Ahmet Aydın
Köşe Yazarı
Ahmet Aydın
 

 O Aşk, Engel Tanımadı

 O Aşk, Engel Tanımadı Bugün 14 Temmuz Perşembe. Perşembe Cuma'nın habercisi. Hatta bugün ikindi vaktinden sonra "Cuma Akşamı" deriz bildiğiniz gibi. Mü'minler için "Bayram." Bayrama hazırlık yapalım dedik.         Bugün nereye gittik bir bilseniz. En değerli, en şerefli varlığımızın, en şerefli melekle, en şereflimize gönderildiği yerdeyiz. Cebeli Nur, Hira Mağarası'ndayız.         En şerefli varlığımız KUR' AN-I KERİM, en şerefli melek CEBRAİL ile, en şereflimize HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA SALLALLAHU ALEYHI VE SELLEM EFENDİMİZ'e nazil oldu.         İKRA',  OKU.  Okumaktan maksat yazmak, bilmek olmalı, tanımak olmalı. Okuyup bildiğini önce  nefsine, sonra da ümmeti  Muhammed'e, insanlığın faydasına sunmalı değil mi? İnsan Allah AZZE ve CELLE ismiyle okumazsa, öğrenmezse, bilmezse, -"Allah AZZE ve CELLE şu an ne yapıyor" deyince, "Bizi seyrediyor" diyecek, -"İnsan kim" deyince, -"Yiyip, içen, çalışıp uyuyan kişi" diyecek, güç eline geçince de insanları, hayvanları, doğayı inim inim inletecek bir zalim olur çıkar diyoruz. Onun için, okumak, ilim öğrenmek, öğrendiğini öğretmek ibadet olarak biliriz. Cehalet en kötü şeydir.           Hira: Mekke'yi Mükerreme'ye 6 km. İlk Vahyin geldiği Mağara. Peygamberimiz olgunluk yaşında sık sık gelir buraya, Mekke' nin karanlığından bir nebzecik de olsa kurtulur. Burada tabiri caizse kafa dinler, tefekkür eder, muhasebe yapar. Yine tabiri caizse, doluya koyar almaz, boşa koyar dolmaz. Derler ya, ne yapması gerektiğini bir türlü kestiremez. Dertlidir... İnsanlık sanki delirmiştir. Akla mantığa uymayan şeyler alenen işlenir. Zulüm, faiz, adam kayırma, hile, yalan, fuhuş ve kız çocuklarının namusları ve güvenlikleri konusunda gelecekle ilgili hiç bir güvencesi olmadığı için, -"Bari küçükken öldüreyim de cehenneme gideceğine cennete göndereyim" diyecek kadar cahil ve gaddar.         İnsanlık bir kurtarıcı beklemektedir. Ancak "Bu kurtarıcı bizden gelecek, gelmelidir" diye soy sopça da gurur ve kibir almış başını gidiyor. Hepsi birer put, ellerinde, evlerinde ise her şeyi istedikleri gibi yaptırdıkları taştan oyma "tanrıcık" ları.         Cebeli Nur'a ulaştık iki otobüs HÜCCAC ile. HÜCCAC içinde 65 yaşında bile olan yaşlılar, kilolular, hastalar, engelliler vs.var. Lâkin hiç bir engel HİRA'ya ulaşmamıza engel olamadı Allah'ın izniyle. O aşk engel tanımadı. Gidenler bilir buranın ne kadar meşakkatli bir yolculukla çıkıldığını. Bizim, merdivenlerle bile zar zor  çıktığımız Hira Mağarasına Ol Rasûl acaba nasıl çıkıyordu. Aşk, dert, sıkıntılar Allah AZZE ve CELLE için olunca engeller vız gelir gerçek mü'minlere.         Cebeli Nur'un zirvesine ulaştık. Arkadaşlarıma ALAK SÛRESİ'ni okudum.  