Apartheid rejiminden imtiyazlı siyah azınlığa: Güney Afrika’nın açmazları

<p><span style="font-family:gothamnarrow-bold">G&uuml;ney Afrika&nbsp;</span>tarihinin en &ouml;nemli siyasi fig&uuml;rlerinden biri olan &uuml;lkenin d&ouml;rd&uuml;nc&uuml; Cumhurbaşkanı Jacob Zuma, dokuz yıllık g&ouml;revi sırasında yolsuzluk yaptığı iddiasıyla hakkında a&ccedil;ılan davalarda yargı s&uuml;recine m&uuml;dahale etmek ve mahkemeye itaatsizlik gerek&ccedil;esiyle 29 Haziran&rsquo;da Anayasa Mahkemesince 15 ay hapis cezasına &ccedil;arptırılmıştı. Zuma kendisine verilen teslim olma s&uuml;resinin bitimine kadar bekleyerek 7 Temmuz gecesi polise teslim olurken, bu gelişme &uuml;lkenin son yıllarda tanık olduğu en şiddetli protestoların ve sokak g&ouml;sterilerinin de fitilini ateşledi.</p> <p>Daha &ouml;nce ırk&ccedil;ı Apartheid sistemine karşı savaştığı i&ccedil;in 10 yıl hapis cezası alan Jacob Zuma, 2009-2018 yılları arasında cumhurbaşkanlığı g&ouml;revinde bulunmuştu. Fakat Zuma&rsquo;nın ismi sık sık yolsuzluk iddialarıyla g&uuml;ndeme geldi. Bazılarına g&ouml;re fakir ve kırsal bir aileden gelen eski &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k savaş&ccedil;ısı Zuma, kurtuluş m&uuml;cadelesi kazanıldıktan sonra yeni iş arkadaşlarıyla devletin servetini b&uuml;y&uuml;k &ccedil;apta yağmaladı. İlk kez 2005&rsquo;te savcılar tarafından yolsuzlukla su&ccedil;lanan Zuma hakkındaki davalar yıllar i&ccedil;inde d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lse de başkanlıktan ayrıldığı 2018 yılından itibaren kendisine karşı benzer davalar tekrar a&ccedil;ıldı. Zuma&rsquo;nın, 2018&rsquo;de G&uuml;ney Afrika&rsquo;dan ka&ccedil;an k&ouml;t&uuml; ş&ouml;hretli Gupta Kardeşler&rsquo;le ilişkisi olduğu, devlet b&uuml;t&ccedil;esinden şahsi harcamalar yaptığı ve 1999&rsquo;da G&uuml;ney Afrika ile Fransız Thales firması arasındaki milyar dolarlık silah anlaşmasının imzalanması i&ccedil;in r&uuml;şvet aldığı iddialarına ilişkin 16 ayrı su&ccedil;lamadan a&ccedil;ılan davaları devam ediyor.&nbsp;</p> <p>&nbsp;</p> <p>Kendisine y&ouml;neltilen su&ccedil;lamaları reddeden Zuma ise siyasi rakiplerinin, mahkemeleri kendisini hedef almak i&ccedil;in kullandıklarını &ouml;ne s&uuml;r&uuml;yor. Zuma ayrıca kendisine komplo hazırlandığını ve bu komplonun beyazların &uuml;lkedeki ekonomik g&uuml;&ccedil;lerinin sona ermemesi i&ccedil;in Batılı devletler ve onların G&uuml;ney Afrika&rsquo;daki &ldquo;kuklaları&rdquo; tarafından tertiplendiğini &ouml;ne s&uuml;r&uuml;yor.</p> <h3>G&ouml;steriler şiddet ve yağma olaylarına d&ouml;n&uuml;şt&uuml;</h3> <p>Zuma&rsquo;nın bu tutumu ise bir&ccedil;ok kişi tarafından sabık başkanın Apartheid rejimine karşı savaştığı d&ouml;nemlerdeki psikolojiyle ve o d&ouml;nemki tepkilerle hareket ettiği şeklinde yorumlanıyor. Bazı &ccedil;evreler, yolsuzluk davası hen&uuml;z sonu&ccedil;lanmasa da Zuma&rsquo;nın eski bir devlet başkanı olarak hapsedilebilmesinin, &uuml;lkenin 27 yıllık demokrasi ser&uuml;veninde hukuk sisteminin geldiği noktayı g&ouml;stermesi a&ccedil;ısından &ouml;nem arz ettiği g&ouml;r&uuml;ş&uuml;nde. Dahası, Zuma&rsquo;nın teslim olma kararı hukukun &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; bakımından bir zafer olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;yordu. Ancak Jacob Zuma&rsquo;nın siyasi kalesi ve memleketi KwaZulu-Natal&rsquo;da başlayan protestolar kısa s&uuml;rede &uuml;lkenin en b&uuml;y&uuml;k şehrinin ve ekonomik g&uuml;&ccedil; merkezinin bulunduğu Gauteng eyaletine sı&ccedil;rayınca işlerin gidişatı değişti.