Kırım Tatarları'nın at sevgisi nesilden nesle aktarılıyor

<h6>Konya</h6> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;"> <p>Konya&#39;nın Saray&ouml;n&uuml; il&ccedil;esine bağlı Konar Mahallesi&#39;nde yaşayan&nbsp;Kırım Tatarları, anayurtlarından getirdikleri bir&ccedil;ok geleneği yaşatmanın yanında atlara olan bağlılıklarıyla da dikkati &ccedil;ekiyor.</p> <p>Osmanlı&#39;nın Kırım&#39;dan &ccedil;ekilmesinin ardından&nbsp;&Ccedil;arlık Rusya&#39;sı&nbsp;tarafından 1903&#39;te s&uuml;rg&uuml;n edilen Kırım Tatarları, 116 yıldır yaşadıkları Konar Mahallesi&#39;nde, geleneklerine sahip &ccedil;ıkıyor.</p> <p>Sultan İkinci Abd&uuml;lhamid tarafından Saray&ouml;n&uuml; il&ccedil;esinin 6 kilometre doğusunda d&uuml;zenli bir imar planına g&ouml;re inşa ettirilen k&ouml;yde yaşayan Kırım Tatarları; k&uuml;lt&uuml;rlerini, dillerini, yemeklerini, adetlerini, gelenek ve g&ouml;reneklerini nesilden nesle aktarıyor.</p> <p>Ana ge&ccedil;im kaynakları tarım ve hayvancılık olan, bunun yanı sıra motorlu taşıtlar yaygınlaşıncaya kadar uzun yıllar Tuz G&ouml;l&uuml;&#39;nden Saray&ouml;n&uuml; Tren İstasyonu&#39;na atlarla tuz taşıyan Kırım Tatarları, b&ouml;lgede uzun yıllar taşımacılık g&ouml;revini &uuml;stlendi.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/40b5e6df-807a-4c96-8fee-5e91cbea23a3/20192FNisan2Flove.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>K&uuml;lt&uuml;rlerinde &ouml;nemli yer tutan atlarla sıkı bağlarını koruyan Kırım Tatarları, halen g&uuml;ndelik işlerinde bu y&uuml;k hayvanlarını kullanmaya devam ediyor.</p> <p>Mahallenin gen&ccedil;leri de boş zamanlarında mahalleyi &ccedil;evreleyen geniş meralarda at koşturarak vakit ge&ccedil;iriyor.</p> <p>Konar mahallesinde yaşayan 59 yaşındaki Kırım Tatarı Necdet Demirkaya, AA muhabirine yaptığı a&ccedil;ıklamada, atların, k&uuml;lt&uuml;rlerinde &ccedil;ok &ouml;nemli bir yer tuttuğunu s&ouml;yledi.</p> <p>Atalarının 93 harbinden sonraki s&uuml;re&ccedil;te s&uuml;rg&uuml;n edildiğini anlatan Demirkaya, &quot;S&uuml;rg&uuml;nde insanlarımızın bir b&ouml;l&uuml;m&uuml; Sibirya&#39;ya gitmiş. &Ccedil;oğu da T&uuml;rkiye&#39;ye gelmiş. Biz atı &ccedil;ok severiz. Orta Asya&#39;dan gelen geleneklerimize g&ouml;re hep koyun ve&nbsp;at&nbsp;beslemiştir Kırımlılar. Tarım ve hayvancılığa elverişli olduğu i&ccedil;in, atlarımızı bize en uygun yapıda olan İ&ccedil; Anadolu&#39;ya getirmişler.&quot; diye konuştu.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/40b5e6df-807a-4c96-8fee-5e91cbea23a3/20192FNisan2FsadC4B1k.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <h3>&quot;Tatarlar vatana sadık insanlardır&quot;</h3> <p>Demirkaya, atalarının s&uuml;rg&uuml;nde b&uuml;y&uuml;k acılar ve kayıplar yaşamasına rağmen, geldiklerinde vatan m&uuml;dafaasından geri durmadıklarını ifade ederek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Birinci D&uuml;nya Savaşı&#39;nda dedelerimiz Yemen&#39;e gitmiş. Benim dedem de 16 sene Yemen&#39;de hizmet yapmış. 6 sene İngilizlerin esiri kalmış. Nerede savaş, baskın, zul&uuml;m varsa Osmanlı askeriyle ve Cumhuriyet tarihinde Atat&uuml;rk&#39;&uuml;n askeriyle hep savaşlara gitmişler. &#39;Biz g&ouml;&ccedil;men geldik, harbe gitmeyiz&#39; dememişler. Tatarlar vatana sadık insanlardır.&quot;</p> <p>Kendilerini karakter olarak da atlara &ccedil;ok benzettiklerini vurgulayan Demirkaya, &quot;At &ccedil;ok temiz, asil bir hayvandır. Sahibine &ccedil;ok sadıktır. Kirli su i&ccedil;mez. Yerini temizler. Koşumdan &ccedil;ıkardıktan sonra terini kurutmak i&ccedil;in d&ouml;kt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z g&uuml;breye, k&uuml;le gider terini s&uuml;rter, &ccedil;ırpınır, tertemiz olur.&quot; dedi.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/40b5e6df-807a-4c96-8fee-5e91cbea23a3/20192FNisan2Fbeyaz.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <h3>&quot;K&ouml;y&uuml;m&uuml;z&uuml;n &ccedil;ayırlığı attan ge&ccedil;ilmezdi&quot;</h3> <p>Mahalledeki at sayısı son d&ouml;nemde azalsa da gen&ccedil;lerin bu sevgiyi devam ettirdiğini dile getiren Demirkaya, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;&Ccedil;ocukluğumuzda k&ouml;y&uuml;m&uuml;z&uuml;n &ccedil;ayırlığı attan ge&ccedil;ilmezdi. K&ouml;y&uuml;m&uuml;zde 80 hane varsa 100, 150 at vardı. Atlarımızı alnından &ouml;perdik, severdik, kucaklardık. Y&uuml;z&uuml;m&uuml;z&uuml; y&uuml;z&uuml;ne s&uuml;rerdik. Hayvanı ne kadar seversen, o da o kadar yakın olur. Herkes at arabalarını koşardı. Atların dizginlerine, at arabalarının tekerlerine, mendiller, eşarplar takılırdı. Atların kuyruklarını topuz yaparlar, her tarafını s&uuml;slerlerdi. Atalarımız gibi gen&ccedil;lerimizin de atlara karşı b&uuml;y&uuml;k sevgisi var. Gen&ccedil;lerimiz o sevgiyi devam ettirmeye &ccedil;alışıyor. Atlar bizim i&ccedil;in bağımsızlık ve &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k simgesidir. Ata binmek insana cesaret verir. Atın şahlanışı insanı daha y&uuml;rekten heyecanlandırır. İnsan kendini &ouml;zg&uuml;r hisseder.&quot;</p> </div>