Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: İdlib'de temel çizgimiz Soçi mutabakatına geri dönülmesi

BÜROKRASİ 19.02.2020 - 09:40, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: İdlib'de temel çizgimiz Soçi mutabakatına geri dönülmesi

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "İdlib'de temel çizgimiz Soçi mutabakatına geri dönülmesi." dedi.
<p>Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml;&nbsp;İbrahim Kalın, &quot;İdlib&#39;de temel &ccedil;izgimiz&nbsp;So&ccedil;i mutabakatına&nbsp;derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi.&quot; dedi.</p> <p>Kalın, T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında&nbsp;Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nde yapılan kabine toplantısı devam ederken a&ccedil;ıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın takdim konuşması ile başlayan toplantıda g&uuml;ndemlerindeki &ouml;nemli konu başlıklarının ele alındığını s&ouml;yleyen Kalın, Erdoğan&#39;ın ge&ccedil;en hafta Pakistan&#39;a ger&ccedil;ekleştirdiği ziyaretin de ele alındığını belirtti.</p> <p>Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın, Y&uuml;ksek D&uuml;zeyli Stratejik Konsey Toplantısı i&ccedil;in Azerbaycan&#39;a 25 Şubat&#39;ta g&uuml;n&uuml;birlik &ccedil;alışma ziyareti ger&ccedil;ekleştireceğini anımsattı.&nbsp;</p> <p>&Ouml;zbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev&#39;in ise yarın T&uuml;rkiye&#39;ye geleceğini ifade eden Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;&Ouml;zbekistan ile hem tarihi, k&uuml;lt&uuml;rel anlamda hem de bug&uuml;n daha da g&uuml;&ccedil;lenen bir şekilde siyasi, ekonomik &ouml;nemli ilişkilerimiz var. Bu ilişkileri daha da g&uuml;&ccedil;lendirecek bir ziyaret olmasını temenni ediyoruz. Ayrıca perşembe g&uuml;n&uuml; Cumhurbaşkanlığı Millet K&uuml;t&uuml;phanesi&#39;nin a&ccedil;ılışı ger&ccedil;ekleşecek. T&uuml;rkiye&#39;nin en b&uuml;y&uuml;k k&uuml;t&uuml;phanesi olma vasfının yanında 7 g&uuml;n 24 saat herkese a&ccedil;ık olmak suretiyle de bu k&uuml;t&uuml;phanenin T&uuml;rkiye&#39;de kitap okuma, k&uuml;t&uuml;phanecilik ve diğer alanlarda &ccedil;ok &ouml;nemli bir paradigma değişikliğine vesile olacağına inanıyoruz. Bu vesile ile Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nin &ccedil;ok &ouml;nemli bir ayağı tamamlanmış olacak.&quot;</p> <p>Millet K&uuml;t&uuml;phanesi&#39;nde s&uuml;reli yayınlar dahil olmak &uuml;zere 1,5 milyona yakın matbu eserin yer alacağını hatırlatan Kalın, &quot;Bu sayı hızla artacak, elektronik kitap formatında da k&uuml;t&uuml;phanemiz yeni bir d&ouml;nemin ilk sayfasını da a&ccedil;mış olacak. K&uuml;t&uuml;phanemizde bildiğiniz gibi &ccedil;ok &ouml;nemli koleksiyonlar da var, rahmetli Mehmet Şevket Eygi&#39;den, İlber Ortaylı Hoca&#39;ya kadar bir&ccedil;ok kıymetli bilim insanının ve koleksiyonları da k&uuml;t&uuml;phanemizde. Perşembe g&uuml;n&uuml; &ccedil;ok heyecanlı coşkulu bir şekilde de bu k&uuml;t&uuml;phanenin a&ccedil;ılışını ger&ccedil;ekleştireceğiz.&quot; diye konuştu.</p> <h3>Toplantıda g&uuml;venlik ve dış politika konuları ele alındı</h3> <p>Kabine Toplantısında g&uuml;venlik alanında Milli Savunma Bakanlığının,&nbsp;MİT&#39;in ve Dışişleri Bakanlığının g&uuml;venlik ve dış politika ağırlıklı sunumları olduğuna değinen İbrahim Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Ayrıca Sağlık Bakanlığımızın &ouml;zellikle koronavir&uuml;s ile m&uuml;cadele ve Elazığ deprem b&ouml;lgesinde verilen sağlık hizmetleri konusunda detaylı bir sunumları oldu. Son olarak da Aile, &Ccedil;alışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Genel Sağlık Sigortası ile ilgili bir sunumu ger&ccedil;ekleşti. Suriye&#39;de ve İdlib&#39;de yaşanan gelişmeler, g&uuml;ndemimizin &uuml;st safhalarını işgal etmeye devam ediyor. &Ouml;zellikle İdlib ile ilgili yaşanan gelişmeleri bildiğiniz gibi ge&ccedil;en hafta burada bulunan Rus heyetiyle g&ouml;r&uuml;şm&uuml;şt&uuml;k. D&uuml;n ve bug&uuml;n de T&uuml;rkiye&#39;den giden bir heyetimiz Moskova&#39;da g&ouml;r&uuml;şmeler ger&ccedil;ekleştirdi.</p> <p>İdlib&#39;de temel &ccedil;izgimiz So&ccedil;i mutabakatına derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi, daha &ouml;nce kararlaştırdığımız İdlib &Ccedil;atışmasızlık B&ouml;lgesi sınırlarının tekrar esas kabul edilerek &ouml;zellikle askeri g&ouml;zlem noktalarımız ve sivillerin korunması noktasında gerekli adımların atılması. Bu konuda arkadaşlarımızın &ccedil;eşitli g&ouml;r&uuml;şmeleri ve m&uuml;zakereleri oldu. Kağıt alışverişleri oldu, bug&uuml;n itibarıyla &ccedil;ıkan karar bu m&uuml;zakerelere devam edilmesi y&ouml;n&uuml;nde.&quot;</p> <h3>Rus tarafının a&ccedil;ıklamaları&nbsp;</h3> <p>Rus tarafından gelen bazı a&ccedil;ıklamaların sahadaki ger&ccedil;ekleri doğru yansıtmadığına işaret eden Kalın, &quot;G&ouml;r&uuml;yoruz, &ouml;zellikle &#39;Değişen şartlar dikkate alınarak haritanın yeniden &ccedil;izilmesi gerekiyor.&#39; şeklinde birtakım değerlendirmelerin yapıldığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Burada bu hususu tashih etmek isterim. &Ouml;ncelikle değişen şartlar, sahanın ger&ccedil;ekleri değil empoze edilen şartlardır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>İdlib &Ccedil;atışmasızlık B&ouml;lgesi&#39;nin sınırlarının belli olduğunu ve yaklaşık 2 yıl &ouml;nce &uuml;zerinde mutabık kalınan sınırlar ve T&uuml;rk askeri g&ouml;zlem noktalarının bulunduğu yerlerin a&ccedil;ık ve net bir şekilde ortaya konulduğunu anımsatan Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;12 askeri g&ouml;zlem noktamız da bu harita esas alınarak buralara konuşlandırılmıştır. Dolayısıyla burada empoze edilen şartları, birtakım zorlamaları &#39;sahanın değişen şartları&#39; diye takdim etmenin bizim a&ccedil;ımızdan kabul edilebilir olmadığını ifade etmek istiyorum. Sahanın ger&ccedil;ekleri &ouml;ncelikle hepimizin &uuml;zerinde mutabık kaldığı So&ccedil;i mutabakatıdır. İkincisi oradaki askeri g&ouml;zlem noktalarımız, onların g&uuml;venliğidir. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml; m&uuml;ltecilerin ve sivillerin durumudur. D&ouml;rd&uuml;nc&uuml;s&uuml; de tabii ki Suriye&#39;de devam eden ama maalesef rejimin sabotajları nedeniyle bir t&uuml;rl&uuml; ilerleme kaydedemediğimiz siyasi s&uuml;re&ccedil;tir. Sahanın ger&ccedil;eklerini bu şekilde konumlandırmak daha isabetli olacaktır. Zira T&uuml;rkiye&#39;nin, Suriye&#39;nin veya bir başka &uuml;lkenin bir karış toprağında g&ouml;z&uuml; yoktur. &#39;Burası Suriye devletinin, rejiminin topraklarıdır. Tabii ki istediği şekilde buralarda operasyon yapabilir.&#39; arg&uuml;manının bizim a&ccedil;ımızdan da bir ge&ccedil;erliliği olmadığını ifade etmek istiyorum.&quot;</p> <h3>&quot;Askeri g&ouml;zlem noktalarının yerinin değişmesi s&ouml;z konusu değil&quot;</h3> <p>Suriye&#39;de y&uuml;z binlerce insan &ouml;ld&uuml;r&uuml;l&uuml;rken, milyonlarca insan m&uuml;lteci haline gelirken T&uuml;rkiye&#39;nin ya da uluslararası toplumun eli kolu bağlı bir şekilde oturmasının, hi&ccedil;bir şey olmuyormuş gibi davranmasının tasavvur ve tahayy&uuml;l edilemeyeceğini vurgulayan İbrahim Kalın, &quot;Biz burada hem insani hem siyasi manada &uuml;zerimize d&uuml;şen sorumluluğu yerine getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ge&ccedil;en hafta TBMM Grup Toplantısı&#39;ndaki hitabında rejime &ccedil;ok a&ccedil;ık, net bir şekilde mesajlarımızı iletmiştir. Askeri g&ouml;zlem noktalarımız yerlerinin değişmesi s&ouml;z konusu değildir. Buranın korunması ve sivillerin muhafaza edilmesi i&ccedil;in de bu b&ouml;lgeye askeri tahkimat ve sevkiyatımız da devam edecektir.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>Kalın, &quot;Askerlerimize y&ouml;nelik herhangi bir saldırı, taciz s&ouml;z konusu olduğunda ge&ccedil;en haftalarda olduğu gibi bundan sonra da cevabın en sert şekilde verileceğinden kimsenin en ufak bir ş&uuml;phesi yahut teredd&uuml;d&uuml; olmasın.&quot; dedi.</p> <h3>Libya meselesi</h3> <p>Libya meselesinin de bir diğer uluslararası &ouml;nemli konu olduğunu bildiren Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Birleşmiş Milletler &ccedil;atısı altında devam eden Berlin s&uuml;recine bağlılığımızı devam ettiriyoruz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede ge&ccedil;en hafta Dışişleri Bakanımız Mevl&uuml;t Bey&#39;in M&uuml;nih Konferansı marjında ilgili bakanlarla bir takip toplantısı ger&ccedil;ekleşti, kendisi bir&ccedil;ok ikili g&ouml;r&uuml;şmede yaptı. Buradaki duruşumuzla son derece net, uluslararası toplumun ve BM&#39;nin tanıdığı Ulusal Mutabakat H&uuml;k&uuml;meti &ccedil;er&ccedil;evesinde Libya halkının yanında yer almaya devam edeceğiz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede Berlin Konferansı&#39;nda alınan ateşkes ve siyasi, askeri komitelerin toplanması kararlarına da tam destek verdiğimizi ifade etmek istiyorum. Fakat maalesef BM&#39;nin &ouml;nerdiği ve &uuml;lkelerin &uuml;zerinde mutabık kaldığı bu yol haritası, Hafter tarafından her g&uuml;n ihlal edilmeye, delinmeye, sabote edilmeye devam etmektedir.</p> <p>Hafter tarafına halen ve b&uuml;t&uuml;n bu kararlara rağmen askeri yardım devam etmektedir. Orada milis g&uuml;&ccedil;ler, lejyoner g&uuml;&ccedil;ler, paralı askerler farklı isimler altında sahada bu ateşkes s&uuml;recini sabote etmeye devam etmektedirler. Yine Hafter tarafının b&uuml;t&uuml;n Libya&#39;ya, Libya halkına, Libya ekonomisine zarar veren, petrol yataklarını bloke etme durumu da devam etmektedir. Bu hoyrat&ccedil;a tavra, bu haydut&ccedil;a tavra, bu şımarık tavra uluslararası toplumun sessiz kalması elbette d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml;.&quot;</p> <h3>AB&#39;nin Libya&#39;ya silah ambargosunu denetlemesiyle ilgili haberler</h3> <p>Son iki g&uuml;nd&uuml;r Avrupa Birliği&#39;nin Libya&#39;da silah ambargosunun denetlenmesiyle ilgili bir operasyon başlatacağına dair de birtakım haberler &ccedil;ıktığını anımsatan Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Kalın, şu değerlendirmede bulundu:</p> <p>&quot;Burada şu hususun altını da &ccedil;izmemiz gerekiyor; &ouml;ncelikle Birleşmiş Milletler kararlarında a&ccedil;ık ve net bir şekilde ifade edildiği gibi b&ouml;yle bir denetimin ancak BM &ccedil;atısı altında ve Ulusal Mutabakat H&uuml;k&uuml;meti ile istişare ve dayanışma i&ccedil;erisinde yapılması gerekmektedir. Bu bağlayıcı bir kural olarak BM kararlarında yer almaktadır. İkinci &ouml;nemli husus da &ouml;ncelikle bu silahların ve milislerin &uuml;lkeye nereden girdiğine &ccedil;ok net yakından bakılması gerekiyor.</p> <p>Burada da &ouml;zellikle doğu ve g&uuml;ney b&ouml;lgelerinin kontrol altına alınması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Bilinen, malum yerlerden gelen askeri desteğin, silah desteğinin u&ccedil;aklarla gemilerle ayrıca paralı askerlerin ne şekilde geldiğini ve Libya s&uuml;recini askeri ve siyasi s&uuml;reci nasıl baltaladığını da b&uuml;t&uuml;n uluslararası toplum g&ouml;rmektedir. Tabii ki burada &ouml;zellikle BM olsun ilgili &uuml;lkeler olsun komşu &uuml;lkeler olsun Cezayir gibi Tunus gibi ve s&uuml;rece dahil olan diğer &uuml;lkeler olsun artık bu ihlallerin sona erdirilmesi i&ccedil;in gerekli adımları el birliği ile atmak durumundadırlar.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;Vir&uuml;sle m&uuml;cadele konusunda T&uuml;rkiye olarak gerekli tedbirleri aldık&quot;</h3> <p>Toplantıda, koronavir&uuml;s konusunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca&#39;nın sunum yaptığını ifade eden Kalın, bunun konuya ilişkin bug&uuml;ne kadar alınan tedbirler, atılan adımlar ve bundan sonrası ile ilgili kapsamlı bir sunum olduğunu bildirdi.&nbsp;</p> <p>Vir&uuml;sle m&uuml;cadele konusunda T&uuml;rkiye olarak gerekli tedbirleri aldıklarını ve T&uuml;rkiye&#39;de şu ana kadar ciddi bir vaka ile karşılaşılmadığını dile getiren Kalın, bundan sonrası ile ilgili &ouml;ng&ouml;r&uuml;n&uuml;n de tedbirlerin etkili olmaya devam edeceği şeklinde olduğunu belirtti.