Assos'ta 1600 yıllık insan ve hayvan figürlü iki kolye ucu bulundu

KÜLTÜR SANAT (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 26.12.2019 - 13:40, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Assos'ta 1600 yıllık insan ve hayvan figürlü iki kolye ucu bulundu

Çanakkale'deki Assos Antik Kenti'nde devam eden kazılarda, kemikten yapılmış kolye ucu ve yüzüklerin yanı sıra granit balta ile sikkelere rastlandı.
ÇANAKKALE(AA) - Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içinde kalan Antik Çağ'ın en önemli liman kentlerinden Assos'ta, 1600 yıllık kemik kolye uçları bulundu. Antik Çağ'da "Troas" olarak adlandırılan bölgenin güney ucunda volkanik bir tepenin zirvesi ve yamaçlarında, Yunanistan'ın Midilli Adası'nın karşısında kurulan kent, asırlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı.Assos Antik Kenti'nde ilk kez ABD'li arkeologların 1800'lü yıllarda gerçekleştirdiği kazılara, uzun bir aranın ardından 1981'de yeniden başlandı. Bölgede Türk bilim insanlarınca 38 yıldır kazı çalışması yürütülüyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazı ve restorasyon çalışmalarının Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Tarih Kurumunun desteği, İÇDAŞ'ın ana sponsorluğunda sürdüğünü söyledi. Bölgede bu yıl ele geçen en eski buluntulardan birinin, granitten yapılmış balta olduğunu belirten Arslan, "Bu taş balta nekropolis alanında yüzeyde bulunmuş bir eser ancak benzerleri gerek Amerikan kazılarında gerekse 1990'lı yıllarda Türk arkeologlar tarafından bulunmuş. Elimizde milattan önce 5000'e tarihlenen, Kalkolitik dediğimiz döneme tarihlenen 4 baltamız mevcut. Bu baltalar Assos'un iskan ya da yerleşme tarihinin milattan önce 5000'lere kadar gittiğini gösteren izler olması bakımından önemli." ifadelerini kullandı. Arslan, kazılar sırasında kemikten yapılmış iki objeye rastladıklarını aktardı.Bu eserlerle ilgili bilgi veren Arslan, "Agoranın batısındaki kemik atölyesinde üretilen objeler arasında, takı olarak kullanılan biri hayvan, diğeri insan şeklinde iki obje var. Bunlar antik dönemde insanların kolye olarak kullandığı takıların parçaları olmalı. Bunları dönem olarak 4'üncü yüzyıla tarihliyoruz." dedi.Pek çok medeniyete ait sikkeler de bulunduFarklı alanlarda kazılar yaptıklarını dile getiren Arslan, milattan önce 5'inci yüzyıldan başlayıp 11'inci, 12'nci asırlara hatta Osmanlı dönemine kadar giden sikkeler çıkardıklarını belirtti.Bulunan madeni paraların özelliklerine değinen Prof. Dr. Arslan, şöyle konuştu:"Assos'ta ele geçen sikkelerin en büyük grubunu Bizans (Doğu Roma) çağına ait sikkeler oluşturmakta, çünkü çalıştığımız katmanlar ağırlıklı olarak Bizans döneminden kalma. Bu çalışmalar bize, Assos Ören Yeri'ndeki Bizans kalıntılarının, erken Bizans çağını anlamak için çok iyi korunmuş bir merkez olduğunu gösteriyor. Bu sonuçlara göre, ören yeri 5'inci yüzyıl ile 7'nci yüzyıl arasında yoğun bir yerleşim görüyor. 7'nci yüzyıldan sonra bu yerleşimin giderek zayıfladığını, 12'nci yüzyılda ise akropoliste küçük bir kale haline geldiğini görüyoruz. Şehrin üzerinde daha sonra herhangi bir yerleşim olmadığı için de erken Bizans dönemindeki şehir planlaması, konutların yaşam biçimleri fonksiyonları ve gündelik yaşama ait verilerin oldukça değerli olduğunu söyleyebiliriz."
