Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: İdlib'de temel çizgimiz Soçi mutabakatına geri dönülmesi

<p>Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml;&nbsp;İbrahim Kalın, &quot;İdlib&#39;de temel &ccedil;izgimiz&nbsp;So&ccedil;i mutabakatına&nbsp;derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi.&quot; dedi.</p> <p>Kalın, T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında&nbsp;Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nde yapılan kabine toplantısı devam ederken a&ccedil;ıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın takdim konuşması ile başlayan toplantıda g&uuml;ndemlerindeki &ouml;nemli konu başlıklarının ele alındığını s&ouml;yleyen Kalın, Erdoğan&#39;ın ge&ccedil;en hafta Pakistan&#39;a ger&ccedil;ekleştirdiği ziyaretin de ele alındığını belirtti.</p> <p>Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın, Y&uuml;ksek D&uuml;zeyli Stratejik Konsey Toplantısı i&ccedil;in Azerbaycan&#39;a 25 Şubat&#39;ta g&uuml;n&uuml;birlik &ccedil;alışma ziyareti ger&ccedil;ekleştireceğini anımsattı.&nbsp;</p> <p>&Ouml;zbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev&#39;in ise yarın T&uuml;rkiye&#39;ye geleceğini ifade eden Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;&Ouml;zbekistan ile hem tarihi, k&uuml;lt&uuml;rel anlamda hem de bug&uuml;n daha da g&uuml;&ccedil;lenen bir şekilde siyasi, ekonomik &ouml;nemli ilişkilerimiz var. Bu ilişkileri daha da g&uuml;&ccedil;lendirecek bir ziyaret olmasını temenni ediyoruz. Ayrıca perşembe g&uuml;n&uuml; Cumhurbaşkanlığı Millet K&uuml;t&uuml;phanesi&#39;nin a&ccedil;ılışı ger&ccedil;ekleşecek. T&uuml;rkiye&#39;nin en b&uuml;y&uuml;k k&uuml;t&uuml;phanesi olma vasfının yanında 7 g&uuml;n 24 saat herkese a&ccedil;ık olmak suretiyle de bu k&uuml;t&uuml;phanenin T&uuml;rkiye&#39;de kitap okuma, k&uuml;t&uuml;phanecilik ve diğer alanlarda &ccedil;ok &ouml;nemli bir paradigma değişikliğine vesile olacağına inanıyoruz. Bu vesile ile Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nin &ccedil;ok &ouml;nemli bir ayağı tamamlanmış olacak.&quot;</p> <p>Millet K&uuml;t&uuml;phanesi&#39;nde s&uuml;reli yayınlar dahil olmak &uuml;zere 1,5 milyona yakın matbu eserin yer alacağını hatırlatan Kalın, &quot;Bu sayı hızla artacak, elektronik kitap formatında da k&uuml;t&uuml;phanemiz yeni bir d&ouml;nemin ilk sayfasını da a&ccedil;mış olacak. K&uuml;t&uuml;phanemizde bildiğiniz gibi &ccedil;ok &ouml;nemli koleksiyonlar da var, rahmetli Mehmet Şevket Eygi&#39;den, İlber Ortaylı Hoca&#39;ya kadar bir&ccedil;ok kıymetli bilim insanının ve koleksiyonları da k&uuml;t&uuml;phanemizde. Perşembe g&uuml;n&uuml; &ccedil;ok heyecanlı coşkulu bir şekilde de bu k&uuml;t&uuml;phanenin a&ccedil;ılışını ger&ccedil;ekleştireceğiz.&quot; diye konuştu.</p> <h3>Toplantıda g&uuml;venlik ve dış politika konuları ele alındı</h3> <p>Kabine Toplantısında g&uuml;venlik alanında Milli Savunma Bakanlığının,&nbsp;MİT&#39;in ve Dışişleri Bakanlığının g&uuml;venlik ve dış politika ağırlıklı sunumları olduğuna değinen İbrahim Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Ayrıca Sağlık Bakanlığımızın &ouml;zellikle koronavir&uuml;s ile m&uuml;cadele ve Elazığ deprem b&ouml;lgesinde verilen sağlık hizmetleri konusunda detaylı bir sunumları oldu. Son olarak da Aile, &Ccedil;alışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Genel Sağlık Sigortası ile ilgili bir sunumu ger&ccedil;ekleşti. Suriye&#39;de ve İdlib&#39;de yaşanan gelişmeler, g&uuml;ndemimizin &uuml;st safhalarını işgal etmeye devam ediyor. &Ouml;zellikle İdlib ile ilgili yaşanan gelişmeleri bildiğiniz gibi ge&ccedil;en hafta burada bulunan Rus heyetiyle g&ouml;r&uuml;şm&uuml;şt&uuml;k. D&uuml;n ve bug&uuml;n de T&uuml;rkiye&#39;den giden bir heyetimiz Moskova&#39;da g&ouml;r&uuml;şmeler ger&ccedil;ekleştirdi.</p> <p>İdlib&#39;de temel &ccedil;izgimiz So&ccedil;i mutabakatına derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi, daha &ouml;nce kararlaştırdığımız İdlib &Ccedil;atışmasızlık B&ouml;lgesi sınırlarının tekrar esas kabul edilerek &ouml;zellikle askeri g&ouml;zlem noktalarımız ve sivillerin korunması noktasında gerekli adımların atılması. Bu konuda arkadaşlarımızın &ccedil;eşitli g&ouml;r&uuml;şmeleri ve m&uuml;zakereleri oldu. Kağıt alışverişleri oldu, bug&uuml;n itibarıyla &ccedil;ıkan karar bu m&uuml;zakerelere devam edilmesi y&ouml;n&uuml;nde.&quot;</p> <h3>Rus tarafının a&ccedil;ıklamaları&nbsp;</h3> <p>Rus tarafından gelen bazı a&ccedil;ıklamaların sahadaki ger&ccedil;ekleri doğru yansıtmadığına işaret eden Kalın, &quot;G&ouml;r&uuml;yoruz, &ouml;zellikle &#39;Değişen şartlar dikkate alınarak haritanın yeniden &ccedil;izilmesi gerekiyor.&#39; şeklinde birtakım değerlendirmelerin yapıldığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Burada bu hususu tashih etmek isterim. &Ouml;ncelikle değişen şartlar, sahanın ger&ccedil;ekleri değil empoze edilen şartlardır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>İdlib &Ccedil;atışmasızlık B&ouml;lgesi&#39;nin sınırlarının belli olduğunu ve yaklaşık 2 yıl &ouml;nce &uuml;zerinde mutabık kalınan sınırlar ve T&uuml;rk askeri g&ouml;zlem noktalarının bulunduğu yerlerin a&ccedil;ık ve net bir şekilde ortaya konulduğunu anımsatan Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;12 askeri g&ouml;zlem noktamız da bu harita esas alınarak buralara konuşlandırılmıştır. Dolayısıyla burada empoze edilen şartları, birtakım zorlamaları &#39;sahanın değişen şartları&#39; diye takdim etmenin bizim a&ccedil;ımızdan kabul edilebilir olmadığını ifade etmek istiyorum. Sahanın ger&ccedil;ekleri &ouml;ncelikle hepimizin &uuml;zerinde mutabık kaldığı So&ccedil;i mutabakatıdır. İkincisi oradaki askeri g&ouml;zlem noktalarımız, onların g&uuml;venliğidir. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml; m&uuml;ltecilerin ve sivillerin durumudur. D&ouml;rd&uuml;nc&uuml;s&uuml; de tabii ki Suriye&#39;de devam eden ama maalesef rejimin sabotajları nedeniyle bir t&uuml;rl&uuml; ilerleme kaydedemediğimiz siyasi s&uuml;re&ccedil;tir. Sahanın ger&ccedil;eklerini bu şekilde konumlandırmak daha isabetli olacaktır. Zira T&uuml;rkiye&#39;nin, Suriye&#39;nin veya bir başka &uuml;lkenin bir karış toprağında g&ouml;z&uuml; yoktur. &#39;Burası Suriye devletinin, rejiminin topraklarıdır. Tabii ki istediği şekilde buralarda operasyon yapabilir.&#39; arg&uuml;manının bizim a&ccedil;ımızdan da bir ge&ccedil;erliliği olmadığını ifade etmek istiyorum.&quot;</p> <h3>&quot;Askeri g&ouml;zlem noktalarının yerinin değişmesi s&ouml;z konusu değil&quot;</h3> <p>Suriye&#39;de y&uuml;z binlerce insan &ouml;ld&uuml;r&uuml;l&uuml;rken, milyonlarca insan m&uuml;lteci haline gelirken T&uuml;rkiye&#39;nin ya da uluslararası toplumun eli kolu bağlı bir şekilde oturmasının, hi&ccedil;bir şey olmuyormuş gibi davranmasının tasavvur ve tahayy&uuml;l edilemeyeceğini vurgulayan İbrahim Kalın, &quot;Biz burada hem insani hem siyasi manada &uuml;zerimize d&uuml;şen sorumluluğu yerine getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ge&ccedil;en hafta TBMM Grup Toplantısı&#39;ndaki hitabında rejime &ccedil;ok a&ccedil;ık, net bir şekilde mesajlarımızı iletmiştir. Askeri g&ouml;zlem noktalarımız yerlerinin değişmesi s&ouml;z konusu değildir. Buranın korunması ve sivillerin muhafaza edilmesi i&ccedil;in de bu b&ouml;lgeye askeri tahkimat ve sevkiyatımız da devam edecektir.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>Kalın, &quot;Askerlerimize y&ouml;nelik herhangi bir saldırı, taciz s&ouml;z konusu olduğunda ge&ccedil;en haftalarda olduğu gibi bundan sonra da cevabın en sert şekilde verileceğinden kimsenin en ufak bir ş&uuml;phesi yahut teredd&uuml;d&uuml; olmasın.&quot; dedi.</p> <h3>Libya meselesi</h3> <p>Libya meselesinin de bir diğer uluslararası &ouml;nemli konu olduğunu bildiren Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Birleşmiş Milletler &ccedil;atısı altında devam eden Berlin s&uuml;recine bağlılığımızı devam ettiriyoruz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede ge&ccedil;en hafta Dışişleri Bakanımız Mevl&uuml;t Bey&#39;in M&uuml;nih Konferansı marjında ilgili bakanlarla bir takip toplantısı ger&ccedil;ekleşti, kendisi bir&ccedil;ok ikili g&ouml;r&uuml;şmede yaptı. Buradaki duruşumuzla son derece net, uluslararası toplumun ve BM&#39;nin tanıdığı Ulusal Mutabakat H&uuml;k&uuml;meti &ccedil;er&ccedil;evesinde Libya halkının yanında yer almaya devam edeceğiz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede Berlin Konferansı&#39;nda alınan ateşkes ve siyasi, askeri komitelerin toplanması kararlarına da tam destek verdiğimizi ifade etmek istiyorum. Fakat maalesef BM&#39;nin &ouml;nerdiği ve &uuml;lkelerin &uuml;zerinde mutabık kaldığı bu yol haritası, Hafter tarafından her g&uuml;n ihlal edilmeye, delinmeye, sabote edilmeye devam etmektedir.</p> <p>Hafter tarafına halen ve b&uuml;t&uuml;n bu kararlara rağmen askeri yardım devam etmektedir. Orada milis g&uuml;&ccedil;ler, lejyoner g&uuml;&ccedil;ler, paralı askerler farklı isimler altında sahada bu ateşkes s&uuml;recini sabote etmeye devam etmektedirler. Yine Hafter tarafının b&uuml;t&uuml;n Libya&#39;ya, Libya halkına, Libya ekonomisine zarar veren, petrol yataklarını bloke etme durumu da devam etmektedir. Bu hoyrat&ccedil;a tavra, bu haydut&ccedil;a tavra, bu şımarık tavra uluslararası toplumun sessiz kalması elbette d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml;.&quot;</p> <h3>AB&#39;nin Libya&#39;ya silah ambargosunu denetlemesiyle ilgili haberler</h3> <p>Son iki g&uuml;nd&uuml;r Avrupa Birliği&#39;nin Libya&#39;da silah ambargosunun denetlenmesiyle ilgili bir operasyon başlatacağına dair de birtakım haberler &ccedil;ıktığını anımsatan Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Kalın, şu değerlendirmede bulundu:</p> <p>&quot;Burada şu hususun altını da &ccedil;izmemiz gerekiyor; &ouml;ncelikle Birleşmiş Milletler kararlarında a&ccedil;ık ve net bir şekilde ifade edildiği gibi b&ouml;yle bir denetimin ancak BM &ccedil;atısı altında ve Ulusal Mutabakat H&uuml;k&uuml;meti ile istişare ve dayanışma i&ccedil;erisinde yapılması gerekmektedir. Bu bağlayıcı bir kural olarak BM kararlarında yer almaktadır. İkinci &ouml;nemli husus da &ouml;ncelikle bu silahların ve milislerin &uuml;lkeye nereden girdiğine &ccedil;ok net yakından bakılması gerekiyor.</p> <p>Burada da &ouml;zellikle doğu ve g&uuml;ney b&ouml;lgelerinin kontrol altına alınması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Bilinen, malum yerlerden gelen askeri desteğin, silah desteğinin u&ccedil;aklarla gemilerle ayrıca paralı askerlerin ne şekilde geldiğini ve Libya s&uuml;recini askeri ve siyasi s&uuml;reci nasıl baltaladığını da b&uuml;t&uuml;n uluslararası toplum g&ouml;rmektedir. Tabii ki burada &ouml;zellikle BM olsun ilgili &uuml;lkeler olsun komşu &uuml;lkeler olsun Cezayir gibi Tunus gibi ve s&uuml;rece dahil olan diğer &uuml;lkeler olsun artık bu ihlallerin sona erdirilmesi i&ccedil;in gerekli adımları el birliği ile atmak durumundadırlar.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;Vir&uuml;sle m&uuml;cadele konusunda T&uuml;rkiye olarak gerekli tedbirleri aldık&quot;</h3> <p>Toplantıda, koronavir&uuml;s konusunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca&#39;nın sunum yaptığını ifade eden Kalın, bunun konuya ilişkin bug&uuml;ne kadar alınan tedbirler, atılan adımlar ve bundan sonrası ile ilgili kapsamlı bir sunum olduğunu bildirdi.&nbsp;</p> <p>Vir&uuml;sle m&uuml;cadele konusunda T&uuml;rkiye olarak gerekli tedbirleri aldıklarını ve T&uuml;rkiye&#39;de şu ana kadar ciddi bir vaka ile karşılaşılmadığını dile getiren Kalın, bundan sonrası ile ilgili &ouml;ng&ouml;r&uuml;n&uuml;n de tedbirlerin etkili olmaya devam edeceği şeklinde olduğunu belirtti.