Türk Halk Müziği sanatçısı Sevcan Orhan: İnsanda değişmeyen tek şey duygudur

<p>&quot;Nenni Bebek&quot;, &quot;Bir T&uuml;rk&uuml;yd&uuml; Yaşamak&quot;, &quot;Adı Aşk&quot;, &quot;Zemheriden &Ouml;tesi Bahar&quot;, &quot;D&uuml;şten Ger&ccedil;eğe&quot; alb&uuml;mlerine imza atan, &quot;Tatlı Dile G&uuml;ler Y&uuml;ze&quot; ve &quot;Dillere Destan&quot; adlı televizyon programlarını yapan&nbsp;Sevcan Orhan, sanat hayatına ve t&uuml;rk&uuml;lerin halk k&uuml;lt&uuml;r&uuml;ndeki yerine ilişkin AA muhabirine a&ccedil;ıklamalarda bulundu.</p> <div class="col-12 videoembed" style="box-sizing: border-box; position: relative; width: 791px; min-height: 1px; padding: 0px; flex: 0 0 100; max-width: 100; color: rgb(33, 37, 41); font-family: GothamNarrow-Book; font-size: 17px; margin-bottom: 10px !important;">&nbsp;</div> <p><br /> Erzincanlı bir ailenin İstanbul&#39;da d&uuml;nyaya gelen &ccedil;ocuğu olan Orhan, ilkokul yıllarından itibaren m&uuml;zikle i&ccedil; i&ccedil;e bir hayatı olduğunu belirterek. &quot;Bizim evde herkesin sesi g&uuml;zeldir. O y&uuml;zden bir şey yapmak lazım. M&uuml;zikle ilgili bağlama &ccedil;alıyordum. Babam da kız başına gitmesin diye, ağabeyimle ikimizi bağlama kursuna g&ouml;nderdi. Ağabeyim daha iyi bağlama &ccedil;alınca dedim ki &#39;Buradan bana ekmek yok. Ben iyisi mi s&ouml;yleyeyim. Hi&ccedil; değilse hayatımızı idame ettirebiliriz. Biri &ccedil;alsın biri s&ouml;ylesin.&#39; B&ouml;yle bir hayat.&quot; diye konuştu.</p> <p>Orhan, daha sonra İstanbul Teknik &Uuml;niversitesi T&uuml;rk M&uuml;ziği Devlet Konservatuvarını kazandığını ve ilk alb&uuml;m&uuml;n&uuml; konservatuvar &ouml;ğrencisiyken yaptığını dile getirdi.</p> <p><img alt="" src="https://www.aa.com.tr/uploads/userFiles/de89f914-66b1-4a0b-9347-13c0eafe70cc/20212F032Forhan1.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>Alb&uuml;m &ccedil;ıkarana kadar hi&ccedil;bir yerde profesyonel olarak sahne almadığını vurgulayan Orhan, şu bilgileri verdi:</p> <p>&quot;O zaman benim yapımcılarım, devam ettiğim dershanelerin hocalarıydı. Onlar da amat&ouml;rd&uuml; aslında. Fakat alb&uuml;m yani Aynalı K&ouml;r&uuml;k&#39;&uuml;n olduğu alb&uuml;m g&uuml;zel bir şekilde, iyi gitti. Sonrasında onlar da bu iyi gidişin altından kalkamadı. Firma kapandı zaten ama ben yoluma tek başıma devam ettim. Okul bittikten hemen sonra &#39;Tatlı Dile, G&uuml;ler Y&uuml;ze&#39; adıyla TRT&#39;de bir program teklifi geldi. 4 yıl boyunca yaz kış yani yaz arası verilmeden 4 yıl bilfiil devam eden bir programdı. İşte tam da orada eğitildim aslında. Yani ben ekran adabını, TRT &uuml;slubunu orada &ouml;ğrendim. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ger&ccedil;ekten bir okul. Bir de Ankara Arı St&uuml;dyosu, tarihi bir yerdir orası, orada program yapıyordum, TRT&#39;de yetiştim diyebilirim. Beni herkes TRT sanat&ccedil;ısı zanneder ama hayır &ouml;yle değilim. Fakat TRT, oranın adabını biraz almak mecburiyetinde bırakan bir kurum. Kuralları olan, kaidelerine uyulması gereken bir kurum.