'Postmodern darbe'nin psikolojik baskı ve yıpratma aracı: İkna odaları

GÜNDEM (AA) - Anadolu Ajansı | 25.02.2021 - 11:46, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

'Postmodern darbe'nin psikolojik baskı ve yıpratma aracı: İkna odaları

Toplumda derin yaralar açan 28 Şubat sürecinde öğrencilerin başörtülerini çıkarmaları için İstanbul Üniversitesinde kurulan ikna odaları, o dönemle özdeşleşen olaylardan biri olarak hafızalara kazındı.
<p>Demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yerini alan ve toplumda derin yaralar a&ccedil;an 28 Şubat 1997&#39;deki postmodern darbenin &uuml;zerinden 24 yıl ge&ccedil;ti. D&ouml;nemin tanıkları ve mağdurları, bu s&uuml;re&ccedil;te toplumun yaşam bi&ccedil;imi ve inan&ccedil;larını yaşayış tarzı &uuml;zerinden oluşturulan yoğun baskıyı, aradan ge&ccedil;en yıllara rağmen hala unutamıyor.</p> <p>28 Şubat&#39;ın en &ccedil;ok etkilediği kesim, baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; takmaları nedeniyle &ouml;ğrenim hakları engellenen &ouml;ğrenciler oldu. Baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrencilere karşı lin&ccedil; kampanyası başlatıldı, tek istekleri eğitimlerine devam etmek olan &ouml;ğrencilerin y&uuml;zlerine okul kapıları birer birer kapandı.</p> <p>&nbsp;</p> <div class="embed-responsive embed-responsive-16by9" style="box-sizing: border-box; position: relative; width: 791px; padding: 0px; overflow: hidden;"><iframe class="embed-responsive-item" frameborder="0" height="486" src="https://www.youtube.com/embed/mDhzLZBzbD8" style="box-sizing: border-box; position: absolute; top: 0px; bottom: 0px; left: 0px; width: 791px; height: 444.938px; border-width: 0px; border-style: initial;" width="864"></iframe></div> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;ğrencilerin &uuml;niversite &ouml;nlerinde eylem yaparak başlattıkları baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; m&uuml;cadelesi, kısa s&uuml;rede t&uuml;m &uuml;lkeye yayılarak b&uuml;y&uuml;k bir direnişe d&ouml;n&uuml;şt&uuml;. Haklarını arayan &ouml;ğrenciler, adeta ter&ouml;rist muamelesi g&ouml;rd&uuml;ler, okul bah&ccedil;esine dahi sokulmadılar hatta g&ouml;zaltına alınıp yargılandılar.</p> <h3>İkna odaları baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrencilerin kabusu oldu</h3> <p>&Ouml;ğrencilerin baş&ouml;rt&uuml;lerini &ccedil;ıkarmaları i&ccedil;in İstanbul &Uuml;niversitesinde (İ&Uuml;) kurulan &quot;ikna odaları&quot; da 28 Şubat s&uuml;reciyle &ouml;zdeşleşen olaylardan biri olarak hafızalara kazındı. İkna odaları, hen&uuml;z daha gen&ccedil;liğinin baharında olan kız &ouml;ğrencilerin adeta kabusu haline geldi.</p> <p>İkna odalarında &ouml;ğrencilere, başlarını a&ccedil;maları karşılığında bir&ccedil;ok teklif sunuldu, okula baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;z gireceklerine dair baskıyla taahh&uuml;tname imzalatıldı ve bu sırada g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leri kamerayla kayıt altına alındı.</p> <p>Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; eylemlerinin en yoğun yaşandığı, &ouml;ğrencilerin şiddete maruz kaldığı o g&uuml;nlerde, Fetullah&ccedil;ı Ter&ouml;r &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (FET&Ouml;) elebaşı Fetullah G&uuml;len&#39;in &quot;Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; f&uuml;ruattır&quot; a&ccedil;ıklaması yasak&ccedil;ılara malzeme olurken, baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; direnişini de b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de sekteye uğrattı.