&nbsp;</p> <p>&Ccedil;in y&ouml;netiminin &ccedil;ok ciddi bir m&uuml;cadele verdiğini, ciddi tedbirler aldığını ve s&uuml;reci &ccedil;ok şeffaf bir şekilde y&ouml;nettiğini ifade eden Kalın, olay ortaya &ccedil;ıktığı andan itibaren &Ccedil;inli makamların iyi bir sınav verdiklerini s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>Koronavir&uuml;s ile m&uuml;cadele konusunda &Ccedil;in h&uuml;k&uuml;metinin yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayan Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bug&uuml;ne kadar maske olsun, tıbbi malzeme olsun diğer alanlarda bildiğiniz gibi &Ccedil;in&#39;e g&ouml;nderdiğimiz birtakım yardımlar oldu. Bunların devamı da gelecek, Cumhurbaşkanımızın direktifiyle talimatıyla &Ccedil;in makamları ile bu konuda yakın bir iş birliği i&ccedil;erisinde olmaya devam edeceğiz.&nbsp;</p> <p>Bu konuda vatandaşlarımızın da soruları olursa herhangi bir soru işaretleri, endişeleri olursa Sağlık Bakanlığımızın ilgili birimleriyle kendileri de derhal temas edebilirler. Umarız bazı tahminlere g&ouml;re pik d&ouml;nemi artık &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki g&uuml;nlerde ger&ccedil;ekleşecek bu vir&uuml;s&uuml;n ve bu vir&uuml;sle m&uuml;cadelenin kısa s&uuml;rede sonu&ccedil;lanmasıdır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede biz T&uuml;rkiye olarak &Ccedil;in ile D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;, diğer paydaşlarla yakın ilişki ve temas i&ccedil;erisinde olmaya devam edeceğiz.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;FET&Ouml; ile m&uuml;cadeleyi sulandırmaya d&ouml;n&uuml;k bir girişim&quot;</h3> <p>Toplantıda, FET&Ouml; ile m&uuml;cadele konusuyla ilgili de bir bahsin ge&ccedil;tiğini ifade eden ve son g&uuml;nlerde FET&Ouml;&#39;n&uuml;n siyasi ayağı başlığı altında devam eden tartışmaları hatırlatan Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:&nbsp;</p> <p>&quot;Baktığınız zaman bu tartışmanın kaynaklandığı yere, tartışıldığı zemine, yaptığı atıflara, birtakım imalara totalde bunun FET&Ouml; ile m&uuml;cadelenin g&uuml;&ccedil;lendirilmesinden ziyade FET&Ouml; ile m&uuml;cadeleyi sulandırmaya d&ouml;n&uuml;k bir girişim olduğu ve bu m&uuml;cadele &uuml;zerinden &ccedil;eşitli siyasi partilerin ve tarafların siyasi rant elde etme peşinde olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. Şunun altını a&ccedil;ık ve net bir şekilde &ccedil;izmekte fayda var, bug&uuml;ne kadar 40 yıllık ge&ccedil;mişi olan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;yle en ciddi, en kapsamlı ve en kararlı m&uuml;cadeleyi bu h&uuml;k&uuml;met vermiştir, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan&#39;ın liderliğindeki ekipler vermiştir, bizzat kendisi bu m&uuml;cadelenin bayraktarlığını yapmıştır, yapmaya da bundan sonra devam edecektir.</p> <p>Bug&uuml;ne kadar ge&ccedil;miş d&ouml;nemlerde 70&#39;li, 80&#39;li, 90&#39;lı, 2000&#39;li yıllarda bu &ouml;rg&uuml;t&uuml;n devletimizin &ccedil;eşitli kurumlarına nasıl sızdığını, vatandaşlarımızı, masum insanları, onların gen&ccedil; &ccedil;ocuklarını nasıl kandırdığını, dini inan&ccedil;, hizmet, ihlas gibi kavramlar altında bu kılıfları kullanarak maalesef &ouml;ncelikle din-i m&uuml;bin-i İslam&#39;a nasıl zarar verdiğini, insanlarımızı nasıl birbirine d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, kutuplaştırdığını hepimiz g&ouml;rd&uuml;k.&quot;</p> <h3>FET&Ouml; ile m&uuml;cadelede el birliği vurgusu&nbsp;</h3> <p>Bu durumun 15 Temmuz&#39;da kanlı bir darbe girişimi ile sonu&ccedil;landığını dile getiren Kalın, &quot;Şimdi burada yapmamız gereken el birliğiyle millet olarak b&uuml;t&uuml;n milletin, T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin b&uuml;t&uuml;n vatandaşlarının d&uuml;şmanı olan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı hep birlikte el birliği i&ccedil;erisinde m&uuml;cadele etmektir. Burada &#39;senin tarafın benim tarafım&#39; tarzı ayrımlara gitmeden bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n izini, eserini, etkisini silecek, ortadan kaldıracak ve bir daha bu topraklarda neşv&uuml;nema bulmaması i&ccedil;in hepimizin el birliği ile hareket etmesi gerekiyor.&quot; diye konuştu.</p> <p>Bu &ccedil;er&ccedil;evede yurt i&ccedil;inde ve yurt dışında bu m&uuml;cadeleyi her safhada ve her satıhta kararlı bir şekilde bundan sonra da y&uuml;r&uuml;tmeye devam edeceklerini vurgulayan Kalın, şunları s&ouml;yledi:</p> <p>&quot;Bundan hi&ccedil; kimsenin en ufak bir ş&uuml;phesi ve teredd&uuml;d&uuml; olmasın. Burada birlik ve beraberlik bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı vereceğimiz en &ouml;nemli cevaptır. Bunun altını da &ouml;zellikle &ccedil;izmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki kararlılığının tam olduğunu da ifade etmek istiyorum. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zaman zaman dediğim gibi bu siyasi ayak veya işte &#39;sen ge&ccedil;mişte bunu yaptın, sen şunu yaptın&#39; tarzı su&ccedil;lamalarla ithamlarla bu m&uuml;cadelenin sulandırıldığını, hedef saptırıldığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Buna da en &ccedil;ok FET&Ouml; ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n mensupları herhalde seviniyorlardır. Dolayısıyla biz burada bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne hi&ccedil;bir şekilde prim vermeden, onları sevindirecek hi&ccedil;bir eylemin i&ccedil;erisinde olmadan tek y&uuml;rek, tek millet olarak bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı kararlı m&uuml;cadelemizi s&uuml;rd&uuml;receğimizi de ifade etmek istiyorum.&quot;</p> <h3>&quot;Bu &ouml;rg&uuml;t T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şmandır, bir kesimine değil&quot;</h3> <p>Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kalın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu&#39;nun Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında dava a&ccedil;tığının hatırlatılması &uuml;zerine, &quot;Tabii ki dava a&ccedil;abilir, yani bu onun bireysel hakkıdır.