&nbsp;</p> <p>&Ccedil;in y&ouml;netiminin &ccedil;ok ciddi bir m&uuml;cadele verdiğini, ciddi tedbirler aldığını ve s&uuml;reci &ccedil;ok şeffaf bir şekilde y&ouml;nettiğini ifade eden Kalın, olay ortaya &ccedil;ıktığı andan itibaren &Ccedil;inli makamların iyi bir sınav verdiklerini s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>Koronavir&uuml;s ile m&uuml;cadele konusunda &Ccedil;in h&uuml;k&uuml;metinin yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayan Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bug&uuml;ne kadar maske olsun, tıbbi malzeme olsun diğer alanlarda bildiğiniz gibi &Ccedil;in&#39;e g&ouml;nderdiğimiz birtakım yardımlar oldu. Bunların devamı da gelecek, Cumhurbaşkanımızın direktifiyle talimatıyla &Ccedil;in makamları ile bu konuda yakın bir iş birliği i&ccedil;erisinde olmaya devam edeceğiz.&nbsp;</p> <p>Bu konuda vatandaşlarımızın da soruları olursa herhangi bir soru işaretleri, endişeleri olursa Sağlık Bakanlığımızın ilgili birimleriyle kendileri de derhal temas edebilirler. Umarız bazı tahminlere g&ouml;re pik d&ouml;nemi artık &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki g&uuml;nlerde ger&ccedil;ekleşecek bu vir&uuml;s&uuml;n ve bu vir&uuml;sle m&uuml;cadelenin kısa s&uuml;rede sonu&ccedil;lanmasıdır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede biz T&uuml;rkiye olarak &Ccedil;in ile D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;, diğer paydaşlarla yakın ilişki ve temas i&ccedil;erisinde olmaya devam edeceğiz.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;FET&Ouml; ile m&uuml;cadeleyi sulandırmaya d&ouml;n&uuml;k bir girişim&quot;</h3> <p>Toplantıda, FET&Ouml; ile m&uuml;cadele konusuyla ilgili de bir bahsin ge&ccedil;tiğini ifade eden ve son g&uuml;nlerde FET&Ouml;&#39;n&uuml;n siyasi ayağı başlığı altında devam eden tartışmaları hatırlatan Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:&nbsp;</p> <p>&quot;Baktığınız zaman bu tartışmanın kaynaklandığı yere, tartışıldığı zemine, yaptığı atıflara, birtakım imalara totalde bunun FET&Ouml; ile m&uuml;cadelenin g&uuml;&ccedil;lendirilmesinden ziyade FET&Ouml; ile m&uuml;cadeleyi sulandırmaya d&ouml;n&uuml;k bir girişim olduğu ve bu m&uuml;cadele &uuml;zerinden &ccedil;eşitli siyasi partilerin ve tarafların siyasi rant elde etme peşinde olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. Şunun altını a&ccedil;ık ve net bir şekilde &ccedil;izmekte fayda var, bug&uuml;ne kadar 40 yıllık ge&ccedil;mişi olan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;yle en ciddi, en kapsamlı ve en kararlı m&uuml;cadeleyi bu h&uuml;k&uuml;met vermiştir, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan&#39;ın liderliğindeki ekipler vermiştir, bizzat kendisi bu m&uuml;cadelenin bayraktarlığını yapmıştır, yapmaya da bundan sonra devam edecektir.</p> <p>Bug&uuml;ne kadar ge&ccedil;miş d&ouml;nemlerde 70&#39;li, 80&#39;li, 90&#39;lı, 2000&#39;li yıllarda bu &ouml;rg&uuml;t&uuml;n devletimizin &ccedil;eşitli kurumlarına nasıl sızdığını, vatandaşlarımızı, masum insanları, onların gen&ccedil; &ccedil;ocuklarını nasıl kandırdığını, dini inan&ccedil;, hizmet, ihlas gibi kavramlar altında bu kılıfları kullanarak maalesef &ouml;ncelikle din-i m&uuml;bin-i İslam&#39;a nasıl zarar verdiğini, insanlarımızı nasıl birbirine d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, kutuplaştırdığını hepimiz g&ouml;rd&uuml;k.&quot;</p> <h3>FET&Ouml; ile m&uuml;cadelede el birliği vurgusu&nbsp;</h3> <p>Bu durumun 15 Temmuz&#39;da kanlı bir darbe girişimi ile sonu&ccedil;landığını dile getiren Kalın, &quot;Şimdi burada yapmamız gereken el birliğiyle millet olarak b&uuml;t&uuml;n milletin, T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin b&uuml;t&uuml;n vatandaşlarının d&uuml;şmanı olan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı hep birlikte el birliği i&ccedil;erisinde m&uuml;cadele etmektir. Burada &#39;senin tarafın benim tarafım&#39; tarzı ayrımlara gitmeden bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n izini, eserini, etkisini silecek, ortadan kaldıracak ve bir daha bu topraklarda neşv&uuml;nema bulmaması i&ccedil;in hepimizin el birliği ile hareket etmesi gerekiyor.&quot; diye konuştu.</p> <p>Bu &ccedil;er&ccedil;evede yurt i&ccedil;inde ve yurt dışında bu m&uuml;cadeleyi her safhada ve her satıhta kararlı bir şekilde bundan sonra da y&uuml;r&uuml;tmeye devam edeceklerini vurgulayan Kalın, şunları s&ouml;yledi:</p> <p>&quot;Bundan hi&ccedil; kimsenin en ufak bir ş&uuml;phesi ve teredd&uuml;d&uuml; olmasın. Burada birlik ve beraberlik bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı vereceğimiz en &ouml;nemli cevaptır. Bunun altını da &ouml;zellikle &ccedil;izmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki kararlılığının tam olduğunu da ifade etmek istiyorum. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zaman zaman dediğim gibi bu siyasi ayak veya işte &#39;sen ge&ccedil;mişte bunu yaptın, sen şunu yaptın&#39; tarzı su&ccedil;lamalarla ithamlarla bu m&uuml;cadelenin sulandırıldığını, hedef saptırıldığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Buna da en &ccedil;ok FET&Ouml; ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n mensupları herhalde seviniyorlardır. Dolayısıyla biz burada bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne hi&ccedil;bir şekilde prim vermeden, onları sevindirecek hi&ccedil;bir eylemin i&ccedil;erisinde olmadan tek y&uuml;rek, tek millet olarak bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı kararlı m&uuml;cadelemizi s&uuml;rd&uuml;receğimizi de ifade etmek istiyorum.&quot;</p> <h3>&quot;Bu &ouml;rg&uuml;t T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şmandır, bir kesimine değil&quot;</h3> <p>Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kalın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu&#39;nun Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında dava a&ccedil;tığının hatırlatılması &uuml;zerine, &quot;Tabii ki dava a&ccedil;abilir, yani bu onun bireysel hakkıdır.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>FET&Ouml; ile m&uuml;cadele samimi bir şekilde yapılacaksa bunun siyasi parti, mezhep, meşrep, siyasi g&ouml;r&uuml;ş, ideoloji ayrımı yapılmadan birlik beraberlik i&ccedil;inde hareket edilerek yapılması gerektiğini anlatan Kalın, &quot;&Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu &ouml;rg&uuml;t T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şmandır bir kesimine değil. Ge&ccedil;mişte birtakım &ccedil;evreler bunlarla birtakım ilişkilere girmiş olabilirler, biz bunun &ouml;rneklerini g&ouml;rd&uuml;k. Ge&ccedil;en hafta Cumhurbaşkanımız da bunları a&ccedil;ık, net belgeleriyle g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leriyle hepsini ortaya koydu.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>&quot;Bunları tekrar sunabiliriz, tekrar kendilerine hatırlatabiliriz.&quot; ifadesini kullanan İbrahim Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Bu FET&Ouml; ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; ile m&uuml;cadelede bir zaafa asla d&ouml;n&uuml;şmemelidir. Bakın 17/25 yargı darbe girişimi ve sonrasında yaşananları bir hatırlayın. O s&uuml;re&ccedil;te FET&Ouml;&#39;c&uuml;lerin yanında kimler durdu, kimler onlara sahip &ccedil;ıktı? 15 Temmuz darbe girişimi olana kadar acaba kimler kimlerle... Bu &ccedil;evreler şimdi Cumhurbaşkanımızı eleştiren, AK Parti&#39;yi eleştiren &ccedil;evreler ya da devletin bu konuda zaaf g&ouml;sterdiğini s&ouml;yleyenler acaba ne t&uuml;r gizli, a&ccedil;ık, kapalı g&ouml;r&uuml;şmeler yaptılar? Kimlerle ne t&uuml;r temaslar kurdular? Bunların hepsini tekrar tekrar konuşabiliriz ama burada aslolan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şman olduğu, başkalarının maşası olduğu, başkalarının dizaynını, planını hayata ge&ccedil;irmek i&ccedil;in birer kukla olarak yetiştirildiği, kullanıldığı ger&ccedil;eğini asla g&ouml;zden &ccedil;ıkartmayalım. Bunu dikkate almadığımız zaman bu siyasi polemikler aynı &#39;bu darbe geliyor, T&uuml;rkiye&#39;de darbe olacak&#39; tartışmaları gibi bir hedef saptırmaya d&ouml;n&uuml;ş&uuml;r.&quot;</p> <p>Son g&uuml;nlerde &quot;T&uuml;rkiye&#39;de yeni bir darbe olacak, belli &ccedil;evreler de rahatsızlıklar var&#39; şeklinde konuşmaların yapıldığını anımsatan Kalın, &quot;Ge&ccedil;mişte de bu t&uuml;r şeyler &ccedil;ok denendi ama onlar T&uuml;rkiye&#39;nin vesayet altında yaşadığı d&ouml;nemlerdi. Bir gazete b&ouml;yle bir manşet attığında, &#39;falan &ccedil;evre rahatsız&#39; dediğinde T&uuml;rkiye&#39;de birtakım belli &ccedil;evrelerde hareketlenmeler olurdu. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o vesayet odaklarının elinde g&uuml;&ccedil;ler vardı ama bakın hamdolsun son 16-17 yılda verilen m&uuml;cadele neticesinde artık bu vesayet odakları g&uuml;&ccedil;lerini yitirmiştir. Milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;zerinde hi&ccedil;bir g&uuml;c&uuml;n olmadığını a&ccedil;ık ve net bir şekilde g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r.&quot; ifadesini kullandı.</p> <h3>&quot;T&uuml;rkiye&#39;yi milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;st&uuml;nde g&uuml;&ccedil; tanımayan lider kadrosu y&ouml;netiyor&quot;</h3> <p>Milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;st&uuml;nde başka bir g&uuml;&ccedil; tanımadığını s&ouml;yleyen bir lider ve kadronun şu anda T&uuml;rkiye&#39;yi y&ouml;nettiğine dikkati &ccedil;eken Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:</p> <p>&quot;Dolayısıyla bu vesayet odağı nereden gelirse gelsin, ister FET&Ouml; olsun ister PKK ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; olsun, ister yok ordunun, yargının, b&uuml;rokrasinin, g&uuml;venlik b&uuml;rokrasisinin, iş d&uuml;nyasının, medyanın i&ccedil;erisinde olsun, nerede olursa olsun onlar hedeflerine asla ulaşamayacaklardır. Bu t&uuml;r s&ouml;ylemlerin T&uuml;rkiye&#39;de hedef saptırmak, vesayet odaklarıyla ve ter&ouml;rle m&uuml;cadeleyi sulandırmak, g&uuml;ndemi değiştirmekten başka bir faydası olmayacaktır ama T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin her bir ferdi, T&uuml;rk Milleti olarak bu saptırmalara, bu oyalamalara da asla prim vermeyecektir, bunu da defalarca g&ouml;sterdik.&quot;&nbsp;</p> <p>Milletin, 15 Temmuz gibi ağır bir darbe girişiminden sonra adeta k&uuml;llerinden yeniden canlanarak ayağa kalktığını, o g&uuml;ne kadar uyguladığı projelerin hi&ccedil;birini aksatmadan teker teker hayata ge&ccedil;irmeye devam ettiğini belirten Kalın, 3&#39;&uuml;nc&uuml; k&ouml;pr&uuml;n&uuml;n a&ccedil;ılmasından, Fırat Kalkanı Harekatı&#39;nın 15 Temmuz&#39;dan birka&ccedil; ay sonra hayata ge&ccedil;irilmesine kadar her alanda bunu &ccedil;ok net bir şekilde g&ouml;rd&uuml;klerini s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>S&ouml;zc&uuml; Kalın,şunları kaydetti:</p> <p>&quot;15 Temmuz ile ilgili davalar başladığında ordu i&ccedil;indeki FET&Ouml;&#39;c&uuml; yapılanmalar temizlenmeye başladığında da belli &ccedil;evreler &#39;T&uuml;rkiye artık askeri g&uuml;c&uuml;n&uuml; yitirmiş, NATO i&ccedil;inde eski etkinliğini kaybetmiş bir &uuml;lke haline gelecek &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu kadar işte komutanı, askeri g&ouml;revden aldığınız zaman T&uuml;rkiye askeri anlamda asli g&ouml;revlerini yerine getiremeyecek, T&uuml;rk ordusu zaafa uğrayacak&#39; diye birtakım s&ouml;ylemlerin ileri s&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; de biz g&ouml;rd&uuml;k. Tam tersi oldu, T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri bu t&uuml;r urlardan, bu t&uuml;r hastalıklı yapılardan, zihniyetlerden temizlendik&ccedil;e asli g&ouml;revine d&ouml;nd&uuml;, daha etkin, daha kararlı, sahada netice alan bir silahlı kuvvetler haline geldi, bir ordu haline geldi.