"Tuzu azaltmak, böbrek sağlığını korumak için elzem"

DÜNYA (AA) - Anadolu Ajansı | 12.03.2019 - 13:42, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:58
 

"Tuzu azaltmak, böbrek sağlığını korumak için elzem"

Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü ve Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu: "Türkiye'de yapılan araştırma ve çalışmalar, günlük tuz miktarının 16 ila 18 gram aralığında olduğunu gösteriyor. Normalde alınması gereken günlük tuz miktarı 4 ila 6 gramdır. Dolayısıyla günlük beslenme rutinimiz içerisinde tuzu azaltmak, böbrek sağlığını korumak için elzemdir" "Böbrek hastalığı genellikle sessizce ilerler, sıklıkla ciddi bir belirtiye neden olmadan önce, kişi, böbrek fonksiyonlarının bir kısmını zaten kaybetmiş olabilir"
<div class="iliskiIcerik ltr" id="icerikDiv_35378062" style="overflow-wrap: break-word; color: rgb(43, 43, 43); font-family: &quot;Segoe UI&quot;, &quot;Helvetica Neue&quot;, &quot;Droid Sans&quot;, Arial, Tahoma, Geneva, sans-serif; font-size: 14px; padding: 0px 7px;"> <p>İSTANBUL (AA) -&nbsp;Bezmialem Vakıf &Uuml;niversitesi Rekt&ouml;r&uuml; ve Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. R&uuml;meyza Kazancıoğlu,&nbsp;T&uuml;rkiye&#39;de yapılan araştırma ve &ccedil;alışmaların, g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarının 16 ila 18 gram aralığında olduğunu g&ouml;sterdiğini belirterek,&nbsp;&quot;Normalde alınması gereken g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarı 4 ila 6 gramdır. Dolayısıyla g&uuml;nl&uuml;k beslenme rutinimiz i&ccedil;erisinde tuzu azaltmak, b&ouml;brek sağlığını korumak i&ccedil;in elzemdir.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <p>Kazancıoğlu, &quot;D&uuml;nya B&ouml;brek G&uuml;n&uuml;&quot; dolayısıyla&nbsp;yaptığı yazılı a&ccedil;ıklamada,&nbsp;tuz t&uuml;ketimi ile b&ouml;brek sağlığına etkilerine dikkati &ccedil;ekti.</p> <p>Tuz t&uuml;ketiminin sınırlandırılması konusunda &ccedil;ağrıda bulunan Kazancıoğlu, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;T&uuml;rkiye&#39;de yapılan araştırma ve &ccedil;alışmalar, g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarının 16 ila 18 gram aralığında olduğunu g&ouml;steriyor. Normalde alınması gereken g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarı 4 ila 6 gramdır. Dolayısıyla g&uuml;nl&uuml;k beslenme rutinimiz i&ccedil;erisinde tuzu azaltmak, b&ouml;brek sağlığını korumak i&ccedil;in elzemdir. &Ouml;rnek verecek olursak; ekmek bizim mutfağımızın temel gıda maddelerinden biri. G&uuml;n i&ccedil;erisinde ekmeğin fazla t&uuml;ketilmesi, g&uuml;nl&uuml;k tuz ihtiyacının karşılanması anlamına gelir. Dolayısıyla diğer besinlerden alınan tuz miktarı da d&uuml;ş&uuml;n&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde, g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarını olduk&ccedil;a aşıyoruz. Buna dikkat etmek gerekir.&quot;</p> <p>Hazır gıdaların i&ccedil;eriğinde koruyucu olarak kullanılan fosfat tuzlarının da bulunduğunu kaydeden&nbsp;Kazancıoğlu,&nbsp;b&ouml;brek hastalığı gelişen kişilerde, fosforun kısıtlı t&uuml;ketilmesi gerektiğini ifade etti.