Altılı platform kalıcı barışın teminatı olabilir

<p>T&uuml;rkiye&nbsp;ve&nbsp;Azerbaycan&nbsp;yetkililerinin son d&ouml;nemlerde Ermenistan ile ilişkiler konusunda yaptıkları a&ccedil;ıklamalar, sorunların kalıcı &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuşturulması, b&ouml;lgesel işbirliği ve genel olarak b&ouml;lgenin geleceği a&ccedil;ısından umut veriyor. Tabii eğer Ermenistan kendisine de zarar veren saldırgan tutumundan vazge&ccedil;erek yapıcı bir tutum sergilemeye başlarsa...</p> <p>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan&nbsp;Karabağ zaferi&nbsp;dolayısıyla d&uuml;zenlenen askeri t&ouml;rene katılmak &uuml;zere ger&ccedil;ekleştirdiği son Bak&uuml; ziyareti sırasında hem Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ile birlikte d&uuml;zenlediği basın toplantısında hem de askeri t&ouml;rende yaptığı konuşmada Ermenistan ile ilişkiler konusunda &ouml;nemli a&ccedil;ıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan b&ouml;lgede oluşması arzu edilen altılı platformun herkesin kazanacağı bir girişim olduğunu, Ermenistan&rsquo;ın da bu s&uuml;rece katılarak olumlu adımlar atmasının T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinde yeni bir sayfa a&ccedil;abileceğini ifade etti. T&uuml;rkiye&rsquo;nin kapılarını Ermenistan&rsquo;a kapatma gibi bir derdinin asla olmadığını, Ermenistan halkına kini bulunmadığını, barışın ve işbirliğinin m&uuml;mk&uuml;n olabileceğini, bunun i&ccedil;in Ermenistan&rsquo;ın saldırgan s&ouml;ylem ve politikalarından vazge&ccedil;mesi gerektiğini vurguladı.</p> <p>Hatırlanacağı &uuml;zere Erdoğan 2008 yılında da Kafkas İstikrar Paktı (Kafkas İstikrar ve İşbirliği Platformu) &ouml;nerisinde bulunmuş, Rusya, Azerbaycan ve G&uuml;rcistan&rsquo;ı ziyaret ederek girişimine destek aramıştı. Fakat Rusya ile G&uuml;rcistan arasındaki savaş sonrası gerginlik, T&uuml;rkiye-Rusya ilişkilerinin durumu, ABD başta olmak &uuml;zere Batılı &uuml;lkelerin bu girişime sıcak bakmaması ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin bu g&uuml;nk&uuml;yle kıyaslandığında b&ouml;lgesel etkinliğinin daha zayıf olması nedeniyle bu girişim başarıyla sonu&ccedil;lanmamıştı. Konu ilk defa 18 Kasım 1999&rsquo;da d&ouml;nemin Cumhurbaşkanı S&uuml;leyman Demirel tarafından İstanbul&rsquo;daki Avrupa G&uuml;venlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) zirvesinde ortaya atılmış fakat arka planda kalmıştı.</p> <p>&nbsp;</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <p>Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev&nbsp;de ortak basın toplantısında b&ouml;lgedeki &uuml;&ccedil;l&uuml; işbirliği formatlarını (T&uuml;rkiye-Azerbaycan-G&uuml;rcistan, Azerbaycan-Rusya-İran ve T&uuml;rkiye-Rusya-İran) &ouml;rnek g&ouml;stererek bu işbirliği formatlarını genel bir formata d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmenin m&uuml;mk&uuml;n olduğundan bahsetti. Ayrıca Ermenistan&rsquo;ın son savaştan ders &ccedil;ıkarması ve geleceğe daha olumlu bakması halinde, onun da bu formatta yer alabileceğini &ouml;zel olarak vurguladı.</p> <p>T&uuml;rkiye Dışişleri Bakanı Mevl&uuml;t &Ccedil;avuşoğlu da yaptığı a&ccedil;ıklamalarda, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin geleceğine Azerbaycan ile birlikte karar vereceklerini, komşularına y&ouml;nelik toprak iddialarından vazge&ccedil;erse Ermenistan&rsquo;ın da işbirliğinin bir par&ccedil;ası olacağını, Ermenistan ve halkının bundan kazan&ccedil;lı &ccedil;ıkacağını ifade etti.