&quot;&nbsp;</p> <p>Bunun somut neticelerini Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatları ve PKK ile m&uuml;cadelede g&ouml;rd&uuml;klerini dile getiren Kalın, şu ifadelere yer verdi:</p> <p>&quot;Ge&ccedil;mişe doğru baktığınızda PKK ile m&uuml;cadele olsun, FET&Ouml; ile olsun, DHKP-C, DEAŞ ve benzeri ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleriyle m&uuml;cadelede askeri imkan ve kabiliyetler anlamında &#39;elimizde bir&ccedil;ok imkan bulunduğu halde neden netice alınamıyor&#39; diye sorduğunuzda bu t&uuml;r yapıların i&ccedil;eride ne t&uuml;r kumpaslar kurduklarını, ne t&uuml;r oyalamalar yaptıklarını, siyasi iradenin direktiflerini nasıl boşa &ccedil;ıkarttığını defalarca g&ouml;rd&uuml;k, geriye doğru bunları okuduğunuz zaman. Bunlardan temizlendik&ccedil;e T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri de bug&uuml;n asli g&ouml;revine, misyonuna, vazifesine geri d&ouml;nm&uuml;şt&uuml;r ve &ccedil;ok daha etkin bir şekilde T&uuml;rkiye Cumhuriyeti topraklarını korumak i&ccedil;in gece g&uuml;nd&uuml;z m&uuml;cadele vermektedir.&nbsp;</p> <p>Bug&uuml;n vatandaşlarımız m&uuml;sterih olsunlar. Eğer biz bug&uuml;n şehirlerimizde, T&uuml;rkiye&#39;nin d&ouml;rt bir tarafında, doğusunda batısında, kuzeyinde g&uuml;neyinde g&uuml;ven i&ccedil;erisinde yaşıyorsak bu kahraman askerlerimizin, her kademeden askerimizin, erimizin, komutanımızın verdiği m&uuml;cadele sayesinde olmaktadır. Dolayısıyla bu tezkiye hareketi, bu temizlenme hareketi T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerini de daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; kılmıştır. Dolayısıyla burada bu konuları tartışırken işte &#39;darbe olacak, darbe gelecek, belli &ccedil;evreler rahatsız harekete ge&ccedil;ecekler&#39; t&uuml;r&uuml; s&ouml;ylemler geldiğinde bunların kaynağına bakmak lazım. Kimler tarafından ne şekilde y&ouml;nlendirildiğine bakmak lazım. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti burada 15 Temmuz darbe girişimini p&uuml;sk&uuml;rtm&uuml;ş bir millet olarak bundan sonra kimden hangi saikle gelirse gelsin hi&ccedil;bir darbe girişimine asla prim vermeyecektir. Bunu da net bir şekilde ifade etmek isteriz.&quot;</p> <h3>&quot;Gezi olaylarının T&uuml;rkiye&#39;ye zarar verdiğini asla akıldan &ccedil;ıkarmayalım&quot;&nbsp;</h3> <p>İbrahim Kalın&#39;a, 11&#39;inci Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n bir gazeteye verdiği deme&ccedil;te &quot;Gezi Parkı olayları ile gurur duydum&quot; ifadesini kullandığı, ardından Gezi Davası&#39;nda kararın a&ccedil;ıklandığı, ABD&#39;nin Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğinden de &quot;Davayı yakından takip ettik, kararı memnuniyetle karşılıyoruz&quot; şeklinde değerlendirme yapıldığı belirtilerek, &quot;T&uuml;m bu s&uuml;reci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanı&#39;nın Gezi kararına ilişkin değerlendirmesi oldu mu?&quot; soruları y&ouml;neltildi.&nbsp;</p> <p>Mahkemenin Gezi davasıyla ilgili kararının yargı s&uuml;recinin bir aşamasını teşkil ettiğini aktaran Kalın, bununla ilgili yorum yapmanın doğru olmadığını s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>&quot;Gezi olaylarıyla ilgili işin hukuk, dava ve mahkeme meselelerinin yanında bir kere bir kalkışma olarak bu &uuml;lkeye verdiği zararı da unutmamamız lazım.&quot; diyen Kalın, vandallıktan siyasi kutuplaşmaya, T&uuml;rkiye&#39;nin g&uuml;ndemine birtakım son derece ayrıştırıcı s&ouml;ylemlerin sokulmasına kadar neler yaşandığının hatırlanmasını istedi.&nbsp;</p> <p>Son g&uuml;nlerde Gezi meselesi &uuml;zerinden tarihi, ge&ccedil;mişi yeniden okumaya d&ouml;n&uuml;k birtakım girişimler yapıldığını g&ouml;rd&uuml;klerini ifade eden Kalın, &quot;Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın G&uuml;l, gurur duyabilir. Bu kendi değerlendirmesidir. Bizim a&ccedil;ımızdan bağlayıcı bir tarafı yok. Kendi g&ouml;r&uuml;ş&uuml;d&uuml;r. O d&ouml;nemde de zaten kendisi g&ouml;revdeyken de bu konuyla ilgili birtakım değerlendirmeleri vardı, farklı d&uuml;ş&uuml;nceleri vardı ama geldiğimiz nokta itibarıyla baktığımızda, bir b&uuml;t&uuml;n olarak okuduğunuzda T&uuml;rkiye&#39;nin o d&ouml;nemde &ccedil;ok zor bir s&uuml;re&ccedil;ten ge&ccedil;tiğini ve o s&uuml;recin bir b&uuml;t&uuml;n olarak T&uuml;rkiye&#39;ye zarar verdiğini asla akıldan &ccedil;ıkarmayalım.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n, Hulusi Akar ve kendisi tarafından ziyaret edilmesine ilişkin ifadelerine de değinen Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Şunu ifade edeyim, burada &#39;Geldiler, bizi dinlediler ve gittiler&#39; şeklinde birtakım değerlendirmelerin yapıldığını &uuml;z&uuml;nt&uuml;yle g&ouml;r&uuml;yorum. Yaşanan ger&ccedil;eklik bu değil. Yani daha &ouml;nce de ben bunu s&ouml;ylemiştim, biz oraya kendisi ile olan hukukumuza binaen kimseden herhangi bir talimat ya da direktif almadan gittik, fikir alışverişinde bulunduk. O s&uuml;re&ccedil;, adaylık s&uuml;reci, se&ccedil;im s&uuml;reci, diğer b&ouml;lgesel konularla ilgili uzun g&ouml;r&uuml;şmelerimiz oldu. İki tarafın da g&ouml;r&uuml;şlerini a&ccedil;ık, samimi, d&uuml;r&uuml;st bir şekilde dile getirdiği bir m&uuml;zakere, bir g&ouml;r&uuml;şme, bir ziyaret oldu. Şimdi bunu başka yerlere &ccedil;ekmek, &#39;Geldiler, ben de şunları şunları s&ouml;yledim ve onları g&ouml;nderdim&#39; tarzı bunu ifade etmek, yaşanan ger&ccedil;eklikle uyuşmadığı gibi hukukumuzla da &ccedil;ok bağdaşmamaktadır.&quot;</p> <p>Ziyareti kişisel hukuklarına binaen kaygılarını paylaşmak amacıyla ger&ccedil;ekleştirdiklerine değinen Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bunu o d&ouml;nemde de hatırlarsanız &ccedil;ok başka yerlere &ccedil;ekenler oldu. Yok helikopter bah&ccedil;esine inmiş de &uuml;ltimatom vermişiz de işte gitmişiz, basmışız da falan filan gibi birtakım film senaryoları da yazıldı. İşin hakikati elbette b&ouml;yle değil. Biz o d&ouml;nemde kendi fikrimizce, kanaatimizce, acizane doğru g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z, bildiğimiz şeyleri paylaşmak i&ccedil;in oraya gittik. G&ouml;r&uuml;şlerimizi de ifade ettik. Daha sonra da s&uuml;re&ccedil; zaten bildiğiniz gibi ilerledi. Se&ccedil;im oldu, Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) yeniden cumhurbaşkanı olarak se&ccedil;ildi. Dolayısıyla o tarihi de b&ouml;yle yeniden okuyarak, yeniden inşa ederek bug&uuml;nk&uuml; siyasi konjonkt&uuml;re ya da şimdi kendilerinin yeni yeni giriştikleri siyasi s&uuml;rece uygun hale getirmeye &ccedil;alışmak dediğim gibi bizim a&ccedil;ımızdan hem yaşanan ger&ccedil;eklikle uyum arz etmemektedir hem de bu ilişkiler a&ccedil;ısından daha hassas değerlendirmelerin gerektirdiğini bize hatırlatan bir yaklaşım tarzıdır.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;Bizi bağlayan bir şey değil&quot;</h3> <p>Burhan Kuzu&#39;nun yargı &uuml;zerinde baskı yaptığına dair iddialar sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile g&ouml;r&uuml;ş&uuml;p g&ouml;r&uuml;şmediği, Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın bir tepkisinin olup olmadığı, Cumhurbaşkanlığı b&uuml;nyesinde iddialara ilişkin inceleme yapılıp yapılmadığı sorulan Kalın, Kuzu&#39;nun bu iddiaları reddettiğini hatırlattı.</p> <p>Kuzu&#39;nun sosyal medya &uuml;zerinden cevaplar verdiğini, itirazlarda bulunduğunu, a&ccedil;ıklamalar yaptığını dile getiren Kalın, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Bu tabii doğrudan bizi bağlayan bir şey değil. Bir politika kurulu &uuml;yesi olması hasebiyle buradaki eylemlerini Cumhurbaşkanlığına atfetmek elbette doğru olmaz. Tabii ki ge&ccedil;mişte onun bir siyasi ge&ccedil;mişi de var, milletvekilliği d&ouml;nemi vesaire de var. Bununla ilgili kendi a&ccedil;ıklamalarını kendisi zaten yapıyor. Bununla ilgili de bildiğiniz gibi &#39;yargıya baskı yapıldı mı&#39; diye İstanbul başsavcılığında bir soruşturma başlatıldı. Benim şu anda s&ouml;yleyebileceğim, s&ouml;z yargıda. Hakikat neyse, ger&ccedil;ekler neyse yargı s&uuml;reci sonunda ortaya &ccedil;ıkartılması herkesin menfaatine olacaktır.&quot;</p> <h3>&quot;G&ouml;r&uuml;şmeler devam edecek&quot;</h3> <p>&quot;Rus heyetiyle yapılan İdlib g&ouml;r&uuml;şmelerinde So&ccedil;i Mutabakatının g&uuml;ncellenmesine ilişkin ya da eski sınırlara d&ouml;n&uuml;şe ilişkin bir adım var mıdır? Heyetler arası g&ouml;r&uuml;şmelerde yeni bir tarih olacak mı? Liderlerin bir g&ouml;r&uuml;şmesi olacak mı? İdlib sahasındaki duruma ilişkin T&uuml;rkiye&#39;nin NATO&#39;yu &ccedil;ağırması, NATO ile bir iletişime ge&ccedil;mesi m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;d&uuml;r?&quot; sorularına karşılık Kalın, &quot;Şu ana kadar m&uuml;zakerelerden bizi tatmin edici bir sonu&ccedil; &ccedil;ıkmamıştır. Bize sunulan kağıdı ve haritayı biz kabul etmedik. Aslında &uuml;&ccedil; aşağı beş yukarı ge&ccedil;en hafta Ankara&#39;da bize sundukları kağıt ve harita Moskova&#39;da sundukları. Biz burada da bunu kabul etmeyeceğimizi zaten ifade etmiştik. Tabii ki g&ouml;r&uuml;şmeler devam edecek. Bunları ancak m&uuml;zakere yoluyla &ccedil;&ouml;z&uuml;lecek şeyler. Zaten Astana s&uuml;reci, So&ccedil;i s&uuml;reci bunlar i&ccedil;in var.&quot; dedi.</p> <p>So&ccedil;i Mutabakatının, askeri g&ouml;zlem noktalarının belirlediği sınırların esas kabul edilmesinin ve derhal rejimin Rus destekli saldırılarını sona erdirmesinin kendileri i&ccedil;in belirleyici &ccedil;er&ccedil;eve olduğuna işaret eden Kalın, &quot;Bu genel olarak So&ccedil;i Mutabakatıyla ilgili durum. Tabii bizim askerlerimiz ve sivillerle ilgili de &ccedil;ok hassas bir s&uuml;re&ccedil;ten ge&ccedil;tiğimizi ifade etmek istiyorum. Burada b&uuml;t&uuml;n taraflara - bu anlaşmanın garant&ouml;r&uuml; olan tarafları da dahil ederek s&ouml;yl&uuml;yorum - bizim askerlerimize y&ouml;nelik bir saldırı ger&ccedil;ekleşirse burada, &#39;Kim yaptı, şu mu yaptı, bu mu yaptı&#39; diye bir şeye girmeden gerekli cevap en sert bir şekilde verilecektir. Umarım b&ouml;yle bir durumla karşılaşmak zorunda kalmayız.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>NATO konusundaki sorulara da yanıt veren Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Formel olarak NATO&#39;nun davet edilip edilmemesinden bağımsız olarak burada uluslararası topluma biz &ccedil;ağrımızı yineliyoruz. T&uuml;rkiye&#39;ye sadece teşekk&uuml;r etmek, T&uuml;rkiye&#39;yi takdir etmek, &#39;yaptıklarınızdan dolayı sizi alkışlıyoruz, sizi onaylıyoruz&#39; demek yeterli değildir. İdlib meselesi sadece T&uuml;rkiye&#39;nin meselesi değil. Bug&uuml;n eğer biz bu hattı tutmazsak yarın İdlib&#39;in tamamı gidecektir. 3-3,5 milyona yakın insan orada rejimin insafına bırakılmak durumunda kalacaktır. Biz tabii ki buna m&uuml;saade edemeyiz. &Ouml;te yandan T&uuml;rkiye &uuml;zerindeki m&uuml;lteci baskısının giderek arttığını da not etmemiz gerekiyor.&quot;</p> <p>T&uuml;rkiye&#39;de 4 milyona yakın Suriyeli m&uuml;lteci bulunduğunu anımsatan Kalın, imkan ve kabiliyetler &ccedil;er&ccedil;evesinde onlara her t&uuml;rl&uuml; desteğin verilmeye devam edeceğini anlattı.</p> <p>Bunun temel gerek&ccedil;esinin insani olduğunu dile getiren Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Bizim orada bir siyasi hesabımız yok. Suriye&#39;nin toprağında g&ouml;z&uuml;m&uuml;z yok. Suriye&#39;nin olmayan petrollerini ele ge&ccedil;irmek gibi bir hedefimiz yok. B&ouml;yle bir kaygıyla hareket etmiyoruz. Biz savaştan ka&ccedil;an, varil bombalarından, kimyasal silahlardan ka&ccedil;an bu insanlara g&ouml;n&uuml;llerimizi a&ccedil;tık. Onları şu anda İdlib tarafında korumak i&ccedil;in de elimizden gelen b&uuml;t&uuml;n gayreti g&ouml;steriyoruz, g&ouml;stermeye de devam edeceğiz. Ama d&uuml;nyanın hala bu olup biten karşısında harekete ge&ccedil;memesi tabii ki kabul edilebilir bir şey değil. Aynı sorumluluğu onlar da paylaşmaktadırlar. Bug&uuml;n BM&#39;den gelen ateşkes &ccedil;ağrısı elbette yerinde bir &ccedil;ağrıdır ama bunu sahada kimin uygulayacağı, kimin bunun takibini yapacağı konusu ortada kalmamalıdır. Aksi halde rejim &#39;Demek ki T&uuml;rkiye dışında bu s&uuml;rece yani İdlib ile ilgili saldırılara, sivillerin &ouml;ld&uuml;r&uuml;lmesine kimsenin bir itirazı yok&#39; deyip bundan cesaret alarak bundan sonra da katliamlarına devam edecek demektir.