Cumhurbaşkanı Erdoğan: 24 Temmuz Cuma günü cuma namazı ile birlikte Ayasofya'yı ibadete açmayı planlıyoruz

<p>Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saat 20.53&#39;te Millete Sesleniş konuşması yaparak Danıştayın Ayasofya kararını değerlendirdi.</p> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;">&nbsp;</div> <p><img class="alintiIcon" src="https://cdnassets.aa.com.tr/assets/newVersion/images/analiz.png" style="border-style:none; box-sizing:border-box; color:rgb(33, 37, 41); font-family:-apple-system,blinkmacsystemfont,segoe ui,roboto,helvetica neue,arial,sans-serif,apple color emoji,segoe ui emoji,segoe ui symbol,noto color emoji; font-size:16px; height:30px; padding-left:60px; vertical-align:middle" /></p> <div class="twitter-tweet twitter-tweet-rendered" style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px; display: flex; max-width: 550px; width: 550px; margin-top: 10px; margin-bottom: 10px;"><iframe frameborder="0" id="twitter-widget-0" scrolling="no" src="https://platform.twitter.com/embed/index.html?creatorScreenName=https3A2F2Ftwitter.com2Fanadoluajansi&amp;dnt=false&amp;embedId=twitter-widget-0&amp;frame=false&amp;hideCard=false&amp;hideThread=false&amp;id=1281647860929314816&amp;lang=en&amp;origin=https3A2F2Fwww.aa.com.tr2Ftr2Fturkiye2Fcumhurbaskani-erdogan-24-temmuz-cuma-gunu-cuma-namazi-ile-birlikte-ayasofyayi-ibadete-acmayi-planliyoruz2F1906430&amp;siteScreenName=https3A2F2Ftwitter.com2Fanadoluajansi&amp;theme=light&amp;widgetsVersion=9066bb23A1593540614199&amp;width=550px" style="box-sizing: border-box; width: 550px; position: static; visibility: visible; height: 536px; display: block; flex-grow: 1;" title="Twitter Tweet"></iframe></div> <p>Danıştayın bug&uuml;n, Ayasofya&#39;nın camiden m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesini sağlayan 1934 tarihli Bakanlar Kurulu d&uuml;zenlemesini iptal ettiğini anımsatan Erdoğan, buna dayanarak &ccedil;ıkarılan Cumhurbaşkanlığı d&uuml;zenlemesiyle Ayasofya&#39;nın yeniden cami olarak hizmete a&ccedil;ılmasını sağladıklarını belirtti. Erdoğan, &quot;B&ouml;ylece Ayasofya, 86 yıl aradan sonra yeniden, Fatih Sultan Mehmet Han&#39;ın vakfiyesinde belirttiği şekilde cami olarak hizmet vermeye başlayabilecektir. Bu kararın milletimize, &uuml;mmete ve t&uuml;m insanlığa hayırlı olmasını diliyorum.&quot; diye konuştu.</p> <p>K&uuml;lt&uuml;r ve Turizm Bakanlığının, konunun idari ve teknik hazırlıklarıyla, Diyanet İşleri Başkanlığının da dini y&ouml;n&uuml;yle ilgili &ccedil;alışmalara hemen başladığını aktaran Erdoğan, &quot;M&uuml;ze stat&uuml;s&uuml;nden &ccedil;ıkmasıyla birlikte, Ayasofya Camisi&#39;ne &uuml;cretli giriş uygulamasını da kaldırıyoruz. T&uuml;m camilerimiz gibi Ayasofya&#39;nın kapıları da yerli ve yabancı, M&uuml;slim ve gayrim&uuml;slim herkese sonuna kadar a&ccedil;ık olacaktır. İnsanlığın ortak mirası olan Ayasofya, yeni stat&uuml;s&uuml;yle herkesi kucaklamaya, &ccedil;ok daha samimi, &ccedil;ok daha &ouml;zg&uuml;n şekilde devam edecektir. Hazırlıkları s&uuml;ratle tamamlayarak, 24 Temmuz 2020 Cuma g&uuml;n&uuml;, cuma namazı ile birlikte Ayasofya&#39;yı ibadete a&ccedil;mayı planlıyoruz.&quot; bilgisini paylaştı.</p> <p>Erdoğan, 24 Temmuz&#39;a kadar camideki &ccedil;alışmaların s&uuml;ratle y&uuml;r&uuml;yebilmesi, bir an &ouml;nce bu hazırlıkların bitmesi i&ccedil;in burada ziyaret veya gelip burayı g&ouml;rme gibi bir telaşın i&ccedil;erisine girmenin doğru olmayacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Zira aldığım bazı haberler &ccedil;er&ccedil;evesinde i&ccedil;eride ve dışarıda gelip oralarda g&ouml;r&uuml;nt&uuml; vermek veya g&ouml;steri yapmak bunlar doğru değil. İnşallah 24&#39;&uuml;nde hep birlikte burada cuma namazımızı kılar ve Ayasofya&#39;yı da o g&uuml;n her şeyiyle bitmiş olarak ibadete a&ccedil;arız.&quot; dedi.