onlar da dinlediler sükûnetle, -"AMİİİN" dediler ve dualar ettik, salavatlar getirdik. Elhamdülillah. Aşağı iniyoruz. Amma inebilirsek. Yol hem dar, hem de sarp yokuşun, düzensiz merdivenlerden inişi, bir de insanların aceleciliği işimizi daha da zorlaştırıyordu.         Bir yerde trafik kilitlendi. Ne yukarı çıkılıyor, ne aşağı inliyor, insanlar bir birini iteliyor ezilmemek için. Sırtımdaki çanta hareketlendi. Baktım ipleri çözülmüş. Eyvah, cebime baktım, cüzdanım yok. Aman Allah'ım, param, kartlarım, nüfus cüzdanım, ehliyetim hepsi cüzdanımda idi. Yok yok yok. Bütün ceplerimi araştırdım yok. Eyvah. Kartlarım, cüzdanım yok, kayboldu diyorum kimse anlamıyor beni. Anlasa ne olacakki o kalabalıkta.         Düşünüyorum, -"Bir an önce otele ulaşsam da banka kartlarımı iptal ettirsem" diye. Son şansım, sırt çantamı alıp içine baktım ki, Türk Hava Yollarının yolculuğumuz esnasında bizlere sundukları kol çantası burada. İçini açtım, cüzdanım. Allah'ım bunu ben koymadım buraya. Eşime sordum, -"Sen para alırken cüzdanı çıkardığında, kaybolmasın diye ben  koydum çantaya cüzdanını" demesin mi. Allah C.C. çöldeki bedeviye önce ekmek ve suyuyla birlikte yüklü devesini kaybettirir, sonra da buldururmuş.         'Allah'ım AZZE VE CELLE, cüzdanımı bulduğum da yaşadığım sevincimin binlerce mislini sevgili kullarına, her daim yaşat. O latif kullarını hem bu dünyada hem de ahirette azîz ve bahtiyâr eyle' diyoruz.         Ahmet AYDIN.
Ekleme Tarihi: 14 Temmuz 2022 - Perşembe

 O Aşk, Engel Tanımadı

 O Aşk, Engel Tanımadı Bugün 14 Temmuz Perşembe. Perşembe Cuma'nın habercisi. Hatta bugün ikindi vaktinden sonra "Cuma Akşamı" deriz bildiğiniz gibi. Mü'minler için "Bayram." Bayrama hazırlık yapalım dedik.         Bugün nereye gittik bir bilseniz. En değerli, en şerefli varlığımızın, en şerefli melekle, en şereflimize gönderildiği yerdeyiz. Cebeli Nur, Hira Mağarası'ndayız.         En şerefli varlığımız KUR' AN-I KERİM, en şerefli melek CEBRAİL ile, en şereflimize HAZRETİ MUHAMMED MUSTAFA SALLALLAHU ALEYHI VE SELLEM EFENDİMİZ'e nazil oldu.         İKRA',  OKU.  Okumaktan maksat yazmak, bilmek olmalı, tanımak olmalı. Okuyup bildiğini önce  nefsine, sonra da ümmeti  Muhammed'e, insanlığın faydasına sunmalı değil mi? İnsan Allah AZZE ve CELLE ismiyle okumazsa, öğrenmezse, bilmezse, -"Allah AZZE ve CELLE şu an ne yapıyor" deyince, "Bizi seyrediyor" diyecek, -"İnsan kim" deyince, -"Yiyip, içen, çalışıp uyuyan kişi" diyecek, güç eline geçince de insanları, hayvanları, doğayı inim inim inletecek bir zalim olur çıkar diyoruz. Onun için, okumak, ilim öğrenmek, öğrendiğini öğretmek ibadet olarak biliriz. Cehalet en kötü şeydir.           