Çanakkale'deki Assos Antik Kenti'nde devam eden kazılarda, kemikten yapılmış kolye ucu ve yüzüklerin yanı sıra granit balta ile sikkelere rastlandı.
ÇANAKKALE(AA) - Çanakkale'nin Ayvacık ilçesine bağlı Behramkale köyü sınırları içinde kalan Antik Çağ'ın en önemli liman kentlerinden Assos'ta, 1600 yıllık kemik kolye uçları bulundu. Antik Çağ'da "Troas" olarak adlandırılan bölgenin güney ucunda volkanik bir tepenin zirvesi ve yamaçlarında, Yunanistan'ın Midilli Adası'nın karşısında kurulan kent, asırlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı.Assos Antik Kenti'nde ilk kez ABD'li arkeologların 1800'lü yıllarda gerçekleştirdiği kazılara, uzun bir aranın ardından 1981'de yeniden başlandı. Bölgede Türk bilim insanlarınca 38 yıldır kazı çalışması yürütülüyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Assos Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nurettin Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazı ve restorasyon çalışmalarının Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türk Tarih Kurumunun desteği, İÇDAŞ'ın ana sponsorluğunda sürdüğünü söyledi. Bölgede bu yıl ele geçen en eski buluntulardan birinin, granitten yapılmış balta olduğunu belirten Arslan, "Bu taş balta nekropolis alanında yüzeyde bulunmuş bir eser ancak benzerleri gerek Amerikan kazılarında gerekse 1990'lı yıllarda Türk arkeologlar tarafından bulunmuş. Elimizde milattan önce 5000'e tarihlenen, Kalkolitik dediğimiz döneme tarihlenen 4 baltamız mevcut. Bu baltalar Assos'un iskan ya da yerleşme tarihinin milattan önce 5000'lere kadar gittiğini gösteren izler olması bakımından önemli." ifadelerini kullandı. Arslan, kazılar sırasında kemikten yapılmış iki objeye rastladıklarını aktardı.Bu eserlerle ilgili bilgi veren Arslan, "Agoranın batısındaki kemik atölyesinde üretilen objeler arasında, takı olarak kullanılan biri hayvan, diğeri insan şeklinde iki obje var. Bunlar antik dönemde insanların kolye olarak kullandığı takıların parçaları olmalı. Bunları dönem olarak 4'üncü yüzyıla tarihliyoruz." dedi.Pek çok medeniyete ait sikkeler de bulunduFarklı alanlarda kazılar yaptıklarını dile getiren Arslan, milattan önce 5'inci yüzyıldan başlayıp 11'inci, 12'nci asırlara hatta Osmanlı dönemine kadar giden sikkeler çıkardıklarını belirtti.Bulunan madeni paraların özelliklerine değinen Prof. Dr. Arslan, şöyle konuştu:"Assos'ta ele geçen sikkelerin en büyük grubunu Bizans (Doğu Roma) çağına ait sikkeler oluşturmakta, çünkü çalıştığımız katmanlar ağırlıklı olarak Bizans döneminden kalma. Bu çalışmalar bize, Assos Ören Yeri'ndeki Bizans kalıntılarının, erken Bizans çağını anlamak için çok iyi korunmuş bir merkez olduğunu gösteriyor. Bu sonuçlara göre, ören yeri 5'inci yüzyıl ile 7'nci yüzyıl arasında yoğun bir yerleşim görüyor. 7'nci yüzyıldan sonra bu yerleşimin giderek zayıfladığını, 12'nci yüzyılda ise akropoliste küçük bir kale haline geldiğini görüyoruz. Şehrin üzerinde daha sonra herhangi bir yerleşim olmadığı için de erken Bizans dönemindeki şehir planlaması, konutların yaşam biçimleri fonksiyonları ve gündelik yaşama ait verilerin oldukça değerli olduğunu söyleyebiliriz."
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.