MÜJDELEYEREK DİNİ SEVDİRMEK
MÜJDELEYEREK DİNİ SEVDİRMEK
İslam tebliğ dini olduğu için bunu gerçekleştirirken iki farklı metot kullanılmaktadır. Bu bir tercih meselesi olmakla birlikte sevdirmek adına müjdeleyerek bunu yapmak çok daha verimli olmaktadır. Müjdenin, sevindirici bir haber oldu dikkate alındığında algı oluşturmak adına da olumlu çağrışım yaptığı yadsınmaz bir gerçektir.
Çoğu zaman din konusu cehennem ve günah ile gündeme gelerek insanların korku kültürü ile terbiye edileceği yanlışına düşülmektedir. Bunların ifade edilmesi de yeri geldiğinde gerekli olmakla birlikte; cennet ve nimetlerinin yanında sevap kavramı ile bunu gerçekleştirmek gönülleri kazanmak adına daha hayırlı olacaktır.
Kur’an incelendiğinde 76 ayette inananlar için müjdeler vardır. Bu ayetlerde birçok nimetin yanında; erdem, ahlak ve faziletin kutsanarak gerçekleşmesi durumunda huzur vaat edilmektedir. Bunların yanında geçmiş kavim ve peygamberlerle ile ilgili kıssalar anlatılarak inananlar için doğru yol tanımlanmaktadır.
Ayetlerin dışında yine Peygamber Efendimizin (sav) birçok hadisinde bu duruma dikkat çekilmektedir. “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin ve itilafa düşmeyin!” Bu hadisten de anlaşılacağı üzere Yüce Allah’ın rahmet ve bereketinin sonsuz olduğu vurgulanarak insanların kazanmanın önemli olduğu vurgulanmaktadır. Sadece korkutarak ve tehdit ederek onları kazanmanın mümkün olmadığı ifade edilmektedir. Özellikle yeni Müslüman olmuş kişilerin gönüllerinin İslam’a ısındırılması amaçlanmıştır. Ayrıca insanların bir beşer olarak günah işlemeleri söz konusu olsa bile, tövbe ile hiç günah işlememiş olacakları hafızalara kazılarak nedametin bir erdem olduğu da işlenmektedir. Bu hadiste aynı zamanda idareci ve yöneticiler için de mesajlar vardır. Halka ve hükmettikleri tebaalarına karşı merhametle davranmaları tavsiye edilmektedir.
Günümüz bilişim çağında; din, inanç, Allah ve Peygamberimizi anlatırken çok daha hassas olunması gereklidir. Z kuşağı dediğimiz gençlere ulaşma konusunda onların sürekli bulundukları mecraları kullanarak erişim sağlamak kaçınılmazdır. Onlar bütün dünyayı avuçlarının içine alırken aynı platformları kullanmadan onlara erişmek olası değildir. Özellikle sosyal medya aracılığı ile dinimizi olumlu ve pozitif yönleri ile tanıtarak müjdelerle onlara hitap etmek gerekir.
Sonuç olarak; tüm insanlığa hitap eden son ve hak dinin bayraktarlığını yaparak kitlelere ulaşmak herkesin temel görevi olmalıdır. Sevdirerek, müjdeleyerek ve de ısındırarak insanları kazanmak hem tebliğ hem de insanlık vazifesidir. İnsanların boş ve malayani işlerle meşgul olacağı günümüz bilgi çağında birçok unsurun yanına dinimizi de monte etmek ancak sevdirmekle mümkün olacaktır. Bu konuda etkisi olacak herkesin elini taşına koyması meselenin halli yolunda katkı sunacaktır.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Ekleme
Tarihi: 10 Mayıs 2021 - Pazartesi
MÜJDELEYEREK DİNİ SEVDİRMEK
MÜJDELEYEREK DİNİ SEVDİRMEK
İslam tebliğ dini olduğu için bunu gerçekleştirirken iki farklı metot kullanılmaktadır. Bu bir tercih meselesi olmakla birlikte sevdirmek adına müjdeleyerek bunu yapmak çok daha verimli olmaktadır. Müjdenin, sevindirici bir haber oldu dikkate alındığında algı oluşturmak adına da olumlu çağrışım yaptığı yadsınmaz bir gerçektir.
Çoğu zaman din konusu cehennem ve günah ile gündeme gelerek insanların korku kültürü ile terbiye edileceği yanlışına düşülmektedir. Bunların ifade edilmesi de yeri geldiğinde gerekli olmakla birlikte; cennet ve nimetlerinin yanında sevap kavramı ile bunu gerçekleştirmek gönülleri kazanmak adına daha hayırlı olacaktır.
Kur’an incelendiğinde 76 ayette inananlar için müjdeler vardır. Bu ayetlerde birçok nimetin yanında; erdem, ahlak ve faziletin kutsanarak gerçekleşmesi durumunda huzur vaat edilmektedir. Bunların yanında geçmiş kavim ve peygamberlerle ile ilgili kıssalar anlatılarak inananlar için doğru yol tanımlanmaktadır.
Ayetlerin dışında yine Peygamber Efendimizin (sav) birçok hadisinde bu duruma dikkat çekilmektedir. “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın, müjdeleyin, nefret ettirmeyin! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin ve itilafa düşmeyin!” Bu hadisten de anlaşılacağı üzere Yüce Allah’ın rahmet ve bereketinin sonsuz olduğu vurgulanarak insanların kazanmanın önemli olduğu vurgulanmaktadır. Sadece korkutarak ve tehdit ederek onları kazanmanın mümkün olmadığı ifade edilmektedir. Özellikle yeni Müslüman olmuş kişilerin gönüllerinin İslam’a ısındırılması amaçlanmıştır. Ayrıca insanların bir beşer olarak günah işlemeleri söz konusu olsa bile, tövbe ile hiç günah işlememiş olacakları hafızalara kazılarak nedametin bir erdem olduğu da işlenmektedir. Bu hadiste aynı zamanda idareci ve yöneticiler için de mesajlar vardır. Halka ve hükmettikleri tebaalarına karşı merhametle davranmaları tavsiye edilmektedir.
Günümüz bilişim çağında; din, inanç, Allah ve Peygamberimizi anlatırken çok daha hassas olunması gereklidir. Z kuşağı dediğimiz gençlere ulaşma konusunda onların sürekli bulundukları mecraları kullanarak erişim sağlamak kaçınılmazdır. Onlar bütün dünyayı avuçlarının içine alırken aynı platformları kullanmadan onlara erişmek olası değildir. Özellikle sosyal medya aracılığı ile dinimizi olumlu ve pozitif yönleri ile tanıtarak müjdelerle onlara hitap etmek gerekir.
Sonuç olarak; tüm insanlığa hitap eden son ve hak dinin bayraktarlığını yaparak kitlelere ulaşmak herkesin temel görevi olmalıdır. Sevdirerek, müjdeleyerek ve de ısındırarak insanları kazanmak hem tebliğ hem de insanlık vazifesidir. İnsanların boş ve malayani işlerle meşgul olacağı günümüz bilgi çağında birçok unsurun yanına dinimizi de monte etmek ancak sevdirmekle mümkün olacaktır. Bu konuda etkisi olacak herkesin elini taşına koyması meselenin halli yolunda katkı sunacaktır.
Esenlik dileklerimle,
Erol Aydın
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.