ʹŞok diyetlerʹ ölüm saçıyor

DÜNYA (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 27.03.2019 - 11:48, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:58
 

ʹŞok diyetlerʹ ölüm saçıyor

Prof. Dr. Taşan, ˮŞok diyetler sağlık için son derece sakıncalı, bu kesinlikle unutulmamalı. Bu diyetler özellikle uzun süre ve ısrarlı bir şekilde devam ettirilirse böbrek yetmezliği gibi kalıcı organ hasarlarına, hatta ölüme yol açabilir.ˮ dedi.
<p>İSTANBUL (AA) - Bezmialem Vakıf &Uuml;niversitesi Tıp Fak&uuml;ltesi Hastanesi Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, şok diyetlerin sağlık i&ccedil;in son derece tehlikeli olduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, ˮBu diyetler &ouml;zellikle uzun s&uuml;re ve ısrarlı bir şekilde devam ettirilirse b&ouml;brek yetmezliği gibi kalıcı organ hasarlarına, hatta &ouml;l&uuml;me yol a&ccedil;abilir.ˮ dedi.</p><p>AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Taşan, fazla kilolardan kurtulmak i&ccedil;in diyetin mutlaka gerekli olduğunu ancak g&uuml;nl&uuml;k olarak gıdalardan alınan enerjiyi aşırı derecede kısmanın doğru olmadığını belirtti. </p><p>Prof. Dr. Taşan, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde fazla kilolardan kurtulmak isteyen pek &ccedil;ok kişinin, enerji miktarı &ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k diyetlere başvurduğunu dile getirdi. </p><p>Taşan, kişinin kendini hemen hemen tamamen a&ccedil; bıraktığı ve g&uuml;nl&uuml;k kalori alımının 200 kalori altına d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; beslenme programına ˮa&ccedil;lıkˮ, 200 ila 800 kaloriyle sınırlandırılan programlara ise ˮ&ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k kalorili diyetlerˮ adı verildiğini ifade etti.</p>ˮA&ccedil;lık diyetleri bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyorˮ<p>Bu iki tip diyetin de ˮşok diyetˮ olarak tanımlanabildiğini belirten Taşan, şunları kaydetti:</p><p>ˮŞok diyetler sağlık i&ccedil;in son derece tehlikelidir, bu kesinlikle unutulmamalı. Bu diyetler &ouml;zellikle uzun s&uuml;re ve ısrarlı bir şekilde devam ettirilirse b&ouml;brek yetmezliği gibi kalıcı organ hasarlarına, hatta &ouml;l&uuml;me yol a&ccedil;abilir. V&uuml;cuttaki h&uuml;crelerin a&ccedil; bırakılması, bu h&uuml;crelerin programlanmış &ouml;l&uuml;m olarak da adlandırılan i&ccedil;sel bir mekanizmayı harekete ge&ccedil;irerek intihar etmelerine yol a&ccedil;abilir. Bu durumdan bağışıklık h&uuml;creleri de etkilenir ve bağışıklık sistemi devre dışına &ccedil;ıkarak organizma her t&uuml;rl&uuml; tehdide a&ccedil;ık hale gelebilir. A&ccedil;lık diyetlerinde aşırı yağ alımı eksikliği yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerinin ciddi eksikliğine yol a&ccedil;ar ve bu vitaminlerin g&uuml;&ccedil;l&uuml; antioksidan etkilerinin kaybı da bağışıklık sistemini daha olumsuz etkiler.ˮ</p><p>D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;ʹn&uuml;n (DS&Ouml;) obeziteyi v&uuml;cuttaki yağ oranının aşırılığı olarak tanımladığını, bu noktadan bakıldığında, bask&uuml;le &ccedil;ıkıldığında g&ouml;r&uuml;len kiloların ne kadar aşırı yağ kitlesi olduğunu tam olarak g&ouml;steremediğini dile getiren Taşan, kiloyu belirleyenin, v&uuml;cut kompozisyonu denilen bileşenlerin toplamı olduğunu s&ouml;yledi. </p><p>Prof. Dr. Taşan, ˮYağsız v&uuml;cut kitlesi, yağ dışında proteinler (kaslar, organlar), kemikler ve minerallerden oluşmaktadır. Dolayısıyla kilo vermede sadece fazla kiloları atmaya odaklanmak yerine, hangi v&uuml;cut kompozisyonu bileşeninden ne kadar kilo kaybı olacağına odaklanmak daha doğru olacaktır. Sağlıklı bir diyet programında ama&ccedil;, yağ kitlesini azaltmak, yağsız v&uuml;cut kitlesini korumak, hatta arttırmaktır. Burada &ouml;zellikle kas kitlesinin korunması &ouml;nemlidir.