&quot;</p> <h3>&quot;Hi&ccedil; gitmeden ben size Tokat&#39;ı, Sivas&#39;ı, Erzurum&#39;u, Diyarbakır&#39;ı anlatabilirim&quot;</h3> <p>Sevcan Orhan, halk m&uuml;ziğini sevmenin bir yaşam bi&ccedil;imi olduğuna işaret ederek, t&uuml;rk&uuml;ler s&ouml;ylenen bir aile ortamında &ccedil;ocukluk yıllarının ge&ccedil;tiğini, k&uuml;&ccedil;&uuml;k yaşlarda anlamını bilmediği t&uuml;rk&uuml;leri ezbere bildiğini dile getirdi.</p> <p>K&uuml;&ccedil;&uuml;kken ezberlediği t&uuml;rk&uuml;leri yıllar ge&ccedil;tik&ccedil;e anladığının altını &ccedil;izen sanat&ccedil;ı, &quot;Aslında halk m&uuml;ziğini bilen, seven ve icra eden insanlar, bunu bir yaşam bi&ccedil;imine d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;yor. Yani ben Anadolu&#39;yu biliyorum. Hi&ccedil; gitmeden ben size Tokat&#39;ı, Sivas&#39;ı, Erzurum&#39;u, Diyarbakır&#39;ı anlatabilirim. Yani o coğrafyaya dair bir şeyler s&ouml;yleyebilirim. Oranın il&ccedil;elerini size s&ouml;yleyebilirim. Hi&ccedil; gitmeden coğrafya ve tarihi &ouml;ğreniyorsunuz. Anadolu&#39;nun kadim &ouml;ğretilerini &ouml;ğrendiğiniz deyişlerden, semahlardan, nefeslerden inanılmaz bir bilgelik akıyor. Derya deniz ucu bucağı yok.&quot; ifadelerini kullandı.</p> <p><img alt="" src="https://admin.aa.com.tr/uploads/userFiles/de89f914-66b1-4a0b-9347-13c0eafe70cc/20212F032Forhan2.jpg" style="border-style:none; box-sizing:border-box; max-width:100; vertical-align:middle" /></p> <p>Orhan, her t&uuml;rk&uuml;n&uuml;n d&ouml;nem d&ouml;nem iyi ve k&ouml;t&uuml; şeyler yaşattığını kaydederek, bir hatırasını şu s&ouml;zlerle anlattı:</p> <p>&quot;TRT&#39;de bir g&uuml;n Zafer G&uuml;ndoğdu program yapıyor. Benim de bu mesleğe başladığım birinci yıl yani 18-19 yaşındayım, 20 yok. Bir usta, bir &ccedil;ırak, Belkıs Akkale konuk, ben de bir &ccedil;ırağım. O hafta Gaziantep t&uuml;rk&uuml;leri işlenecek. Belkıs Akkale tabii ki kendi repertuvarını okuyor. Ben bir &ccedil;ırak olarak ustalar hangi repertuvarı istiyorsa onu s&ouml;yleyeceğim. &#39;Hışı Hışı Han&ccedil;er Boynuma&#39; diye bir Gaziantep t&uuml;rk&uuml;s&uuml; var, form olarak da basit bir t&uuml;rk&uuml;. Ben bu t&uuml;rk&uuml;y&uuml; ezberleyemiyorum. Ezber yapamıyorum, provada şaşırıyorum. Zafer ağabeye &#39;bir nota sehpası koyabilir miyiz&#39; dedim. Y&ouml;netmenin g&ouml;r&uuml;nt&uuml;s&uuml;n&uuml; bozduğu i&ccedil;in &#39;Olmaz.&#39; dedi. Ben de elime yazdım fakat okurken de bakamıyorum. Bakınca k&ouml;t&uuml; g&ouml;z&uuml;kecek diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. Astigmat var bende, k&uuml;&ccedil;&uuml;k yazmışım okuyamıyorum. Allah&#39;ım tam bir kabustu. Birinci, ikinci, &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; tekrar. Ben olsam oradaki seyircilerin yerinde, &#39;Kızım git başka bir iş yap. Senden hi&ccedil;bir şey olmaz.