Burhan Bozgeyik
Köşe Yazarı
Burhan Bozgeyik
 

İslâm Hukuku Üniversitesi

İslâm Hukuku Üniversitesi Hukuk, hem devletlerin, hem cemiyet hayatının temelidir. İşte bu bakımdan uzun zamandan beri devletler, hükmettikleri sınırlar dâhilinde yaşayan insanların huzur içerisinde yaşayacakları bir hukuk sistemini araştırmaktadırlar. Araştırmalar neticesinde gözler İslâm hukukuna çevrilmiştir. Fransa uzun zamandan beri bir eyaletinde Malikî Mezhebi’nin içtihatlarından müteşekkil bir sistemi uygulamaktadır.  İngiltere Parlamentosu “şeriat hukuku”nu ciddi şekilde incelemektedir. Rusya, Lenin zamanında İslâm hukukunu ciddi şekilde incelemiş ve bu hukuk sistemini uyguladıkları takdirde insanların huzur içerisinde yaşayacaklarını dile getirmiş ve İslâmiyet’i resmî din olarak kabul etmeyi ciddi şekilde düşünmüş ve gündeme getirmişlerdi. Çok derin bir bunalım içinde olan insanlık, İslâm hukukunun temel esaslarını tanımış ve bilmiş olsa, günlerce çölde kalmış yolcunun suya kavuşması sevincinin benzerini duyacaktır. Zira insan ile İslâm’ın menşei aynıdır. Biri Allah-u Azimüşşan’ın en mükemmel mahlûku, diğeri Allah-u Teâlâ’nın bu mahlûkun bu dünyada huzurla yaşaması için va’zetmiş olduğu sistem. İslâm hukuku ciddi manada incelendiğinde bütün insanların huzur ve saadetine menşe olacak esasları hâvi olduğu görülür. Zira bu sistemin vazı’ı kâinatı yaratmış olan Allah-u Azimüşşan’dır. İslâm hukukunun temeli Kur’an-ı Kerim’e ve Sünnet-i Seniyye’ye, yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.), kavlî, fiilî ve takrir-i Sünnet-i Seniyye’sine dayanır. Daha sonra İcmâ-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha gelir. İşte bu dört delile “Edile-i Şer’iyye” denir ki İslâm hukukunun da temelidir. İslâm hukuku sahasında ülkemizde Latince harflerle yayınlanmış ilk ciddi kaynak eser, merhum Ömer Nasuhi Bilmen’in 6 ciltlik Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu’dur. Bu değerli eseri 1949’da İstanbul Üniversitesi yayınlamıştır. Merhum Şevket Eygi’nin bu eserle ilgili 10.02.1995 tarihli yazısını tekrar tekrar okumak lazım. İslâm hukuku konusunda yapılan bir diğer mühim çalışma Kuveyt Vakıflar Bakanlığı yayını olan 46 ciltlik El-Mevsu’atü’l Fıkhiyye’dir. Şu anda hem insanlığın, hem İslâm âleminin İslâm hukuku ile ilgili çok ciddi çalışmalar yapılmasına ve eserler neşredilmesine ihtiyacı var. Âcizane teklif ediyorum, böyle şerefli bir çalışmanın öncülüğünü ülkemizin yapmasını cidden yürekten arzularım. Bunun için “İslâm Hukuku Üniversitesi” kurulmalıdır. Bu üniversitesinin iki temel gayesi olacaktır; 1) İslâm hukukunu bilen ilim adamlarını yetiştirmek 2) İslâm hukukunda mütehassıs âlimlerin yapacağı çalışmaları kitaplaştırmak ve muhtelif dillerde yayınlamak… Ülkemizde şer’i ilimler sahasında mütehassıs hayli ulema mevcut. Bunlar içerisinde fıkıh konusunda yetişmiş olanlar seçilmeli ve bu üniversitede istihdam edilmelidir. Ayrıca İslâm ülkelerindeki bu sahanın ehli âlimler bu üniversiteye alınmalıdır. Bunun için uygun ve her cihetten huzurlu çalışmanın yapılacağı yer bulunabilir. Talebelerin kalacağı yurtlar, burada görev yapacak ulema heyetinin aileleriyle yaşayacakları lojmanlar, çok zengin kütüphane, matbaa ile muazzam bir külliye vücut bulacaktır. Burada yapılacak çalışmalarla Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında neşrolmuş Mecelle’den çok daha hacimli ve bütün ihtiyaçlara cevap verecek eserler ortaya çıkarılmalıdır. Mesela her konuda, dört mezhep imamlarının ve müçtehitlerin içtihatları bir başlık altında verilmelidir. Bu üniversitede Türkçe, Arapça, Farsça, Kürtçe ve İngilizce dilleri esas olmalı, hukukun temel dallarıyla ilgili meydana getirilecek eserler muhtelif dünya dillerinde yayınlanmalıdır. Ülkemizdeki hukuk fakültelerinde, İslam Hukuku Kürsüsü’nün olmaması büyük eksikliktir. Şu anda yurdumuzun her y
Ekleme Tarihi: 24 Aralık 2021 - Cuma