&nbsp;</p> <p>Bu kadar insan &ouml;ld&uuml;, bakın Suriye krizi, &#39;uluslararası toplum siyasi anlamda, insani anlamda, m&uuml;lteciler anlamında ne yaptı&#39; dediğinizde ortada ger&ccedil;ekten y&uuml;z kızartıcı bir tablo var. Yani insan haklarından, insanın onurundan, şerefinden yaşama hakkından vesaireden bahseden Avrupalılar, Batılılar maalesef, &ouml;lenler, &ouml;ld&uuml;r&uuml;lenler, denizlerde donarak ya da boğularak &ouml;lenler Suriyeli olduğunda, Doğulu olduğunda Orta Doğulu olduğunda nedense bu değerlerini bir anda unutuveriyorlar. Şimdi yeni bir kriz kapımızda. Yani bu konuda herhalde uluslararası toplumun &ccedil;ok daha fazla b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;aba i&ccedil;erisinde olması ve rejimi mutlaka bir şekilde durdurması gerekiyor. Biz &#39;illa NATO gelsin, savaş a&ccedil;sın&#39; demiyoruz, &#39;Rusya&#39;yla k&ouml;t&uuml; olalım&#39; demiyoruz ama el birliğiyle rejimin bu ihlallerinin bu ilerlemesinin mutlaka durdurulması gerekiyor.&quot;</p> <h3>&quot;Cumhurbaşkanımız&nbsp;bir risk alarak 50 artı 1 gibi bir &ccedil;ıta koydu&quot;</h3> <p>Kalın, T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nde yapılan kabine toplantısı devam ederken a&ccedil;ıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.</p> <p>11. Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n Cumhurbaşkanlığı H&uuml;k&uuml;met Sistemi ile ilgili a&ccedil;ıklamalarına dair soru &uuml;zerine Kalın, şunları s&ouml;yledi:</p> <p>&quot;Cumhurbaşkanlığı sistemi, parlamenter sistem konusu &ccedil;ok uzun uzun tartışıldı. Sayın G&uuml;l&#39;&uuml;n bu konuda farklı bir g&ouml;r&uuml;ş&uuml; olabilir. Diğer siyasi partilerin de bu konuda farklı değerlendirmeleri olabilir. Demokratik &ccedil;oğunluk ve m&uuml;zakereci demokratik k&uuml;lt&uuml;r i&ccedil;erisinde bunu memnuniyetle karşılarız. Bir tartışma konusudur. Ama bu tartışma yapıldı. Referanduma gidildi ve bu yeni sisteme ge&ccedil;ildi. Kendilerinin ileriye d&ouml;n&uuml;k b&ouml;yle bir d&uuml;ş&uuml;ncesi, b&ouml;yle bir vaadi olabilir. Buna karar verecek olan milletin kendisidir. Cumhurbaşkanımız aslında kendi siyasi geleceği a&ccedil;ısından, kendi siyasi partisinin geleceği a&ccedil;ısından bir risk alarak 50 artı 1 gibi bir &ccedil;ıta koydu. Biz bu sisteme ge&ccedil;tik.&quot;</p> <p>Ardından referanduma gidildiğini ve milletin bu sisteme ge&ccedil;ilmesi y&ouml;n&uuml;nde irade beyan ettiğini hatırlatan Kalın, şu anda T&uuml;rkiye&#39;nin bu sisteme g&ouml;re y&ouml;netildiğini vurguladı.</p> <p>&quot;Dolayısıyla bunu tartışmaya a&ccedil;abilirler. Kendilerinin ileride g&uuml;c&uuml; yeterse b&ouml;yle bir şey de yapabilirler.&quot; diyen Kalın, &quot;Ama milletin konuştuğu, kararını verdiği, iradesini sandıkta yansıttığı, sistemin değiştiği bir d&ouml;nemde tekrar tekrar bu konuyu a&ccedil;mak, &#39;Bundan dolayı T&uuml;rkiye iyi y&ouml;netilmiyor.&#39; gibi birtakım s&ouml;ylemler geliştirmek bizim &uuml;lkemizin siyasi, sosyolojik, toplumsal ger&ccedil;ekleriyle bağdaşmamaktadır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Kalın, hem teorik hem pratik olarak kuvvetler ayrılığının en net şekilde ortaya konulduğu sistemin Başkanlık Sistemi olduğuna değinerek, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Dolayısıyla bu değerlendirmeleri, ilkesel olarak sistemin tartışılmasından ziyade birtakım siyasi arayışların bir devamı niteliğinde g&ouml;r&uuml;yorum. Bu tartışmaları buraya &ccedil;ekmek suretiyle belki kendi siyasi m&uuml;zakere yelpazelerini genişletmeye &ccedil;alışıyor olabilirler. Bizim g&uuml;ndemimizde b&ouml;yle bir sistem değişikliği s&ouml;z konusu değil. Cumhurbaşkanlığı H&uuml;k&uuml;met Sistemi&#39;ne g&ouml;re bu &uuml;lke y&ouml;netilmektedir, millet bu konuda iradesini ortaya koymuştur. Bizim &ccedil;abamız 2023 hedeflerine kenetlenmek suretiyle, bu t&uuml;r suni g&uuml;ndemlerden uzak durarak, 2023 hedeflerine nasıl ulaşabileceğimize dair yoğun bir &ccedil;abanın i&ccedil;erisinde olmaktır. Bizim siyasi, ekonomik, k&uuml;lt&uuml;rel, b&ouml;lgesel, diplomatik hedeflerimizin ne olduğu zaten Cumhurbaşkanımız tarafından en &uuml;st d&uuml;zeyde her fırsatta ifade edilmektedir. Bu hedeflere kenetlenmek suretiyle, bu t&uuml;r suni g&uuml;ndemlerden, asıl meseleyi saptıran konulardan uzak durarak yoğun bir şekilde bu hedeflere kenetlenmiş durumdayız.&quot;</p> <h3>&quot;FET&Ouml;&#39;n&uuml;n T&uuml;rk ordusuna girişi 2000&#39;li yıllarda başlamadı&quot;</h3> <p>Kalın, emekli Genelkurmay başkanlarından Hilmi &Ouml;zk&ouml;k&#39;&uuml;n ordudaki FET&Ouml; mensuplarına y&ouml;nelik değerlendirmeleriyle ilgili soruyu ise şu şekilde yanıtladı:</p> <p>&quot;Elbette o d&ouml;nemde b&ouml;yle bir yasa olmadığı i&ccedil;in uygulama buna g&ouml;re yapılmıştır. Fakat o d&ouml;nemin karmaşık yapısını da tekrar hatırlamakta fayda var. Bir d&ouml;nem biliyorsunuz bu &uuml;lkede hi&ccedil;bir ayrım yapmadan, sadece dini hassasiyetleri olduğu i&ccedil;in yahut dini pratiği olduğu i&ccedil;in bir&ccedil;ok insanın sadece T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerinden değil, bir&ccedil;ok kurumdan atıldığını, ayrımcılığa maruz bırakıldığını, haklarını ellerinden alındığını da hatırlamamız lazım. Dindar diye, eşi kapalı diye, kendisi namaz kılıyor diye, i&ccedil;ki i&ccedil;miyor diye ge&ccedil;mişte bunları yaşadık bu &uuml;lkede. FET&Ouml; bu boşluğu kullanarak orduya da sızmış olabilir ama hatırlayın, FET&Ouml;&#39;n&uuml;n T&uuml;rk ordusuna girişi 2000&#39;li yıllarda başlamadı, AK Parti d&ouml;neminde başlamadı. Bu ta 70&#39;li yıllarda başladı, 80&#39;li yıllarda başladı. Şimdi b&uuml;t&uuml;n bu s&uuml;reci g&ouml;zardı edip, konuyu bir şekilde AK Parti&#39;ye, Cumhurbaşkanımıza bağlamak da gene tarihi ger&ccedil;eklerle bağdaşmıyor. O d&ouml;nemde belli komuta kademelerine gelen askerler 2 yılda mı geldiler oraya, 3 yılda mı geldiler? Askeri okullara girdiler, buralarda eğitimler aldılar, o hiyerarşi i&ccedil;erisinde y&uuml;kselerek kıdem kazandılar.&quot;</p> <h3>FET&Ouml; yapılanması&nbsp;</h3> <p>Ordudaki FET&Ouml; yapılanmasının 3-5 yılda değil, 20-30 yılda ger&ccedil;ekleştiğine dikkati &ccedil;eken Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;O d&ouml;nemde irticayla m&uuml;cadele başlığı altında dindar insanlara d&ouml;n&uuml;k &ccedil;ok ağır baskıların uygulandığını hepimiz g&ouml;rd&uuml;k. Sadece dindar insanlara karşı da değil, o d&ouml;nemki devlet aklının, devlet zihniyetinin d&uuml;şman olarak g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;, b&ouml;l&uuml;c&uuml;, ayrımcı, gerici vesaire diye g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; her kesime karşı. Kimi dini gruplara kimi etnik gruplara kimi siyasi gruplara karşı &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k baskıların yapıldığı d&ouml;nemler de oldu. İnsanların en temel vatandaşlık haklarının ellerinden alındığı zamanlar da yaşandı. Bu irticayla m&uuml;cadele başlığı altında o d&ouml;nemde de y&uuml;r&uuml;t&uuml;len birtakım faaliyetler vardı ama o başlık altında bir s&uuml;r&uuml; masum insanın da haksızlığa uğradığını biz pek &ccedil;ok defa g&ouml;rd&uuml;k. Dolayısıyla bu fotoğrafı bir b&uuml;t&uuml;nl&uuml;k i&ccedil;erisinde okumamız gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Yani birisinin kendi ana dilini konuştu diye b&ouml;l&uuml;c&uuml; ilan edildiği d&ouml;nemler oldu, dinini yaşıyor diye gerici vesaire diye ilan edildiği d&ouml;nemler de oldu. Hamdolsun geride kaldı. Bug&uuml;n T&uuml;rkiye&#39;de kimse dini inancından, etnik k&ouml;keninden, konuştuğu dilden, yaşam tarzından, siyasi g&ouml;r&uuml;ş&uuml;nden, geldiği b&ouml;lgeden dolayı ne bir kovuşturmaya uğrayabilir ne bir ayrımcılığa tabi tutulabilir. Bunun karşısında &ouml;nce devlet sonra bu milletin akıl ve vicdan sahibi b&uuml;t&uuml;n bireyleri dimdik dururlar ve hamdolsun bu d&ouml;nemde b&ouml;yle olmuştur. Bu konuda da bizim en ufak bir teredd&uuml;t&uuml;m&uuml;z&uuml;n bundan sonra da olmayacağını tekrar ifade etmek isterim.&quot;</p> <h3>&quot;Lavrov&#39;a eksik ya da yanlış bilgi verilmekte&quot;</h3> <p>Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov&#39;un İdlib ile ilgili T&uuml;rkiye&#39;ye y&ouml;nelik s&ouml;zlerinin anımsatılması &uuml;zerine Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:</p> <p>&quot;Sayın Lavrov&#39;un a&ccedil;ıklamaları sahadaki ger&ccedil;eklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan a&ccedil;ıklamalar. Bunları ge&ccedil;en hafta gelen Rus heyetiyle de haritalar &uuml;zerinden a&ccedil;ık ve net şekilde konuştuk. Belli ki Sayın Bakan&#39;a eksik ya da yanlış bilgi verilmektedir. Şimdi onların iddiası, burada bunu da tavzih etmek isterim. &Ouml;zellikle Hmeymim&#39;de bulunan Rus askeri &uuml;slerine d&ouml;n&uuml;k saldırıların olduğu şeklinde. Bize birtakım rakamlar veriyorlar, şu kadar saldırı oldu, bu kadar drone saldırısı oldu. Biz onlara iki tane temel soru soruyoruz, bir, bu saldırılarda &ouml;len var mı? Yok. İki, bu saldırılar Hmeymim b&ouml;lgesine geliyorsa siz neden Halep&#39;in doğusunda ve hemen Halep&#39;in g&uuml;neyinde bu kadar b&uuml;y&uuml;k askeri operasyon yapıyorsunuz?&quot;</p> <p>Hmeymim&#39;in İdlib&#39;in g&uuml;neybatısında olduğuna işaret eden İbrahim Kalın, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:&nbsp;</p> <p>&quot;Bizim kuşatma altına alınan, taciz ateşine maruz kalan askeri g&ouml;zlem noktalarımız ise İdlib&#39;in g&uuml;neydoğusunda. Arada &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k mesafe var. Rejimin son 6-8 aydır devam eden askeri harekatının &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir kısmı da Hmeymim b&ouml;lgesinde. Yani İdlib&#39;in g&uuml;neybatısında değil İdlib&#39;in g&uuml;neydoğusunda ve &ouml;zellikle de kuzeye doğru Halep b&ouml;lgesinde ger&ccedil;ekleşiyor. Buradan Hmeymim&#39;e herhangi bir saldırı vesaire s&ouml;z konusu değil. Bunu bir bahane olarak kullandıkları &ccedil;ok a&ccedil;ık anlaşılıyor. Bunu daha &ouml;nce de kendilerine s&ouml;yledik. Bu konuda uyarılarımızı da yaptık. Tekrar ediyorum, oradaki durumun korunması i&ccedil;in So&ccedil;i mutabakatına derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Biz askeri g&ouml;zlem noktalarımızı bulundukları yerlerde muhafaza etmeye devam edeceğiz, onları sevkiyat ile tahkimat ile g&uuml;&ccedil;lendirmeye de devam edeceğiz. Burada ter&ouml;ristlerin korunması, ter&ouml;ristlerin bizim askeri g&ouml;zlem noktalarımızı kullanarak Rus g&uuml;&ccedil;lerine bir saldırı yapması s&ouml;z konusu değildir. Bunu &ccedil;ok a&ccedil;ık ve net s&ouml;yl&uuml;yorum. Oradaki harekat, rejimin yaptığı bu ihlaller sadece ve sadece daha fazla grupların radikalleşmesine, radikal olanların ter&ouml;rize olmasına hizmet edecektir. Bu ger&ccedil;eği de g&ouml;zden ka&ccedil;ırmasınlar. B&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya da orada olup biteni a&ccedil;ık ve net şekilde g&ouml;r&uuml;yor.&quot;</p> <h3>Gazetecilerin yıpranma hakkı &ccedil;alıştayda konuşulacak</h3> <p>Kalın, Anayasa Mahkemesinin gazetecilerin yıpranma hakkını kaldıran kararıyla ilgili soruya, şu yanıtı verdi:</p> <p>&quot;Bu &ccedil;er&ccedil;evede Bakanlık tabii ki bir &ccedil;alışma yapacak. &Ouml;zellikle ve basın meslek mensuplarının haklarının iyileştirilmesi konusunda İletişim Başkanlığımızın 1-2 hafta i&ccedil;erisinde bir &ccedil;alıştayı olacak. İlgili b&uuml;t&uuml;n tarafları, paydaşları bir araya getirerek, bu konuyu detaylı şekilde ele alacak. Aile, &Ccedil;alışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımızla da konuştum. Bu konuda bir &ccedil;alışma yapacaklar. Basın mensuplarının herhangi hak mağduriyetine uğramaması i&ccedil;in neler yapılabilir, bunları da detaylı şekilde g&ouml;r&uuml;şecekler. Yani &ouml;n&uuml;m&uuml;zde bir zaman dilimi var. Umarım bu s&uuml;re i&ccedil;erisinde hem gazetecileri hem işverenleri hem kamuoyunu tatmin edici bir &ccedil;&ouml;z&uuml;me ulaşmak m&uuml;mk&uuml;n olacaktır.&quot;</p> <p>Libya&#39;da Hafter g&uuml;&ccedil;lerinin d&uuml;n Trablus&#39;a y&ouml;nelik roketli saldırısının toplantıda g&uuml;ndeme gelip gelmediğinin sorulması &uuml;zerine Kalın, &quot;Bu konu g&uuml;ndeme geldi. Bir taciz ateşi oldu. İsabetsiz bir atıştı. Derhal misliyle ve fazlasıyla karşılık verildi. Bu d&uuml;n gece ger&ccedil;ekleşen bir hadise, o y&uuml;zden bizim karşılık vermemizden sonra da durumun son derece sakin olduğunu ifade edebiliriz.&quot; cevabını verdi.</p>
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "İdlib'de temel çizgimiz Soçi mutabakatına geri dönülmesi." dedi.