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>FET&Ouml; ile m&uuml;cadele samimi bir şekilde yapılacaksa bunun siyasi parti, mezhep, meşrep, siyasi g&ouml;r&uuml;ş, ideoloji ayrımı yapılmadan birlik beraberlik i&ccedil;inde hareket edilerek yapılması gerektiğini anlatan Kalın, &quot;&Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu &ouml;rg&uuml;t T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şmandır bir kesimine değil. Ge&ccedil;mişte birtakım &ccedil;evreler bunlarla birtakım ilişkilere girmiş olabilirler, biz bunun &ouml;rneklerini g&ouml;rd&uuml;k. Ge&ccedil;en hafta Cumhurbaşkanımız da bunları a&ccedil;ık, net belgeleriyle g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leriyle hepsini ortaya koydu.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>&quot;Bunları tekrar sunabiliriz, tekrar kendilerine hatırlatabiliriz.&quot; ifadesini kullanan İbrahim Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Bu FET&Ouml; ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; ile m&uuml;cadelede bir zaafa asla d&ouml;n&uuml;şmemelidir. Bakın 17/25 yargı darbe girişimi ve sonrasında yaşananları bir hatırlayın. O s&uuml;re&ccedil;te FET&Ouml;&#39;c&uuml;lerin yanında kimler durdu, kimler onlara sahip &ccedil;ıktı? 15 Temmuz darbe girişimi olana kadar acaba kimler kimlerle... Bu &ccedil;evreler şimdi Cumhurbaşkanımızı eleştiren, AK Parti&#39;yi eleştiren &ccedil;evreler ya da devletin bu konuda zaaf g&ouml;sterdiğini s&ouml;yleyenler acaba ne t&uuml;r gizli, a&ccedil;ık, kapalı g&ouml;r&uuml;şmeler yaptılar? Kimlerle ne t&uuml;r temaslar kurdular? Bunların hepsini tekrar tekrar konuşabiliriz ama burada aslolan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şman olduğu, başkalarının maşası olduğu, başkalarının dizaynını, planını hayata ge&ccedil;irmek i&ccedil;in birer kukla olarak yetiştirildiği, kullanıldığı ger&ccedil;eğini asla g&ouml;zden &ccedil;ıkartmayalım. Bunu dikkate almadığımız zaman bu siyasi polemikler aynı &#39;bu darbe geliyor, T&uuml;rkiye&#39;de darbe olacak&#39; tartışmaları gibi bir hedef saptırmaya d&ouml;n&uuml;ş&uuml;r.&quot;</p> <p>Son g&uuml;nlerde &quot;T&uuml;rkiye&#39;de yeni bir darbe olacak, belli &ccedil;evreler de rahatsızlıklar var&#39; şeklinde konuşmaların yapıldığını anımsatan Kalın, &quot;Ge&ccedil;mişte de bu t&uuml;r şeyler &ccedil;ok denendi ama onlar T&uuml;rkiye&#39;nin vesayet altında yaşadığı d&ouml;nemlerdi. Bir gazete b&ouml;yle bir manşet attığında, &#39;falan &ccedil;evre rahatsız&#39; dediğinde T&uuml;rkiye&#39;de birtakım belli &ccedil;evrelerde hareketlenmeler olurdu. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o vesayet odaklarının elinde g&uuml;&ccedil;ler vardı ama bakın hamdolsun son 16-17 yılda verilen m&uuml;cadele neticesinde artık bu vesayet odakları g&uuml;&ccedil;lerini yitirmiştir. Milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;zerinde hi&ccedil;bir g&uuml;c&uuml;n olmadığını a&ccedil;ık ve net bir şekilde g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r.&quot; ifadesini kullandı.</p> <h3>&quot;T&uuml;rkiye&#39;yi milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;st&uuml;nde g&uuml;&ccedil; tanımayan lider kadrosu y&ouml;netiyor&quot;</h3> <p>Milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;st&uuml;nde başka bir g&uuml;&ccedil; tanımadığını s&ouml;yleyen bir lider ve kadronun şu anda T&uuml;rkiye&#39;yi y&ouml;nettiğine dikkati &ccedil;eken Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:</p> <p>&quot;Dolayısıyla bu vesayet odağı nereden gelirse gelsin, ister FET&Ouml; olsun ister PKK ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; olsun, ister yok ordunun, yargının, b&uuml;rokrasinin, g&uuml;venlik b&uuml;rokrasisinin, iş d&uuml;nyasının, medyanın i&ccedil;erisinde olsun, nerede olursa olsun onlar hedeflerine asla ulaşamayacaklardır. Bu t&uuml;r s&ouml;ylemlerin T&uuml;rkiye&#39;de hedef saptırmak, vesayet odaklarıyla ve ter&ouml;rle m&uuml;cadeleyi sulandırmak, g&uuml;ndemi değiştirmekten başka bir faydası olmayacaktır ama T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin her bir ferdi, T&uuml;rk Milleti olarak bu saptırmalara, bu oyalamalara da asla prim vermeyecektir, bunu da defalarca g&ouml;sterdik.&quot;&nbsp;</p> <p>Milletin, 15 Temmuz gibi ağır bir darbe girişiminden sonra adeta k&uuml;llerinden yeniden canlanarak ayağa kalktığını, o g&uuml;ne kadar uyguladığı projelerin hi&ccedil;birini aksatmadan teker teker hayata ge&ccedil;irmeye devam ettiğini belirten Kalın, 3&#39;&uuml;nc&uuml; k&ouml;pr&uuml;n&uuml;n a&ccedil;ılmasından, Fırat Kalkanı Harekatı&#39;nın 15 Temmuz&#39;dan birka&ccedil; ay sonra hayata ge&ccedil;irilmesine kadar her alanda bunu &ccedil;ok net bir şekilde g&ouml;rd&uuml;klerini s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>S&ouml;zc&uuml; Kalın,şunları kaydetti:</p> <p>&quot;15 Temmuz ile ilgili davalar başladığında ordu i&ccedil;indeki FET&Ouml;&#39;c&uuml; yapılanmalar temizlenmeye başladığında da belli &ccedil;evreler &#39;T&uuml;rkiye artık askeri g&uuml;c&uuml;n&uuml; yitirmiş, NATO i&ccedil;inde eski etkinliğini kaybetmiş bir &uuml;lke haline gelecek &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu kadar işte komutanı, askeri g&ouml;revden aldığınız zaman T&uuml;rkiye askeri anlamda asli g&ouml;revlerini yerine getiremeyecek, T&uuml;rk ordusu zaafa uğrayacak&#39; diye birtakım s&ouml;ylemlerin ileri s&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; de biz g&ouml;rd&uuml;k. Tam tersi oldu, T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri bu t&uuml;r urlardan, bu t&uuml;r hastalıklı yapılardan, zihniyetlerden temizlendik&ccedil;e asli g&ouml;revine d&ouml;nd&uuml;, daha etkin, daha kararlı, sahada netice alan bir silahlı kuvvetler haline geldi, bir ordu haline geldi.&quot;&nbsp;</p> <p>Bunun somut neticelerini Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatları ve PKK ile m&uuml;cadelede g&ouml;rd&uuml;klerini dile getiren Kalın, şu ifadelere yer verdi:</p> <p>&quot;Ge&ccedil;mişe doğru baktığınızda PKK ile m&uuml;cadele olsun, FET&Ouml; ile olsun, DHKP-C, DEAŞ ve benzeri ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleriyle m&uuml;cadelede askeri imkan ve kabiliyetler anlamında &#39;elimizde bir&ccedil;ok imkan bulunduğu halde neden netice alınamıyor&#39; diye sorduğunuzda bu t&uuml;r yapıların i&ccedil;eride ne t&uuml;r kumpaslar kurduklarını, ne t&uuml;r oyalamalar yaptıklarını, siyasi iradenin direktiflerini nasıl boşa &ccedil;ıkarttığını defalarca g&ouml;rd&uuml;k, geriye doğru bunları okuduğunuz zaman. Bunlardan temizlendik&ccedil;e T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri de bug&uuml;n asli g&ouml;revine, misyonuna, vazifesine geri d&ouml;nm&uuml;şt&uuml;r ve &ccedil;ok daha etkin bir şekilde T&uuml;rkiye Cumhuriyeti topraklarını korumak i&ccedil;in gece g&uuml;nd&uuml;z m&uuml;cadele vermektedir.