Anadoluʹnun gizli ʹDNAʹ hazinesini bulacak ilk laboratuvar

<p>ANKARA (AA) - Anadoluʹda son 10-15 bin yıldaki uygarlıklara ait mumyalaşmış insan kalıntılarının bilimsel analizlerini yaparak gizli kalmış ˮDNAˮ hazinelerini ortaya &ccedil;ıkaracak T&uuml;rkiyeʹnin ilk ˮAntik DNA laboratuvarıˮ 19 Nisan Cuma g&uuml;n&uuml; Hacettepe &Uuml;niversitesi (H&Uuml;) b&uuml;nyesinde a&ccedil;ılacak.</p><p>T&uuml;rkiyeʹde bir ilk olacak H&Uuml; Molek&uuml;ler Antropoloji Laboratuvarıʹnda, hayvan DNAʹları &ccedil;ıkarılacak, uygarlıkların kalıtsal ve bakteriyel hastalıkları incelenecek. </p><p>H&Uuml; Edebiyat Fak&uuml;ltesi Antropoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml; Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, t&uuml;m canlıların bir genetik materyale sahip olduğunu belirtti.</p><p>Bunun, Deoksiribo N&uuml;kleik Asit olarak (DNA) diye isimlendirildiğini ve canlının kalıtımsal ve bir sonraki nesle aktarılacak bilgilerini i&ccedil;eren &ouml;nemli bir yapı taşı olduğunu vurgulayan Erdal, her t&uuml;re ait DNA yapısının birbirinden farklılık taşıdığının altını &ccedil;izdi. </p>ˮBu laboratuvar, T&uuml;rkiyeʹde bir ilkˮ<p>Erdal, Edebiyat Fak&uuml;ltesi Antropoloji B&ouml;l&uuml;m&uuml;ʹnde bulunan Hacettepe &Uuml;niversitesi İskelet Biyolojisi Laboratuvarıʹnın, 1990ʹlı yıllardan bu yana, T&uuml;rkiyeʹnin her b&ouml;lgesinden koleksiyonuna dahil ettiği yaklaşık 12 bin insan iskeleti ile d&uuml;nyada en &ouml;nemli laboratuvarlar arasında yer aldığını s&ouml;yledi.</p><p>Erdal, son 10 yılda y&uuml;r&uuml;t&uuml;len ˮDNAʹnın yeni dizilenmesiˮ &ccedil;alışmalarının, eski toplumlara ilişkin antik DNAʹların da daha iyi bir şekilde okunmasını sağladığını anlattı. </p><p>Antik DNA analizlerinin yapılarak ge&ccedil;miş d&ouml;nemlere ışık tutacak d&uuml;nyanın sayılı laboratuvarlarından birinin Hacettepe &Uuml;niversitesi b&uuml;nyesinde yarın Rekt&ouml;r Prof. Dr. Haluk &Ouml;zen tarafından a&ccedil;ılacağını bildiren Erdal, ˮH&Uuml; Molek&uuml;ler Antropoloji Laboratuvarı (Antik DNA Laboratuvarı- HUMAN_G) T&uuml;rkiyeʹde bir ilk olacak.ˮ dedi. </p><p>Laboratuvar binasının, genetik hazinenin taşındığı DNAʹlara iyi bir koruma sağlamak i&ccedil;in &ouml;zel tasarlandığını belirten Erdal, ˮToprakta yaşayan bakteriler, mantarlar, maya gibi canlıların kemiklere bulaşması nedeniyle antik kalıntılarda DNA analizleri, ancak &ouml;zel DNA laboratuvarlarında yapılabiliyor. Bu t&uuml;r araştırmaları d&uuml;nyada da yapabilen merkez sayısı, bir insanın parmaklarını ge&ccedil;meyecek kadar az. Bu nedenle bu laboratuvara &uuml;lkemizin sahip olması, Anadoluʹnun gizli DNA hazinesinin ortaya &ccedil;ıkarılması i&ccedil;in &ccedil;ok &ccedil;ok &ouml;nemli.ˮ değerlendirmesinde bulundu. </p>ˮMumyalaşmış insan kalıntıları analiz edilecekˮ<p>Prof. Dr. Erdal, laboratuvarda &ouml;ncelikle ge&ccedil;miş d&ouml;nemde yaşamış insanların kemikleşmiş ya da mumyalaşmış kalıntılarının, son teknolojinin kullanıldığı DNA analizleri ile bilimsel olarak ele alınacağını belirtti.