</p> <h3>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin ge&ccedil;mişi</h3> <p>Aslında T&uuml;rkiye&rsquo;nin bu s&ouml;ylemi yeni değil. T&uuml;rkiye hen&uuml;z SSCB dağılmadan &ouml;nce, b&ouml;lgeyle ilgili olarak, Ermenistan&rsquo;ı da kapsayacak şekilde, işbirliği ortamının oluşturulması arzusunda olmuştu. Fakat uzun yıllardan beri Ermenistan toplumuna zerk edilen T&uuml;rkiye ve T&uuml;rk d&uuml;şmanlığının yanı sıra, Sovyetler Birliği&rsquo;nin dağılması sırasında vuku bulan Ermenistan&rsquo;ın Azerbaycan&rsquo;a y&ouml;nelik toprak talepleri ve daha sonraki işgalci saldırıları hem bu &uuml;lkenin i&ccedil;erisindeki gelişmelerin hem de dış politikasının belirleyici unsurları olmuştu ve kuşkusuz T&uuml;rkiye ile ilişkiler de bu s&uuml;re&ccedil;ten nasibini almıştı.</p> <p>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin ilk d&ouml;nemlerine baktığımız zaman, Ermenistan&rsquo;ın olumsuz tavırlarına rağmen, T&uuml;rkiye&rsquo;nin ilişkileri geliştirmeye y&ouml;nelik politikalarını g&ouml;rmekteyiz. Ermenistan Parlamentosu&rsquo;nun 23 Ağustos 1990&rsquo;da kabul ettiği Bağımsızlık Bildirgesi&rsquo;nin 11. maddesinde, T&uuml;rkiye&rsquo;nin Doğu Anadolu B&ouml;lgesi i&ccedil;in &ldquo;Batı Ermenistan&rdquo; ifadesine yer verilmiş, aynı zamanda s&ouml;zde &ldquo;Ermeni Soykırımı&rdquo;nın uluslararası alanda tanınması &ccedil;abaları vurgulanmıştı. Ermenistan anayasasının 13. maddesinin 2. paragrafında, devlet armasında Ağrı dağının da bulunduğu belirtilmektedir. Ermenistan, &ccedil;eşitli d&ouml;nemlerde ortaya attığı, T&uuml;rkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı belirleyen 1921 tarihli Kars ve 1920 tarihli G&uuml;mr&uuml; antlaşmalarının y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kte olmadığı iddiasını, son d&ouml;nemlerdeki gelişmelere rağmen, belirli &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde halen savunmaktadır.</p> <p>&nbsp;</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <p>Bu d&ouml;nemlerde zaman zaman s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarını bir kenara bırakmanın ve T&uuml;rkiye ile ilişki geliştirmenin gerekliliğinden bahsedenler olmuşsa da, Ermenistan genelde saldırgan siyasetini s&uuml;rd&uuml;rmeye devam etmiştir. Bardağı taşıran damla ise Ermenistan&rsquo;ın Azerbaycan&rsquo;ın Kelbecer b&ouml;lgesini işgal etmesi ve sonrasında T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik toprak iddialarını resm&icirc; dilde ifade etmesi olmuştur. T&uuml;rkiye Nisan 1993 başlarında Azerbaycan&rsquo;a y&ouml;nelik işgal girişimlerini s&uuml;rd&uuml;ren Ermenistan&rsquo;ı uyarmış, Ermenistan&rsquo;ın işgalci tavrını s&uuml;rd&uuml;rmesi &uuml;zerine &ouml;nce kara sınırını ve daha sonra hava koridorunu kapatmıştır.</p> <h3>İlişkilerdeki sorunların nedenleri ve T&uuml;rkiye&rsquo;nin koşulları</h3> <p>T&uuml;rkiye Ermenistan ile ilişkilerini sınırları kapatma, u&ccedil;ak seferlerini iptal etme ve hava koridorunu kapatma şeklinde sınırlandırırken ilişkilerin geliştirilmesini şu koşullara bağlamıştır: Ermenistan&rsquo;daki &ldquo;soykırım&rdquo; saplantısı kalksın; Ermenistan T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik toprak talebinden vazge&ccedil;sin; Ermenistan tarafından işgal edilmiş Azerbaycan toprakları geri verilsin ve g&ouml;&ccedil;menlerin evlerine d&ouml;n&uuml;ş&uuml;ne m&uuml;saade edilsin; Azerbaycan&rsquo;ın diğer b&ouml;lgeleri ile Nah&ccedil;ıvan arasındaki koridor a&ccedil;ılsın.