Murat GÜLŞAN
Köşe Yazarı
Murat GÜLŞAN
 

BU NASIL ÜMMET BİRLİĞİ!

BU NASIL ÜMMET BİRLİĞİ! Son günlerde Mescidi Aksa işgali zalim İsrail’in zulmünü haberlerde izliyoruz. Yapılan bu zulme Türkiye’de insanlarımız sessiz kalmadı çığ gibi tepki vererek zulüm gören Müslüman kardeşlerimize desteklerini açıkça meydanlarda verirken, İsrail’e de tepkilerini gösterdiler. Burada herkesin ağzında şu vardı Ümmet birliği. Evet olması gereken doğrusu da bu Ümmet birliği. Şimdi fark edilmeyen şu noktalara değinelim. Nedense hep Araplar zulüm altındayken bu birlikten bahsederler. Arap araba destek olmazken mazlum hep Türk’ten gelecek yardımı beklemiştir. Mazlum beklenti içindedir. Biz Türkler gideriz, yetişiriz düşmanı da karşımıza alırız bunda beis yok, korkumuzda yok evelAllah. Amma ince ayrıntılar var o nefsine mağlup olmuş Arap liderlerini, Türk’e tavır alan Ülkeleri yazayım da bunlarda bilinsin istedim. Öncelikle, Suudi Arabistan prensi eğer ki İslam’ı temsil ediyorsa adam gibi hal ve hareketlerde bulunacak. Müslüman kimliğiyle ön plana çıkarak Müslümanlığı küçük düşürmeyecek. (Burada soruyorum. Bir de bunu kimse irdelemiyor ya kardeşim İslam’da, Müslümanlıkta hiç Krallık olur’ mu? Bu nedir Kral, prens işleri Peygamber efendimizi örnek aldığını söyleyen Araplar, Müslümanlıkta Krallık, prenslik var’ mıdır?  Bu durumu incelemişler mi acaba. Nefsine kul olmuş bu Arap yöneticilerinden bir cacık olmaz ben size söyleyeyim. Şimdi il nefsine mağlup olmuş prensten başlayalım. Saray ve saraycılık Muaviye’nin başlattığı bir uygulamadır Arap Kralları, prensleri bu uygulamayı şaşa içinde sürdürmeye devam etmektedirler. Birinci olay NEFS ile ilgili- Hatırlarsanız daha nefsi ile mücadele edememiş bu edepsiz yani Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman, geçtiğimiz dönem içinde Trumpın evli kızı Ivanka'ya yapmış olduğu teklif tüm dünyayı şoka sokmuştu. Ivanka'nın harika bir adamın harika kızı olduğunu söyleyen Selman ikimiz de büyük ailelerden geliyoruz ve ondan çocuk sahibi olmak istiyorum diyerek hislerini dile getirmişti. Ivanka'yla sadece bir gece geçirmek için 200 deve teklif eden ahlaksız Selman'a Trump cephesinden ise henüz bir yanıt gelmemiş. Trump ailesinin aksine ahlaksız Selman'ın 200 deve teklifine Amerika ve dünyanın dört bir yanından büyük tepkiler gelmişti. Dünya üzerinde hiçbir Müslüman hele ki lider pozisyonunda olan bir Müslüman bu çirkinliği bu terbiyezsizliği yapmaz. Empati yapınız sizin Müslüman liderinizin evli kızına bir Hristiyan veya Yahudi devlet adamı aynı teklifi yapsa kabul eder’ miydiniz? Birleşik Arap Emirlikleri'nin Şarika emirliğinin veliaht prensi Şeyh Halid bin Sultan Kasimi, Londra'daki evinde ölü bulundu. İddia şudur ki, İngiliz magazin basını ise ünlü bir modacı olan Kasimi'nin uyuşturucu ve seks partisinde öldüğüdür. İLK OĞLU AŞIRI DOZ UYUŞTURUCUDAN ÖLMÜŞTÜ 1972 yılından bu yana Şarika kentini yöneten Şeyh Sultan bin Muhammed el Kasımi, ikinci kez bir oğlunu kaybediyor. 