Pandemiden sonra bir AB kalır mı?

<p>2019&rsquo;un Aralık ayında &Ccedil;in&rsquo;in Hubey eyaletinin Vuhan kentinden yayılan yeni tip koronavir&uuml;s (Kovid-19) nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gibi &ccedil;ok g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir devlet bile b&uuml;y&uuml;k kayıplar veriyor. Yaklaşık d&ouml;rt aydır s&uuml;ren k&acirc;busta, bug&uuml;n artık kriz merkezi ABD ve Avrupa&rsquo;ya kaymış g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu bağlamda, d&uuml;nya ekonomisinin en &ouml;nemli merkezlerinden biri olan Avrupa Birliği (AB) coğrafyası da b&uuml;y&uuml;k bir imtihanla karşı karşıya. Muteber uzmanlar artık hi&ccedil;bir şeyin eskisi gibi olamayacağı, k&uuml;resel d&uuml;zenin radikal bir bi&ccedil;imde değişeceği y&ouml;n&uuml;nde yorumlar yapıyor.</p> <p>&nbsp;</p> <p>AB&rsquo;ye &uuml;ye &uuml;lkelerin, Kovid-19 nedeniyle yaşanan felakette hızlı ve etkin bir kriz mekanizma oluşturamaması, Birliğin geleceğine dair karanlık senaryoların yazılmasına da zemin hazırladı. AB&rsquo;nin salgın karşısında d&uuml;şen ilk kalelerinden olan İtalya&rsquo;da yaşanan 10 binden fazla &ouml;l&uuml;me karşın AB y&ouml;neticilerinin ciddi bir yardım &ouml;rg&uuml;tleyememeleri, her devletin kendi başına &ccedil;&ouml;z&uuml;m bulmaya &ccedil;alışması, bu durumu tetikleyen en &ouml;nemli sebep. İtalya&rsquo;dan sonra İspanya&rsquo;da ve Fransa&rsquo;da artan Kovid-19 vakaları ve &ouml;l&uuml;mler moralleri iyice bozdu; AB &uuml;yesi &uuml;lkelerin kamuoyları da Birliğin dayanışma sergileyememesini, ortak toplumsal ve ekonomik &ccedil;&ouml;z&uuml;mleri uygulamaya koyamamasını keskin bir dille eleştirdi.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Aralık ayında &Ccedil;in&rsquo;de ortaya &ccedil;ıkan vir&uuml;s&uuml;n bulaştığı AB &uuml;yesi &uuml;lkeler -başta İtalya, daha sonra İspanya ve Fransa&rsquo;nın maruz kaldığı felaketle- tarihinde tanık olmadığı bir kaosla karşılaşarak adeta fel&ccedil; oldu. Almanya&rsquo;nın da ilk başta &ccedil;ok sıkı tedbirler almaması, Birliğin hızlı bir şekilde tepki verememesinde ş&uuml;phesiz etkili oldu. Bu krizde yaşanan en b&uuml;y&uuml;k sorun vir&uuml;s&uuml;n bilinmezliği olmakla birlikte, devletlerin karşılaştığı sorunun b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;n&uuml; &ccedil;ok ge&ccedil; algılamış olmaları da kaosa ve karşılıklı su&ccedil;lamalara yol a&ccedil;tı. İtalya&rsquo;nın AB kurumlarından istediği yardımlara yanıt bulamaması, &uuml;stelik Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde&rsquo;ın vir&uuml;sten zarar g&ouml;ren &uuml;lkelere yardım yapılmayacağını a&ccedil;ıklaması, sadece &uuml;ye &uuml;lke liderlerinin değil, kamuoylarının belleğine de travmatik bir şekilde kazıldı. İtalya&rsquo;ya maske, eldiven ve diğer sağlık ekipmanlarının &Ccedil;in, K&uuml;ba ve Rusya&rsquo;dan gelmesi ise AB&rsquo;ye karşı tepkilerin daha da b&uuml;y&uuml;mesine yol a&ccedil;tı; İtalyan sosyal medya kullanıcıları AB bayrağını yaktıkları g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leri paylaştılar.