Asiye Türkan
Köşe Yazarı
Asiye Türkan
 

ÖLÜM VARSA ZULÜM VARDIR!

ÖLÜM VARSA ZULÜM VARDIR! Sabaha en yakın zaman karanlığın en koyu olduğu zamandır derler. Sünnetullahın getirisi budur. Her gecenin bir sabahı, her kışın da bir baharı vardır. Karanlıkları aydınlığa çeviren, hüzünleri felaha çıkaran, hastalara şifa veren, dertlilere deva olan yüce bir el, bir yüce bir kudret vardır. Tıpkı Yusuf'u kuyudan alıp Mısır'a Sultan ettiği gibi, bu karanlık günleri sonlandırıp aydınlığa çıkaracak bir güç vardır. Musa'yı Firavun ‘un sarayında yetiştirerek oraya hakim kılan bir güç vardır. Firavunları, zalimleri, hainleri zillete mahkum eden, mazlumun ahına cevap veren, sabredeni ve gerekeni yapanı mutlaka zafere ulaştıran büyük bir irade vardır. Bazen kelimeler değerini yitirir 29 harfin anlamı kaybolur. Diller lal olup gözler kör kesilir. Yaşanan bunca haksızlığa kalpleri bağlayan dünya hırsı mıdır? Hayatın insana verdiği sıkıntılar ve buna sebep olan da onca olaylar vardır. Her yaşanmış acıların içinde elbette sebep olanlar vardır. Bunlar bazen verdiğimiz yanlış kararlar, bazen de düşünmeden söylediğimiz sözlerimizdir. Buna sebep ise ya en yakınlarımız, duyduklarımız, yaşanılan acı olaylar, yaşadığımız coğrafyamız, örf adetlerin bize verdiği alışkanlıklar ya da yaptırımlardır. İçinden çıkamadığımız durumlar da ise kaçış yolunu tercih ederiz. Bazen kaderimizi suçlar hatta Rahman’a yüz bile çevirebiliriz. Korkularımızla karşı karşıya kalmamak, yalnızlaşmamak, yok sayılmamak için hayallerimizden, hayattan, beklentilerimizden bile taviz verip melankoliğe bağlanabiliriz. Ya da her şeye karşı çıkıp, söylenen onca acı sözlere, yaşanılan acılara rağmen kendimizden bile vaz geçip Pollyanna oyunu oynayabiliriz. Çoğu zaman nasıl haksızlığa uğradığımızı, yaşanılan acıların sebeplerini tekrarlar, kendini doğru ifade edememenin verdiği ağırlıkla altında eziliriz. Ya da pes etmeyerek bu çarkın içinde erimemeyi, her şeye ve herkese rağmen dik durmayı tercih ederiz. Halbuki dünya uçağına binen yolcuların her biri bussiness de olsa aynı yöne gitmektedir. Parana ve makamına göre ağırlanan uçak yolculuğu belli bir saat sonra bitmekte, hedef neresi ise her binen inmektedir. Elbette bussiness ve First yolcular için yolculuk daha kolay olmaktadır. Uyulması gereken kurallarda onlara yardımcı olunmakta, pasaport ve bilet işlemleri, uçağa ve uçaktan gidiş-gelişleri özel görevliler tarafından yapılmaktadır. Yemekleri porselen tabaklarda, içecekleri güzel bardaklarda sunulmaktadır.
 Hatta ayrı bir sektör olmakta, aralarında bağ kurmak için planlar yapılmaktadır. Vıp için ayrı girişler, ayrı salonlarda bekletilirken yemek içme dinlenme imkanları son derece lüks şekilde olmaktadır. Lakin aynı uçağa binilmekte, aynı uçağın akıbetine mazhar olunmaktadır. Aynı uçağın yolcusu olan bizler zengin ya da fakir, bu uçağın sağlıklı bir şekilde menzile ulaşması için uyulması gereken kurallara uymak zorundayız. Her binişte bıkmadan tekrar edilen biniş ve iniş kuralları, her hangi bir durumla karşılaşma olursa yapılacaklar şeklen anlatılmaktadır. Aksilik olma durumunda yukardan düşen oksijen maskesini öncelikle kendimize sonra çocuğumuza takmamız söylenmektedir. Zira kendimizi kurtaramazsak hiç kimseye de faydamız olmayacaktır. Hasılı bu dünya uçağında yarınlar, umutlar, hayaller, hedefler vardır. Havalanan bir çok uçak hedefine ulaşırken, ulaşmayanlara da şahit olunmaktayız. Dünya uçağı da bir gün miadını dolduracak ve artık bir daha uçuş yapmayacaktır. Ölümün olması zulmün olmasını da doğurmaktadır. Zira dünya hırsı bitmek bilmemektedir. Daha fazla mala makama şana sahip olmak, hiç ölmeme isteği insanları insanlığından çıkarmış, gücü nispetince zalimlik yapar duruma getirmiştir. Elindeki ile yetinmeyip daha fazlasına sahip olma isteğini içine koymuştur. Sınırları, sorumlulukları, kuralları, görevleri görmez durumu getirmiştir. Gücünü zalimlikten yana kullanıp, hiç kaybetmeyeceğim düşüncesine sahip ettirmiştir. Hasılı ölüm varsa zulüm vardır. Zulmün olmadığı tek yer ise bütün mükafatların verileceği mekan cennettir. Bu da sadece imanına hayatının şahitlik edeceği bedeninin mutlak mutluluğu yakalayacağı yerdir. Gerisi vatan, millet, Sakarya... Ves-Selam Asiye Türkan
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2022 - Çarşamba

ÖLÜM VARSA ZULÜM VARDIR!

