Türk Kızılay gelecek hafta plazma alımlarına başlayacak

SAĞLIK (AA) - Anadolu Ajansı | 03.04.2020 - 14:03, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Türk Kızılay gelecek hafta plazma alımlarına başlayacak

Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, "Önümüzdeki hafta plazma alımlarına başlıyoruz. Çünkü ilk hastalarımızın iyileşip taburcu olmasından sonra bunun üzerinden 14 gün geçmesi gerekiyordu." dedi.
<p>Kerem Kınık, t&uuml;m d&uuml;nyada g&ouml;r&uuml;len bu b&uuml;y&uuml;k sıkıntının bir an &ouml;nce atlatılması i&ccedil;in temenni dilekleriyle başladığı konuşmasında, Kızılay olarak Vuhan&#39;da g&ouml;r&uuml;len koronavir&uuml;s&uuml;n pandemi olarak ilan edilmesinin ardından ivedi şekilde eylem planı hazırladıklarını aktardı.</p> <p>Bunun iki boyutunun olduğunu, &ouml;ncelikle &quot;Bu kriz, salgın, biyolojik afet &uuml;lkemize geldiğinde Kızılay olarak hangi hizmetleri verebilecek durumdayız?&quot;, &quot;Bu anlamda devletin ilgili kuruluşlarına nasıl destek olabiliriz?&quot; konularının ele alındığını ve şubat ayının başında iş s&uuml;rekliliğini, kurumsal risk planlarını, standart operasyon prosed&uuml;rlerini belirlediklerini s&ouml;yledi.</p> <p>Kerem Kınık, 11 Mart&#39;ta ilk vaka g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde Ulusal Pandemi Eylem Planı &ccedil;er&ccedil;evesinde Kızılay&#39;a bazı g&ouml;revler d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; belirterek, bu kapsamda y&uuml;r&uuml;tt&uuml;kleri &ccedil;alışmalar hakkında bilgi verdi.</p> <p>Bu kapsamda daha &ouml;nceden eğitim alan Kızılay g&ouml;n&uuml;ll&uuml;lerinin hemen sahaya &ccedil;ıkarak vatandaşlara el hijyeni, sosyal mesafe, hastalığın belirtileri, bulaşma yolları, kimlerde risk oluşturacağı gibi genel, toplumun ilgilendirecek halk sağlığı eğitimlerine başladığını anlatan Kınık, ardından da &ouml;zellikle yurt dışından &uuml;lkeye gelerek karantinaya alınması gereken vatandaşlara y&ouml;nelik hizmetlere başladıklarını s&ouml;yledi.</p> <h3>Kızılay&#39;ın &uuml;lke genelindeki &ccedil;alışmaları</h3> <p>Kerem Kınık, bu s&uuml;re&ccedil;teki &ccedil;alışmaları hakkında şu bilgileri verdi:</p> <p>&quot;47 ilimizde yaklaşık 20 bin insanımızı 14 g&uuml;nd&uuml;r misafir ediyoruz. Bir kısmının misafirlik s&uuml;releri doldu. Onlar evlerine uğurlandılar, bir kısmı devam ediyor. Dışarıdan gelenler de var. Bu yurtlarda misafir ettiğimiz vatandaşlarımıza &ouml;zellikle gıda ve sosyal destekleri vermeye gayret ediyoruz. Bu alanda yaklaşık 1500 Kızılay uzmanı ve 8 bin destek personelimizle beraber yaklaşık 9 bin 500 insan bu 20 bin insana destek veriyor. Şimdiye kadar yaklaşık 1 milyon &uuml;r&uuml;n&uuml; bu insanlarımıza ulaştırdık. Onun dışında sınır hatlarında &ouml;zellikle G&uuml;rcistan ve İran sınır hatlarında, Sağlık Bakanlığımızın karantina b&ouml;lgeleri ihtiya&ccedil;larını karşılamak i&ccedil;in de yaklaşık 150 sahra hastanelerini kurmuş olduk. Olası k&ouml;t&uuml; senaryolar i&ccedil;in bunun yaşanacağını &uuml;mit etmiyoruz ama olası bir k&ouml;t&uuml; senaryo i&ccedil;in de sahra hastaneleri imalatımız devam ediyor.&quot;</p> <p>Mart ayının başlarında pandemi ilan edildikten sonra Sağlık Bakanlığına &ouml;zellikle korona laboratuvar testlerinin yapılabileceği T&uuml;rkiye&#39;nin en y&uuml;ksek hızlı ve kapasitesine sahip iki tane PCR tarama sistemini teslim ettiklerini anlatan Kınık, Kızılay&#39;ın g&uuml;venliği kan programının i&ccedil;erisindeki rutin kapasitesinin de devam ettiğini dile getirdi.</p> <p>Kınık, Kızılay&#39;ın &ouml;zellikle İ&ccedil;işleri Bakanlığı &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;ndeki Sosyal Dayanışma Gruplarında rol aldığını, bu &ccedil;er&ccedil;evede yaklaşık 50 bin 65 yaş ve &uuml;st&uuml; ile 80 bin kronik rahatsızlığı olan vatandaşı evlerinde ziyaret ettiklerini, ihtiya&ccedil;larını giderdiklerini, bu &ccedil;er&ccedil;evede de yaklaşık 10 bin Kızılay g&ouml;n&uuml;ll&uuml;s&uuml;n&uuml;n bu hizmeti yapmak i&ccedil;in hala T&uuml;rkiye&#39;nin b&uuml;t&uuml;n il ve il&ccedil;elerinde Vefa &Ccedil;ağrı Merkezlerinde n&ouml;betlerini tuttuklarını, diğer taraftan da ihtiyacı olan vatandaşlara ihtiya&ccedil;larını ulaştırdıklarını s&ouml;yledi.</p> <p>Bu s&uuml;re&ccedil;te y&uuml;zleri g&uuml;ld&uuml;ren ihtiya&ccedil;lar da olduğunu dile getiren Kınık, &quot;Mesela kuzusunun yemi biten teyzemine yem de g&ouml;t&uuml;rd&uuml;k ya da Kadık&ouml;y&#39;de 65 yaş &uuml;st&uuml;nde olduğu i&ccedil;in evinde beslediği k&ouml;peğini sokakta gezdiremeyen teyzemizin k&ouml;peğini de gezdirdik. Maaşını &ccedil;ektik, maaşını &ccedil;ektiğimiz vatandaşımıza, teyzemize maaşı teslim ettikten sonra bize &#39;G&ouml;t&uuml;r&uuml;n bunu Cumhurbaşkanımızın Biz Bize Yeteriz Kampanyasına yatırın oğlum.&#39; dedi. Tekrar onu g&ouml;t&uuml;r&uuml;p kampanyaya yatırdık. Ger&ccedil;ekten bir taraftan birlikte yaşadığımız bir acı, bir taraftan birlikte yaşadığımız bir dayanışma devam ediyor.&quot; şeklinde konuştu.</p> <h3>&quot;Riskli gruplara maske ve kolonya dağıtmaya devam ediyoruz&quot;</h3> <p>Kerem Kınık, salgının oluşturduğu ekonomik &ccedil;alkantılar nedeniyle işini kaybeden, g&uuml;nl&uuml;k yevmiyesiyle &ccedil;alışıp evine o g&uuml;n &ccedil;alıştığını g&ouml;t&uuml;rebilen, yoksulluk sınırında yaşayan vatandaşlara y&ouml;nelik &quot;Bu hilal bu g&uuml;nler i&ccedil;in var. Bu hilal seninle var.&quot; isimli kampanya başlattıklarını belirterek, ilk etapta &ouml;z b&uuml;t&ccedil;elerinden ayırdıkları 50 milyon liralık meblağ ile yaklaşık 1 milyon insana ulaşacak gıda, hijyen paketi ve kişisel koruyucunun yanında &ouml;zellikle yaşlı ve riskli gruplara ihtiya&ccedil; duyulan maske ve kolonya gibi malzemeleri de dağıttıklarını ve dağıtmaya devam ettiklerini s&ouml;yledi.</p> <p>Kızılay i&ccedil;ecek grubu ile birlikte el dezenfektanı &uuml;retimi ger&ccedil;ekleştirdiklerini aktaran Kınık, gelecek hafta yaklaşık 250 bin 100 mililitrelik el dezenfektanının ihtiya&ccedil; sahiplerine ulaşacağını kaydetti. Kınık, yoğun bakımlarda &ccedil;ok sık kullanılan, bundan sonra t&uuml;ketimi de artacak olan maskeler ve &ouml;zellikle hekimler ile sağlık &ccedil;alışanlarının ihtiya&ccedil; duyduğu kişisel koruyucularla ilgili yardımlarının da devam ettiğini kaydetti.