</p> <p>&nbsp;</p> <p>Birlik vir&uuml;s&uuml;n İtalya&rsquo;da ortaya &ccedil;ıkmasından ancak bir bu&ccedil;uk ay sonra, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen başkanlığında yapılan toplantıda, salgına ve salgın sonrasına ilişkin alınacak &ouml;nlemleri a&ccedil;ıklayabildi. 17 Mart 2020&rsquo;de AB Konseyi, Komisyon&rsquo;un krizden &ccedil;ıkma &ouml;nerilerini onayladı. Bu &ouml;nlemler Birlik &uuml;yelerinin daha fazla b&uuml;t&uuml;nleşmesini ve ortak &ccedil;&ouml;z&uuml;mler &uuml;retmesini gerektiren, hatta zorunlu kılan &ouml;nlemler. Zira &uuml;ye &uuml;lkelerin sağlık, ekonomi ve g&uuml;venliğin sağlanması konularında tek başlarına karar vermeleri durumunda, herkesin kazanabileceğine y&ouml;nelik inan&ccedil;, Br&uuml;ksel&rsquo;deki AB y&ouml;neticileri nezdinde son derece zayıf.</p> <p>Birliğin mevcut k&uuml;resel kriz karşısında yetersiz ve hantallık derecesinde yavaş kaldığı doğru. 26 Mart 2020&rsquo;de yapılan AB Devlet Başkanları toplantısında, Kovid-19 krizinin yol a&ccedil;tığı ekonomik sorunlarla başa &ccedil;ıkmak i&ccedil;in ortak ve koordineli bir cevap bulunması konusunda anlaşılamadığı da doğru. &Ouml;zellikle gelir seviyesi daha y&uuml;ksek &uuml;yelerin Birliğin zayıf halkalarını kurtarmaya &ccedil;ok da g&ouml;n&uuml;ll&uuml; olmadığı ortada. Peki, bu durum Kovid-19 salgını sonrasında, AB b&uuml;t&uuml;nleşmesinin sona ermesine yol a&ccedil;acak mı? Bir başka deyişle, AB g&uuml;&ccedil;s&uuml;zleşerek artık &ouml;mr&uuml;n&uuml; tamamlayacak mı? Bu sorulara cevap vermek sadece AB i&ccedil;in değil, genel olarak d&uuml;nya i&ccedil;in hi&ccedil; de kolay g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor. Zira şimdiye kadar bildiğimiz krizlerden farklı olan Kovid-19 salgınında, neredeyse t&uuml;m &uuml;lkeler en az hasarla ayakta kalma m&uuml;cadelesi veriyor.</p> <p>AB yaşadığı bu krizle bir yandan ekonomik olarak, diğer yandan da etik değerler a&ccedil;ısından sarsıldı. Ancak salgın sonrası d&ouml;nemde AB&rsquo;nin ortadan kaybolacağını s&ouml;ylemek hem &ccedil;ok erken bir saptama olacak hem de AB gelişim s&uuml;recini t&uuml;mden reddetmek anlamına gelecek. Kovid-19 kriziyle karşılaştığı sırada, AB zaten &ccedil;ok &ouml;nemli birka&ccedil; sorunla m&uuml;cadelesini nasıl y&uuml;r&uuml;teceğine karar vermekle meşguld&uuml;: M&uuml;lteci krizi, neredeyse t&uuml;m &uuml;ye &uuml;lkelerde y&uuml;kselişte olan aşırı sağ akımlar ve 2008 ekonomik krizinin ve bir anlamda onun yol a&ccedil;tığı sonu&ccedil;lardan biri olan Brexit meselesinin doğuracağı yeni sıkıntılar. İşte tam da bu d&ouml;nemde, insanlığın vebadan beri karşılaştığı en b&uuml;y&uuml;k salgın olan Kovid-19 zamanında yaşananların, Birliğin b&uuml;t&uuml;nleşmesini iyice &ccedil;ıkmaza sokması elbette m&uuml;mk&uuml;n.