</p> <p>Bu a&ccedil;ıklamanın &uuml;zerine bazı &ouml;ğrenciler baş&ouml;rt&uuml;lerini &ccedil;ıkarırken, bu durum m&uuml;cadele eden &ouml;ğrencilerin &uuml;zerindeki baskıyı daha da artırdı; &ouml;ğrenciler ikna odaları ve karakollarda, bu s&ouml;z &uuml;zerinden yasak&ccedil;ıların telkinlerine maruz kaldı.</p> <h3>&quot;Peruk, bone ve şapka &#39;İkna olmadık&#39; demenin aracı haline geldi&quot;</h3> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/52f7c4d2-852f-4a9e-b343-be9ef8b66754/20212F022Fikna_odalari_kitap_0.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>&quot;İkna Odaları&quot; kitabının yazarı G&uuml;lşen Demirkol &Ouml;zer, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, İ&Uuml; Sosyoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;&#39;nden mezun olmasına &ccedil;ok az bir s&uuml;re kala okula baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;yle girme yasağının başladığını, ilk başta uygulanabilir olmadığını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;kleri yasağın her katmanda &ccedil;ok sert bir şekilde uygulandığını, okulda yaptıkları eylemlerde sert m&uuml;dahalelerle karşılaştıklarını anlattı.</p> <p>O yıl pek &ccedil;ok arkadaşının mezun olamadığını belirten &Ouml;zer, Edebiyat Fak&uuml;ltesi&#39;nde baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; protestosu g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduğundan yasağın bir s&uuml;re geri &ccedil;ekildiğini, o sayede mezun olduğunu ve &ouml;ğretmenliğe atandığını fakat diğer kamu kurumlarında da yasak uygulandığı i&ccedil;in &ouml;ğretmenlikten aynı yıl ihra&ccedil; edildiğini s&ouml;yledi.</p> <p>Mezun olduğu yıl okula yeni gelen &ouml;ğrencilerin kayıt &ouml;ncesi ikna odalarına alınması &uuml;zerine onlarla g&ouml;r&uuml;şerek &quot;İkna Odaları&quot; isimli bir kitap kaleme aldığını kaydeden &Ouml;zer, &quot;Konuştuklarımdan 3-4 kişi hari&ccedil; &ccedil;oğu ikna odasına girerek bir şekilde okula kayıtlarını yaptırdılar. Okullarına peruk, bere ya da şapkayla giriyorlardı. Bu aslında şunu ifade ediyor, &#39;Biz o odalara okuldan kaydımız d&uuml;şmesin diye mecburen girdik fakat asla ikna olmadık.&#39; Peruk, bone ve şapka aslında bir d&ouml;nem baş&ouml;rt&uuml;n&uuml;n yerini aldı, &#39;İkna olmadık&#39; demenin aracı haline geldi. Bu nedenle de &ccedil;ok kısa bir s&uuml;re sonra okullarda peruk ve şapka yasakları uygulanmaya başladı. Konuştuğum kişiler, başındaki kendi sa&ccedil;ı mı peruk diye kontrol edilmeye başlandığını anlattılar. &Ccedil;ok &uuml;zg&uuml;nlerdi, psikolojileri dağılmış vaziyetteydi. Hatta pek &ccedil;oğu kabus g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; s&ouml;yl&uuml;yordu.&quot; diye konuştu.</p> <h3>&quot;Başını a&ccedil;mayı reddederse sert bir şekilde muamele ediyorlardı&quot;</h3> <p>G&uuml;lşen Demirkol &Ouml;zer, ikna odalarında baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrencilerin maruz kaldıkları baskıyı şu s&ouml;zlerle anlattı:</p> <p><img alt="" src="https://admin.aa.com.tr/uploads/userFiles/52f7c4d2-852f-4a9e-b343-be9ef8b66754/20212F022Fikna_odalari_kitap_1.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>&quot;&Ouml;ğrenci, ikna odasına tek başına alınıyordu. Burada bir psikolog g&ouml;revlendirilmiş ve yanında okula kayıt yapan bir kadın ve erkek kameraman vardı. Eğer imam hatipliyse dini arg&uuml;manlar &uuml;zerinden değil daha &ccedil;ok &#39;G&uuml;zelsin, gen&ccedil;sin, gelecek vadediyorsun. Burs verelim, seni okutalım ama okula bu şekilde giremezsin, başını a&ccedil;man lazım.