Biden döneminde İsrail'in 'altın çağı' kapanabilir

<p>3 Kasım 2020&rsquo;de yapılan&nbsp;ABD başkanlık se&ccedil;imlerinin resmi olmayan sonu&ccedil;larına g&ouml;re,&nbsp;Joe Biden&nbsp;se&ccedil;im yarışını &ouml;nde bitirerek &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde başkanlık koltuğuna oturmaya hak kazandı. D&ouml;rt yıl boyunca Amerikan siyasetine y&ouml;n verecek pozisyonuyla Biden &ldquo;devraldığı enkazı&rdquo; tamirle uğraşacak.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Biden&rsquo;ın Obama y&ouml;netiminde başkan yardımcısı olarak &ccedil;alışmış olması &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt yılı anlayabilmek adına kullanışlı bir veri havuzu sunuyor. Dahası, bizzat Obama&rsquo;nın da siyaseten etkin bir akt&ouml;r olarak konumlanmaya &ccedil;alıştığı g&ouml;zlemlenebiliyor. Bu durumda Obama y&ouml;netimiyle Biden y&ouml;netimi arasında s&uuml;reklilikler olabileceğini &ouml;ng&ouml;rmek, hata payı d&uuml;ş&uuml;k bir &ccedil;ıkarım olacaktır.</blockquote> <p>İ&ccedil; siyasette radikal kırılmaların s&ouml;z konusu olduğu ABD, parti i&ccedil;i ilişkiler ve dengeler a&ccedil;ısından dahi olduk&ccedil;a sorunlu ve ihtilaflı bir geleceğe yelken a&ccedil;mış g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu bağlamda, Biden y&ouml;netimi i&ccedil; siyasetteki uğraşı alanlarından otonomi kazanabildiği &ouml;l&ccedil;&uuml;de, dış politikaya Demokratların damgasını vurmak isteyecektir. Fakat Amerikan dış politikası ve onun Orta Doğu bağlamındaki konumu, sorgulanmaya epey a&ccedil;ık bir i&ccedil;erik sunuyor. Hegemonik pozisyonunu bir s&uuml;redir kaybeden ya da bu pozisyondan bir s&uuml;redir geri &ccedil;ekilmek zorunda kalan Amerikan g&uuml;c&uuml;, Orta Doğu&rsquo;daki dengeleri etkileyebilme kabiliyetini muhafaza etmekle birlikte, başat akt&ouml;r olma l&uuml;ks&uuml;n&uuml; kaybetmiş bir profil arz ediyor.</p> <p>Bug&uuml;n ise artık Demokratların se&ccedil;im zaferiyle şekillenecek bir gelecekten bahsetmek gerekiyor. Bu bağlamda d&ouml;n&uuml;p bakılacak temel referans ise bir &ouml;nceki Demokrat y&ouml;netimin uygulamaları olabilir. Biden&rsquo;ın aynı zamanda Barack Obama y&ouml;netiminde başkan yardımcısı olarak &ccedil;alışmış olması da &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt yılı anlayabilmek adına kullanışlı bir veri havuzu sunuyor. Dahası, bizzat Obama&rsquo;nın da siyaseten etkin bir akt&ouml;r olarak konumlanmaya &ccedil;alıştığı g&ouml;zlemlenebiliyor. Bu durumda Obama y&ouml;netimiyle Biden y&ouml;netimi arasında birtakım s&uuml;reklilikler olabileceğini &ouml;ng&ouml;rmek, hata payı d&uuml;ş&uuml;k bir &ccedil;ıkarım olacaktır.</p> <p>Yapısal olarak bakıldığında, Demokratların Cumhuriyet&ccedil;ilere nazaran &ccedil;ok taraflılığa verdikleri &ouml;nem, uluslararası politikaya bakışlarını da &ouml;zetler nitelikte. Cumhuriyet&ccedil;i y&ouml;netimlerin tek taraflı uygulamaları hilafına, Demokratlar uluslararası meşruiyeti &ouml;nemseyen bir profil &ccedil;iziyorlar ve Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n kullanımı konusunda daha temkinliler. Bu &ccedil;er&ccedil;evede, Demokratların uluslararası politikadaki stratejik partnerlerine y&uuml;kledikleri anlam da daha farklı bir seyir izliyor. Biden y&ouml;netiminin uluslararası ittifakları &ouml;ne &ccedil;ıkaracağına y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; beklentiler, haliyle Avrupalı m&uuml;ttefikleriyle daha uyumlu bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m sunmasını da beraberinde getirecektir.