</p> <p>Kendilerinden talepte bulunan b&uuml;t&uuml;n &uuml;niversite hastanelerine kişisel koruyucu, maske, eldiven ve tulum g&ouml;nderdiklerini s&ouml;yleyen Kınık, ulusal ihtiyacın karşılanması noktasında bu ay i&ccedil;erisinde maske imalatının da Kızılay Tekstil ve &Ccedil;adır Anonim Şirketi b&uuml;nyesinde başlayacağını ifade etti.</p> <p>Kınık, bir taraftan da toplum sağlığı ve ulusal kan temini g&ouml;revleri i&ccedil;erisinde yer alan bazı uzmanlık alanlarında d&uuml;nyayı izlediklerine dikkati &ccedil;ekerek, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Bizim konvelsan plazma tedavisi dediğimiz yani koronavir&uuml;s&uuml; ge&ccedil;irmiş ve iyileşmiş olan, nekahet d&ouml;nemine ge&ccedil;miş olan hastaların plazmalarından alacağımız bu imm&uuml;nglobulinlerin, antikorların hala bu hastalığı yenememiş olan hastalara takılması ve tamamlayıcı bir tedavi maksadıyla kullanılması ile ilgili olarak &ouml;zellikle Amerika&#39;da gıda ve ila&ccedil; ajansı FDA&#39;den, İsrail&#39;den, &Ccedil;in&#39;den &ccedil;ok farklı iyi uygulamalar ve pozitif sonu&ccedil;lar geldi. Hacettepe &Uuml;niversitesi, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay olarak 15 Mart&#39;ta bir proje başlattık. Bu projede &uuml;lkemizde bu plazma tedavisinin ya da pasif aşılama dediğimiz bu imm&uuml;noterapinin nasıl uygulanacağıyla ilgili bilimsel &ccedil;alışmalar, Koronavir&uuml;s Bilim Kurulumuz, Sağlık Bakanlığımız, Hacettepe &Uuml;niversitesi ve Kızılay kan birimimizdeki bilim ekibimizle beraber geliştirildi ve bu konuyla alakalı yordamlar oluşturuldu. Bu olgunluk seviyesine eriştikten sonra da Sağlık Bakanımız bu konuyla ilgili startı verdi. Sağlık Hizmetleri Genel M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z de bu tedavinin nasıl yapılacağıyla ilgili asgari şartları bir genelge ile yayımladı.&quot;</p> <h3>&quot;Vatandaşlarımızı 14 g&uuml;n ge&ccedil;tikten sonra kan merkezlerine bekliyoruz&quot;</h3> <p>Kınık, &quot;&Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki hafta plazma alımlarına başlıyoruz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ilk hastalarımızın iyileşip taburcu olmasından sonra bunun &uuml;zerinden 14 g&uuml;n ge&ccedil;mesi gerekiyordu.&quot; dedi.</p> <p>Tedavinin i&ccedil;eriğinden bahseden Kınık, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Mikroorganizmalar veya farklı antijenler v&uuml;cudumuza girdiğinde v&uuml;cudumuzun buna karşı bir tepkisi oluşuyor. Bu genellikle mikroorganizmalarda antikor oluşturma dediğimiz bir tepki. Biz bu yolla iyileşiyoruz, mikroorganizmalarla savaşıyoruz, mikropları yeniyoruz. Bug&uuml;n itibarıyla tıbbın yaptığı aslında her insanın b&uuml;nyesinde olan savaşma mekanizmasına destek olmak. Mesela aşı yapıyoruz. Aşıyla zararsızlaştırılmış, bulaştırıcılığı d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş olan mikropları ya da bazı par&ccedil;alarını aşı yoluyla v&uuml;cudumuza veriyoruz ve v&uuml;cudumuzda bu mikroorganizmaya karşı imm&uuml;nglobulinler dediğimiz antikorlar oluşturuyoruz. Daha sonra bu mikrobun kendisi g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir şekilde bize bulaştığında v&uuml;cudumuz bu mikrobu tanıyor ve buna karşı bir antikor &uuml;retiyor. Bu antikor da mikrobu hemen yenmemize ve hastalanmamamıza yol a&ccedil;ıyor.</p> <p>Bizim şu anda uygulayacağımız konvelesan plazma tedavisi bu mantığın pasif bir şekilde uygulanmış hali olacak. Yani, &ccedil;ok sayıda korona hastamız, yaklaşık y&uuml;zde 98-99 bir şekilde kliniği ağır da ge&ccedil;se, hafif de ge&ccedil;se iyileşiyor. İyileştikten sonra bu savaştan &ccedil;ıkmış b&uuml;nyenin i&ccedil;erisinde Kovid-19&#39;a karşı oluşmuş imm&uuml;nglobulinler bulunuyor. Bu &ouml;zel imm&uuml;nglobulinler bu şifa bulmuş vatandaşımızın plazmasında bulunuyor ve iyileştikten sonra 14. g&uuml;nlerde en &uuml;st seviyelerde bulunuyor. Sonra yavaş yavaş bizim imm&uuml;nglobulin M veya A dediğimiz farklı tipteki imm&uuml;nglobulinler &ouml;ncelikle azalmakla beraber bu antikorlar da azalıyor. Dolayısıyla bağış&ccedil;ılarımızın hastalığı ge&ccedil;irdikten sonraki 14. g&uuml;n&uuml; bizim i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemli. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o sırada kanlarında maksimum d&uuml;zeyde bu antikordan bulunmakta. Dolayısıla biz iyileşmiş olan vatandaşlarımızı 14 g&uuml;n ge&ccedil;tikten sonra Kızılayımızın kan merkezlerine bekliyoruz. Biz zaten kendilerine de ulaşacağız.&quot;</p> <h3>&quot;Vatandaşlarımızın Kovid-19 ge&ccedil;irdiğini test ile kanıtlaması gerekiyor&quot;</h3> <p>Kınık, plazmafarez denilen aferez sistemi ile kanın i&ccedil;erisinden sıvı kısmı alıp eritrosit denilen kırmızı kan h&uuml;crelerini bağış&ccedil;ılara geri vereceklerini, toplam 400 mililitre plazma alacaklarını belirterek, bu plazmanın daha sonra Sağlık Bakanlığının rehberinde ifade edilen hastalarda kullanılmak &uuml;zere hastanelere sevk edileceğini s&ouml;yledi.</p> <p>Kerem Kınık, plazma alımında sistemin nasıl işleyeceğini ş&ouml;yle anlattı:&nbsp;</p> <p>&quot;Vatandaşlarımızın Kovid-19 ge&ccedil;irdiğini test ile kanıtlaması gerekiyor. &#39;Ben ateşlendim, ağrım da oldu sanırım Kovid ge&ccedil;irdim. Bende de muhtemelen antikor var. Benden de alın.&#39; diyenden almayacağız. Mutlaka Sağlık Bakanlığımızın Kovid-19 tanısı koyduğu, şifayla taburcu olan ve kan verme &ouml;zelliklerine haiz olan vatandaşlarımızdan yani 18-65 yaş arası birtakım rahatsızlıkları bulunmayan, bazı ila&ccedil;ları kullanmayan (kortikosteroid kullanımı oluyor &ouml;zellikle ağır vakalarda solunum a&ccedil;ısından bu nedenle), &ouml;zellikle gebe kalmamış kadınlardan alacağız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; gebe kalmış kadınlarımızda yavrusunun kanıyla kendi kanı arasında birtakım uyuşmazlık antikorları olabiliyor. Bu plazmayı aldığımızda taktığımız hastada da yıkıcı etkiler oluşturabilir. Almadan &ouml;nce Kovid pozitif elinde laboratuvar sonucu var, tanı almış, iyileşmiş, taburcu olmuş, Sağlık Bakanlığımızın Medula sisteminde kaydı var, kan verme anlamında herhangi bir sıkıntısı yok, yani d&uuml;ş&uuml;k kilolu değil, ge&ccedil;irmiş bir hepatit, HIV, spilis gibi birtakım rahatsızlıkları yok. Bu insanımızdan nazofarengeal s&uuml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; alarak tekrar test yapacağız. Burada koronavir&uuml;s&uuml;n negatif &ccedil;ıkmış olması gerekiyor. Bununla beraber kanda da koronavir&uuml;se karşı bir antikor oluştuğunu tespit etmek i&ccedil;in de Molek&uuml;ler PCR testlerini yapacağız. Dolayısıyla, ağzımızda, burnumuzda, &uuml;st solunum yollarında korona kalmamış, kanımızda da buna karşı antikor olduğunu tespit edeceğiz ve kan verme şartlarına haiz olan bağış&ccedil;ılarımızdan bu plazmalarını alacağız.