Ortadoğu: Yeni dünya düzeninin adının konulduğu, oyun bozucu coğrafya

<p>Aralık 2018&rsquo;in son g&uuml;nlerinde Bağdat&rsquo;ın batısındaki el-Esed hava &uuml;ss&uuml;nde g&ouml;revli Amerikan askerlerine Noel dolayısıyla s&uuml;rpriz bir ziyaret ger&ccedil;ekleştiren Donald Trump&rsquo;a u&ccedil;uşu sorulduğunda, &ldquo;Endişelerim mi vardı; evet endişelerim vardı&rdquo; cevabını vermişti. Oysa s&ouml;z konusu ziyaretin sadece 3,5 saat s&uuml;rmesi, Bağdat&rsquo;a gidilmemesi ve Irak başbakanıyla yapacağı g&ouml;r&uuml;şmeyi iptal etmesi, endişeden &ouml;te bir şeye, korkuya işaret ediyordu. Ortadoğu t&uuml;m ger&ccedil;ekliğiyle Trump&rsquo;a soğuk bir &ldquo;hoş geldin&rdquo; demişti.</p> <p>Birka&ccedil; g&uuml;n &ouml;nce, 3 Mart&rsquo;ta Washington&rsquo;da Cumhuriyet&ccedil;iler tarafından ger&ccedil;ekleştirilen Muhafazak&acirc;r Siyasi Eylem Konferansı&rsquo;nda Trump &ldquo;Biz Ortadoğu&rsquo;ya son 20 yılda 7 trilyon dolar harcadık ama ışıklarını kapatmadan u&ccedil;ağımızı indiremiyoruz. Bu &ccedil;ok k&ouml;t&uuml;. 7 trilyon dolar harcadık ve inerken ışıklarımızı kapatmak zorundayız&rdquo; demek suretiyle bir itirafta daha bulunmuş oldu.</p> <p>S&ouml;z konusu konferansta, Ortadoğu&rsquo;da harcanan paranın b&ouml;lgede olumlu sonu&ccedil;lar vermediğini ifade eden Trump&rsquo;ın ABD&rsquo;nin kendi altyapısını yenilemesi gerektiğinin altını &ccedil;izmesi de dikkatlerden ka&ccedil;madı. Ger&ccedil;i Trump uzunca bir s&uuml;redir dikkatleri bu hususa &ccedil;ekmekteydi. Bu bağlamda, Trump tarafından tekrar g&uuml;ndeme getirilen &ldquo;&Ouml;nce Amerika&rdquo; (America First) sloganı, kuşkusuz Ortadoğu&rsquo;yu da b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de i&ccedil;ine alan ABD dış politikasındaki bir değişikliğe, arayışa işaret ediyordu.</p> <p>G&ouml;r&uuml;nen o ki Trump&rsquo;ın başkan se&ccedil;ildikten sonra yaptığı &ldquo;balkon konuşmasında&rdquo; verdiği mesajlar halen net olarak anlaşılabilmiş değil. Zira o konuşmaya bakıldığında, Trump en b&uuml;y&uuml;k &ouml;nceliği ekonomiye ve bu noktada ABD&rsquo;ye meydan okuyan bir g&uuml;&ccedil; olarak &Ccedil;in&rsquo;e veriyordu. Trump o balkon konuşmasında ABD&rsquo;nin eş zamanlı olarak uygulaması gereken &uuml;&ccedil; temel hedefi ş&ouml;yle ortaya koymuştu: ABD&rsquo;nin bir an &ouml;nce &ouml;zelde Suriye&rsquo;den, daha genel anlamda Ortadoğu&rsquo;dan &ccedil;ekilmesi; hızlı bir şekilde &Ccedil;in ve Rusya&rsquo;yı kuşatmak ve yakın &ccedil;evrelerini istikrarsızlaştırmak; ABD ekonomisini himayeci politikalarla ve tehdit politikalarıyla toparlamak, ona yeni bir ivme, dinamizm kazandırmak.