</p> <h3>&quot;T&uuml;rkiye&#39;nin egemenlik haklarıyla ilgilidir&quot;</h3> <p>İ&ccedil;eride bazı eksikler olduğunu belirten Erdoğan, &quot;Bu eksikleri de bu arada inşallah gidermiş olacağız ve 6 ay gibi bir s&uuml;re i&ccedil;erisinde yapacağımız bazı hazırlıklar var. Onları da inşallah o s&uuml;re i&ccedil;erisinde bitireceğiz. Tabii &ouml;yle bir burada hazırlıklar yapıyoruz ki bu hazırlıklar i&ccedil;erisinde M&uuml;slim, gayrim&uuml;slim, Hristiyan d&uuml;nyasından kim gelirse gelsin, hepsi geldiği zaman burada yapılan dedikoduların olmadığını, tam aksine ger&ccedil;ekten bizler ecdadımızdan devraldığımız mirası nasıl geleceğe taşıyacağımızın da en g&uuml;zel &ouml;rneğini vereceğiz.&quot; diye konuştu.</p> <p>Herkesi, &uuml;lkenin yargı ve y&uuml;r&uuml;tme organları tarafından alınan Ayasofya kararına saygılı olmaya davet eden Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Uluslararası alanda bu konuda ortaya konulan her t&uuml;rl&uuml; g&ouml;r&uuml;ş&uuml; elbette anlayışla karşılarız. Ancak Ayasofya&rsquo;nın hangi ama&ccedil;la kullanılacağı konusu, T&uuml;rkiye&#39;nin egemenlik haklarıyla ilgilidir. Yeni bir d&uuml;zenlemeyle Ayasofya&#39;nın ibadete a&ccedil;ılıyor olması, &uuml;lkemizin egemenlik hakkı kullanımından ibarettir. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin bayrağı neyse, başkenti neyse, ezanı neyse, dili neyse, sınırları neyse, 81 vilayeti neyse, Ayasofya&#39;nın vakfiyesine uygun şekilde camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi hakkı da odur. Bu konuda, g&ouml;r&uuml;ş belirtmenin &ouml;tesindeki her t&uuml;rl&uuml; tavrı ve ifadeyi, bağımsızlığımızın ihlali olarak kabul ederiz. Şu anda hemen arkamda bakınız, dev bir vakfiyename vardır ve bu Fatih&#39;in vakfiyenamesidir. Ve bu vakfiyename i&ccedil;erisinde ne varsa o bizim i&ccedil;in asıldır.&nbsp;</p> <p>T&uuml;rkiye olarak, nasıl diğer &uuml;lkelerdeki ibadet mekanlarıyla ilgili tasarruflara karışmıyorsak biz de tarihi ve hukuki haklarımıza sahip &ccedil;ıkma konusunda aynı anlayışı bekliyoruz. &Uuml;stelik bu, &ouml;yle 50-100 yıllık değil, tam 567 yıllık bir haktır. Şayet bug&uuml;n inan&ccedil; odaklı bir tartışma yapılacaksa bunun konusu Ayasofya değil, d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanında her ge&ccedil;en g&uuml;n tırmanan İslam d&uuml;şmanlığı ve yabancı nefreti olmalıdır.&quot;</p> <p>T&uuml;rkiye&#39;nin kararının, sadece kendi i&ccedil; hukuku ve tarihi haklarıyla ilgili olduğunun altını &ccedil;izen Erdoğan, bu kararın arkasında duran t&uuml;m siyasi partilere ve liderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, milletin her bir ferdine teşekk&uuml;r etti.</p> <h3>&quot;T&uuml;rk tarihinin en şanlı sayfaları arasında&quot;</h3> <p>İstanbul&#39;un fethi ve Ayasofya&#39;nın cami haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi hadisesinin, T&uuml;rk tarihinin en şanlı sayfaları arasında yer aldığını belirten Erdoğan, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Uzun bir kuşatmanın ardından 29 Mayıs 1453 tarihinde İstanbul&#39;u fethederek şehre giren Fatih Sultan Mehmet Han, doğrudan Ayasofya&#39;ya y&ouml;nelir. Bizans halkı, korku ve merakla Ayasofya&#39;da akıbetlerini beklemektedir. Fatih, kendisini karşılayan halka, hayatları ve h&uuml;rriyetleri konusunda teminat vererek, Ayasofya&#39;ya girer. İstanbul&#39;un Fatihi, fetih sembol&uuml; olarak sancağını Ayasofya&#39;nın ortasındaki mihrabın bulunduğu yere diker, kubbeye doğru bir ok fırlatır, ilk ezanı da kendisi okur. B&ouml;ylece, fethini tescillemiş olur. Ardından, mabedin uygun bir k&ouml;şesinde ş&uuml;k&uuml;r secdesi yaparak iki rekat namaz kılar. Bu davranışıyla da Ayasofya&#39;yı camiye &ccedil;evirdiğini g&ouml;sterir.&quot;</p> <p>Fatih Sultan Mehmet&#39;in İstanbul&#39;un incisi bu ulu mabedi zemininden &ccedil;atısına b&uuml;y&uuml;k bir titizlikle incelediğini ve tarih&ccedil;ilerin yazdığına g&ouml;re, yapının harap g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml; karşısında &quot;&Ouml;r&uuml;mcek Kayser&#39;in sarayında perdekarlık yapıyor, baykuş Efrasiyab&#39;ın burcunda n&ouml;bet tutuyor.