&quot;</p> <h3>&quot;Tamamlayıcı bir metod olarak kullanılacak&quot;&nbsp;</h3> <p>Sağlık Bakanlığının kanın plazmasını ve h&uuml;crelerini ayırabilecek cihazlara ve ruhsata sahip olan b&uuml;t&uuml;n merkezlere bu izni a&ccedil;tığını belirterek, ş&ouml;yle devam etti:&nbsp;</p> <p>&quot;Ancak bu izni tek bir şartla a&ccedil;tı, orkestrasyon Kızılay&#39;da kalmak kaydıyla. Bizim ISBT 128 kodu dediğimiz bir provizyon sistemimiz var. T&uuml;rkiye&#39;de plazma tedavisi yapacak her bir merkez kendi hastası şifa bulduğunda onu ikna ederek bunu alabilir. Aldığı sırada Kızılay&#39;a d&ouml;necek ve &#39;Bu hasta i&ccedil;in ben plazma alıyorum.&#39; diyerek Kızılay&#39;dan bir ISBT 128 kodluk provizyon alacak. Bu provizyon, bizim ulusal izlenebilirliğimizi, kan g&uuml;venliği ve kalite standartlarımızın kontrol&uuml;n&uuml; sağlayacak. Bir de ka&ccedil; bağış&ccedil;ımızdan ne kadar plazma alındı, bu plazmalar ka&ccedil; hastamıza tedavi maksatlı takıldı bunların kayıt sistemini Sağlık Bakanlığımızla beraber tutmuş olacağız.&quot;</p> <p>Kerem Kınık, alınan bu plazmalarda hepatit, HIV, spilis gibi birtakım mikroorganizmaların olmadığını, bulaşıcılık riski olmadığını tekrar test edeceklerinin altını &ccedil;izerek, şunları kaydetti:&nbsp;</p> <p>&quot;Kızılay&#39;ın diğer merkezlerden farklı olarak hastalık bulaşmış ancak antikor hen&uuml;z oluşmamış hastaların i&ccedil;inde mikroorganizmaları tanıyan n&uuml;kleer antikor testi dediğimiz PCR sistemi var. En y&uuml;ksek g&uuml;venlikli plazma bu anlamda Kızılay&#39;da. Bu plazmaların n&uuml;kleer antikor ve serolojik testlerinden ge&ccedil;irildikten sonra ve koronavir&uuml;s b&uuml;nyesinde bulunmayan, kanında antikor bulunan bu plazmalar alınacak. Sonra bu plazmanın yolculuğu başlayacak. &Uuml;lkemizde &ouml;zellikle pandemi hastanelerinin olduğu her noktada, yoğun bakımlarda yatan, ent&uuml;be vaziyette bulunan, akciğer doku harabiyeti başlamış ve &ouml;zellikle de oksijenlenmesinde sıkıntılar olan hastalar i&ccedil;in tamamlayıcı bir metod olarak kullanılacak.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;Bu metot bir mucize değil&quot;</h3> <p>Kerem Kınık, &quot;Peki mu metot mucize mi? Bu metot hastalığın &ccedil;aresi mi?&quot; diye sorarak, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Değil, bu metot bizim 1890&#39;lardan beri bildiğimiz &ouml;zellikle antibiyotikler icat edilmeden &ouml;nce sık bir şekilde kullanılan, İspanyol gribinde 1918&#39;lerde &ccedil;ok sık&ccedil;a Avrupa&#39;da da kullanılan, yakın d&ouml;nemde de &ouml;zellikle SARS, MERS, H1N1 ya da Ebola salgınlarında da D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&#39;n&uuml;n kullanımını teşvik ettiği ve hala da bu anlamda faydalığı g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; bir metot. Bu metodun avantajı şu; imm&uuml;n baskılanmış olan yani bağışıklığı d&uuml;ş&uuml;k olan ve yeterince savunma sistemini ayağa kaldıramamış olan hastalarımız a&ccedil;ısından, bu savaşı kazanmış, bu savaştan kahraman olarak &ccedil;ıkmış, iyileşmiş insanların b&uuml;nyesinde bulunan bu antikorlar destek kuvvet anlamına geliyor. Dolayısıyla o imm&uuml;n sistemini ayağa kaldıramamış vatandaşlara bu plazmalar destek olarak verilecek. Bu sistemin &ouml;zellikle akciğer parankimindeki yıkımı azalttığı, iyileşme s&uuml;recini hızlandırdığı, mikrobun vir&uuml;lansını d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; g&ouml;r&uuml;lm&uuml;ş.&quot;</p> <p>Tedavide bazı yan etkilerin de g&ouml;r&uuml;lebileceğini dile getiren Kınık, &quot;Bazı yan etkiler de var alerjik birtakım yan etkiler. Bazı imm&uuml;n cevabın gecikmesi gibi ya da plazma y&uuml;klenen vatandaşlarda &ouml;zellikle vol&uuml;m y&uuml;klenmesine bağlı yoğun bakımda &ouml;zellikle de kronik rahatsızlığı bulunan vakalarda kalp yetmezliğine y&ouml;nelik negatif etkilerinin olduğu da biliniyor. Dolayısıyla mutlaka yoğun bakım şartlarında her hasta başına bir endikasyon alınması ve b&uuml;t&uuml;n bu bahsettiğimiz artıları ve eksileri hekimler tarafından değerlendirilerek uygulanması gerekiyor.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <h3>&Ouml;zel sağlık kuruluşlarına &ccedil;ağrı&nbsp;</h3> <p>Kerem Kınık, bug&uuml;n koronavir&uuml;s&uuml;n bilinen, onu tam k&uuml;re g&ouml;t&uuml;ren bir ilacı olmadığına işaret ederek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Koronavir&uuml;s&uuml;n hen&uuml;z aşısı bulunmadı. Dolayısıyla elimizde hangi silah varsa bunu cepheye s&uuml;rmek zorundayız. Bug&uuml;n etkinliği kanıtlanmış olan konvelsan plazma tedavisi de &uuml;lkemizde b&uuml;t&uuml;n gelişmiş &uuml;lkelerle aynı zamanda g&uuml;ndeme giriyor. Bu &ouml;zellikle entegre &ccedil;alışan, bilimin ışığıyla karar veren ve y&uuml;ksek kapasiteli, kaliteli sağlık hizmetimiz ve Kızılay&#39;ın bu anlamdaki g&uuml;venli kan temini programıyla birlikte bence d&uuml;nyanın en etkin uygulamalarından birisi olacak. Dolayısıyla &uuml;mit ediyoruz hastalarımız bu tedaviden şifa bulurlar.&quot;</p> <p>Cumhurbaşkanlığının, Hazine ve Maliye Bakanlığının bu konularla ilgili yapılacak olan harcamaların maliyetlerini ilgili sağlık kuruluşlarına &ouml;deyeceklerine dikkati &ccedil;eken Kınık, şunları aktardı:&nbsp;</p> <p>&quot;&Ouml;zellikle &ouml;zel hastanelerden ricamız, bu tebliğiyle yayınlandı, bu işin bir ticaret meta haline getirilmemesi, bir insan hakkı olarak g&ouml;r&uuml;lmesi ve devletimizin yapacağı s&uuml;bvansiyonla yetinilerek bu konularla alakalı vatandaştan ilave bir &uuml;cret talep edilmemesi. Dolayısıyla biz elimizden geldiği kadar en fazla plazmayı toplamaya, elimizden geldiği kadar ihtiyacı olan her hastamıza bunu ulaştırmaya &ccedil;alışacağız. Bu herkesin hakkı. Dolayısıyla ayrım g&ouml;zetmeksizin, herhangi bir hastamıza mali k&uuml;lfet getirmeksizin bu tedavinin uygulanması gerekiyor. Bunun da altını &ccedil;izmek isterim.