&nbsp;</p> <p>Bug&uuml;n vatandaşlarımız m&uuml;sterih olsunlar. Eğer biz bug&uuml;n şehirlerimizde, T&uuml;rkiye&#39;nin d&ouml;rt bir tarafında, doğusunda batısında, kuzeyinde g&uuml;neyinde g&uuml;ven i&ccedil;erisinde yaşıyorsak bu kahraman askerlerimizin, her kademeden askerimizin, erimizin, komutanımızın verdiği m&uuml;cadele sayesinde olmaktadır. Dolayısıyla bu tezkiye hareketi, bu temizlenme hareketi T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerini de daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; kılmıştır. Dolayısıyla burada bu konuları tartışırken işte &#39;darbe olacak, darbe gelecek, belli &ccedil;evreler rahatsız harekete ge&ccedil;ecekler&#39; t&uuml;r&uuml; s&ouml;ylemler geldiğinde bunların kaynağına bakmak lazım. Kimler tarafından ne şekilde y&ouml;nlendirildiğine bakmak lazım. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti burada 15 Temmuz darbe girişimini p&uuml;sk&uuml;rtm&uuml;ş bir millet olarak bundan sonra kimden hangi saikle gelirse gelsin hi&ccedil;bir darbe girişimine asla prim vermeyecektir. Bunu da net bir şekilde ifade etmek isteriz.&quot;</p> <h3>&quot;Gezi olaylarının T&uuml;rkiye&#39;ye zarar verdiğini asla akıldan &ccedil;ıkarmayalım&quot;&nbsp;</h3> <p>İbrahim Kalın&#39;a, 11&#39;inci Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n bir gazeteye verdiği deme&ccedil;te &quot;Gezi Parkı olayları ile gurur duydum&quot; ifadesini kullandığı, ardından Gezi Davası&#39;nda kararın a&ccedil;ıklandığı, ABD&#39;nin Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğinden de &quot;Davayı yakından takip ettik, kararı memnuniyetle karşılıyoruz&quot; şeklinde değerlendirme yapıldığı belirtilerek, &quot;T&uuml;m bu s&uuml;reci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanı&#39;nın Gezi kararına ilişkin değerlendirmesi oldu mu?&quot; soruları y&ouml;neltildi.&nbsp;</p> <p>Mahkemenin Gezi davasıyla ilgili kararının yargı s&uuml;recinin bir aşamasını teşkil ettiğini aktaran Kalın, bununla ilgili yorum yapmanın doğru olmadığını s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>&quot;Gezi olaylarıyla ilgili işin hukuk, dava ve mahkeme meselelerinin yanında bir kere bir kalkışma olarak bu &uuml;lkeye verdiği zararı da unutmamamız lazım.&quot; diyen Kalın, vandallıktan siyasi kutuplaşmaya, T&uuml;rkiye&#39;nin g&uuml;ndemine birtakım son derece ayrıştırıcı s&ouml;ylemlerin sokulmasına kadar neler yaşandığının hatırlanmasını istedi.&nbsp;</p> <p>Son g&uuml;nlerde Gezi meselesi &uuml;zerinden tarihi, ge&ccedil;mişi yeniden okumaya d&ouml;n&uuml;k birtakım girişimler yapıldığını g&ouml;rd&uuml;klerini ifade eden Kalın, &quot;Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın G&uuml;l, gurur duyabilir. Bu kendi değerlendirmesidir. Bizim a&ccedil;ımızdan bağlayıcı bir tarafı yok. Kendi g&ouml;r&uuml;ş&uuml;d&uuml;r. O d&ouml;nemde de zaten kendisi g&ouml;revdeyken de bu konuyla ilgili birtakım değerlendirmeleri vardı, farklı d&uuml;ş&uuml;nceleri vardı ama geldiğimiz nokta itibarıyla baktığımızda, bir b&uuml;t&uuml;n olarak okuduğunuzda T&uuml;rkiye&#39;nin o d&ouml;nemde &ccedil;ok zor bir s&uuml;re&ccedil;ten ge&ccedil;tiğini ve o s&uuml;recin bir b&uuml;t&uuml;n olarak T&uuml;rkiye&#39;ye zarar verdiğini asla akıldan &ccedil;ıkarmayalım.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n, Hulusi Akar ve kendisi tarafından ziyaret edilmesine ilişkin ifadelerine de değinen Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Şunu ifade edeyim, burada &#39;Geldiler, bizi dinlediler ve gittiler&#39; şeklinde birtakım değerlendirmelerin yapıldığını &uuml;z&uuml;nt&uuml;yle g&ouml;r&uuml;yorum. Yaşanan ger&ccedil;eklik bu değil. Yani daha &ouml;nce de ben bunu s&ouml;ylemiştim, biz oraya kendisi ile olan hukukumuza binaen kimseden herhangi bir talimat ya da direktif almadan gittik, fikir alışverişinde bulunduk. O s&uuml;re&ccedil;, adaylık s&uuml;reci, se&ccedil;im s&uuml;reci, diğer b&ouml;lgesel konularla ilgili uzun g&ouml;r&uuml;şmelerimiz oldu. İki tarafın da g&ouml;r&uuml;şlerini a&ccedil;ık, samimi, d&uuml;r&uuml;st bir şekilde dile getirdiği bir m&uuml;zakere, bir g&ouml;r&uuml;şme, bir ziyaret oldu. Şimdi bunu başka yerlere &ccedil;ekmek, &#39;Geldiler, ben de şunları şunları s&ouml;yledim ve onları g&ouml;nderdim&#39; tarzı bunu ifade etmek, yaşanan ger&ccedil;eklikle uyuşmadığı gibi hukukumuzla da &ccedil;ok bağdaşmamaktadır.&quot;</p> <p>Ziyareti kişisel hukuklarına binaen kaygılarını paylaşmak amacıyla ger&ccedil;ekleştirdiklerine değinen Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bunu o d&ouml;nemde de hatırlarsanız &ccedil;ok başka yerlere &ccedil;ekenler oldu. Yok helikopter bah&ccedil;esine inmiş de &uuml;ltimatom vermişiz de işte gitmişiz, basmışız da falan filan gibi birtakım film senaryoları da yazıldı. İşin hakikati elbette b&ouml;yle değil. Biz o d&ouml;nemde kendi fikrimizce, kanaatimizce, acizane doğru g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z, bildiğimiz şeyleri paylaşmak i&ccedil;in oraya gittik. G&ouml;r&uuml;şlerimizi de ifade ettik. Daha sonra da s&uuml;re&ccedil; zaten bildiğiniz gibi ilerledi. Se&ccedil;im oldu, Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) yeniden cumhurbaşkanı olarak se&ccedil;ildi. Dolayısıyla o tarihi de b&ouml;yle yeniden okuyarak, yeniden inşa ederek bug&uuml;nk&uuml; siyasi konjonkt&uuml;re ya da şimdi kendilerinin yeni yeni giriştikleri siyasi s&uuml;rece uygun hale getirmeye &ccedil;alışmak dediğim gibi bizim a&ccedil;ımızdan hem yaşanan ger&ccedil;eklikle uyum arz etmemektedir hem de bu ilişkiler a&ccedil;ısından daha hassas değerlendirmelerin gerektirdiğini bize hatırlatan bir yaklaşım tarzıdır.