Prof. Dr. Oğuz: Türkiye'de günlük tuz tüketimi 16-18 grama ulaştı

DÜNYA (AA) - Anadolu Ajansı | 14.03.2019 - 16:16, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:58
 

Prof. Dr. Oğuz: Türkiye'de günlük tuz tüketimi 16-18 grama ulaştı

Prof. Dr. Yusuf Oğuz, "Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğinin yaptığı çalışmada, ülkemizde günlük tuz tüketiminin 16-18 grama ulaştığı bildirilmiştir." dedi.
<p>İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri &Uuml;niversitesi G&uuml;lhane Eğitim Araştırma Hastanesi Nefroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Oğuz, yapılan &ccedil;alışmalar sonucunda T&uuml;rkiye&#39;deki g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketiminin 16-18 grama ulaştığının tespit edildiğini belirterek, T&uuml;rkiye&#39;deki tuz t&uuml;ketiminin gelişmiş &uuml;lkelere g&ouml;re 3-4 kat fazla olmasının &ouml;nemli bir halk sağlığı sorunu oluşturduğunu bildirdi.</p> <p>Prof. Dr. Oğuz, &quot;11-17 Mart D&uuml;nya Tuza Dikkat Haftası&quot; dolayısıyla yaptığı yazılı a&ccedil;ıklamada, erkek v&uuml;cudunun yaklaşık y&uuml;zde 60&#39;ının, kadın v&uuml;cudunun ise y&uuml;zde 50&#39;sinin sudan oluştuğunu belirtti.</p> <p>Bu suyun 3&#39;te 2&#39;sinin dokuları oluşturan h&uuml;crelerin i&ccedil;inde, 3&#39;te 1&#39;inin de h&uuml;crelerin dışındaki alanlarda bulunduğunu kaydeden Oğuz, h&uuml;crelerin dışında bulunan suyun 4&#39;te 3&#39;&uuml;n&uuml;n h&uuml;creler arası alandayken, 4&#39;te 1&#39;inin de kan şeklinde damarların i&ccedil;inde bulunduğunu aktardı.</p> <p>Prof. Dr. Oğuz, suyun v&uuml;cudun i&ccedil;inde bu şekilde belli oranlarda dağılma durumunun sodyum adı verilen tuz tarafından sağlandığına dikkati &ccedil;ekerek, tuz sayesinde v&uuml;cut suyunun damar i&ccedil;inde kaldığını ve gerektiğinde h&uuml;creler arası alan ile h&uuml;crelerin i&ccedil;ine girip &ccedil;ıkabildiğini ifade etti.</p> <p>Suyun b&ouml;l&uuml;mler arasında devamlı hareket halinde olmasının ise oksijenin ve besin maddelerinin h&uuml;crelere ulaşmasını ve orada oluşan karbondioksit ile metabolik artıkların h&uuml;crelerden uzaklaşmasını sağladığını belirten Oğuz, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;S&ouml;z&uuml; edilen işlevlerin yapılabilmesi i&ccedil;in g&uuml;nl&uuml;k 1,5-2 gram (bir &ccedil;ay kaşığı) tuza ihtiya&ccedil; duyulmaktadır. Bu ihtiya&ccedil; g&uuml;nl&uuml;k i&ccedil;tiğimiz su ve katkısız her t&uuml;rl&uuml; gıdalardan sağlanabilmektedir. V&uuml;cuda giren tuz kullanıldıktan sonra b&uuml;y&uuml;k oranda b&ouml;breklerden, az oranda da gaita ve terle atılmaktadır. Gereğinden fazla tuz t&uuml;ketilirse damar i&ccedil;inde fazla tuz ve su birikimine yol a&ccedil;arak hipertansiyona, h&uuml;creler arası alanda birikimine bağlı olarak da &ouml;ncelikle ayaklarda &ouml;deme neden olacaktır. Hipertansiyon kalbi etkileyerek kalp yetmezliğine, beyin damarlarını etkileyerek inmeye, b&ouml;brek damarlarını etkileyerek b&ouml;brek yetmezliğine ve b&uuml;t&uuml;n bunlara bağlı olarak &ouml;l&uuml;m sıklığının artmasına yol a&ccedil;makta.