</p> <p>Peki, ne oldu da Trump iktidara geldiği ilk g&uuml;nlerden itibaren bu hedefleri ortaya koydu ve buna y&ouml;nelik bir politikayı zikzaklı bir şekilde de olsa izlemek mecburiyetinde kaldı? 11 Eyl&uuml;l sonrası Avrasya&rsquo;nın merkezi olarak da kabul g&ouml;ren Afganistan&rsquo;a yerleşen, Orta Asya&rsquo;da askeri &uuml;sler edinmeye başlayan, sonrasında ani bir kararla Irak&rsquo;ı işgal eden ABD, ni&ccedil;in tekrar bu b&ouml;lgeye ter&ouml;r ve krizler &uuml;zerinden d&ouml;nmeye &ccedil;alışıyor? Kısacası Ortadoğu&rsquo;da neler oldu, neler oluyor ve ABD &ldquo;Yeni B&uuml;y&uuml;k Oyun&rdquo;un adresini bir kez daha değiştirmek zorunda? Bu soruların aslında tek bir cevabı var: ABD Ortadoğu&rsquo;da kaybediyor; hatta kaybetti. Ortadoğu merkezli k&uuml;resel fay hatlarını derinden etkileyen kırılmalar, ABD&rsquo;yi zorunlu bir dış politika değişikliğine, arayışına itmiş g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Nasıl mı? Birer birer sıralayalım.</p> <h3>ABD Ortadoğu&rsquo;da bataklığa g&ouml;m&uuml;ld&uuml;</h3> <p>A&ccedil;ık&ccedil;ası t&uuml;m gelişmeler, ABD&rsquo;nin Ortadoğu&rsquo;da bu sefer bir batağa saplandığını g&ouml;steriyor. ABD &ccedil;ırpındık&ccedil;a daha da batıyor. B&ouml;yle giderse bırakın k&uuml;resel liderliği, ikinci bir i&ccedil; savaşla y&uuml;z y&uuml;ze gelebileceği endişesini taşıyor. Trump&rsquo;ın balkon konuşmasında işaret ettiği hususlardan biri de zaten bu olasılıktı ve bu durum &ldquo;&Ouml;nce Amerika&rdquo; sloganıyla ifade edilmişti. Trump&rsquo;ı bu slogana iten en b&uuml;y&uuml;k etken ise hi&ccedil; kuşkusuz ABD&rsquo;nin Ortadoğu&rsquo;daki başarısızlıkları, hatalarıydı. Dolayısıyla Ortadoğu&rsquo;nun ABD a&ccedil;ısından yol a&ccedil;tığı en &ouml;nemli sonu&ccedil;lardan biri, yaklaşık olarak 75 yıl &ouml;nce rafa kaldırdığı &ldquo;&Ouml;nce Amerika&rdquo; politikasına d&ouml;n&uuml;ş olmuştur.</p> <p>Diğer taraftan, Trump her ne kadar &ldquo;&Ouml;nce Amerika&rdquo; sloganıyla yeni bir izolasyon politikasından bahsediyor olsa da, ABD&rsquo;nin artık b&ouml;yle bir politikayı uygulamaya koyabilmesi neredeyse imk&acirc;nsız. Zira daha &ouml;nceki izolasyonist politikanın şartları bug&uuml;n i&ccedil;in s&ouml;z konusu bile değil. Bu bağlamda Ortadoğu, Amerikan i&ccedil; ve dış siyasetinde &ouml;nemli bir kırılmaya yol a&ccedil;an bir fay hattı olarak şimdiden tarihteki yerini almış durumda.</p> <h3>ABD kendi oyununun kurbanı oldu</h3> <p>ABD en temelde kendi kurguladığı oyunun bumerang etkisiyle karşı karşıya kaldı. Masa başındaki planlar sahada istenen sonu&ccedil;ları vermediği gibi, &ldquo;&ouml;tekiler ittifakı&rdquo; tarafından başarıyla y&uuml;r&uuml;t&uuml;len hibrit savaş y&ouml;ntemi de ABD&rsquo;yi doğrudan savaşa zorluyor: Zira onlar adına savaşacak bir g&uuml;&ccedil; yok.