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;Bizi bağlayan bir şey değil&quot;</h3> <p>Burhan Kuzu&#39;nun yargı &uuml;zerinde baskı yaptığına dair iddialar sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile g&ouml;r&uuml;ş&uuml;p g&ouml;r&uuml;şmediği, Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın bir tepkisinin olup olmadığı, Cumhurbaşkanlığı b&uuml;nyesinde iddialara ilişkin inceleme yapılıp yapılmadığı sorulan Kalın, Kuzu&#39;nun bu iddiaları reddettiğini hatırlattı.</p> <p>Kuzu&#39;nun sosyal medya &uuml;zerinden cevaplar verdiğini, itirazlarda bulunduğunu, a&ccedil;ıklamalar yaptığını dile getiren Kalın, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Bu tabii doğrudan bizi bağlayan bir şey değil. Bir politika kurulu &uuml;yesi olması hasebiyle buradaki eylemlerini Cumhurbaşkanlığına atfetmek elbette doğru olmaz. Tabii ki ge&ccedil;mişte onun bir siyasi ge&ccedil;mişi de var, milletvekilliği d&ouml;nemi vesaire de var. Bununla ilgili kendi a&ccedil;ıklamalarını kendisi zaten yapıyor. Bununla ilgili de bildiğiniz gibi &#39;yargıya baskı yapıldı mı&#39; diye İstanbul başsavcılığında bir soruşturma başlatıldı. Benim şu anda s&ouml;yleyebileceğim, s&ouml;z yargıda. Hakikat neyse, ger&ccedil;ekler neyse yargı s&uuml;reci sonunda ortaya &ccedil;ıkartılması herkesin menfaatine olacaktır.&quot;</p> <h3>&quot;G&ouml;r&uuml;şmeler devam edecek&quot;</h3> <p>&quot;Rus heyetiyle yapılan İdlib g&ouml;r&uuml;şmelerinde So&ccedil;i Mutabakatının g&uuml;ncellenmesine ilişkin ya da eski sınırlara d&ouml;n&uuml;şe ilişkin bir adım var mıdır? Heyetler arası g&ouml;r&uuml;şmelerde yeni bir tarih olacak mı? Liderlerin bir g&ouml;r&uuml;şmesi olacak mı? İdlib sahasındaki duruma ilişkin T&uuml;rkiye&#39;nin NATO&#39;yu &ccedil;ağırması, NATO ile bir iletişime ge&ccedil;mesi m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;d&uuml;r?&quot; sorularına karşılık Kalın, &quot;Şu ana kadar m&uuml;zakerelerden bizi tatmin edici bir sonu&ccedil; &ccedil;ıkmamıştır. Bize sunulan kağıdı ve haritayı biz kabul etmedik. Aslında &uuml;&ccedil; aşağı beş yukarı ge&ccedil;en hafta Ankara&#39;da bize sundukları kağıt ve harita Moskova&#39;da sundukları. Biz burada da bunu kabul etmeyeceğimizi zaten ifade etmiştik. Tabii ki g&ouml;r&uuml;şmeler devam edecek. Bunları ancak m&uuml;zakere yoluyla &ccedil;&ouml;z&uuml;lecek şeyler. Zaten Astana s&uuml;reci, So&ccedil;i s&uuml;reci bunlar i&ccedil;in var.&quot; dedi.</p> <p>So&ccedil;i Mutabakatının, askeri g&ouml;zlem noktalarının belirlediği sınırların esas kabul edilmesinin ve derhal rejimin Rus destekli saldırılarını sona erdirmesinin kendileri i&ccedil;in belirleyici &ccedil;er&ccedil;eve olduğuna işaret eden Kalın, &quot;Bu genel olarak So&ccedil;i Mutabakatıyla ilgili durum. Tabii bizim askerlerimiz ve sivillerle ilgili de &ccedil;ok hassas bir s&uuml;re&ccedil;ten ge&ccedil;tiğimizi ifade etmek istiyorum. Burada b&uuml;t&uuml;n taraflara - bu anlaşmanın garant&ouml;r&uuml; olan tarafları da dahil ederek s&ouml;yl&uuml;yorum - bizim askerlerimize y&ouml;nelik bir saldırı ger&ccedil;ekleşirse burada, &#39;Kim yaptı, şu mu yaptı, bu mu yaptı&#39; diye bir şeye girmeden gerekli cevap en sert bir şekilde verilecektir. Umarım b&ouml;yle bir durumla karşılaşmak zorunda kalmayız.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>NATO konusundaki sorulara da yanıt veren Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Formel olarak NATO&#39;nun davet edilip edilmemesinden bağımsız olarak burada uluslararası topluma biz &ccedil;ağrımızı yineliyoruz. T&uuml;rkiye&#39;ye sadece teşekk&uuml;r etmek, T&uuml;rkiye&#39;yi takdir etmek, &#39;yaptıklarınızdan dolayı sizi alkışlıyoruz, sizi onaylıyoruz&#39; demek yeterli değildir. İdlib meselesi sadece T&uuml;rkiye&#39;nin meselesi değil. Bug&uuml;n eğer biz bu hattı tutmazsak yarın İdlib&#39;in tamamı gidecektir. 3-3,5 milyona yakın insan orada rejimin insafına bırakılmak durumunda kalacaktır. Biz tabii ki buna m&uuml;saade edemeyiz. &Ouml;te yandan T&uuml;rkiye &uuml;zerindeki m&uuml;lteci baskısının giderek arttığını da not etmemiz gerekiyor.&quot;</p> <p>T&uuml;rkiye&#39;de 4 milyona yakın Suriyeli m&uuml;lteci bulunduğunu anımsatan Kalın, imkan ve kabiliyetler &ccedil;er&ccedil;evesinde onlara her t&uuml;rl&uuml; desteğin verilmeye devam edeceğini anlattı.</p> <p>Bunun temel gerek&ccedil;esinin insani olduğunu dile getiren Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Bizim orada bir siyasi hesabımız yok. Suriye&#39;nin toprağında g&ouml;z&uuml;m&uuml;z yok. Suriye&#39;nin olmayan petrollerini ele ge&ccedil;irmek gibi bir hedefimiz yok. B&ouml;yle bir kaygıyla hareket etmiyoruz. Biz savaştan ka&ccedil;an, varil bombalarından, kimyasal silahlardan ka&ccedil;an bu insanlara g&ouml;n&uuml;llerimizi a&ccedil;tık. Onları şu anda İdlib tarafında korumak i&ccedil;in de elimizden gelen b&uuml;t&uuml;n gayreti g&ouml;steriyoruz, g&ouml;stermeye de devam edeceğiz. Ama d&uuml;nyanın hala bu olup biten karşısında harekete ge&ccedil;memesi tabii ki kabul edilebilir bir şey değil. Aynı sorumluluğu onlar da paylaşmaktadırlar. Bug&uuml;n BM&#39;den gelen ateşkes &ccedil;ağrısı elbette yerinde bir &ccedil;ağrıdır ama bunu sahada kimin uygulayacağı, kimin bunun takibini yapacağı konusu ortada kalmamalıdır. Aksi halde rejim &#39;Demek ki T&uuml;rkiye dışında bu s&uuml;rece yani İdlib ile ilgili saldırılara, sivillerin &ouml;ld&uuml;r&uuml;lmesine kimsenin bir itirazı yok&#39; deyip bundan cesaret alarak bundan sonra da katliamlarına devam edecek demektir.