&quot;</p> <h3>1 hafta arayla 2 kere plazma bağışı yapılabilir</h3> <p>Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, plazma terapisi i&ccedil;in alınacak plazma miktarının bir seferde 400 mililitre kadar olacağını, plazma fraksinasyon temelli cihazlarla bazı bağış&ccedil;ılardan bir litreye kadar da alınabileceğini aktardı.&nbsp;</p> <p>Bağış&ccedil;ıdan 400 mililitre alındıktan 1 hafta sonra 400 mililitre daha bağış yapılabileceğini belirten Kınık, &quot;Yani bir bağış&ccedil;ımız 2 sefer bize plazmasını bağışlayabilir. Dolayısıyla bu 400-400, 800. Bazı vakalarda 200 mililitre &ccedil;oklu uygulamalarla, bazı vakalarda da tek inf&uuml;zyonla 400 mililitre. Bir insan bir insana bu anlamda destek vermiş olacak. 2 kere plazma bağışı yapmışsa da bir insan iki koronavir&uuml;sl&uuml; hastaya destek vermiş olacak. Bu işlem maksimum 45 dakika kadar s&uuml;r&uuml;yor.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <p>Kınık, konunun lojistik detaylarını Sağlık Bakanlığıyla &ccedil;alıştıklarını, &ccedil;ok y&uuml;ksek ihtimalle iyileşmiş olan hastaları telefonla arayacaklarını kaydederek, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Onların testlerini yaptıktan sonra plazma verebilme şartları uygunsa merkezlerimize davet edeceğiz. Koronavir&uuml;s&uuml;n&uuml;n en &ccedil;ok g&ouml;r&uuml;lm&uuml;ş olduğu illerden başlayacağız. İstanbul&#39;da Kartal, Zeynep Kamil, &Ccedil;apa ve Başakşehir olmak &uuml;zere 4 merkez. Ankara, İzmir ve diğer b&ouml;lgelerimizde de detaylı adresler vatandaşlarımıza ulaştırılmış olacak. Onlardan plazmayı alıp testlerini yapıp klinik uygulamaya hazır olduğu anda da &uuml;lke genelinde u&ccedil;aklarla yani jetlerle ve karayoluyla hızlı bir şekilde bu alınmış plazmaların hangi hastanede durumu ağır vatandaşımız varsa bunlara ulaştırılması i&ccedil;in &ccedil;alışmamız başlayacak. Bu &ccedil;er&ccedil;evede de &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki g&uuml;nler Kızılaycılar i&ccedil;in &ouml;zellikle kan hizmetleri &ccedil;alışanları i&ccedil;in hareketli g&uuml;nler olacak.&quot;&nbsp;</p> <h3>Bir bağış&ccedil;ıdan 8 ila 16 &uuml;niteye kadar trombosit aferezi alınabiliyor</h3> <p>Kızılay Kartal Kan Bağış Merkezi M&uuml;d&uuml;r&uuml; Dr. Başar Y&ouml;ngel, aferez cihazıyla trombosit h&uuml;crelerini kanın i&ccedil;inden ayırarak trombosit bağışı sağladıklarını anlattı.&nbsp;</p> <p>Aferez bağışının birtakım avantajları olduğunu belirten Y&ouml;ngel, şu bilgileri verdi:</p> <p>&quot;Aferez bağışıyla elde ettiğimiz trombositleri, bir bağış&ccedil;ıdan kullanım olarak daha fazla elde ettiğimiz i&ccedil;in ihtiyacı olan insanın ya da hastanenin ihtiyacı karşılamak adına daha az bağış&ccedil;ıdan daha fazla &uuml;nite elde etmek amacıyla kullanıyoruz. Trombosit aferezini bir cihazla yapıyoruz. Bağış&ccedil;ımızın tek koluna tek iğneyle tek damardan giriyoruz. Aferez cihazımızı alıyoruz. Kendi i&ccedil;inde &ccedil;anak dediğimiz bir &uuml;nitesi var. Burada tam kan alınan miktara santrif&uuml;j yapılıyor. Santrif&uuml;j sonucunda kan h&uuml;creleri ayrılıyor. İstediğimiz trombosit olduğu i&ccedil;in &uuml;st&uuml;ndeki pompa sisteminden yine makine ayırmış olduğu trombositi kendi torbasının i&ccedil;ine s&uuml;zerek ge&ccedil;iriyor. Daha sonra trombositsiz kalan kanı tekrar bağış&ccedil;ımıza aynı kanaldan veriyor. Bu işlemi makine 4 ila 8 kez yaparak bir bağış&ccedil;ıdan 8 &uuml;nite veya bağış&ccedil;ımızın trombosit sayısı uygunsa 16 &uuml;niteye kadar trombosit aferezi alıyoruz.&quot;</p> <h3>&quot;1000 civarında sağlık personelimiz Bakanlığımızın mevcut kapasitesine eklendi&quot;</h3> <p>Konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kınık, &quot;Hastanelerimizde y&uuml;zde 60 doluluk oranı var. Bu doluluk oranı &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki g&uuml;nlerde y&uuml;zde 100&#39;e y&uuml;kselirse Kızılay&#39;ın alternatif olarak geliştirmiş olduğu acil bir eylem planı var mı?&quot; sorusu &uuml;zerine, &quot;Bu konuda Sağlık Bakanlığımızın kapasitesi ve acil eylem planı, B, C, D senaryoları T&uuml;rkiye&#39;deki b&uuml;t&uuml;n bu olası sayıları eritebilecek kapasitede. &Uuml;mit ediyorum, Sağlık Bakanlığımızın, Kızılay&#39;ın bu anlamdaki desteğine ihtiyacı olmayacak.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>Kerem Kınık, &quot;&Ouml;zel hastanelere uyarımız var, dediniz. Uyarı dikkate alınmazsa bir yaptırım olacak mı?&quot; sorusu &uuml;zerine, bu konuyu Sağlık Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının &ccedil;ok yakından takip ettiğini belirtti.&nbsp;</p> <p>Sınırda kurulan sahra hastanelerinin hatırlatılması &uuml;zerine Kınık, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;İlk 150 hastaneyi karantina i&ccedil;in Sağlık Bakanlığımıza teslim etmiştik. 300 tane daha imar ediyoruz. Yani her g&uuml;n 5 sahra hastenesi &uuml;retiyoruz. Fabrikalarımız 3 vardiya &ccedil;alışıyor. Bu hastaneler ihtiya&ccedil; duyulması halinde mevcut hastanelerin yakınlarına kurulacak. Mevcut hastanelerdeki sağlık personeli kapasitesiyle işletilecek. Sağlık personeli planlaması Sağlık Bakanlığı merkezlidir ama Kızılayımızın da &ccedil;ok ciddi sağlık ordusu vardır. Bu orduyu da Sağlık Bakanlığımıza destek olması i&ccedil;in ayırdık. 5 hastanemiz ve tıp merkezimiz var. Buralardan Sağlık Bakanlığımız b&uuml;nyesinde pandemi hastanesi ilan edilmiş yerler var. Burada &ccedil;alışan 1000 civarında sağlık personelimiz Sağlık Bakanlığımızın mevcut kapasitesine eklenmiş durumda. Bu yaklaşık 3-4 bin yatak kapasitesi anlamına geliyor.&quot;</p>
Türk Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, "Önümüzdeki hafta plazma alımlarına başlıyoruz. Çünkü ilk hastalarımızın iyileşip taburcu olmasından sonra bunun üzerinden 14 gün geçmesi gerekiyordu." dedi.
