Libya'da Hafter'e dış destek sürdükçe kaos bitmeyecek

<p>Libya&#39;da kalıcı ateşkesin sağlanması amacıyla Cenevre&rsquo;de 5+5 askeri komisyonunun toplanması i&ccedil;in BM&rsquo;nin girişimleri devam ederken diğer yandan kırılgan ateşkesin g&ouml;lgesinde Halife Hafter, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır&rsquo;ın verdiği destekle askeri sevkiyatlarına hız veriyor ve Trablus ile Misrata &ccedil;evresinde g&uuml;&ccedil; yığınağı yapıyor. Hafter, 2014&rsquo;ten itibaren m&uuml;zakere masasını &uuml;lkenin kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmeyi hedefleyen savaşın bir uzantısı olarak g&ouml;r&uuml;yor. Fakat bug&uuml;ne kadar kurulan m&uuml;zakere masalarında ama&ccedil;larına ulaşamadığı i&ccedil;in her defasında yeni operasyon dalgası ile m&uuml;zakere masasını devirmişti. Berlin Konferansı&rsquo;nın d&uuml;zenlendiği g&uuml;n hem Trablus&rsquo;a y&ouml;nelik askeri saldırılar d&uuml;zenleyen hem de petrol tesislerinde &uuml;retiminin durdurulmasını sağlayan Hafter, savaşın kendisi i&ccedil;in h&acirc;l&acirc; başlıca se&ccedil;enek olduğu mesajını veriyordu. Nitekim bu durum da ateşkesin ve devam eden siyasi &ccedil;&ouml;z&uuml;m girişimlerinin kırılganlığını g&ouml;steriyor.</p> <h3>Silah ambargosu meselesi</h3> <p>Berlin Konferansı&rsquo;nda ortaya &ccedil;ıkan Libya barış planı, &uuml;lkede devam eden i&ccedil; savaşın dış destek sona ermeden engellenemeyeceğini deklare etmesi a&ccedil;ısından kritik &ouml;nemdeydi, fakat uzun s&uuml;redir pek &ccedil;ok akt&ouml;r tarafından ihlal edilen silah ambargosunun etkili bir şekilde uygulanmasına y&ouml;nelik bir mekanizma da ortaya koymadı. Metinde ihlal durumunda BMGK kınama kararları alınabileceği ifade ediliyor ancak bug&uuml;ne kadar bu kararı ihlal eden taraflara y&ouml;nelik alınmış bir kınama kararının bulunmuyor oluşu, &ouml;nerilen bu mekanizmanın işlevselliğini de tartışmaya a&ccedil;ıyor. Bu duruma ek olarak konferansta kabul edilen sonu&ccedil; metni hen&uuml;z BMGK&rsquo;da onaylanıp, bağlayıcı bir karara da d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lmedi. T&uuml;m bunlardan &ouml;t&uuml;r&uuml; de anlaşmanın en zayıf noktasını, ambargo meselesi oluşturuyor; zira halihazırda silah ambargosunu delen taraflar ya BMGK &uuml;yesi ya da BMGK &uuml;yesi &uuml;lkelerin yakın m&uuml;ttefikleri. Bu konuda BM başta olmak &uuml;zere uluslararası kurumların alabileceği &ouml;nlemler sadece kınama ve yaptırımlar gibi uygulamalarla sınırlıyken, bu y&ouml;nde karar alınabileceği de ş&uuml;pheli. Sonu&ccedil; itibarıyla Berlin&rsquo;de ortaya konulan şimdilik sadece &ldquo;centilmenlik anlaşması&rdquo; niteliğinde. Bu nedenle de bug&uuml;ne kadar Libya&rsquo;daki ihlallere ya da savaş su&ccedil;larına y&ouml;nelik herhangi bir kınama kararı &ccedil;ıkmadı. &Ouml;te yandan konu sadece silah ambargosu ile sınırlandırılmış durumda; ama &ouml;te yandan BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;da 2016&rsquo;dan beri kullandığı el-Kadim Hava &Uuml;ss&uuml; bulunuyor. Ayrıca Mısır da kendi topraklarında bulunan &uuml;slerden hava operasyonları d&uuml;zenliyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>&Ouml;te yandan hava ve deniz yoluyla &uuml;ye &uuml;lkelerin ambargoyu denetlemesi, silah akışının karadan devam edeceği rotanın ağırlık kazanmasına neden olacağı i&ccedil;in bu rotayı kontrol edecek olan komşu &uuml;lkeler ile bu &uuml;lkelerde etkili olan diğer akt&ouml;rlerin elini g&uuml;&ccedil;lendirecek nitelikte bir uygulama olacak. Mısır, BAE ve Fransa &uuml;&ccedil;l&uuml;s&uuml;, Libya&rsquo;nın doğusu ve g&uuml;neyi &uuml;zerinden sağlanan rotanın kontrol&uuml;n&uuml; elinde tutuyor. Aralık 2019&rsquo;dan itibaren ise bu rotaya ek olarak, BAE&rsquo;den ve Rusya&rsquo;dan Bingazi&rsquo;ye doğru bir de hava ikmal hattı yoğunluk kazandı. &Ccedil;eşitli kaynaklar, BAE&rsquo;nin son iki haftada Hafter&rsquo;e bağlı g&uuml;&ccedil;lere 3 bin ton askeri ekipman teslimi yapıldığını iddia ediyor. Abu Dabi emirliğinin veliaht prensi ve BAE Silahlı Kuvvetleri&rsquo;nin başkomutan yardımcısı Muhammed bin Zayid&rsquo;e ait Makassimos Air Cargo Şirketi&rsquo;ne kayıtlı Antonov 124&rsquo;le ger&ccedil;ekleştirilen bu ikmallerin hem askeri ekipman hem de yabancı savaş&ccedil;ıları kapsadığı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;l&uuml;yor. B&ouml;ylece Giryan yenilgisinin ardından Libya&rsquo;daki bazı doğu aşiretlerinin savaş&ccedil;ılarını geri &ccedil;ekmesi sonucu, cephede &ouml;zel g&uuml;venlik şirketi Wagner aracılığı ile alan kazanan Rusya&rsquo;nın da stratejik ağırlığı b&uuml;y&uuml;k oranda azaltılmış oldu.</p> <h3>BAE&rsquo;nin Libya savaşı</h3> <p>Mayıs 2019&rsquo;da, Libya&#39;da &ouml;nceliklerinin aşırılık&ccedil;ılarla ve ter&ouml;rle m&uuml;cadele ile uzun s&uuml;ren krizde istikrarı destekleme olduğunu s&ouml;yleyen BAE Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, bu s&ouml;zleriyle BAE&rsquo;nin Libya krizine ve Arap Baharı sonrası b&ouml;lgedeki d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;re&ccedil;lerine bakışını &ouml;zetlemişti. 2010-2011 Arap ayaklanmalarının ardından, m&uuml;ttefiki Suudi Arabistan ile birlikte BAE, dış politikasına askeri g&uuml;&ccedil; unsurlarını da ekleyerek b&ouml;lgenin jeopolitiğinin şekillenmesinde belirgin bir rol oynamaya başladı. Kuzey Afrika başta olmak &uuml;zere Orta Doğu b&ouml;lgesinde ortaya &ccedil;ıkan d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m s&uuml;re&ccedil;lerinin K&ouml;rfez monarşilerine y&ouml;nelik bir rejim tehdidi teşkil ettiği algısıyla, b&ouml;lgede otoriter bir canlanma dalgasını besleyen olduk&ccedil;a aktif bir politikayla &ouml;n plana &ccedil;ıkan bu ikiliden BAE&rsquo;nin b&ouml;lgesel denklemdeki rol&uuml; de b&uuml;y&uuml;k bir değişime uğradı. 