Doç. Dr. Öcal: Türkiye veremle savaşta galip

<p>İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri &Uuml;niversitesi G&uuml;lhane Tıp Fak&uuml;ltesi &Ouml;ğretim &Uuml;yesi G&ouml;ğ&uuml;s Hastalıkları Uzmanı Do&ccedil;. Dr. Nesrin &Ouml;cal, T&uuml;rkiyeʹnin veremle savaşta &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ilerleme kaydettiğini belirterek, ˮYani ʹT&uuml;rkiye veremle olan savaşta galipʹ diyebiliriz. Son 10 yılda Sağlık Bakanlığımıza bağlı Tüberküloz Dairesi Başkanlığı ve b&uuml;nyesindeki Verem Savaş Dispanserlerinin &ouml;zverili &ccedil;alışmaları sayesinde t&uuml;berk&uuml;loz sıklığı pek &ccedil;ok gelişmiş Avrupa &uuml;lkesi ile benzer bir seviyeye d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.ˮ dedi. </p><p>D&uuml;nya T&uuml;berk&uuml;loz Haftası dolayısıyla AA muhabirinin sorularını yanıtlayan &Ouml;cal, insanlık tarihinde en b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&uuml;mc&uuml;l salgınlara neden olan t&uuml;berk&uuml;lozun (verem) g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde etkili ila&ccedil;ların keşfiyle eskisi kadar korkutucu olmaktan &ccedil;ıktığını s&ouml;yledi. </p><p>ˮEskiden ʹince hastalıkʹ olarak da bilinen t&uuml;berk&uuml;loz, mycobacterium tuberculosis isimli bir mikrobun sebep olduğu bir hastalıktır.ˮ diyen &Ouml;cal, verem mikrobunun hasta kişiden diğer insanlara sıklıkla hava yoluyla yayılarak v&uuml;cutta yeni enfeksiyon odakları oluşturduğunu, en &ccedil;ok akciğer enfeksiyonu oluşturmakla beraber, kalp zarı, santral sinir sistemi, g&ouml;z, sindirim, &uuml;reme sistemleri, kemikler gibi pek &ccedil;ok organda ortaya &ccedil;ıkabildiğini anlattı. </p><p>Do&ccedil;. Dr. &Ouml;cal, veremin t&uuml;m d&uuml;nyadaki etkili verem savaş &ccedil;alışmalarına rağmen &ouml;nemini koruduğuna işaret ederek, D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n (DS&Ouml;) yıllık t&uuml;berk&uuml;loz raporuna g&ouml;re veremin, d&uuml;nyadaki t&uuml;m &ouml;l&uuml;m nedenleri i&ccedil;inde hala ilk 10 hastalık arasında yer aldığını, ayrıca tek bir enfeksiyon etkenine bağlı &ouml;l&uuml;mler i&ccedil;inde AIDSʹin bile &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;erek birinci sırayı işgal ettiğini dile getirdi. </p><p>&Ouml;cal, ˮBildirimi zorunlu olan bu hastalığa d&uuml;nya genelinde her yıl milyonlarca yeni hasta eklenmektedir. Rakamlara bakacak olursak DS&Ouml; verilerine g&ouml;re 2017ʹde d&uuml;nyada 1 milyonu &ccedil;ocuk olmak &uuml;zere 10 milyon yeni t&uuml;berk&uuml;loz hastası bildirilmiştir. Aynı yıl yaklaşık 1,6 milyon kişi ise t&uuml;berk&uuml;loz nedeniyle &ouml;lm&uuml;şt&uuml;r.ˮ diye konuştu. </p><p>Verem konusunda T&uuml;rkiyeʹdeki durumu da değerlerine &Ouml;cal, şu bilgileri verdi:</p><p>ˮT&uuml;rkiye veremle savaşta &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k ilerleme kaydetmiştir. Yani T&uuml;rkiye veremle olan savaşta galip diyebiliriz. Son 10 yılda Sağlık Bakanlığımıza bağlı Tüberküloz Dairesi Başkanlığı ve b&uuml;nyesindeki Verem Savaş Dispanserlerinin &ouml;zverili &ccedil;alışmaları sayesinde t&uuml;berk&uuml;loz sıklığı pek &ccedil;ok gelişmiş Avrupa &uuml;lkesi ile benzer bir seviyeye d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. T&uuml;rkiyeʹde 2006ʹdan beri hastalar Doğrudan G&ouml;zetimli Tedavi Stratejisi ile tedavi edilmektedir. Yani hastaların t&uuml;berk&uuml;loz ila&ccedil;larını kullanmaları &uuml;cretsiz olarak uygulanan g&uuml;nl&uuml;k ila&ccedil; desteği ile sağlanmaktadır. B&ouml;ylece hem hasta ilacına kolayca ve &uuml;cretsiz ulaşabilmekte hem de hekim hastanın ilacı i&ccedil;tiğini g&ouml;zlemlemiş olmaktadır. </p><p>Zaten bildirimi zorunlu olan bu hastalıktaki en &ouml;nemli savaş stratejisi olan bulaştırıcılığa engel olmak ve etkili bir tedaviyle diren&ccedil;li hastalığın &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilmek noktasında &ccedil;ok &ouml;nemli bir adım atılmıştır. Sağlık Bakanlığımız veremle savaş konusundaki kararlılığını 2018ʹde bir adım daha &ouml;teye g&ouml;t&uuml;rerek tedavisine d&uuml;zenli devam eden ihtiya&ccedil; sahibi verem hastalarına aylık maaş uygulaması başlattı. Bu sayede hasta uyumu artmış oldu. Ayrıca tedavisi sırasında &ccedil;alışamayan hastalara da ekonomik a&ccedil;ıdan destek sağlanmış oldu. T&uuml;m bu &ouml;zverili &ccedil;alışmaların meyvesi de T&uuml;rkiyeʹde t&uuml;berk&uuml;loz g&ouml;r&uuml;lme sıklığındaki belirgin d&uuml;ş&uuml;ş oldu.