Ankara'nın Türkçe konuşan büyükelçileri

<h6>Ankara</h6> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;"> <p>Başkent Ankara&#39;da g&ouml;rev yapan&nbsp;yabancı diplomatların bir kısmı T&uuml;rkiye&#39;ye gelmeden, bazıları da T&uuml;rkiye&#39;ye geldikten sonra T&uuml;rk&ccedil;e &ouml;ğreniyor.&nbsp;Ankara&#39;daki b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;ilerden bazıları da T&uuml;rk&ccedil;e konuşabiliyor. Bunlardan biri de Macaristan&#39;ın Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi Viktor Matis.</p> <p>Şubat itibariyle Macaristan&#39;ın Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliği g&ouml;revine atanan Matis, T&uuml;rkiye&#39;ye ilk 2005&#39;te Avrupa Birliği&rsquo;nin G&ouml;n&uuml;ll&uuml;l&uuml;k Projesi kapsamında geldiğini ve yaklaşık 1,5 yıl kaldığını aktardı.&nbsp;</p> <p>Matis, T&uuml;rkiye&#39;ye g&ouml;rev i&ccedil;in ilk defa 2010&#39;da geldiğini vurgulayarak, &quot;İlk geldiğimde T&uuml;rk&ccedil;e hi&ccedil; bilmiyordum ama etrafımdaki kişilerden hi&ccedil; kimsenin İngilizcesi veya Almancası yoktu. O nedenle en kısa zamanda T&uuml;rk&ccedil;eyi &ouml;ğrenmem gerekiyordu. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ekmek alırken bile zorluk &ccedil;ekiyordum. Tabii &ccedil;ok g&uuml;zel bir deneyimdi. Yaklaşık 3 ay sonra hatalarla ve k&ouml;t&uuml; bir telaffuzla yavaş yavaş T&uuml;rk&ccedil;e konuşmaya başladım.&quot; dedi.</p> <p>Sonrasında T&uuml;rk&ccedil;esinin daha iyi seviyelere geldiğini vurgulayan Matis, 9 ay sonra dilinin şimdiki seviyesine yaklaştığını kaydetti.</p> <h3>&quot;Macarlar ve T&uuml;rkler birbirine benziyor&quot;</h3> <p>Matis, T&uuml;rkiye&#39;deki dili, k&uuml;lt&uuml;r&uuml; ve insanlarını kısa zamanda &ccedil;ok sevdiğini vurgulayarak, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Geldiğim ilk aylarda, yemeklerden dolayı &ccedil;ok hızlı kilo almaya başladım ve hepsini beğendim. Sonra aylar boyunca spor yapmam ve hayat tarzımı değiştirmem gerekti. K&uuml;lt&uuml;rle daha &ccedil;ok tanışmaya başladığımda T&uuml;rk&ccedil;eye daha fazla hakim oldum. Onun &uuml;zerine her g&uuml;n daha fazla aktiviteye katılmaya başladım. Mesela konserlerin dışında s&ouml;yleşilere de katılmaya başladım. Sonra yavaş yavaş gazete ve kitap da okumaya başladım. B&ouml;ylece T&uuml;rk&ccedil;e artık ne yazılı ne de s&ouml;zl&uuml; olarak &ccedil;ok zor değildi.&quot;</p> <p><img alt="Macaristan'ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/c9f1ae26-3cf3-4ab4-9d72-230dedd01a4c/eylul_ekimyeni2Fa36b66ef-0086-4438-8f35-47e7e43d436d.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /><br /> <em>Macaristan&#39;ın Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi Viktor Matis</em></p> <p>Kendisini her zaman doğru ifade etmeye &ccedil;alıştığını dile getiren Matis, &quot;Macarlar ve T&uuml;rkler bu konuda da birbirine benziyor. Bir yabancı bizim ana dilimizde konuşmaya başladığında &ccedil;ok mutlu oluyoruz. Sanıyoruz ki o kişi &#39;merhaba&#39; dedikten sonra her şeyi biliyor ve onunla kendi ana dilimizde hızlıca konuşmaya başlıyoruz. Bana da eskiden oluyordu. &#39;Merhaba, nasılsınız&#39; dediğimde T&uuml;rk arkadaşlar hemen hızlıca konuşuyorlardı ve bir şey anlamıyordum.