Tarihi ağaçlar zanaatkarın elinde hayat buluyor

<p>Geleneksel ahşap iş&ccedil;iliği ve oyma sanatı eserleriyle dikkati &ccedil;eken, &quot;Yılın Ahisi&quot; &Uuml;mraniye Marangozlar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı zanaatkar&nbsp;Suat Yazıcı&#39;nın elinde 100 yıllık ağa&ccedil;lar yeniden hayat buluyor.</p> <p>Ahilik K&uuml;lt&uuml;r&uuml;n&uuml; Araştırma ve Eğitim Vakfı, İstanbul İl Ticaret M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; ve İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından &quot;Yılın Ahisi&quot; se&ccedil;ilen 68 yaşındaki Yazıcı, &ouml;mr&uuml;n&uuml; mesleğine adamış mesleğinin ustaları arasında g&ouml;steriliyor.</p> <p>1970&#39;te d&ouml;nemin marangozluk mesleğiyle &ouml;zdeşleşmiş semti İstanbul Kuledibi&#39;nde, akrabasının at&ouml;lyesinde meslek hayatına başlayan Yazıcı, 1972 yılında Ankara Y&uuml;ksek Teknik &Ouml;ğretmen Okulu Ağa&ccedil; İşleri B&ouml;l&uuml;m&uuml;ne girerek, teorik bilgilerle alaylı olarak &ouml;ğrendiklerini birleştirdi.</p> <p>Hafta sonu tatilleri dahil olmak &uuml;zere b&uuml;t&uuml;n boş zamanlarında kendini geliştirmek i&ccedil;in İstanbul&#39;daki at&ouml;lyede &ccedil;alışmaya devam eden Yazıcı, &uuml;niversitede ilgi duymaya başladığı geleneksel T&uuml;rk-İslam ahşap sanatı objelerini de at&ouml;lyesinde yapmaya başladı.</p> <p>&Uuml;mraniye&#39;de bir ağa&ccedil; işleri at&ouml;lyesi kuran Yazıcı, halen burada ahşap &uuml;zerine hat, &ccedil;eyiz sandıkları, Osmanlı evlerinin baş aksesuarı olan kavukluk oyma gibi eserler &uuml;retiyor.</p> <h3>&quot;45 yıldır aynı mobilyaları kullanıyorum&quot;</h3> <p>Mesleğinin inceliklerini AA muhabirine anlatan Suat Yazıcı, pandemi s&uuml;recinde 2,5 ay evde olduğunu ve o g&uuml;nlerde en &ccedil;ok at&ouml;lyesini &ouml;zlediğini dile getirdi.</p> <p>At&ouml;lyesinde 100 yıllık ağa&ccedil;ların &uuml;zerine ahşap oyma yaparak yeni eserler meydana getirdiğini belirten Yazıcı, ge&ccedil;mişten bug&uuml;ne ayakta kalan miras yapıların hemen hepsinde Anadolu coğrafyasında yetişen ağa&ccedil;ların kullanıldığına dikkati &ccedil;ekti.</p> <p>Yeni yapılacak anıt eserlerde de yine aynı anlayışın s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lmesi gerektiğini ifade eden Suat Yazıcı, &quot;Geleceğe taşıyacağımız eserlerde, gelecekte ne olacağı belli olmayan bilinmeyen malzemeler kullanılmaması gerekiyor.&quot; dedi.</p> <p>45 yıldır aynı mobilyaları kullandığına da dikkati &ccedil;eken Yazıcı, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Ahşap &ouml;yle bir şey ki kaldık&ccedil;a kıymetlenir. Ceviz, kiraz, kestane, &ccedil;am ağa&ccedil;larının her birinin eskisi insanların g&ouml;z&uuml;ne hoş gelecek renk oluşturur. Bu malzemeleri kullandığımız zaman mobilyalar eskidik&ccedil;e g&uuml;zelleşir. Evlendiğim zaman 40 yıl &ouml;nce kendime yatak odası yaptım, 4 ev değiştirdim ve o mobilyalar değişmedi.&quot;</p> <h3>&quot;Sandık T&uuml;rk kadınının ge&ccedil;mişteki tek mobilyasıydı&quot;</h3> <p>&Ouml;ğrencilik d&ouml;neminde geleneksel ahşap sanatlarıyla tanıştığına değinen Suat Yazıcı, Mimar Mehmet Tataroğlu &ouml;nc&uuml;l&uuml;ğ&uuml;yle ahşap &uuml;zerine hat sanatı oyduklarını, T&uuml;rk kavuklukları ve tavan g&ouml;bekleri yaptıklarını belirtti.</p> <p>100 yıllık ağa&ccedil;tan yapılmış &ccedil;eyiz sandıkları oyduğunu anlatan Yazıcı, &ccedil;eyiz sandığının T&uuml;rk kadınının ge&ccedil;mişteki tek mobilyası olduğunu ifade etti.</p> <p>Sandık &uuml;zerinde mutluluk ve bereketi temsil eden kuş ve servi gibi &ouml;gelerin bulunduğuna işaret eden Yazıcı, Anadolu&#39;da &ccedil;eyiz sandıklarının sedir ağacından yapıldığını kaydetti. Yazıcı, sedir ağacının sahip olduğu kokusu sayesinde sandık i&ccedil;indekileri g&uuml;veden koruduğunun altını &ccedil;izdi.</p> <h3>Galler&#39;deki 70 yıllık İngiliz evinde &ccedil;alıştı</h3> <p>Yurt dışındaki evlerin tadilatlarında da g&ouml;rev aldığını anlatan Yazıcı, en son Galler&#39;deki 70 yıllık bir İngiliz evinin r&ouml;l&ouml;ve ve mobilya &ccedil;alışmalarında yer aldığını belirtti.</p> <p>T&uuml;rkiye&#39;ye gelen iş adamıyla tesad&uuml;fen tanıştıklarını ve &uuml;lkelerine d&ouml;nd&uuml;kten 8 yıl sonra kendilerini evlerinin tadilatı i&ccedil;in &ccedil;ağırdıklarını dile getiren Yazıcı, &quot;Galler&#39;deki &ccedil;iftlik evi 70 yıl &ouml;nceki İngiliz ailesinin yapısına g&ouml;re d&uuml;zenlenmişti. Bu &ccedil;iftlik evini tekrar T&uuml;rk insanının kişisel marifetlerini ortaya koyarak meşe ağa&ccedil;larını kullanarak bir ev haline getirdik. Ahşap ve r&ouml;l&ouml;ve işlerini yaptığımız ev i&ccedil;inde kardeşler i&ccedil;in s&uuml;itler yaptık. Tarihi eşyalar ise İngilizler tarafından restore edildi.&quot; diye konuştu.</p> <p>Yazıcı, d&uuml;nyada bu t&uuml;r mesleklerin kuşaktan kuşağa aktarıldığını, ancak T&uuml;rkiye&#39;de bir&ccedil;ok mesleğin varlığını s&uuml;rd&uuml;remediğini vurguladı.</p> <p>Zanaatkarları gen&ccedil;lerle tanıştırıp, mesleklerini tanıtmak istediğini dile getiren Yazıcı, s&ouml;zlerini, &quot;Ben bu mesleği okudum, sevdim ve aşık oldum. Gelecek nesil de bunu tatsın istiyorum. Yeğenim, &ccedil;ocuklarım bu mesleği yapıyor. &Uuml;lkemizde kişisel marifetleri olan zanaatkarların kıymetini bilip onların bu sistemi ortaya koyabilecekleri okullar yapmamız lazım.&quot; diye tamamladı.</p>