#39;in en &ouml;nemli yazma eserlerinin bulunması nedeniyle caminin &ouml;nemli bir tarihi &ouml;zelliği olduğunu vurguladı.</p> <p>1935&#39;te cami ve mescitlerin tasnifi ve ihtiya&ccedil; duyulmayanların kapatılmasına dair &ccedil;ıkarılan kanunun ardından Lala Hayrettin Camisi&#39;nin kapatıldığını, 1937&#39;de minare ile &ccedil;atısındaki ahşap ve kiremitlerin d&ouml;nemin Vakıflar İdaresince satışa &ccedil;ıkarılarak satıldığını anlatan Sarışın, bu tarihten sonra caminin harabe olarak g&uuml;n&uuml;m&uuml;ze kadar beklediğini ifade etti.</p> <p>Caminin bulunması i&ccedil;in akademik bir araştırma yapıldığını ve harita ile tarihi fotoğraflardan yerinin tespit edildiğini kaydeden Erhan Sarışın, kalıntıların yerinde tespit edilmesinin ardından tescil ve imar planlarına işletildiğini vurguladı.</p> <p>Caminin harabe halinde bulunduğunu ve ka&ccedil;ak kazılarla zarar g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; anlatan Sarışın, &quot;Burayı 2018&#39;de bulduğumuzda i&ccedil;inde 50&#39;ye yakın ağa&ccedil; olan hatta temizlemeye kalktığımızda 10 kamyon &ccedil;&ouml;p olan bir haldeydi. Daha sonra burayı Vakıflar B&ouml;lge M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z projelendirdi. Biz de bu proje i&ccedil;in hayırsever bir işadamı bulduk. Bir yılı ge&ccedil;en s&uuml;redir temizlik, proje ve restorasyon &ccedil;alışmalarının ardından cami bu hale geldi.&quot; diye konuştu.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/7fc6ad83-e801-4dd2-b1c1-974abd5a6af0/20202FKasim2Fanadoluimages_20824424.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <h3>Zemininde papaz mezarı bulunuyor</h3> <p>Erhan Sarışın, caminin duvar kalıntılarında tuğla iş&ccedil;iliklerinin Bizans ile Osmanlı d&ouml;nemindeki taş duvar iş&ccedil;iliği &ouml;zelliklerini taşıdığını dile getirdi.</p> <p>Sarışın, &quot;Mabedin tabanına inen bir t&uuml;nelde d&ouml;nemin Hristiyan papazlarına ait mezar var. Buraya merdivenlerle iniliyor. Maalesef bu mezarlar da bir d&ouml;nem define avcıları tarafından ka&ccedil;ak kazı yapılarak tahrip edilmiş.&quot; dedi.</p> <p>Kilisenin 1600 yıllık tarihi olduğu bilgisine, i&ccedil;inde bulunan Bizans d&ouml;nemi tuğla kalıntıları &uuml;zerindeki m&uuml;h&uuml;rleri inceleterek ulaştıklarını anlatan Sarışın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Burası ilk olarak sinagog olarak Musevilere, sonra Ortodoks ve Katolik Hristiyanlara, 1480&#39;den sonra da M&uuml;sl&uuml;manlara hizmet etmiş bir yapı. Tarihi 1600 senelik. Kilise i&ccedil;inde bulduğumuz kare tuğla taşların &uuml;zerinde Latince işaretler var. Onları terc&uuml;me ettirdiğimizde 5. y&uuml;zyıla ait damgalar olduğunu g&ouml;rd&uuml;k. Buranın 400&#39;l&uuml; yıllarda yapıldığına dair bir delil de bu. Ayrıca Hristiyan kaynaklar, buranın 400&#39;l&uuml; yıllarda kilise olarak a&ccedil;ıldığını s&ouml;yl&uuml;yor.&quot;</p> <h3>&quot;400&#39;e yakın kayıp cami var&quot;</h3> <p>Dernek olarak İstanbul&#39;da 400&#39;e yakın kayıp tarihi cami izi tespit ettiklerini anlatan Sarışın, &quot;İstanbul&#39;da kaybolmuş ya da harap edilmiş 400&#39;e yakın cami kalıntısı mevcut. Biz bunlar hakkında dernek olarak &ccedil;alışıyoruz. Her biri hakkında dosyalar oluşturuyoruz. M&uuml;mk&uuml;n olanlarını tescil ettirmeye, m&uuml;mk&uuml;n olanlarını imar planlarına işletmeye, projelerini &ccedil;izdirmeye ve yeniden yaptırmaya &ccedil;alışıyoruz.&quot; diye konuştu.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/7fc6ad83-e801-4dd2-b1c1-974abd5a6af0/20202FKasim2Fanadoluimages_20824429.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>Kayıp eserlerin &quot;tarihi birer tapu&quot; olduğunu belirten Sarışın, İstanbul&#39;daki t&uuml;m tarihi eserlerin &ouml;zel olarak korunması gerektiğinin altını &ccedil;izdi. Sarışın, &quot;Bunun gibi 400 cami, 1000&#39;e yakın &ccedil;eşme, 100&#39;e yakın medrese, 200&#39;e yakın hamam ve sıbyan mektebi kayıp. Hi&ccedil;bir kalıntısı kalmayan kayıp 3 tane de saray var.&quot; dedi.</p> <p>Restorasyonu devam eden Lala Hayrettin Camisi&#39;nin 2021 yılı i&ccedil;inde ibadete a&ccedil;ılması planlanıyor.</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.