2011&rsquo;e kadar b&ouml;lgesel bir finans ve uluslararası iş merkezi olmayı &ouml;nceleyen BAE, Arap Baharı ile ortaya &ccedil;ıkan b&ouml;lgesel dinamiklerin etkisiyle Orta Doğu&rsquo;da etkisi ve g&ouml;r&uuml;n&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; artan askeri bir g&uuml;&ccedil; haline geldi. Bug&uuml;n BAE, bir yandan hızlı bir şekilde b&ouml;lgesel bir askeri g&uuml;&ccedil; haline gelirken diğer yandan b&ouml;lgedeki rejimlerin en &ouml;nemli finansal sponsorlarından biri haline geldi. Kızıldeniz&rsquo;de sahip olduğu stratejik liman işletmeleri (Mısır, Somali, Yemen ve Suudi Arabistan), Libya, Yemen, Eritre ve Somaliland&rsquo;de sahip olduğu askeri &uuml;sleri ile BAE, yayılmacı ve hırslı dış politikası ile hem ekonomik hem de askeri d&uuml;zeyde belirleyici bir b&ouml;lgesel g&uuml;&ccedil; olmayı hedefleyen akt&ouml;r haline geldi.</p> <p>2013&rsquo;te ger&ccedil;ekleşen darbeyle Abd&uuml;lfettah Sisi&rsquo;nin iktidara gelmesinin ardından, Suudi Arabistan-BAE b&ouml;lgesel ittifak bloğuna Mısır&rsquo;ın da dahil edilmesiyle birlikte, BAE dış politika ama&ccedil;larını Libya&rsquo;ya doğru genişletti ve Libya siyasetindeki iktidar rekabetinin seyrinin değişmesinde &ouml;nemli bir rol &uuml;stlendi. Karşılıklı &ccedil;ıkarlara dayanan BAE ve Hafter arasındaki ilişki, Hafter&rsquo;in Libya&rsquo;daki siyasal İslamcı gruplarla, &ouml;zellikle de M&uuml;sl&uuml;man Kardeşlerle m&uuml;cadelesinin BAE&rsquo;nin b&ouml;lgedeki siyasi g&uuml;ndemi ile uyuşmasına dayanmaktadır. BAE&rsquo;de 2012&rsquo;den itibaren &ldquo;rejimi yıkmaya teşebb&uuml;s su&ccedil;lamasıyla&rdquo; M&uuml;sl&uuml;man Kardeşler Hareketinin BAE uzantısı Islah hareketine y&ouml;nelik &ccedil;ok sayıda tutuklama ve yargılama ger&ccedil;ekleşmişti. 2014 yılında ise &uuml;lke, Suudi Arabistan ile birlikte M&uuml;sl&uuml;man Kardeşleri &ldquo;ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;&rdquo; olarak tanıdıklarını ilan etmiş ve b&ouml;ylece hareketi hem ulusal hem de uluslararası bir ulusal g&uuml;venlik tehdidi olarak tanımlayarak geniş cepheli bir savaş başlamıştı.</p> <p>BAE&rsquo;nin Libya savaşı, 2014 Ağustos&rsquo;ta Trablus&rsquo;ta başkentin kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmek i&ccedil;in o d&ouml;nem &uuml;lkede bulunan iki meclise bağlı g&uuml;&ccedil;lerin savaşına hava operasyonuyla dahil olması ile başladı. Haziran 2014 se&ccedil;imlerinin ardından Libya&rsquo;da biri Milli Genel Kongre, diğeri Temsilciler Meclisi (2014 se&ccedil;imleri ile oluşan) olmak &uuml;zere iki h&uuml;k&uuml;metli siyasi bir yapı ortaya &ccedil;ıkmıştı. Ağustos 2014&rsquo;e gelindiğinde ise Trablus şehri, bu iki h&uuml;k&uuml;mete bağlı aşiret ve milis g&uuml;&ccedil;lerin başkent Trablus&rsquo;un kontrol&uuml;n&uuml; ele ge&ccedil;irmeye y&ouml;nelik m&uuml;cadelesine sahne olmaktaydı.