Adalet Platformu sözcüsü Adem Çevik: Devlet İslam'a aykırı yasaları iptal veya ıslah etmeli

GÜNDEM 23.12.2021 - 07:45, Güncelleme: 27.10.2022 - 05:59
 

Adalet Platformu sözcüsü Adem Çevik: Devlet İslam'a aykırı yasaları iptal veya ıslah etmeli

Adalet Platformu sözcüsü Adem Çevik: Devlet İslam'a aykırı yasaları iptal veya ıslah etmeli
Adalet Platformu sözcüsü Adem Çevik: Devlet İslam'a aykırı yasaları iptal veya ıslah etmeli AYM’nin ve TBMM web sayfasında, bu topraklarda ilan edilen 1876’daki ilk anayasa maddelerinin, 1. Meclisteki anayasa ve Kars İslam Cumhuriyeti anayasalarının tümünün orjinalleri ve tam tercümelerinin web sayfalarında tekrar yer almasını talep ediyoruz. Bazı sloganlar, şablonlar, kulağa hoş gelse de aslında gerçeği ifade etmezler. Şeriat, Laiklik, Sekülerleşmek, hep başından beli tartışma konusu olmuştur. Önce şunu ifade etmek gerekir ki, “Allah indinde tek din İslam’dır” (Ali İmran 19) Sureye ad olan İmran ailesi hakkında iki rivayet söz konusudur ve Ali İmran’ın 35. âyetinde “İmrân’ın karısının doğacak çocuğu Rabbe adadığını ve ona Meryem adını verdiğini bildiren kısımdan ve Tahrîm sûresi’nde (66/12) ‘İmrân kızı Meryem’ ifadesinden anlaşıldığına göre İmrân ailesinden maksat Hz. Meryem ile oğlu Îsâ’dır. Tevrat’a göre İmrân (Amram) Hz. Mûsâ, Hârûn ve kız kardeşleri Meryem’in (Miriam/Miryâm) babasıdır.” Yani Dinin adının “İslâm” olduğunu belirten ayetin adı, Hz. İsa ve Hz. Musa ile ilgilidir. Ve ‘İslam’ dinin adı olarak Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar olan bütün peygamberleri kapsamaktadır ve Amentü'de bunu ifade eder. Diğer inanışlar “Din” değil, farklı “inanç sistemleri” yani Religio”durlar. İnsanlar tarafından Tanrıya sadakat ifadesi için oluşturulan ritüel, seromonilerden, ikonalardan ibaret ve Pagan geleneğinden öğeler taşıyan bir inanç tarzıdır! Devletin ya da Milletin dini olmaz. Zaten devlet, “Ülke, Millet ve birlikte yaşama iradesini ifade eden toplumsal sözleşmeye ya da iradeye dayalı bir düzen”i ifade eder ve “Millet”, devletin asli, müesses unsurudur. Lozan’da, “anasır-ı islam” tek bir millet olarak ifade edilmiştir. Ancak gayri Müslimler, azınlık olarak tanımlanmıştır. İslamda aslolan Tevhid sistemidir. Toplum-devlet ilişkisinde adalet, barış, Hürriyet esastır. Buna da “maslahat” denir, İnsanın aklını vijdanı ile, insanı insanla, insanı tabiatla, sonuçta insanı yaratılış gayesi ile ve bunun tabii sonucu olarak insanı Allah'la barıştırmayı esas alır. Öte yandan bu düzende herkes inandığını özgürce ifade edecek ve inancının gereğini yerine getirecektir. Tek şart, kimse kimsenin, mal, can, namus, akıl - inanç ve nesline müdahele etmeyecektir. İslam toplumunda bu böyledir ve Kur’an da da bu böyledir. Batıda Laiklik, din-devlet ilişkisini değil, Katolik kilisesi ile derebeyler arasındaki sömürü mirasının ve vergilerin paylaşımı ile ilgili bir düzendir ve Westefelya anlaşmasına göre, Köln’ün başkent olduğu Kuzey Ren Westefelya ve başşehri Strasbourg olan Alsace Laurenne eyaleti kontrat esaslarına göre yönetilecektir. Yani Fransa ve Almanya’nın tamamında Laiklik kuralları geçerli değildir. Protestanlarda, ruhban sınıfı Katoliklikte olduğu gibi olmadığı için Laiklik yerine Sekülerizmi kullanırlar. Ortadokslar ise Laiklik yerine Bizantizmi kullanılırlar. Türkiye’de Laiklik uygulaması sadece Katolikler için uygulanabilir. 