&quot;</p> <p><span style="color:rgb(43, 43, 43); font-family:segoe ui,helvetica neue,droid sans,arial,tahoma,geneva,sans-serif; font-size:14px">&quot;Gelişmiş &uuml;lkelerde g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketimi 6 gram civarında&quot;</span></p> <p>Yapılan &ccedil;alışmalarda tuz t&uuml;ketiminin fazla olduğu toplumlarda t&uuml;ketimin az olduğu toplumlara g&ouml;re hipertansiyonun ve buna bağlı hastalıkların daha fazla g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n tespit edildiğini aktaran Oğuz, &quot;T&uuml;rk Hipertansiyon ve B&ouml;brek Hastalıkları Derneğinin yaptığı &ccedil;alışmada, &uuml;lkemizde g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketiminin 16-18 grama ulaştığı bildirilmiştir. Gelişmiş &uuml;lkelerde ise bu miktarın 6 gram civarında olduğu saptanmıştır. T&uuml;rkiye&#39;de tuz t&uuml;ketiminin gelişmiş &uuml;lkelere g&ouml;re 3-4 kat fazla olması &ouml;nemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza &ccedil;ıkmaktadır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>Bu kapsamda, tuz t&uuml;ketiminin azaltılmasına y&ouml;nelik bazı tedbirlerin alınmasının zorunlu hale geldiğini kaydeden Oğuz, şu bilgileri verdi:</p> <p>&quot;Evde pişirilen yemeklerde hi&ccedil; tuz kullanılmamalı veya az kullanılmalı. Tuz kısıtlaması yapılırken yemeklerin lezzetlerini arttırmak i&ccedil;in baharatlar ve limon kullanılmalı. Tuz i&ccedil;eriği y&uuml;ksek olan fastfood ve paketlenmiş hazır gıdaların &uuml;retilmesi, bu gıdaların t&uuml;ketilmesinden ka&ccedil;ınılması ve bu durumu devletin sağlık politikası haline getirilmesi sağlanmalıdır. &Ouml;zellikle &ccedil;ocukların patates cipsi gibi y&uuml;ksek miktarda tuz i&ccedil;eren atıştırmalık gıdalar t&uuml;ketmesi, &ccedil;ocuklarda tuz tadı alma eşiğinin y&uuml;kselmesine ve zaman i&ccedil;erisinde daha fazla tuzlu gıda t&uuml;ketmelerine neden olmakta.&quot;</p>
Prof. Dr. Yusuf Oğuz, "Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğinin yaptığı çalışmada, ülkemizde günlük tuz tüketiminin 16-18 grama ulaştığı bildirilmiştir." dedi.
<p>İSTANBUL (AA) - Sağlık Bilimleri &Uuml;niversitesi G&uuml;lhane Eğitim Araştırma Hastanesi Nefroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Yusuf Oğuz, yapılan &ccedil;alışmalar sonucunda T&uuml;rkiye&#39;deki g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketiminin 16-18 grama ulaştığının tespit edildiğini belirterek, T&uuml;rkiye&#39;deki tuz t&uuml;ketiminin gelişmiş &uuml;lkelere g&ouml;re 3-4 kat fazla olmasının &ouml;nemli bir halk sağlığı sorunu oluşturduğunu bildirdi.</p> <p>Prof. Dr. Oğuz, &quot;11-17 Mart D&uuml;nya Tuza Dikkat Haftası&quot; dolayısıyla yaptığı yazılı a&ccedil;ıklamada, erkek v&uuml;cudunun yaklaşık y&uuml;zde 60&#39;ının, kadın v&uuml;cudunun ise y&uuml;zde 50&#39;sinin sudan oluştuğunu belirtti.</p> <p>Bu suyun 3&#39;te 2&#39;sinin dokuları oluşturan h&uuml;crelerin i&ccedil;inde, 3&#39;te 1&#39;inin de h&uuml;crelerin dışındaki alanlarda bulunduğunu kaydeden Oğuz, h&uuml;crelerin dışında bulunan suyun 4&#39;te 3&#39;&uuml;n&uuml;n h&uuml;creler arası alandayken, 4&#39;te 1&#39;inin de kan şeklinde damarların i&ccedil;inde bulunduğunu aktardı.</p> <p>Prof. Dr. Oğuz, suyun v&uuml;cudun i&ccedil;inde bu şekilde belli oranlarda dağılma durumunun sodyum adı verilen tuz tarafından sağlandığına dikkati &ccedil;ekerek, tuz sayesinde v&uuml;cut suyunun damar i&ccedil;inde kaldığını ve gerektiğinde h&uuml;creler arası alan ile h&uuml;crelerin i&ccedil;ine girip &ccedil;ıkabildiğini ifade etti.