<p>Kerem Kınık, t&uuml;m d&uuml;nyada g&ouml;r&uuml;len bu b&uuml;y&uuml;k sıkıntının bir an &ouml;nce atlatılması i&ccedil;in temenni dilekleriyle başladığı konuşmasında, Kızılay olarak Vuhan&#39;da g&ouml;r&uuml;len koronavir&uuml;s&uuml;n pandemi olarak ilan edilmesinin ardından ivedi şekilde eylem planı hazırladıklarını aktardı.</p> <p>Bunun iki boyutunun olduğunu, &ouml;ncelikle &quot;Bu kriz, salgın, biyolojik afet &uuml;lkemize geldiğinde Kızılay olarak hangi hizmetleri verebilecek durumdayız?&quot;, &quot;Bu anlamda devletin ilgili kuruluşlarına nasıl destek olabiliriz?&quot; konularının ele alındığını ve şubat ayının başında iş s&uuml;rekliliğini, kurumsal risk planlarını, standart operasyon prosed&uuml;rlerini belirlediklerini s&ouml;yledi.</p> <p>Kerem Kınık, 11 Mart&#39;ta ilk vaka g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde Ulusal Pandemi Eylem Planı &ccedil;er&ccedil;evesinde Kızılay&#39;a bazı g&ouml;revler d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; belirterek, bu kapsamda y&uuml;r&uuml;tt&uuml;kleri &ccedil;alışmalar hakkında bilgi verdi.</p> <p>Bu kapsamda daha &ouml;nceden eğitim alan Kızılay g&ouml;n&uuml;ll&uuml;lerinin hemen sahaya &ccedil;ıkarak vatandaşlara el hijyeni, sosyal mesafe, hastalığın belirtileri, bulaşma yolları, kimlerde risk oluşturacağı gibi genel, toplumun ilgilendirecek halk sağlığı eğitimlerine başladığını anlatan Kınık, ardından da &ouml;zellikle yurt dışından &uuml;lkeye gelerek karantinaya alınması gereken vatandaşlara y&ouml;nelik hizmetlere başladıklarını s&ouml;yledi.</p> <h3>Kızılay&#39;ın &uuml;lke genelindeki &ccedil;alışmaları</h3> <p>Kerem Kınık, bu s&uuml;re&ccedil;teki &ccedil;alışmaları hakkında şu bilgileri verdi:</p> <p>&quot;47 ilimizde yaklaşık 20 bin insanımızı 14 g&uuml;nd&uuml;r misafir ediyoruz. Bir kısmının misafirlik s&uuml;releri doldu. Onlar evlerine uğurlandılar, bir kısmı devam ediyor. Dışarıdan gelenler de var. Bu yurtlarda misafir ettiğimiz vatandaşlarımıza &ouml;zellikle gıda ve sosyal destekleri vermeye gayret ediyoruz. Bu alanda yaklaşık 1500 Kızılay uzmanı ve 8 bin destek personelimizle beraber yaklaşık 9 bin 500 insan bu 20 bin insana destek veriyor. Şimdiye kadar yaklaşık 1 milyon &uuml;r&uuml;n&uuml; bu insanlarımıza ulaştırdık. Onun dışında sınır hatlarında &ouml;zellikle G&uuml;rcistan ve İran sınır hatlarında, Sağlık Bakanlığımızın karantina b&ouml;lgeleri ihtiya&ccedil;larını karşılamak i&ccedil;in de yaklaşık 150 sahra hastanelerini kurmuş olduk. Olası k&ouml;t&uuml; senaryolar i&ccedil;in bunun yaşanacağını &uuml;mit etmiyoruz ama olası bir k&ouml;t&uuml; senaryo i&ccedil;in de sahra hastaneleri imalatımız devam ediyor.&quot;</p> <p>Mart ayının başlarında pandemi ilan edildikten sonra Sağlık Bakanlığına &ouml;zellikle korona laboratuvar testlerinin yapılabileceği T&uuml;rkiye&#39;nin en y&uuml;ksek hızlı ve kapasitesine sahip iki tane PCR tarama sistemini teslim ettiklerini anlatan Kınık, Kızılay&#39;ın g&uuml;venliği kan programının i&ccedil;erisindeki rutin kapasitesinin de devam ettiğini dile getirdi.</p> <p>Kınık, Kızılay&#39;ın &ouml;zellikle İ&ccedil;işleri Bakanlığı &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;ndeki Sosyal Dayanışma Gruplarında rol aldığını, bu &ccedil;er&ccedil;evede yaklaşık 50 bin 65 yaş ve &uuml;st&uuml; ile 80 bin kronik rahatsızlığı olan vatandaşı evlerinde ziyaret ettiklerini, ihtiya&ccedil;larını giderdiklerini, bu &ccedil;er&ccedil;evede de yaklaşık 10 bin Kızılay g&ouml;n&uuml;ll&uuml;s&uuml;n&uuml;n bu hizmeti yapmak i&ccedil;in hala T&uuml;rkiye&#39;nin b&uuml;t&uuml;n il ve il&ccedil;elerinde Vefa &Ccedil;ağrı Merkezlerinde n&ouml;betlerini tuttuklarını, diğer taraftan da ihtiyacı olan vatandaşlara ihtiya&ccedil;larını ulaştırdıklarını s&ouml;yledi.</p> <p>Bu s&uuml;re&ccedil;te y&uuml;zleri g&uuml;ld&uuml;ren ihtiya&ccedil;lar da olduğunu dile getiren Kınık, &quot;Mesela kuzusunun yemi biten teyzemine yem de g&ouml;t&uuml;rd&uuml;k ya da Kadık&ouml;y&#39;de 65 yaş &uuml;st&uuml;nde olduğu i&ccedil;in evinde beslediği k&ouml;peğini sokakta gezdiremeyen teyzemizin k&ouml;peğini de gezdirdik. Maaşını &ccedil;ektik, maaşını &ccedil;ektiğimiz vatandaşımıza, teyzemize maaşı teslim ettikten sonra bize &#39;G&ouml;t&uuml;r&uuml;n bunu Cumhurbaşkanımızın Biz Bize Yeteriz Kampanyasına yatırın oğlum.&#39; dedi. Tekrar onu g&ouml;t&uuml;r&uuml;p kampanyaya yatırdık. Ger&ccedil;ekten bir taraftan birlikte yaşadığımız bir acı, bir taraftan birlikte yaşadığımız bir dayanışma devam ediyor.&quot; şeklinde konuştu.</p> <h3>&quot;Riskli gruplara maske ve kolonya dağıtmaya devam ediyoruz&quot;</h3> <p>Kerem Kınık, salgının oluşturduğu ekonomik &ccedil;alkantılar nedeniyle işini kaybeden, g&uuml;nl&uuml;k yevmiyesiyle &ccedil;alışıp evine o g&uuml;n &ccedil;alıştığını g&ouml;t&uuml;rebilen, yoksulluk sınırında yaşayan vatandaşlara y&ouml;nelik &quot;Bu hilal bu g&uuml;nler i&ccedil;in var. Bu hilal seninle var.&quot; isimli kampanya başlattıklarını belirterek, ilk etapta &ouml;z b&uuml;t&ccedil;elerinden ayırdıkları 50 milyon liralık meblağ ile yaklaşık 1 milyon insana ulaşacak gıda, hijyen paketi ve kişisel koruyucunun yanında &ouml;zellikle yaşlı ve riskli gruplara ihtiya&ccedil; duyulan maske ve kolonya gibi malzemeleri de dağıttıklarını ve dağıtmaya devam ettiklerini s&ouml;yledi.</p> <p>Kızılay i&ccedil;ecek grubu ile birlikte el dezenfektanı &uuml;retimi ger&ccedil;ekleştirdiklerini aktaran Kınık, gelecek hafta yaklaşık 250 bin 100 mililitrelik el dezenfektanının ihtiya&ccedil; sahiplerine ulaşacağını kaydetti. Kınık, yoğun bakımlarda &ccedil;ok sık kullanılan, bundan sonra t&uuml;ketimi de artacak olan maskeler ve &ouml;zellikle hekimler ile sağlık &ccedil;alışanlarının ihtiya&ccedil; duyduğu kişisel koruyucularla ilgili yardımlarının da devam ettiğini kaydetti.</p> <p>Kendilerinden talepte bulunan b&uuml;t&uuml;n &uuml;niversite hastanelerine kişisel koruyucu, maske, eldiven ve tulum g&ouml;nderdiklerini s&ouml;yleyen Kınık, ulusal ihtiyacın karşılanması noktasında bu ay i&ccedil;erisinde maske imalatının da Kızılay Tekstil ve &Ccedil;adır Anonim Şirketi b&uuml;nyesinde başlayacağını ifade etti.