1999 yılında, en büyük oğlu aşırı doz eroin sebebiyle ölmüştü. (Yani bunlar Allah davasını bırakmışlar gününü gün ediyorlar. Sex partileri uyuşturucu alemleri ve gösteriş budalalığı.) İkinci olay TÜRKLERİ DÜŞMAN GÖRMELERİ- Suudi Arabistan’da ders kitaplarında yapılan müfredat değişikliği ile Osmanlı Devleti artık kitaplarda ’işgalci’ güç olarak gösteriliyor. Eski ders kitaplarında Osmanlı Devleti’nden hayırla bahseden Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığının yaptığı değişiklikle Türkleri işgalci, zulmeden yerine koydu. Prens Sattam bin Halit Al Suud, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla yapılan değişikliği kutlayarak, "Atalarımızla savaşanlara hilafet diyorduk, şimdi gerçek yüzlerini ortaya çıkardık" ifadelerini kullandı. (Yuh ulan size yazıklar olsun yüz binlerce Mehmetçik, o topraklarda şehit oldu be, bari onlardan bari utanın.) Üçüncü olay TERÖRE DESTEK VERMELERİ- Apo denen katilin 1991 yılında Mehmet Ali Birand adlı kişiyle yaptığı uzun röportaj vardır. M. Ali Birand bunu "apo ve pkk" olarak kitaplaştırmıştır. Kitapta terörist başının uzun uzun anlattığı kardeşliktir. pkk'nın 1978 yılında kurulmasından sonra Apo hemen Suriye'ye kaçmıştır. Müslüman Suriye uzun süre Pkk’ya destek vermiş binlerce insanımızın şehit düşmesine sebep vermiştir. Suudi Arabistan yönetimi de geçtiğimiz dönem, ABD gözetiminde terör örgütü DEAŞ’tan, bir diğer terör örgütü PKK/PYD’ye el değiştiren Suriye’nin Rakka kentinin yeniden inşası için 1 milyar dolarlık bütçe ayırdığını açıklamıştı. (Yani siz durumunuzu düzeltin toparlanın yeniden saldırın Türklere anlamındadır bu yardım.) Filistin direnişinin efsane ismi Leyla Halid'den HDP'ye: "Birlikte kazanacağız" FHKC Politbüro üyesi Leyla Halid, milletvekillikleri düşürülen Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın tutuklanmasına ilişkin, “Biz Filistinliler de Siyonist işgali nedeniyle aynı acıları yaşıyoruz. Birlikte kazanacağız” dedi. (Türkiye’nin iç meselesine karışan bir Filistin direniş kahramanı, Türkiye’yi karşısına almaktan hiç çekinmiyor.) İran açısından Irak genelinde ve özellikle Sincar bölgesindeki PKK ve milis grupların varlığı son derece kritik bir konumda. Milis gruplar aracılığıyla Irak’taki nüfuzunu koruyabilen İran, aynı zamanda PKK’yı da bu çerçevede bir araç olarak kullanabiliyor. Yaygın kanaatin aksine, İran PKK’yı yalnızca Türkiye’ye karşı bir koz olarak algılamıyor; aynı zamanda Irak sahasında da özellikle IKBY özelinde bu terör örgütünü bir araç olarak kullanabiliyor.  (Yani etrafımızdaki ülkeler başta olmak üzere, İran, Irak, Suriye, BAE, S. Arabistan sinsice pkk’ya desteğini vererek, Türk düşmanlığını her fırsatta sergilemeye devam ediyor.) Dördüncü olay TÜRK BÖLGELERİNDE ZULME SEYİRCİ KALMALARI. Özellikle Çin, Doğu Türkistan ve Azerbaycan, Ermeni meselelerinde hep karşı tarafı tutmaları, zulmü görmezden gelmeleri kibir içinde bir politika izlemeleri bizim bir araya gelemeyeceğimizin en büyük sebeplerindendir. Şimdi bu kadar Müslüman devletlerin bizlere hiçbir konuda destek çıkmamasına rağmen, biz yine de Ümmet birliği diyebiliyoruz. Bu kadar Mezhep farklılığı içinde, Arabistan’ın Vehabiliği, İran’ın Şiiliği Varken, bize de Mevali gözüyle bakarlarken biz zor Ümmet birliği oluştururuz.  BAE ve Suudi Arabistan yöneticileri açıkça Amerikan uşağı olmuş yaşam tarzları ve Müslüman ülkelerle geçimleri İslam’a yakışmamaktadır. İşte bu yüzden dostlarım maalesef yakın bir gelecekte Ümmet birliği kurulacağını zannetmiyorum. İşte bölünmeden, parçalanmadan Ulus devlet olarak Büyük Millet birliğinde yani Türkiye Cumhuriyeti altında daima dik durmalıyız. Arapların sadece Araplarla savaştığı, İsrail’i, Fransa’yı, Amerika’yı sadece kınadıkları gerçeğini tekrar hatırlatarak, ilimde, bilimde, muhtaç ülkelere yardımda bulunmadıklarını, İnsanlığa pek faydalı olmadıklarını da ayrıca belirterek sizlere saygılarımı yolluyorum. Araştırmacı yazar: Murat Gülşan  
Ekleme Tarihi: 23 Mayıs 2021 - Pazar

BU NASIL ÜMMET BİRLİĞİ!