Hira: Mekke'yi Mükerreme'ye 6 km. İlk Vahyin geldiği Mağara. Peygamberimiz olgunluk yaşında sık sık gelir buraya, Mekke' nin karanlığından bir nebzecik de olsa kurtulur. Burada tabiri caizse kafa dinler, tefekkür eder, muhasebe yapar. Yine tabiri caizse, doluya koyar almaz, boşa koyar dolmaz. Derler ya, ne yapması gerektiğini bir türlü kestiremez. Dertlidir... İnsanlık sanki delirmiştir. Akla mantığa uymayan şeyler alenen işlenir. Zulüm, faiz, adam kayırma, hile, yalan, fuhuş ve kız çocuklarının namusları ve güvenlikleri konusunda gelecekle ilgili hiç bir güvencesi olmadığı için, -"Bari küçükken öldüreyim de cehenneme gideceğine cennete göndereyim" diyecek kadar cahil ve gaddar.         İnsanlık bir kurtarıcı beklemektedir. Ancak "Bu kurtarıcı bizden gelecek, gelmelidir" diye soy sopça da gurur ve kibir almış başını gidiyor. Hepsi birer put, ellerinde, evlerinde ise her şeyi istedikleri gibi yaptırdıkları taştan oyma "tanrıcık" ları.         Cebeli Nur'a ulaştık iki otobüs HÜCCAC ile. HÜCCAC içinde 65 yaşında bile olan yaşlılar, kilolular, hastalar, engelliler vs.var. Lâkin hiç bir engel HİRA'ya ulaşmamıza engel olamadı Allah'ın izniyle. O aşk engel tanımadı. Gidenler bilir buranın ne kadar meşakkatli bir yolculukla çıkıldığını. Bizim, merdivenlerle bile zar zor  çıktığımız Hira Mağarasına Ol Rasûl acaba nasıl çıkıyordu. Aşk, dert, sıkıntılar Allah AZZE ve CELLE için olunca engeller vız gelir gerçek mü'minlere.         Cebeli Nur'un zirvesine ulaştık. Arkadaşlarıma ALAK SÛRESİ'ni okudum.  onlar da dinlediler sükûnetle, -"AMİİİN" dediler ve dualar ettik, salavatlar getirdik. Elhamdülillah. Aşağı iniyoruz. Amma inebilirsek. Yol hem dar, hem de sarp yokuşun, düzensiz merdivenlerden inişi, bir de insanların aceleciliği işimizi daha da zorlaştırıyordu.         Bir yerde trafik kilitlendi. Ne yukarı çıkılıyor, ne aşağı inliyor, insanlar bir birini iteliyor ezilmemek için. Sırtımdaki çanta hareketlendi. Baktım ipleri çözülmüş. Eyvah, cebime baktım, cüzdanım yok. Aman Allah'ım, param, kartlarım, nüfus cüzdanım, ehliyetim hepsi cüzdanımda idi. Yok yok yok. Bütün ceplerimi araştırdım yok. Eyvah. Kartlarım, cüzdanım yok, kayboldu diyorum kimse anlamıyor beni. Anlasa ne olacakki o kalabalıkta.         Düşünüyorum, -"Bir an önce otele ulaşsam da banka kartlarımı iptal ettirsem" diye. Son şansım, sırt çantamı alıp içine baktım ki, Türk Hava Yollarının yolculuğumuz esnasında bizlere sundukları kol çantası burada. İçini açtım, cüzdanım. Allah'ım bunu ben koymadım buraya. Eşime sordum, -"Sen para alırken cüzdanı çıkardığında, kaybolmasın diye ben  koydum çantaya cüzdanını" demesin mi. Allah C.C. çöldeki bedeviye önce ekmek ve suyuyla birlikte yüklü devesini kaybettirir, sonra da buldururmuş.         'Allah'ım AZZE VE CELLE, cüzdanımı bulduğum da yaşadığım sevincimin binlerce mislini sevgili kullarına, her daim yaşat. O latif kullarını hem bu dünyada hem de ahirette azîz ve bahtiyâr eyle' diyoruz.         Ahmet AYDIN.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.