23 Aralık 1876 anayasası, 1921 ve 1924 anayasası ve 29 Ekim1923’te Cumhuriyetin ilanından 10 Nisan 1928 Laiklik dayatmasına kadar devlet, devletin asli unsurunun İslam olması ve İslam’ın diğer halklara, Hz. Ömer’in Kudüs beyannamesinde ifadesini bulan milletin temel hak ve hürriyetlerini teminat altına alan bir anlayışla, “dinde zorlama” olmadan herkes için adalet vadetmiştir. Mustafa Kemal heyeti temsiliye ile Ankara’ya geldiğinde asıl gaye Hilafet ve saltanatın ihyası idi. Ve Heyeti temsiliye adına, İstanbula rapor gönderen Mustafa Kemal, raporunu “Halife ve Hakan efendimiz diye imzalıyordu! Meclisi Mebusanda, Müslümanlar çoğunlukta olsa, hem devlette hem de mecliste gayri Müslim milletvekilleri bulunuyordu. Kars İslam Cumhuriyetinde de Hristiyan bakanlar mevcuttu. Onlar da seçme ve seçilme hakkına sahipti. Millet devletin asli unsurudur, Milletin ya da devleti dini ifadesi bir teşbihten ibaretti ve kavmi sadıkadan hiçbir gayrimüslim bundan rahatsızlık duymuyordu. Misak-ı Milliyi ilan eden 1876 Teşkilatı esasiye göre seçilen meclisi mebusandan 174 vekilin Ankara’da meclisine otomatik üye olması ile birinci mecliste de devletin bütün inanç sistemlerine tanıdığı hürriyet ve ahvali şahsiyeye ilişkin mevzularda örfi yasaların icrasını garanti altına alan bir anlayışla, toplumun çok büyük çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar bir bakıma diğer inanç mensuplarının hak ve hukukunu zimmet altına almış oluyordu. Bu uygulama Hz. Ömer zamanında garanti altına alınmış ve bunun sonucu Hz. Ömer Süryani kiliselerini birleştirerek onlara bir baş tayin etmiştir. Unutmamak gerekirki Ermeni Patrikliği'ni kuran Mustafa Kemal'dir. Türk Ortadoks Patrikliğini kuran Mustafa Kemal'dir. Fatih, aynı zamanda Rum ortadoks Patrikliği'nin başıdır. Fatih iddia edildiği gibi İstanbul'u Bizanstan almamış, gönüllü Hristiyan birliklerin de desteği ile Bizans Latin işgalinden kurtardığı için Bizans İmparatoru ilan edilmiştir.. Dehşetli bir bilgi kirliliği sonucu Şeriat, Laiklik gibi kavramların içi boşaltılmıştır. Katolik olan her yerde onlar için Laiklik, varlık ve meşruiyetini İncilden alan bir müessesedir. Müslümanlar için ise meşruiyetin temeli, hem kendi aralarında, hem de ötekilerle ilişkilerinde meşruiyet temelli bir hukuk oluşturur. Bu anlamda şeriat herkes için en iyi olandır. Zaten İslamın peygamberi de bu anlamda alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberdir. Yeni anayasada İslam ve diğer inanç sistemlerinin hak ve hukukları güvence altına alınmalıdır. Dini hiyerarşi, Mabud, Abd, Mabed, İbadet esasları, Maslahata ve Muamelata ilişkin, Örfe dair hukuki düzenlemeler, maarif, dini vergilerin toplanması ve tasarrufu, aynı inanç mensuplarının evrensel kardeşliğinin hukuki bir zemine oturtulması gerekir. Devlet asli unsuru olan milletin inancı ile kavga etmekten vazgeçmelidir. Bu konu siyasetin kanseridir, bu çatışma, devletin, anayasada ve yasaların varlık ve meşruiyetini tartışma konusu yapmaktadır. Siyaset İslam ile barışmalı, sadece ölürken değil hayatın tüm alanlarında bu böyle olmalıdır. Tekrar Anayasa konusu TBMM’ne gelirken, “Kars İslam Cumhuriyeti anayasası ve 1. Meclis anayasasının teberrüken Mecliste okunmasını talep ediyoruz. Unutmamak gerekir ki, inanan insanların devlete sadakatı, dinine sadakatının teminatıdır. Anayasa mahkemesinin ve TBMM web sayfasında, bu topraklarda ilan edilen 1876’daki ilk anayasa maddelerinin, 1. Meclisteki anayasa ve Kars İslam Cumhuriyeti anayasalarının tümünün orjinalleri ve tam tercümelerinin web sayfalarında tekrar yer almasını talep ediyoruz.
