EROL AYDIN
Köşe Yazarı
EROL AYDIN
 

8 MART’IN SOSYOLOJİSİ

<p>&nbsp; &nbsp;Bazı g&uuml;nler vardır ki bunlar oluşturdukları algı ve imaj ile &ccedil;ok şey ifade ederler. Bu g&uuml;nler takvim yapraklarında sadece bir g&uuml;n değil aynı zamanda; bir uyanış, bir silkiniş, bir kendine gelme ve bir hatırlamadır. İşte 8 Mart dendiğinde de aynı şekilde ekseriyet olarak kadın akla gelmektedir.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;B&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyada kutlanan ve evrensel bir coşkuya d&ouml;n&uuml;şen bu g&uuml;n&uuml;n resmi adı, &ldquo;D&uuml;nya Emek&ccedil;i Kadınlar G&uuml;n&uuml;d&uuml;r.&rdquo; Eşitlik, pozitif ayrımcılık, istismarın &ouml;nlenmesi ve emeğin kutsanması olarak kutlanır. Burada bile bir ayrımcılık g&ouml;ze &ccedil;arpar ki kimse bunu pek &ouml;nemsemese de aslında &ouml;nemlidir. Mesela, en ağır iş&ccedil;iliği hem de kesintisiz bir şekilde 7/24 ger&ccedil;ekleştiren ev hanımlarından hi&ccedil; bahsedilmez. Gecesi ve g&uuml;nd&uuml;z&uuml;, pazarı, tatili, bayramı olmayan bunun yanında mesai saatleri ile sınırlandırılmayan b&ouml;yle bir emek g&ouml;z ardı edilerek daha işin başında g&ouml;mleğin ilk d&uuml;ğmesi yanlış iliklenmiş olmaktadır. Bunun i&ccedil;in de yıllardır kutlanan bu g&uuml;nde sembolik t&ouml;ren ve aktivitelerle elde edilmiş bir hak mevcut değildir.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Allah kadın ve erkeği hem fizyolojik, hem de psikolojik olarak farklı yaratmıştır. Dolayısı ile bu kadar farklılıkları g&ouml;z ardı ederek mutlak eşitlik en başında fıtrata aykırıdır. Bunun i&ccedil;in kadınları her alanda g&ouml;rmek eşitlik değil, kadına yapılmış en b&uuml;y&uuml;k zul&uuml;md&uuml;r.&nbsp; Kadınların da artık bu anlamda uyanması ve kendine gelmeleri elzemdir. Her işe talip olmak, her y&uuml;k&uuml;n altına girmek yaradılışa aykırı olacağı i&ccedil;in bundan yine kendileri en b&uuml;y&uuml;k zararı g&ouml;rm&uuml;ş olacaklardır. Emek&ccedil;i kadın; aynı zamanda annedir, eştir, duygusaldır, zayıftır, naiftir ve de zariftir bunu incitmeye de hi&ccedil; kimsenin hakkı yoktur. Eğer &ccedil;alışan kadınların haklarını korumak istiyorsak; daha hafif işlerde daha kısa &ccedil;alışmalarını sağlamamız en başta insani bir g&ouml;revdir. Bunun yanında vardiya sistemi gibi, fazla mesai gibi onun her t&uuml;rl&uuml; yıpranmasını &ouml;nleyecek tedbirleri almak gerekir.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Ger&ccedil;ek anlamda kadının y&uuml;k&uuml;n&uuml; almayan, onun asli g&ouml;revlerinin aksamasına sebep olacak uygulamalara son vermedikten sonra her t&uuml;rl&uuml; s&ouml;ylev havada kalmaya mahk&ucirc;mdur. Siyasilerin, vakıfların, sivil toplum kuruluşların ve de sendikaların kadınlar g&uuml;n&uuml;n&uuml; birer karanfile hapsederek hamaset &uuml;retmeleri sadra şifa olmayacaktır.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Sonu&ccedil; olarak; 8 Mart&rsquo;ın toplumda bir karşılığı yoktur. Milyonlarca kadın yaşadığı sıkıntılar devam ettiği s&uuml;rece boşlukta kalmaya da mahk&ucirc;mdur. &Ouml;zellikle emek&ccedil;i kadınların &ccedil;alışma şartlarını iyileştirmeden ger&ccedil;ekleştirilecek her t&uuml;rl&uuml; etkinlik sembolik kalacaktır. İnancımızda, &ldquo;Kadınlar birer emanettir&rdquo; dolayısı ile onların haklarını korumak aynı zaman da Rabbimizi de razı etmiş olacağından mesele olduk&ccedil;a hassastır. Bakış a&ccedil;ısı bu y&ouml;nde olursa &ccedil;&ouml;z&uuml;m de bu minvalde ger&ccedil;ekleşmiş olacaktır.</p> <p>Esenlik dileklerimle,</p> <p>Erol Aydın</p>
Ekleme Tarihi: 09 Mart 2021 - Salı