&quot; beyitini s&ouml;ylediğini anlatan Erdoğan, &quot;Evet, Fatih Sultan Mehmet Han, işte b&ouml;ylesine harap, bitap, perişan bir İstanbul ve Ayasofya devralmıştır.&quot; dedi.</p> <p>Fatih Sultan Mehmet&#39;in teslim aldığı Ayasofya&#39;nın, daha &ouml;nce aynı yere yapılan ilk iki kilise kargaşa d&ouml;nemlerinde yakılıp yıkıldığı i&ccedil;in, &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; defa inşa edilmiş bir eser olduğunu belirten Erdoğan, fethin ardından &uuml;&ccedil; g&uuml;nl&uuml;k hummalı bir &ccedil;alışmayla ilk cuma namazı i&ccedil;in Ayasofya&#39;nın ibadete hazır hale getirildiğini anlattı.&nbsp;</p> <p>Devlet erkanı ve askeriyle beraber camiye giren Fatih Sultan Mehmet&#39;in, burada kubbeleri &ccedil;ınlatan tekbirler ve salavatlarla karşılandığını, Ayasofya&#39;daki ilk cumanın hutbesini irad ettiğini aktaran Erdoğan, namazı da hocası Akşemsettin Hazretlerinin kıldırdığını belirtti.&nbsp;</p> <h3>&quot;Gen&ccedil;lik yıllarımızdan beri kalbimizde bir Ayasofya sevgisi vardır&quot;&nbsp;</h3> <p>Erdoğan, Fatih Sultan Mehmet&#39;in, diğer Hıristiyan mezhepleri tarafından dışlanan Ortodoks Kilisesi&#39;ni de himayesi altına alarak gelişmesini sağladığını s&ouml;yledi.</p> <p>Bu ulu mabedin kubbeleri ve duvarlarının, o g&uuml;nden itibaren 481 yıl boyunca ezanlarla, salalarla, tekbirlerle, salavatlarla, hatmi şeriflerle, mevlid-i şeriflerle &ccedil;ınladığını dile getiren Erdoğan, asırlarca yaşadığı depremlerden, yangınlardan, yağmalardan ve bakımsızlıktan dolayı harap vaziyette olan İstanbul&#39;un, fetihle birlikte yeniden ayağa kaldırıldığını, bu s&uuml;recin sembol&uuml;n&uuml;n de Ayasofya olduğunu ifade etti.&nbsp;</p> <p>Fatih Sultan Mehmet Han&#39;dan itibaren her padişahın, İstanbul&#39;u ve Ayasofya&#39;yı daha da g&uuml;zelleştirmenin gayreti i&ccedil;inde olduğunu belirten Erdoğan, şehrin Ulu Camisi olarak belirlenen Ayasofya&#39;nın, zaman i&ccedil;inde etrafına ilave edilen yapılarıyla, tam tekmil bir k&uuml;lliye haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve asırlarca m&uuml;minlere hizmet verdiğini bildirdi.&nbsp;</p> <p>Neredeyse takip eden her asırda b&uuml;y&uuml;k onarımlara tabi tutulan, eklemelerle daha da g&uuml;zelleştirilen Ayasofya&#39;ya, milletin hep g&ouml;zbebeği gibi baktığını dile getiren Erdoğan, &quot;&Ouml;yle ki, &#39;Tanrı&#39;nın Hikmeti&#39; anlamına gelen orijinal ismini değiştirmeye dahi teşebb&uuml;s etmemiştir. G&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; gibi, k&ouml;hne bir devletin &ccedil;&ouml;k&uuml;nt&uuml;s&uuml; altında yıkılmak &uuml;zere olan bu mabed, ecdadımız tarafından sadece camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmekle kalmamış, aynı zamanda ihya ve i&#39;la edilmiştir.&quot; dedi.</p> <p>Bunun i&ccedil;in Ayasofya&#39;nın her devirde bu milletin t&uuml;m fertlerinin g&ouml;nl&uuml;nde ayrı bir yeri olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Bizim de gen&ccedil;lik yıllarımızdan beri kalbimizde bir Ayasofya sevgisi vardır. Bu mabedi, k&uuml;lt&uuml;r hazinesi kimliğine halel getirmeden, vakfiyesine uygun şekilde yeniden ibadete a&ccedil;arak milletimize &ouml;nemli bir hizmet verdiğimize inanıyoruz.&nbsp;</p> <p>Milletimiz i&ccedil;in fetih &#39;Cihad-ı Asgar&#39; h&uuml;km&uuml;nde iken, asıl &#39;Cihad-ı Ekber&#39; imar, inşa ve hayrat faaliyetleriydi. Doğu Roma d&ouml;neminde Ayasofya inşa edilirken Mısır&#39;dan İzmir&#39;e, Suriye&#39;den Balıkesir&#39;e kadar imparatorluğun d&ouml;rt bir yanından malzeme taşınmıştı. Fatih ve ardından gelen padişahlar, Anadolu&#39;nun ve Rumeli&#39;nin her yerinden zanaat erbabını İstanbul&#39;a getirerek hem Ayasofya&#39;yı, hem şehri adeta yeni baştan imar ve inşa ettirdiler. Bunu yaparken de devraldıkları mirastan azami derecede faydalandılar. Mesela Fatih, Ayasofya&#39;nın i&ccedil;indeki sabit mozaikleri korumuş, sadece taşınır heykelleri yapıdan &ccedil;ıkarttırmıştır.