Prof. Dr. Oğuz: Türkiye'de günlük tuz tüketimi 16-18 grama ulaştı

<p>İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri &Uuml;niversitesi G&uuml;lhane Eğitim Araştırma Hastanesi Nefroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Oğuz, yapılan &ccedil;alışmalar sonucunda T&uuml;rkiye&#39;deki g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketiminin 16-18 grama ulaştığının tespit edildiğini belirterek, T&uuml;rkiye&#39;deki tuz t&uuml;ketiminin gelişmiş &uuml;lkelere g&ouml;re 3-4 kat fazla olmasının &ouml;nemli bir halk sağlığı sorunu oluşturduğunu bildirdi.</p> <p>Prof. Dr. Oğuz, &quot;11-17 Mart D&uuml;nya Tuza Dikkat Haftası&quot; dolayısıyla yaptığı yazılı a&ccedil;ıklamada, erkek v&uuml;cudunun yaklaşık y&uuml;zde 60&#39;ının, kadın v&uuml;cudunun ise y&uuml;zde 50&#39;sinin sudan oluştuğunu belirtti.</p> <p>Bu suyun 3&#39;te 2&#39;sinin dokuları oluşturan h&uuml;crelerin i&ccedil;inde, 3&#39;te 1&#39;inin de h&uuml;crelerin dışındaki alanlarda bulunduğunu kaydeden Oğuz, h&uuml;crelerin dışında bulunan suyun 4&#39;te 3&#39;&uuml;n&uuml;n h&uuml;creler arası alandayken, 4&#39;te 1&#39;inin de kan şeklinde damarların i&ccedil;inde bulunduğunu aktardı.</p> <p>Prof. Dr. Oğuz, suyun v&uuml;cudun i&ccedil;inde bu şekilde belli oranlarda dağılma durumunun sodyum adı verilen tuz tarafından sağlandığına dikkati &ccedil;ekerek, tuz sayesinde v&uuml;cut suyunun damar i&ccedil;inde kaldığını ve gerektiğinde h&uuml;creler arası alan ile h&uuml;crelerin i&ccedil;ine girip &ccedil;ıkabildiğini ifade etti.</p> <p>Suyun b&ouml;l&uuml;mler arasında devamlı hareket halinde olmasının ise oksijenin ve besin maddelerinin h&uuml;crelere ulaşmasını ve orada oluşan karbondioksit ile metabolik artıkların h&uuml;crelerden uzaklaşmasını sağladığını belirten Oğuz, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;S&ouml;z&uuml; edilen işlevlerin yapılabilmesi i&ccedil;in g&uuml;nl&uuml;k 1,5-2 gram (bir &ccedil;ay kaşığı) tuza ihtiya&ccedil; duyulmaktadır. Bu ihtiya&ccedil; g&uuml;nl&uuml;k i&ccedil;tiğimiz su ve katkısız her t&uuml;rl&uuml; gıdalardan sağlanabilmektedir. V&uuml;cuda giren tuz kullanıldıktan sonra b&uuml;y&uuml;k oranda b&ouml;breklerden, az oranda da gaita ve terle atılmaktadır. Gereğinden fazla tuz t&uuml;ketilirse damar i&ccedil;inde fazla tuz ve su birikimine yol a&ccedil;arak hipertansiyona, h&uuml;creler arası alanda birikimine bağlı olarak da &ouml;ncelikle ayaklarda &ouml;deme neden olacaktır. Hipertansiyon kalbi etkileyerek kalp yetmezliğine, beyin damarlarını etkileyerek inmeye, b&ouml;brek damarlarını etkileyerek b&ouml;brek yetmezliğine ve b&uuml;t&uuml;n bunlara bağlı olarak &ouml;l&uuml;m sıklığının artmasına yol a&ccedil;makta.&quot;</p> <p><span style="color:rgb(43, 43, 43); font-family:segoe ui,helvetica neue,droid sans,arial,tahoma,geneva,sans-serif; font-size:14px">&quot;Gelişmiş &uuml;lkelerde g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketimi 6 gram civarında&quot;</span></p> <p>Yapılan &ccedil;alışmalarda tuz t&uuml;ketiminin fazla olduğu toplumlarda t&uuml;ketimin az olduğu toplumlara g&ouml;re hipertansiyonun ve buna bağlı hastalıkların daha fazla g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n tespit edildiğini aktaran Oğuz, &quot;T&uuml;rk Hipertansiyon ve B&ouml;brek Hastalıkları Derneğinin yaptığı &ccedil;alışmada, &uuml;lkemizde g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketiminin 16-18 grama ulaştığı bildirilmiştir. Gelişmiş &uuml;lkelerde ise bu miktarın 6 gram civarında olduğu saptanmıştır. T&uuml;rkiye&#39;de tuz t&uuml;ketiminin gelişmiş &uuml;lkelere g&ouml;re 3-4 kat fazla olması &ouml;nemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza &ccedil;ıkmaktadır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>Bu kapsamda, tuz t&uuml;ketiminin azaltılmasına y&ouml;nelik bazı tedbirlerin alınmasının zorunlu hale geldiğini kaydeden Oğuz, şu bilgileri verdi:</p> <p>&quot;Evde pişirilen yemeklerde hi&ccedil; tuz kullanılmamalı veya az kullanılmalı. Tuz kısıtlaması yapılırken yemeklerin lezzetlerini arttırmak i&ccedil;in baharatlar ve limon kullanılmalı. Tuz i&ccedil;eriği y&uuml;ksek olan fastfood ve paketlenmiş hazır gıdaların &uuml;retilmesi, bu gıdaların t&uuml;ketilmesinden ka&ccedil;ınılması ve bu durumu devletin sağlık politikası haline getirilmesi sağlanmalıdır. &Ouml;zellikle &ccedil;ocukların patates cipsi gibi y&uuml;ksek miktarda tuz i&ccedil;eren atıştırmalık gıdalar t&uuml;ketmesi, &ccedil;ocuklarda tuz tadı alma eşiğinin y&uuml;kselmesine ve zaman i&ccedil;erisinde daha fazla tuzlu gıda t&uuml;ketmelerine neden olmakta.&quot;</p>