</p> <p>Dolayısıyla sahada (DEAŞ, PYD-YPG/PKK gibi) vekil g&uuml;&ccedil;lerini b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de kaybeden ABD-İsrail ikilisi, ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleri ve y&ouml;ntemi &uuml;zerinden istediklerini elde edemeyince, devreye yeni vekil g&uuml;&ccedil;leri ve onların meşruiyet gerek&ccedil;elerini sokmaya &ccedil;alışıyorlar. &ldquo;Arap Ordusu&rdquo;, &ldquo;Arap NATO&rsquo;su&rdquo; ve benzeri adlar altında &ldquo;Barış G&uuml;c&uuml;&rdquo; şeklinde g&uuml;ndeme gelen oluşumlar bunun bir sonucu olarak değerlendirilebilir. Fakat b&ouml;lgede başta Mısır ve K&ouml;rfez &uuml;lkelerinden BAE, Kuveyt ve benzerleri olmak &uuml;zere, İsrail eksenli oluşturulmaya &ccedil;alışılan ve Suriye&rsquo;nin kuzeyi d&acirc;hil, Ortadoğu-İslam d&uuml;nyasında g&ouml;revler verilmeye &ccedil;alışılan bu eksen inşasının tutmadığı g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor. Son NATO zirvesinde bu &ouml;rg&uuml;te Suriye&rsquo;de rol y&uuml;klenilmeye &ccedil;alışılması da bu tespiti teyit ediyor.</p> <p>Daha da &ouml;tesi ABD, yakın &ccedil;evrelerde y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; g&uuml;&ccedil; m&uuml;cadelesinin bir benzerine Venezuela&rsquo;da zorlanıyor. ABD Ortadoğu&rsquo;da oynanan oyunu kendi &ldquo;arka bah&ccedil;esinde&rdquo; oynamaya zorlanıyor. Ortadoğu bu y&ouml;n&uuml;yle ABD&rsquo;nin arka bah&ccedil;esini a&ccedil;an bir kilit olarak karşımıza &ccedil;ıkıyor.</p> <h3>ABD k&uuml;resel g&uuml;&ccedil; stat&uuml;s&uuml;n&uuml; Ortadoğu&rsquo;da kaybetmiştir</h3> <p>Ortadoğu, &ouml;zellikle Arap Baharı ve Suriye i&ccedil; savaşıyla birlikte, &ldquo;k&uuml;resel g&uuml;&ccedil;&rdquo; ve &ldquo;k&uuml;resel/b&ouml;lgesel g&uuml;&ccedil; adaylarının&rdquo; &ccedil;atıştığı bir &ouml;n cepheye d&ouml;n&uuml;şm&uuml;şt&uuml;r. &Ccedil;in&rsquo;in 2015&rsquo;ten bu yana Doğu Akdeniz&rsquo;deki varlığı ve aynı şekilde Rusya&rsquo;nın Eyl&uuml;l 2015 itibarıyla Suriye&rsquo;ye silahlı kuvvetlerini sevk etmesi ve burada milis g&uuml;&ccedil;leriyle birlikte y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml; m&uuml;cadele bunun bir g&ouml;stergesidir. Ortadoğu bu bağlamda, &Ccedil;in&rsquo;in deniz aşırı bir g&uuml;&ccedil; olarak, donanması &uuml;zerinden ABD&rsquo;ye ilk meydan okuduğu bir b&ouml;lge olurken, Şanghay İşbirliği &Ouml;rg&uuml;t&uuml;&rsquo;n&uuml;n iki kurucu (Rusya ve &Ccedil;in), bir g&ouml;zlemci (İran) ve bir diyalog ortağı (T&uuml;rkiye) burada de facto bir birliktelik sergilemiştir.