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Obama y&ouml;netimi s&uuml;resince ABD-İsrail ilişkileri belki de hi&ccedil; olmadığı &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde gerilmişti. Obama y&ouml;netiminin giderayak BM&#39;de yapılan oylamada İsrail aleyhine &ccedil;ıkan kararda &ccedil;ekimser kaldığı hatırlanabilir. Bunlar alt alta konduğunda, yeni Amerikan y&ouml;netiminin de İsrail siyaseti hususunda benzer bir gerilim potansiyeli taşıdığını iddia etmek m&uuml;mk&uuml;n oluyor.</blockquote> <p>S&ouml;z konusu uyumun&nbsp;İsrail&rsquo;e y&uuml;kleyeceği maliyet ise Filistin sorunu kapsamındaki tek taraflı eylemlerinin ve bu eylemlere &ldquo;meşru&rdquo; bir zemin doğuran &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşmasının&rdquo; sert bir reaksiyonla karşılaşma ihtimali. S&ouml;z gelimi, Biden y&ouml;netimi Trump d&ouml;neminde Kud&uuml;s&rsquo;e taşınan ABD b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğini Tel Aviv&rsquo;e yeniden taşımaktan ziyade, muhayyel Filistin devletine istinaden Doğu Kud&uuml;s&rsquo;e bir diplomatik misyon a&ccedil;arak s&ouml;z konusu dengesizliğin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ebilir. Bu noktada belirtilmelidir ki Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin Filistin meselesi bağlamındaki pozisyonları, iki devletli ve hakkaniyetli bir &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; esas almaktadır. Bu bağlamda, transatlantik ilişkilerin g&uuml;&ccedil;lendirilmesi, Filistin meselesinde doğrudan bir sonu&ccedil; olarak g&ouml;r&uuml;lemeyecek olsa da, Amerikan y&ouml;netiminin manevra kabiliyetini ciddi bi&ccedil;imde etkileyecek ve belki de &ouml;nemli bir baskı unsuru oluşturacaktır.</p> <p>Ayrıca Biden y&ouml;netimi s&ouml;z konusu &ccedil;ok taraflılık uygulamalarıyla birlikte liberal bir d&uuml;nya d&uuml;zenini tesis etmeye &ccedil;alışacaktır. Her ne kadar Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n d&uuml;ş&uuml;ş&uuml; artık bir realite olarak kabul edilse de, stratejik ortaklarına alan a&ccedil;an &ccedil;ok taraflı bir politik anlayışla, Demokratlar s&ouml;z konusu liberal d&uuml;zene hayat &ouml;p&uuml;c&uuml;ğ&uuml; verebileceklerine inanıyorlar. Bu bağlamda, &ccedil;ok taraflı bir vizyon, Filistin sorunu &ouml;zelinde daha dengeli bir yaklaşımı dayatacaktır. Nihayetinde Filistin meselesi kapsamındaki olası dengeli tutumuyla Biden y&ouml;netimi, Trump y&ouml;netimi s&uuml;resince ciddi erozyona uğramış olan Amerikan imajının uluslararası meşruiyetini tazeleyecek ve dolayısıyla yumuşak g&uuml;&ccedil; kapasitesini restore edebilecektir.</p> <p>Amerikan y&ouml;netimlerinin tarihsel olarak İsrail konusunda genel ge&ccedil;er bir tarzda hareket ettiklerine dair g&uuml;&ccedil;l&uuml; arg&uuml;manlar mevcut. Lakin &ouml;zellikle Obama y&ouml;netimi s&uuml;resince ABD-İsrail ilişkileri belki de hi&ccedil; olmadığı &ouml;l&ccedil;&uuml;lerde gerilmişti. İsrail Başbakanı Netanyahu&rsquo;nun 2012 yılındaki Amerikan se&ccedil;imlerinde Obama aleyhindeki tanıtımlara bizzat katılması hafızalarda yerini koruyor. Obama y&ouml;netiminin ise giderayak Birleşmiş Milletler&rsquo;de (BM) yapılan oylamada İsrail aleyhine &ccedil;ıkan kararda &ccedil;ekimser kaldığı hatırlanabilir. B&uuml;t&uuml;n bu sayılanlar alt alta konulduğunda, yeni Amerikan y&ouml;netiminin de İsrail siyaseti hususunda benzer bir gerilim potansiyeli taşıdığını iddia etmek m&uuml;mk&uuml;n oluyor.