</p> <p>T&uuml;rkiye i&ccedil;in Ermenistan ile ilişkilerin olumsuzluğu bir hedef olmamış, bu nedenle de sonraki s&uuml;re&ccedil;te T&uuml;rkiye Ermenistan ile ilişkileri geliştirmek i&ccedil;in defalarca girişimlerde bulunmuş, fakat olumlu sonu&ccedil; alamamıştır. &Ouml;rneğin 1995&rsquo;te Ermenistan&rsquo;dan olumlu bir cevap gelir umuduyla İstanbul-Erivan arasında u&ccedil;ak seferlerine imk&acirc;n veren H-50 hava koridorunun a&ccedil;ılmasına izin verilmişti. Ermenistan&rsquo;ın buna karşılık attığı adımlar ise T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik daha sert tepkiler şeklinde olmuştu. Ermenistan hem uluslararası kuruluşlar ve yabancı devletler nezdinde T&uuml;rkiye&rsquo;yi su&ccedil;lamaya devam etmiş hem de PKK ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne destek vermiştir.</p> <p>Ermenistan&rsquo;ın T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik saldırgan tavrı resm&icirc; ve gayri resm&icirc; d&uuml;zeyde s&uuml;reklilik arz etmiştir. &Ouml;rneğin Ermenistan Devlet Başkanı Robert Ko&ccedil;aryan 6-8 Eyl&uuml;l 2000 tarihleri arasında New York&rsquo;ta ger&ccedil;ekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) Milenyum Zirvesi&rsquo;nde yaptığı konuşmasını, tamamen T&uuml;rkiye&rsquo;yi s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; yapmakla ve bunu kabul etmemekle su&ccedil;lamak &uuml;zerine kurmuştu. Kasım 2004&rsquo;te ise &ouml;nce Ko&ccedil;aryan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Josep Borrell&rsquo;e yazdığı mektupta T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ldquo;soykırımı&rdquo; tanımamasının onun Avrupa Birliği (AB) &uuml;yeliğine engel teşkil ettiğini vurgulamış, ardından Ermenistan Dışişleri Bakanlığı s&ouml;zde &ldquo;soykırımın&rdquo; uluslararası alanda tanınması &ccedil;abalarının en &uuml;st d&uuml;zeyde s&uuml;receğini a&ccedil;ıklamıştı. 9 Aralık 2004&rsquo;te Dışişleri Bakanı Vartan Oskanyan&rsquo;ın AB&rsquo;yi T&uuml;rkiye&rsquo;ye daha fazla baskı yapmaya &ccedil;ağırması, konuya ilişkin başka bir &ouml;rnek teşkil etmişti. Ermenistan eski Devlet Başkanı Serj Sarkisyan&rsquo;ın hem başbakan olduğu sırada (&ouml;rneğin 23 Ekim 2007&rsquo;deki ABD ziyareti sırasında) hem devlet başkanlığı sırasında (&ouml;rneğin BM Genel Kurulu&rsquo;nda yaptığı konuşmalarda, Erivan&rsquo;da d&uuml;zenlenen resm&icirc; t&ouml;renlerde, basına yaptığı a&ccedil;ıklamalarda, yabancı &uuml;lkeleri ziyaretlerinde) s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarının t&uuml;m d&uuml;nyada tanınması i&ccedil;in &ccedil;aba sarf edeceklerini a&ccedil;ıklamıştı. Erivan&rsquo;da her yıl 24 Nisan&rsquo;da d&uuml;zenlenen resm&icirc; t&ouml;renlerde T&uuml;rk bayrağı yakılmış, hatta T&uuml;rk bayrağı anma t&ouml;reninin ger&ccedil;ekleştirildiği yere serilerek t&ouml;rende bulunanların bayrağı ayakları altına almaları sağlanmıştır.