Karadağlı kadınlar iğne oyasını sevdi

<h6>Karadağ</h6> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;"> <p>Yunus Emre Enstit&uuml;s&uuml;&nbsp;tarafından&nbsp;Karadağ&#39;ın başkenti&nbsp;Podgorica&#39;da a&ccedil;ılan&nbsp;iğne oyası el sanatı kursu&nbsp;ilgi g&ouml;r&uuml;yor.</p> <p>Yunus Emre Enstit&uuml;s&uuml; ile Ankara Nallıhan Belediyesi iş birliğinde şubat ayının sonunda başlayan kursa katılan Karadağlı kadınlar, unutulmaya y&uuml;z tutmuş iğne oyası geleneğini &ouml;ğrenme ve yaşatma imkanı buluyor.</p> <p>Ge&ccedil;mişte Balkan &uuml;lkelerinde de yaygın şekilde yapılan ancak zaman i&ccedil;inde unutulan bu gelenek, Podgorica Yunus Emre Enstit&uuml;s&uuml;nde başlatılan kurs sayesinde gelecek nesillere de taşınacak.</p> <p>Kursun T&uuml;rkiye&#39;den gelen eğitmeni H&uuml;seyin Tiril, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, ipek iğne oyası geleneğinin Nallıhan&#39;a ait olduğunu s&ouml;yleyerek, 1864&#39;te ilk ipek iğne oyalarının koza b&ouml;ceğinden yapıldığını anlattı.</p> <p>Nallıhanlı kadınların 2000&#39;li yıllarda sandıklarından &ccedil;ıkardıkları eserleri, takıya d&ouml;n&uuml;şt&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; kaydeden Tiril, her takının ve yemeninin bir hikayesi olduğunu s&ouml;yledi.</p> <p>Tiril, &quot;En &ouml;nemli eserlerimizden bir tanesi de ipek biber oyasıdır. Biber oyası gelinle kaynananın &ccedil;atışmasını anlatır. Ana y&uuml;reği, evinden &ccedil;ıkan gelinlerin hikayesini anlatır. &Uuml;z&uuml;m oyası evin tatlılığını, papatya oyası mutluluğu, menekşe oyası ise m&uuml;jdeyi anlatır.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <h3>Kursiyerler memnun</h3> <p>Kursa katılan Karadağlı kadınlar ise daha &ouml;nce de nakış işleriyle uğraştıklarını ancak b&ouml;yle bir tekniği daha &ouml;nce kullanmadıklarını belirterek, kursun kendileri i&ccedil;in &ccedil;ok faydalı olduğunu dile getirdi.</p> <p>Kursiyerlerden Hajrija Lacevic, yeni bir teknikle tanışmış olmanın mutluluğunu yaşadığını kaydederek, &quot;Uzun zamandır el işi yapıyorum ama bug&uuml;ne kadar b&ouml;yle bir teknikle karşılaşmamıştım. Biraz zorlansam da bir şeyler &ouml;ğrenmeyi başardığımı s&ouml;yleyebilirim.&quot; dedi.</p> <p>Balkanlar&#39;da daha &ouml;nce benzer bir tekniğin kullandığını anlatan Lacevic, &quot;Bu teknik, kursta &ouml;ğrendiğimiz teknikten tamamen farklıydı. Burada &ouml;ğrendiklerim sayesinde &ccedil;ocuklarıma, gelinlerime, torunlarıma bir şeyler &ouml;rebileceğim, bu da beni mutlu ediyor.&quot; dedi.</p> <p>Marina Zizic de &ouml;ğrendikleri yeni tekniğin kendisi i&ccedil;in biraz zor olduğunu belirterek, &quot;Umarım &ouml;ğrenmeyi başarırım. Bu teknikle farklı, pratik ve g&uuml;zel takılar yapılabiliyor.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <p>Bu arada, kursiyerlerin kurs boyunca yaptıkları iğne oyalarının, kurs bitiminde Podgorica Yunus Emre Enstit&uuml;s&uuml;&#39;nde sergilenmesi planlanıyor.</p> </div>