&quot; dedi.</p> <p>B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;i Matis, T&uuml;rkiye&#39;ye g&ouml;rev i&ccedil;in geldiği 2010&#39;dan bu yana Gen&ccedil;lerbirliği Spor Kul&uuml;b&uuml;&#39;n&uuml; desteklediğini kaydetti. T&uuml;rkiye&#39;ye ilk geldiğinde Ankara&#39;da bir S&uuml;per Lig ma&ccedil;ına gitmek istediğini vurgulayan Matis, ilk kombine Passolig kartını 2010&#39;da aldığını vurguladı.</p> <p>T&uuml;rkiye&#39;yi ikinci memleketi olarak g&ouml;ren Matis, futbol ma&ccedil;larıyla ilgili sevimli hikayeleri olduğunu da aktararak ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bir defasında Gen&ccedil;lerbirliği ma&ccedil;ına gittiğimde Passolig kartımın hazır olmaması nedeniyle sırada bekliyordum. Oradaki arkadaşlarla 5-10 dakika konuştuk. Sonra baktılar ki telaffuzum biraz farklı, &#39;Almanya&rsquo;dan mı geldiniz?&#39; diye sordular. Ben de &#39;Yok ben Macar&#39;ım&#39; dedim. Burada ne yaptığımı sorunca ben &#39;B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iyim&#39; diye cevap dedim. Sonra bana &#39;Burada sıra mı bekliyorsunuz?&#39; dediklerinde, ben de &#39;İşte ben ne yapayım ki, siz sıra beklerseniz ben de beklerim.&#39; dedim. Ondan sonra Passolig kartım hazır olmadığı i&ccedil;in ma&ccedil;a giremedim.&quot;</p> <h3>&quot;T&uuml;rk&ccedil;e kolay değil ama &ccedil;aba g&ouml;steriyorum&quot;</h3> <p>Japonya&#39;nın Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi Akio Miyajima, yaklaşık 1 yıl 7 aydır T&uuml;rkiye&#39;de g&ouml;rev yaptığını s&ouml;yledi.</p> <p>Miyajima, şu ana kadar T&uuml;rkiye&#39;deki 19 şehri ziyaret ettiğinin altını &ccedil;izerek, &quot;Gittiğim her yerde son derece sıcak bir şekilde karşılanıyorum.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>Japonya Dışişleri Bakanlığında 40 yıldır diplomat olarak &ccedil;alıştığını aktaran Miyajima, &quot;İlk defa bu kadar Japonya&rsquo;yı seven bir &uuml;lkede &ccedil;alışıyorum. Bundan b&uuml;y&uuml;k bir mutluluk duyuyorum.&quot; dedi.</p> <p>B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;i Miyajima, &quot;T&uuml;rk&ccedil;e kolay değil ama T&uuml;rkiye (halkına) yakın olmak i&ccedil;in &ccedil;aba g&ouml;steriyorum. T&uuml;rkiye ve Japonya iki devlet tek y&uuml;rektir. Coğrafi olarak birbirinden uzak olsalar da insanların kalpleri yakındır.&quot; diye konuştu.</p> <p>İfadelerini kalpten gelerek s&ouml;ylediğini vurgulayan Miyajima, bunları diplomatik gerek&ccedil;elerle s&ouml;ylemediğini vurguladı.</p> <p>Japonya Dışişleri Bakanlığında 1981&#39;den bu yana g&ouml;rev yapan 61 yaşındaki Miyajima, daha &ouml;nce &uuml;lkesinin G&uuml;ney Kore, Birleşik Krallık ve Birleşmiş Milletler nezdindeki b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliklerinde &ccedil;eşitli g&ouml;revlerde bulundu.