</p> <p>Rusya-&Ccedil;in ikilisi ve hatta İran, ABD&rsquo;yi kendi yakın &ccedil;evrelerinden uzak tutabilmek ve onun g&uuml;c&uuml;n&uuml;, enerjisini dağıtabilmek i&ccedil;in Suriye&rsquo;de bu &uuml;lkeyle m&uuml;cadele i&ccedil;erisindedir. Eğer ABD burada kazanırsa onlar kaybedecek, onlar kazanırsa ABD g&uuml;c&uuml; b&uuml;y&uuml;k bir darbe alacaktır. Dolayısıyla Ortadoğu&rsquo;daki g&uuml;&ccedil; m&uuml;cadelesi, t&uuml;m b&ouml;lgesel g&uuml;&ccedil;ler tarafından bir beka meselesi olarak g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Buna ABD&rsquo;nin kendisi de dahil.</p> <h3>Ortadoğu yeni d&uuml;nya d&uuml;zeninin adını koymuştur</h3> <p>Yeni uluslararası sistemin adı, b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de Ortadoğu merkezli yaşanan g&uuml;&ccedil; m&uuml;cadelesiyle birlikte şekillenmiş g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu bağlamda Ortadoğu, g&uuml;&ccedil; merkezinin Batı&rsquo;dan Doğu&rsquo;ya kayışını hızlandırıcı bir rol oynamıştır ve ABD&rsquo;nin tek kutuplu bir d&uuml;nya inşa edemeyeceği anlaşılmıştır. Nitekim yeni d&uuml;nya d&uuml;zeninin adı, bu bağlamda &ldquo;&Ccedil;ok Kutuplu D&uuml;nya&rdquo; olarak kabul g&ouml;rmeye başlamıştır.</p> <p>Ortadoğu aynı zamanda Batı değerlerinin ve g&uuml;&ccedil; anlayışının da iflas ettiği, bir anlamda &ldquo;kral &ccedil;ıplak&rdquo; denildiği bir turnusol k&acirc;ğıdı vazifesi g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r. Batı&rsquo;nın başta demokrasi ve insan hakları olmak &uuml;zere t&uuml;m d&uuml;nyaya dayattığı değerlerin i&ccedil;inin boş ve birer aldatmacadan ibaret olduğu Irak ve diğer &ouml;rneklerde g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r.</p> <p>ABD&rsquo;nin g&uuml;c&uuml;, daha doğrusu g&uuml;c&uuml;n&uuml;n sınırları Ortadoğu&rsquo;da test edilmiştir. ABD, k&uuml;resel lider olmak bir tarafa, Batı &uuml;zerindeki liderliğini de Ortadoğu&rsquo;daki başarısızlığı ve yol a&ccedil;tığı beklenmedik sonu&ccedil;lardan &ouml;t&uuml;r&uuml; kaybetmiştir. Nitekim m&uuml;lteci sorunu, DAEŞ fakt&ouml;r&uuml;/ter&ouml;r&uuml; ve benzeri hadiselerin Avrupa&rsquo;da etkisini g&ouml;stermesi, &ouml;nce Avrupa&rsquo;daki siyasi liderleri, sonrasında da Atlantik&rsquo;in iki yakasını karşı karşıya getirmiştir. ABD ile Almanya merkezli Avrupa Birliği (AB) arasındaki g&uuml;&ccedil; m&uuml;cadelesine Brexit s&uuml;reciyle birlikte İngiltere de d&acirc;hil olmuştur.