<p>Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml;&nbsp;İbrahim Kalın, &quot;İdlib&#39;de temel &ccedil;izgimiz&nbsp;So&ccedil;i mutabakatına&nbsp;derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi.&quot; dedi.</p> <p>Kalın, T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında&nbsp;Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nde yapılan kabine toplantısı devam ederken a&ccedil;ıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.</p> <p>Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın takdim konuşması ile başlayan toplantıda g&uuml;ndemlerindeki &ouml;nemli konu başlıklarının ele alındığını s&ouml;yleyen Kalın, Erdoğan&#39;ın ge&ccedil;en hafta Pakistan&#39;a ger&ccedil;ekleştirdiği ziyaretin de ele alındığını belirtti.</p> <p>Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın, Y&uuml;ksek D&uuml;zeyli Stratejik Konsey Toplantısı i&ccedil;in Azerbaycan&#39;a 25 Şubat&#39;ta g&uuml;n&uuml;birlik &ccedil;alışma ziyareti ger&ccedil;ekleştireceğini anımsattı.&nbsp;</p> <p>&Ouml;zbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev&#39;in ise yarın T&uuml;rkiye&#39;ye geleceğini ifade eden Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;&Ouml;zbekistan ile hem tarihi, k&uuml;lt&uuml;rel anlamda hem de bug&uuml;n daha da g&uuml;&ccedil;lenen bir şekilde siyasi, ekonomik &ouml;nemli ilişkilerimiz var. Bu ilişkileri daha da g&uuml;&ccedil;lendirecek bir ziyaret olmasını temenni ediyoruz. Ayrıca perşembe g&uuml;n&uuml; Cumhurbaşkanlığı Millet K&uuml;t&uuml;phanesi&#39;nin a&ccedil;ılışı ger&ccedil;ekleşecek. T&uuml;rkiye&#39;nin en b&uuml;y&uuml;k k&uuml;t&uuml;phanesi olma vasfının yanında 7 g&uuml;n 24 saat herkese a&ccedil;ık olmak suretiyle de bu k&uuml;t&uuml;phanenin T&uuml;rkiye&#39;de kitap okuma, k&uuml;t&uuml;phanecilik ve diğer alanlarda &ccedil;ok &ouml;nemli bir paradigma değişikliğine vesile olacağına inanıyoruz. Bu vesile ile Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nin &ccedil;ok &ouml;nemli bir ayağı tamamlanmış olacak.&quot;</p> <p>Millet K&uuml;t&uuml;phanesi&#39;nde s&uuml;reli yayınlar dahil olmak &uuml;zere 1,5 milyona yakın matbu eserin yer alacağını hatırlatan Kalın, &quot;Bu sayı hızla artacak, elektronik kitap formatında da k&uuml;t&uuml;phanemiz yeni bir d&ouml;nemin ilk sayfasını da a&ccedil;mış olacak. K&uuml;t&uuml;phanemizde bildiğiniz gibi &ccedil;ok &ouml;nemli koleksiyonlar da var, rahmetli Mehmet Şevket Eygi&#39;den, İlber Ortaylı Hoca&#39;ya kadar bir&ccedil;ok kıymetli bilim insanının ve koleksiyonları da k&uuml;t&uuml;phanemizde. Perşembe g&uuml;n&uuml; &ccedil;ok heyecanlı coşkulu bir şekilde de bu k&uuml;t&uuml;phanenin a&ccedil;ılışını ger&ccedil;ekleştireceğiz.&quot; diye konuştu.</p> <h3>Toplantıda g&uuml;venlik ve dış politika konuları ele alındı</h3> <p>Kabine Toplantısında g&uuml;venlik alanında Milli Savunma Bakanlığının,&nbsp;MİT&#39;in ve Dışişleri Bakanlığının g&uuml;venlik ve dış politika ağırlıklı sunumları olduğuna değinen İbrahim Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Ayrıca Sağlık Bakanlığımızın &ouml;zellikle koronavir&uuml;s ile m&uuml;cadele ve Elazığ deprem b&ouml;lgesinde verilen sağlık hizmetleri konusunda detaylı bir sunumları oldu. Son olarak da Aile, &Ccedil;alışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının Genel Sağlık Sigortası ile ilgili bir sunumu ger&ccedil;ekleşti. Suriye&#39;de ve İdlib&#39;de yaşanan gelişmeler, g&uuml;ndemimizin &uuml;st safhalarını işgal etmeye devam ediyor. &Ouml;zellikle İdlib ile ilgili yaşanan gelişmeleri bildiğiniz gibi ge&ccedil;en hafta burada bulunan Rus heyetiyle g&ouml;r&uuml;şm&uuml;şt&uuml;k. D&uuml;n ve bug&uuml;n de T&uuml;rkiye&#39;den giden bir heyetimiz Moskova&#39;da g&ouml;r&uuml;şmeler ger&ccedil;ekleştirdi.</p> <p>İdlib&#39;de temel &ccedil;izgimiz So&ccedil;i mutabakatına derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi, daha &ouml;nce kararlaştırdığımız İdlib &Ccedil;atışmasızlık B&ouml;lgesi sınırlarının tekrar esas kabul edilerek &ouml;zellikle askeri g&ouml;zlem noktalarımız ve sivillerin korunması noktasında gerekli adımların atılması. Bu konuda arkadaşlarımızın &ccedil;eşitli g&ouml;r&uuml;şmeleri ve m&uuml;zakereleri oldu. Kağıt alışverişleri oldu, bug&uuml;n itibarıyla &ccedil;ıkan karar bu m&uuml;zakerelere devam edilmesi y&ouml;n&uuml;nde.&quot;</p> <h3>Rus tarafının a&ccedil;ıklamaları&nbsp;</h3> <p>Rus tarafından gelen bazı a&ccedil;ıklamaların sahadaki ger&ccedil;ekleri doğru yansıtmadığına işaret eden Kalın, &quot;G&ouml;r&uuml;yoruz, &ouml;zellikle &#39;Değişen şartlar dikkate alınarak haritanın yeniden &ccedil;izilmesi gerekiyor.&#39; şeklinde birtakım değerlendirmelerin yapıldığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Burada bu hususu tashih etmek isterim. &Ouml;ncelikle değişen şartlar, sahanın ger&ccedil;ekleri değil empoze edilen şartlardır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>İdlib &Ccedil;atışmasızlık B&ouml;lgesi&#39;nin sınırlarının belli olduğunu ve yaklaşık 2 yıl &ouml;nce &uuml;zerinde mutabık kalınan sınırlar ve T&uuml;rk askeri g&ouml;zlem noktalarının bulunduğu yerlerin a&ccedil;ık ve net bir şekilde ortaya konulduğunu anımsatan Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;12 askeri g&ouml;zlem noktamız da bu harita esas alınarak buralara konuşlandırılmıştır. Dolayısıyla burada empoze edilen şartları, birtakım zorlamaları &#39;sahanın değişen şartları&#39; diye takdim etmenin bizim a&ccedil;ımızdan kabul edilebilir olmadığını ifade etmek istiyorum. Sahanın ger&ccedil;ekleri &ouml;ncelikle hepimizin &uuml;zerinde mutabık kaldığı So&ccedil;i mutabakatıdır. İkincisi oradaki askeri g&ouml;zlem noktalarımız, onların g&uuml;venliğidir. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml; m&uuml;ltecilerin ve sivillerin durumudur. D&ouml;rd&uuml;nc&uuml;s&uuml; de tabii ki Suriye&#39;de devam eden ama maalesef rejimin sabotajları nedeniyle bir t&uuml;rl&uuml; ilerleme kaydedemediğimiz siyasi s&uuml;re&ccedil;tir. Sahanın ger&ccedil;eklerini bu şekilde konumlandırmak daha isabetli olacaktır. Zira T&uuml;rkiye&#39;nin, Suriye&#39;nin veya bir başka &uuml;lkenin bir karış toprağında g&ouml;z&uuml; yoktur. &#39;Burası Suriye devletinin, rejiminin topraklarıdır. Tabii ki istediği şekilde buralarda operasyon yapabilir.&#39; arg&uuml;manının bizim a&ccedil;ımızdan da bir ge&ccedil;erliliği olmadığını ifade etmek istiyorum.&quot;</p> <h3>&quot;Askeri g&ouml;zlem noktalarının yerinin değişmesi s&ouml;z konusu değil&quot;</h3> <p>Suriye&#39;de y&uuml;z binlerce insan &ouml;ld&uuml;r&uuml;l&uuml;rken, milyonlarca insan m&uuml;lteci haline gelirken T&uuml;rkiye&#39;nin ya da uluslararası toplumun eli kolu bağlı bir şekilde oturmasının, hi&ccedil;bir şey olmuyormuş gibi davranmasının tasavvur ve tahayy&uuml;l edilemeyeceğini vurgulayan İbrahim Kalın, &quot;Biz burada hem insani hem siyasi manada &uuml;zerimize d&uuml;şen sorumluluğu yerine getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız ge&ccedil;en hafta TBMM Grup Toplantısı&#39;ndaki hitabında rejime &ccedil;ok a&ccedil;ık, net bir şekilde mesajlarımızı iletmiştir. Askeri g&ouml;zlem noktalarımız yerlerinin değişmesi s&ouml;z konusu değildir. Buranın korunması ve sivillerin muhafaza edilmesi i&ccedil;in de bu b&ouml;lgeye askeri tahkimat ve sevkiyatımız da devam edecektir.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>Kalın, &quot;Askerlerimize y&ouml;nelik herhangi bir saldırı, taciz s&ouml;z konusu olduğunda ge&ccedil;en haftalarda olduğu gibi bundan sonra da cevabın en sert şekilde verileceğinden kimsenin en ufak bir ş&uuml;phesi yahut teredd&uuml;d&uuml; olmasın.&quot; dedi.</p> <h3>Libya meselesi</h3> <p>Libya meselesinin de bir diğer uluslararası &ouml;nemli konu olduğunu bildiren Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Birleşmiş Milletler &ccedil;atısı altında devam eden Berlin s&uuml;recine bağlılığımızı devam ettiriyoruz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede ge&ccedil;en hafta Dışişleri Bakanımız Mevl&uuml;t Bey&#39;in M&uuml;nih Konferansı marjında ilgili bakanlarla bir takip toplantısı ger&ccedil;ekleşti, kendisi bir&ccedil;ok ikili g&ouml;r&uuml;şmede yaptı. Buradaki duruşumuzla son derece net, uluslararası toplumun ve BM&#39;nin tanıdığı Ulusal Mutabakat H&uuml;k&uuml;meti &ccedil;er&ccedil;evesinde Libya halkının yanında yer almaya devam edeceğiz. Bu &ccedil;er&ccedil;evede Berlin Konferansı&#39;nda alınan ateşkes ve siyasi, askeri komitelerin toplanması kararlarına da tam destek verdiğimizi ifade etmek istiyorum. Fakat maalesef BM&#39;nin &ouml;nerdiği ve &uuml;lkelerin &uuml;zerinde mutabık kaldığı bu yol haritası, Hafter tarafından her g&uuml;n ihlal edilmeye, delinmeye, sabote edilmeye devam etmektedir.</p> <p>Hafter tarafına halen ve b&uuml;t&uuml;n bu kararlara rağmen askeri yardım devam etmektedir. Orada milis g&uuml;&ccedil;ler, lejyoner g&uuml;&ccedil;ler, paralı askerler farklı isimler altında sahada bu ateşkes s&uuml;recini sabote etmeye devam etmektedirler. Yine Hafter tarafının b&uuml;t&uuml;n Libya&#39;ya, Libya halkına, Libya ekonomisine zarar veren, petrol yataklarını bloke etme durumu da devam etmektedir. Bu hoyrat&ccedil;a tavra, bu haydut&ccedil;a tavra, bu şımarık tavra uluslararası toplumun sessiz kalması elbette d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;r&uuml;c&uuml;.&quot;</p> <h3>AB&#39;nin Libya&#39;ya silah ambargosunu denetlemesiyle ilgili haberler</h3> <p>Son iki g&uuml;nd&uuml;r Avrupa Birliği&#39;nin Libya&#39;da silah ambargosunun denetlenmesiyle ilgili bir operasyon başlatacağına dair de birtakım haberler &ccedil;ıktığını anımsatan Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Kalın, şu değerlendirmede bulundu:</p> <p>&quot;Burada şu hususun altını da &ccedil;izmemiz gerekiyor; &ouml;ncelikle Birleşmiş Milletler kararlarında a&ccedil;ık ve net bir şekilde ifade edildiği gibi b&ouml;yle bir denetimin ancak BM &ccedil;atısı altında ve Ulusal Mutabakat H&uuml;k&uuml;meti ile istişare ve dayanışma i&ccedil;erisinde yapılması gerekmektedir. Bu bağlayıcı bir kural olarak BM kararlarında yer almaktadır. İkinci &ouml;nemli husus da &ouml;ncelikle bu silahların ve milislerin &uuml;lkeye nereden girdiğine &ccedil;ok net yakından bakılması gerekiyor.</p> <p>Burada da &ouml;zellikle doğu ve g&uuml;ney b&ouml;lgelerinin kontrol altına alınması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Bilinen, malum yerlerden gelen askeri desteğin, silah desteğinin u&ccedil;aklarla gemilerle ayrıca paralı askerlerin ne şekilde geldiğini ve Libya s&uuml;recini askeri ve siyasi s&uuml;reci nasıl baltaladığını da b&uuml;t&uuml;n uluslararası toplum g&ouml;rmektedir. Tabii ki burada &ouml;zellikle BM olsun ilgili &uuml;lkeler olsun komşu &uuml;lkeler olsun Cezayir gibi Tunus gibi ve s&uuml;rece dahil olan diğer &uuml;lkeler olsun artık bu ihlallerin sona erdirilmesi i&ccedil;in gerekli adımları el birliği ile atmak durumundadırlar.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;Vir&uuml;sle m&uuml;cadele konusunda T&uuml;rkiye olarak gerekli tedbirleri aldık&quot;</h3> <p>Toplantıda, koronavir&uuml;s konusunda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca&#39;nın sunum yaptığını ifade eden Kalın, bunun konuya ilişkin bug&uuml;ne kadar alınan tedbirler, atılan adımlar ve bundan sonrası ile ilgili kapsamlı bir sunum olduğunu bildirdi.&nbsp;</p> <p>Vir&uuml;sle m&uuml;cadele konusunda T&uuml;rkiye olarak gerekli tedbirleri aldıklarını ve T&uuml;rkiye&#39;de şu ana kadar ciddi bir vaka ile karşılaşılmadığını dile getiren Kalın, bundan sonrası ile ilgili &ouml;ng&ouml;r&uuml;n&uuml;n de tedbirlerin etkili olmaya devam edeceği şeklinde olduğunu belirtti.