ˮ dedi. </p>ˮŞok diyetler yağ kitlesinin azalmasıyla seyreden ger&ccedil;ek bir zayıflama değilˮ<p>Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, kas kitlesinin korunmasıyla daha ince ve sağlıklı bir g&ouml;r&uuml;nt&uuml;ye ulaşılabileceğini dile getirerek, ˮAma kısa s&uuml;rede &ccedil;ok kilo kaybı hedeflenirse, sağlıkla ilgili ağır bedeller &ouml;demek zorunda kalınabilir. Araştırmalara g&ouml;re, 3 hafta boyunca, g&uuml;nl&uuml;k enerji ihtiyacının sadece yarısını yiyerek a&ccedil;lık diyeti uygulayan kişilerde, kilo kaybı olduğu ancak kas kitlesinde de y&uuml;zde 5 azalma meydana geldiği g&ouml;zlemlenmiştir. Bu diyetin devam ettirilmesi halinde de kas kitlesi ve organ &ouml;l&ccedil;&uuml;lerinde y&uuml;zde 50 azalma ortaya &ccedil;ıkmaktadır.ˮ diye konuştu. </p><p>Yapılan fare deneylerinde a&ccedil;lık diyeti uygulanan farelerde, yağsız v&uuml;cut kitlesi ve kas kitlesi azalırken, yağ kitlesinde, kontrol grubuna g&ouml;re belirgin bir değişmenin olmadığına işaret eden Taşan, ş&ouml;yle devam etti:</p><p>ˮİnsanlar &uuml;zerinde yapılan bir &ccedil;alışmada, gıdalarla alınan kalorinin &ccedil;ok azaltılması sonucu belirgin kilo kaybı ve kas kitlesi kaybı olduğu ancak 8 yıl i&ccedil;inde verilen yağların yeniden geri alındığı g&ouml;sterilmiş. &Ouml;zetle, şok diyet uygulaması, v&uuml;cuttaki yağ dokusundan ziyade kas kitlesinin, suyun ve minerallerin kaybıyla birlikte olan bir zayıflamaya neden olmaktadır. Yani, D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;ʹn&uuml;n tanımladığı şekilde, yağ kitlesinin azalmasıyla seyreden ger&ccedil;ek bir zayıflama değildir. Diyetin bırakılması ya da gevşetilmesiyle yeniden hızlı bir kilo alımı ile sonu&ccedil;lanır. Sık sık şok diyetlere başvurmak zamanla kişinin yağ kitlesinin giderek artmasına neden olur. Bu da daha sağlıksız bir v&uuml;cut kompozisyonu demektir.ˮ</p>ˮOrganlar ve kas kitlesi, şok diyetlerden olumsuz etkilenirˮ<p>Prof. Dr. Taşan, kas kitlesini de kapsayan yağsız v&uuml;cut kitlesiyle, solunum, dolaşım ve sindirim gibi yaşamsal fonksiyonları idame ettiren bazal metabolik hız (BMR) arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ifade ederek, &ccedil;ok az kalorili diyetlerde, organizmanın, bu yaşamsal fonksiyonları devam ettirebilmek i&ccedil;in gerekli olan enerjiyi kas depolarını yıkarak elde etmeye &ccedil;alıştığını anlattı. </p><p>ˮYaşam i&ccedil;in vazge&ccedil;ilmez olan organlar ve kas kitlesi, bu t&uuml;r diyetlerden olumsuz etkilenir ve telafisi de m&uuml;mk&uuml;n olmaz.ˮ diyen v&uuml;cuttaki yağ kitlesinin &ouml;zellikle karın b&ouml;lgesinde birikmesinin ins&uuml;lin direncini arttırarak şeker hastalığına eğilimi artırdığını s&ouml;yledi.</p><p>Taşan, ˮİns&uuml;lin direncinin artışı, kalp ve damar hastalıkları riskini artırır. &Ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k kalorili diyetlerde, beynimize doygunluk sinyalini g&ouml;nderen leptin hormonundaki azalmanın, uzun vadede bu diyetlerin başarısız olmasında rol&uuml; olduğuna dair &ccedil;alışmalar bulunmaktadır. Sonu&ccedil; olarak, aşırı kalori kısıtlamasının yapıldığı şok diyetler yerine, d&uuml;zenli egzersiz eşliğinde, etkisi uzun s&uuml;recek ve uzman eşliğinde hazırlanan sağlıklı bir beslenme programı uygulamak en doğru y&ouml;ntemdir.ˮ diye konuştu.</p><p>Muhabir: Hatice Şenses Kurukız</p><p><br></p>
Prof. Dr. Taşan, ˮŞok diyetler sağlık için son derece sakıncalı, bu kesinlikle unutulmamalı. Bu diyetler özellikle uzun süre ve ısrarlı bir şekilde devam ettirilirse böbrek yetmezliği gibi kalıcı organ hasarlarına, hatta ölüme yol açabilir.ˮ dedi.