BU NASIL ÜMMET BİRLİĞİ! Son günlerde Mescidi Aksa işgali zalim İsrail’in zulmünü haberlerde izliyoruz. Yapılan bu zulme Türkiye’de insanlarımız sessiz kalmadı çığ gibi tepki vererek zulüm gören Müslüman kardeşlerimize desteklerini açıkça meydanlarda verirken, İsrail’e de tepkilerini gösterdiler. Burada herkesin ağzında şu vardı Ümmet birliği. Evet olması gereken doğrusu da bu Ümmet birliği. Şimdi fark edilmeyen şu noktalara değinelim. Nedense hep Araplar zulüm altındayken bu birlikten bahsederler. Arap araba destek olmazken mazlum hep Türk’ten gelecek yardımı beklemiştir. Mazlum beklenti içindedir. Biz Türkler gideriz, yetişiriz düşmanı da karşımıza alırız bunda beis yok, korkumuzda yok evelAllah. Amma ince ayrıntılar var o nefsine mağlup olmuş Arap liderlerini, Türk’e tavır alan Ülkeleri yazayım da bunlarda bilinsin istedim. Öncelikle, Suudi Arabistan prensi eğer ki İslam’ı temsil ediyorsa adam gibi hal ve hareketlerde bulunacak. Müslüman kimliğiyle ön plana çıkarak Müslümanlığı küçük düşürmeyecek. (Burada soruyorum. Bir de bunu kimse irdelemiyor ya kardeşim İslam’da, Müslümanlıkta hiç Krallık olur’ mu? Bu nedir Kral, prens işleri Peygamber efendimizi örnek aldığını söyleyen Araplar, Müslümanlıkta Krallık, prenslik var’ mıdır?  Bu durumu incelemişler mi acaba. Nefsine kul olmuş bu Arap yöneticilerinden bir cacık olmaz ben size söyleyeyim. Şimdi il nefsine mağlup olmuş prensten başlayalım. Saray ve saraycılık Muaviye’nin başlattığı bir uygulamadır Arap Kralları, prensleri bu uygulamayı şaşa içinde sürdürmeye devam etmektedirler. Birinci olay NEFS ile ilgili- Hatırlarsanız daha nefsi ile mücadele edememiş bu edepsiz yani Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed bin Selman, geçtiğimiz dönem içinde Trumpın evli kızı Ivanka'ya yapmış olduğu teklif tüm dünyayı şoka sokmuştu. Ivanka'nın harika bir adamın harika kızı olduğunu söyleyen Selman ikimiz de büyük ailelerden geliyoruz ve ondan çocuk sahibi olmak istiyorum diyerek hislerini dile getirmişti. Ivanka'yla sadece bir gece geçirmek için 200 deve teklif eden ahlaksız Selman'a Trump cephesinden ise henüz bir yanıt gelmemiş. Trump ailesinin aksine ahlaksız Selman'ın 200 deve teklifine Amerika ve dünyanın dört bir yanından büyük tepkiler gelmişti. Dünya üzerinde hiçbir Müslüman hele ki lider pozisyonunda olan bir Müslüman bu çirkinliği bu terbiyezsizliği yapmaz. Empati yapınız sizin Müslüman liderinizin evli kızına bir Hristiyan veya Yahudi devlet adamı aynı teklifi yapsa kabul eder’ miydiniz? Birleşik Arap Emirlikleri'nin Şarika emirliğinin veliaht prensi Şeyh Halid bin Sultan Kasimi, Londra'daki evinde ölü bulundu. İddia şudur ki, İngiliz magazin basını ise ünlü bir modacı olan Kasimi'nin uyuşturucu ve seks partisinde öldüğüdür. İLK OĞLU AŞIRI DOZ UYUŞTURUCUDAN ÖLMÜŞTÜ 1972 yılından bu yana Şarika kentini yöneten Şeyh Sultan bin Muhammed el Kasımi, ikinci kez bir oğlunu kaybediyor. 1999 yılında, en büyük oğlu aşırı doz eroin sebebiyle ölmüştü. (Yani bunlar Allah davasını bırakmışlar gününü gün ediyorlar. Sex partileri uyuşturucu alemleri ve gösteriş budalalığı.) İkinci olay TÜRKLERİ DÜŞMAN GÖRMELERİ- Suudi Arabistan’da ders kitaplarında yapılan müfredat değişikliği ile Osmanlı Devleti artık kitaplarda ’işgalci’ güç olarak gösteriliyor. Eski ders kitaplarında Osmanlı Devleti’nden hayırla bahseden Suudi Arabistan Eğitim Bakanlığının yaptığı değişiklikle Türkleri işgalci, zulmeden yerine koydu. Prens