ÖLÜM VARSA ZULÜM VARDIR! Sabaha en yakın zaman karanlığın en koyu olduğu zamandır derler. Sünnetullahın getirisi budur. Her gecenin bir sabahı, her kışın da bir baharı vardır. Karanlıkları aydınlığa çeviren, hüzünleri felaha çıkaran, hastalara şifa veren, dertlilere deva olan yüce bir el, bir yüce bir kudret vardır. Tıpkı Yusuf'u kuyudan alıp Mısır'a Sultan ettiği gibi, bu karanlık günleri sonlandırıp aydınlığa çıkaracak bir güç vardır. Musa'yı Firavun ‘un sarayında yetiştirerek oraya hakim kılan bir güç vardır. Firavunları, zalimleri, hainleri zillete mahkum eden, mazlumun ahına cevap veren, sabredeni ve gerekeni yapanı mutlaka zafere ulaştıran büyük bir irade vardır. Bazen kelimeler değerini yitirir 29 harfin anlamı kaybolur. Diller lal olup gözler kör kesilir. Yaşanan bunca haksızlığa kalpleri bağlayan dünya hırsı mıdır? Hayatın insana verdiği sıkıntılar ve buna sebep olan da onca olaylar vardır. Her yaşanmış acıların içinde elbette sebep olanlar vardır. Bunlar bazen verdiğimiz yanlış kararlar, bazen de düşünmeden söylediğimiz sözlerimizdir. Buna sebep ise ya en yakınlarımız, duyduklarımız, yaşanılan acı olaylar, yaşadığımız coğrafyamız, örf adetlerin bize verdiği alışkanlıklar ya da yaptırımlardır. İçinden çıkamadığımız durumlar da ise kaçış yolunu tercih ederiz. Bazen kaderimizi suçlar hatta Rahman’a yüz bile çevirebiliriz. Korkularımızla karşı karşıya kalmamak, yalnızlaşmamak, yok sayılmamak için hayallerimizden, hayattan, beklentilerimizden bile taviz verip melankoliğe bağlanabiliriz. Ya da her şeye karşı çıkıp, söylenen onca acı sözlere, yaşanılan acılara rağmen kendimizden bile vaz geçip Pollyanna oyunu oynayabiliriz. Çoğu zaman nasıl haksızlığa uğradığımızı, yaşanılan acıların sebeplerini tekrarlar, kendini doğru ifade edememenin verdiği ağırlıkla altında eziliriz. Ya da pes etmeyerek bu çarkın içinde erimemeyi, her şeye ve herkese rağmen dik durmayı tercih ederiz. Halbuki dünya uçağına binen yolcuların her biri bussiness de olsa aynı yöne gitmektedir. Parana ve makamına göre ağırlanan uçak yolculuğu belli bir saat sonra bitmekte, hedef neresi ise her binen inmektedir. Elbette bussiness ve First yolcular için yolculuk daha kolay olmaktadır. Uyulması gereken kurallarda onlara yardımcı olunmakta, pasaport ve bilet işlemleri, uçağa ve uçaktan gidiş-gelişleri özel görevliler tarafından yapılmaktadır. Yemekleri porselen tabaklarda, içecekleri güzel bardaklarda sunulmaktadır.
 Hatta ayrı bir sektör olmakta, aralarında bağ kurmak için planlar yapılmaktadır. Vıp için ayrı girişler, ayrı salonlarda bekletilirken yemek içme dinlenme imkanları son derece lüks şekilde olmaktadır. Lakin aynı uçağa binilmekte, aynı uçağın akıbetine mazhar olunmaktadır. Aynı uçağın yolcusu olan bizler zengin ya da fakir, bu uçağın sağlıklı bir şekilde menzile ulaşması için uyulması gereken kurallara uymak zorundayız. Her binişte bıkmadan tekrar edilen biniş ve iniş kuralları, her hangi bir durumla karşılaşma olursa yapılacaklar şeklen anlatılmaktadır. Aksilik olma durumunda yukardan düşen oksijen maskesini öncelikle kendimize sonra çocuğumuza takmamız söylenmektedir. Zira kendimizi kurtaramazsak hiç kimseye de faydamız olmayacaktır. Hasılı bu dünya uçağında yarınlar, umutlar, hayaller, hedefler vardır. Havalanan bir çok uçak hedefine ulaşırken, ulaşmayanlara da şahit olunmaktayız. Dünya uçağı da bir gün miadını dolduracak ve artık bir daha uçuş yapmayacaktır. Ölümün olması zulmün olmasını da doğurmaktadır. Zira dünya hırsı bitmek bilmemektedir. Daha fazla mala makama şana sahip olmak, hiç ölmeme isteği insanları insanlığından çıkarmış, gücü nispetince zalimlik yapar duruma getirmiştir. Elindeki ile yetinmeyip daha fazlasına sahip olma isteğini içine koymuştur. Sınırları, sorumlulukları, kuralları, görevleri görmez durumu getirmiştir. Gücünü zalimlikten yana kullanıp, hiç kaybetmeyeceğim düşüncesine sahip ettirmiştir. Hasılı ölüm varsa zulüm vardır. Zulmün olmadığı tek yer ise bütün mükafatların verileceği mekan cennettir. Bu da sadece imanına hayatının şahitlik edeceği bedeninin mutlak mutluluğu yakalayacağı yerdir. Gerisi vatan, millet, Sakarya... Ves-Selam Asiye Türkan
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.