</p> <p>Miyajima, Tokyo Metropolitan Valiliğinde Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Vali &Ouml;zel Danışmanı g&ouml;revini y&uuml;r&uuml;tm&uuml;ş, Ağustos 2017&#39;de Japonya&#39;nın Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğine atanmıştı. İlk b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;ilik g&ouml;revini T&uuml;rkiye&#39;de yapan Miyajima&#39;nın &uuml;&ccedil; &ccedil;ocuğu bulunuyor.</p> <h3>&quot;Cimbomlu oldum&quot;</h3> <p>Kazakistan&#39;ın Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi Abzal Saparbekulı, Kazakistan&#39;ın 1991&#39;de bağımsızlığını kazanmasından bir sene sonra T&uuml;rk&ccedil;e &ouml;ğrenmek &uuml;zere T&uuml;rkiye&#39;ye geldiğini, T&uuml;rk&ccedil;e &Ouml;ğrenim, Araştırma ve Uygulama Merkezinde (T&Ouml;MER) eğitim aldığını kaydetti.</p> <p>Saparbekulı, &Ouml;zbek, Kırgız, T&uuml;rkmen ve Kazak &ouml;ğrencilerle aynı sınıfta T&uuml;rk&ccedil;e dersleri almaya başladığını s&ouml;yleyerek, dili &ouml;ğrenirken başlangı&ccedil;ta zorlandığını dile getirdi.</p> <p>Galatasaray&#39;a g&ouml;n&uuml;l verdiğini kaydeden Saparbekulı, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;1992 yılı. O d&ouml;nemler Galatasaray&#39;ın parlak olduğu d&ouml;nemlerden biriydi. Oda arkadaşım ma&ccedil;tan d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;nde heyecanlı, neşeli şekilde &#39;&Ccedil;ak Cimbom&#39; diyordu. Ben de o zaman bir kere Cimbom&#39;un ne olduğunu bilmiyorum. Arkadaşı kırmamak i&ccedil;in ben de &#39;Cimbom&#39; diyordum. Kolay kelime olduğu i&ccedil;in b&ouml;yle alışa alışa Cimbomlu olduk.&quot;</p> <p>Saparbekulı, yeni T&uuml;rk&ccedil;e &ouml;ğrenenlere &ouml;zellikle kelime bilgisine &ouml;nem vermeleri tavsiyesinde bulunarak, Kazak&ccedil;a ve T&uuml;rk&ccedil;e her ne kadar yakın diller olsa da kelimelerin değişkenlik g&ouml;sterdiğine değindi.</p> <p><img alt="Kazakistan'ın Ankara Büyükelçisi Abzal Saparbekulı" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/c9f1ae26-3cf3-4ab4-9d72-230dedd01a4c/eylul_ekimyeni2Fd5ebc99c-dce8-46ef-9e91-7a728a4d72f5.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /><br /> <span style="color:rgb(51, 51, 51); font-family:helvetica neue,helvetica,arial,sans-serif"><em>Kazakistan&#39;ın Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi Abzal Saparbekulı</em></span></p> <h3>Y&ouml;r&uuml;klerle benzerlik</h3> <p>Y&ouml;r&uuml;kleri hem sima hem de dil a&ccedil;ısından kendilerine yakın bulduklarına işaret eden Saparbekulı, &quot;Mesela Y&ouml;r&uuml;kler &#39;geliyorum&#39; yerine &#39;gelipdurum&#39; der. Biz de &#39;gelipturmun&#39; diyoruz.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>T&uuml;rk&ccedil;edeki hitap şekillerine alışmakta da zorlandığını anlatan Saparbekulı, &quot;Bana birisi &#39;sen&#39; dediği zaman &ccedil;ok zoruma gidiyordu. Kazaklarda &#39;sen&#39; diyebilen b&uuml;y&uuml;klerdir. Eşit ya da daha k&uuml;&ccedil;&uuml;kse &#39;siz&#39; demelidir. Sonradan &ouml;ğrendim ki bu aslında bu Anadolu insanının sıcaklığı. Artık kafama takmıyorum.