</p> <p>G&uuml;ney Afrika&rsquo;nın en yoğun n&uuml;fuslu iki eyaletinde ger&ccedil;ekleşen protestolar amacından saparak şiddete ve yağmaya d&ouml;n&uuml;şm&uuml;ş durumda. Kalabalıklar depolara, fabrikalara, servis istasyonlarına ve alışveriş merkezlerine girdi. Zuma destek&ccedil;ileri siyasi kahramanlarının serbest bırakılmasını talep ederken, &uuml;lkenin ekonomik arterleri olan ana yolları trafiğe kapattılar. KwaZulu-Natal ve Gauteng eyaletlerindeki b&uuml;y&uuml;k şehirlerin yanı sıra kasabalarda da yangınların başlaması, otoyolların kapanması, işyerleri ve depoların yağmalanması ile &uuml;lke 1990&rsquo;lardan bug&uuml;ne yaşanan en şiddetli olaylara tanık oluyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>200&rsquo;den fazla alışveriş merkezinin yağmalandığı &uuml;lkede, bir zamanlar Nelson Mandela&rsquo;ya ev sahipliği yapan Johannesburg&rsquo;a bağlı Soweto banliy&ouml;s&uuml;nde tahribat korkun&ccedil; boyutlara ulaştı. Yaşanan izdihamlarda &ccedil;ok sayıda sivil hayatını kaybetti; gıda, yakıt ve ila&ccedil; tedariki durma noktasına geldi. &Ouml;te yandan halihazırda kıta Afrika&rsquo;sında Kovid-19 salgınından en k&ouml;t&uuml; etkilenen &uuml;lkede yağma ve yıkım, hastanelerde korkun&ccedil; sonu&ccedil;lara neden oldu.</p> <p>G&uuml;ney Afrika&rsquo;nın en b&uuml;y&uuml;k petrol rafinerisi de &uuml;lkede yaşananlar ve KwaZulu-Natal&rsquo;a giren ve &ccedil;ıkan tedarik yollarının tahrip edilmesinden dolayı faaliyetlerini askıya aldığını duyurdu. Liman kentleri Durban ve Johannesburg&rsquo;da, d&uuml;kkanlar ve benzin istasyonlarının &ouml;n&uuml;nde uzun kuyruklar oluştu. &Uuml;lkede olağan&uuml;st&uuml; h&acirc;l ilan edilmese de Bakanlar, temel gıda kaynaklarının t&uuml;kenebileceği riski konusunda uyarılar yapıyorlar.</p> <p>B&uuml;t&uuml;n bunların yanı sıra ordu, protestoların başlamasından bu yana polise yardım etmek i&ccedil;in g&ouml;revlendirildi. Binlerce askerin sokaklarda g&ouml;rev yapan polise destek vermesine rağmen kalabalıkların depolara, s&uuml;permarketlere, alışveriş merkezlerine, kliniklere ve fabrikalara y&ouml;nelik saldırıları engellenemedi. Gauteng ve KwaZulu-Natal&rsquo;ın bir&ccedil;ok b&ouml;lgesinde, yerel halktan oluşan k&uuml;&ccedil;&uuml;k gruplar ise evlerini ve işyerlerini korumak i&ccedil;in yerel medyanın &ldquo;savunma mangaları&rdquo; şeklinde isimlendirdiği &ouml;rg&uuml;tler kurdular. Bu k&uuml;&ccedil;&uuml;k silahlı gruplar Soweto&rsquo;da yağmalanmayan tek alışveriş merkezinde n&ouml;bet tuttular ve Kliptown&rsquo;da yağmacıların yerel yiyecek d&uuml;kkanlarına girmesini durdurmaya &ccedil;alıştılar. Mahallelere erişimi engellemek i&ccedil;in derme-&ccedil;atma barikatlar kuruldu. Bir&ccedil;ok yerde &ouml;nemli noktaların korunmasını yerel taksi firmaları &uuml;stlendi.