<p>İSTANBUL (AA) - Bezmialem Vakıf &Uuml;niversitesi Tıp Fak&uuml;ltesi Hastanesi Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, şok diyetlerin sağlık i&ccedil;in son derece tehlikeli olduğunun unutulmaması gerektiğini belirterek, ˮBu diyetler &ouml;zellikle uzun s&uuml;re ve ısrarlı bir şekilde devam ettirilirse b&ouml;brek yetmezliği gibi kalıcı organ hasarlarına, hatta &ouml;l&uuml;me yol a&ccedil;abilir.ˮ dedi.</p><p>AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Taşan, fazla kilolardan kurtulmak i&ccedil;in diyetin mutlaka gerekli olduğunu ancak g&uuml;nl&uuml;k olarak gıdalardan alınan enerjiyi aşırı derecede kısmanın doğru olmadığını belirtti. </p><p>Prof. Dr. Taşan, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde fazla kilolardan kurtulmak isteyen pek &ccedil;ok kişinin, enerji miktarı &ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k diyetlere başvurduğunu dile getirdi. </p><p>Taşan, kişinin kendini hemen hemen tamamen a&ccedil; bıraktığı ve g&uuml;nl&uuml;k kalori alımının 200 kalori altına d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; beslenme programına ˮa&ccedil;lıkˮ, 200 ila 800 kaloriyle sınırlandırılan programlara ise ˮ&ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k kalorili diyetlerˮ adı verildiğini ifade etti.</p>ˮA&ccedil;lık diyetleri bağışıklık sistemini olumsuz etkiliyorˮ<p>Bu iki tip diyetin de ˮşok diyetˮ olarak tanımlanabildiğini belirten Taşan, şunları kaydetti:</p><p>ˮŞok diyetler sağlık i&ccedil;in son derece tehlikelidir, bu kesinlikle unutulmamalı. Bu diyetler &ouml;zellikle uzun s&uuml;re ve ısrarlı bir şekilde devam ettirilirse b&ouml;brek yetmezliği gibi kalıcı organ hasarlarına, hatta &ouml;l&uuml;me yol a&ccedil;abilir. V&uuml;cuttaki h&uuml;crelerin a&ccedil; bırakılması, bu h&uuml;crelerin programlanmış &ouml;l&uuml;m olarak da adlandırılan i&ccedil;sel bir mekanizmayı harekete ge&ccedil;irerek intihar etmelerine yol a&ccedil;abilir. Bu durumdan bağışıklık h&uuml;creleri de etkilenir ve bağışıklık sistemi devre dışına &ccedil;ıkarak organizma her t&uuml;rl&uuml; tehdide a&ccedil;ık hale gelebilir. A&ccedil;lık diyetlerinde aşırı yağ alımı eksikliği yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerinin ciddi eksikliğine yol a&ccedil;ar ve bu vitaminlerin g&uuml;&ccedil;l&uuml; antioksidan etkilerinin kaybı da bağışıklık sistemini daha olumsuz etkiler.ˮ</p><p>D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;ʹn&uuml;n (DS&Ouml;) obeziteyi v&uuml;cuttaki yağ oranının aşırılığı olarak tanımladığını, bu noktadan bakıldığında, bask&uuml;le &ccedil;ıkıldığında g&ouml;r&uuml;len kiloların ne kadar aşırı yağ kitlesi olduğunu tam olarak g&ouml;steremediğini dile getiren Taşan, kiloyu belirleyenin, v&uuml;cut kompozisyonu denilen bileşenlerin toplamı olduğunu s&ouml;yledi. </p><p>Prof. Dr. Taşan, ˮYağsız v&uuml;cut kitlesi, yağ dışında proteinler (kaslar, organlar), kemikler ve minerallerden oluşmaktadır. Dolayısıyla kilo vermede sadece fazla kiloları atmaya odaklanmak yerine, hangi v&uuml;cut kompozisyonu bileşeninden ne kadar kilo kaybı olacağına odaklanmak daha doğru olacaktır. Sağlıklı bir diyet programında ama&ccedil;, yağ kitlesini azaltmak, yağsız v&uuml;cut kitlesini korumak, hatta arttırmaktır. Burada &ouml;zellikle kas kitlesinin korunması &ouml;nemlidir.