Cevahir AYDIN
Köşe Yazarı
Cevahir AYDIN
 

İÇ SESİMİZ HAKİKATİ FISILDAR

İÇ SESİMİZ HAKİKATİ FISILDAR İfrat, Tefrit, Vasat… Bu başlıkları, hayatımızda devam eden tekâmül yolculuğu açısından ele almak istiyoruz. Duygularımızı tanımak, hayatımızı ve hayatımızdakileri anlamlandırmak; hayatın gelişigüzel yaşanamayacağını, yaşamaya çalışılsa bile ne gibi yüklerin altında kaldığımızı göstermesi, fayda sağlaması açısından kıymetli buluyoruz. İfrat: ölçüyü kaçırmak, aşırılık anlamında kullanılır. Olduğundan farklı görünme çabası kişinin başta kendi özsaygısına, akabinde çevresinde ilişki halinde olduğu kişilere karşı olumsuz bir tutumdur. Sahip olduklarıyla barışık, gözü hep öteki de olmamak sağlıklı olan yaklaşımdır. Sahip olmadığımız, taklit etmediğimiz, daha iyisine göz dikmediğimiz sürece huzuru kaybetmeyiz. İdeal olana ulaşmak için gayret etmek, hedef koymak, hedefe doğru yürümek ve bu yolda mutlu olmak sağlıklı olan yol olmakla birlikte, bu başka bir konudur. Biz kendimizi olduğumuzdan büyük gösterdiğimizde, olmadığımız bir şey gibi gösterdiğimizde önce kendimizi sonra başkalarını kandırma eğilimi içerisindeyiz demektir. Kendisini kandırmak, diğerlerini kandırmak çok problem değilmiş gibi gelebilir bireye; fakat dengeli bir yetişkinin olduğu ortama denk gelene kadar geçerlidir bu durum. Zira ‘Hakikatin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir yönü vardır.’ Böylelerinin, dengeli bir yetişkinle karşılaşmalarında sıvası dökülür, hakiki yönü ortaya çıkar. Kendisini kandıran kişi dengeli kişi ile çakışır, onu suçlar ve kendiyle olan kavgasına dengeli bireyi de dâhil etmek ister. Genellikle iş ve aile çevremizde şahit olduğumuz mizaç uyuşmazlıklarında, birbirine ısınamayan insanların diyaloglarının temeline indiğimizde rol yapanın sesinin daha çok çıktığına şahit oluruz. Hakikati dillendirmez, hakikate, hakkaniyetli olana tabi olmakta direnir, kendisini onarma zahmetine de girmez. Sebep olduğu maddi manevi tahribatları hesaplamak bir yana sorumluluk üstlenmeyeceği için daima haklıdırlar. Hayatımızda böylelerini gördüğümüzde, onarıma yanaşmamaları halinde, motivasyonumuzu düşürmede mahir böylesi kişilere alan açmamak bizim için en sağlıklı olandır. Burada sosyal mecralarda kendini gösterme, varlığını olduğundan farklı ve daha güçlü, daha güzel yansıtma yarışlarına değinmek de gerekiyor. Burada insanları aptal yerine koymak durumu söz konusudur. Gerçeklikle hayal arasındaki o ince çizgi kaybolmak üzere maalesef. Başka bir şey olmak üzere yansıtılan paylaşımlar, bedeli ödenmemiş, eğitimi alınmamış, çabası harcanmamış, yolu yürünmemiş bu yansıtmalar hayatın gerçekliğinde yer bulamaz. Olmak istenilen konumu belirlemekte beis yok; fakat hayatın gerçekliği içerisinde olgun bireylere ve olaylara denk gelindiğinde bocalamamak adına gerekli yatırımlar yapılmalıdır. Tefrit: Kendini olduğundan değersiz göstermek, lüzumsuz tevazu gibi düşünebiliriz. Hakkı, hak sahibine vermek Tevhid’in temel yapısını oluşturur. Beşeri düzende işleyen bir hakikat