&#39; şeklinde telkinlerde bulunuyorlardı. Kişi eğer reddederse bu sefer sert bir şekilde muamele ediyorlardı. Ailesini aramakla tehdit ediyorlar ya da dini bilgisinin zayıf olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorlarsa Kur&#39;an&#39;da b&ouml;yle bir emrin olmadığını s&ouml;yl&uuml;yorlardı. İkna odasının &ouml;zeti şu; bir genci her t&uuml;r arg&uuml;manla sıkıştırarak &ouml;n&uuml;nde bulunan kağıdı imzalatıp o anda başını a&ccedil;masını sağlayarak onun farklı bir y&ouml;ne girmesini istediler. Başını a&ccedil;masını isteyip kayıt aldıklarında aslında &ouml;ğrenciye &#39;Sen artık yenildin, bize teslim oldun, başını a&ccedil;tın bir kere bundan sonra da a&ccedil;malısın.&#39; mesajını veriyorlardı.&quot;</p> <p>&Ouml;zer, g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; &ouml;ğrencilerin ikna odasında yaşadıklarını ağlayarak anlattığını, bir yandan da o d&ouml;nemde okula hala devam ettikleri i&ccedil;in tedirginlik duyduklarını aktardı.</p> <p>28 Şubat&#39;ın tarihte kalmış ve bitmiş bir acı olmadığına, bug&uuml;n hala o d&ouml;nemin yaralarının sarılmadığına işaret eden &Ouml;zer, &quot;Her kademede memuriyetten atılanların yaşadıkları sorunlar devam ediyor. &Ouml;zl&uuml;k haklarımızı almadık, iadeiitibar i&ccedil;in uğraşıyoruz. Bu, darbenin boyutlarını ve derinliğini g&ouml;steriyor. Bin yıl s&uuml;rmedi belki ama izlerini silemediğimiz i&ccedil;in hala kanayan taze bir yara.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <h3>&quot;Okula almadılar ama atılma sebebi olarak devamsızlığı g&ouml;sterdiler&quot;</h3> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/52f7c4d2-852f-4a9e-b343-be9ef8b66754/20212F022Fzehra_kaya.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; float:right; max-width:100; vertical-align:middle" />28 Şubat s&uuml;recinde İ&Uuml; Edebiyat Fak&uuml;ltesi Sanat Tarihi B&ouml;l&uuml;m&uuml; 3. sınıf &ouml;ğrencisiyken baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; nedeniyle &uuml;niversiteden atılan Zehra Erg&uuml;l Kaya, o d&ouml;nemde okuluna devam edebilmek i&ccedil;in verdiği m&uuml;cadele ve karşılaştığı zorluklar ile &ouml;ğrencilerin baskıya maruz kaldıkları ikna odalarıyla ilgili tanık olduğu olayları anlattı.</p> <p>Okullarda hen&uuml;z yasak uygulanmaya başlamadan &ouml;nce dahi baskıyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Kaya, sınıftaki baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; arkadaşıyla hi&ccedil;bir gerek&ccedil;e g&ouml;sterilmeksizin kazı alanına g&ouml;t&uuml;r&uuml;lmediklerini, sınıf arkadaşlarının buna karşı imza topladığını ama işe yaramadığını s&ouml;yledi.</p> <p>Yasakların ilk &ouml;nce &Ccedil;apa ve Cerrahpaşa Tıp Fak&uuml;ltelerinde başladığını dile getiren Kaya, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;&Ouml;ğrencileri derslere almadılar. Yaka pa&ccedil;a sınav ve uygulama salonlarından &ccedil;ıkardılar. Darbeden birka&ccedil; ay sonra da Edebiyat Fak&uuml;ltesi&#39;nde de yasak uygulanmaya başladı. Bir g&uuml;n okulun kapısına geldiğimizde robokoplar ve k&ouml;peklerle durdurulduk. Bir daha da uzun yıllar boyunca okuluma giremedim. Yasak yasal değildi ve uygulayıcılar bunu biliyorlardı. 1998&#39;de devamsızlıktan okuldan atıldım. Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; kanunen yasak değildi, kılık kıyafet y&ouml;netmeliği de atılmayı gerektirmezdi. Bizi okula fiilen almadılar ama atılma sebebi olarak devamsızlığı g&ouml;sterdiler. Y&ouml;netim, okula almadıklarını kabul etmiyordu. Defalarca tartaklandım, yumruk yedim, yerlerde s&uuml;r&uuml;klendim, &uuml;zerime k&ouml;pekleri saldılar. G&ouml;zaltına alındım, nezarette yattım hatta cezaevinde tutuklu yargılama talebi olduğu i&ccedil;in beraat etmeme rağmen cezaevine giriş &ccedil;ıkış yapmak zorunda kaldım. 1 ay sonra yapılacak yargılama i&ccedil;in tutuklu yargılama kararı verildi. B&uuml;t&uuml;n bunlar 3 yılını tamamladığım okuluma son sene de devam etmek istediğin i&ccedil;in ger&ccedil;ekleşti.&quot;</p> <h3>&quot;&Ccedil;ok tacizkar bir uygulamaydı&quot;</h3> <p>Okula devam &ouml;ğrenciler i&ccedil;in başı a&ccedil;ık fotoğraf zorunluluğu getirildiğini ve kayıt yenileyecekleri zaman kendisinden a&ccedil;ık fotoğraf istenildiğini fakat vermediğini ifade eden Kaya, a&ccedil;ık fotoğraf veren arkadaşlarının da &quot;Kimliklerinizde a&ccedil;ık fotoğraf var, &ouml;rt&uuml;l&uuml; giremezsiniz.&quot; gerek&ccedil;esiyle okullara alınmadıklarını aktardı.</p> <p>Zehra Erg&uuml;l Kaya, ikna odalarına ilişkin tanıklığını ise şu s&ouml;zlerle dile getirdi:</p> <p>&quot;İlk kez kayıt i&ccedil;in gelen &ouml;ğrencilerden de a&ccedil;ık fotoğraf istediler. Onları farklı bir girişten aldılar. Okulun &ouml;n&uuml;ne perdeleri olan ge&ccedil;ici kabin gibi yerler yapmışlardı. Buraya sadece yeni gelen kız &ouml;ğrencileri alıyorlardı. &Ccedil;oğu arkadaş ağlayarak o odalardan &ccedil;ıkıyordu. Biz de oradaydık. İ&ccedil;eride kamera karşısında oturtularak verdikleri emeğin o noktada verecekleri karara bağlı olduğunu, eğer başlarını a&ccedil;arlarsa onları &ccedil;ok parlak bir geleceğin beklediğini telkin etmişler. Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; i&ccedil;in ailelerinden baskı g&ouml;r&uuml;yorlarsa burs vererek her t&uuml;rl&uuml; sahip &ccedil;ıkacaklarını, orada verecekleri kararla geleceklerine y&ouml;n vereceklerini s&ouml;yleyerek bir uygulama yaptılar. Bu &ccedil;ok tacizkar bir uygulamaydı. O g&uuml;nlerde yasak&ccedil;ıların kendince daha az şiddetli bir uygulaması gibi lanse edildi. Nur Serter ve ekibi de b&ouml;yle s&ouml;yl&uuml;yorlardı. İstanbul&#39;daki s&uuml;reci yakından biliyorum, &ccedil;ok acımasızca uygulandı, kimsenin g&ouml;z&uuml;n&uuml;n yaşına da bakmadılar.&quot;</p> <p>16 yıl sonra aftan yararlanıp 4 &ccedil;ocuk annesi olarak okula d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; belirten Kaya, &quot;Başvurumu kabul eden hoca olarak da sınıf arkadaşımı karşımda buldum. Bu benim i&ccedil;in bir kırılma anıydı. Biz yasağa karşı bir duruş g&ouml;sterirken &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k m&uuml;cadelesi veriyorduk aslında. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; inancımıza uygun olarak yaşamak istiyorduk. Yine de insanın hayatının 16 yıl ertelenmesi &ccedil;ok etkili bir yıkım ve bunun tazmini olamaz. Benim gibi binlerce insanın hayatı ertelendi. Kariyeri yok edildi. Bu &ccedil;ok ağırdı. Zannedildiğinde &ccedil;ok daha fazla kişiyi etkiledi, hala da etkileri devam ediyor.&quot; şeklinde konuştu.</p>
Toplumda derin yaralar açan 28 Şubat sürecinde öğrencilerin başörtülerini çıkarmaları için İstanbul Üniversitesinde kurulan ikna odaları, o dönemle özdeşleşen olaylardan biri olarak hafızalara kazındı.
