Ahmet Aydın
Köşe Yazarı
Ahmet Aydın
 

Ahmey Bey

Ahmey Bey Saat 08.00. Günlerden pazar. Şubat Ayı. Şubatın 25'i. İnanın Haziran'da böyle havaya az rastlanır. Bugün hava gerçekten benim gibi sıcağı sevenler için çok güzel. Ama ağaçlar patlıyor, tomurcuklar çiçek açıyor, yapraklar yeşeriyor. Otlar, çimenler, çayırlar yemyeşil. Buğdaylar boy atmış. Sonumuz da hayırlısı olur inşaallah diyoruz. Yola koyulduk arabamızla 120 kilometrelik batıya doğru. Arkadaşıma, -"Nereye yolculuğumuz" dedim, -"Ahmet Bey"dedi. Tekrar sordum, -"Nereye yolculuğumuz?" Bana, -"Kadıköy" dedi. Üçüncü defa sordum, -"Nereye yolculuğumuz?" -"Saray" dedi. Tam anlayamadım. Ama, bir gün öncesinden yolumuzun Tekirdağ'a olduğunu söylemişti. Kırklareli İlinin Lüleburgaz ilçesi, Ahmet Bey Beldesi. Küçük şirin bir yer. Sabah çorbamızı içip ihtiyaçlarımızı aldık. İnsanları cana yakın geldi. Sanki birileri buraya gelse de iyilik yapsak der gibi kime ne sorsak bir fazlasını anlatıyorlardı. Gerçekten sevdik buraları. Arkadaşımın bağ, bahçe, tarlasına geldik. Neden böyle söyledim derseniz bağ, bahçe ve tarlada özelliklerinin hepsi var, ne ararsan var. Hatta köpekler, tavuklar, kuşlar her şey var. Tam bir tabi doğa yaşamı. Şehirden, gürültüsünden, stresinden uzak. Toprağı da verimli. Bugün akşama kadar çalıştık, bahara hazırlık yaptık fidanları için. Akşam o yorgunluk gitti. Çalışmamızda olduğu gibi yerini yine sevgi, saygı, muhabbet, kardeşlik ve dayanışma aldı. Sohbet gittikçe koyulaştı. Ve her canlı gibi uykumuz geldi. Arada bir şehrin gürültüsünden kaçmak her derde ilaçtır sanırım, lakin arkadaşın iyi olursa. Sana Allah ve Rasulünü hatırlatıyorsa, kötü alışkanlığı yoksa sigara gibi, senin elinin acısına senden çok, o senin için üzülüyorsa ki öyle olduda. Fidanları sabitlemek için yanlarına kazıklar çakarken istemeyerek çekiç benim elime değdi. Elim sızladı. İnanın arkadaşım benden çok o üzüldü biliyormusunuz. Bir yandan su getiriyor, bir yandan kolanya getiriyor, bir yandan da, -"Hastaneye götüreyim" diyor, Ben ise, -"Arkadaşım, üzülme, bu da geçer, biz ne darbeler gördük ki ne darbeler. O darbeleri atlattık Allah Azze ve Celle'nin yardımıyla. O darbelerin yanında bu darbe sonda sıfır kalır" dedim. Arkadaşım zoraki gülümsedi. Allah'ım Azze ve Celle. Bizleri arkadaşsız bırakma. Bizlere öyle arkadaşlar nasip etki her gördüğümüzde seni ve sevdiklerini hatırlatsın. Hayra vesile olmamıza sebep olsun. Öyle bir arkadaş olsun ki hem dünya hem de Cennette arkadaş, kardeş olsun diyoruz. Ahmet Aydın 25.02.2024
Ekleme Tarihi: 26 Şubat 2024 - Pazartesi

Ahmey Bey

Ahmey Bey Saat 08.00. Günlerden pazar. Şubat Ayı. Şubatın 25'i. İnanın Haziran'da böyle havaya az rastlanır. Bugün hava gerçekten benim gibi sıcağı sevenler için çok güzel. Ama ağaçlar patlıyor, tomurcuklar çiçek açıyor, yapraklar yeşeriyor. Otlar, çimenler, çayırlar yemyeşil. Buğdaylar boy atmış. Sonumuz da hayırlısı olur inşaallah diyoruz. Yola koyulduk arabamızla 120 kilometrelik batıya doğru. Arkadaşıma, -"Nereye yolculuğumuz" dedim, -"Ahmet Bey"dedi. Tekrar sordum, -"Nereye yolculuğumuz?" Bana, -"Kadıköy" dedi. Üçüncü defa sordum, -"Nereye yolculuğumuz?" -"Saray" dedi. Tam anlayamadım. Ama, bir gün öncesinden yolumuzun Tekirdağ'a olduğunu söylemişti. Kırklareli İlinin Lüleburgaz ilçesi, Ahmet Bey Beldesi. Küçük şirin bir yer. Sabah çorbamızı içip ihtiyaçlarımızı aldık. İnsanları cana yakın geldi. Sanki birileri buraya gelse de iyilik yapsak der gibi kime ne sorsak bir fazlasını anlatıyorlardı. Gerçekten sevdik buraları. Arkadaşımın bağ, bahçe, tarlasına geldik. Neden böyle söyledim derseniz bağ, bahçe ve tarlada özelliklerinin hepsi var, ne ararsan var. Hatta köpekler, tavuklar, kuşlar her şey var. Tam bir tabi doğa yaşamı. Şehirden, gürültüsünden, stresinden uzak. Toprağı da verimli. Bugün akşama kadar çalıştık, bahara hazırlık yaptık fidanları için. Akşam o yorgunluk gitti. Çalışmamızda olduğu gibi yerini yine sevgi, saygı, muhabbet, kardeşlik ve dayanışma aldı. Sohbet gittikçe koyulaştı. Ve her canlı gibi uykumuz geldi. Arada bir şehrin gürültüsünden kaçmak her derde ilaçtır sanırım, lakin arkadaşın iyi olursa. Sana Allah ve Rasulünü hatırlatıyorsa, kötü alışkanlığı yoksa sigara gibi, senin elinin acısına senden çok, o senin için üzülüyorsa ki öyle olduda. Fidanları sabitlemek için yanlarına kazıklar çakarken istemeyerek çekiç benim elime değdi. Elim sızladı. İnanın arkadaşım benden çok o üzüldü biliyormusunuz. Bir yandan su getiriyor, bir yandan kolanya getiriyor, bir yandan da, -"Hastaneye götüreyim" diyor, Ben ise, -"Arkadaşım, üzülme, bu da geçer, biz ne darbeler gördük ki ne darbeler. O darbeleri atlattık Allah Azze ve Celle'nin yardımıyla. O darbelerin yanında bu darbe sonda sıfır kalır" dedim. Arkadaşım zoraki gülümsedi. Allah'ım Azze ve Celle. Bizleri arkadaşsız bırakma. Bizlere öyle arkadaşlar nasip etki her gördüğümüzde seni ve sevdiklerini hatırlatsın. Hayra vesile olmamıza sebep olsun. Öyle bir arkadaş olsun ki hem dünya hem de Cennette arkadaş, kardeş olsun diyoruz. Ahmet Aydın 25.02.2024
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.