&nbsp;Kazancıoğlu, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:&nbsp;</p> <p>&quot;Dolayısıyla bu hazır gıda paketlerinde sadece sodyum (tuz) oranının değil, fosfor oranının da daha net ve anlaşılır şekilde belirtilmesi gerekir. Farkındalık a&ccedil;ısından da &ouml;nemli bir &ccedil;alışma olabilir. Tuzu d&uuml;ş&uuml;k ve lif oranı y&uuml;ksek sağlıklı bir diyet, daha fazla fiziksel aktivite ve sigaranın bırakılması gibi basit yaşam tarzı &ouml;nerileri, kronik b&ouml;brek yetmezliğinin ilerleme oranını y&uuml;zde 50&#39;ye kadar yavaşlatabilir.&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>- &quot;Sessizce ilerleyen k&uuml;resel salgın, kronik b&ouml;brek yetmezliği&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>Prof. Dr.&nbsp;Kazancıoğlu, b&ouml;brek hastalığının genellikle sessizce ilerlediğini, sıklıkla ciddi bir belirtiye neden olmadan &ouml;nce, kişinin, b&ouml;brek fonksiyonlarının bir kısmını zaten kaybetmiş olabileceğini vurgulayarak, &quot;Erken tanı bu hastalıkta da &ouml;nemlidir. &Ccedil;ok su i&ccedil;me, sık idrara &ccedil;ıkma, yorgunluk, bulantı-kusma ve şişlikler, uyarıcı olmalıdır. Diyabet (t&uuml;m vakaların yaklaşık &uuml;&ccedil;te birinin nedeni olarak belirlenmiştir) ve y&uuml;ksek tansiyon (hipertansiyon), b&ouml;brek hastalığının en sık nedenleridir. Y&uuml;ksek tansiyon t&uuml;m b&ouml;brek yetmezliği vakalarının d&ouml;rtte birinden fazlasına neden olur.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <p>Kronik b&ouml;brek yetmezliği a&ccedil;ısından riskli olan kişilerin kimler olduğuna dair a&ccedil;ıklamada bulunan Kazancıoğlu, &quot;Riskli grupta yer alan bireyler, şeker yani diyabet hastaları, y&uuml;ksek tansiyonu olan hastalar, ailesinde b&ouml;brek hastası olanlardır. Ayrıca sigara kullanan, fazla kilosu olan, sağlıksız beslenen, uygunsuz bitkisel &uuml;r&uuml;n kullanan, yetersiz sıvı t&uuml;keten bireyler de risk altındadır.&quot; bilgisini verdi.<br /> &nbsp;</p> <p>- &quot;T&uuml;rkiye sağlık hizmetleri a&ccedil;ısından şanslı bir &uuml;lke&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>Kazancıoğlu, International Society of Nephrology (ISN) ve International Federation of Kidney Foundations&#39;ın (IFKF), bu yıl &quot;D&uuml;nya B&ouml;brek G&uuml;n&uuml;&quot;n&uuml;n temasını &quot;Herkes i&ccedil;in B&ouml;brek Sağlığı&quot; olarak belirlediğini anımsatarak, kronik b&ouml;brek yetmezliğinin tedavisinin olduk&ccedil;a maliyetli olduğunu belirtti.</p> <p>Pek &ccedil;ok &uuml;lkede b&ouml;brek yerine koyma (diyaliz ve organ nakli) tedavilerine erişimin olmadığına işaret eden Kazancıoğlu, T&uuml;rkiye&rsquo;deki hastaların bu konuda şanslı olduğunu kaydetti.</p> <p>Kazancıoğlu, d&uuml;nyada her 10 kişiden biri, T&uuml;rkiye&#39;de ise her 7 kişiden birinde kronik&nbsp;b&ouml;brek hastalığı&nbsp;bulunduğunu aktararak, şu ifadeleri kullandı:</p> <p>&quot;Her yaşta gelişebilir. Bu b&uuml;y&uuml;yen salgının tedavisinin maliyeti, d&uuml;nya &ccedil;apında sağlık sistemlerinde b&uuml;y&uuml;k bir y&uuml;k oluşturuyor. D&uuml;ş&uuml;k ve orta gelirli &uuml;lkelerde uzun vadeli diyaliz tedavisi m&uuml;mk&uuml;n olmamakta, bu da yılda 1 milyondan fazla insanın tedavi edilmeyen b&ouml;brek yetmezliğinden &ouml;lmesine neden olmaktadır. Sağlık hizmetlerine ulaşma konusunda şanslı &uuml;lkelerden biriyiz. Diyaliz merkezleri, diyaliz cihazları ve sağlık &ccedil;alışanları a&ccedil;ısından &uuml;lkemizde her hangi bir yetersizlik s&ouml;z konusu değil. &Uuml;lkemizde 865 Hemodiyaliz, 120 Periton Diyalizi ve 78 B&ouml;brek Nakli ger&ccedil;ekleştiren sağlık kuruluşu bulunmakta ve tedavilerin hepsi devlet tarafından karşılanmaktadır.