</p> <p>BAE ise Libya&rsquo;da ger&ccedil;ekleştirdiği bu ilk hava saldırısı ile Trablus merkeze doğru ilerleyen ve Milli Genel Kongre safında yer alan Misrata g&uuml;&ccedil;lerinin ilerleyişini durdurmayı ama&ccedil;lıyordu, fakat başarılı olamadı ve Temsilciler Meclisi Trablus&rsquo;tan &ccedil;ekilmek ve Hafter&rsquo;in g&uuml;venliğini sağladığı Tobruk&rsquo;a yerleşmek zorunda kaldı. B&ouml;ylece Hafter, Temsilciler Meclisi ve BAE ittifakının temelleri atılmış oldu. Bu tarihten sonra da BAE, Tobruk Temsilciler Meclisi&rsquo;ne ve Halife Hafter&rsquo;e destek vermeye devam etti. Halife Hafter tarafından başlatılan Derne ve Bingazi operasyonlarında Halife Hafter&rsquo;in elde ettiği başarıda BAE&rsquo;nin sağladığı hava desteğinin rol&uuml; b&uuml;y&uuml;kt&uuml;. 2016 yılından itibaren BAE, Libya toprakları i&ccedil;inde el-Kadim askeri &uuml;ss&uuml;nden Hafter&rsquo;e bağlı g&uuml;&ccedil;lere hava desteği vermeye devam ediyor. Kasım 2019&rsquo;da ise bu hava &uuml;ss&uuml;ne Hawk Hava Savunma Sistemlerini kurduğu tespit edilmişti. Ayrıca yine bu hava &uuml;slerinden Mirage 2000 savaş u&ccedil;aklarını Trablus taarruzunda da aktif olarak kullandığı teyit edilmişti. Başkent Trablus&rsquo;a yakın Tacura b&ouml;lgesinde yer alan m&uuml;lteci kampının hava saldırısı ile vurulmasının ardından BM tarafından oluşturulan araştırma komisyonu raporunda, saldırının yabancı bir devlete ait Mirage 2000-9 tarafından ger&ccedil;ekleştirildiği ifadesi yer almıştı.</p> <p>BM her ne kadar BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki ihlallerini kayıt altına almak istemese de son yayınlanan raporlarda bu duruma değinmek zorunda kalındı. Uzun bir s&uuml;redir BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki faaliyetlerini uzun bir s&uuml;redir g&ouml;rmezden gelen BM, Kasım 2019&rsquo;da yayınladığı 85 sayfalık bu raporunda BAE&rsquo;nin Libya&rsquo;daki varlığına a&ccedil;ık bir şekilde değinmiştir. Fakat buna rağmen BMGK nezdinde hen&uuml;z ciddi bir politika değişikliğinin ger&ccedil;ekleşmesi m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor. Bu şartlar altında BAE&rsquo;nin hem b&ouml;lgesel siyasetini hem de Libya siyasetini revize etmesini gerektirecek bir uluslararası baskının varlığından bahsetmek m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor.</p> <p>BAE&rsquo;nin Libya savaşını, kesin bir zafer ile noktalamak istediği olduk&ccedil;a a&ccedil;ık. Bu ama&ccedil; da BAE i&ccedil;in ancak Trablus&rsquo;taki alternatif g&uuml;&ccedil; unsurlarını tasfiye ederek ve &uuml;lkede Hafter liderliğinde askeri yapısı &ouml;ne &ccedil;ıkan otoriter bir rejim inşa etmesiyle tam anlamıyla ger&ccedil;ekleşmiş olacaktır. Bu politikanın engellenmediği ya da dengelenmediği her senaryo, g&uuml;&ccedil; se&ccedil;eneğinin siyasi &ccedil;&ouml;z&uuml;me baskın &ccedil;ıkması demek olacaktır.</p> <p>&nbsp;</p>