<p>Demokrasi tarihinde kara bir leke olarak yerini alan ve toplumda derin yaralar a&ccedil;an 28 Şubat 1997&#39;deki postmodern darbenin &uuml;zerinden 24 yıl ge&ccedil;ti. D&ouml;nemin tanıkları ve mağdurları, bu s&uuml;re&ccedil;te toplumun yaşam bi&ccedil;imi ve inan&ccedil;larını yaşayış tarzı &uuml;zerinden oluşturulan yoğun baskıyı, aradan ge&ccedil;en yıllara rağmen hala unutamıyor.</p> <p>28 Şubat&#39;ın en &ccedil;ok etkilediği kesim, baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; takmaları nedeniyle &ouml;ğrenim hakları engellenen &ouml;ğrenciler oldu. Baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrencilere karşı lin&ccedil; kampanyası başlatıldı, tek istekleri eğitimlerine devam etmek olan &ouml;ğrencilerin y&uuml;zlerine okul kapıları birer birer kapandı.</p> <p>&nbsp;</p> <div class="embed-responsive embed-responsive-16by9" style="box-sizing: border-box; position: relative; width: 791px; padding: 0px; overflow: hidden;"><iframe class="embed-responsive-item" frameborder="0" height="486" src="https://www.youtube.com/embed/mDhzLZBzbD8" style="box-sizing: border-box; position: absolute; top: 0px; bottom: 0px; left: 0px; width: 791px; height: 444.938px; border-width: 0px; border-style: initial;" width="864"></iframe></div> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;ğrencilerin &uuml;niversite &ouml;nlerinde eylem yaparak başlattıkları baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; m&uuml;cadelesi, kısa s&uuml;rede t&uuml;m &uuml;lkeye yayılarak b&uuml;y&uuml;k bir direnişe d&ouml;n&uuml;şt&uuml;. Haklarını arayan &ouml;ğrenciler, adeta ter&ouml;rist muamelesi g&ouml;rd&uuml;ler, okul bah&ccedil;esine dahi sokulmadılar hatta g&ouml;zaltına alınıp yargılandılar.</p> <h3>İkna odaları baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrencilerin kabusu oldu</h3> <p>&Ouml;ğrencilerin baş&ouml;rt&uuml;lerini &ccedil;ıkarmaları i&ccedil;in İstanbul &Uuml;niversitesinde (İ&Uuml;) kurulan &quot;ikna odaları&quot; da 28 Şubat s&uuml;reciyle &ouml;zdeşleşen olaylardan biri olarak hafızalara kazındı. İkna odaları, hen&uuml;z daha gen&ccedil;liğinin baharında olan kız &ouml;ğrencilerin adeta kabusu haline geldi.</p> <p>İkna odalarında &ouml;ğrencilere, başlarını a&ccedil;maları karşılığında bir&ccedil;ok teklif sunuldu, okula baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;z gireceklerine dair baskıyla taahh&uuml;tname imzalatıldı ve bu sırada g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leri kamerayla kayıt altına alındı.</p> <p>Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; eylemlerinin en yoğun yaşandığı, &ouml;ğrencilerin şiddete maruz kaldığı o g&uuml;nlerde, Fetullah&ccedil;ı Ter&ouml;r &Ouml;rg&uuml;t&uuml; (FET&Ouml;) elebaşı Fetullah G&uuml;len&#39;in &quot;Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; f&uuml;ruattır&quot; a&ccedil;ıklaması yasak&ccedil;ılara malzeme olurken, baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; direnişini de b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de sekteye uğrattı.</p> <p>Bu a&ccedil;ıklamanın &uuml;zerine bazı &ouml;ğrenciler baş&ouml;rt&uuml;lerini &ccedil;ıkarırken, bu durum m&uuml;cadele eden &ouml;ğrencilerin &uuml;zerindeki baskıyı daha da artırdı; &ouml;ğrenciler ikna odaları ve karakollarda, bu s&ouml;z &uuml;zerinden yasak&ccedil;ıların telkinlerine maruz kaldı.