</p> <p>Obama y&ouml;netiminin kadrolarıyla hareket edeceğine y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir beklenti bulunan Biden, Demokratların İsrail-Filistin konusuna bakışını da ana hatlarıyla temsil edecek gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu bağlamda Biden y&ouml;netimi İsrail&rsquo;in ilhak politikalarına ve yerleşim stratejilerine set &ccedil;ekebilir. Trump y&ouml;netiminin biraz da alelacele kotardığı &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşması&rdquo; ve bu anlaşmanın sunduğu imk&acirc;nlar, Biden y&ouml;netimi nezdinde desteklenebilir olmaktan uzak g&ouml;r&uuml;n&uuml;yorlar. İsrail&rsquo;e Filistin&rsquo;deki hukuk dışı yerleşimleri ilhak edebilme imk&acirc;nı tanıyan s&ouml;z konusu plan, Demokratların iktidarında rafa kaldırılabilir. Kaldı ki Biden y&ouml;netimi, b&uuml;t&uuml;nc&uuml;l bir yorumla değerlendirildiğinde, &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşmasından&rdquo; Trump y&ouml;netiminin karakteristiğini taşımasından dolayı da memnuniyetsizlik duyacaktır. Hakkaniyetli bir perspektifi benimseyebilmek ve Filistin y&ouml;netimini s&uuml;rece d&acirc;hil edebilmek adına, Biden y&ouml;netiminin farklı bir g&uuml;zerg&acirc;h keşfetmesi beklenebilir.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde İsrail&rsquo;in elde ettiği kazanımlara yeni d&ouml;nemde halel gelmeyeceği beklense de, İsrail-Arap yakınlaşması s&uuml;recinde birtakım problemli d&ouml;neme&ccedil;ler s&ouml;z konusu olabilir.</blockquote> <p>Trump y&ouml;netiminin tek taraflı eylemlerine bir &ouml;rnek olarak &ldquo;Y&uuml;zyılın Anlaşması&rdquo;, Biden y&ouml;netimi d&ouml;neminde yeniden g&uuml;&ccedil;lendirilecek transatlantik ilişkiler bağlamında da akamete uğrayabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerin &ouml;zellikle AB değerleri &uuml;zerinden yapacakları eleştirilerin kapasitesi, İsrail&rsquo;in stratejik hesaplarını zora sokabilir. Lakin bug&uuml;n itibarıyla farklı bir değerlendirme yapmak da m&uuml;mk&uuml;n. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde İsrail, &ouml;zellikle Doğu Akdeniz&rsquo;deki gaz rezervlerinin oluşturduğu atmosferde, hızlı bir bi&ccedil;imde Yunanistan-G&uuml;ney Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi (GKRY) ikilisiyle askeri bir angajmana girmiş durumda. S&ouml;z konusu iki &uuml;lkenin Avrupa Birliği (AB) karar alma s&uuml;re&ccedil;lerinde İsrail lehine bir payanda olmaları, h&acirc;lihazırdaki ilişkilerinin seviyesi g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurulduğunda, hi&ccedil; de şaşılacak bir sonu&ccedil; değil. Bu bağlamda İsrail, AB nezdinde iki &ouml;nemli m&uuml;ttefik elde etmiş g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Her şart altında, Biden y&ouml;netiminin Avrupalı g&uuml;&ccedil;lerle ilişkilerini konsolide etmesi, bir seviyeye kadar İsrail&rsquo;e y&ouml;nelik eleştiri d&uuml;zeyini artıracak olsa da, AB nezdinde girişimler &uuml;zerinden sonu&ccedil; alınmasını sağlayabilecek bir potansiyelden uzak.