Sattam bin Halit Al Suud, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla yapılan değişikliği kutlayarak, "Atalarımızla savaşanlara hilafet diyorduk, şimdi gerçek yüzlerini ortaya çıkardık" ifadelerini kullandı. (Yuh ulan size yazıklar olsun yüz binlerce Mehmetçik, o topraklarda şehit oldu be, bari onlardan bari utanın.) Üçüncü olay TERÖRE DESTEK VERMELERİ- Apo denen katilin 1991 yılında Mehmet Ali Birand adlı kişiyle yaptığı uzun röportaj vardır. M. Ali Birand bunu "apo ve pkk" olarak kitaplaştırmıştır. Kitapta terörist başının uzun uzun anlattığı kardeşliktir. pkk'nın 1978 yılında kurulmasından sonra Apo hemen Suriye'ye kaçmıştır. Müslüman Suriye uzun süre Pkk’ya destek vermiş binlerce insanımızın şehit düşmesine sebep vermiştir. Suudi Arabistan yönetimi de geçtiğimiz dönem, ABD gözetiminde terör örgütü DEAŞ’tan, bir diğer terör örgütü PKK/PYD’ye el değiştiren Suriye’nin Rakka kentinin yeniden inşası için 1 milyar dolarlık bütçe ayırdığını açıklamıştı. (Yani siz durumunuzu düzeltin toparlanın yeniden saldırın Türklere anlamındadır bu yardım.) Filistin direnişinin efsane ismi Leyla Halid'den HDP'ye: "Birlikte kazanacağız" FHKC Politbüro üyesi Leyla Halid, milletvekillikleri düşürülen Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın tutuklanmasına ilişkin, “Biz Filistinliler de Siyonist işgali nedeniyle aynı acıları yaşıyoruz. Birlikte kazanacağız” dedi. (Türkiye’nin iç meselesine karışan bir Filistin direniş kahramanı, Türkiye’yi karşısına almaktan hiç çekinmiyor.) İran açısından Irak genelinde ve özellikle Sincar bölgesindeki PKK ve milis grupların varlığı son derece kritik bir konumda. Milis gruplar aracılığıyla Irak’taki nüfuzunu koruyabilen İran, aynı zamanda PKK’yı da bu çerçevede bir araç olarak kullanabiliyor. Yaygın kanaatin aksine, İran PKK’yı yalnızca Türkiye’ye karşı bir koz olarak algılamıyor; aynı zamanda Irak sahasında da özellikle IKBY özelinde bu terör örgütünü bir araç olarak kullanabiliyor.  (Yani etrafımızdaki ülkeler başta olmak üzere, İran, Irak, Suriye, BAE, S. Arabistan sinsice pkk’ya desteğini vererek, Türk düşmanlığını her fırsatta sergilemeye devam ediyor.) Dördüncü olay TÜRK BÖLGELERİNDE ZULME SEYİRCİ KALMALARI. Özellikle Çin, Doğu Türkistan ve Azerbaycan, Ermeni meselelerinde hep karşı tarafı tutmaları, zulmü görmezden gelmeleri kibir içinde bir politika izlemeleri bizim bir araya gelemeyeceğimizin en büyük sebeplerindendir. Şimdi bu kadar Müslüman devletlerin bizlere hiçbir konuda destek çıkmamasına rağmen, biz yine de Ümmet birliği diyebiliyoruz. Bu kadar Mezhep farklılığı içinde, Arabistan’ın Vehabiliği, İran’ın Şiiliği Varken, bize de Mevali gözüyle bakarlarken biz zor Ümmet birliği oluştururuz.  BAE ve Suudi Arabistan yöneticileri açıkça Amerikan uşağı olmuş yaşam tarzları ve Müslüman ülkelerle geçimleri İslam’a yakışmamaktadır. İşte bu yüzden dostlarım maalesef yakın bir gelecekte Ümmet birliği kurulacağını zannetmiyorum. İşte bölünmeden, parçalanmadan Ulus devlet olarak Büyük Millet birliğinde yani Türkiye Cumhuriyeti altında daima dik durmalıyız. Arapların sadece Araplarla savaştığı, İsrail’i, Fransa’yı, Amerika’yı sadece kınadıkları gerçeğini tekrar hatırlatarak, ilimde, bilimde, muhtaç ülkelere yardımda bulunmadıklarını, İnsanlığa pek faydalı olmadıklarını da ayrıca belirterek sizlere saygılarımı yolluyorum. Araştırmacı yazar: Murat Gülşan  
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.