&nbsp;</p> <p>Bu kadar insan &ouml;ld&uuml;, bakın Suriye krizi, &#39;uluslararası toplum siyasi anlamda, insani anlamda, m&uuml;lteciler anlamında ne yaptı&#39; dediğinizde ortada ger&ccedil;ekten y&uuml;z kızartıcı bir tablo var. Yani insan haklarından, insanın onurundan, şerefinden yaşama hakkından vesaireden bahseden Avrupalılar, Batılılar maalesef, &ouml;lenler, &ouml;ld&uuml;r&uuml;lenler, denizlerde donarak ya da boğularak &ouml;lenler Suriyeli olduğunda, Doğulu olduğunda Orta Doğulu olduğunda nedense bu değerlerini bir anda unutuveriyorlar. Şimdi yeni bir kriz kapımızda. Yani bu konuda herhalde uluslararası toplumun &ccedil;ok daha fazla b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;aba i&ccedil;erisinde olması ve rejimi mutlaka bir şekilde durdurması gerekiyor. Biz &#39;illa NATO gelsin, savaş a&ccedil;sın&#39; demiyoruz, &#39;Rusya&#39;yla k&ouml;t&uuml; olalım&#39; demiyoruz ama el birliğiyle rejimin bu ihlallerinin bu ilerlemesinin mutlaka durdurulması gerekiyor.&quot;</p> <h3>&quot;Cumhurbaşkanımız&nbsp;bir risk alarak 50 artı 1 gibi bir &ccedil;ıta koydu&quot;</h3> <p>Kalın, T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nde yapılan kabine toplantısı devam ederken a&ccedil;ıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.</p> <p>11. Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n Cumhurbaşkanlığı H&uuml;k&uuml;met Sistemi ile ilgili a&ccedil;ıklamalarına dair soru &uuml;zerine Kalın, şunları s&ouml;yledi:</p> <p>&quot;Cumhurbaşkanlığı sistemi, parlamenter sistem konusu &ccedil;ok uzun uzun tartışıldı. Sayın G&uuml;l&#39;&uuml;n bu konuda farklı bir g&ouml;r&uuml;ş&uuml; olabilir. Diğer siyasi partilerin de bu konuda farklı değerlendirmeleri olabilir. Demokratik &ccedil;oğunluk ve m&uuml;zakereci demokratik k&uuml;lt&uuml;r i&ccedil;erisinde bunu memnuniyetle karşılarız. Bir tartışma konusudur. Ama bu tartışma yapıldı. Referanduma gidildi ve bu yeni sisteme ge&ccedil;ildi. Kendilerinin ileriye d&ouml;n&uuml;k b&ouml;yle bir d&uuml;ş&uuml;ncesi, b&ouml;yle bir vaadi olabilir. Buna karar verecek olan milletin kendisidir. Cumhurbaşkanımız aslında kendi siyasi geleceği a&ccedil;ısından, kendi siyasi partisinin geleceği a&ccedil;ısından bir risk alarak 50 artı 1 gibi bir &ccedil;ıta koydu. Biz bu sisteme ge&ccedil;tik.&quot;</p> <p>Ardından referanduma gidildiğini ve milletin bu sisteme ge&ccedil;ilmesi y&ouml;n&uuml;nde irade beyan ettiğini hatırlatan Kalın, şu anda T&uuml;rkiye&#39;nin bu sisteme g&ouml;re y&ouml;netildiğini vurguladı.</p> <p>&quot;Dolayısıyla bunu tartışmaya a&ccedil;abilirler. Kendilerinin ileride g&uuml;c&uuml; yeterse b&ouml;yle bir şey de yapabilirler.&quot; diyen Kalın, &quot;Ama milletin konuştuğu, kararını verdiği, iradesini sandıkta yansıttığı, sistemin değiştiği bir d&ouml;nemde tekrar tekrar bu konuyu a&ccedil;mak, &#39;Bundan dolayı T&uuml;rkiye iyi y&ouml;netilmiyor.&#39; gibi birtakım s&ouml;ylemler geliştirmek bizim &uuml;lkemizin siyasi, sosyolojik, toplumsal ger&ccedil;ekleriyle bağdaşmamaktadır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Kalın, hem teorik hem pratik olarak kuvvetler ayrılığının en net şekilde ortaya konulduğu sistemin Başkanlık Sistemi olduğuna değinerek, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Dolayısıyla bu değerlendirmeleri, ilkesel olarak sistemin tartışılmasından ziyade birtakım siyasi arayışların bir devamı niteliğinde g&ouml;r&uuml;yorum. Bu tartışmaları buraya &ccedil;ekmek suretiyle belki kendi siyasi m&uuml;zakere yelpazelerini genişletmeye &ccedil;alışıyor olabilirler. Bizim g&uuml;ndemimizde b&ouml;yle bir sistem değişikliği s&ouml;z konusu değil. Cumhurbaşkanlığı H&uuml;k&uuml;met Sistemi&#39;ne g&ouml;re bu &uuml;lke y&ouml;netilmektedir, millet bu konuda iradesini ortaya koymuştur. Bizim &ccedil;abamız 2023 hedeflerine kenetlenmek suretiyle, bu t&uuml;r suni g&uuml;ndemlerden uzak durarak, 2023 hedeflerine nasıl ulaşabileceğimize dair yoğun bir &ccedil;abanın i&ccedil;erisinde olmaktır. Bizim siyasi, ekonomik, k&uuml;lt&uuml;rel, b&ouml;lgesel, diplomatik hedeflerimizin ne olduğu zaten Cumhurbaşkanımız tarafından en &uuml;st d&uuml;zeyde her fırsatta ifade edilmektedir. Bu hedeflere kenetlenmek suretiyle, bu t&uuml;r suni g&uuml;ndemlerden, asıl meseleyi saptıran konulardan uzak durarak yoğun bir şekilde bu hedeflere kenetlenmiş durumdayız.&quot;</p> <h3>&quot;FET&Ouml;&#39;n&uuml;n T&uuml;rk ordusuna girişi 2000&#39;li yıllarda başlamadı&quot;</h3> <p>Kalın, emekli Genelkurmay başkanlarından Hilmi &Ouml;zk&ouml;k&#39;&uuml;n ordudaki FET&Ouml; mensuplarına y&ouml;nelik değerlendirmeleriyle ilgili soruyu ise şu şekilde yanıtladı:</p> <p>&quot;Elbette o d&ouml;nemde b&ouml;yle bir yasa olmadığı i&ccedil;in uygulama buna g&ouml;re yapılmıştır. Fakat o d&ouml;nemin karmaşık yapısını da tekrar hatırlamakta fayda var. Bir d&ouml;nem biliyorsunuz bu &uuml;lkede hi&ccedil;bir ayrım yapmadan, sadece dini hassasiyetleri olduğu i&ccedil;in yahut dini pratiği olduğu i&ccedil;in bir&ccedil;ok insanın sadece T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerinden değil, bir&ccedil;ok kurumdan atıldığını, ayrımcılığa maruz bırakıldığını, haklarını ellerinden alındığını da hatırlamamız lazım. Dindar diye, eşi kapalı diye, kendisi namaz kılıyor diye, i&ccedil;ki i&ccedil;miyor diye ge&ccedil;mişte bunları yaşadık bu &uuml;lkede. FET&Ouml; bu boşluğu kullanarak orduya da sızmış olabilir ama hatırlayın, FET&Ouml;&#39;n&uuml;n T&uuml;rk ordusuna girişi 2000&#39;li yıllarda başlamadı, AK Parti d&ouml;neminde başlamadı. Bu ta 70&#39;li yıllarda başladı, 80&#39;li yıllarda başladı. Şimdi b&uuml;t&uuml;n bu s&uuml;reci g&ouml;zardı edip, konuyu bir şekilde AK Parti&#39;ye, Cumhurbaşkanımıza bağlamak da gene tarihi ger&ccedil;eklerle bağdaşmıyor. O d&ouml;nemde belli komuta kademelerine gelen askerler 2 yılda mı geldiler oraya, 3 yılda mı geldiler? Askeri okullara girdiler, buralarda eğitimler aldılar, o hiyerarşi i&ccedil;erisinde y&uuml;kselerek kıdem kazandılar.