&quot; ifadesini kullandı.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rk&ccedil;eyle ilgili başından ge&ccedil;en ilgin&ccedil; anıları da paylaşan Saparbekulı, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;T&uuml;rkiye&#39;ye geldikten yaklaşık &uuml;&ccedil; ay sonra annemle konuşurken fark etmeden T&uuml;rk&ccedil;e konuştuğumu anladım. 30 saniyelik de olsa T&uuml;rk&ccedil;e konuşmuşum. Annem de ne konuştuğumu anlamamış. Bir sene T&uuml;rk&ccedil;e g&ouml;rd&uuml;kten sonra b&ouml;yle komik olaylar oldu. (Kazakistan&#39;a d&ouml;nerken) U&ccedil;akta Kazak hostese bir şey soruyorum. T&uuml;rk&ccedil;e sorduğum i&ccedil;in hi&ccedil;bir şey anlamamış.&quot;</p> <p>Saparbekulı, Nihal Atsız&#39;ın &quot;Bozkurtlar&quot; kitabını &ccedil;ok severek okuduğunu, bu kitabın Kazak&ccedil;aya &ccedil;evrilmesi i&ccedil;in de &ccedil;alışmaları olduğunu dile getirdi.</p> <p>Yunus Emre&#39;nin şiirlerinin b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğinin girişimiyle orijinalinden Kazak&ccedil;aya &ccedil;evrildiğinin altını &ccedil;izen Saparbekulı, bu eserlerin daha &ouml;nce Rus&ccedil;adan Kazak&ccedil;aya &ccedil;evrildiğini belirtti.</p> <p>Saparbekulı, T&uuml;rkiye&#39;ye ilk geldiği yıllarda şarkıcı Tarkan&#39;ın yeni pop&uuml;ler olmaya başladığını anımsatarak, &quot;Biz de o yıllarda Tarkan ile dalga ge&ccedil;iyorduk. Tarkan ağabeyden &ouml;z&uuml;r dileriz bu arada. Ama sonrasında hem T&uuml;rkiye&#39;yi hem de T&uuml;rk d&uuml;nyasını d&uuml;nyaya tanıtan bir sanat&ccedil;ı oldu.&quot; dedi.</p> <p>Sezen Aksu&#39;yu &ccedil;ok severek dinlediğini s&ouml;yleyen Saparbekulı, &quot;Sezen Aksu&#39;nun her bir şarkısının bende ayrı yeri var. Mustafa Sandal&#39;ın şarkısını Kazakistan&#39;da s&ouml;ylemiştim. M&uuml;sl&uuml;m G&uuml;rses gibi arabesk şarkıcıları da var. Aşık Veysel gibi halk ozanlarının eserlerini de dinlerim. Yabancı m&uuml;ziklerdense T&uuml;rk&ccedil;e dinlemeyi tercih ediyorum.&quot; diye konuştu.</p> <h3>&quot;T&uuml;rkler genelde sıcak kanlı insanlar&quot;</h3> <p>İngiltere&#39;nin Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;isi Dominick Chilcott da T&uuml;rk&ccedil;e &ouml;ğrenme ser&uuml;veninin 1980&#39;li yıllarda İngiltere&#39;nin Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğinde g&ouml;reve başlamadan &ouml;nce aldığı T&uuml;rk&ccedil;e kursuyla başladığını aktardı.</p> <p>Chilcott, &quot;Ama şu anda b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;i olarak imrenilecek bir pozisyonum var. Buraya gelmeden &ouml;nce Londra&#39;da tekrar yoğun bir kurs aldım.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rk&ccedil;esini geliştirmek i&ccedil;in elinden geleni yapmaya &ccedil;alıştığını kaydeden Chilcott, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Ana dili İngilizce olanlar i&ccedil;in T&uuml;rk&ccedil;e basit bir dil değil. C&uuml;mle yapısı, kavram a&ccedil;ısından genelde T&uuml;rk&ccedil;e İngilizcenin tam tersi. Bundan dolayı İngilizce bilenler genelde zorluk &ccedil;ekiyorlar. Ama T&uuml;rk&ccedil;e &ccedil;ok g&uuml;zel bir dil. Tabii ki &ccedil;alışırsanız, alışıyorsunuz.