&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>- &quot;Mesafe kat etmemiz gereken konu, organ nakli&quot;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bezmialem Vakıf &Uuml;niversitesi Rekt&ouml;r&uuml; Kazancıoğlu, T&uuml;rkiye&#39;nin diyaliz hizmetlerinde iyi durumda olduğunu belirterek, &quot;Mesafe kat etmemiz gereken konu ise organ nakli. İnsanların haftada 3 g&uuml;n 4 saat diyalize bağlı kalması, bazı a&ccedil;ılardan kısıtlanması anlamına gelebiliyor. Fakat organ nakliyle, hem fizyolojik ve psikolojik anlamda yenilenme sağlanıyor hem de yaşam standartları y&uuml;kseliyor.&quot; bilgisini verdi.</p> <p>Kazancıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:</p> <p>&quot;&Uuml;lkemizde 77 binin &uuml;zerinde son d&ouml;nem b&ouml;brek yetmezliği tanısı almış hasta var. Ulusal organ kadavra bekleme listesinde kayıtlı toplam 26 bin hasta kendisine uygun organın bulunmasıyla yeniden hayata tutunmayı bekliyor. Bu hastaların yaklaşık 23 binini ise b&ouml;brek bekleyen hastalar oluşturuyor (y&uuml;zde 86). &Uuml;stelik her yıl bu hastaların 2 bin 500&rsquo;&uuml; de bekleme listesinde uygun organ bulunamadığı i&ccedil;in yaşamını yitiriyor. 2018 yılındaki nakillere bakıldığında, canlıdan 3 bin 11 b&ouml;brek nakli, kadavradan 859 b&ouml;brek nakli yapılmıştır. Organ nakli konusunda yeterince bilin&ccedil;lenme sağlanamadığı takdirde kadavra bekleme listesindeki &ouml;l&uuml;m oranlarındaki artış ka&ccedil;ınılmaz olacaktır.&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>- &quot;Her b&ouml;brek hastası aynı değil&quot;&nbsp;<br /> &nbsp;</p> <p>B&ouml;brek hastalığının her bireyde farklı &ouml;zellikler nedeniyle ortaya &ccedil;ıktığını, dolayısıyla hastaların tedavi ve yaşam bi&ccedil;imiyle ilgili birbirine tavsiyede bulunmasının doğru olmadığını vurgulayan Kazancıoğlu, &quot;Hastaların her birinin hastalığının &ouml;zelliği farklı olup, uygulayacağı tedavi bi&ccedil;imi de farklı olacaktır. B&ouml;brek yetmezliğine neden olan durum, hastanın mevcut hastalıkları, yaş, ailede b&ouml;brek hastası olma durumu gibi pek &ccedil;ok unsur değerlendirilir. T&uuml;m bu değişkenlerden yola &ccedil;ıkarak en uygun tedavi şekli belirlenir.&quot; yorumunu yaptı.</p> <p>Prof. Dr. Kazancıoğlu, şu ifadeleri kullandı:</p> <p>&quot;Kronik b&ouml;brek hastalığı teşhisi, hemen diyaliz veya nakil ihtiyacınız olacağı anlamına gelmez ancak iyi takip ve tedavi edilme zorunluluğu getirir. Kan basıncının iyi kontrol&uuml;, kan şekerinin normal seviyelerde tutulması, tuz t&uuml;ketiminin azaltılması, sigaranın bırakılması, kilo verilmesi, d&uuml;zenli egzersiz yapılması ve kendileri i&ccedil;in &ouml;nerilen tedavilerin d&uuml;zenli yapılması ile hastalıkların ilerlemesi engellenebilir. T&uuml;m bireyler b&ouml;breklerinin kıymetini bilmeli ve esas gayeleri sağlıklı bir yaşam s&uuml;rmek olmalıdır.&quot;</p> </div> <div class="data_tags" id="parentdivEtiket_35378062" style="overflow-wrap: break-word; color: rgb(43, 43, 43); font-family: &quot;Segoe UI&quot;, &quot;Helvetica Neue&quot;, &quot;Droid Sans&quot;, Arial, Tahoma, Geneva, sans-serif; font-size: 14px; padding-top: 10px; padding-left: 5px;"> <div class="ltr" id="splitteryayin_callbackhaberdetay_HaberDetayGoster_dListIliski_divEtiket_1" style="overflow-wrap: break-word;">&nbsp;</div> </div>
Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü ve Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu: "Türkiye'de yapılan araştırma ve çalışmalar, günlük tuz miktarının 16 ila 18 gram aralığında olduğunu gösteriyor. Normalde alınması gereken günlük tuz miktarı 4 ila 6 gramdır. Dolayısıyla günlük beslenme rutinimiz içerisinde tuzu azaltmak, böbrek sağlığını korumak için elzemdir" "Böbrek hastalığı genellikle sessizce ilerler, sıklıkla ciddi bir belirtiye neden olmadan önce, kişi, böbrek fonksiyonlarının bir kısmını zaten kaybetmiş olabilir"
<div class="iliskiIcerik ltr" id="icerikDiv_35378062" style="overflow-wrap: break-word; color: rgb(43, 43, 43); font-family: &quot;Segoe UI&quot;, &quot;Helvetica Neue&quot;, &quot;Droid Sans&quot;, Arial, Tahoma, Geneva, sans-serif; font-size: 14px; padding: 0px 7px;"> <p>İSTANBUL (AA) -&nbsp;Bezmialem Vakıf &Uuml;niversitesi Rekt&ouml;r&uuml; ve Nefroloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. R&uuml;meyza Kazancıoğlu,&nbsp;T&uuml;rkiye&#39;de yapılan araştırma ve &ccedil;alışmaların, g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarının 16 ila 18 gram aralığında olduğunu g&ouml;sterdiğini belirterek,&nbsp;&quot;Normalde alınması gereken g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarı 4 ila 6 gramdır. Dolayısıyla g&uuml;nl&uuml;k beslenme rutinimiz i&ccedil;erisinde tuzu azaltmak, b&ouml;brek sağlığını korumak i&ccedil;in elzemdir.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <p>Kazancıoğlu, &quot;D&uuml;nya B&ouml;brek G&uuml;n&uuml;&quot; dolayısıyla&nbsp;yaptığı yazılı a&ccedil;ıklamada,&nbsp;tuz t&uuml;ketimi ile b&ouml;brek sağlığına etkilerine dikkati &ccedil;ekti.</p> <p>Tuz t&uuml;ketiminin sınırlandırılması konusunda &ccedil;ağrıda bulunan Kazancıoğlu, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;T&uuml;rkiye&#39;de yapılan araştırma ve &ccedil;alışmalar, g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarının 16 ila 18 gram aralığında olduğunu g&ouml;steriyor. Normalde alınması gereken g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarı 4 ila 6 gramdır. Dolayısıyla g&uuml;nl&uuml;k beslenme rutinimiz i&ccedil;erisinde tuzu azaltmak, b&ouml;brek sağlığını korumak i&ccedil;in elzemdir. &Ouml;rnek verecek olursak; ekmek bizim mutfağımızın temel gıda maddelerinden biri. G&uuml;n i&ccedil;erisinde ekmeğin fazla t&uuml;ketilmesi, g&uuml;nl&uuml;k tuz ihtiyacının karşılanması anlamına gelir. Dolayısıyla diğer besinlerden alınan tuz miktarı da d&uuml;ş&uuml;n&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde, g&uuml;nl&uuml;k tuz miktarını olduk&ccedil;a aşıyoruz. Buna dikkat etmek gerekir.&quot;</p> <p>Hazır gıdaların i&ccedil;eriğinde koruyucu olarak kullanılan fosfat tuzlarının da bulunduğunu kaydeden&nbsp;Kazancıoğlu,&nbsp;b&ouml;brek hastalığı gelişen kişilerde, fosforun kısıtlı t&uuml;ketilmesi gerektiğini ifade etti.&nbsp;Kazancıoğlu, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:&nbsp;</p> <p>&quot;Dolayısıyla bu hazır gıda paketlerinde sadece sodyum (tuz) oranının değil, fosfor oranının da daha net ve anlaşılır şekilde belirtilmesi gerekir. Farkındalık a&ccedil;ısından da &ouml;nemli bir &ccedil;alışma olabilir. Tuzu d&uuml;ş&uuml;k ve lif oranı y&uuml;ksek sağlıklı bir diyet, daha fazla fiziksel aktivite ve sigaranın bırakılması gibi basit yaşam tarzı &ouml;nerileri, kronik b&ouml;brek yetmezliğinin ilerleme oranını y&uuml;zde 50&#39;ye kadar yavaşlatabilir.