Marmara depreminin 'sembol kızı'nın hukuk mücadelesi sürüyor

<h6>Ankara</h6> <div style="box-sizing: border-box; color: rgb(33, 37, 41); font-family: -apple-system, BlinkMacSystemFont, &quot;Segoe UI&quot;, Roboto, &quot;Helvetica Neue&quot;, Arial, sans-serif, &quot;Apple Color Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Emoji&quot;, &quot;Segoe UI Symbol&quot;, &quot;Noto Color Emoji&quot;; font-size: 16px;"> <p>&Ouml;m&uuml;r Kınay&#39;ın,&nbsp;17 Ağustos 1999&#39;de Marmara b&ouml;lgesinde meydana gelen depremde, annesiyle yaşadığı İstanbul K&uuml;&ccedil;&uuml;k&ccedil;ekmece&#39;deki sekiz katlı bina yıkıldı. Annesi enkaz altında kalarak hayatını kaybeden&nbsp;&Ouml;m&uuml;r Kınay, enkaz altından 4,5 saat sonra kurtarıldı.</p> <p>Olay tarihinde 20 yaşında olan ve beton bloklar arasında boynu yan yatmış fotoğrafıyla depremin &quot;sembol kızı&quot; olarak hafızalara kazınan Kınay, yaralı olarak kurtarıldı ancak v&uuml;cut fonksiyonlarını &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de kaybederek engelli kaldı.</p> <p>Olay yerinde yapılan incelemeler sonucunda, &quot;binanın taşıyıcı sisteminde hatalı ve eksik malzeme kullanıldığı, iş&ccedil;iliğin yetersiz olduğu&quot; bilirkişi tespit raporuyla ortaya &ccedil;ıktı.</p> <p>Binanın m&uuml;teahhitleri hakkında kamu davası a&ccedil;ıldı ancak sanıklar aramalara rağmen bulunamadı. Ardından zaman aşımı s&uuml;resinin dolduğu gerek&ccedil;esiyle kamu davası ortadan kaldırıldı.</p> <h3>2000 yılında dava a&ccedil;tı</h3> <p>&Ouml;m&uuml;r Kınay ise &quot;binanın m&uuml;teahhitlerinin ruhsatsız ve kusurlu bina inşa ettiklerini, belediyenin bu konuda denetim g&ouml;revini yerine getirmemesi sonucunda binanın yıkıldığını, annesinin &ouml;lmesi nedeniyle maddi destekten yoksun kaldığını, olayda manevi zarara uğradığı&quot;nı ileri s&uuml;rerek, zararlarının belediye ve m&uuml;teahhitlerden karşılanması i&ccedil;in 2000 yılında dava a&ccedil;tı.</p> <p>A&ccedil;ılan davada 2 yıl bina m&uuml;teahhitlerinin a&ccedil;ık adreslerinin tespiti ve gerekli tebligatların yapılması i&ccedil;in &ccedil;alışıldı. S&uuml;re&ccedil;te, davalı belediye de g&ouml;rev itirazında bulunarak, davaya idare mahkemesinin bakacağını &ouml;ne s&uuml;rd&uuml;.</p> <p>Dava s&uuml;recinde 2003&#39;te bilirkişiye keşif yaptırılması kararı verildi. Gelen keşif raporunda, binanın projesiz, ruhsatsız ve ka&ccedil;ak inşa edildiği, taşıyıcı sistemde hatalı ve eksik malzeme kullanıldığı tespit edildi.</p> <p>Ancak Mahkeme, 9 Eyl&uuml;l 2003&#39;teki duruşmada, m&uuml;teahhitler hakkında a&ccedil;ılan kamu davasının bekletici mesele yapılmasını, destekten yoksun kalma tazminatı i&ccedil;in ayrıca bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi.</p> <h3>Adli tıp raporu beklendi</h3> <p>Duruşmalarda 2005&#39;e gelindiğinde &Ouml;m&uuml;r Kınay&#39;ın engelli kalması nedeniyle iş g&ouml;remezlik durumunun belirlenmesi i&ccedil;in dosyanın Adli Tıp Kurumuna g&ouml;nderilmesine karar verildi.</p> <p>Mahkeme, 2007-2013 yılları arasında yaptığı duruşmalarda, adli tıp kurumu raporunu bekledi, 10 Aralık 2014&#39;teki 54. duruşmada ise davalı belediye y&ouml;n&uuml;nden a&ccedil;ılan davanın ayrılmasına karar verildi. Mahkeme, binanın m&uuml;teahhitleri hakkında a&ccedil;ılan davaya bakmaya devam etti.</p> <h3>2015&#39;te bireysel başvuruda bulundu</h3> <p>Belediyeye karşı a&ccedil;ılan dava y&ouml;n&uuml;nden verilen g&ouml;revsizlik kararı, başvurucuya 2015&#39;te tebliğ edildi. &Ouml;m&uuml;r Kınay da tebliğin ardından Anayasa Mahkemesi&#39;ne bireysel başvuruda bulundu.</p> <p>Bireysel başvuruda bulunulmasının ardından, yargılamaya devam eden yerel mahkeme, başvurucuya 25 bin lira manevi tazminat &ouml;denmesine h&uuml;kmetti, maddi tazminata ilişkin talepleri ise reddetti. Davanın temyiz incelemesinin Yargıtayda s&uuml;rd&uuml;ğ&uuml; anlaşıldı.</p> <p>Belediye hakkında a&ccedil;ılan ve ayrılan davanın ise İstanbul 2. İdare Mahkemesinde karara bağlandığı, yapılan itirazların ve temyiz s&uuml;recinin ardından dosyanın halen idare mahkemesinde a&ccedil;ık olduğu belirtildi.