&quot;</p> <h3>FET&Ouml; yapılanması&nbsp;</h3> <p>Ordudaki FET&Ouml; yapılanmasının 3-5 yılda değil, 20-30 yılda ger&ccedil;ekleştiğine dikkati &ccedil;eken Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;O d&ouml;nemde irticayla m&uuml;cadele başlığı altında dindar insanlara d&ouml;n&uuml;k &ccedil;ok ağır baskıların uygulandığını hepimiz g&ouml;rd&uuml;k. Sadece dindar insanlara karşı da değil, o d&ouml;nemki devlet aklının, devlet zihniyetinin d&uuml;şman olarak g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;, b&ouml;l&uuml;c&uuml;, ayrımcı, gerici vesaire diye g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; her kesime karşı. Kimi dini gruplara kimi etnik gruplara kimi siyasi gruplara karşı &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k baskıların yapıldığı d&ouml;nemler de oldu. İnsanların en temel vatandaşlık haklarının ellerinden alındığı zamanlar da yaşandı. Bu irticayla m&uuml;cadele başlığı altında o d&ouml;nemde de y&uuml;r&uuml;t&uuml;len birtakım faaliyetler vardı ama o başlık altında bir s&uuml;r&uuml; masum insanın da haksızlığa uğradığını biz pek &ccedil;ok defa g&ouml;rd&uuml;k. Dolayısıyla bu fotoğrafı bir b&uuml;t&uuml;nl&uuml;k i&ccedil;erisinde okumamız gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Yani birisinin kendi ana dilini konuştu diye b&ouml;l&uuml;c&uuml; ilan edildiği d&ouml;nemler oldu, dinini yaşıyor diye gerici vesaire diye ilan edildiği d&ouml;nemler de oldu. Hamdolsun geride kaldı. Bug&uuml;n T&uuml;rkiye&#39;de kimse dini inancından, etnik k&ouml;keninden, konuştuğu dilden, yaşam tarzından, siyasi g&ouml;r&uuml;ş&uuml;nden, geldiği b&ouml;lgeden dolayı ne bir kovuşturmaya uğrayabilir ne bir ayrımcılığa tabi tutulabilir. Bunun karşısında &ouml;nce devlet sonra bu milletin akıl ve vicdan sahibi b&uuml;t&uuml;n bireyleri dimdik dururlar ve hamdolsun bu d&ouml;nemde b&ouml;yle olmuştur. Bu konuda da bizim en ufak bir teredd&uuml;t&uuml;m&uuml;z&uuml;n bundan sonra da olmayacağını tekrar ifade etmek isterim.&quot;</p> <h3>&quot;Lavrov&#39;a eksik ya da yanlış bilgi verilmekte&quot;</h3> <p>Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov&#39;un İdlib ile ilgili T&uuml;rkiye&#39;ye y&ouml;nelik s&ouml;zlerinin anımsatılması &uuml;zerine Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:</p> <p>&quot;Sayın Lavrov&#39;un a&ccedil;ıklamaları sahadaki ger&ccedil;eklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan a&ccedil;ıklamalar. Bunları ge&ccedil;en hafta gelen Rus heyetiyle de haritalar &uuml;zerinden a&ccedil;ık ve net şekilde konuştuk. Belli ki Sayın Bakan&#39;a eksik ya da yanlış bilgi verilmektedir. Şimdi onların iddiası, burada bunu da tavzih etmek isterim. &Ouml;zellikle Hmeymim&#39;de bulunan Rus askeri &uuml;slerine d&ouml;n&uuml;k saldırıların olduğu şeklinde. Bize birtakım rakamlar veriyorlar, şu kadar saldırı oldu, bu kadar drone saldırısı oldu. Biz onlara iki tane temel soru soruyoruz, bir, bu saldırılarda &ouml;len var mı? Yok. İki, bu saldırılar Hmeymim b&ouml;lgesine geliyorsa siz neden Halep&#39;in doğusunda ve hemen Halep&#39;in g&uuml;neyinde bu kadar b&uuml;y&uuml;k askeri operasyon yapıyorsunuz?&quot;</p> <p>Hmeymim&#39;in İdlib&#39;in g&uuml;neybatısında olduğuna işaret eden İbrahim Kalın, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:&nbsp;</p> <p>&quot;Bizim kuşatma altına alınan, taciz ateşine maruz kalan askeri g&ouml;zlem noktalarımız ise İdlib&#39;in g&uuml;neydoğusunda. Arada &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k mesafe var. Rejimin son 6-8 aydır devam eden askeri harekatının &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir kısmı da Hmeymim b&ouml;lgesinde. Yani İdlib&#39;in g&uuml;neybatısında değil İdlib&#39;in g&uuml;neydoğusunda ve &ouml;zellikle de kuzeye doğru Halep b&ouml;lgesinde ger&ccedil;ekleşiyor. Buradan Hmeymim&#39;e herhangi bir saldırı vesaire s&ouml;z konusu değil. Bunu bir bahane olarak kullandıkları &ccedil;ok a&ccedil;ık anlaşılıyor. Bunu daha &ouml;nce de kendilerine s&ouml;yledik. Bu konuda uyarılarımızı da yaptık. Tekrar ediyorum, oradaki durumun korunması i&ccedil;in So&ccedil;i mutabakatına derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Biz askeri g&ouml;zlem noktalarımızı bulundukları yerlerde muhafaza etmeye devam edeceğiz, onları sevkiyat ile tahkimat ile g&uuml;&ccedil;lendirmeye de devam edeceğiz. Burada ter&ouml;ristlerin korunması, ter&ouml;ristlerin bizim askeri g&ouml;zlem noktalarımızı kullanarak Rus g&uuml;&ccedil;lerine bir saldırı yapması s&ouml;z konusu değildir. Bunu &ccedil;ok a&ccedil;ık ve net s&ouml;yl&uuml;yorum. Oradaki harekat, rejimin yaptığı bu ihlaller sadece ve sadece daha fazla grupların radikalleşmesine, radikal olanların ter&ouml;rize olmasına hizmet edecektir. Bu ger&ccedil;eği de g&ouml;zden ka&ccedil;ırmasınlar. B&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya da orada olup biteni a&ccedil;ık ve net şekilde g&ouml;r&uuml;yor.&quot;</p> <h3>Gazetecilerin yıpranma hakkı &ccedil;alıştayda konuşulacak</h3> <p>Kalın, Anayasa Mahkemesinin gazetecilerin yıpranma hakkını kaldıran kararıyla ilgili soruya, şu yanıtı verdi:</p> <p>&quot;Bu &ccedil;er&ccedil;evede Bakanlık tabii ki bir &ccedil;alışma yapacak. &Ouml;zellikle ve basın meslek mensuplarının haklarının iyileştirilmesi konusunda İletişim Başkanlığımızın 1-2 hafta i&ccedil;erisinde bir &ccedil;alıştayı olacak. İlgili b&uuml;t&uuml;n tarafları, paydaşları bir araya getirerek, bu konuyu detaylı şekilde ele alacak. Aile, &Ccedil;alışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımızla da konuştum. Bu konuda bir &ccedil;alışma yapacaklar. Basın mensuplarının herhangi hak mağduriyetine uğramaması i&ccedil;in neler yapılabilir, bunları da detaylı şekilde g&ouml;r&uuml;şecekler. Yani &ouml;n&uuml;m&uuml;zde bir zaman dilimi var. Umarım bu s&uuml;re i&ccedil;erisinde hem gazetecileri hem işverenleri hem kamuoyunu tatmin edici bir &ccedil;&ouml;z&uuml;me ulaşmak m&uuml;mk&uuml;n olacaktır.&quot;</p> <p>Libya&#39;da Hafter g&uuml;&ccedil;lerinin d&uuml;n Trablus&#39;a y&ouml;nelik roketli saldırısının toplantıda g&uuml;ndeme gelip gelmediğinin sorulması &uuml;zerine Kalın, &quot;Bu konu g&uuml;ndeme geldi. Bir taciz ateşi oldu. İsabetsiz bir atıştı. Derhal misliyle ve fazlasıyla karşılık verildi. Bu d&uuml;n gece ger&ccedil;ekleşen bir hadise, o y&uuml;zden bizim karşılık vermemizden sonra da durumun son derece sakin olduğunu ifade edebiliriz.&quot; cevabını verdi.</p>