&quot;&nbsp;</p> <p>Chilcott, kendisinin de T&uuml;rk&ccedil;e &ouml;ğrenirken zorlandığını belirterek, &quot;Ama değer. Aslında g&uuml;zel bir kelime hazinesi yaratmak i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k &ccedil;aba g&ouml;stermek lazım. Devam ediyoruz.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <p>&quot;Benim na&ccedil;izane g&ouml;r&uuml;ş&uuml;me g&ouml;re sokaktaki T&uuml;rkler genelde sıcak kanlı insanlar.&quot; diyen Chilcott, soğuk bir mizaca sahip olduğu s&ouml;ylenen İngilizlerin &ouml;zellikle T&uuml;rkiye&#39;de sokakta iletişim kurarken saygılı ve sıcak kanlı davranmaları gerektiğini vurguladı.&nbsp;</p> <p>Chilcott, &quot;T&uuml;rklere g&uuml;l&uuml;mseyerek karşılık vermeliyiz.&quot; ifadesini kullandı.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rk&ccedil;e ile ilgili en g&uuml;zel anılarından birini b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;i olarak Ankara&#39;ya atandığında T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan&#39;a g&uuml;ven mektubunu takdim ederken yaşadığını kaydeden Chilcott, &quot;Cumhurbaşkanı ile sohbet ettik ve T&uuml;rk&ccedil;e konuştuk. Benim i&ccedil;in &ccedil;ok eğlenceliydi ve aynı zamanda itiraf etmeliyim ki gurur duydum.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <p>Chilcott, b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;i olarak g&ouml;rev yaptığı &uuml;lkenin dilini anlamanın ve konuşmanın &ouml;nemine ilişkin şunları s&ouml;yledi:</p> <p>&quot;T&uuml;rkiye&#39;de T&uuml;rk&ccedil;e bilirseniz g&ouml;revinizde b&uuml;y&uuml;k bir potansiyeliniz olabilir. Se&ccedil;enekler artar. Mesela ben konuşmalar veriyorum zaman zaman. Bazen T&uuml;rk&ccedil;e konuşmalar verebiliyorum gazetecilere. Televizyon seyredebiliyorum. Gazeteleri okuyabiliyorum ve bu tabii ki bir avantaj getiriyor.&quot;</p> <p>B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;i Chilcott, Ankara dışında genelde İngilizce bilmeyen insanlarla T&uuml;rk&ccedil;e sohbet ettiğini belirterek, &quot;T&uuml;rkleri anlamak i&ccedil;in T&uuml;rk&ccedil;e bir anahtar.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rk&ccedil;e konuşurken genelde uzun kelimeleri tercih ettiğini anlatan Chilcott, T&uuml;rkiye&#39;nin &ccedil;ok zengin bir k&uuml;lt&uuml;r ve tarihe sahip olduğunu kaydederek, &quot;K&uuml;lt&uuml;r ve tarih bakımından T&uuml;rkiye azımsanmayacak &ouml;nemde.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rk&ccedil;ede var olan eski deyimler ve atas&ouml;zlerini kullanmayı ve anlamlarını &ccedil;ok sevdiğini s&ouml;yleyen Chilcott, &quot;Eski deyimleri, mesela &#39;her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır&#39;, &ccedil;ok seviyorum.&quot; dedi.</p> </div>