</p> <h3>Protokoller s&uuml;reci</h3> <p>T&uuml;m bunlara rağmen, T&uuml;rkiye iyi ilişkilerden yana olması sebebiyle, yıllardır gizli y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; Ermenistan ile diyalog (bazı Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden ve bilim insanlarından oluşan ortak komisyon) &ccedil;alışmalarına 2008 yılından itibaren farklı boyut kazandırmaya başlamış, 2008 yazından itibaren T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinde hızlı gelişmeler yaşanmıştı. En &ouml;nemli gelişmelerden biri Eyl&uuml;l 2008&rsquo;de eski Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&rsquo;&uuml;n Azerbaycan&rsquo;da b&uuml;y&uuml;k tepkilere neden olan &ldquo;futbol diplomasisi&rdquo; &ccedil;er&ccedil;evesinde Erivan&rsquo;ı ziyareti olmuştu.</p> <p>Bu d&ouml;nemde Cumhurbaşkanı G&uuml;l&rsquo;&uuml;n ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu&rsquo;nun Ermenistan ile ilişkiler konusundaki tutumu nedeniyle Azerbaycan-T&uuml;rkiye ilişkilerinde olumsuz bazı gelişmeler yaşanma ihtimali varken, d&ouml;nemin Başbakanı Erdoğan&rsquo;ın bu konudaki sıkıntıları gidermek &uuml;zere ger&ccedil;ekleştirdiği Azerbaycan ziyareti ve Azerbaycan parlamentosunda yaptığı konuşma Azerbaycan&rsquo;ı rahatlatmıştı.</p> <p>Yine de 10 Ekim 2009&rsquo;da T&uuml;rkiye ile Ermenistan arasında daha &ouml;nce paraf edilmiş olan protokoller b&uuml;y&uuml;k bir t&ouml;renle İsvi&ccedil;re&rsquo;de imzalanmıştı. Fakat daha sonra protokoller konusunda olumlu bir gelişme yaşanmamış, her iki tarafta da olumlu tablodan ziyade karşılıklı su&ccedil;layıcı beyanlar daha &ccedil;ok dikkat &ccedil;ekmişti. Hatta T&uuml;rkiye-Ermenistan protokol&uuml;n&uuml;n imzalandığı g&uuml;n erken saatlerde Dışişleri Bakan Yardımcısı Şavarş Ko&ccedil;aryan&rsquo;ın mevcut T&uuml;rkiye-Ermenistan sınırının &quot;soykırım&quot; sonucunda oluştuğunu &ouml;ne s&uuml;rmesi ve &quot;şartlar değiştiği takdirde var olan sınırın yeniden sorgulanabileceğini&quot; a&ccedil;ıklaması, Ermenistan&rsquo;da konuya bakışın &ccedil;ok değişmediğinin g&ouml;stergelerinden olmuştu. Bu s&uuml;re&ccedil;te de AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 20 Ekim 2009 tarihinde AK Parti TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, h&uuml;k&uuml;metin ve şahsının, Azerbaycan Milli Meclisi&rsquo;nde yaptığı konuşmanın arkasında olduğunu vurgulayarak &ldquo;Herkes şundan emin olsun: Biz Azerbaycan bayrağını T&uuml;rk bayrağı gibi, Azerbaycan topraklarını, T&uuml;rkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, yine &ouml;yle biliriz. Bak&uuml;&rsquo;de yatan şehitlerimiz, bunun şanlı şahitleridir&rdquo; demek suretiyle Azerbaycan&rsquo;a g&uuml;vence vermiş ve Azerbaycan-T&uuml;rkiye ilişkilerinde fitne peşinde olanlara fırsat vermemişti.</p> <p>Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan 22 Nisan 2010 tarihinde yaptığı televizyon konuşması ile protokollerin onay s&uuml;recinin dondurulduğunu a&ccedil;ıklamıştı. 16 Şubat 2015 tarihinde ise Sarkisyan&rsquo;ın protokolleri Ermenistan parlamentosundan geri &ccedil;ektiği a&ccedil;ıklanmıştı.</p> <p>Sonraki yıllarda T&uuml;rkiye Azerbaycan&rsquo;ın toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;ne desteğini daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir bi&ccedil;imde ifade etmiş, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerinin gelişmesi i&ccedil;in Ermenistan&rsquo;ın uluslararası hukuka uygun davranması gerektiğini vurgulamıştır.