&nbsp;</p> <p>&Ccedil;in y&ouml;netiminin &ccedil;ok ciddi bir m&uuml;cadele verdiğini, ciddi tedbirler aldığını ve s&uuml;reci &ccedil;ok şeffaf bir şekilde y&ouml;nettiğini ifade eden Kalın, olay ortaya &ccedil;ıktığı andan itibaren &Ccedil;inli makamların iyi bir sınav verdiklerini s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>Koronavir&uuml;s ile m&uuml;cadele konusunda &Ccedil;in h&uuml;k&uuml;metinin yanında olmaya devam edeceklerini vurgulayan Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bug&uuml;ne kadar maske olsun, tıbbi malzeme olsun diğer alanlarda bildiğiniz gibi &Ccedil;in&#39;e g&ouml;nderdiğimiz birtakım yardımlar oldu. Bunların devamı da gelecek, Cumhurbaşkanımızın direktifiyle talimatıyla &Ccedil;in makamları ile bu konuda yakın bir iş birliği i&ccedil;erisinde olmaya devam edeceğiz.&nbsp;</p> <p>Bu konuda vatandaşlarımızın da soruları olursa herhangi bir soru işaretleri, endişeleri olursa Sağlık Bakanlığımızın ilgili birimleriyle kendileri de derhal temas edebilirler. Umarız bazı tahminlere g&ouml;re pik d&ouml;nemi artık &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki g&uuml;nlerde ger&ccedil;ekleşecek bu vir&uuml;s&uuml;n ve bu vir&uuml;sle m&uuml;cadelenin kısa s&uuml;rede sonu&ccedil;lanmasıdır. Bu &ccedil;er&ccedil;evede biz T&uuml;rkiye olarak &Ccedil;in ile D&uuml;nya Sağlık &Ouml;rg&uuml;t&uuml;, diğer paydaşlarla yakın ilişki ve temas i&ccedil;erisinde olmaya devam edeceğiz.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;FET&Ouml; ile m&uuml;cadeleyi sulandırmaya d&ouml;n&uuml;k bir girişim&quot;</h3> <p>Toplantıda, FET&Ouml; ile m&uuml;cadele konusuyla ilgili de bir bahsin ge&ccedil;tiğini ifade eden ve son g&uuml;nlerde FET&Ouml;&#39;n&uuml;n siyasi ayağı başlığı altında devam eden tartışmaları hatırlatan Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:&nbsp;</p> <p>&quot;Baktığınız zaman bu tartışmanın kaynaklandığı yere, tartışıldığı zemine, yaptığı atıflara, birtakım imalara totalde bunun FET&Ouml; ile m&uuml;cadelenin g&uuml;&ccedil;lendirilmesinden ziyade FET&Ouml; ile m&uuml;cadeleyi sulandırmaya d&ouml;n&uuml;k bir girişim olduğu ve bu m&uuml;cadele &uuml;zerinden &ccedil;eşitli siyasi partilerin ve tarafların siyasi rant elde etme peşinde olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. Şunun altını a&ccedil;ık ve net bir şekilde &ccedil;izmekte fayda var, bug&uuml;ne kadar 40 yıllık ge&ccedil;mişi olan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;yle en ciddi, en kapsamlı ve en kararlı m&uuml;cadeleyi bu h&uuml;k&uuml;met vermiştir, Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan&#39;ın liderliğindeki ekipler vermiştir, bizzat kendisi bu m&uuml;cadelenin bayraktarlığını yapmıştır, yapmaya da bundan sonra devam edecektir.</p> <p>Bug&uuml;ne kadar ge&ccedil;miş d&ouml;nemlerde 70&#39;li, 80&#39;li, 90&#39;lı, 2000&#39;li yıllarda bu &ouml;rg&uuml;t&uuml;n devletimizin &ccedil;eşitli kurumlarına nasıl sızdığını, vatandaşlarımızı, masum insanları, onların gen&ccedil; &ccedil;ocuklarını nasıl kandırdığını, dini inan&ccedil;, hizmet, ihlas gibi kavramlar altında bu kılıfları kullanarak maalesef &ouml;ncelikle din-i m&uuml;bin-i İslam&#39;a nasıl zarar verdiğini, insanlarımızı nasıl birbirine d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, kutuplaştırdığını hepimiz g&ouml;rd&uuml;k.&quot;</p> <h3>FET&Ouml; ile m&uuml;cadelede el birliği vurgusu&nbsp;</h3> <p>Bu durumun 15 Temmuz&#39;da kanlı bir darbe girişimi ile sonu&ccedil;landığını dile getiren Kalın, &quot;Şimdi burada yapmamız gereken el birliğiyle millet olarak b&uuml;t&uuml;n milletin, T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin b&uuml;t&uuml;n vatandaşlarının d&uuml;şmanı olan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı hep birlikte el birliği i&ccedil;erisinde m&uuml;cadele etmektir. Burada &#39;senin tarafın benim tarafım&#39; tarzı ayrımlara gitmeden bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n izini, eserini, etkisini silecek, ortadan kaldıracak ve bir daha bu topraklarda neşv&uuml;nema bulmaması i&ccedil;in hepimizin el birliği ile hareket etmesi gerekiyor.&quot; diye konuştu.</p> <p>Bu &ccedil;er&ccedil;evede yurt i&ccedil;inde ve yurt dışında bu m&uuml;cadeleyi her safhada ve her satıhta kararlı bir şekilde bundan sonra da y&uuml;r&uuml;tmeye devam edeceklerini vurgulayan Kalın, şunları s&ouml;yledi:</p> <p>&quot;Bundan hi&ccedil; kimsenin en ufak bir ş&uuml;phesi ve teredd&uuml;d&uuml; olmasın. Burada birlik ve beraberlik bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı vereceğimiz en &ouml;nemli cevaptır. Bunun altını da &ouml;zellikle &ccedil;izmek istiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki kararlılığının tam olduğunu da ifade etmek istiyorum. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; zaman zaman dediğim gibi bu siyasi ayak veya işte &#39;sen ge&ccedil;mişte bunu yaptın, sen şunu yaptın&#39; tarzı su&ccedil;lamalarla ithamlarla bu m&uuml;cadelenin sulandırıldığını, hedef saptırıldığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Buna da en &ccedil;ok FET&Ouml; ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n mensupları herhalde seviniyorlardır. Dolayısıyla biz burada bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne hi&ccedil;bir şekilde prim vermeden, onları sevindirecek hi&ccedil;bir eylemin i&ccedil;erisinde olmadan tek y&uuml;rek, tek millet olarak bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;ne karşı kararlı m&uuml;cadelemizi s&uuml;rd&uuml;receğimizi de ifade etmek istiyorum.&quot;</p> <h3>&quot;Bu &ouml;rg&uuml;t T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şmandır, bir kesimine değil&quot;</h3> <p>Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kalın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu&#39;nun Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında dava a&ccedil;tığının hatırlatılması &uuml;zerine, &quot;Tabii ki dava a&ccedil;abilir, yani bu onun bireysel hakkıdır.&quot; dedi.&nbsp;</p> <p>FET&Ouml; ile m&uuml;cadele samimi bir şekilde yapılacaksa bunun siyasi parti, mezhep, meşrep, siyasi g&ouml;r&uuml;ş, ideoloji ayrımı yapılmadan birlik beraberlik i&ccedil;inde hareket edilerek yapılması gerektiğini anlatan Kalın, &quot;&Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu &ouml;rg&uuml;t T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şmandır bir kesimine değil. Ge&ccedil;mişte birtakım &ccedil;evreler bunlarla birtakım ilişkilere girmiş olabilirler, biz bunun &ouml;rneklerini g&ouml;rd&uuml;k. Ge&ccedil;en hafta Cumhurbaşkanımız da bunları a&ccedil;ık, net belgeleriyle g&ouml;r&uuml;nt&uuml;leriyle hepsini ortaya koydu.&quot; şeklinde konuştu.</p> <p>&quot;Bunları tekrar sunabiliriz, tekrar kendilerine hatırlatabiliriz.&quot; ifadesini kullanan İbrahim Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Bu FET&Ouml; ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; ile m&uuml;cadelede bir zaafa asla d&ouml;n&uuml;şmemelidir. Bakın 17/25 yargı darbe girişimi ve sonrasında yaşananları bir hatırlayın. O s&uuml;re&ccedil;te FET&Ouml;&#39;c&uuml;lerin yanında kimler durdu, kimler onlara sahip &ccedil;ıktı? 15 Temmuz darbe girişimi olana kadar acaba kimler kimlerle... Bu &ccedil;evreler şimdi Cumhurbaşkanımızı eleştiren, AK Parti&#39;yi eleştiren &ccedil;evreler ya da devletin bu konuda zaaf g&ouml;sterdiğini s&ouml;yleyenler acaba ne t&uuml;r gizli, a&ccedil;ık, kapalı g&ouml;r&uuml;şmeler yaptılar? Kimlerle ne t&uuml;r temaslar kurdular? Bunların hepsini tekrar tekrar konuşabiliriz ama burada aslolan bu ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin tamamına d&uuml;şman olduğu, başkalarının maşası olduğu, başkalarının dizaynını, planını hayata ge&ccedil;irmek i&ccedil;in birer kukla olarak yetiştirildiği, kullanıldığı ger&ccedil;eğini asla g&ouml;zden &ccedil;ıkartmayalım. Bunu dikkate almadığımız zaman bu siyasi polemikler aynı &#39;bu darbe geliyor, T&uuml;rkiye&#39;de darbe olacak&#39; tartışmaları gibi bir hedef saptırmaya d&ouml;n&uuml;ş&uuml;r.&quot;</p> <p>Son g&uuml;nlerde &quot;T&uuml;rkiye&#39;de yeni bir darbe olacak, belli &ccedil;evreler de rahatsızlıklar var&#39; şeklinde konuşmaların yapıldığını anımsatan Kalın, &quot;Ge&ccedil;mişte de bu t&uuml;r şeyler &ccedil;ok denendi ama onlar T&uuml;rkiye&#39;nin vesayet altında yaşadığı d&ouml;nemlerdi. Bir gazete b&ouml;yle bir manşet attığında, &#39;falan &ccedil;evre rahatsız&#39; dediğinde T&uuml;rkiye&#39;de birtakım belli &ccedil;evrelerde hareketlenmeler olurdu. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; o vesayet odaklarının elinde g&uuml;&ccedil;ler vardı ama bakın hamdolsun son 16-17 yılda verilen m&uuml;cadele neticesinde artık bu vesayet odakları g&uuml;&ccedil;lerini yitirmiştir. Milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;zerinde hi&ccedil;bir g&uuml;c&uuml;n olmadığını a&ccedil;ık ve net bir şekilde g&ouml;rm&uuml;şt&uuml;r.&quot; ifadesini kullandı.</p> <h3>&quot;T&uuml;rkiye&#39;yi milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;st&uuml;nde g&uuml;&ccedil; tanımayan lider kadrosu y&ouml;netiyor&quot;</h3> <p>Milletin g&uuml;c&uuml;n&uuml;n &uuml;st&uuml;nde başka bir g&uuml;&ccedil; tanımadığını s&ouml;yleyen bir lider ve kadronun şu anda T&uuml;rkiye&#39;yi y&ouml;nettiğine dikkati &ccedil;eken Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:</p> <p>&quot;Dolayısıyla bu vesayet odağı nereden gelirse gelsin, ister FET&Ouml; olsun ister PKK ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; olsun, ister yok ordunun, yargının, b&uuml;rokrasinin, g&uuml;venlik b&uuml;rokrasisinin, iş d&uuml;nyasının, medyanın i&ccedil;erisinde olsun, nerede olursa olsun onlar hedeflerine asla ulaşamayacaklardır. Bu t&uuml;r s&ouml;ylemlerin T&uuml;rkiye&#39;de hedef saptırmak, vesayet odaklarıyla ve ter&ouml;rle m&uuml;cadeleyi sulandırmak, g&uuml;ndemi değiştirmekten başka bir faydası olmayacaktır ama T&uuml;rkiye Cumhuriyeti&#39;nin her bir ferdi, T&uuml;rk Milleti olarak bu saptırmalara, bu oyalamalara da asla prim vermeyecektir, bunu da defalarca g&ouml;sterdik.&quot;&nbsp;</p> <p>Milletin, 15 Temmuz gibi ağır bir darbe girişiminden sonra adeta k&uuml;llerinden yeniden canlanarak ayağa kalktığını, o g&uuml;ne kadar uyguladığı projelerin hi&ccedil;birini aksatmadan teker teker hayata ge&ccedil;irmeye devam ettiğini belirten Kalın, 3&#39;&uuml;nc&uuml; k&ouml;pr&uuml;n&uuml;n a&ccedil;ılmasından, Fırat Kalkanı Harekatı&#39;nın 15 Temmuz&#39;dan birka&ccedil; ay sonra hayata ge&ccedil;irilmesine kadar her alanda bunu &ccedil;ok net bir şekilde g&ouml;rd&uuml;klerini s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>S&ouml;zc&uuml; Kalın,şunları kaydetti:</p> <p>&quot;15 Temmuz ile ilgili davalar başladığında ordu i&ccedil;indeki FET&Ouml;&#39;c&uuml; yapılanmalar temizlenmeye başladığında da belli &ccedil;evreler &#39;T&uuml;rkiye artık askeri g&uuml;c&uuml;n&uuml; yitirmiş, NATO i&ccedil;inde eski etkinliğini kaybetmiş bir &uuml;lke haline gelecek &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu kadar işte komutanı, askeri g&ouml;revden aldığınız zaman T&uuml;rkiye askeri anlamda asli g&ouml;revlerini yerine getiremeyecek, T&uuml;rk ordusu zaafa uğrayacak&#39; diye birtakım s&ouml;ylemlerin ileri s&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; de biz g&ouml;rd&uuml;k. Tam tersi oldu, T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri bu t&uuml;r urlardan, bu t&uuml;r hastalıklı yapılardan, zihniyetlerden temizlendik&ccedil;e asli g&ouml;revine d&ouml;nd&uuml;, daha etkin, daha kararlı, sahada netice alan bir silahlı kuvvetler haline geldi, bir ordu haline geldi.&quot;&nbsp;</p> <p>Bunun somut neticelerini Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı harekatları ve PKK ile m&uuml;cadelede g&ouml;rd&uuml;klerini dile getiren Kalın, şu ifadelere yer verdi:</p> <p>&quot;Ge&ccedil;mişe doğru baktığınızda PKK ile m&uuml;cadele olsun, FET&Ouml; ile olsun, DHKP-C, DEAŞ ve benzeri ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;tleriyle m&uuml;cadelede askeri imkan ve kabiliyetler anlamında &#39;elimizde bir&ccedil;ok imkan bulunduğu halde neden netice alınamıyor&#39; diye sorduğunuzda bu t&uuml;r yapıların i&ccedil;eride ne t&uuml;r kumpaslar kurduklarını, ne t&uuml;r oyalamalar yaptıklarını, siyasi iradenin direktiflerini nasıl boşa &ccedil;ıkarttığını defalarca g&ouml;rd&uuml;k, geriye doğru bunları okuduğunuz zaman. Bunlardan temizlendik&ccedil;e T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri de bug&uuml;n asli g&ouml;revine, misyonuna, vazifesine geri d&ouml;nm&uuml;şt&uuml;r ve &ccedil;ok daha etkin bir şekilde T&uuml;rkiye Cumhuriyeti topraklarını korumak i&ccedil;in gece g&uuml;nd&uuml;z m&uuml;cadele vermektedir.