&#39; derdim. Finalde s&ouml;ylemişim ve oturup ailece izliyoruz. Kamerada eller g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Sanki Arap&ccedil;a dua yazmışım, asla s&ouml;zlerini unutmayacağım tek t&uuml;rk&uuml;d&uuml;r.&quot;</p> <h3>&quot;İnsanda değişmeyen tek şey duygudur&quot;</h3> <p>Sevcan Orhan, yaşam tarzı ve hayatıyla usta sanat&ccedil;ı Belkıs Akkale&#39;yi kendisine &ouml;rnek aldığını aktardı.</p> <p>Bir d&ouml;nem, ekranda başka birini izliyor gibi olduğunu ve kendisini sevemediğini ifade eden sanat&ccedil;ı, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Ustalarımızın biraz keskin &ccedil;izgileri vardı. B&ouml;yle oturulmaz, &ouml;yle gidilmez, o şekilde konuşulmaz, fazla g&uuml;l&uuml;nmez, &ccedil;ok da konuşulmaz... Ben bunlara &ccedil;ok uyan bir tip değilim aslında. Sonra dedim ki &#39;Bu iş b&ouml;yle olmayacak, ya kendin olacaksın ve kaybedeceksin ya da başka biri olup kaybedeceksin.&#39; Ama en azından kendin olduğunda kazanabilme şansın var. &Ouml;rnek aldığım, akıl danıştığım &ccedil;ok ustam oldu. Arif Sağ hayatımın d&ouml;n&uuml;m noktasıdır. 10 yaşındayken kendisini dinlediğim bir Harbiye A&ccedil;ıkhava konseri sırasında bu işi yapmaya karar verdim. &#39;Bir g&uuml;n o sahnede olmalıyım&#39; diye karar verdiğim andır.&quot;</p> <p>Orhan, her d&ouml;nemin kendi yaşayışını belirlediğine vurgu yaparak, &quot;Hayatta değişmeyen tek şey değişim. Bu kuşak da kendi yaşam tarzını bulacak. Hayatta her şey değişebilir. Giyim kuşam, sa&ccedil; şekli, inanışlar, inan&ccedil;lar, yaşam koşulları, oturduğumuz koltuk, kullandığınız telefon, teknoloji, her şey... İnsanda değişmeyen tek şey duygudur. D&uuml;ş&uuml;nceniz de değişir ama duygunuz değişmez. T&uuml;rk&uuml;, m&uuml;zik, sanat dediğiniz şey de duygudur. O y&uuml;zden ben Pir Sultan Abdal&#39;ın t&uuml;rk&uuml;s&uuml;n&uuml; bug&uuml;n aynı duyguyla s&ouml;yl&uuml;yorum ve benden sonrakinin de aynı duyguyla s&ouml;yleyebilmesinin tek sebebi insana ait o duygunun değişmemesidir.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>T&uuml;rk&uuml;lerin ninni, ağıt, oyun havası gibi formlarıyla hayatın her alanında var olduğunun altını &ccedil;izen sanat&ccedil;ıOrhan, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Halk s&ouml;yler t&uuml;rk&uuml; olur, t&uuml;rk&uuml;ler s&ouml;ylenir halk &ouml;ğrenir. Bakalım şimdiki zamanın &ccedil;ocukları ileriye neler s&ouml;yleyecek, neler bırakacak? Ben &ouml;zellikle dijital mecralar i&ccedil;in bol bol t&uuml;rk&uuml;, şarkı s&ouml;yl&uuml;yorum. Akustik videolar hazırlıyorum. Kendi firmamı kurmaya karar verdim. Alb&uuml;m artık hi&ccedil;birimiz yapmayacağız, o s&uuml;re&ccedil; ge&ccedil;ti. Ben &ccedil;ıktığımda kaset vardı. Şimdi iTunes, Spotify, Fizy diye bir şeyler var. Tek tek eserlerin alınıp dinlendiği mecralar var. Dinleyicilerde de hakikaten karşılık bulduğunu g&ouml;r&uuml;nce &ccedil;ok mutlu olduğum bir d&ouml;nem ge&ccedil;iriyorum.&quot;</p>