vardır. Tekâmül yolculuğundaki birey, sahip olduğu kazanımın, deneyimin veya ulaştığı mertebenin farkındadır. Bununla şımarmaz, gelen iltifatları da olgunlukla karşılar, teşekkür eder. Bu yönüyle gelen bir durum yansıtmasındaki abartıları görebilecek seviyededir. Birey kendi kişilik ve karakterini, nefsini, egosunu yapılandırırken ölçüyü kaçırmamalı. Ne olduğunun farkında olmalı ve bu alanda iltifat aldığında nazikçe kabul etmeyi gerçekleştirmeli. Teşekkür almayı bilmek, bireye uzunca yol almayı sağlar. Doğru yerde teşekkür etmek, doğru yerde özür dilemek, bazen de gönül almak gelişmişliğin bir göstergesidir. Bir iltifat aldığında, bunu dengeli bir şekilde alabilmeli, eleştiri geldiğinde bunu olgunlukla karşılayabilmeliyiz. Vasat: yani ifrat ve tefrite gitmemek, kâinatla uyum ve ahenk kurmak demektir. Zira kâinatta her şey bir denge ve ahenk üzerine yaratılmıştır. İnsan bu ahenk ve dengeye ancak vasat ile uyum sağlayabilir. Bunun dışına çıkmak, yani ifrat ve tefrite gitmek uyumsuzluk ve dengesizliktir ki, bu da bir çeşit isyan ve zulümdür. … Nereden Başlamalıyız? Aynı Şeye Utanmak, Aynı Şeyden Utanmak… Bu duygu kazanımı bize; herkesin kendi yerini bilmesini, kendi halini görüp bununla barışmasını kendi halini sevmesini geliştirmeye yardımcı olacaktır. Ötekinin yaptığında, ötekinin sahip olduğunda takılıp kalmamak hep karşı mahalleyle kavga etmemek, kendi mahallesinin kusurundan kaçmamak için bu dengeyi mutlaka yakalamalıyız. Cevâhir AYDIN/Küçük Dünyam
Ekleme Tarihi: 17 Haziran 2021 - Perşembe

İÇ SESİMİZ HAKİKATİ FISILDAR

İÇ SESİMİZ HAKİKATİ FISILDAR İfrat, Tefrit, Vasat… Bu başlıkları, hayatımızda devam eden tekâmül yolculuğu açısından ele almak istiyoruz. Duygularımızı tanımak, hayatımızı ve hayatımızdakileri anlamlandırmak; hayatın gelişigüzel yaşanamayacağını, yaşamaya çalışılsa bile ne gibi yüklerin altında kaldığımızı göstermesi, fayda sağlaması açısından kıymetli buluyoruz. İfrat: ölçüyü kaçırmak, aşırılık anlamında kullanılır. Olduğundan farklı görünme çabası kişinin başta kendi özsaygısına, akabinde çevresinde ilişki halinde olduğu kişilere karşı olumsuz bir tutumdur. Sahip olduklarıyla barışık, gözü hep öteki de olmamak sağlıklı olan yaklaşımdır. Sahip olmadığımız, taklit etmediğimiz, daha iyisine göz dikmediğimiz sürece huzuru kaybetmeyiz. İdeal olana ulaşmak için gayret etmek, hedef koymak, hedefe doğru yürümek ve bu yolda mutlu olmak sağlıklı olan yol olmakla birlikte, bu başka bir konudur. Biz kendimizi olduğumuzdan büyük gösterdiğimizde, olmadığımız bir şey gibi gösterdiğimizde önce kendimizi sonra başkalarını kandırma eğilimi içerisindeyiz demektir. Kendisini kandırmak, diğerlerini kandırmak çok problem değilmiş gibi gelebilir bireye; fakat dengeli bir yetişkinin olduğu ortama denk gelene kadar geçerlidir bu durum. Zira ‘Hakikatin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir yönü vardır.’ Böylelerinin, dengeli bir yetişkinle karşılaşmalarında sıvası dökülür, hakiki yönü ortaya çıkar. Kendisini kandıran kişi dengeli kişi ile çakışır, onu suçlar ve kendiyle olan kavgasına dengeli bireyi de dâhil etmek ister. Genellikle iş ve aile çevremizde şahit olduğumuz mizaç uyuşmazlıklarında, birbirine ısınamayan insanların diyaloglarının temeline indiğimizde rol yapanın sesinin daha çok çıktığına şahit oluruz. Hakikati dillendirmez, hakikate, hakkaniyetli olana tabi olmakta direnir, kendisini onarma zahmetine de girmez. Sebep olduğu maddi manevi tahribatları hesaplamak bir yana sorumluluk üstlenmeyeceği için daima haklıdırlar. Hayatımızda böylelerini gördüğümüzde, onarıma yanaşmamaları halinde, motivasyonumuzu düşürmede mahir böylesi kişilere alan açmamak bizim için en sağlıklı olandır. Burada sosyal mecralarda kendini gösterme, varlığını olduğundan farklı ve daha güçlü, daha güzel yansıtma yarışlarına değinmek de gerekiyor. Burada insanları aptal yerine koymak durumu söz konusudur. Gerçeklikle hayal arasındaki o ince çizgi kaybolmak üzere maalesef. Başka bir şey olmak üzere yansıtılan paylaşımlar, bedeli ödenmemiş, eğitimi alınmamış, çabası harcanmamış, yolu yürünmemiş bu yansıtmalar hayatın gerçekliğinde yer bulamaz. Olmak istenilen konumu belirlemekte beis yok; fakat hayatın gerçekliği içerisinde olgun bireylere ve olaylara denk gelindiğinde bocalamamak adına gerekli yatırımlar yapılmalıdır. Tefrit: Kendini olduğundan değersiz göstermek, lüzumsuz tevazu gibi düşünebiliriz. Hakkı, hak sahibine vermek Tevhid’in temel yapısını oluşturur. Beşeri düzende işleyen bir hakikat vardır. Tekâmül yolculuğundaki birey, sahip olduğu kazanımın, deneyimin veya ulaştığı mertebenin farkındadır. Bununla şımarmaz, gelen iltifatları da olgunlukla karşılar, teşekkür eder. Bu yönüyle gelen bir durum yansıtmasındaki abartıları görebilecek seviyededir. Birey kendi kişilik ve karakterini, nefsini, egosunu yapılandırırken ölçüyü kaçırmamalı. Ne olduğunun farkında olmalı ve bu alanda iltifat aldığında nazikçe kabul etmeyi gerçekleştirmeli. Teşekkür almayı bilmek, bireye uzunca yol almayı sağlar. Doğru yerde teşekkür etmek, doğru yerde özür dilemek, bazen de gönül almak gelişmişliğin bir göstergesidir. Bir iltifat aldığında, bunu dengeli bir şekilde alabilmeli, eleştiri geldiğinde bunu olgunlukla karşılayabilmeliyiz. Vasat: yani ifrat ve tefrite gitmemek, kâinatla uyum ve ahenk kurmak demektir. Zira kâinatta her şey bir denge ve ahenk üzerine yaratılmıştır. İnsan bu ahenk ve dengeye ancak vasat ile uyum sağlayabilir. Bunun dışına çıkmak, yani ifrat ve tefrite gitmek uyumsuzluk ve dengesizliktir ki, bu da bir çeşit isyan ve zulümdür. … Nereden Başlamalıyız? Aynı Şeye Utanmak, Aynı Şeyden Utanmak… Bu duygu kazanımı bize; herkesin kendi yerini bilmesini, kendi halini görüp bununla barışmasını kendi halini sevmesini geliştirmeye yardımcı olacaktır. Ötekinin yaptığında, ötekinin sahip olduğunda takılıp kalmamak hep karşı mahalleyle kavga etmemek, kendi mahallesinin kusurundan kaçmamak için bu dengeyi mutlaka yakalamalıyız. Cevâhir AYDIN/Küçük Dünyam
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.