</p> <h3>Ortadoğu k&uuml;resel fay hattının y&ouml;n&uuml;n&uuml; tayin etmiştir</h3> <p>ABD Ortadoğu&rsquo;da kaybettiğinin ve daha fazla vakit, enerji ve g&uuml;&ccedil; kaybetmemesi gerektiğinin farkında. K&uuml;resel g&uuml;&ccedil; stat&uuml;s&uuml;n&uuml; tekrar kazanmak i&ccedil;in hızlı bir şekilde Ortadoğu&rsquo;yu terk etmek ve Rusya-&Ccedil;in yakın &ccedil;evresine konuşlanmak isteğinde. Rusya ve &ouml;zellikle de &Ccedil;in&rsquo;in yumuşak karnı durumunda bulunan Orta Asya-G&uuml;ney Asya hattı, hızlı bir şekilde Ortadoğululaştırılıyor. Doğu T&uuml;rkistan, Myanmar, Keşmir, Belucistan ve Afganistan&rsquo;daki krizlerin tekrar patlak vermesi bunun birer g&ouml;stergesi. Ortadoğu&rsquo;da oynanan etnik-mezhepsel bazlı oyun bu b&ouml;lgelerde de sergilenmeye &ccedil;alışılıyor. Nitekim y&ouml;ntem ve ara&ccedil;lardaki benzerlikler bunu &ccedil;ok net bir şekilde ortaya koyuyor. Ortadoğu bu bağlamda iki taraf a&ccedil;ısından da &ouml;nemli bir deneyim alanı olagelmiştir.</p> <p>Bu arada, ABD&rsquo;nin T&uuml;rk-İslam d&uuml;nyasına y&ouml;nelik adeta bir &ldquo;g&uuml;nah &ccedil;ıkartma&rdquo; peşinde olduğu da dikkatlerden ka&ccedil;mıyor. Bu bağlamda son yıllarda &ouml;nce Myanmar (Burma/Birmanya) ve son d&ouml;nemde Doğu T&uuml;rkistan&rsquo;a y&ouml;nelik artan ilgisi ve &ldquo;destekleri&rdquo; bazı kafaları karıştırmış durumda. Şunun &ccedil;ok net bir şekilde bilinmesi lazım: ABD&rsquo;nin/Batı&rsquo;nın T&uuml;rk-İslam d&uuml;nyasına y&ouml;nelik ger&ccedil;ek y&uuml;z&uuml;, Ortadoğu&rsquo;da ve Akdeniz&rsquo;in derinliklerinde g&ouml;r&uuml;lm&uuml;ş ve test edilmiştir.</p> <p>Diğer taraftan, ABD&rsquo;deki kafa karışıklığı da dikkatlerden ka&ccedil;mıyor. Trump her ne kadar Suriye&rsquo;den, Ortadoğu&rsquo;dan &ccedil;ıkmak istese de, bunun kısa bir zamanda ger&ccedil;ekleşmeyeceği anlaşılıyor. Zira ABD dış politikası bağımsız değildir. ABD dış politikasının Evanjelikler &uuml;zerinden İsrail&rsquo;in ipoteği altında olduğu, Suriye/Ortadoğu merkezli son gelişmelerde &ccedil;ok net bir şekilde g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Trump&rsquo;ın Suriye&rsquo;den &ccedil;ekilmeyle ilgili &ccedil;elişkili, zikzak dolu a&ccedil;ıklamaları bunun bir g&ouml;stergedir.</p> <h3>İsrail kaybetti</h3> <p>İsrail b&ouml;lgede en g&uuml;&ccedil;l&uuml; olduğunu zannettiği bir anda zayıflığını g&ouml;rd&uuml;. ABD&rsquo;nin Suriye&rsquo;den &ccedil;ekilmesine t&uuml;m hatlarıyla karşı &ccedil;ıkmasının altında da bu yatıyor. İsrail, etrafını saran harabeye d&ouml;nm&uuml;ş coğrafyadaki yeni dirilişin ve her ge&ccedil;en g&uuml;n g&uuml;&ccedil;lenen dip dalgasının kendisini nasıl bir geleceğe doğru ittiğinin tamamen farkında. İsrail bundan dolayı g&uuml;venliğini b&ouml;lge K&uuml;rtl&uuml;ğ&uuml;yle sağlamaya &ccedil;alışıyor. Fakat Erbil başta olmak &uuml;zere Kuzey Irak&rsquo;ta sallandırılan İsrail bayrakları, ona g&uuml;venenler a&ccedil;ısından nasıl bir h&uuml;sran yarattıysa, aynı akıbet