</p> <p>Kınık, bir taraftan da toplum sağlığı ve ulusal kan temini g&ouml;revleri i&ccedil;erisinde yer alan bazı uzmanlık alanlarında d&uuml;nyayı izlediklerine dikkati &ccedil;ekerek, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Bizim konvelsan plazma tedavisi dediğimiz yani koronavir&uuml;s&uuml; ge&ccedil;irmiş ve iyileşmiş olan, nekahet d&ouml;nemine ge&ccedil;miş olan hastaların plazmalarından alacağımız bu imm&uuml;nglobulinlerin, antikorların hala bu hastalığı yenememiş olan hastalara takılması ve tamamlayıcı bir tedavi maksadıyla kullanılması ile ilgili olarak &ouml;zellikle Amerika&#39;da gıda ve ila&ccedil; ajansı FDA&#39;den, İsrail&#39;den, &Ccedil;in&#39;den &ccedil;ok farklı iyi uygulamalar ve pozitif sonu&ccedil;lar geldi. Hacettepe &Uuml;niversitesi, Sağlık Bakanlığı ve Kızılay olarak 15 Mart&#39;ta bir proje başlattık. Bu projede &uuml;lkemizde bu plazma tedavisinin ya da pasif aşılama dediğimiz bu imm&uuml;noterapinin nasıl uygulanacağıyla ilgili bilimsel &ccedil;alışmalar, Koronavir&uuml;s Bilim Kurulumuz, Sağlık Bakanlığımız, Hacettepe &Uuml;niversitesi ve Kızılay kan birimimizdeki bilim ekibimizle beraber geliştirildi ve bu konuyla alakalı yordamlar oluşturuldu. Bu olgunluk seviyesine eriştikten sonra da Sağlık Bakanımız bu konuyla ilgili startı verdi. Sağlık Hizmetleri Genel M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z de bu tedavinin nasıl yapılacağıyla ilgili asgari şartları bir genelge ile yayımladı.&quot;</p> <h3>&quot;Vatandaşlarımızı 14 g&uuml;n ge&ccedil;tikten sonra kan merkezlerine bekliyoruz&quot;</h3> <p>Kınık, &quot;&Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki hafta plazma alımlarına başlıyoruz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ilk hastalarımızın iyileşip taburcu olmasından sonra bunun &uuml;zerinden 14 g&uuml;n ge&ccedil;mesi gerekiyordu.&quot; dedi.</p> <p>Tedavinin i&ccedil;eriğinden bahseden Kınık, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Mikroorganizmalar veya farklı antijenler v&uuml;cudumuza girdiğinde v&uuml;cudumuzun buna karşı bir tepkisi oluşuyor. Bu genellikle mikroorganizmalarda antikor oluşturma dediğimiz bir tepki. Biz bu yolla iyileşiyoruz, mikroorganizmalarla savaşıyoruz, mikropları yeniyoruz. Bug&uuml;n itibarıyla tıbbın yaptığı aslında her insanın b&uuml;nyesinde olan savaşma mekanizmasına destek olmak. Mesela aşı yapıyoruz. Aşıyla zararsızlaştırılmış, bulaştırıcılığı d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lm&uuml;ş olan mikropları ya da bazı par&ccedil;alarını aşı yoluyla v&uuml;cudumuza veriyoruz ve v&uuml;cudumuzda bu mikroorganizmaya karşı imm&uuml;nglobulinler dediğimiz antikorlar oluşturuyoruz. Daha sonra bu mikrobun kendisi g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir şekilde bize bulaştığında v&uuml;cudumuz bu mikrobu tanıyor ve buna karşı bir antikor &uuml;retiyor. Bu antikor da mikrobu hemen yenmemize ve hastalanmamamıza yol a&ccedil;ıyor.</p> <p>Bizim şu anda uygulayacağımız konvelesan plazma tedavisi bu mantığın pasif bir şekilde uygulanmış hali olacak. Yani, &ccedil;ok sayıda korona hastamız, yaklaşık y&uuml;zde 98-99 bir şekilde kliniği ağır da ge&ccedil;se, hafif de ge&ccedil;se iyileşiyor. İyileştikten sonra bu savaştan &ccedil;ıkmış b&uuml;nyenin i&ccedil;erisinde Kovid-19&#39;a karşı oluşmuş imm&uuml;nglobulinler bulunuyor. Bu &ouml;zel imm&uuml;nglobulinler bu şifa bulmuş vatandaşımızın plazmasında bulunuyor ve iyileştikten sonra 14. g&uuml;nlerde en &uuml;st seviyelerde bulunuyor. Sonra yavaş yavaş bizim imm&uuml;nglobulin M veya A dediğimiz farklı tipteki imm&uuml;nglobulinler &ouml;ncelikle azalmakla beraber bu antikorlar da azalıyor. Dolayısıyla bağış&ccedil;ılarımızın hastalığı ge&ccedil;irdikten sonraki 14. g&uuml;n&uuml; bizim i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemli. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o sırada kanlarında maksimum d&uuml;zeyde bu antikordan bulunmakta. Dolayısıla biz iyileşmiş olan vatandaşlarımızı 14 g&uuml;n ge&ccedil;tikten sonra Kızılayımızın kan merkezlerine bekliyoruz. Biz zaten kendilerine de ulaşacağız.&quot;</p> <h3>&quot;Vatandaşlarımızın Kovid-19 ge&ccedil;irdiğini test ile kanıtlaması gerekiyor&quot;</h3> <p>Kınık, plazmafarez denilen aferez sistemi ile kanın i&ccedil;erisinden sıvı kısmı alıp eritrosit denilen kırmızı kan h&uuml;crelerini bağış&ccedil;ılara geri vereceklerini, toplam 400 mililitre plazma alacaklarını belirterek, bu plazmanın daha sonra Sağlık Bakanlığının rehberinde ifade edilen hastalarda kullanılmak &uuml;zere hastanelere sevk edileceğini s&ouml;yledi.</p> <p>Kerem Kınık, plazma alımında sistemin nasıl işleyeceğini ş&ouml;yle anlattı:&nbsp;</p> <p>&quot;Vatandaşlarımızın Kovid-19 ge&ccedil;irdiğini test ile kanıtlaması gerekiyor. &#39;Ben ateşlendim, ağrım da oldu sanırım Kovid ge&ccedil;irdim. Bende de muhtemelen antikor var. Benden de alın.&#39; diyenden almayacağız. Mutlaka Sağlık Bakanlığımızın Kovid-19 tanısı koyduğu, şifayla taburcu olan ve kan verme &ouml;zelliklerine haiz olan vatandaşlarımızdan yani 18-65 yaş arası birtakım rahatsızlıkları bulunmayan, bazı ila&ccedil;ları kullanmayan (kortikosteroid kullanımı oluyor &ouml;zellikle ağır vakalarda solunum a&ccedil;ısından bu nedenle), &ouml;zellikle gebe kalmamış kadınlardan alacağız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; gebe kalmış kadınlarımızda yavrusunun kanıyla kendi kanı arasında birtakım uyuşmazlık antikorları olabiliyor. Bu plazmayı aldığımızda taktığımız hastada da yıkıcı etkiler oluşturabilir. Almadan &ouml;nce Kovid pozitif elinde laboratuvar sonucu var, tanı almış, iyileşmiş, taburcu olmuş, Sağlık Bakanlığımızın Medula sisteminde kaydı var, kan verme anlamında herhangi bir sıkıntısı yok, yani d&uuml;ş&uuml;k kilolu değil, ge&ccedil;irmiş bir hepatit, HIV, spilis gibi birtakım rahatsızlıkları yok. Bu insanımızdan nazofarengeal s&uuml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; alarak tekrar test yapacağız. Burada koronavir&uuml;s&uuml;n negatif &ccedil;ıkmış olması gerekiyor. Bununla beraber kanda da koronavir&uuml;se karşı bir antikor oluştuğunu tespit etmek i&ccedil;in de Molek&uuml;ler PCR testlerini yapacağız. Dolayısıyla, ağzımızda, burnumuzda, &uuml;st solunum yollarında korona kalmamış, kanımızda da buna karşı antikor olduğunu tespit edeceğiz ve kan verme şartlarına haiz olan bağış&ccedil;ılarımızdan bu plazmalarını alacağız.