kısa adı CEDAW olan “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi”nin de ele alınmasının zamanı gelmedi

Türkiye ÂİLE Meclisi Türkiye Aile Birliği Basın Bülteni İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesinden sonra kısa adı CEDAW olan “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi”nin de ele alınmasının zamanı gelmedi mi? Ve elbette Toplumsal Cinsiyet Adaleti/Eşitliği Eşcinsellik projeleri durdurulmalı ve sapkınlığı savunan casusluk ifsat faaliyetleri yapan STK'lar kapatılmalı, 6284 sayılı yasa da ıslah edilmeli Nedenini açıklayalım, müsaadenizle… Avrupa Birliği EBRD Avrupa Yatırım Kalkınma Bankası eliyle Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Adaleti veya Eşitliği maskesiyle eşcinsellik teşvikleri için 11,5 milyar EURO fon ayırmış ve bu fonu Koç Ford üzerinden Fatma Şahin'in başkanı olduğu Türkiye Belediyeler Birliği eliyle ifsat hareketlerini fonlayacak... Ankara'daki feminist terör örgütlerine 22 milyon USD folar fon geldiğini İçişleri bakanımız Süleyman Soylu açıkladı.. (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM), güya kadın haklarının ilerletilmesi için 4,5 milyon Avro (yaklaşık 50 milyon TL) destek olmaya karar vermiş. AB’nin ve BM’nin Türkiye’nin gelişmesi ve büyümesi için bugüne kadar bir adım atmadığı/atmayacağı gerçeğinden yola çıkarak; * "Kadın için Aile tehdittir" açıklamadı yapan Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women-BM Kadın Birimi) ve Avrupa Birliği’nin mali desteği ile üç yıl sürecek yeni bir proje bu. * Şu açık; toplumu ifsad çalışmalarından biri olan, "Toplumsal Cinsiyet Adaleti" cilalamasıyla “Toplumsal cinsiyet eşitliği” temel hedeflerden biri! * ‘Örtülü gerekçe’ de hazır; Türkiye’de kadın haklarının ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin gelişmesine katkıda bulunacakmış, BM ve AB! asıl maksat cinsiyetsiz, ailesiz, ahlaksız toplum projesi. Bakan YANIK da TCE savunucusu... BM ve AB’nin yaklaşık 12 milyar Euro yardım gerekçelerine şöyle bir bakalım mı? * Şu satırlara ve gerekçelere sakın inanmayın; “BM Kadın Birimi tarafından yürütülecek Türkiye’de Kadın Hakları ve Sivil Toplum Kuruluşlarının ve Çok Ortaklı İş Birliklerinin Güçlenmesi projesiyle, kadın haklarının ilerletilmesi için sivil toplum kuruluşlarının (STK) kapasitesinin geliştirilmesi ve yeni ortaklık imkânları ile teknik ve mali kaynaklara erişimlerinin artırılması hedefleniyor.” * Şu satırlara ve gerekçelere de asla kanmayın; “Proje Türkiye’de kadınların karşılaştığı ve özellikle Kovid-19 salgını sonrası artan güçlük ve eşitsizlikleri ele alacak. Nisan 2021’de başlayan proje Mart 2024’e kadar sürecek.” * Şu satırlara asla aldanmayın; “Ulusal, bölgesel ve uluslararası düzeyde desteklenecek platformlar, ağlar ve forumlar aracılığıyla STK’ların, hak savunucularının ve genç aktivistlerin bir araya gelebileceği, deneyimlerini paylaşabileceği alanlar oluşturulacak.” Gelelim zurnanın zırt dediği yere; * Şu satırlar ve gerekçeler bu yardımın gerçek yüzünü göstermektedir; “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Akademisi sayesinde kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında farklı gruplara yönelik eğitim materyalleri geliştirilecek ve bu eğitimler herkese erişilebilir kılınacak... Okur-yazarlığı ve toplumsal cinsiyete duyarlı verinin savunuculuk amaçlı kullanımı… İklim değişikliği ve afet riskini azaltmanın toplumsal cinsiyet boyutu… Kırsalda yaşayan kadınların durumunu, ihtiyaçlarını ve önceliklerini toplumsal cinsiyet bakış açısıyla…” Gördünüz mü; iş nereden geldi, nereye dayandı! YALANINIZ BATSIN MI! Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut diyor ki; * “Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınlara yönelik şiddetle mücadele, Avrupa Birliği’nin en büyük önceliklerindendir.” * “Bu sorunu çözme hedefimizle paralel olarak, Sivil Toplum Aracı ve Medya Programı kapsamında finanse edilen proje, sivil toplum kuruluşlarının çabalarını tam da zamanında destekleyecektir.” * “BM Kadın Birimi ile bu ortak amaçlarımıza ulaşmada kilit rol oynayan iş birliğimizi takdir etmekteyiz.” Birleşmiş Milletler Kadın Birimi Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova’nın değerlendirmelerine de kulak kabartmanızı isteriz; * “Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi (CEDAW), Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile verilen taahhütlerin hayata geçirilmesinde sivil toplum kilit rol oynuyor.” * “Sivil toplum kuruluşları ve kadın hareketi, Kovid-19 salgınıyla daha da derinleşen eşitsizliklerle mücadelede ve kadın haklarının ilerletilmesinde en ön saflarda yer alıyor.” * “Sivil toplum kuruluşlarının bilgi, deneyim ve liderliğinden istifade ederek, arzu ettiğimiz eşit geleceği birlikte inşa edebiliriz. Yalanınız batsın mı? * Burada asıl amaç, bir ifsad çalışması olan CEDAW’a verilecek destektir. * Kadınlara karşı ayrımcılığı toplumumuzda kim istiyor, kim destekliyor Allah aşkına! Geçmişte de, günümüzde de!. * “Cennet anaların ayakları altındadır” genel düsturunu emreden bir dine mensubuz, Elhamdülillah. Eee, o zaman mesele ne? * Mesele, aileyi yok etmek! * Mesele, bizi de kendilerine benzetmek! * Mesele, bizi asli değerlerimizden koparmak! * Mesele, bizi kendi öz benliğimizden ayırmak! * Mesele dışarıdan yıkamadıkları ülkemizi ‘içeriden’ fethetmek! Mesele tam da budur! CEDAW NEDİR? CEDAW… Orijinal ismi, (İngilizce: Convention on the Elimination of All Forms of Discrimination Against Women) Türkçesi, “Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Yok Edilmesi Sözleşmesi”. CEDAW, 1979’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edildi. 1981′de yürürlüğe girdi ve Türkiye tarafından 24 Temmuz 1985 yılında imzalandı. 36.Yılında BM CEDAW İfsat Sözleşmesi dayatmasıyla kanunlarımız da İfsat edilmiştir. Sözleşme'nin onaylanmasının uygun bulunduğuna ilişkin 11 Haziran 1985 tarih ve 3232 sayılı Kanun, 25 Haziran 1985 tarih ve 18792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlamıştır. Bakanlar Kurulu'nun onaya ilişkin 24 Temmuz 1985 tarih ve 85/9722 sayılı Kararı 14 Ekim 1985 tarih ve 18898 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Onay belgeleri, 20 Aralık 1985 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne tevdi edilmiştir. 27. madde uyarınca, Sözleşme Türkiye bakımından 19 Ocak 1986 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bazı maddelerini burada hatırlatmakta yarar var; * “Erkeklerin ve kadınların kalıplaşmış rolleriyle ilgili kavramların eğitimin her düzeyinden ve biçiminden tasfiye edilmesi için karma eğitim ve bu amaca ulaşılmasına yardımcı olacak diğer eğitim türleri teşvik edilir ve özellikle okul kitapları ve ders programları gözden geçirilir ve bu öğretim metoduna göre uyarlanır.” * “Kız öğrencilerin spora ve beden eğitimine faal olarak katılmalarını sağlamak için aynı imkânlar tanınır.” * “Aile planlamasında bilgilendirme, danışmanlık ve hizmet verme de dâhil, yeterli sağlık hizmetinden yararlanma hakkı.” * CEDAW, aile kurumunun temel yıkım dayanaklarından biri. Aileye en büyük zarar bu sözleşme ile verildi. Süresiz nafaka, Aile reisliği kavramının kaldırılması, erkeğin evlilik içinde aldığı görev ve yetkilerin yok edilmesi, zinanın suç olmaktan çıkarılışı, toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının mevzuata girmesi gibi çok sayıda sorunun asıl kaynağı CEDAW’dır… Şu soruyu sormak gerekmiyor mu; Türk öğrencilerin beden eğitim dersine katılması, katılmamasından BM’ye ne, AB’ye ne? Hadi oradan! Hadi oradan! Hadi oradan! 24 Temmuz 2021. Türkiye Âile Meclisi Türkiye Aile Birliği http://is.gd/s0v9Jh http://is.gd/Aetj7b http://is.gd/tio4Tb http://youtu.be/76vx_d_QHKc http://is.gd/HI1hyf