</p> <h3>Anayasa Mahkemesinin kararı</h3> <p>T&uuml;m hukuki s&uuml;re&ccedil;leri değerlendiren Anayasa Mahkemesi, davada, makul &ouml;zen ve hızda hareket edilmediği kanaatine vararak, Kınay&#39;ın, yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine karar verdi.</p> <p>Anayasa Mahkemesi, ihlal tespitiyle giderilemeyecek manevi zararları karşılığında &Ouml;m&uuml;r Kınay&#39;a 27 bin lira manevi tazminat &ouml;denmesine h&uuml;kmetti.</p> <h3>Gerek&ccedil;eden</h3> <p>Anayasa Mahkemesinin gerek&ccedil;esinde, başvurucunun zararlarının tazmini i&ccedil;in 20 Temmuz 2000&#39;de dava a&ccedil;tığı hatırlatıldı.</p> <p>Gerek&ccedil;ede, bu davada yaklaşık 5 yıl s&uuml;reyle sanıkları yakalanamayan olaya ilişkin kamu davasının sonucunun kusur durumunun belirlenmesi amacıyla bekletici mesele yapıldığının g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; kaydedildi.</p> <h3>Adli tıp raporu i&ccedil;in 6 yıldan fazla beklendi</h3> <p>Davada ayrıca, başvurucunun yaralanmasıyla ilgili Adli Tıp Kurumundan g&ouml;r&uuml;ş alınması yoluna gidildiği, ancak g&ouml;r&uuml;şe ilişkin raporun hazırlanmasının 6 yılı aşkın bir s&uuml;re aldığının anlaşıldığı kaydedildi.</p> <p>Mahkemenin bu s&uuml;recin hızlandırılması i&ccedil;in gerekli &ccedil;abayı g&ouml;stermediği gibi gerektiğinde bu konuda başka kurumdan g&ouml;r&uuml;ş alınması yoluna da gitmeyip, makul kabul edilmeyecek bu zaman zarfında sadece g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n hazırlanmasını beklemeyi tercih ettiği aktarıldı.</p> <h3>Belediyenin g&ouml;rev itirazı, 12 yıl sonra ele alındı</h3> <p>Gerek&ccedil;ede, bunların &ouml;tesinde davada, yargılamanın ilk aşamaları sayılacak 12 Mart 2002 tarihli duruşmada davalı belediyenin g&ouml;rev itirazında bulunduğu hatırlatılarak, 12 yılı aşkın bir s&uuml;re sonra bu hususun değerlendirilerek dava dilek&ccedil;esinin g&ouml;rev y&ouml;n&uuml;nden reddine karar verildiği kaydedildi.</p> <p>Gerek&ccedil;ede, davanın ilerlemesine engel olan herhangi bir unsur ya da g&uuml;&ccedil;l&uuml;k bulunmadığı, ayrıca davanın bu derece uzun s&uuml;rmesine sebebiyet verecek nitelikte karmaşıklığa da sahip olmadığı vurgulandı.</p> <h3>&quot;Yaşam hakkını ilgilendiren yargısal s&uuml;re&ccedil;lerde hassasiyet&quot;</h3> <p>Davaya konu edilen, binanın yıkılmasına yol a&ccedil;an kusurların olaydan kısa bir s&uuml;re sonra tespit edildiği bildirilen gerek&ccedil;ede, şu tespitler yapıldı:</p> <p>&quot;Bu nedenle yaşam hakkını ilgilendirmesi de dikkate alındığında s&ouml;z konusu davada, y&uuml;r&uuml;rl&uuml;kteki yargı sisteminde daha sonra ortaya &ccedil;ıkabilecek benzer yaşam hakkı ihlallerinin &ouml;nlenmesinde sahip olunan &ouml;nemli rol&uuml;n zarar g&ouml;rmesine neden olabilecek şekilde makul &ouml;zen ve hızda hareket edilmediği kanaatine varılmıştır. Oysa yaşam hakkını ilgilendiren yargısal s&uuml;re&ccedil;lerde gereken &ouml;zen konusunda azami oranda hassasiyet g&ouml;sterilmesi, benzer ihlallerin &ouml;nlenmesi, kişilerin hukukun &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;ne olan bağlılığını s&uuml;rd&uuml;rmesi ve adalete olan g&uuml;venin sarsılmaması a&ccedil;ısından kritik &ouml;neme sahiptir.</p> <p>Bunun yanında, bu t&uuml;r elim olaylarda yakınlarını kaybetmiş veya hayatı ciddi risk altında kalmış kişilerin olay nedeniyle duydukları ızdırabın hafifletilmesi i&ccedil;in başvurdukları ve bu amaca hizmet etmesi gereken manevi zararların giderilmesi yolunda yaşanan b&ouml;ylesi durumların, olay nedeniyle duydukları ızdırap ve sıkıntıları bir nebze hafifletmek bir yana aksine artırdığında ve başka &uuml;z&uuml;nt&uuml;lere yol a&ccedil;tığında ş&uuml;phe bulunmamaktadır.&quot;</p> <p>Anayasa Mahkemesinin gerek&ccedil;esinde, Kınay&#39;ın maddi tazminat talepleriyle ilgili herhangi bir belge sunmadığı, bu nedenle maddi y&ouml;nden tazminat talebinin reddedildiği de belirtildi.</p> </div>