</p> <p>Yeni tip koronavir&uuml;s karşısında &uuml;ye &uuml;lkelerin ve Br&uuml;ksel&rsquo;deki AB y&ouml;netiminin tepkisi(zliği) AB&rsquo;nin varlığına b&uuml;y&uuml;k bir tehdit şeklinde algılandı. Ancak tam da bu vir&uuml;s nedeniyle yaşananlar, AB &uuml;yesi &uuml;lkelerin tek tek ayakta kalabilmesinin, ger&ccedil;ekleştirecekleri ortak &ccedil;&ouml;z&uuml;mlere bağlı olduğunu da g&ouml;sterdi. AB&rsquo;nin ulus-&uuml;st&uuml; yapısının daha fazla gelişmesi, &uuml;ye &uuml;lkelerin AB y&ouml;netimine sorunlarla m&uuml;cadele i&ccedil;in daha fazla kaynak aktarması ihtiyacı, herhalde bundan daha hayati bir şekilde g&ouml;zler &ouml;n&uuml;ne serilemezdi. İtalyan ve İspanyol başbakanlarının AB&rsquo;yi eleştiren, hatta su&ccedil;layan a&ccedil;ıklamaları bile, AB&rsquo;nin krizler ve sorunlar karşısında daha etkin, daha hızlı organize olabilecek bir yapıya kavuşturulmasının &ouml;nemine işaret ediyor.</p> <p>Kovid-19 krizinde AB&rsquo;nin tepkisine y&ouml;nelik eleştiriler yapılırken iki &ouml;nemli hususu mutlaka g&ouml;z &ouml;n&uuml;nde bulundurmak gerekiyor: &Ouml;ncelikle, unutulmamalıdır ki AB h&acirc;l&acirc; d&uuml;nya &ccedil;apında en &ouml;nemli ekonomik b&uuml;t&uuml;nleşmedir. Bu b&uuml;t&uuml;nleşmede, İngiltere dışında kalan 27 &uuml;lkenin kolayca &ccedil;ıkıp gidebilmesi Lizbon Antlaşması ile hukuken m&uuml;mk&uuml;n olsa da, o kadar kolay değil. Zira bilhassa eski Doğu Avrupa &uuml;lkeleri i&ccedil;in AB &ouml;nemli bir kalkınma aracı ve ekonomik birlikten &ouml;te, yeniden Rusya&rsquo;nın etki alanına girmeye karşı, NATO &uuml;yeliğiyle birlikte bir kalkandır. Ukrayna&rsquo;da yaşananlar daha &ccedil;ok tazeyken, adı ge&ccedil;en &uuml;lkelerin AB&rsquo;den rahat&ccedil;a &ccedil;ıkabileceklerini d&uuml;ş&uuml;nmek &ccedil;ok eksik bir analiz olacaktır. Bu noktada AB&rsquo;nin birleştirici ve koruyucu g&uuml;c&uuml; h&acirc;l&acirc; &ouml;nem taşıyor. Kovid-19 krizi sonrası d&ouml;nemde de ekonomi, savunma, g&uuml;venlik politikaları ve dış politika a&ccedil;ısından kırılgan &uuml;lkeler i&ccedil;in, bu koruyucu kalkana ihtiya&ccedil; devam edecektir. Dolayısıyla AB Kovid-19 krizinden daha fazla ortak &ccedil;&ouml;z&uuml;m &uuml;reterek &ccedil;ıkmak zorunda. Aksi takdirde, bu salgın sonrası değişeceği s&ouml;ylenen k&uuml;resel d&uuml;zen, bir kez de AB y&uuml;z&uuml;nden değişebilecektir.</p> <p>Bu krizde AB&rsquo;ye y&ouml;nelik eleştiri ve analizler yaparken dikkate almamız gereken bir diğer &ouml;nemli husus ise AB&rsquo;de aşırı sağın y&uuml;kselişidir. 2008 ekonomik krizinin &uuml;zerine m&uuml;lteci meselesinin de eklenmesiyle iyice ağırlaşan bu sorun, AB i&ccedil;i g&uuml;venliği ve d&uuml;zeni ciddi anlamda tehlikeye sokuyor. Kovid-19 krizi, aşırı sağın y&uuml;kselişinin sadece AB i&ccedil;indeki yabancılara ve yabancı k&ouml;kenli vatandaşlara karşı değil, AB &uuml;yesi &uuml;lkelerin birbirlerine y&ouml;nelik tutumlarında da yozlaşmaya neden olduğunu g&ouml;stermiş, &uuml;lkeler bu acil ve hayati sorun karşısında sergilemeleri gereken dayanışma ve işbirliğinde ge&ccedil; kalmışlardır. Aşırı sağ g&ouml;r&uuml;şlerin kamuoylarında, dolayısıyla da AB &uuml;yesi &uuml;lkelerde ve AB Parlamentosu&rsquo;nda g&uuml;c&uuml;n&uuml;n artmasına karşı eldeki