Cevahir AYDIN
Köşe Yazarı
Cevahir AYDIN
 

Konuştuklarımız ve Sustuklarımız-2

Konuştuklarımız ve Sustuklarımız-2 Anlamak: Hem idrâk hem niyet hem de ahlâk... Bu üçlü mekanizma birlikte işleyince anlamını bulur. Bir konuda herkes konuştuğunda susmak cehâletin değil, bilgelik olarak içsel olgunluğun bir ifadesidir. Kudemânın deyişiyle: Sukût ilmin bir keyfiyetidir; cehlin değil. Ki, bu keyfiyet 'hilm' yani "kendini heyecandan korumak; nefsine hâkim olmak" demektir." Sûkut-u derinden olanın duası tesirli olur der büyükler. Öyle ya, sabrın timsali Eyüp as. halini sadece Rabbine arz etti de imtihanı kazandı. Yakup as. acziyetini, fakrını en derininden yaşadı da Mısır'a sultan olacak bir evlat yetiştirdi. Dualarıyla manevi takviye çıktı Yusuf as.'a.. Gönül erbabının bildiği bir hakikat var ki, onları bu bilinç sûkuta bürür. Çok konuşurken görmeyiz onları. Şatafatlı, cilalı söze ihtiyaç duymaz, tenezzül de etmezler. Çileyle yoğurulmuş, kalbin en müstesna yerinde korunmuş, tefekkür dünyalarından damıtılmış elmas hükmündeki hakikatlere haksızlık olmasın için susarlar. Ne güzel söylemiş şair; Konuştuklarımızı herkes, sustuklarımızı yalnızca Allah duyar. Meryem as. misali, halini anlatacağı vakit, kalplerde tesir uyandırmayacağı gerçekliğiyle yüzleşince susmuş ve 'Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı.' ... Önceki yazımızda temas ettiğimiz gibi, ötekini konuşmadan kendine susmanın cezasını çekmeden her birey kendi iç dünyasını konuşmalı. Samimi bir şekilde hali pür melamini, kendisini ve tüm kainatı yaradana arz etmeli. .... Bu konuyla ilgili, misafir kalem olarak benim için çok kıymetli, fedakarlıkları ile hayatımda ikinci annem olan ablamın paylaşımlarına yer vermek istiyorum. Denge insanı olmak; diğer insanları, gündelik olayları konuşmak veya olayların içinde kaybolmak değildir. İçe dönen, özü bulur. Özü bulan, çevresine katkı sağlar. Ana rahminde başlıyor aslında bu mücadelemiz. Gelişmek, dünyaya hazır bir bedene erişmek bizleri ilk mücadele ile tanıştırıyor. Doğum hadisesi ve sonrasında emeklememiz, kırık kelimelerle konuşmaya çalışmamız, güvenilir liman olan aileye bağlılığımız... Tüm bunlarla bir şeyler öğretiliyor bize. Uzun bir hayat yolculuğu gibi görünen ömrümüz esasen çok kısa. Kendisini yetiştirmiş insan, hamlık yapanları dikkate almaz, onlara fırsat verir. Yaşadığımız imtihanlar, yol arkadaşlarımız, hayat arkadaşımız tesadüfen karşımıza çıkmaz. Hiçbir şeyi öylesine yaşamayız, yaşamamız gerekeni uygun görmüştür Rabbimiz. Kalplerimizi arındırmak, kini nefreti atabilmektir bize düşen. Bu şekilde güçlü bir insan olabiliriz. Bunu başaran güçlü insanlarla veya kalbini arındıramayan, kalbî hastalıkları ile hayatımızda giren insanlarla birlikte bir ömür süreceğiz. İmtihan bu ya çevremizi kimlerle ördüğümüz, kalitemizi ortaya koyacaktır Kaliteyi yakalamış insanlar iç huzura kolay kavuşur. Teslimiyet sahibidir onlar. Herşeyin düzeleceğine inanarak dua ederler. Hayatlarındaki imtihanların geçici olduğuna inanarak mücadele ederler. Ve birgün herşeyin biteceğine, sonsuzluğa yelken açacağımıza inanarak sabrederler. Bu üç şey bizi her zaman en iyi sonuca ulaştıracaktır. İnsan kendisini yoklamalı sürekli. Yunus misali: "Yolcuyuz, yoldayız; ama yolun neresindeyiz bilmeyiz. Birden gelir yine Bire gideriz." Bu kıvamda yaşayan insanlar susuyorsa çevresi bundan payını mutlaka alır. Zira hayatındaki bazı insanlar değer görmeyi hak ettiğinden incinmesin ister. Veyahutta kimisi gördüğü değeri yok ediyordur, sebep olmak istemez. Sabırla, azimle olgunlaşmak lazım. Heyecana kapılmadan, ihtiraslarının kurbanı olmadan, amatör ruhlu insanların kışkırtmasına düşmeden emin adımlarla ilerlemek lazım. Dünya denizinde imtihanlar bizim için. Sabır deryasına dalmak bizleri kurtuluşa ulaştıracaktır. Deniz dalgaları her zaman hasar vermek için kıyıya vurmaz, bazen denizdeki kirleri arındırmak için hırçın dalgalarıyla sahili döver. Denizin içindeki inciyi mercanı yakalamak isteyen sabretsin. Heyecandan, denizin dalgalarının şiddetinden herşeyi talan olacak diye düşünen, korkunun esiri olanlar Rabbine teslim olsun ve kurtulsun. Selam ve dua ile (Selma Aydın) Cevâhir Aydın / Küçük Dünyam
Ekleme Tarihi: 30 Ocak 2022 - Pazar