ˮ dedi. </p>ˮŞok diyetler yağ kitlesinin azalmasıyla seyreden ger&ccedil;ek bir zayıflama değilˮ<p>Prof. Dr. Ertuğrul Taşan, kas kitlesinin korunmasıyla daha ince ve sağlıklı bir g&ouml;r&uuml;nt&uuml;ye ulaşılabileceğini dile getirerek, ˮAma kısa s&uuml;rede &ccedil;ok kilo kaybı hedeflenirse, sağlıkla ilgili ağır bedeller &ouml;demek zorunda kalınabilir. Araştırmalara g&ouml;re, 3 hafta boyunca, g&uuml;nl&uuml;k enerji ihtiyacının sadece yarısını yiyerek a&ccedil;lık diyeti uygulayan kişilerde, kilo kaybı olduğu ancak kas kitlesinde de y&uuml;zde 5 azalma meydana geldiği g&ouml;zlemlenmiştir. Bu diyetin devam ettirilmesi halinde de kas kitlesi ve organ &ouml;l&ccedil;&uuml;lerinde y&uuml;zde 50 azalma ortaya &ccedil;ıkmaktadır.ˮ diye konuştu. </p><p>Yapılan fare deneylerinde a&ccedil;lık diyeti uygulanan farelerde, yağsız v&uuml;cut kitlesi ve kas kitlesi azalırken, yağ kitlesinde, kontrol grubuna g&ouml;re belirgin bir değişmenin olmadığına işaret eden Taşan, ş&ouml;yle devam etti:</p><p>ˮİnsanlar &uuml;zerinde yapılan bir &ccedil;alışmada, gıdalarla alınan kalorinin &ccedil;ok azaltılması sonucu belirgin kilo kaybı ve kas kitlesi kaybı olduğu ancak 8 yıl i&ccedil;inde verilen yağların yeniden geri alındığı g&ouml;sterilmiş. &Ouml;zetle, şok diyet uygulaması, v&uuml;cuttaki yağ dokusundan ziyade kas kitlesinin, suyun ve minerallerin kaybıyla birlikte olan bir zayıflamaya neden olmaktadır. Yani, D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;ʹn&uuml;n tanımladığı şekilde, yağ kitlesinin azalmasıyla seyreden ger&ccedil;ek bir zayıflama değildir. Diyetin bırakılması ya da gevşetilmesiyle yeniden hızlı bir kilo alımı ile sonu&ccedil;lanır. Sık sık şok diyetlere başvurmak zamanla kişinin yağ kitlesinin giderek artmasına neden olur. Bu da daha sağlıksız bir v&uuml;cut kompozisyonu demektir.ˮ</p>ˮOrganlar ve kas kitlesi, şok diyetlerden olumsuz etkilenirˮ<p>Prof. Dr. Taşan, kas kitlesini de kapsayan yağsız v&uuml;cut kitlesiyle, solunum, dolaşım ve sindirim gibi yaşamsal fonksiyonları idame ettiren bazal metabolik hız (BMR) arasında doğrudan bir ilişki olduğunu ifade ederek, &ccedil;ok az kalorili diyetlerde, organizmanın, bu yaşamsal fonksiyonları devam ettirebilmek i&ccedil;in gerekli olan enerjiyi kas depolarını yıkarak elde etmeye &ccedil;alıştığını anlattı. </p><p>ˮYaşam i&ccedil;in vazge&ccedil;ilmez olan organlar ve kas kitlesi, bu t&uuml;r diyetlerden olumsuz etkilenir ve telafisi de m&uuml;mk&uuml;n olmaz.ˮ diyen v&uuml;cuttaki yağ kitlesinin &ouml;zellikle karın b&ouml;lgesinde birikmesinin ins&uuml;lin direncini arttırarak şeker hastalığına eğilimi artırdığını s&ouml;yledi.</p><p>Taşan, ˮİns&uuml;lin direncinin artışı, kalp ve damar hastalıkları riskini artırır. &Ccedil;ok d&uuml;ş&uuml;k kalorili diyetlerde, beynimize doygunluk sinyalini g&ouml;nderen leptin hormonundaki azalmanın, uzun vadede bu diyetlerin başarısız olmasında rol&uuml; olduğuna dair &ccedil;alışmalar bulunmaktadır. Sonu&ccedil; olarak, aşırı kalori kısıtlamasının yapıldığı şok diyetler yerine, d&uuml;zenli egzersiz eşliğinde, etkisi uzun s&uuml;recek ve uzman eşliğinde hazırlanan sağlıklı bir beslenme programı uygulamak en doğru y&ouml;ntemdir.ˮ diye konuştu.</p><p>Muhabir: Hatice Şenses Kurukız</p><p><br></p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.