</p> <h3>&quot;Peruk, bone ve şapka &#39;İkna olmadık&#39; demenin aracı haline geldi&quot;</h3> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/52f7c4d2-852f-4a9e-b343-be9ef8b66754/20212F022Fikna_odalari_kitap_0.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>&quot;İkna Odaları&quot; kitabının yazarı G&uuml;lşen Demirkol &Ouml;zer, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, İ&Uuml; Sosyoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;&#39;nden mezun olmasına &ccedil;ok az bir s&uuml;re kala okula baş&ouml;rt&uuml;s&uuml;yle girme yasağının başladığını, ilk başta uygulanabilir olmadığını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;kleri yasağın her katmanda &ccedil;ok sert bir şekilde uygulandığını, okulda yaptıkları eylemlerde sert m&uuml;dahalelerle karşılaştıklarını anlattı.</p> <p>O yıl pek &ccedil;ok arkadaşının mezun olamadığını belirten &Ouml;zer, Edebiyat Fak&uuml;ltesi&#39;nde baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; protestosu g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduğundan yasağın bir s&uuml;re geri &ccedil;ekildiğini, o sayede mezun olduğunu ve &ouml;ğretmenliğe atandığını fakat diğer kamu kurumlarında da yasak uygulandığı i&ccedil;in &ouml;ğretmenlikten aynı yıl ihra&ccedil; edildiğini s&ouml;yledi.</p> <p>Mezun olduğu yıl okula yeni gelen &ouml;ğrencilerin kayıt &ouml;ncesi ikna odalarına alınması &uuml;zerine onlarla g&ouml;r&uuml;şerek &quot;İkna Odaları&quot; isimli bir kitap kaleme aldığını kaydeden &Ouml;zer, &quot;Konuştuklarımdan 3-4 kişi hari&ccedil; &ccedil;oğu ikna odasına girerek bir şekilde okula kayıtlarını yaptırdılar. Okullarına peruk, bere ya da şapkayla giriyorlardı. Bu aslında şunu ifade ediyor, &#39;Biz o odalara okuldan kaydımız d&uuml;şmesin diye mecburen girdik fakat asla ikna olmadık.&#39; Peruk, bone ve şapka aslında bir d&ouml;nem baş&ouml;rt&uuml;n&uuml;n yerini aldı, &#39;İkna olmadık&#39; demenin aracı haline geldi. Bu nedenle de &ccedil;ok kısa bir s&uuml;re sonra okullarda peruk ve şapka yasakları uygulanmaya başladı. Konuştuğum kişiler, başındaki kendi sa&ccedil;ı mı peruk diye kontrol edilmeye başlandığını anlattılar. &Ccedil;ok &uuml;zg&uuml;nlerdi, psikolojileri dağılmış vaziyetteydi. Hatta pek &ccedil;oğu kabus g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; s&ouml;yl&uuml;yordu.&quot; diye konuştu.</p> <h3>&quot;Başını a&ccedil;mayı reddederse sert bir şekilde muamele ediyorlardı&quot;</h3> <p>G&uuml;lşen Demirkol &Ouml;zer, ikna odalarında baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; &ouml;ğrencilerin maruz kaldıkları baskıyı şu s&ouml;zlerle anlattı:</p> <p><img alt="" src="https://admin.aa.com.tr/uploads/userFiles/52f7c4d2-852f-4a9e-b343-be9ef8b66754/20212F022Fikna_odalari_kitap_1.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>&quot;&Ouml;ğrenci, ikna odasına tek başına alınıyordu. Burada bir psikolog g&ouml;revlendirilmiş ve yanında okula kayıt yapan bir kadın ve erkek kameraman vardı. Eğer imam hatipliyse dini arg&uuml;manlar &uuml;zerinden değil daha &ccedil;ok &#39;G&uuml;zelsin, gen&ccedil;sin, gelecek vadediyorsun. Burs verelim, seni okutalım ama okula bu şekilde giremezsin, başını a&ccedil;man lazım.