&nbsp;</p> <p>Asırlar boyunca yerinde kalan mozaikler, daha sonraki onarımlar sırasında peyderpey kapatılmış, b&ouml;ylece dış etkilere karşı korunması ve bug&uuml;nlere gelmesi temin edilmiştir. Esasen farklı inan&ccedil;ların mensuplarına hoşg&ouml;r&uuml;yle bakmak, dinimizin &ouml;z&uuml;nde varolan bir yaklaşımdır. Peygamber Efendimiz, tebliğini s&uuml;rd&uuml;r&uuml;rken, M&uuml;sl&uuml;manlara saldırmayan ve bozgunculuk yapmayan diğer dinlerden topluluklara herhangi bir m&uuml;dahalede bulunmamıştır. Hazreti &Ouml;mer de Kud&uuml;s&#39;&uuml; aldığında, şehirdeki Hıristiyanları ve Musevileri, hakları ve ibadethaneleriyle koruması altına almıştır. Ecdadın kurduğu t&uuml;m devletler gibi Osmanlı&#39;nın y&ouml;neticileri de aynı yolu izlemiştir. Fatih&#39;in ve ardından gelenlerin İstanbul&#39;da yaptıkları da bu kadim geleneği takip etmekten ibarettir.&quot;</p> <h3>&nbsp;</h3> <p>Erdoğan konuşmasında, medeniyet tarihinin en &ouml;nemli isimlerinden olan Mimar Sinan&#39;ın, Ayasofya&#39;ya en &ccedil;ok katkı yapan kişilerin başında geldiğini belirtti.</p> <p>Ayasofya Camisi&#39;nin, mihrabı, minberi, k&uuml;rs&uuml;s&uuml;, minareleri, h&uuml;nkar mahfili, levhaları, nakışları, şamdanları, halıları, şadırvanı ve diğer t&uuml;m unsurlarıyla 481 yılda bu hale geldiğini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Tarih boyunca hep İstanbul&rsquo;un en kalabalık cemaatlerinin toplandığı Ayasofya, teravih, Kadir Gecesi ve bayram gibi m&uuml;stesna g&uuml;nlerde ger&ccedil;ekten &ccedil;ok g&ouml;z alıcı manzaraların yaşandığı bir yer olmuştur. Dolayısıyla, T&uuml;rk milletinin Ayasofya &uuml;zerindeki hakkı, yaklaşık 1500 yıl &ouml;nce bu eseri ilk inşa edenlerden daha az değildir. Tam tersine yaptığı katkılar ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; sahiplenişi itibarıyla milletimizin, bug&uuml;n insanlık mirasının en &ouml;nemli eserleri arasında g&ouml;sterilen Ayasofya &uuml;zerindeki hakkı daha fazladır.&quot; değerlendirmesini yaptı.&nbsp;</p> <p>İstanbul&#39;un, fetihle beraber M&uuml;sl&uuml;man, Hristiyan ve Musevilerin barış ve huzur i&ccedil;inde bir arada yaşadığı bir şehir haline geldiğine dikkati &ccedil;eken Cumhurbaşkanı Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Tarih, fethettiğimiz her yerde refahı, g&uuml;veni, huzuru ve hoşg&ouml;r&uuml;y&uuml; hakim kılmak i&ccedil;in verdiğimiz b&uuml;y&uuml;k m&uuml;cadelelerin şahididir. Bug&uuml;n de &uuml;lkemizin her k&ouml;şesindeki camilerimiz yanında her inanca ait binlerce tarihi mabet vardır. Ayrıca, cemaati olan her yerde kiliseler ve havralar faaliyet g&ouml;stermektedir. Halen &uuml;lkemizde ibadete a&ccedil;ık 435 kilise, sinagog ve havra bulunuyor. Başka coğrafyalarda benzerine rastlayamayacağımız bu manzara bizim farklılıklarımızı zenginlik olarak g&ouml;ren anlayışımızın bir tezah&uuml;r&uuml;d&uuml;r. Buna rağmen millet olarak, yakın tarihimizde dahi bunun tam tersi &ouml;rneklerle karşılaşmaktan kurtulamadık. Osmanlı&rsquo;nın &ccedil;ekilmek zorunda kaldığı Doğu Avrupa ve Balkan coğrafyasında, ecdadın asırlar boyunca inşa ettiği eserlerden pek azı hala ayaktadır. &#39;Su-i misal, emsal olmaz&#39; s&ouml;z&uuml;nden hareketle, bu k&ouml;t&uuml; &ouml;rneklerin hi&ccedil;birini dikkate almıyor, kendi medeniyetimizin inşa ve ihya &uuml;zerine kurulu duruşunu kararlılıkla koruyoruz.&quot;</p> <h3>&quot;Ayasofya tartışmalarının yaklaşık bir asırlık ge&ccedil;mişi vardır&quot;</h3> <p>Bug&uuml;n yeniden ibadete a&ccedil;ılması kararı vesilesiyle bir kez daha dikkatlerin &uuml;zerinde toplandığı Ayasofya tartışmalarının yaklaşık bir asırlık ge&ccedil;mişi olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anadolu&#39;nun ve İstanbul&#39;un işgal yıllarında da Ayasofya&#39;nın kiliseye &ccedil;evrilmesi tartışmalarının yaşandığını hatırlattı.