&nbsp;</p> <p>Bug&uuml;n vatandaşlarımız m&uuml;sterih olsunlar. Eğer biz bug&uuml;n şehirlerimizde, T&uuml;rkiye&#39;nin d&ouml;rt bir tarafında, doğusunda batısında, kuzeyinde g&uuml;neyinde g&uuml;ven i&ccedil;erisinde yaşıyorsak bu kahraman askerlerimizin, her kademeden askerimizin, erimizin, komutanımızın verdiği m&uuml;cadele sayesinde olmaktadır. Dolayısıyla bu tezkiye hareketi, bu temizlenme hareketi T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerini de daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; kılmıştır. Dolayısıyla burada bu konuları tartışırken işte &#39;darbe olacak, darbe gelecek, belli &ccedil;evreler rahatsız harekete ge&ccedil;ecekler&#39; t&uuml;r&uuml; s&ouml;ylemler geldiğinde bunların kaynağına bakmak lazım. Kimler tarafından ne şekilde y&ouml;nlendirildiğine bakmak lazım. T&uuml;rkiye Cumhuriyeti burada 15 Temmuz darbe girişimini p&uuml;sk&uuml;rtm&uuml;ş bir millet olarak bundan sonra kimden hangi saikle gelirse gelsin hi&ccedil;bir darbe girişimine asla prim vermeyecektir. Bunu da net bir şekilde ifade etmek isteriz.&quot;</p> <h3>&quot;Gezi olaylarının T&uuml;rkiye&#39;ye zarar verdiğini asla akıldan &ccedil;ıkarmayalım&quot;&nbsp;</h3> <p>İbrahim Kalın&#39;a, 11&#39;inci Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n bir gazeteye verdiği deme&ccedil;te &quot;Gezi Parkı olayları ile gurur duydum&quot; ifadesini kullandığı, ardından Gezi Davası&#39;nda kararın a&ccedil;ıklandığı, ABD&#39;nin Ankara B&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğinden de &quot;Davayı yakından takip ettik, kararı memnuniyetle karşılıyoruz&quot; şeklinde değerlendirme yapıldığı belirtilerek, &quot;T&uuml;m bu s&uuml;reci nasıl değerlendiriyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanı&#39;nın Gezi kararına ilişkin değerlendirmesi oldu mu?&quot; soruları y&ouml;neltildi.&nbsp;</p> <p>Mahkemenin Gezi davasıyla ilgili kararının yargı s&uuml;recinin bir aşamasını teşkil ettiğini aktaran Kalın, bununla ilgili yorum yapmanın doğru olmadığını s&ouml;yledi.&nbsp;</p> <p>&quot;Gezi olaylarıyla ilgili işin hukuk, dava ve mahkeme meselelerinin yanında bir kere bir kalkışma olarak bu &uuml;lkeye verdiği zararı da unutmamamız lazım.&quot; diyen Kalın, vandallıktan siyasi kutuplaşmaya, T&uuml;rkiye&#39;nin g&uuml;ndemine birtakım son derece ayrıştırıcı s&ouml;ylemlerin sokulmasına kadar neler yaşandığının hatırlanmasını istedi.&nbsp;</p> <p>Son g&uuml;nlerde Gezi meselesi &uuml;zerinden tarihi, ge&ccedil;mişi yeniden okumaya d&ouml;n&uuml;k birtakım girişimler yapıldığını g&ouml;rd&uuml;klerini ifade eden Kalın, &quot;Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın G&uuml;l, gurur duyabilir. Bu kendi değerlendirmesidir. Bizim a&ccedil;ımızdan bağlayıcı bir tarafı yok. Kendi g&ouml;r&uuml;ş&uuml;d&uuml;r. O d&ouml;nemde de zaten kendisi g&ouml;revdeyken de bu konuyla ilgili birtakım değerlendirmeleri vardı, farklı d&uuml;ş&uuml;nceleri vardı ama geldiğimiz nokta itibarıyla baktığımızda, bir b&uuml;t&uuml;n olarak okuduğunuzda T&uuml;rkiye&#39;nin o d&ouml;nemde &ccedil;ok zor bir s&uuml;re&ccedil;ten ge&ccedil;tiğini ve o s&uuml;recin bir b&uuml;t&uuml;n olarak T&uuml;rkiye&#39;ye zarar verdiğini asla akıldan &ccedil;ıkarmayalım.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n, Hulusi Akar ve kendisi tarafından ziyaret edilmesine ilişkin ifadelerine de değinen Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Şunu ifade edeyim, burada &#39;Geldiler, bizi dinlediler ve gittiler&#39; şeklinde birtakım değerlendirmelerin yapıldığını &uuml;z&uuml;nt&uuml;yle g&ouml;r&uuml;yorum. Yaşanan ger&ccedil;eklik bu değil. Yani daha &ouml;nce de ben bunu s&ouml;ylemiştim, biz oraya kendisi ile olan hukukumuza binaen kimseden herhangi bir talimat ya da direktif almadan gittik, fikir alışverişinde bulunduk. O s&uuml;re&ccedil;, adaylık s&uuml;reci, se&ccedil;im s&uuml;reci, diğer b&ouml;lgesel konularla ilgili uzun g&ouml;r&uuml;şmelerimiz oldu. İki tarafın da g&ouml;r&uuml;şlerini a&ccedil;ık, samimi, d&uuml;r&uuml;st bir şekilde dile getirdiği bir m&uuml;zakere, bir g&ouml;r&uuml;şme, bir ziyaret oldu. Şimdi bunu başka yerlere &ccedil;ekmek, &#39;Geldiler, ben de şunları şunları s&ouml;yledim ve onları g&ouml;nderdim&#39; tarzı bunu ifade etmek, yaşanan ger&ccedil;eklikle uyuşmadığı gibi hukukumuzla da &ccedil;ok bağdaşmamaktadır.&quot;</p> <p>Ziyareti kişisel hukuklarına binaen kaygılarını paylaşmak amacıyla ger&ccedil;ekleştirdiklerine değinen Kalın, ş&ouml;yle devam etti:</p> <p>&quot;Bunu o d&ouml;nemde de hatırlarsanız &ccedil;ok başka yerlere &ccedil;ekenler oldu. Yok helikopter bah&ccedil;esine inmiş de &uuml;ltimatom vermişiz de işte gitmişiz, basmışız da falan filan gibi birtakım film senaryoları da yazıldı. İşin hakikati elbette b&ouml;yle değil. Biz o d&ouml;nemde kendi fikrimizce, kanaatimizce, acizane doğru g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z, bildiğimiz şeyleri paylaşmak i&ccedil;in oraya gittik. G&ouml;r&uuml;şlerimizi de ifade ettik. Daha sonra da s&uuml;re&ccedil; zaten bildiğiniz gibi ilerledi. Se&ccedil;im oldu, Cumhurbaşkanımız (Recep Tayyip Erdoğan) yeniden cumhurbaşkanı olarak se&ccedil;ildi. Dolayısıyla o tarihi de b&ouml;yle yeniden okuyarak, yeniden inşa ederek bug&uuml;nk&uuml; siyasi konjonkt&uuml;re ya da şimdi kendilerinin yeni yeni giriştikleri siyasi s&uuml;rece uygun hale getirmeye &ccedil;alışmak dediğim gibi bizim a&ccedil;ımızdan hem yaşanan ger&ccedil;eklikle uyum arz etmemektedir hem de bu ilişkiler a&ccedil;ısından daha hassas değerlendirmelerin gerektirdiğini bize hatırlatan bir yaklaşım tarzıdır.&quot;&nbsp;</p> <h3>&quot;Bizi bağlayan bir şey değil&quot;</h3> <p>Burhan Kuzu&#39;nun yargı &uuml;zerinde baskı yaptığına dair iddialar sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile g&ouml;r&uuml;ş&uuml;p g&ouml;r&uuml;şmediği, Cumhurbaşkanı Erdoğan&#39;ın bir tepkisinin olup olmadığı, Cumhurbaşkanlığı b&uuml;nyesinde iddialara ilişkin inceleme yapılıp yapılmadığı sorulan Kalın, Kuzu&#39;nun bu iddiaları reddettiğini hatırlattı.</p> <p>Kuzu&#39;nun sosyal medya &uuml;zerinden cevaplar verdiğini, itirazlarda bulunduğunu, a&ccedil;ıklamalar yaptığını dile getiren Kalın, ş&ouml;yle konuştu:</p> <p>&quot;Bu tabii doğrudan bizi bağlayan bir şey değil. Bir politika kurulu &uuml;yesi olması hasebiyle buradaki eylemlerini Cumhurbaşkanlığına atfetmek elbette doğru olmaz. Tabii ki ge&ccedil;mişte onun bir siyasi ge&ccedil;mişi de var, milletvekilliği d&ouml;nemi vesaire de var. Bununla ilgili kendi a&ccedil;ıklamalarını kendisi zaten yapıyor. Bununla ilgili de bildiğiniz gibi &#39;yargıya baskı yapıldı mı&#39; diye İstanbul başsavcılığında bir soruşturma başlatıldı. Benim şu anda s&ouml;yleyebileceğim, s&ouml;z yargıda. Hakikat neyse, ger&ccedil;ekler neyse yargı s&uuml;reci sonunda ortaya &ccedil;ıkartılması herkesin menfaatine olacaktır.&quot;</p> <h3>&quot;G&ouml;r&uuml;şmeler devam edecek&quot;</h3> <p>&quot;Rus heyetiyle yapılan İdlib g&ouml;r&uuml;şmelerinde So&ccedil;i Mutabakatının g&uuml;ncellenmesine ilişkin ya da eski sınırlara d&ouml;n&uuml;şe ilişkin bir adım var mıdır? Heyetler arası g&ouml;r&uuml;şmelerde yeni bir tarih olacak mı? Liderlerin bir g&ouml;r&uuml;şmesi olacak mı? İdlib sahasındaki duruma ilişkin T&uuml;rkiye&#39;nin NATO&#39;yu &ccedil;ağırması, NATO ile bir iletişime ge&ccedil;mesi m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;d&uuml;r?&quot; sorularına karşılık Kalın, &quot;Şu ana kadar m&uuml;zakerelerden bizi tatmin edici bir sonu&ccedil; &ccedil;ıkmamıştır. Bize sunulan kağıdı ve haritayı biz kabul etmedik. Aslında &uuml;&ccedil; aşağı beş yukarı ge&ccedil;en hafta Ankara&#39;da bize sundukları kağıt ve harita Moskova&#39;da sundukları. Biz burada da bunu kabul etmeyeceğimizi zaten ifade etmiştik. Tabii ki g&ouml;r&uuml;şmeler devam edecek. Bunları ancak m&uuml;zakere yoluyla &ccedil;&ouml;z&uuml;lecek şeyler. Zaten Astana s&uuml;reci, So&ccedil;i s&uuml;reci bunlar i&ccedil;in var.&quot; dedi.</p> <p>So&ccedil;i Mutabakatının, askeri g&ouml;zlem noktalarının belirlediği sınırların esas kabul edilmesinin ve derhal rejimin Rus destekli saldırılarını sona erdirmesinin kendileri i&ccedil;in belirleyici &ccedil;er&ccedil;eve olduğuna işaret eden Kalın, &quot;Bu genel olarak So&ccedil;i Mutabakatıyla ilgili durum. Tabii bizim askerlerimiz ve sivillerle ilgili de &ccedil;ok hassas bir s&uuml;re&ccedil;ten ge&ccedil;tiğimizi ifade etmek istiyorum. Burada b&uuml;t&uuml;n taraflara - bu anlaşmanın garant&ouml;r&uuml; olan tarafları da dahil ederek s&ouml;yl&uuml;yorum - bizim askerlerimize y&ouml;nelik bir saldırı ger&ccedil;ekleşirse burada, &#39;Kim yaptı, şu mu yaptı, bu mu yaptı&#39; diye bir şeye girmeden gerekli cevap en sert bir şekilde verilecektir. Umarım b&ouml;yle bir durumla karşılaşmak zorunda kalmayız.&quot; değerlendirmesinde bulundu.</p> <p>NATO konusundaki sorulara da yanıt veren Kalın, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Formel olarak NATO&#39;nun davet edilip edilmemesinden bağımsız olarak burada uluslararası topluma biz &ccedil;ağrımızı yineliyoruz. T&uuml;rkiye&#39;ye sadece teşekk&uuml;r etmek, T&uuml;rkiye&#39;yi takdir etmek, &#39;yaptıklarınızdan dolayı sizi alkışlıyoruz, sizi onaylıyoruz&#39; demek yeterli değildir. İdlib meselesi sadece T&uuml;rkiye&#39;nin meselesi değil. Bug&uuml;n eğer biz bu hattı tutmazsak yarın İdlib&#39;in tamamı gidecektir. 3-3,5 milyona yakın insan orada rejimin insafına bırakılmak durumunda kalacaktır. Biz tabii ki buna m&uuml;saade edemeyiz. &Ouml;te yandan T&uuml;rkiye &uuml;zerindeki m&uuml;lteci baskısının giderek arttığını da not etmemiz gerekiyor.&quot;</p> <p>T&uuml;rkiye&#39;de 4 milyona yakın Suriyeli m&uuml;lteci bulunduğunu anımsatan Kalın, imkan ve kabiliyetler &ccedil;er&ccedil;evesinde onlara her t&uuml;rl&uuml; desteğin verilmeye devam edeceğini anlattı.</p> <p>Bunun temel gerek&ccedil;esinin insani olduğunu dile getiren Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;Bizim orada bir siyasi hesabımız yok. Suriye&#39;nin toprağında g&ouml;z&uuml;m&uuml;z yok. Suriye&#39;nin olmayan petrollerini ele ge&ccedil;irmek gibi bir hedefimiz yok. B&ouml;yle bir kaygıyla hareket etmiyoruz. Biz savaştan ka&ccedil;an, varil bombalarından, kimyasal silahlardan ka&ccedil;an bu insanlara g&ouml;n&uuml;llerimizi a&ccedil;tık. Onları şu anda İdlib tarafında korumak i&ccedil;in de elimizden gelen b&uuml;t&uuml;n gayreti g&ouml;steriyoruz, g&ouml;stermeye de devam edeceğiz. Ama d&uuml;nyanın hala bu olup biten karşısında harekete ge&ccedil;memesi tabii ki kabul edilebilir bir şey değil. Aynı sorumluluğu onlar da paylaşmaktadırlar. Bug&uuml;n BM&#39;den gelen ateşkes &ccedil;ağrısı elbette yerinde bir &ccedil;ağrıdır ama bunu sahada kimin uygulayacağı, kimin bunun takibini yapacağı konusu ortada kalmamalıdır. Aksi halde rejim &#39;Demek ki T&uuml;rkiye dışında bu s&uuml;rece yani İdlib ile ilgili saldırılara, sivillerin &ouml;ld&uuml;r&uuml;lmesine kimsenin bir itirazı yok&#39; deyip bundan cesaret alarak bundan sonra da katliamlarına devam edecek demektir.