</p> <p>Suyun b&ouml;l&uuml;mler arasında devamlı hareket halinde olmasının ise oksijenin ve besin maddelerinin h&uuml;crelere ulaşmasını ve orada oluşan karbondioksit ile metabolik artıkların h&uuml;crelerden uzaklaşmasını sağladığını belirten Oğuz, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;S&ouml;z&uuml; edilen işlevlerin yapılabilmesi i&ccedil;in g&uuml;nl&uuml;k 1,5-2 gram (bir &ccedil;ay kaşığı) tuza ihtiya&ccedil; duyulmaktadır. Bu ihtiya&ccedil; g&uuml;nl&uuml;k i&ccedil;tiğimiz su ve katkısız her t&uuml;rl&uuml; gıdalardan sağlanabilmektedir. V&uuml;cuda giren tuz kullanıldıktan sonra b&uuml;y&uuml;k oranda b&ouml;breklerden, az oranda da gaita ve terle atılmaktadır. Gereğinden fazla tuz t&uuml;ketilirse damar i&ccedil;inde fazla tuz ve su birikimine yol a&ccedil;arak hipertansiyona, h&uuml;creler arası alanda birikimine bağlı olarak da &ouml;ncelikle ayaklarda &ouml;deme neden olacaktır. Hipertansiyon kalbi etkileyerek kalp yetmezliğine, beyin damarlarını etkileyerek inmeye, b&ouml;brek damarlarını etkileyerek b&ouml;brek yetmezliğine ve b&uuml;t&uuml;n bunlara bağlı olarak &ouml;l&uuml;m sıklığının artmasına yol a&ccedil;makta.&quot;</p> <p><span style="color:rgb(43, 43, 43); font-family:segoe ui,helvetica neue,droid sans,arial,tahoma,geneva,sans-serif; font-size:14px">&quot;Gelişmiş &uuml;lkelerde g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketimi 6 gram civarında&quot;</span></p> <p>Yapılan &ccedil;alışmalarda tuz t&uuml;ketiminin fazla olduğu toplumlarda t&uuml;ketimin az olduğu toplumlara g&ouml;re hipertansiyonun ve buna bağlı hastalıkların daha fazla g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n tespit edildiğini aktaran Oğuz, &quot;T&uuml;rk Hipertansiyon ve B&ouml;brek Hastalıkları Derneğinin yaptığı &ccedil;alışmada, &uuml;lkemizde g&uuml;nl&uuml;k tuz t&uuml;ketiminin 16-18 grama ulaştığı bildirilmiştir. Gelişmiş &uuml;lkelerde ise bu miktarın 6 gram civarında olduğu saptanmıştır. T&uuml;rkiye&#39;de tuz t&uuml;ketiminin gelişmiş &uuml;lkelere g&ouml;re 3-4 kat fazla olması &ouml;nemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza &ccedil;ıkmaktadır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>Bu kapsamda, tuz t&uuml;ketiminin azaltılmasına y&ouml;nelik bazı tedbirlerin alınmasının zorunlu hale geldiğini kaydeden Oğuz, şu bilgileri verdi:</p> <p>&quot;Evde pişirilen yemeklerde hi&ccedil; tuz kullanılmamalı veya az kullanılmalı. Tuz kısıtlaması yapılırken yemeklerin lezzetlerini arttırmak i&ccedil;in baharatlar ve limon kullanılmalı. Tuz i&ccedil;eriği y&uuml;ksek olan fastfood ve paketlenmiş hazır gıdaların &uuml;retilmesi, bu gıdaların t&uuml;ketilmesinden ka&ccedil;ınılması ve bu durumu devletin sağlık politikası haline getirilmesi sağlanmalıdır. &Ouml;zellikle &ccedil;ocukların patates cipsi gibi y&uuml;ksek miktarda tuz i&ccedil;eren atıştırmalık gıdalar t&uuml;ketmesi, &ccedil;ocuklarda tuz tadı alma eşiğinin y&uuml;kselmesine ve zaman i&ccedil;erisinde daha fazla tuzlu gıda t&uuml;ketmelerine neden olmakta.&quot;</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.