&nbsp;</p> <p>Bu niyetin ilk adımı olarak, Ayasofya&#39;nın kapısına tam te&ccedil;hizatlı bir işgal birliğinin dayandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, birliğin başındaki Fransız komutanın, Ayasofya&rsquo;da g&ouml;revli Osmanlı subayına, &quot;kendilerinin buraya yerleşeceklerini, bunun i&ccedil;in T&uuml;rk askerinin camiyi boşaltması gerektiğini&quot; s&ouml;ylediğini aktardı.&nbsp;</p> <p>Askerleriyle Ayasofya&rsquo;yı koruyan Binbaşı Tevfik Bey&#39;in, onlara, &quot;Buraya giremezsiniz ve giremeyeceksiniz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; burası bizim mabedimizdir. Şayet, cebren girmeye teşebb&uuml;s edecek olursanız, size ilk cevabı şu ağır makinalılar, sonra da caminin d&ouml;rt k&ouml;şesine yerleştirdiğimiz tahrip kalıpları verecektir. Ayasofya&#39;nın &uuml;zerinize yıkılmasını g&ouml;ze alabiliyorsanız, buyurun girmeyi deneyin.&quot; cevabını verdiğini belirten Erdoğan, Tevfik Bey&#39;in b&ouml;ylece işgalcilerin Ayasofya&rsquo;yı ele ge&ccedil;irme &uuml;mitlerini boşa &ccedil;ıkardığını anlattı.&nbsp;</p> <p>Ayasofya&rsquo;ya yabancı ilgisinin, daha sonraki yıllarda, mozaik tamiri gibi bahanelerle s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sırada tek parti d&ouml;nemi h&uuml;k&uuml;metinin, &ccedil;ıkardığı bir kararnameyle, &quot;camilerin birbirine uzaklığının en az 500 metre olması gerektiği&quot; kuralını getirerek Ayasofya&rsquo;yı ibadete kapattığını kaydetti.&nbsp;</p> <p>Bir s&uuml;re sonra da 1 Şubat 1935 tarihinde Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze olarak ilan edilip ziyarete a&ccedil;ıldığını dile getiren Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;İbadete kapalı bulunduğu yıllar boyunca ecdat yadigarı bu eser, b&uuml;y&uuml;k bir tarih kıyımına maruz kalır. Caminin bitişiğindeki, İstanbul&#39;daki ilk Osmanlı &uuml;niversitesi olan ve Fatih tarafından inşa ettirilen Ayasofya Medresesi, sebepsiz yere yıkılarak ortadan kaldırılır. Ayasofya&rsquo;nın zemininde serili nadide halılar kesilerek sağa sola dağıtılır. Antika şamdanlar eritilmek &uuml;zere d&ouml;k&uuml;mhaneye g&ouml;t&uuml;r&uuml;l&uuml;r. Halen yerinde duran şaheser levhalar ise &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k oldukları i&ccedil;in kapıdan &ccedil;ıkarılamaz ve mecburen depoya kaldırılır. Bu levhalar daha sonra Demokrat Parti devrinde tekrar yerlerine asıldı. Ayasofya&rsquo;nın uğradığı tahribat bunlarla sınırlı kalmaz. Cami olduğu devirlerden hi&ccedil;bir eser kalmasın isteyenler, az kalsın Ayasofya&rsquo;nın minarelerini dahi yıktıracaklardı. Nitekim, Sultan İkinci Bayezid d&ouml;neminde camiye &ccedil;evrilen K&uuml;&ccedil;&uuml;k Ayasofya&rsquo;nın minaresi, hukuki hi&ccedil;bir dayanağı olmadan bir gecede yerle yeksan edilir. Sıranın Ayasofya&rsquo;ya geldiğini g&ouml;ren tarih&ccedil;i, gazeteci ve m&uuml;zeci İbrahim Hakkı Konyalı hemen bir rapor yazar ve neşreder. Merhum Konyalı&#39;nın raporunda, &#39;Bu minareler kubbenin desteğidir, eğer minareler yıkılırsa Ayasofya da yıkılır&#39; dendiği i&ccedil;in mecburen yıkımdan vazge&ccedil;ilir.&quot;</p> <h3>&quot;Pek &ccedil;ok caminin, medresenin başına da benzer felaketler gelmiştir&quot;</h3> <p>Aynı d&ouml;nemde T&uuml;rkiye&#39;nin d&ouml;rt bir yanında pek &ccedil;ok caminin, medresenin, ecdat yadigarı eserin başına benzer felaketler geldiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, &quot;Esasen, tek parti d&ouml;neminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Ayasofya ne devletin ne de herhangi bir kurumun malı değil, vakıf m&uuml;lk&uuml;d&uuml;r.