&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>- &quot;Sessizce ilerleyen k&uuml;resel salgın, kronik b&ouml;brek yetmezliği&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>Prof. Dr.&nbsp;Kazancıoğlu, b&ouml;brek hastalığının genellikle sessizce ilerlediğini, sıklıkla ciddi bir belirtiye neden olmadan &ouml;nce, kişinin, b&ouml;brek fonksiyonlarının bir kısmını zaten kaybetmiş olabileceğini vurgulayarak, &quot;Erken tanı bu hastalıkta da &ouml;nemlidir. &Ccedil;ok su i&ccedil;me, sık idrara &ccedil;ıkma, yorgunluk, bulantı-kusma ve şişlikler, uyarıcı olmalıdır. Diyabet (t&uuml;m vakaların yaklaşık &uuml;&ccedil;te birinin nedeni olarak belirlenmiştir) ve y&uuml;ksek tansiyon (hipertansiyon), b&ouml;brek hastalığının en sık nedenleridir. Y&uuml;ksek tansiyon t&uuml;m b&ouml;brek yetmezliği vakalarının d&ouml;rtte birinden fazlasına neden olur.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <p>Kronik b&ouml;brek yetmezliği a&ccedil;ısından riskli olan kişilerin kimler olduğuna dair a&ccedil;ıklamada bulunan Kazancıoğlu, &quot;Riskli grupta yer alan bireyler, şeker yani diyabet hastaları, y&uuml;ksek tansiyonu olan hastalar, ailesinde b&ouml;brek hastası olanlardır. Ayrıca sigara kullanan, fazla kilosu olan, sağlıksız beslenen, uygunsuz bitkisel &uuml;r&uuml;n kullanan, yetersiz sıvı t&uuml;keten bireyler de risk altındadır.&quot; bilgisini verdi.<br /> &nbsp;</p> <p>- &quot;T&uuml;rkiye sağlık hizmetleri a&ccedil;ısından şanslı bir &uuml;lke&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>Kazancıoğlu, International Society of Nephrology (ISN) ve International Federation of Kidney Foundations&#39;ın (IFKF), bu yıl &quot;D&uuml;nya B&ouml;brek G&uuml;n&uuml;&quot;n&uuml;n temasını &quot;Herkes i&ccedil;in B&ouml;brek Sağlığı&quot; olarak belirlediğini anımsatarak, kronik b&ouml;brek yetmezliğinin tedavisinin olduk&ccedil;a maliyetli olduğunu belirtti.</p> <p>Pek &ccedil;ok &uuml;lkede b&ouml;brek yerine koyma (diyaliz ve organ nakli) tedavilerine erişimin olmadığına işaret eden Kazancıoğlu, T&uuml;rkiye&rsquo;deki hastaların bu konuda şanslı olduğunu kaydetti.</p> <p>Kazancıoğlu, d&uuml;nyada her 10 kişiden biri, T&uuml;rkiye&#39;de ise her 7 kişiden birinde kronik&nbsp;b&ouml;brek hastalığı&nbsp;bulunduğunu aktararak, şu ifadeleri kullandı:</p> <p>&quot;Her yaşta gelişebilir. Bu b&uuml;y&uuml;yen salgının tedavisinin maliyeti, d&uuml;nya &ccedil;apında sağlık sistemlerinde b&uuml;y&uuml;k bir y&uuml;k oluşturuyor. D&uuml;ş&uuml;k ve orta gelirli &uuml;lkelerde uzun vadeli diyaliz tedavisi m&uuml;mk&uuml;n olmamakta, bu da yılda 1 milyondan fazla insanın tedavi edilmeyen b&ouml;brek yetmezliğinden &ouml;lmesine neden olmaktadır. Sağlık hizmetlerine ulaşma konusunda şanslı &uuml;lkelerden biriyiz. Diyaliz merkezleri, diyaliz cihazları ve sağlık &ccedil;alışanları a&ccedil;ısından &uuml;lkemizde her hangi bir yetersizlik s&ouml;z konusu değil. &Uuml;lkemizde 865 Hemodiyaliz, 120 Periton Diyalizi ve 78 B&ouml;brek Nakli ger&ccedil;ekleştiren sağlık kuruluşu bulunmakta ve tedavilerin hepsi devlet tarafından karşılanmaktadır.