ˮ</p><p>Do&ccedil;. Dr. Nesrin &Ouml;cal, T&uuml;berk&uuml;loz Daire Başkanlığı tarafından her yeni yılın başında ˮT&uuml;rkiyeʹde Verem Savaşı Raporuˮ yayınladığını dile getirerek, son olarak bu yılın başında 2018ʹe ait raporun yayınlandığını, raporda, 2017 t&uuml;berk&uuml;loz kontrol faaliyetlerinin, 2016 t&uuml;berk&uuml;loz hasta verilerinin, 2015 t&uuml;berk&uuml;loz hastalarının tedavi sonu&ccedil;larının yer aldığını belirtti. </p><p>Rapora g&ouml;re 2005ʹte 100 bin kişide 29,4 olan t&uuml;berk&uuml;loz hasta sıklığının 2016ʹda 100 binde 15,3ʹe gerilediğini, bu azalmanın DS&Ouml;ʹn&uuml;n veremle m&uuml;cadelede hedef g&ouml;sterdiği değerlere doğru hızla ilerlendiğinin bir kanıtı olarak kabul edildiğini vurgulayan &Ouml;cal, ş&ouml;yle devam etti:</p><p>ˮDiğer yandan t&uuml;berk&uuml;loz tamamen ortadan kalkana kadar hala toplum sağlığı i&ccedil;in bir tehdit oluşturmaktadır. Hem bağışıklık baskılayıcı tedavi y&ouml;ntemlerinin yaygınlaşması hem de k&uuml;reselleşen d&uuml;nyada T&uuml;rkiyeʹnin de y&uuml;ksek t&uuml;berk&uuml;loz riski olan &uuml;lkelerden g&ouml;&ccedil;ler alması nedeniyle bu konu halen &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem arz etmektedir. Bu sebeple verem ile m&uuml;cadelede toplumun risk fakt&ouml;rlerini, hastalığın yayılım şekilleri ve bulgularını iyi bilmesi &ouml;nemlidir.ˮ</p><p>T&uuml;rkiye genelinde her &uuml;&ccedil; kişiden birinin t&uuml;berk&uuml;loz mikrobuyla hayatının bir d&ouml;neminde temas ettiğinin bilindiğini ifade eden &Ouml;cal, t&uuml;berk&uuml;lozla m&uuml;cadelenin en &ouml;nemli noktasının bulaştırıcılığın &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ilmesi olduğunu s&ouml;yledi. </p>İlk basamak aşılama<p>&Ouml;cal, bir t&uuml;berk&uuml;loz hastasına tanı konulup uygun tedavi başladıktan yaklaşık 3 hafta sonra bulaştırıcılığın b&uuml;y&uuml;k oranda ortadan kalktığını anlatarak, verem bulgularına ilişkin şu bilgileri verdi:</p><p>ˮ&Uuml;&ccedil; haftadan uzun s&uuml;ren &ouml;ks&uuml;r&uuml;k, kan t&uuml;k&uuml;rme, y&uuml;ksek ateş, geceleri &ccedil;amaşır değiştirecek kadar &ccedil;ok olan terleme, iştahsızlık ve kilo kaybı, yorgunluk, halsizlik gibi şikayetleri olan hastaların mutlaka bir g&ouml;ğ&uuml;s hastalıkları uzmanına başvurmaları gerekir. Eğer bireyin yaşadığı evde, &ouml;ğrenciyse sınıfında, askerse kışlasında t&uuml;berk&uuml;loz tanısı konulan bir hasta varsa bu bulgular olmasa bile yaşadıkları semtteki Verem Savaş Dispanserinde temaslı muayenesini yaptırması gerekmektedir. Bebekler ve &ccedil;ocuklar, yaşlı insanlar, v&uuml;cut direncini d&uuml;ş&uuml;ren kanser, şeker, kronik b&ouml;brek hastalığı gibi sorunları olanlar, HIV/AIDS hastaları, ağır beslenme bozukluğu ve d&uuml;ş&uuml;k v&uuml;cut ağırlığı olanlar, uzun s&uuml;reli bağışıklık baskılayıcı ila&ccedil; kullanımı s&ouml;z konusu olan bireyler riskli grupta yer almaktadır.ˮ</p><p>Do&ccedil;. Dr. Nesrin &Ouml;cal, t&uuml;berk&uuml;loz ş&uuml;phesi oluşan kişilerde akciğer filmiyle bulguların araştırıldığını, kesin tanı i&ccedil;in balgamda t&uuml;berk&uuml;loz mikrobunun araştırılması i&ccedil;in test yapıldığını dile getirdi. </p><p>ˮVerem ile m&uuml;cadelede ilk basamak aşılamadır. Sağlık Bakanlığı, ilk 2 ayını tamamlamış yani 3. ayına girmiş t&uuml;m sağlıklı bebeklere BCG aşısının yaptırılmasını &ouml;nermektedir.ˮ diyen &Ouml;cal, hastalıktan korunmak i&ccedil;in yaşanılan ortamların bol g&uuml;neş ışığı almasına ve iyi havalanmasına dikkat edilmesi gerektiğini, teşhis alan hastalara temas edenlerin Verem Savaş Dispanserine başvurmasını, bağışıklık baskılayıcı tedavi uygulananların da verem taramalarını ve kontrollerini d&uuml;zenli yaptırmaları gerektiğini &ouml;nerdi.</p>