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Fatih İstanbul&#39;u fethettiğinde, Roma İmparatoru unvanını da almış ve dolayısıyla Bizans hanedanı &uuml;zerine kayıtlı bulunan t&uuml;m emlake sahip olmuştur. İşte bu hukuka istinaden, Ayasofya da, Fatih&rsquo;in ve onun kurduğu vakfın &uuml;zerine tapulanmıştır. Cumhuriyet d&ouml;neminde bu tapu senedinin yeni harflerle hazırlanmış resmi bir sureti de &ccedil;ıkarılarak hukuki stat&uuml;s&uuml; tescillenmiştir. Ayasofya Fatih&rsquo;in tapulu m&uuml;lk&uuml; olmasaydı, hukuken burayı vakfetme hakkı da bulunmazdı. Fatih Sultan Mehmet Han, Ayasofya&rsquo;yı da i&ccedil;eren 1 Haziran 1453 tarihli y&uuml;zlerce sayfalık vakfiyesinin bir yerinde aynen şunları s&ouml;yl&uuml;yor. &#39;Kim bu Ayasofya&rsquo;yı camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ren vakfiyemi değiştirir, bir maddesini tebdil eder, onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi&rsquo;nin vakıf h&uuml;km&uuml;n&uuml; y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kten kaldırmaya kastederse, aslını değiştirir, f&uuml;ruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol g&ouml;sterir, yardım ederse, kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkar, camilikten &ccedil;ıkarır ve sahte evrak d&uuml;zenleyerek m&uuml;tevellilik hakkı gibi şeyler isterse, yahut onu kendi batıl defterine kaydeder veya yalandan kendi hesabına ge&ccedil;irirse huzurunuzda ifade ediyorum ki en b&uuml;y&uuml;k haramı işlemiş ve g&uuml;nahı kazanmış olur.&nbsp;</p> <p>Bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah&rsquo;ın, Peygamber&#39;in, meleklerin, b&uuml;t&uuml;n y&ouml;neticilerin ve dahi b&uuml;t&uuml;n M&uuml;sl&uuml;manların ebediyen laneti onun ve onların &uuml;zerine olsun. Azapları hafiflemesin, haşr g&uuml;n&uuml;nde y&uuml;zlerine bakılmasın. Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, g&uuml;nahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah&#39;ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.&#39; Evet, bug&uuml;n alınan karar, aynı zamanda Fatih&#39;in işte bu ağır bedduasından kurtulmamızı sağlamıştır. Ger&ccedil;i, aynı zihniyet bug&uuml;n de bırakınız Ayasofya&#39;nın h&uuml;zn&uuml;n&uuml; gidermeyi, İstanbul&#39;un en g&ouml;zde camisi Sultan Ahmet&rsquo;i m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rmeyi teklif edebilmektedir. Bu zihniyet ge&ccedil;mişte, Sultan Ahmet Camisi&#39;ni resim galerisi, Yıldız Sarayı&#39;nı kumarhane, Ayasofya&#39;yı caz kul&uuml;b&uuml; olarak kullanmayı da d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;ş, hatta bir kısmını ger&ccedil;ekleştirmişti.&quot;</p> <p>Her d&ouml;nemde olduğu gibi bug&uuml;n de bu bakış a&ccedil;ısının, &ccedil;ağdaşlık kisvesi altında &ccedil;ağ dışı bir anlayışın tezah&uuml;r&uuml; olduğunu s&ouml;yleyen Erdoğan, &quot;Vatikan&#39;ın m&uuml;ze haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lerek ibadete kapatılmasını talep etmekle Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze olarak kalmasında ısrarcı olmak, aynı mantığın &uuml;r&uuml;n&uuml;d&uuml;r. Bunun bir adım sonrası, insanlığın en eski mabedi olan Kabe&rsquo;nin ve yine kadim mabed Mescid-i Aksa&#39;nın da m&uuml;zeye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesi isteğidir. Rabbim &uuml;lkemizi ve insanlığı, bu zihniyetten ilelebet muhafaza eylesin diyorum. Rabbim bir daha bu milleti değerlerine d&uuml;şmanlık edenlerle sınamasın diyorum.&quot; diye konuştu.&nbsp;</p> <p>Erdoğan,&nbsp; bazı eserlerin milletlerin ve devletlerin sembol&uuml; olduğunu s&ouml;yledi.</p> <p>Yahya Kemal&#39;in 1922&#39;de yazdığı bir makaledeki, &quot;Bu devletin iki manevi temeli vardır, Fatih&#39;in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki hala okunuyor. Selim&#39;in Hırka-i Saadet &ouml;n&uuml;nde okuttuğu Kur&#39;an ki hala okunuyor.&quot; ifadelerini hatırlatan Erdoğan, &quot;Yine Yahya Kemal&#39;in ifadesiyle Ayasofya&#39;nın milletimiz i&ccedil;in anlamı şu şekildedir; &#39;Bir zamanlar hendeseden abide zannettimdi, kubben altında bu cumhura bakarken şimdi, senelerden beri r&uuml;yada g&ouml;r&uuml;p &ouml;zlediğim cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.