</p> <p>&Ouml;zellikle Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde İsrail&rsquo;in elde ettiği kazanımlara halel gelmeyeceği beklense de, İsrail-Arap yakınlaşması s&uuml;recinde birtakım problemli d&ouml;neme&ccedil;ler s&ouml;z konusu olabilir. Bug&uuml;ne kadar yapılan &uuml;&ccedil; normalleşme anlaşmasından ikisi, Amerikan y&ouml;netiminin ya silah satışlarıyla ya da sağlayacağı diplomatik kolaylıklarla m&uuml;mk&uuml;n olabildi. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında hem Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hem de Sudan&rsquo;la yapılan normalleşme anlaşmaları, aslında b&uuml;y&uuml;k oranda Amerikan y&ouml;netiminin eserleriydiler. İran tehdidinin temizlendiği bir atmosferde İsrail-Arap yakınlaşması i&ccedil;in makul bir referans objesi bulunsa da, Amerikan g&uuml;c&uuml;n&uuml;n zorlayıcılığı, s&ouml;z konusu normalleşme s&uuml;recini hi&ccedil; değilse hızlı bir bi&ccedil;imde m&uuml;mk&uuml;n kıldı.</p> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <blockquote>Yeni Amerikan y&ouml;netiminin destek vermediği ya da İran&rsquo;la tesis edeceği bir anlaşma yoluyla anlamsızlaştıracağı bir g&uuml;venlikleştirme s&uuml;reci, bug&uuml;n iyiden iyiye belirginleşen İsrail-Arap yakınlaşmasının da altını oyabilir.</blockquote> <p>Fakat bu aşamada Amerikan y&ouml;netiminin politikaları a&ccedil;ısından bir rezerv koyma ihtiyacı doğuyor. İlk olarak belirtilmeli ki Biden y&ouml;netimi de diğer Demokrat y&ouml;netimler gibi liberal bir d&uuml;nya vizyonuna sahip. Bu bağlamda, demokrasinin promosyonu bir dış politika aracı olarak işlevselleştirilecektir. Bir diğer ifadeyle, Biden y&ouml;netiminin Arap otokrasileriyle uyumsuz bir g&ouml;r&uuml;n&uuml;m sergilemesi gayet m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Kaldı ki bir u&ccedil; nokta olarak, 2018 yılında Suudi gazeteci Cemal Kaşık&ccedil;ı&rsquo;nın katledilmesi (her ne kadar Trump y&ouml;netimi d&ouml;neminde &ouml;rtbas edilse de) artık başlı başına b&uuml;y&uuml;k bir problem oluşturacağa benziyor. S&ouml;z konusu cinayette oynadığı başat rol sebebiyle, Suudi veliaht prensi Muhammed Bin Selman&rsquo;ın siyasi kariyeri &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;rt senelik s&uuml;re zarfında yavaşlayabilir. Biden y&ouml;netimiyle uzlaşı aramak zorunluluğu hissedecek Arap otokrasilerinin i&ccedil; siyasetteki hamleleriyle kendilerini anlatma &ccedil;abalarına tanıklık edebiliriz. Bu a&ccedil;ıdan değerlendirildiğinde, Arap otokrasilerindeki d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;recinin en azından vitrin d&uuml;zenlemeleri bağlamında hızlanması da beklenebilir.</p> <p>Lakin burada da istisnalar mevcut. Yine d&ouml;n&uuml;p Obama y&ouml;netiminin performansına bakmak, bu noktada a&ccedil;ıklayıcı olabilir. Her ne kadar liberal bir d&uuml;nya vizyonuyla hareket etmiş olsa da, Obama y&ouml;netimi (belki de bizatihi tetikleyicisi olduğu) Arap Baharını ve s&ouml;z konusu halk hareketlerinin Arap d&uuml;nyasında meydana getirebileceği demokratikleşme potansiyelini &ouml;ks&uuml;z bırakmıştı. Bir &ccedil;elişki olarak g&ouml;r&uuml;lebilecek bu durum, &ouml;zellikle Mısır&rsquo;da ger&ccedil;ekleşen 3 Temmuz 2013&rsquo;teki askeri darbeye karşı Amerikan y&ouml;netiminin takındığı umursamaz tutumla per&ccedil;inlenmişti. Bu bağlamda, Amerikan y&ouml;netimlerinin stratejik hesaplarının vizyoner pozisyonlarına galebe &ccedil;aldığı iddia edilebilir ve Biden y&ouml;netiminden de benzer bir performans beklenebilir. Arap otokrasilerine karşı pragmatik bir pozisyon, Amerikan y&ouml;netimleri a&ccedil;ısından kullanışlı g&ouml;r&uuml;nmektedir.