8 MART’IN SOSYOLOJİSİ

<p>&nbsp; &nbsp;Bazı g&uuml;nler vardır ki bunlar oluşturdukları algı ve imaj ile &ccedil;ok şey ifade ederler. Bu g&uuml;nler takvim yapraklarında sadece bir g&uuml;n değil aynı zamanda; bir uyanış, bir silkiniş, bir kendine gelme ve bir hatırlamadır. İşte 8 Mart dendiğinde de aynı şekilde ekseriyet olarak kadın akla gelmektedir.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;B&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyada kutlanan ve evrensel bir coşkuya d&ouml;n&uuml;şen bu g&uuml;n&uuml;n resmi adı, &ldquo;D&uuml;nya Emek&ccedil;i Kadınlar G&uuml;n&uuml;d&uuml;r.&rdquo; Eşitlik, pozitif ayrımcılık, istismarın &ouml;nlenmesi ve emeğin kutsanması olarak kutlanır. Burada bile bir ayrımcılık g&ouml;ze &ccedil;arpar ki kimse bunu pek &ouml;nemsemese de aslında &ouml;nemlidir. Mesela, en ağır iş&ccedil;iliği hem de kesintisiz bir şekilde 7/24 ger&ccedil;ekleştiren ev hanımlarından hi&ccedil; bahsedilmez. Gecesi ve g&uuml;nd&uuml;z&uuml;, pazarı, tatili, bayramı olmayan bunun yanında mesai saatleri ile sınırlandırılmayan b&ouml;yle bir emek g&ouml;z ardı edilerek daha işin başında g&ouml;mleğin ilk d&uuml;ğmesi yanlış iliklenmiş olmaktadır. Bunun i&ccedil;in de yıllardır kutlanan bu g&uuml;nde sembolik t&ouml;ren ve aktivitelerle elde edilmiş bir hak mevcut değildir.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Allah kadın ve erkeği hem fizyolojik, hem de psikolojik olarak farklı yaratmıştır. Dolayısı ile bu kadar farklılıkları g&ouml;z ardı ederek mutlak eşitlik en başında fıtrata aykırıdır. Bunun i&ccedil;in kadınları her alanda g&ouml;rmek eşitlik değil, kadına yapılmış en b&uuml;y&uuml;k zul&uuml;md&uuml;r.&nbsp; Kadınların da artık bu anlamda uyanması ve kendine gelmeleri elzemdir. Her işe talip olmak, her y&uuml;k&uuml;n altına girmek yaradılışa aykırı olacağı i&ccedil;in bundan yine kendileri en b&uuml;y&uuml;k zararı g&ouml;rm&uuml;ş olacaklardır. Emek&ccedil;i kadın; aynı zamanda annedir, eştir, duygusaldır, zayıftır, naiftir ve de zariftir bunu incitmeye de hi&ccedil; kimsenin hakkı yoktur. Eğer &ccedil;alışan kadınların haklarını korumak istiyorsak; daha hafif işlerde daha kısa &ccedil;alışmalarını sağlamamız en başta insani bir g&ouml;revdir. Bunun yanında vardiya sistemi gibi, fazla mesai gibi onun her t&uuml;rl&uuml; yıpranmasını &ouml;nleyecek tedbirleri almak gerekir.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Ger&ccedil;ek anlamda kadının y&uuml;k&uuml;n&uuml; almayan, onun asli g&ouml;revlerinin aksamasına sebep olacak uygulamalara son vermedikten sonra her t&uuml;rl&uuml; s&ouml;ylev havada kalmaya mahk&ucirc;mdur. Siyasilerin, vakıfların, sivil toplum kuruluşların ve de sendikaların kadınlar g&uuml;n&uuml;n&uuml; birer karanfile hapsederek hamaset &uuml;retmeleri sadra şifa olmayacaktır.</p> <p>&nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp; &nbsp;Sonu&ccedil; olarak; 8 Mart&rsquo;ın toplumda bir karşılığı yoktur. Milyonlarca kadın yaşadığı sıkıntılar devam ettiği s&uuml;rece boşlukta kalmaya da mahk&ucirc;mdur. &Ouml;zellikle emek&ccedil;i kadınların &ccedil;alışma şartlarını iyileştirmeden ger&ccedil;ekleştirilecek her t&uuml;rl&uuml; etkinlik sembolik kalacaktır. İnancımızda, &ldquo;Kadınlar birer emanettir&rdquo; dolayısı ile onların haklarını korumak aynı zaman da Rabbimizi de razı etmiş olacağından mesele olduk&ccedil;a hassastır. Bakış a&ccedil;ısı bu y&ouml;nde olursa &ccedil;&ouml;z&uuml;m de bu minvalde ger&ccedil;ekleşmiş olacaktır.</p> <p>Esenlik dileklerimle,</p> <p>Erol Aydın</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.