en iyi panzehir, yine AB&rsquo;nin bu krizden b&uuml;t&uuml;nleşmeyi artırarak &ccedil;ıkmasıdır. Bir başka deyişle, Birliğin g&uuml;&ccedil;lenmesi t&uuml;m &uuml;ye devletler i&ccedil;in kurtarıcı ortak &ccedil;&ouml;z&uuml;mlerin &uuml;retilmesini de beraberinde getirecek, bu &ccedil;er&ccedil;evede aşırı sağ fikirlerin zayıflatılması da Birliğin g&uuml;&ccedil;lenerek b&uuml;t&uuml;nleşmesini s&uuml;rd&uuml;rmesinde b&uuml;y&uuml;k &ouml;nem arz edecektir.</p> <p>Uluslararası ilişkilerde &ldquo;k&uuml;reselleşmenin sonu&rdquo; değerlendirmeleri, aynı zamanda b&ouml;lgeselleşmenin g&uuml;&ccedil;lenmesine de işaret ediyor. Bu bağlamda AB de kendini siyasi ve ahlaki a&ccedil;ılardan yeniden tanımlayarak ve hem i&ccedil;eride hem de dışarıda uluslararası ilişkilerin diğer akt&ouml;rleriyle ilişkilerinde gerekli d&ouml;n&uuml;ş&uuml;mleri ger&ccedil;ekleştirerek, bu krizden &ccedil;ıkmanın yollarını arayacaktır. Nitekim AB&rsquo;nin Batı Balkanlarla ilgili son kararını, ge&ccedil;tiğimiz g&uuml;nlerde yaptığı toplantıda, kriz ortamında bile revize edebilmesi ve Kuzey Makedonya ile Arnavutluk&rsquo;a &uuml;yelik yolunda bu kez ciddi bir perspektif sunabilmesi, ilerleme g&uuml;c&uuml;ne bir &ouml;rnek teşkil etti. &Ccedil;&ouml;z&uuml;m arayışında Kovid-19 krizi s&uuml;resi uzadık&ccedil;a AB &ccedil;ok zayıflayabilecektir; fakat tam da bu zayıflıktan kurtulmak i&ccedil;in, AB Komisyonu&rsquo;nun son toplantısında aldığı &ouml;nlem kararları &ccedil;er&ccedil;evesinde, Kovid-19 gibi &ouml;l&uuml;mc&uuml;l krizler karşısında ortak adımlar atacağı mekanizmalar teşkil etme yoluna gidecektir.</p> <p>Halihazırda bir&ccedil;ok AB &uuml;yesinin ekonomik sorunlarla boğuştuğu bir ortamda, kriz sonrası ekonomik problemler artacak ve devletlerin desteğine daha fazla ihtiya&ccedil; duyulacaktır. &Ouml;zellikle orta ve k&uuml;&ccedil;&uuml;k &ouml;l&ccedil;ekli işletmeler bundan etkilenirken, pop&uuml;list s&ouml;ylemlerin AB b&uuml;t&uuml;nleşmesini ve dayanışmasını tehdit etmemesini sağlamak, yine AB değerlerini &ouml;ne &ccedil;ıkarmakla m&uuml;mk&uuml;n olabilecektir. Bu bağlamda, AB y&ouml;netimi kadar AB &uuml;yesi devletler de Kovid-19 salgınının yol a&ccedil;acağı ekonomik kriz beklentisine y&ouml;nelik olarak, tarihte g&ouml;r&uuml;lmediği kadar b&uuml;y&uuml;k mali yardım paketleri a&ccedil;ıklıyorlar. Gerek Br&uuml;ksel&rsquo;in gerekse &uuml;ye &uuml;lke başkentlerinin planladığı bu paketler, AB&rsquo;nin mali ve ekonomik politikalardaki ortaklığını da doğal olarak destekleyecektir.</p> <p>Kuvvetle muhtemeldir ki uzmanların s&ouml;ylediği gibi, Kovid-19 krizinden sonra hi&ccedil;bir şey eskisi gibi olmayacak. Fakat ne kadar d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m ve değişim ge&ccedil;irse de, d&uuml;nya tarihinin en temel akt&ouml;rlerinden olan Avrupa coğrafyası ve AB eskisi gibi yerinde duracaktır.</p> <p>[Dr. Nurg&uuml;l Bekar Ufuk &Uuml;niversitesi İİBF Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler B&ouml;l&uuml;m&uuml; &ouml;ğretim &uuml;yesidir]</p>