</p><p>Erdal, bu y&ouml;ntemi anlatırken şu ifadeleri kullandı:</p><p>ˮAntropolojik kazılarda elde edilen iskelet ve kalıntılar, &ouml;zel bir şekilde temizlendikten sonra par&ccedil;alanmış kemikler olabildiğince b&uuml;t&uuml;n hale getiriliyor. Laboratuvarda son teknoloji DNA dizilimi y&ouml;ntemini kullanarak incelemelerde araştırılacak kemiği belirliyoruz. Bu kemikten alınan bir kesitin i&ccedil;inden &ccedil;ıkarılan tozu &ouml;ğ&uuml;terek un haline getiriyoruz ve kimyasal işlemlerin ardından DNAʹsına ulaşıyoruz. Bu aşamadan sonra DNA dizilimini yaparak, bilimsel verileri analiz ediyoruz.ˮ</p><p>İskelet kalıntılarında g&ouml;m&uuml;l&uuml; kalmış h&uuml;crelerin a&ccedil;ığa &ccedil;ıkartılarak genetik yapılarını taşıyan DNAʹlarına ulaşılacağını, birey ve toplulukların genetik yapılarının aydınlatılacağını vurgulayan Erdal, ˮB&ouml;ylece, son 10-15 bin yıldır Anadolu ve &ccedil;evresinde yaşamış insan toplulukları ve uygarlıklar, onların tarihleri, birbirleri ile olan ilişkileri, g&ouml;&ccedil;ler, k&uuml;lt&uuml;rel yayılma yolları, uygarlıkların doğuşu, yayılışı ve yıkılışı gibi s&uuml;re&ccedil;ler, DNA analizleri ile aydınlatılacak.ˮ diye konuştu. </p><p>Laboratuvarda, Neolitik, Kalkolitik, Tun&ccedil; &Ccedil;ağı d&ouml;nemleri ile Hititler, Frigler, Bizanslılar d&ouml;nemlerinin de inceleneceğine işaret eden Erdal, ˮ&Ouml;rneğin, ʹHititler Anadoluʹnun yerlisi mi yabancısı mıydıʹ ya da ʹFriglerin Anadoluʹdaki insan toplumları &uuml;zerindeki genetik etkisi ne olduʹ gibi bir&ccedil;ok soru, genetik incelemelerle &ccedil;&ouml;z&uuml;lecek. T&uuml;rklerin Anadoluʹya girişinin insan toplulukları &uuml;zerindeki etkileri ele alınacak. Arkeolojik verilerle elde edilen bilgileri DNA &ccedil;alışmalarıyla konfirme edeceğiz, tarihin bilinmeyen taraflarını a&ccedil;ığa &ccedil;ıkaracağız.ˮ değerlendirmesini yaptı. </p>ˮKalıtsal ve bakteriyel hastalıklar da incelenecekˮ<p>Bu &ccedil;alışmaların yalnızca T&uuml;rkiye ile sınırlı kalmayacağını, başta komşu &uuml;lkeler olmak &uuml;zere d&uuml;nyanın farklı topluluklarının da analizlerinin yapılacağını ifade eden Erdal, ˮAraştırmalar kapsamında, kalıtsal ve bakteriyel hastalıklar da incelenecek. Ayrıca hayvanlar da &ccedil;alışmaya dahil edilecek.ˮ dedi.</p><p>Prof. Dr. Erdal, laboratuvarın a&ccedil;ılmasının ardından bilimsel &ccedil;alışmalara başlanacağını, ilk yayını yaklaşık bir yıl sonra yapabileceklerini bildirdi. </p><p>Antik DNA Laboratuvarıʹnda y&uuml;r&uuml;t&uuml;lecek &ccedil;alışmaların; antropologlar, arkeologlar, tarih&ccedil;iler, biyologlar, genetik&ccedil;iler, tıp&ccedil;ılar, diş hekimleri, eczacılar, istatistik&ccedil;iler, bilgisayar m&uuml;hendisleri gibi &ccedil;ok sayıda bilim insanının birlikte &ccedil;alışacağı disiplinlerarası bir nitelik taşıyacağını s&ouml;yleyen Erdal, ˮLaboratuvar, alanında uzmanlaşmış yabancı merkezlerle birlikte iş birliği yapılarak uluslararası bir &ccedil;ekim merkezi olacak. Bu laboratuvar bilgi &uuml;retiminde &uuml;lkemizin g&uuml;c&uuml;n&uuml; artıracak, uluslararası yayınlara d&ouml;n&uuml;şerek &uuml;lkemizin uluslararası camiada g&ouml;r&uuml;n&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; artıracak.ˮ dedi. </p><p>Muhabir: Yeşim Sert Karaaslan</p><p>