Suriye&rsquo;nin kuzeyi i&ccedil;in de ge&ccedil;erli. Zira ger&ccedil;ek manada hi&ccedil;bir M&uuml;sl&uuml;man K&uuml;rd&uuml;n bu projeye destek vermesi m&uuml;mk&uuml;n değildir; destek ş&ouml;yle dursun, aynen Ha&ccedil;lı Seferleri&rsquo;nde ve Derbent Savaşı&rsquo;nda olduğu gibi bunun karşısındadır. Nitekim Ortadoğu K&uuml;rtlerinden destek bulamadığı i&ccedil;in İsrail, b&ouml;lgedeki bir takım kukla y&ouml;netimleri ve ter&ouml;rist &ouml;rg&uuml;tleri K&uuml;rtlerin temsilcisi ve bu &ouml;rg&uuml;tler &uuml;zerinden kendisini de &ldquo;K&uuml;rtlerin hamisi olan g&uuml;&ccedil;&rdquo; olarak g&ouml;stermeye &ccedil;alışıyor.</p> <p>Kud&uuml;s, Filistin-İsrail meselesi ve bu bağlamda Ortadoğu, İslam d&uuml;nyasında yeniden birliğin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;arken, M&uuml;sl&uuml;manlar yitikleri konumundaki &ldquo;birliği&rdquo; tekrar oluşturmaya başlamış durumdalar. ABD-İsrail ikilisi B&uuml;y&uuml;k Ortadoğu Projesi (BOP) &uuml;zerinden İslam d&uuml;nyasında etnik-mezhepsel fay hatlarını hareket ge&ccedil;irmek suretiyle bir &ldquo;İslam i&ccedil; savaşı&rdquo; hedeflerken, T&uuml;rkiye ve İran bu oyunu bozmuştur. Katar-Suudi Arabistan krizi, 25 Eyl&uuml;l referandum krizi ve İran&rsquo;da ger&ccedil;ekleştirilen DAEŞ saldırıları karşısında takınılan tavır bunun birer g&ouml;stergesidir.</p> <h3>D&uuml;n Osmanlı, bug&uuml;n T&uuml;rkiye Cumhuriyeti</h3> <p>İsrail devletinin b&ouml;lgedeki varlığı, ancak ve ancak cihan devleti Osmanlı&rsquo;nın tasfiyesiyle m&uuml;mk&uuml;n olabilmişti. Bunun bilincinde olan g&uuml;&ccedil;ler, T&uuml;rkiye Cumhuriyeti devletini yıkmadan b&ouml;lgede B&uuml;y&uuml;k İsrail Projesi&rsquo;ni (BİP) hayata ge&ccedil;iremeyeceklerinin farkındalar. Bundan dolayı T&uuml;rkiye, &ouml;zellikle İsrail Cumhurbaşkanı Peres&rsquo;in &ldquo;one minute&rdquo; krizinin ardından beyan ettiği bir kuşatmayla karşı karşıya ve bu s&uuml;rece son d&ouml;nemde NATO da dahil edilmeye &ccedil;alışılıyor.</p> <p>T&uuml;rkiye&rsquo;yi d&ouml;rt bir taraftan &ouml;nce &ccedil;evrelemeye, pasifize etmeye, akabinde de BOP/BİP&rsquo;i kabul ettirmeye y&ouml;nelik, işgal dahil, her t&uuml;rl&uuml; y&ouml;ntem ve hedefi ihtiva eden bu politikaya karşı T&uuml;rkiye&rsquo;nin cevabı &ldquo;de facto yakın &ccedil;evre ittifakı&rdquo; olmuştur. T&uuml;rkiye&rsquo;nin S-400 tercihi ve bu konudaki ısrarı, tehdit algısının y&ouml;n&uuml;n&uuml; ve boyutunu ortaya koyması a&ccedil;ısından da &ouml;nemli.