Adalet Platformu sözcüsü Adem Çevik: Devlet İslam'a aykırı yasaları iptal veya ıslah etmeli
Adalet Platformu sözcüsü Adem Çevik: Devlet İslam'a aykırı yasaları iptal veya ıslah etmeli AYM’nin ve TBMM web sayfasında, bu topraklarda ilan edilen 1876’daki ilk anayasa maddelerinin, 1. Meclisteki anayasa ve Kars İslam Cumhuriyeti anayasalarının tümünün orjinalleri ve tam tercümelerinin web sayfalarında tekrar yer almasını talep ediyoruz. Bazı sloganlar, şablonlar, kulağa hoş gelse de aslında gerçeği ifade etmezler. Şeriat, Laiklik, Sekülerleşmek, hep başından beli tartışma konusu olmuştur. Önce şunu ifade etmek gerekir ki, “Allah indinde tek din İslam’dır” (Ali İmran 19) Sureye ad olan İmran ailesi hakkında iki rivayet söz konusudur ve Ali İmran’ın 35. âyetinde “İmrân’ın karısının doğacak çocuğu Rabbe adadığını ve ona Meryem adını verdiğini bildiren kısımdan ve Tahrîm sûresi’nde (66/12) ‘İmrân kızı Meryem’ ifadesinden anlaşıldığına göre İmrân ailesinden maksat Hz. Meryem ile oğlu Îsâ’dır. Tevrat’a göre İmrân (Amram) Hz. Mûsâ, Hârûn ve kız kardeşleri Meryem’in (Miriam/Miryâm) babasıdır.” Yani Dinin adının “İslâm” olduğunu belirten ayetin adı, Hz. İsa ve Hz. Musa ile ilgilidir. Ve ‘İslam’ dinin adı olarak Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar olan bütün peygamberleri kapsamaktadır ve Amentü'de bunu ifade eder. Diğer inanışlar “Din” değil, farklı “inanç sistemleri” yani Religio”durlar. İnsanlar tarafından Tanrıya sadakat ifadesi için oluşturulan ritüel, seromonilerden, ikonalardan ibaret ve Pagan geleneğinden öğeler taşıyan bir inanç tarzıdır! Devletin ya da Milletin dini olmaz. Zaten devlet, “Ülke, Millet ve birlikte yaşama iradesini ifade eden toplumsal sözleşmeye ya da iradeye dayalı bir düzen”i ifade eder ve “Millet”, devletin asli, müesses unsurudur. Lozan’da, “anasır-ı islam” tek bir millet olarak ifade edilmiştir. Ancak gayri Müslimler, azınlık olarak tanımlanmıştır. İslamda aslolan Tevhid sistemidir. Toplum-devlet ilişkisinde adalet, barış, Hürriyet esastır. Buna da “maslahat” denir, İnsanın aklını vijdanı ile, insanı insanla, insanı tabiatla, sonuçta insanı yaratılış gayesi ile ve bunun tabii sonucu olarak insanı Allah'la barıştırmayı esas alır. Öte yandan bu düzende herkes inandığını özgürce ifade edecek ve inancının gereğini yerine getirecektir. Tek şart, kimse kimsenin, mal, can, namus, akıl - inanç ve nesline müdahele etmeyecektir. İslam toplumunda bu böyledir ve Kur’an da da bu böyledir. Batıda Laiklik, din-devlet ilişkisini değil, Katolik kilisesi ile derebeyler arasındaki sömürü mirasının ve vergilerin paylaşımı ile ilgili bir düzendir ve Westefelya anlaşmasına göre, Köln’ün başkent olduğu Kuzey Ren Westefelya ve başşehri Strasbourg olan Alsace Laurenne eyaleti kontrat esaslarına göre yönetilecektir. Yani Fransa ve Almanya’nın tamamında Laiklik kuralları geçerli değildir. Protestanlarda, ruhban sınıfı Katoliklikte olduğu gibi olmadığı için Laiklik yerine Sekülerizmi kullanırlar. Ortadokslar ise Laiklik yerine Bizantizmi kullanılırlar. Türkiye’de Laiklik uygulaması sadece Katolikler için uygulanabilir. 