&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>- &quot;Mesafe kat etmemiz gereken konu, organ nakli&quot;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Bezmialem Vakıf &Uuml;niversitesi Rekt&ouml;r&uuml; Kazancıoğlu, T&uuml;rkiye&#39;nin diyaliz hizmetlerinde iyi durumda olduğunu belirterek, &quot;Mesafe kat etmemiz gereken konu ise organ nakli. İnsanların haftada 3 g&uuml;n 4 saat diyalize bağlı kalması, bazı a&ccedil;ılardan kısıtlanması anlamına gelebiliyor. Fakat organ nakliyle, hem fizyolojik ve psikolojik anlamda yenilenme sağlanıyor hem de yaşam standartları y&uuml;kseliyor.&quot; bilgisini verdi.</p> <p>Kazancıoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:</p> <p>&quot;&Uuml;lkemizde 77 binin &uuml;zerinde son d&ouml;nem b&ouml;brek yetmezliği tanısı almış hasta var. Ulusal organ kadavra bekleme listesinde kayıtlı toplam 26 bin hasta kendisine uygun organın bulunmasıyla yeniden hayata tutunmayı bekliyor. Bu hastaların yaklaşık 23 binini ise b&ouml;brek bekleyen hastalar oluşturuyor (y&uuml;zde 86). &Uuml;stelik her yıl bu hastaların 2 bin 500&rsquo;&uuml; de bekleme listesinde uygun organ bulunamadığı i&ccedil;in yaşamını yitiriyor. 2018 yılındaki nakillere bakıldığında, canlıdan 3 bin 11 b&ouml;brek nakli, kadavradan 859 b&ouml;brek nakli yapılmıştır. Organ nakli konusunda yeterince bilin&ccedil;lenme sağlanamadığı takdirde kadavra bekleme listesindeki &ouml;l&uuml;m oranlarındaki artış ka&ccedil;ınılmaz olacaktır.&quot;<br /> &nbsp;</p> <p>- &quot;Her b&ouml;brek hastası aynı değil&quot;&nbsp;<br /> &nbsp;</p> <p>B&ouml;brek hastalığının her bireyde farklı &ouml;zellikler nedeniyle ortaya &ccedil;ıktığını, dolayısıyla hastaların tedavi ve yaşam bi&ccedil;imiyle ilgili birbirine tavsiyede bulunmasının doğru olmadığını vurgulayan Kazancıoğlu, &quot;Hastaların her birinin hastalığının &ouml;zelliği farklı olup, uygulayacağı tedavi bi&ccedil;imi de farklı olacaktır. B&ouml;brek yetmezliğine neden olan durum, hastanın mevcut hastalıkları, yaş, ailede b&ouml;brek hastası olma durumu gibi pek &ccedil;ok unsur değerlendirilir. T&uuml;m bu değişkenlerden yola &ccedil;ıkarak en uygun tedavi şekli belirlenir.&quot; yorumunu yaptı.</p> <p>Prof. Dr. Kazancıoğlu, şu ifadeleri kullandı:</p> <p>&quot;Kronik b&ouml;brek hastalığı teşhisi, hemen diyaliz veya nakil ihtiyacınız olacağı anlamına gelmez ancak iyi takip ve tedavi edilme zorunluluğu getirir. Kan basıncının iyi kontrol&uuml;, kan şekerinin normal seviyelerde tutulması, tuz t&uuml;ketiminin azaltılması, sigaranın bırakılması, kilo verilmesi, d&uuml;zenli egzersiz yapılması ve kendileri i&ccedil;in &ouml;nerilen tedavilerin d&uuml;zenli yapılması ile hastalıkların ilerlemesi engellenebilir. T&uuml;m bireyler b&ouml;breklerinin kıymetini bilmeli ve esas gayeleri sağlıklı bir yaşam s&uuml;rmek olmalıdır.&quot;</p> </div> <div class="data_tags" id="parentdivEtiket_35378062" style="overflow-wrap: break-word; color: rgb(43, 43, 43); font-family: &quot;Segoe UI&quot;, &quot;Helvetica Neue&quot;, &quot;Droid Sans&quot;, Arial, Tahoma, Geneva, sans-serif; font-size: 14px; padding-top: 10px; padding-left: 5px;"> <div class="ltr" id="splitteryayin_callbackhaberdetay_HaberDetayGoster_dListIliski_divEtiket_1" style="overflow-wrap: break-word;">&nbsp;</div> </div>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.