</p> <blockquote>&nbsp;</blockquote> <h3>İlişkilerin geleceği</h3> <p>T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerindeki mevcut durumun (sınır kapılarının kapalı olmasının) sorumlusu T&uuml;rkiye değildir. Yukarıda anlatıldığı &uuml;zere, T&uuml;rkiye Ermenistan&rsquo;ın bağımsızlığını ilk tanıyan &uuml;lkelerden birisi olmasına rağmen Ermenistan&rsquo;dan olumlu karşılık bulmamış, tam aksine, Ermenistan&rsquo;ın toprak iddiaları ve s&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; su&ccedil;lamalarıyla karşılaşmıştır. T&uuml;rkiye aleyhtarı bu faaliyetler hem Ermenistan yetkilileri hem Ermenistan&rsquo;daki siyasi partiler ve sivil toplum &ouml;rg&uuml;tleri hem de Ermeni lobisi tarafından y&uuml;r&uuml;t&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>S&ouml;zde &ldquo;soykırım&rdquo; iddialarının ortaya &ccedil;ıkışını, tarihsel gelişimini, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde h&acirc;l&acirc; nasıl baskı aracı olarak kullanılmaya &ccedil;alışıldığını araştıran herkes, b&ouml;lgeyle ilgili emperyalist &ccedil;ıkarları bulunan &uuml;lkelerin, lobinin ve Ermenistan&rsquo;daki siyasal g&uuml;&ccedil;lerin bu konu &uuml;zerinden Ermeni toplumunu nasıl esir aldıklarını iyi bilmektedir.</p> <p>Ermenistan genel anlamda komşularına y&ouml;nelik saldırgan politikasını değiştirmeden ve komşularının toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;klerine saygı g&ouml;stermeden, T&uuml;rkiye-Ermenistan ilişkilerini geliştirme girişimlerinin başarısız olacağı a&ccedil;ıktır ve nitekim başarısız olmuştur. Ermenistan&rsquo;ın bu yanlış politikaları sadece T&uuml;rkiye ile ilişkiler konusunda değil, genel anlamda bir başarısızlık, &ldquo;başarısız devlet&rdquo; modeli doğurmaktadır.</p> <p>İlişkilerin gelişmesi ancak Ermenistan&rsquo;ın uluslararası hukuka ve iyi komşuluk ilişkilerinin ruhuna uygun davranması halinde s&ouml;z konusu olabilir. Ermenistan&rsquo;ın bunu yapmadan, Batılı &uuml;lkelerin desteğiyle T&uuml;rkiye &uuml;zerinde baskı kurma girişimleri daha &ouml;nce defalarca denenmiş ve sonu&ccedil;suz kalmıştır.</p> <p>İlişkilerin geleceği i&ccedil;in, Ermenistan&rsquo;ın komşularına y&ouml;nelik t&uuml;m toprak iddialarından mutlaka vazge&ccedil;mesi, T&uuml;rkiye&rsquo;ye y&ouml;nelik saldırgan s&ouml;ylemlerini terk etmesi, resm&icirc; belgelerinde T&uuml;rkiye&rsquo;nin toprak b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; hi&ccedil;e sayma girişimleri olarak nitelendirilebilecek ifadeleri değiştirmesi gerekmektedir. Hi&ccedil; kuşkusuz, bunlar yapılınca, Ermenistan da dahil olmak &uuml;zere b&ouml;lge &uuml;lkeleri arasında işbirliği g&uuml;&ccedil;lendirilebilir, Kafkasya bir barış, istikrar, refah b&ouml;lgesine d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lebilir. Aksi takdirde, T&uuml;rkiye ve Azerbaycan yıllardır geliştirdikleri projeleri s&uuml;rd&uuml;rmeye ve bunlara yenilerini eklemeye devam eder. Kaybeden ise sadece bu projelerin dışında kalarak kendisini hapseden, s&ouml;ylem ve adımlarıyla sadece b&ouml;lge dışı g&uuml;&ccedil;lerin b&ouml;lgedeki emperyalist politikalarına yardımcı olan Ermenistan olur.</p> <p>[Azerbaycan Devlet G&uuml;mr&uuml;k Akademisi Daire Başkanı olan Araz Aslanlı aynı zamanda Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM) Başkanıdır]</p>