</p> <h3>ANC&rsquo;deki hizipleşme</h3> <p>Bu s&uuml;re&ccedil;te pek &ccedil;ok kişi, mevcut Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa&rsquo;nın, halkın &ouml;fkesini dindirmek ve G&uuml;ney Afrikalılara g&uuml;vende olduklarını hissettirmek konusunda kararlı bir liderlik sergileyemediğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yor. Ramaphosa&rsquo;nın ge&ccedil;en yıl Kovid-19&rsquo;un yayılmasını engellemek i&ccedil;in &uuml;lke &ccedil;apında sokağa &ccedil;ıkma yasakları kapsamında 70 bin asker g&ouml;revlendirdiğine dikkati &ccedil;ekenler, bu s&uuml;re&ccedil;te yalnızca 2 bin 500 askerin konuşlandırılmasına tepki g&ouml;steriyorlar.</p> <p>Olayların patlak vermesinde sabotaj ihtimali &uuml;zerinde de durulurken sosyal medyada ise huzursuzluğu k&ouml;r&uuml;kleyen &ccedil;ok sayıda yalan haber dolaşıyor. Devlet G&uuml;venliği Bakanı Ayanda Dlodlo, yetkililerin Zuma ile bağlantılı eski g&uuml;venlik ajanlarının şiddeti kışkırttığı bilgisini aldığını belirtti. Afrika Ulusal Kongresi (ANC) partisi tarafından, Zuma&rsquo;nın kızı Duduzile Zuma-Sambudla&rsquo;nın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların incelendiği a&ccedil;ıklandı. Zira Zuma&rsquo;nın oğlu Edward Zuma da babasının tutuklanması halinde &uuml;lkede kan d&ouml;k&uuml;leceğini ifade etmişti.</p> <p>Zuma&rsquo;nın &ccedil;ekirdek destek&ccedil;ileri, onun siyasi muhalifler tarafından d&uuml;zenlenen bir cadı avının kurbanı olduğunu s&ouml;yl&uuml;yorlar. Fakat bir&ccedil;ok uzman &uuml;lkede yaşanan kargaşanın arka planında iktidardaki ANC i&ccedil;inde keskinleşen hizipleşmenin olduğunu savunuyor. Zuma&rsquo;nın hapse atılması parti i&ccedil;indeki ılımlı ve pragmatik kanat i&ccedil;in bir zafer addediliyor. Diğer taraftan ANC Genel Sekreteri Gwede Mantashe, Gauteng ve KwaZulu-Natal&rsquo;ı etkisi altına alan mevcut şiddet, yağma ve vandalizmin eski Başkan Jacob Zuma ile hi&ccedil;bir ilgisinin olmadığını ve eylemlerin arkasındaki kişilerin sadece fırsattan istifade yağmalama yapan haydutlar olduğunu belirtti.</p> <h3>Şiddet olaylarının k&ouml;kenleri</h3> <p>G&uuml;ney Afrika&rsquo;da daha &ouml;nce meydana gelen bazı toplumsal olaylar kolayca yağma hareketlerine evrilse de hi&ccedil;biri son haftalarda yaşananların seviyesine ulaşmamıştı. Asıl incelenmesi gereken konu ise, her &uuml;lkede ger&ccedil;ekleşebilecek protesto olaylarının G&uuml;ney Afrika&rsquo;da neden yağma olaylarına d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;. Bu durumun anlaşılabilmesi i&ccedil;in &uuml;lkede demokrasiye ge&ccedil;ilen d&ouml;nemden bu yana temel haklar ve ekonomik refah alanlarındaki gelişmeleri incelemek gerekiyor.</p> <p>G&uuml;ney Afrika Cumhuriyeti 1994&rsquo;te yeniden kurulduğunda, her kesimden bireylerin insan onuruna yakışır bi&ccedil;imde g&uuml;ven ve refah i&ccedil;inde yaşayacağı, devlet baskısının ortadan kalktığı, insan haklarının en y&uuml;ksek d&uuml;zeyde g&uuml;vence altına alındığı, d&uuml;nyaya &ouml;rnek bir &uuml;lke olma felsefesi &uuml;zerine inşa edilmişti. Zira &ldquo;beyaz &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;&rdquo; d&ouml;nemlerini b&uuml;y&uuml;k m&uuml;cadelelerle geride bırakan G&uuml;ney Afrika&rsquo;da s&ouml;m&uuml;rge ve Apartheid rejimi, &uuml;lkede her alanda toplumsal u&ccedil;urumların oluşmasına yol a&ccedil;mıştı. Ancak y&ouml;netimdeki beyaz &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n sona erdiği g&uuml;nden bug&uuml;ne demokrasi alanında ger&ccedil;ekten de eskiye nazaran &ccedil;ağ atlanmış olsa da &uuml;lkede