&quot;</p> <h3>&quot;Tamamlayıcı bir metod olarak kullanılacak&quot;&nbsp;</h3> <p>Sağlık Bakanlığının kanın plazmasını ve h&uuml;crelerini ayırabilecek cihazlara ve ruhsata sahip olan b&uuml;t&uuml;n merkezlere bu izni a&ccedil;tığını belirterek, ş&ouml;yle devam etti:&nbsp;</p> <p>&quot;Ancak bu izni tek bir şartla a&ccedil;tı, orkestrasyon Kızılay&#39;da kalmak kaydıyla. Bizim ISBT 128 kodu dediğimiz bir provizyon sistemimiz var. T&uuml;rkiye&#39;de plazma tedavisi yapacak her bir merkez kendi hastası şifa bulduğunda onu ikna ederek bunu alabilir. Aldığı sırada Kızılay&#39;a d&ouml;necek ve &#39;Bu hasta i&ccedil;in ben plazma alıyorum.&#39; diyerek Kızılay&#39;dan bir ISBT 128 kodluk provizyon alacak. Bu provizyon, bizim ulusal izlenebilirliğimizi, kan g&uuml;venliği ve kalite standartlarımızın kontrol&uuml;n&uuml; sağlayacak. Bir de ka&ccedil; bağış&ccedil;ımızdan ne kadar plazma alındı, bu plazmalar ka&ccedil; hastamıza tedavi maksatlı takıldı bunların kayıt sistemini Sağlık Bakanlığımızla beraber tutmuş olacağız.&quot;</p> <p>Kerem Kınık, alınan bu plazmalarda hepatit, HIV, spilis gibi birtakım mikroorganizmaların olmadığını, bulaşıcılık riski olmadığını tekrar test edeceklerinin altını &ccedil;izerek, şunları kaydetti:&nbsp;</p> <p>&quot;Kızılay&#39;ın diğer merkezlerden farklı olarak hastalık bulaşmış ancak antikor hen&uuml;z oluşmamış hastaların i&ccedil;inde mikroorganizmaları tanıyan n&uuml;kleer antikor testi dediğimiz PCR sistemi var. En y&uuml;ksek g&uuml;venlikli plazma bu anlamda Kızılay&#39;da. Bu plazmaların n&uuml;kleer antikor ve serolojik testlerinden ge&ccedil;irildikten sonra ve koronavir&uuml;s b&uuml;nyesinde bulunmayan, kanında antikor bulunan bu plazmalar alınacak. Sonra bu plazmanın yolculuğu başlayacak. &Uuml;lkemizde &ouml;zellikle pandemi hastanelerinin olduğu her noktada, yoğun bakımlarda yatan, ent&uuml;be vaziyette bulunan, akciğer doku harabiyeti başlamış ve &ouml;zellikle de oksijenlenmesinde sıkıntılar olan hastalar i&ccedil;in tamamlayıcı bir metod olarak kullanılacak.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;Bu metot bir mucize değil&quot;</h3> <p>Kerem Kınık, &quot;Peki mu metot mucize mi? Bu metot hastalığın &ccedil;aresi mi?&quot; diye sorarak, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Değil, bu metot bizim 1890&#39;lardan beri bildiğimiz &ouml;zellikle antibiyotikler icat edilmeden &ouml;nce sık bir şekilde kullanılan, İspanyol gribinde 1918&#39;lerde &ccedil;ok sık&ccedil;a Avrupa&#39;da da kullanılan, yakın d&ouml;nemde de &ouml;zellikle SARS, MERS, H1N1 ya da Ebola salgınlarında da D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&#39;n&uuml;n kullanımını teşvik ettiği ve hala da bu anlamda faydalığı g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; bir metot. Bu metodun avantajı şu; imm&uuml;n baskılanmış olan yani bağışıklığı d&uuml;ş&uuml;k olan ve yeterince savunma sistemini ayağa kaldıramamış olan hastalarımız a&ccedil;ısından, bu savaşı kazanmış, bu savaştan kahraman olarak &ccedil;ıkmış, iyileşmiş insanların b&uuml;nyesinde bulunan bu antikorlar destek kuvvet anlamına geliyor. Dolayısıyla o imm&uuml;n sistemini ayağa kaldıramamış vatandaşlara bu plazmalar destek olarak verilecek. Bu sistemin &ouml;zellikle akciğer parankimindeki yıkımı azalttığı, iyileşme s&uuml;recini hızlandırdığı, mikrobun vir&uuml;lansını d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; g&ouml;r&uuml;lm&uuml;ş.&quot;</p> <p>Tedavide bazı yan etkilerin de g&ouml;r&uuml;lebileceğini dile getiren Kınık, &quot;Bazı yan etkiler de var alerjik birtakım yan etkiler. Bazı imm&uuml;n cevabın gecikmesi gibi ya da plazma y&uuml;klenen vatandaşlarda &ouml;zellikle vol&uuml;m y&uuml;klenmesine bağlı yoğun bakımda &ouml;zellikle de kronik rahatsızlığı bulunan vakalarda kalp yetmezliğine y&ouml;nelik negatif etkilerinin olduğu da biliniyor. Dolayısıyla mutlaka yoğun bakım şartlarında her hasta başına bir endikasyon alınması ve b&uuml;t&uuml;n bu bahsettiğimiz artıları ve eksileri hekimler tarafından değerlendirilerek uygulanması gerekiyor.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <h3>&Ouml;zel sağlık kuruluşlarına &ccedil;ağrı&nbsp;</h3> <p>Kerem Kınık, bug&uuml;n koronavir&uuml;s&uuml;n bilinen, onu tam k&uuml;re g&ouml;t&uuml;ren bir ilacı olmadığına işaret ederek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Koronavir&uuml;s&uuml;n hen&uuml;z aşısı bulunmadı. Dolayısıyla elimizde hangi silah varsa bunu cepheye s&uuml;rmek zorundayız. Bug&uuml;n etkinliği kanıtlanmış olan konvelsan plazma tedavisi de &uuml;lkemizde b&uuml;t&uuml;n gelişmiş &uuml;lkelerle aynı zamanda g&uuml;ndeme giriyor. Bu &ouml;zellikle entegre &ccedil;alışan, bilimin ışığıyla karar veren ve y&uuml;ksek kapasiteli, kaliteli sağlık hizmetimiz ve Kızılay&#39;ın bu anlamdaki g&uuml;venli kan temini programıyla birlikte bence d&uuml;nyanın en etkin uygulamalarından birisi olacak. Dolayısıyla &uuml;mit ediyoruz hastalarımız bu tedaviden şifa bulurlar.&quot;</p> <p>Cumhurbaşkanlığının, Hazine ve Maliye Bakanlığının bu konularla ilgili yapılacak olan harcamaların maliyetlerini ilgili sağlık kuruluşlarına &ouml;deyeceklerine dikkati &ccedil;eken Kınık, şunları aktardı:&nbsp;</p> <p>&quot;&Ouml;zellikle &ouml;zel hastanelerden ricamız, bu tebliğiyle yayınlandı, bu işin bir ticaret meta haline getirilmemesi, bir insan hakkı olarak g&ouml;r&uuml;lmesi ve devletimizin yapacağı s&uuml;bvansiyonla yetinilerek bu konularla alakalı vatandaştan ilave bir &uuml;cret talep edilmemesi. Dolayısıyla biz elimizden geldiği kadar en fazla plazmayı toplamaya, elimizden geldiği kadar ihtiyacı olan her hastamıza bunu ulaştırmaya &ccedil;alışacağız. Bu herkesin hakkı. Dolayısıyla ayrım g&ouml;zetmeksizin, herhangi bir hastamıza mali k&uuml;lfet getirmeksizin bu tedavinin uygulanması gerekiyor. Bunun da altını &ccedil;izmek isterim.