23 Aralık 1876 anayasası, 1921 ve 1924 anayasası ve 29 Ekim1923’te Cumhuriyetin ilanından 10 Nisan 1928 Laiklik dayatmasına kadar devlet, devletin asli unsurunun İslam olması ve İslam’ın diğer halklara, Hz. Ömer’in Kudüs beyannamesinde ifadesini bulan milletin temel hak ve hürriyetlerini teminat altına alan bir anlayışla, “dinde zorlama” olmadan herkes için adalet vadetmiştir. Mustafa Kemal heyeti temsiliye ile Ankara’ya geldiğinde asıl gaye Hilafet ve saltanatın ihyası idi. Ve Heyeti temsiliye adına, İstanbula rapor gönderen Mustafa Kemal, raporunu “Halife ve Hakan efendimiz diye imzalıyordu! Meclisi Mebusanda, Müslümanlar çoğunlukta olsa, hem devlette hem de mecliste gayri Müslim milletvekilleri bulunuyordu. Kars İslam Cumhuriyetinde de Hristiyan bakanlar mevcuttu. Onlar da seçme ve seçilme hakkına sahipti. Millet devletin asli unsurudur, Milletin ya da devleti dini ifadesi bir teşbihten ibaretti ve kavmi sadıkadan hiçbir gayrimüslim bundan rahatsızlık duymuyordu. Misak-ı Milliyi ilan eden 1876 Teşkilatı esasiye göre seçilen meclisi mebusandan 174 vekilin Ankara’da meclisine otomatik üye olması ile birinci mecliste de devletin bütün inanç sistemlerine tanıdığı hürriyet ve ahvali şahsiyeye ilişkin mevzularda örfi yasaların icrasını garanti altına alan bir anlayışla, toplumun çok büyük çoğunluğunu oluşturan Müslümanlar bir bakıma diğer inanç mensuplarının hak ve hukukunu zimmet altına almış oluyordu. Bu uygulama Hz. Ömer zamanında garanti altına alınmış ve bunun sonucu Hz. Ömer Süryani kiliselerini birleştirerek onlara bir baş tayin etmiştir. Unutmamak gerekirki Ermeni Patrikliği'ni kuran Mustafa Kemal'dir. Türk Ortadoks Patrikliğini kuran Mustafa Kemal'dir. Fatih, aynı zamanda Rum ortadoks Patrikliği'nin başıdır. Fatih iddia edildiği gibi İstanbul'u Bizanstan almamış, gönüllü Hristiyan birliklerin de desteği ile Bizans Latin işgalinden kurtardığı için Bizans İmparatoru ilan edilmiştir.. Dehşetli bir bilgi kirliliği sonucu Şeriat, Laiklik gibi kavramların içi boşaltılmıştır. Katolik olan her yerde onlar için Laiklik, varlık ve meşruiyetini İncilden alan bir müessesedir. Müslümanlar için ise meşruiyetin temeli, hem kendi aralarında, hem de ötekilerle ilişkilerinde meşruiyet temelli bir hukuk oluşturur. Bu anlamda şeriat herkes için en iyi olandır. Zaten İslamın peygamberi de bu anlamda alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberdir. Yeni anayasada İslam ve diğer inanç sistemlerinin hak ve hukukları güvence altına alınmalıdır. Dini hiyerarşi, Mabud, Abd, Mabed, İbadet esasları, Maslahata ve Muamelata ilişkin, Örfe dair hukuki düzenlemeler, maarif, dini vergilerin toplanması ve tasarrufu, aynı inanç mensuplarının evrensel kardeşliğinin hukuki bir zemine oturtulması gerekir. Devlet asli unsuru olan milletin inancı ile kavga etmekten vazgeçmelidir. Bu konu siyasetin kanseridir, bu çatışma, devletin, anayasada ve yasaların varlık ve meşruiyetini tartışma konusu yapmaktadır. Siyaset İslam ile barışmalı, sadece ölürken değil hayatın tüm alanlarında bu böyle olmalıdır. Tekrar Anayasa konusu TBMM’ne gelirken, “Kars İslam Cumhuriyeti anayasası ve 1. Meclis anayasasının teberrüken Mecliste okunmasını talep ediyoruz. Unutmamak gerekir ki, inanan insanların devlete sadakatı, dinine sadakatının teminatıdır. Anayasa mahkemesinin ve TBMM web sayfasında, bu topraklarda ilan edilen 1876’daki ilk anayasa maddelerinin, 1. Meclisteki anayasa ve Kars İslam Cumhuriyeti anayasalarının tümünün orjinalleri ve tam tercümelerinin web sayfalarında tekrar yer almasını talep ediyoruz.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.