Konuştuklarımız ve Sustuklarımız-2

Konuştuklarımız ve Sustuklarımız-2 Anlamak: Hem idrâk hem niyet hem de ahlâk... Bu üçlü mekanizma birlikte işleyince anlamını bulur. Bir konuda herkes konuştuğunda susmak cehâletin değil, bilgelik olarak içsel olgunluğun bir ifadesidir. Kudemânın deyişiyle: Sukût ilmin bir keyfiyetidir; cehlin değil. Ki, bu keyfiyet 'hilm' yani "kendini heyecandan korumak; nefsine hâkim olmak" demektir." Sûkut-u derinden olanın duası tesirli olur der büyükler. Öyle ya, sabrın timsali Eyüp as. halini sadece Rabbine arz etti de imtihanı kazandı. Yakup as. acziyetini, fakrını en derininden yaşadı da Mısır'a sultan olacak bir evlat yetiştirdi. Dualarıyla manevi takviye çıktı Yusuf as.'a.. Gönül erbabının bildiği bir hakikat var ki, onları bu bilinç sûkuta bürür. Çok konuşurken görmeyiz onları. Şatafatlı, cilalı söze ihtiyaç duymaz, tenezzül de etmezler. Çileyle yoğurulmuş, kalbin en müstesna yerinde korunmuş, tefekkür dünyalarından damıtılmış elmas hükmündeki hakikatlere haksızlık olmasın için susarlar. Ne güzel söylemiş şair; Konuştuklarımızı herkes, sustuklarımızı yalnızca Allah duyar. Meryem as. misali, halini anlatacağı vakit, kalplerde tesir uyandırmayacağı gerçekliğiyle yüzleşince susmuş ve 'Rabbine gizli bir sesle yalvarmıştı.' ... Önceki yazımızda temas ettiğimiz gibi, ötekini konuşmadan kendine susmanın cezasını çekmeden her birey kendi iç dünyasını konuşmalı. Samimi bir şekilde hali pür melamini, kendisini ve tüm kainatı yaradana arz etmeli. .... Bu konuyla ilgili, misafir kalem olarak benim için çok kıymetli, fedakarlıkları ile hayatımda ikinci annem olan ablamın paylaşımlarına yer vermek istiyorum. Denge insanı olmak; diğer insanları, gündelik olayları konuşmak veya olayların içinde kaybolmak değildir. İçe dönen, özü bulur. Özü bulan, çevresine katkı sağlar. Ana rahminde başlıyor aslında bu mücadelemiz. Gelişmek, dünyaya hazır bir bedene erişmek bizleri ilk mücadele ile tanıştırıyor. Doğum hadisesi ve sonrasında emeklememiz, kırık kelimelerle konuşmaya çalışmamız, güvenilir liman olan aileye bağlılığımız... Tüm bunlarla bir şeyler öğretiliyor bize. Uzun bir hayat yolculuğu gibi görünen ömrümüz esasen çok kısa. Kendisini yetiştirmiş insan, hamlık yapanları dikkate almaz, onlara fırsat verir. Yaşadığımız imtihanlar, yol arkadaşlarımız, hayat arkadaşımız tesadüfen karşımıza çıkmaz. Hiçbir şeyi öylesine yaşamayız, yaşamamız gerekeni uygun görmüştür Rabbimiz. Kalplerimizi arındırmak, kini nefreti atabilmektir bize düşen. Bu şekilde güçlü bir insan olabiliriz. Bunu başaran güçlü insanlarla veya kalbini arındıramayan, kalbî hastalıkları ile hayatımızda giren insanlarla birlikte bir ömür süreceğiz. İmtihan bu ya çevremizi kimlerle ördüğümüz, kalitemizi ortaya koyacaktır Kaliteyi yakalamış insanlar iç huzura kolay kavuşur. Teslimiyet sahibidir onlar. Herşeyin düzeleceğine inanarak dua ederler. Hayatlarındaki imtihanların geçici olduğuna inanarak mücadele ederler. Ve birgün herşeyin biteceğine, sonsuzluğa yelken açacağımıza inanarak sabrederler. Bu üç şey bizi her zaman en iyi sonuca ulaştıracaktır. İnsan kendisini yoklamalı sürekli. Yunus misali: "Yolcuyuz, yoldayız; ama yolun neresindeyiz bilmeyiz. Birden gelir yine Bire gideriz." Bu kıvamda yaşayan insanlar susuyorsa çevresi bundan payını mutlaka alır. Zira hayatındaki bazı insanlar değer görmeyi hak ettiğinden incinmesin ister. Veyahutta kimisi gördüğü değeri yok ediyordur, sebep olmak istemez. Sabırla, azimle olgunlaşmak lazım. Heyecana kapılmadan, ihtiraslarının kurbanı olmadan, amatör ruhlu insanların kışkırtmasına düşmeden emin adımlarla ilerlemek lazım. Dünya denizinde imtihanlar bizim için. Sabır deryasına dalmak bizleri kurtuluşa ulaştıracaktır. Deniz dalgaları her zaman hasar vermek için kıyıya vurmaz, bazen denizdeki kirleri arındırmak için hırçın dalgalarıyla sahili döver. Denizin içindeki inciyi mercanı yakalamak isteyen sabretsin. Heyecandan, denizin dalgalarının şiddetinden herşeyi talan olacak diye düşünen, korkunun esiri olanlar Rabbine teslim olsun ve kurtulsun. Selam ve dua ile (Selma Aydın) Cevâhir Aydın / Küçük Dünyam
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.