&#39; Şairin &#39;cedlerin mağfiret iklimi&#39; olarak tarif ettiği bu mabed, maalesef, uzunca bir s&uuml;re ezan ve Kur&#39;an sesinden mahrum kalmıştır. &Ouml;nce 1980&#39;de, ardından 1991&#39;de Ayasofya&#39;nın h&uuml;nkar mahfili ibadete a&ccedil;ılmışsa da ana yapısı itibarıyla bu mabedin boynu hep b&uuml;k&uuml;k kalmaya devam etmiştir.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>Erdoğan, fikir ve sanat insanlarının hemen hepsinin Ayasofya&#39;nın &ouml;ks&uuml;zl&uuml;ğ&uuml; konusunu yazılarında, konuşmalarında dile getirdiğini vurguladı.&nbsp;</p> <p>Necip Fazıl Kısak&uuml;rek&#39;in, &quot;T&uuml;rk&#39;&uuml;n bu vatanda kalıp kalmayacağından ş&uuml;phe edenler, Ayasofya&#39;nın da a&ccedil;ılıp a&ccedil;ılmayacağından ş&uuml;phe eder&quot; diyerek, bu konudaki inancını ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, bir konferansta da bu konuya değinen Necip Fazıl Kısak&uuml;rek&#39;in, &quot;Ayasofya a&ccedil;ılmalıdır, T&uuml;rk&#39;&uuml;n kapalı bahtıyla beraber a&ccedil;ılmalıdır.&quot; &ccedil;ağrısına bug&uuml;n cevap verildiğini dile getirdi.</p> <p>Erdoğan, Nazım Hikmet&#39;in İstanbul&#39;un fethini ve Ayasofya&#39;nın camiye d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmesini anlattığı şiirinin, &quot;İslam&#39;ın beklediği en şerefli g&uuml;nd&uuml;r bu / Rum Konstantiniyye&#39;si oldu T&uuml;rk İstanbul&#39;u / Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi, T&uuml;rk&#39;&uuml;n padişahı, bir g&ouml;k yarılır gibi / Girdi, Edirnekapı&#39;dan kır atın &uuml;st&uuml;nde / Fethetti İstanbul&#39;u sekiz hafta &uuml;&ccedil; g&uuml;nde / O ne mutlu, m&uuml;barek bir kuluymuş Allah&#39;ın / Belde-i Tayyibe&#39;yi fetheden padişahın / Hak yerine getirdi en b&uuml;y&uuml;k niyazını / Kıldı Ayasofya&#39;da ikindi namazını.&quot; şeklindeki dizelerini okudu.</p> <h3>&quot;Hamdolsun, işte o yarınlara kavuştuk&quot;</h3> <p>Tarih&ccedil;i ve şair Nihal Atsız&#39;a, &quot;D&uuml;nyaya bir daha gelseniz, ne olmak isterdiniz?&quot; diye sorulduğunda, &quot;Ayasofya&#39;ya imam olmak isterdim&quot; cevabını verdiğini aktaran Erdoğan, d&uuml;nya &ccedil;apındaki tarih&ccedil;i Halil İnalcık&#39;ın da &quot;Batı, İstanbul&#39;un fethini ve Ayasofya&#39;yı hi&ccedil; unutmadı&quot; derken, aslında bu konunun siyaset &uuml;st&uuml; bir mesele olduğunu anlatmaya &ccedil;alıştığını belirtti.</p> <p>Erdoğan, edebiyatın zirve isimlerinden Peyami Safa&#39;nın ise &quot;Ayasofya&#39;nın m&uuml;ze haline getirilmesi, Hıristiyanlığın İstanbul &uuml;zerindeki emellerini bertaraf etmemiş, bilakis cesaretini artırmış, kışkırtmış ve azdırmıştır.&quot; dediğine dikkati &ccedil;ekti.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osman Y&uuml;ksel Serdenge&ccedil;ti&#39;nin idamla yargılanmasına sebep olan Ayasofya başlıklı yazısının son satırlarındaki &quot;Ayasofya, ey muhteşem mabet. Merak etme, Fatih&#39;in torunları b&uuml;t&uuml;n putları devirip seni camiye &ccedil;evirecekler. G&ouml;zyaşlarıyla abdest alıp secdelere kapanacaklar. Tehlil ve tekbir sadaları boş kubbelerini yeniden dolduracak, ikinci bir fetih olacak. Ozanlar bunun destanını yazacaklar, ezanlar ilanını yapacaklar. Sessiz ve &ouml;ks&uuml;z minarelerden y&uuml;kselen tekbir sesleri fezaları yeniden inletecek. Şerefelerin yine Allah&#39;ın ve Hazreti Muhammed&#39;in şerefine ışıl ışıl yanacak. B&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya Fatih dirildi sanacak. Bu olacak Ayasofya, bu olacak. İkinci bir fetih yeni bir ba&#39;s&uuml; ba&#39;del-mevt. Bu muhakkak. Bug&uuml;nler yakın. Belki yarın, belki yarından da yakın.&quot; ifadelerini okudu.&nbsp;</p> <p>&quot;Hamdolsun, işte o yarınlara kavuştuk&quot; ifadesini kullanan Erdoğan, Ayasofya&#39;nın mahzunluğu konusundaki en &ccedil;arpıcı şiirlerden birinin de Arif Nihat Asya&#39;ya ait olduğunu s&ouml;yledi.