sosyo-ekonomik alanda pek bir iyileşmenin yaşanmadığı ifade edilebilir. Bug&uuml;n politika olarak her ne kadar siyahları her alanda daha aktif hale getirmek i&ccedil;in &ldquo;siyah &ouml;nceliği&rdquo; uygulansa da gelir adaletsizliği, eğitim fırsatları eşitsizliği, yoksulluk gibi sosyo-ekonomik problemlere y&ouml;nelik somut adımlar atılmış değil. Bu nedenle Nelson Mandela, Walter Sisulu, Ahmed Kathrada gibi liderler &ouml;nderliğinde verilen m&uuml;cadele sonucu kazanılan demokrasiye ilişkin hayal kırıklıkları mevcut.</p> <p>Y&uuml;zlerce yıl s&ouml;m&uuml;r&uuml;len, akabinde onlarca yıl ırk ayrımcılığıyla aşağılanan, dışlanan ve kamu imkanlarından mahrum bırakılan &uuml;lke insanlarının son 27 yıllık demokrasi ser&uuml;veninde dahi k&uuml;&ccedil;&uuml;k siyah bir elit dışında &uuml;lke halkının h&acirc;l&acirc; aynı noktada bulunuyor, hatta g&uuml;venlik ve ekonomi gibi alanlarda daha da geriye gidiyor olması mevcut durum hakkında &ouml;nemli şeyler s&ouml;yl&uuml;yor.</p> <h3>G&uuml;ney Afrika&rsquo;nın kronik problemleri: İşsizlik, toprak sorunu</h3> <p>G&uuml;ney Afrika&rsquo;da demokrasiye ge&ccedil;ildiği 1994 yılında işsizlik oranı y&uuml;zde 20 seviyelerinde iken, 2019 yılında yapılan bir araştırmaya g&ouml;re bu oran y&uuml;zde 57,47 seviyesine ulaşmış<a href="https://www.theglobaleconomy.com/rankings/Youth_unemployment/" style="box-sizing: border-box; color: inherit; text-decoration-line: none; background-color: transparent; opacity: 1; box-shadow: rgb(155, 232, 248) 0px -2px 0px inset, rgb(155, 232, 248) 0px -3px 0px inset;" target="_blank">&nbsp;durumda. [1]</a>&nbsp;Bu verilere g&ouml;re, G&uuml;ney Afrika gen&ccedil; işsizlik oranı bakımından d&uuml;nyanın a&ccedil;ık ara en k&ouml;t&uuml; durumdaki &uuml;lkesi konumunda. D&uuml;ş&uuml;k gelir seviyeleri ve işsizlik, yaşanan huzursuzluğun fitilini ateşleyen en &ouml;nemli etkenler olarak &ouml;ne &ccedil;ıkıyor. Zira işsizlik oranı 2021 yılının ilk &uuml;&ccedil; ayında y&uuml;zde 32,6 olurken şu ana kadar y&uuml;zde 42,3 bandına &ccedil;ıktığı ve bu oranın gen&ccedil;ler arasında y&uuml;zde 74,7 ile rekor seviyeye ulaştığı&nbsp;<a href="https://www.news24.com/citypress/business/the-unemployment-catastrophe-20210613" style="box-sizing: border-box; color: inherit; text-decoration-line: none; background-color: transparent; opacity: 1; box-shadow: rgb(155, 232, 248) 0px -2px 0px inset, rgb(155, 232, 248) 0px -3px 0px inset;" target="_blank">belirtiliyor. [2]</a>&nbsp;&Ccedil;alışan kesimin aldığı asgari &uuml;cretler ise insanları Apartheid d&ouml;neminde yaşadıkları hayat seviyesinden ileri taşıyamayacak kadar d&uuml;ş&uuml;k. Ortalama bir ev kirasının bile ortalama 500 Amerikan doları olduğu &uuml;lkede, asgari &uuml;cretin ortalama 250 Amerikan doları olması bir&ccedil;ok siyah G&uuml;ney Afrikalıyı, akan suyu ve elektriği olmayan, tenekeden barakalarda yaşamaya zorluyor.