</p> <p>T&uuml;rk-Rus ortaklığı bunun somut bir g&ouml;stergesi. Doğu Akdeniz&rsquo;de yalnızlaştırılmaya ve b&ouml;lgedeki &ccedil;ıkarları, varlığı tehdit edilmeye &ccedil;alışılan T&uuml;rkiye, buna Rusya ile cevap verdi ve Rusya b&ouml;ylece sıcak denizlere inebilmiş durumda. Karadeniz&rsquo;in g&uuml;venliği ekseninde kendisini g&ouml;steren T&uuml;rk-Rus işbirliği, Akdeniz&rsquo;de de boy g&ouml;stermeye başladı. Bu husus, &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir olasılıkla ABD-İsrail ikilisinin yaptığı hesaplarda yer almamıştı. Dolayısıyla Ortadoğu menşeli gelişmeler bir kez daha T&uuml;rk-Rus birlikteliğinin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;mış ve b&ouml;lgedeki oyunu bozmuştur.</p> <h3>T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ldquo;&uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; g&uuml;&ccedil; merkezi&rdquo; olarak y&uuml;kselişi başlamıştır</h3> <p>Ortadoğu demek b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de T&uuml;rkiye demektir. T&uuml;rkiye demek ise &ldquo;T&uuml;rk-İslam d&uuml;nyası jeopolitiği&rdquo; demektir. Dolayısıyla T&uuml;rkiye&rsquo;nin b&ouml;lgesel ağırlığı sadece Osmanlı ile sınırlı değildir; B&uuml;y&uuml;k Sel&ccedil;uklu coğrafyasını da i&ccedil;eren bir stratejik derinliğe, etkiye sahiptir ve bu avantajı, aynen Milli M&uuml;cadele d&ouml;neminde olduğu gibi, bug&uuml;n de Ortadoğu ağırlıklı T&uuml;rk-İslam d&uuml;nyasında hızlı bir karşılık, destek bulmuştur. Nitekim T&uuml;rkiye&rsquo;nin sahadaki g&uuml;c&uuml; buna dayanmakta.</p> <p>T&uuml;rkiye hi&ccedil; kuşkusuz yeni d&uuml;nya d&uuml;zeninin adının belirlenmesinde ya da k&uuml;resel g&uuml;&ccedil; m&uuml;cadelesinin seyrinde belirleyici bir yere sahip olduğunu Ortadoğu&rsquo;da ortaya koymuştur. T&uuml;rkiye&rsquo;nin Irak, Suriye, Filistin, Katar ve hatta İran ağırlıklı duruşu, direnci ve m&uuml;cadelesi T&uuml;rk-İslam d&uuml;nyası jeopolitiğinin d&ouml;n&uuml;ş&uuml; a&ccedil;ısından &ouml;nemli kırılmalara yol a&ccedil;mıştır. Nitekim 24 Ağustos 2016&rsquo;da Suriye i&ccedil; savaşına sahada da m&uuml;dahil olmasıyla birlikte, savaştaki denge ABD aleyhine bozulmuştur.</p> <p>Dolayısıyla Ortadoğu, gerek Batı i&ccedil;indeki b&ouml;l&uuml;nmede gerekse &ccedil;ok kutuplu bir d&uuml;nya oluşumunda, T&uuml;rkiye&rsquo;nin Doğu ile Batı arasında dengeleyici bir g&uuml;&ccedil; merkezi olduğunu ortaya koymuştur. Daha somut bir ifadeyle Ortadoğu&rsquo;daki fay hatları, T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ccedil;ok kutuplu d&uuml;nyada bir g&uuml;&ccedil; merkezi olarak yer almasının &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;mıştır.</p> <p>[Ankara Hacı Bayram Veli &Uuml;niversitesi &ouml;ğretim &uuml;yesi olan Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol aynı zamanda Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) başkanıdır]</p>