</p> <h3>&quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, Mescid-i Aksa&#39;nın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğe kavuşmasının habercisidir&quot;</h3> <p>&quot;Ulu mabed, neye hicrana b&uuml;r&uuml;nd&uuml;n b&ouml;yle / Fatih&#39;in devrini bir nebzecik olsa s&ouml;yle / Beş vakit loşluğunda saf saftık / Davetin vardı d&uuml;n ezanlarda / Seni ey mabedim utansınlar /Kapayanlar da, a&ccedil;mayanlar da.&quot; dizelerini okuyan Erdoğan, &quot;Bug&uuml;n T&uuml;rkiye, işte b&ouml;yle bir utan&ccedil;tan kurtulmuştur.&quot; dedi.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bug&uuml;n Ayasofya, inşa edildiği tarihten itibaren defalarca şahit olduğu yeniden dirilişlerinden birini yaşıyor. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Mescid-i Aksa&#39;nın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğe kavuşmasının habercisidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir yanındaki M&uuml;sl&uuml;manların fetret devrinden &ccedil;ıkış iradesinin ayak sesidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, sadece M&uuml;sl&uuml;manların değil, onlarla birlikte t&uuml;m mazlumların, mağdurların, ezilmişlerin, s&ouml;m&uuml;r&uuml;lm&uuml;şlerin umut ateşinin yeniden alevlenişidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, T&uuml;rk milleti, M&uuml;sl&uuml;manlar ve t&uuml;m insanlık olarak d&uuml;nyaya s&ouml;yleyecek yeni s&ouml;zlerimiz olduğunun ifadesidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Bedir&#39;den Malazgirt&#39;e, Niğbolu&#39;dan &Ccedil;anakkale&#39;ye kadar tarihimizin t&uuml;m atılım d&ouml;nemlerini yeniden hatırlayışımızın adıdır. Ayasofya&#39;nın dirilişi, şehitlerimizin ve gazilerimizin emanetlerine gerekirse canımız pahasına sahip &ccedil;ıkma kararlılığımızın remzidir.&quot;</p> <h3>&quot;Gecikmiş bir yeniden silkiniştir&quot;</h3> <p>Ayasofya&#39;nın dirilişinin, Buhara&#39;dan End&uuml;l&uuml;s&#39;e kadar medeniyetin t&uuml;m sembol şehirlerine verilen bir g&ouml;n&uuml;l selamı olduğunu ifade eden Erdoğan, &quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, Alparslan&#39;dan Fatih&#39;e ve Abd&uuml;lhamit&#39;e kadar ecdadın tamamına vefamızın gereğidir. Ayasofya&#39;nın dirilişi, Fatih&#39;in fetih ruhunu şad etme yanında, Akşemsettin&#39;in maneviyatını, Mimar Sinan&#39;ın estetiğini ve zevkini de yeniden g&ouml;nl&uuml;m&uuml;zde canlandırmaktır. Ayasofya&#39;nın dirilişi, insanlığın &ouml;zlemle beklediği temeli adalet, vicdan, ahlak, tevhid ve kardeşlik olan medeniyet g&uuml;neşimizin yeniden y&uuml;kselişinin sembol&uuml;d&uuml;r.&quot; diye konuştu.</p> <p>&quot;Ayasofya&#39;nın dirilişi, bu mabedin kapılarındaki zincirler yanında, topyek&uuml;n g&ouml;n&uuml;llerdeki ve ayaklardaki prangaların da kırılıp atılmasıdır.&quot; s&ouml;zlerine yer veren Erdoğan, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Ezanın aslına d&ouml;nd&uuml;r&uuml;lmesinden 70 yıl sonra Fatih&#39;in emaneti Ayasofya&#39;nın da cami olarak hizmete girmesi, gecikmiş bir yeniden silkiniştir. Bu tablo, İslam coğrafyasının d&ouml;rt bir yanındaki sembol değerlerimize yapılan hoyrat&ccedil;a saldırılara verilmiş en g&uuml;zel cevaptır. T&uuml;rkiye, son d&ouml;nemde attığı her adımla, artık zamanın ve mekanın nesnesi değil &ouml;znesi olduğunu g&ouml;stermektedir.&nbsp;</p> <p>Millet olarak verdiğimiz tarihi m&uuml;cadeleyle, temsilcisi olduğumuz medeniyetin aydınlık geleceği i&ccedil;in maziden atiye t&uuml;m insanlığı kucaklayan bir k&ouml;pr&uuml; kuruyoruz. İnşallah bu kutlu yolda y&uuml;r&uuml;meye, durmadan, duraksamadan, yılmadan, azimle, fedakarlıkla, kararlılıkla, menzile ulaşana kadar devam edeceğiz. Bir kez daha Ayasofya&#39;nın yeniden camiye d&ouml;nmesini sağlayan yargı kararı ve Cumhurbaşkanlığı d&uuml;zenlemesinin hayırlı olmasını diliyorum. Ayasofya&#39;yı insanlığın ortak k&uuml;lt&uuml;rel mirası vasfını koruyarak cami olarak ibadete a&ccedil;acağımızın altını da tekrar &ccedil;iziyorum.&quot;</p>