&quot;</p> <h3>1 hafta arayla 2 kere plazma bağışı yapılabilir</h3> <p>Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık, plazma terapisi i&ccedil;in alınacak plazma miktarının bir seferde 400 mililitre kadar olacağını, plazma fraksinasyon temelli cihazlarla bazı bağış&ccedil;ılardan bir litreye kadar da alınabileceğini aktardı.&nbsp;</p> <p>Bağış&ccedil;ıdan 400 mililitre alındıktan 1 hafta sonra 400 mililitre daha bağış yapılabileceğini belirten Kınık, &quot;Yani bir bağış&ccedil;ımız 2 sefer bize plazmasını bağışlayabilir. Dolayısıyla bu 400-400, 800. Bazı vakalarda 200 mililitre &ccedil;oklu uygulamalarla, bazı vakalarda da tek inf&uuml;zyonla 400 mililitre. Bir insan bir insana bu anlamda destek vermiş olacak. 2 kere plazma bağışı yapmışsa da bir insan iki koronavir&uuml;sl&uuml; hastaya destek vermiş olacak. Bu işlem maksimum 45 dakika kadar s&uuml;r&uuml;yor.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <p>Kınık, konunun lojistik detaylarını Sağlık Bakanlığıyla &ccedil;alıştıklarını, &ccedil;ok y&uuml;ksek ihtimalle iyileşmiş olan hastaları telefonla arayacaklarını kaydederek, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Onların testlerini yaptıktan sonra plazma verebilme şartları uygunsa merkezlerimize davet edeceğiz. Koronavir&uuml;s&uuml;n&uuml;n en &ccedil;ok g&ouml;r&uuml;lm&uuml;ş olduğu illerden başlayacağız. İstanbul&#39;da Kartal, Zeynep Kamil, &Ccedil;apa ve Başakşehir olmak &uuml;zere 4 merkez. Ankara, İzmir ve diğer b&ouml;lgelerimizde de detaylı adresler vatandaşlarımıza ulaştırılmış olacak. Onlardan plazmayı alıp testlerini yapıp klinik uygulamaya hazır olduğu anda da &uuml;lke genelinde u&ccedil;aklarla yani jetlerle ve karayoluyla hızlı bir şekilde bu alınmış plazmaların hangi hastanede durumu ağır vatandaşımız varsa bunlara ulaştırılması i&ccedil;in &ccedil;alışmamız başlayacak. Bu &ccedil;er&ccedil;evede de &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki g&uuml;nler Kızılaycılar i&ccedil;in &ouml;zellikle kan hizmetleri &ccedil;alışanları i&ccedil;in hareketli g&uuml;nler olacak.&quot;&nbsp;</p> <h3>Bir bağış&ccedil;ıdan 8 ila 16 &uuml;niteye kadar trombosit aferezi alınabiliyor</h3> <p>Kızılay Kartal Kan Bağış Merkezi M&uuml;d&uuml;r&uuml; Dr. Başar Y&ouml;ngel, aferez cihazıyla trombosit h&uuml;crelerini kanın i&ccedil;inden ayırarak trombosit bağışı sağladıklarını anlattı.&nbsp;</p> <p>Aferez bağışının birtakım avantajları olduğunu belirten Y&ouml;ngel, şu bilgileri verdi:</p> <p>&quot;Aferez bağışıyla elde ettiğimiz trombositleri, bir bağış&ccedil;ıdan kullanım olarak daha fazla elde ettiğimiz i&ccedil;in ihtiyacı olan insanın ya da hastanenin ihtiyacı karşılamak adına daha az bağış&ccedil;ıdan daha fazla &uuml;nite elde etmek amacıyla kullanıyoruz. Trombosit aferezini bir cihazla yapıyoruz. Bağış&ccedil;ımızın tek koluna tek iğneyle tek damardan giriyoruz. Aferez cihazımızı alıyoruz. Kendi i&ccedil;inde &ccedil;anak dediğimiz bir &uuml;nitesi var. Burada tam kan alınan miktara santrif&uuml;j yapılıyor. Santrif&uuml;j sonucunda kan h&uuml;creleri ayrılıyor. İstediğimiz trombosit olduğu i&ccedil;in &uuml;st&uuml;ndeki pompa sisteminden yine makine ayırmış olduğu trombositi kendi torbasının i&ccedil;ine s&uuml;zerek ge&ccedil;iriyor. Daha sonra trombositsiz kalan kanı tekrar bağış&ccedil;ımıza aynı kanaldan veriyor. Bu işlemi makine 4 ila 8 kez yaparak bir bağış&ccedil;ıdan 8 &uuml;nite veya bağış&ccedil;ımızın trombosit sayısı uygunsa 16 &uuml;niteye kadar trombosit aferezi alıyoruz.&quot;</p> <h3>&quot;1000 civarında sağlık personelimiz Bakanlığımızın mevcut kapasitesine eklendi&quot;</h3> <p>Konuşmaların ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kınık, &quot;Hastanelerimizde y&uuml;zde 60 doluluk oranı var. Bu doluluk oranı &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki g&uuml;nlerde y&uuml;zde 100&#39;e y&uuml;kselirse Kızılay&#39;ın alternatif olarak geliştirmiş olduğu acil bir eylem planı var mı?&quot; sorusu &uuml;zerine, &quot;Bu konuda Sağlık Bakanlığımızın kapasitesi ve acil eylem planı, B, C, D senaryoları T&uuml;rkiye&#39;deki b&uuml;t&uuml;n bu olası sayıları eritebilecek kapasitede. &Uuml;mit ediyorum, Sağlık Bakanlığımızın, Kızılay&#39;ın bu anlamdaki desteğine ihtiyacı olmayacak.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>Kerem Kınık, &quot;&Ouml;zel hastanelere uyarımız var, dediniz. Uyarı dikkate alınmazsa bir yaptırım olacak mı?&quot; sorusu &uuml;zerine, bu konuyu Sağlık Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının &ccedil;ok yakından takip ettiğini belirtti.&nbsp;</p> <p>Sınırda kurulan sahra hastanelerinin hatırlatılması &uuml;zerine Kınık, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;İlk 150 hastaneyi karantina i&ccedil;in Sağlık Bakanlığımıza teslim etmiştik. 300 tane daha imar ediyoruz. Yani her g&uuml;n 5 sahra hastenesi &uuml;retiyoruz. Fabrikalarımız 3 vardiya &ccedil;alışıyor. Bu hastaneler ihtiya&ccedil; duyulması halinde mevcut hastanelerin yakınlarına kurulacak. Mevcut hastanelerdeki sağlık personeli kapasitesiyle işletilecek. Sağlık personeli planlaması Sağlık Bakanlığı merkezlidir ama Kızılayımızın da &ccedil;ok ciddi sağlık ordusu vardır. Bu orduyu da Sağlık Bakanlığımıza destek olması i&ccedil;in ayırdık. 5 hastanemiz ve tıp merkezimiz var. Buralardan Sağlık Bakanlığımız b&uuml;nyesinde pandemi hastanesi ilan edilmiş yerler var. Burada &ccedil;alışan 1000 civarında sağlık personelimiz Sağlık Bakanlığımızın mevcut kapasitesine eklenmiş durumda. Bu yaklaşık 3-4 bin yatak kapasitesi anlamına geliyor.&quot;</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.