&nbsp;</p> <p>Bu kadar insan &ouml;ld&uuml;, bakın Suriye krizi, &#39;uluslararası toplum siyasi anlamda, insani anlamda, m&uuml;lteciler anlamında ne yaptı&#39; dediğinizde ortada ger&ccedil;ekten y&uuml;z kızartıcı bir tablo var. Yani insan haklarından, insanın onurundan, şerefinden yaşama hakkından vesaireden bahseden Avrupalılar, Batılılar maalesef, &ouml;lenler, &ouml;ld&uuml;r&uuml;lenler, denizlerde donarak ya da boğularak &ouml;lenler Suriyeli olduğunda, Doğulu olduğunda Orta Doğulu olduğunda nedense bu değerlerini bir anda unutuveriyorlar. Şimdi yeni bir kriz kapımızda. Yani bu konuda herhalde uluslararası toplumun &ccedil;ok daha fazla b&uuml;y&uuml;k bir &ccedil;aba i&ccedil;erisinde olması ve rejimi mutlaka bir şekilde durdurması gerekiyor. Biz &#39;illa NATO gelsin, savaş a&ccedil;sın&#39; demiyoruz, &#39;Rusya&#39;yla k&ouml;t&uuml; olalım&#39; demiyoruz ama el birliğiyle rejimin bu ihlallerinin bu ilerlemesinin mutlaka durdurulması gerekiyor.&quot;</p> <h3>&quot;Cumhurbaşkanımız&nbsp;bir risk alarak 50 artı 1 gibi bir &ccedil;ıta koydu&quot;</h3> <p>Kalın, T&uuml;rkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi&#39;nde yapılan kabine toplantısı devam ederken a&ccedil;ıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.</p> <p>11. Cumhurbaşkanı Abdullah G&uuml;l&#39;&uuml;n Cumhurbaşkanlığı H&uuml;k&uuml;met Sistemi ile ilgili a&ccedil;ıklamalarına dair soru &uuml;zerine Kalın, şunları s&ouml;yledi:</p> <p>&quot;Cumhurbaşkanlığı sistemi, parlamenter sistem konusu &ccedil;ok uzun uzun tartışıldı. Sayın G&uuml;l&#39;&uuml;n bu konuda farklı bir g&ouml;r&uuml;ş&uuml; olabilir. Diğer siyasi partilerin de bu konuda farklı değerlendirmeleri olabilir. Demokratik &ccedil;oğunluk ve m&uuml;zakereci demokratik k&uuml;lt&uuml;r i&ccedil;erisinde bunu memnuniyetle karşılarız. Bir tartışma konusudur. Ama bu tartışma yapıldı. Referanduma gidildi ve bu yeni sisteme ge&ccedil;ildi. Kendilerinin ileriye d&ouml;n&uuml;k b&ouml;yle bir d&uuml;ş&uuml;ncesi, b&ouml;yle bir vaadi olabilir. Buna karar verecek olan milletin kendisidir. Cumhurbaşkanımız aslında kendi siyasi geleceği a&ccedil;ısından, kendi siyasi partisinin geleceği a&ccedil;ısından bir risk alarak 50 artı 1 gibi bir &ccedil;ıta koydu. Biz bu sisteme ge&ccedil;tik.&quot;</p> <p>Ardından referanduma gidildiğini ve milletin bu sisteme ge&ccedil;ilmesi y&ouml;n&uuml;nde irade beyan ettiğini hatırlatan Kalın, şu anda T&uuml;rkiye&#39;nin bu sisteme g&ouml;re y&ouml;netildiğini vurguladı.</p> <p>&quot;Dolayısıyla bunu tartışmaya a&ccedil;abilirler. Kendilerinin ileride g&uuml;c&uuml; yeterse b&ouml;yle bir şey de yapabilirler.&quot; diyen Kalın, &quot;Ama milletin konuştuğu, kararını verdiği, iradesini sandıkta yansıttığı, sistemin değiştiği bir d&ouml;nemde tekrar tekrar bu konuyu a&ccedil;mak, &#39;Bundan dolayı T&uuml;rkiye iyi y&ouml;netilmiyor.&#39; gibi birtakım s&ouml;ylemler geliştirmek bizim &uuml;lkemizin siyasi, sosyolojik, toplumsal ger&ccedil;ekleriyle bağdaşmamaktadır.&quot; ifadesini kullandı.</p> <p>Cumhurbaşkanlığı S&ouml;zc&uuml;s&uuml; Kalın, hem teorik hem pratik olarak kuvvetler ayrılığının en net şekilde ortaya konulduğu sistemin Başkanlık Sistemi olduğuna değinerek, şunları kaydetti:</p> <p>&quot;Dolayısıyla bu değerlendirmeleri, ilkesel olarak sistemin tartışılmasından ziyade birtakım siyasi arayışların bir devamı niteliğinde g&ouml;r&uuml;yorum. Bu tartışmaları buraya &ccedil;ekmek suretiyle belki kendi siyasi m&uuml;zakere yelpazelerini genişletmeye &ccedil;alışıyor olabilirler. Bizim g&uuml;ndemimizde b&ouml;yle bir sistem değişikliği s&ouml;z konusu değil. Cumhurbaşkanlığı H&uuml;k&uuml;met Sistemi&#39;ne g&ouml;re bu &uuml;lke y&ouml;netilmektedir, millet bu konuda iradesini ortaya koymuştur. Bizim &ccedil;abamız 2023 hedeflerine kenetlenmek suretiyle, bu t&uuml;r suni g&uuml;ndemlerden uzak durarak, 2023 hedeflerine nasıl ulaşabileceğimize dair yoğun bir &ccedil;abanın i&ccedil;erisinde olmaktır. Bizim siyasi, ekonomik, k&uuml;lt&uuml;rel, b&ouml;lgesel, diplomatik hedeflerimizin ne olduğu zaten Cumhurbaşkanımız tarafından en &uuml;st d&uuml;zeyde her fırsatta ifade edilmektedir. Bu hedeflere kenetlenmek suretiyle, bu t&uuml;r suni g&uuml;ndemlerden, asıl meseleyi saptıran konulardan uzak durarak yoğun bir şekilde bu hedeflere kenetlenmiş durumdayız.&quot;</p> <h3>&quot;FET&Ouml;&#39;n&uuml;n T&uuml;rk ordusuna girişi 2000&#39;li yıllarda başlamadı&quot;</h3> <p>Kalın, emekli Genelkurmay başkanlarından Hilmi &Ouml;zk&ouml;k&#39;&uuml;n ordudaki FET&Ouml; mensuplarına y&ouml;nelik değerlendirmeleriyle ilgili soruyu ise şu şekilde yanıtladı:</p> <p>&quot;Elbette o d&ouml;nemde b&ouml;yle bir yasa olmadığı i&ccedil;in uygulama buna g&ouml;re yapılmıştır. Fakat o d&ouml;nemin karmaşık yapısını da tekrar hatırlamakta fayda var. Bir d&ouml;nem biliyorsunuz bu &uuml;lkede hi&ccedil;bir ayrım yapmadan, sadece dini hassasiyetleri olduğu i&ccedil;in yahut dini pratiği olduğu i&ccedil;in bir&ccedil;ok insanın sadece T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerinden değil, bir&ccedil;ok kurumdan atıldığını, ayrımcılığa maruz bırakıldığını, haklarını ellerinden alındığını da hatırlamamız lazım. Dindar diye, eşi kapalı diye, kendisi namaz kılıyor diye, i&ccedil;ki i&ccedil;miyor diye ge&ccedil;mişte bunları yaşadık bu &uuml;lkede. FET&Ouml; bu boşluğu kullanarak orduya da sızmış olabilir ama hatırlayın, FET&Ouml;&#39;n&uuml;n T&uuml;rk ordusuna girişi 2000&#39;li yıllarda başlamadı, AK Parti d&ouml;neminde başlamadı. Bu ta 70&#39;li yıllarda başladı, 80&#39;li yıllarda başladı. Şimdi b&uuml;t&uuml;n bu s&uuml;reci g&ouml;zardı edip, konuyu bir şekilde AK Parti&#39;ye, Cumhurbaşkanımıza bağlamak da gene tarihi ger&ccedil;eklerle bağdaşmıyor. O d&ouml;nemde belli komuta kademelerine gelen askerler 2 yılda mı geldiler oraya, 3 yılda mı geldiler? Askeri okullara girdiler, buralarda eğitimler aldılar, o hiyerarşi i&ccedil;erisinde y&uuml;kselerek kıdem kazandılar.&quot;</p> <h3>FET&Ouml; yapılanması&nbsp;</h3> <p>Ordudaki FET&Ouml; yapılanmasının 3-5 yılda değil, 20-30 yılda ger&ccedil;ekleştiğine dikkati &ccedil;eken Kalın, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;:</p> <p>&quot;O d&ouml;nemde irticayla m&uuml;cadele başlığı altında dindar insanlara d&ouml;n&uuml;k &ccedil;ok ağır baskıların uygulandığını hepimiz g&ouml;rd&uuml;k. Sadece dindar insanlara karşı da değil, o d&ouml;nemki devlet aklının, devlet zihniyetinin d&uuml;şman olarak g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;, b&ouml;l&uuml;c&uuml;, ayrımcı, gerici vesaire diye g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml; her kesime karşı. Kimi dini gruplara kimi etnik gruplara kimi siyasi gruplara karşı &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k baskıların yapıldığı d&ouml;nemler de oldu. İnsanların en temel vatandaşlık haklarının ellerinden alındığı zamanlar da yaşandı. Bu irticayla m&uuml;cadele başlığı altında o d&ouml;nemde de y&uuml;r&uuml;t&uuml;len birtakım faaliyetler vardı ama o başlık altında bir s&uuml;r&uuml; masum insanın da haksızlığa uğradığını biz pek &ccedil;ok defa g&ouml;rd&uuml;k. Dolayısıyla bu fotoğrafı bir b&uuml;t&uuml;nl&uuml;k i&ccedil;erisinde okumamız gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Yani birisinin kendi ana dilini konuştu diye b&ouml;l&uuml;c&uuml; ilan edildiği d&ouml;nemler oldu, dinini yaşıyor diye gerici vesaire diye ilan edildiği d&ouml;nemler de oldu. Hamdolsun geride kaldı. Bug&uuml;n T&uuml;rkiye&#39;de kimse dini inancından, etnik k&ouml;keninden, konuştuğu dilden, yaşam tarzından, siyasi g&ouml;r&uuml;ş&uuml;nden, geldiği b&ouml;lgeden dolayı ne bir kovuşturmaya uğrayabilir ne bir ayrımcılığa tabi tutulabilir. Bunun karşısında &ouml;nce devlet sonra bu milletin akıl ve vicdan sahibi b&uuml;t&uuml;n bireyleri dimdik dururlar ve hamdolsun bu d&ouml;nemde b&ouml;yle olmuştur. Bu konuda da bizim en ufak bir teredd&uuml;t&uuml;m&uuml;z&uuml;n bundan sonra da olmayacağını tekrar ifade etmek isterim.&quot;</p> <h3>&quot;Lavrov&#39;a eksik ya da yanlış bilgi verilmekte&quot;</h3> <p>Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov&#39;un İdlib ile ilgili T&uuml;rkiye&#39;ye y&ouml;nelik s&ouml;zlerinin anımsatılması &uuml;zerine Kalın, şu değerlendirmeyi yaptı:</p> <p>&quot;Sayın Lavrov&#39;un a&ccedil;ıklamaları sahadaki ger&ccedil;eklerle uzaktan yakından ilgisi olmayan a&ccedil;ıklamalar. Bunları ge&ccedil;en hafta gelen Rus heyetiyle de haritalar &uuml;zerinden a&ccedil;ık ve net şekilde konuştuk. Belli ki Sayın Bakan&#39;a eksik ya da yanlış bilgi verilmektedir. Şimdi onların iddiası, burada bunu da tavzih etmek isterim. &Ouml;zellikle Hmeymim&#39;de bulunan Rus askeri &uuml;slerine d&ouml;n&uuml;k saldırıların olduğu şeklinde. Bize birtakım rakamlar veriyorlar, şu kadar saldırı oldu, bu kadar drone saldırısı oldu. Biz onlara iki tane temel soru soruyoruz, bir, bu saldırılarda &ouml;len var mı? Yok. İki, bu saldırılar Hmeymim b&ouml;lgesine geliyorsa siz neden Halep&#39;in doğusunda ve hemen Halep&#39;in g&uuml;neyinde bu kadar b&uuml;y&uuml;k askeri operasyon yapıyorsunuz?&quot;</p> <p>Hmeymim&#39;in İdlib&#39;in g&uuml;neybatısında olduğuna işaret eden İbrahim Kalın, s&ouml;zlerine ş&ouml;yle devam etti:&nbsp;</p> <p>&quot;Bizim kuşatma altına alınan, taciz ateşine maruz kalan askeri g&ouml;zlem noktalarımız ise İdlib&#39;in g&uuml;neydoğusunda. Arada &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k mesafe var. Rejimin son 6-8 aydır devam eden askeri harekatının &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir kısmı da Hmeymim b&ouml;lgesinde. Yani İdlib&#39;in g&uuml;neybatısında değil İdlib&#39;in g&uuml;neydoğusunda ve &ouml;zellikle de kuzeye doğru Halep b&ouml;lgesinde ger&ccedil;ekleşiyor. Buradan Hmeymim&#39;e herhangi bir saldırı vesaire s&ouml;z konusu değil. Bunu bir bahane olarak kullandıkları &ccedil;ok a&ccedil;ık anlaşılıyor. Bunu daha &ouml;nce de kendilerine s&ouml;yledik. Bu konuda uyarılarımızı da yaptık. Tekrar ediyorum, oradaki durumun korunması i&ccedil;in So&ccedil;i mutabakatına derhal geri d&ouml;n&uuml;lmesi gerekiyor.&nbsp;</p> <p>Biz askeri g&ouml;zlem noktalarımızı bulundukları yerlerde muhafaza etmeye devam edeceğiz, onları sevkiyat ile tahkimat ile g&uuml;&ccedil;lendirmeye de devam edeceğiz. Burada ter&ouml;ristlerin korunması, ter&ouml;ristlerin bizim askeri g&ouml;zlem noktalarımızı kullanarak Rus g&uuml;&ccedil;lerine bir saldırı yapması s&ouml;z konusu değildir. Bunu &ccedil;ok a&ccedil;ık ve net s&ouml;yl&uuml;yorum. Oradaki harekat, rejimin yaptığı bu ihlaller sadece ve sadece daha fazla grupların radikalleşmesine, radikal olanların ter&ouml;rize olmasına hizmet edecektir. Bu ger&ccedil;eği de g&ouml;zden ka&ccedil;ırmasınlar. B&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya da orada olup biteni a&ccedil;ık ve net şekilde g&ouml;r&uuml;yor.&quot;</p> <h3>Gazetecilerin yıpranma hakkı &ccedil;alıştayda konuşulacak</h3> <p>Kalın, Anayasa Mahkemesinin gazetecilerin yıpranma hakkını kaldıran kararıyla ilgili soruya, şu yanıtı verdi:</p> <p>&quot;Bu &ccedil;er&ccedil;evede Bakanlık tabii ki bir &ccedil;alışma yapacak. &Ouml;zellikle ve basın meslek mensuplarının haklarının iyileştirilmesi konusunda İletişim Başkanlığımızın 1-2 hafta i&ccedil;erisinde bir &ccedil;alıştayı olacak. İlgili b&uuml;t&uuml;n tarafları, paydaşları bir araya getirerek, bu konuyu detaylı şekilde ele alacak. Aile, &Ccedil;alışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımızla da konuştum. Bu konuda bir &ccedil;alışma yapacaklar. Basın mensuplarının herhangi hak mağduriyetine uğramaması i&ccedil;in neler yapılabilir, bunları da detaylı şekilde g&ouml;r&uuml;şecekler. Yani &ouml;n&uuml;m&uuml;zde bir zaman dilimi var. Umarım bu s&uuml;re i&ccedil;erisinde hem gazetecileri hem işverenleri hem kamuoyunu tatmin edici bir &ccedil;&ouml;z&uuml;me ulaşmak m&uuml;mk&uuml;n olacaktır.&quot;</p> <p>Libya&#39;da Hafter g&uuml;&ccedil;lerinin d&uuml;n Trablus&#39;a y&ouml;nelik roketli saldırısının toplantıda g&uuml;ndeme gelip gelmediğinin sorulması &uuml;zerine Kalın, &quot;Bu konu g&uuml;ndeme geldi. Bir taciz ateşi oldu. İsabetsiz bir atıştı. Derhal misliyle ve fazlasıyla karşılık verildi. Bu d&uuml;n gece ger&ccedil;ekleşen bir hadise, o y&uuml;zden bizim karşılık vermemizden sonra da durumun son derece sakin olduğunu ifade edebiliriz.&quot; cevabını verdi.</p>
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.