İslâm Hukuku Üniversitesi

İslâm Hukuku Üniversitesi Hukuk, hem devletlerin, hem cemiyet hayatının temelidir. İşte bu bakımdan uzun zamandan beri devletler, hükmettikleri sınırlar dâhilinde yaşayan insanların huzur içerisinde yaşayacakları bir hukuk sistemini araştırmaktadırlar. Araştırmalar neticesinde gözler İslâm hukukuna çevrilmiştir. Fransa uzun zamandan beri bir eyaletinde Malikî Mezhebi’nin içtihatlarından müteşekkil bir sistemi uygulamaktadır.  İngiltere Parlamentosu “şeriat hukuku”nu ciddi şekilde incelemektedir. Rusya, Lenin zamanında İslâm hukukunu ciddi şekilde incelemiş ve bu hukuk sistemini uyguladıkları takdirde insanların huzur içerisinde yaşayacaklarını dile getirmiş ve İslâmiyet’i resmî din olarak kabul etmeyi ciddi şekilde düşünmüş ve gündeme getirmişlerdi. Çok derin bir bunalım içinde olan insanlık, İslâm hukukunun temel esaslarını tanımış ve bilmiş olsa, günlerce çölde kalmış yolcunun suya kavuşması sevincinin benzerini duyacaktır. Zira insan ile İslâm’ın menşei aynıdır. Biri Allah-u Azimüşşan’ın en mükemmel mahlûku, diğeri Allah-u Teâlâ’nın bu mahlûkun bu dünyada huzurla yaşaması için va’zetmiş olduğu sistem. İslâm hukuku ciddi manada incelendiğinde bütün insanların huzur ve saadetine menşe olacak esasları hâvi olduğu görülür. Zira bu sistemin vazı’ı kâinatı yaratmış olan Allah-u Azimüşşan’dır. İslâm hukukunun temeli Kur’an-ı Kerim’e ve Sünnet-i Seniyye’ye, yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.), kavlî, fiilî ve takrir-i Sünnet-i Seniyye’sine dayanır. Daha sonra İcmâ-ı Ümmet ve Kıyas-ı Fukaha gelir. İşte bu dört delile “Edile-i Şer’iyye” denir ki İslâm hukukunun da temelidir. İslâm hukuku sahasında ülkemizde Latince harflerle yayınlanmış ilk ciddi kaynak eser, merhum Ömer Nasuhi Bilmen’in 6 ciltlik Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu’dur. Bu değerli eseri 1949’da İstanbul Üniversitesi yayınlamıştır. Merhum Şevket Eygi’nin bu eserle ilgili 10.02.1995 tarihli yazısını tekrar tekrar okumak lazım. İslâm hukuku konusunda yapılan bir diğer mühim çalışma Kuveyt Vakıflar Bakanlığı yayını olan 46 ciltlik El-Mevsu’atü’l Fıkhiyye’dir. Şu anda hem insanlığın, hem İslâm âleminin İslâm hukuku ile ilgili çok ciddi çalışmalar yapılmasına ve eserler neşredilmesine ihtiyacı var. Âcizane teklif ediyorum, böyle şerefli bir çalışmanın öncülüğünü ülkemizin yapmasını cidden yürekten arzularım. Bunun için “İslâm Hukuku Üniversitesi” kurulmalıdır. Bu üniversitesinin iki temel gayesi olacaktır; 1) İslâm hukukunu bilen ilim adamlarını yetiştirmek 2) İslâm hukukunda mütehassıs âlimlerin yapacağı çalışmaları kitaplaştırmak ve muhtelif dillerde yayınlamak… Ülkemizde şer’i ilimler sahasında mütehassıs hayli ulema mevcut. Bunlar içerisinde fıkıh konusunda yetişmiş olanlar seçilmeli ve bu üniversitede istihdam edilmelidir. Ayrıca İslâm ülkelerindeki bu sahanın ehli âlimler bu üniversiteye alınmalıdır. Bunun için uygun ve her cihetten huzurlu çalışmanın yapılacağı yer bulunabilir. Talebelerin kalacağı yurtlar, burada görev yapacak ulema heyetinin aileleriyle yaşayacakları lojmanlar, çok zengin kütüphane, matbaa ile muazzam bir külliye vücut bulacaktır. Burada yapılacak çalışmalarla Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında neşrolmuş Mecelle’den çok daha hacimli ve bütün ihtiyaçlara cevap verecek eserler ortaya çıkarılmalıdır. Mesela her konuda, dört mezhep imamlarının ve müçtehitlerin içtihatları bir başlık altında verilmelidir. Bu üniversitede Türkçe, Arapça, Farsça, Kürtçe ve İngilizce dilleri esas olmalı, hukukun temel dallarıyla ilgili meydana getirilecek eserler muhtelif dünya dillerinde yayınlanmalıdır. Ülkemizdeki hukuk fakültelerinde, İslam Hukuku Kürsüsü’nün olmaması büyük eksikliktir. Şu anda yurdumuzun her y
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.