&#39; şeklinde telkinlerde bulunuyorlardı. Kişi eğer reddederse bu sefer sert bir şekilde muamele ediyorlardı. Ailesini aramakla tehdit ediyorlar ya da dini bilgisinin zayıf olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorlarsa Kur&#39;an&#39;da b&ouml;yle bir emrin olmadığını s&ouml;yl&uuml;yorlardı. İkna odasının &ouml;zeti şu; bir genci her t&uuml;r arg&uuml;manla sıkıştırarak &ouml;n&uuml;nde bulunan kağıdı imzalatıp o anda başını a&ccedil;masını sağlayarak onun farklı bir y&ouml;ne girmesini istediler. Başını a&ccedil;masını isteyip kayıt aldıklarında aslında &ouml;ğrenciye &#39;Sen artık yenildin, bize teslim oldun, başını a&ccedil;tın bir kere bundan sonra da a&ccedil;malısın.&#39; mesajını veriyorlardı.&quot;</p> <p>&Ouml;zer, g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; &ouml;ğrencilerin ikna odasında yaşadıklarını ağlayarak anlattığını, bir yandan da o d&ouml;nemde okula hala devam ettikleri i&ccedil;in tedirginlik duyduklarını aktardı.</p> <p>28 Şubat&#39;ın tarihte kalmış ve bitmiş bir acı olmadığına, bug&uuml;n hala o d&ouml;nemin yaralarının sarılmadığına işaret eden &Ouml;zer, &quot;Her kademede memuriyetten atılanların yaşadıkları sorunlar devam ediyor. &Ouml;zl&uuml;k haklarımızı almadık, iadeiitibar i&ccedil;in uğraşıyoruz. Bu, darbenin boyutlarını ve derinliğini g&ouml;steriyor. Bin yıl s&uuml;rmedi belki ama izlerini silemediğimiz i&ccedil;in hala kanayan taze bir yara.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <h3>&quot;Okula almadılar ama atılma sebebi olarak devamsızlığı g&ouml;sterdiler&quot;</h3> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/52f7c4d2-852f-4a9e-b343-be9ef8b66754/20212F022Fzehra_kaya.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; float:right; max-width:100; vertical-align:middle" />28 Şubat s&uuml;recinde İ&Uuml; Edebiyat Fak&uuml;ltesi Sanat Tarihi B&ouml;l&uuml;m&uuml; 3. sınıf &ouml;ğrencisiyken baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; nedeniyle &uuml;niversiteden atılan Zehra Erg&uuml;l Kaya, o d&ouml;nemde okuluna devam edebilmek i&ccedil;in verdiği m&uuml;cadele ve karşılaştığı zorluklar ile &ouml;ğrencilerin baskıya maruz kaldıkları ikna odalarıyla ilgili tanık olduğu olayları anlattı.</p> <p>Okullarda hen&uuml;z yasak uygulanmaya başlamadan &ouml;nce dahi baskıyla karşı karşıya kaldıklarını belirten Kaya, sınıftaki baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; arkadaşıyla hi&ccedil;bir gerek&ccedil;e g&ouml;sterilmeksizin kazı alanına g&ouml;t&uuml;r&uuml;lmediklerini, sınıf arkadaşlarının buna karşı imza topladığını ama işe yaramadığını s&ouml;yledi.</p> <p>Yasakların ilk &ouml;nce &Ccedil;apa ve Cerrahpaşa Tıp Fak&uuml;ltelerinde başladığını dile getiren Kaya, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;&Ouml;ğrencileri derslere almadılar. Yaka pa&ccedil;a sınav ve uygulama salonlarından &ccedil;ıkardılar. Darbeden birka&ccedil; ay sonra da Edebiyat Fak&uuml;ltesi&#39;nde de yasak uygulanmaya başladı. Bir g&uuml;n okulun kapısına geldiğimizde robokoplar ve k&ouml;peklerle durdurulduk. Bir daha da uzun yıllar boyunca okuluma giremedim. Yasak yasal değildi ve uygulayıcılar bunu biliyorlardı. 1998&#39;de devamsızlıktan okuldan atıldım. Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; kanunen yasak değildi, kılık kıyafet y&ouml;netmeliği de atılmayı gerektirmezdi. Bizi okula fiilen almadılar ama atılma sebebi olarak devamsızlığı g&ouml;sterdiler. Y&ouml;netim, okula almadıklarını kabul etmiyordu. Defalarca tartaklandım, yumruk yedim, yerlerde s&uuml;r&uuml;klendim, &uuml;zerime k&ouml;pekleri saldılar. G&ouml;zaltına alındım, nezarette yattım hatta cezaevinde tutuklu yargılama talebi olduğu i&ccedil;in beraat etmeme rağmen cezaevine giriş &ccedil;ıkış yapmak zorunda kaldım. 1 ay sonra yapılacak yargılama i&ccedil;in tutuklu yargılama kararı verildi. B&uuml;t&uuml;n bunlar 3 yılını tamamladığım okuluma son sene de devam etmek istediğin i&ccedil;in ger&ccedil;ekleşti.&quot;</p> <h3>&quot;&Ccedil;ok tacizkar bir uygulamaydı&quot;</h3> <p>Okula devam &ouml;ğrenciler i&ccedil;in başı a&ccedil;ık fotoğraf zorunluluğu getirildiğini ve kayıt yenileyecekleri zaman kendisinden a&ccedil;ık fotoğraf istenildiğini fakat vermediğini ifade eden Kaya, a&ccedil;ık fotoğraf veren arkadaşlarının da &quot;Kimliklerinizde a&ccedil;ık fotoğraf var, &ouml;rt&uuml;l&uuml; giremezsiniz.&quot; gerek&ccedil;esiyle okullara alınmadıklarını aktardı.</p> <p>Zehra Erg&uuml;l Kaya, ikna odalarına ilişkin tanıklığını ise şu s&ouml;zlerle dile getirdi:</p> <p>&quot;İlk kez kayıt i&ccedil;in gelen &ouml;ğrencilerden de a&ccedil;ık fotoğraf istediler. Onları farklı bir girişten aldılar. Okulun &ouml;n&uuml;ne perdeleri olan ge&ccedil;ici kabin gibi yerler yapmışlardı. Buraya sadece yeni gelen kız &ouml;ğrencileri alıyorlardı. &Ccedil;oğu arkadaş ağlayarak o odalardan &ccedil;ıkıyordu. Biz de oradaydık. İ&ccedil;eride kamera karşısında oturtularak verdikleri emeğin o noktada verecekleri karara bağlı olduğunu, eğer başlarını a&ccedil;arlarsa onları &ccedil;ok parlak bir geleceğin beklediğini telkin etmişler. Baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; i&ccedil;in ailelerinden baskı g&ouml;r&uuml;yorlarsa burs vererek her t&uuml;rl&uuml; sahip &ccedil;ıkacaklarını, orada verecekleri kararla geleceklerine y&ouml;n vereceklerini s&ouml;yleyerek bir uygulama yaptılar. Bu &ccedil;ok tacizkar bir uygulamaydı. O g&uuml;nlerde yasak&ccedil;ıların kendince daha az şiddetli bir uygulaması gibi lanse edildi. Nur Serter ve ekibi de b&ouml;yle s&ouml;yl&uuml;yorlardı. İstanbul&#39;daki s&uuml;reci yakından biliyorum, &ccedil;ok acımasızca uygulandı, kimsenin g&ouml;z&uuml;n&uuml;n yaşına da bakmadılar.&quot;</p> <p>16 yıl sonra aftan yararlanıp 4 &ccedil;ocuk annesi olarak okula d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; belirten Kaya, &quot;Başvurumu kabul eden hoca olarak da sınıf arkadaşımı karşımda buldum. Bu benim i&ccedil;in bir kırılma anıydı. Biz yasağa karşı bir duruş g&ouml;sterirken &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k m&uuml;cadelesi veriyorduk aslında. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; inancımıza uygun olarak yaşamak istiyorduk. Yine de insanın hayatının 16 yıl ertelenmesi &ccedil;ok etkili bir yıkım ve bunun tazmini olamaz. Benim gibi binlerce insanın hayatı ertelendi. Kariyeri yok edildi. Bu &ccedil;ok ağırdı. Zannedildiğinde &ccedil;ok daha fazla kişiyi etkiledi, hala da etkileri devam ediyor.&quot; şeklinde konuştu.</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.