</p> <p>G&uuml;ney Afrika İstatistik Kurumu&rsquo;nun &ccedil;ocuk yoksulluğu &uuml;zerine Haziran 2020&rsquo;de yayınladığı veriler incelendiğinde &uuml;lkedeki &ccedil;ocukların y&uuml;zde 60&rsquo;ının yoksulluk i&ccedil;inde olduğu ortaya &ccedil;ıkıyor. Benzer şekilde 2019 yılındaki Eşitsizlik Eğilimleri ve 2021 yılındaki Ulusal Yoksulluk raporları incelendiğinde &uuml;lke n&uuml;fusunun y&uuml;zde 52&rsquo;sinin eşitsizliklerle boğuştuğu g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Gelir adaletsizliğinde ise ilk sırada olan &uuml;lkede iş&ccedil;iler asgari &uuml;cretin iyileştirilmesi i&ccedil;in her fırsatta protesto g&ouml;sterileri yapıyorlar. Aynı doğrultuda, kaliteli eğitime ulaşmada karşılaşılan zorluklar ve &uuml;lkede ciddi boyutlarda tehdit oluşturan g&uuml;venlik sorunları da olayların alevlenmesinde etkili olan diğer fakt&ouml;rler arasında.</p> <p>Apartheid mirasının devralındığı 1994 yılında &uuml;lke topraklarının y&uuml;zde 85&rsquo;i beyaz azınlığın elinde bulunuyordu. Toprağın adil bi&ccedil;imde dağıtılması durumunda &uuml;lkedeki t&uuml;m sosyo-ekonomik sorunların sona ereceği hemen her kesim tarafından dile getiriliyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; toprak sorunu yalnızca tarım arazilerini değil, Apartheid d&ouml;neminde evlerinden atılan insanların isk&acirc;n sorununu da i&ccedil;eriyor. &Uuml;lkenin efsanevi lideri olarak anılan Mandela ve sonrasında kurulan t&uuml;m ANC h&uuml;k&uuml;metlerinin en &ouml;nemli g&uuml;ndem maddelerinden biri tarım arazileri ve konut arsası i&ccedil;in toprağın adil şekilde t&uuml;m halka dağıtılması olsa da bu konuda hi&ccedil;bir ilerleme kaydedilemedi. Mandela d&ouml;neminde konulan, toprağın y&uuml;zde 30&rsquo;unun dağıtılması hedefinin Mandela g&ouml;revi bıraktığında yalnızca y&uuml;zde 1&rsquo;i başarılabilmişti. G&uuml;n&uuml;m&uuml;z itibarıyla ise toprağın yeniden dağıtımı projesinde hedeflerin sadece y&uuml;zde 10&rsquo;una ulaşılabilmiş durumda. Mevcut durumda n&uuml;fusun y&uuml;zde 9&rsquo;unu oluşturan beyazlar &uuml;lke topraklarının y&uuml;zde 73&rsquo;&uuml;n&uuml; elinde bulundururken n&uuml;fusun y&uuml;zde 76&rsquo;sını oluşturan siyahlar ise toprağın y&uuml;zde 4&rsquo;&uuml;ne sahip.</p> <p>G&uuml;ney Afrika&rsquo;nın 27 yıllık demokrasi ge&ccedil;mişi g&ouml;z &uuml;n&uuml;ne alındığında, beyaz olmayanların politik kazanımlar elde etmesine karşın b&uuml;y&uuml;k &ccedil;oğunluğun sosyo-ekonomik kazanımlarının aynı kaldığı hatta daha da k&ouml;t&uuml;ye gittiği g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Yoksulluğun, işsizliğin ve eşitsizliğin &ccedil;ok ciddi boyutlarda seyrettiği G&uuml;ney Afrika&rsquo;da, Zuma&rsquo;nın tutuklanmasıyla başlayan protestoların yağmalama eylemlerine d&ouml;n&uuml;şmesi ise bu bakımdan pek şaşırtıcı g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor.</p> <p>Sonu&ccedil; olarak, G&uuml;ney Afrika&rsquo;da son d&ouml;nemde yaşanan protestolar 200&rsquo;den fazla kişinin hayatını kaybetmesine, yağma olaylarına katılan 3 bin 400&rsquo;den fazla kişinin tutuklanmasına, milyarlarca dolarlık zarara, yatırımcı g&uuml;veninin sarsılmasına, &uuml;lkenin para biriminin değer kaybetmesine ve G&uuml;ney Afrika&rsquo;nın &ldquo;b&ouml;lgesel bir lider&rdquo; imajının ciddi şekilde zedelenmesine yol a&ccedil;tı. Zulu milliyet&ccedil;iliği &ccedil;izgisinde siyaset y&uuml;r&uuml;tm&uuml;ş olan eski Başkan Zuma&rsquo;nın tutuklanmasının ardından yaşananlar ve Kovid-19 pandemisinin de etkisiyle giderek k&ouml;t&uuml;leşen sosyo-ekonomik d&uuml;zen/sizlik nedeniyle G&uuml;ney Afrika&rsquo;yı yakın gelecekte daha zor g&uuml;nlerin beklediğini tahmin etmek g&uuml;&ccedil; değil.</p>