</p> <p>Ayrıca yukarıda bahsi ge&ccedil;en İran tehdidinin g&uuml;venlikleştirilme s&uuml;reci de bu d&ouml;nemde akamete uğrayacak gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Trump y&ouml;netiminin 2015 yılında imza edilen İran N&uuml;kleer Anlaşması&rsquo;ndan tek taraflı bir bi&ccedil;imde &ccedil;ekilmesi ve akabinde İran&rsquo;a y&ouml;nelik g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir pozisyon belirlemesi, İsrail dış politikasının temel dayanaklarından birini oluşturmuştu. Fakat Biden y&ouml;netiminin s&ouml;z konusu anlaşmaya tekrar d&ouml;neceğini belirtmesi, İran&rsquo;ın bir tehdit olarak kabul edilmesi s&uuml;recini sekteye uğratabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, Amerikan y&ouml;netiminin destek vermediği ya da İran&rsquo;la tesis edeceği bir anlaşma yoluyla anlamsızlaştıracağı bir g&uuml;venlikleştirme s&uuml;reci, bug&uuml;n iyiden iyiye belirginleşen İsrail-Arap yakınlaşmasının da altını oyabilir. Bu a&ccedil;ıdan bakıldığında, &ouml;zellikle de meşruiyet zeminini kaybetmesi durumunda, İsrail-Arap yakınlaşması otokratik Arap rejimlerinin istikrarsızlaşmasını da beraberinde getirebilir.</p> <p>Bu aşamada belirtilmesi gereken &ccedil;elişkili bir nokta ise aynı s&uuml;recin İsrail-Arap yakınlaşmasını daha da hızlandırabilme ihtimali. Daha ziyade teorik bir &ccedil;er&ccedil;evede d&uuml;ş&uuml;n&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde, ortak bir tehdit olarak g&ouml;r&uuml;len İran&rsquo;a karşı İsrail ve Arap &uuml;lkelerinin yakınlaşması ve bir ittifak ilişkisi geliştirmesi, k&acirc;ğıt &uuml;zerinde beklenebilecek bir sonu&ccedil;. Lakin yukarıda da ifade edilen İsrail-Arap normalleşme anlaşmaları, &ouml;zellikle Trump y&ouml;netiminin yoğun baskılarıyla ger&ccedil;ekleşmişti. Bu bağlamda, Arap otokrasilerinin İsrail&rsquo;le normalleşme anlaşmalarından beklentileri, İran&rsquo;ı dengelemekten &ouml;nce, Amerikan silahlarına ve diplomatik desteğine sahip olmaktır. Kısacası, s&ouml;z konusu İsrail-Arap yakınlaşmasının hızlanabileceğine y&ouml;nelik &ouml;ng&ouml;r&uuml;ler, Biden y&ouml;netiminin Arap beklentilerini ne &ouml;l&ccedil;&uuml;de karşılayabileceğiyle doğru orantılı.</p> <p>Sonu&ccedil; olarak, Biden y&ouml;netiminin olası politikaları İsrail kamuoyunda da yoğun bir bi&ccedil;imde tartışılıyor. Hatta Netanyahu&rsquo;nun sosyal medya profilindeki Trump&rsquo;la &ccedil;ekilmiş fotoğrafını hala değiştirmemiş olması, İsrail&rsquo;in yeni se&ccedil;ilmiş Amerikan y&ouml;netimine bir mesajı olarak d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lebilir. Netanyahu her ne kadar Cumhuriyet&ccedil;i-Demokrat ayrımı g&ouml;zetmediğini dile getirse de, Cumhuriyet&ccedil;i Trump y&ouml;netimi İsrail&rsquo;e &ldquo;altın &ccedil;ağını&rdquo; yaşatmıştır. Neredeyse b&uuml;t&uuml;n sorunlu ulusal g&uuml;venlik ve dış politika konularında İsrail, Trump y&ouml;netiminin desteğiyle bir &ldquo;&ccedil;&ouml;z&uuml;me&rdquo; kavuşmuştur. Bu &ldquo;altın &ccedil;ağın&rdquo; Biden y&ouml;netimiyle kapanması daha olası g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor.</p> <p>[Dr. Ceyhun &Ccedil;i&ccedil;ek&ccedil;i Bandırma Onyedi Eyl&uuml;l &Uuml;niversitesi&rsquo;nde &ouml;ğretim g&ouml;revlisidir ve &ldquo;K&uuml;resel ve B&ouml;lgesel G&uuml;&ccedil;lerin Ortadoğu Politikaları: Arap Baharı ve Sonrası&rdquo; isimli kitabın ortak edit&ouml;r&uuml;d&uuml;r]</p>