EROL AYDIN
Köşe Yazarı
EROL AYDIN
 

ÜRETİM, ÜRTİM, ÜRETİM

<p>Yaklaşık iki aya yakın bir s&uuml;redir g&uuml;ndemimiz hep Korona olduğu i&ccedil;in doğal olarak başka bir şey d&uuml;ş&uuml;nmek ve yazmak m&uuml;mk&uuml;n olmamıştır. Devletimizin aldığı tedbirler ve vatandaşlarımızın sağduyusu ile bu s&uuml;re&ccedil;te t&uuml;nelin ucundaki ışık g&ouml;r&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in artık salgın psikolojisinden &ccedil;ıkmamız elzemdir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Fakat ortaya &ccedil;ıkan bu iyimser hava rehavet ve gevşemeye sebep olursa Allah muhafaza tekrar başa d&ouml;nmemiz i&ccedil;ten bile değildir. Bu s&uuml;re&ccedil;ten dersler &ccedil;ıkararak bundan sonrası i&ccedil;in&nbsp; tecr&uuml;beler elde etmiş olmamız da &ouml;nemli bir kazan&ccedil;tır. B&uuml;y&uuml;k ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; devlet olarak dereyi bırakın okyanusu bile ge&ccedil;erken bazı zavallıların muhalefet edeceğim diye maske &ccedil;ayında boğulmalarını da ibretle izlemiş olduk.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Eskiden devletler tarım ve sanayi toplumu olarak kategorize edilerek sınıflandırılırdı. Sanayi toplumları; gelişmenin, ilerlemenin ve refahın kalesi olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r ve o şekilde algı oluşturulurdu. Tarım toplumları ise; ilkellik, geri kalmışlık ve fakirlik olarak lanse edilirdi. Dolayısı ile kimse tarım toplumu olmak istemez, hızla sanayileşip bir an &ouml;nce kabuğunu kırarak sınıf atlamak h&uuml;lyasına du&ccedil;ar olurlardı.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Yaşadığımız karantina g&uuml;nlerinde şunu &ccedil;ok net bir şekilde anladık ki bizim i&ccedil;in hayati olan şeyin gıda olduğu ger&ccedil;eğidir. D&uuml;nyanın en ileri teknolojisini &uuml;retseniz bile bunların karın doyurmaya yeterli olmadığı b&ouml;ylece test edilmiş oldu. Sanayi ve teknoloji gerek oluşturduğu katma değer, gerekse istihdam olarak tabi ki vazge&ccedil;ilmezdir. Bunun yanında tarım ve gıda &uuml;retiminin de olmazsa olmaz olduğu da &ccedil;ok a&ccedil;ıktır.</p> <p>Eskiden tarım toplumunu aşağılamak i&ccedil;in karşılaştırma ve mukayeselerle motivasyonlar yok edilirdi. Mesela, bir tır dolusu domatese karşılık, avu&ccedil; i&ccedil;i kadar teknoloji satın alıyorsun, dolayısı ile tarıma ne gerek var bununla kalkınmamız m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;d&uuml;r? Bu algı ve s&ouml;ylem yıllarca bilin&ccedil;altımıza yerleştiği i&ccedil;in hızla tarımdan vazge&ccedil;tik. Oysaki ge&ccedil;mişte kendi kendine yeten bir &uuml;lke olmak en b&uuml;y&uuml;k gurur kaynağımız olmaktaydı.</p> <p>Bundan sonraki s&uuml;re&ccedil;te tarımı tekrar teşvik ederek &uuml;retmek zorunda olduğumuz aşik&acirc;rdır. Asıl &uuml;retimin toprağın işlenmesi ile elde edilecek &uuml;retim olduğu akıldan &ccedil;ıkarılmamalı ve &uuml;lkemiz hızla aslına r&uuml;cu etmelidir. Bundan sanayi, teknoloji ve end&uuml;striden vazge&ccedil;ilsin anlamı &ccedil;ıkarılmasın, tam tersi bunların yanında tarım ve hayvancılık tekrar canlandırılsın &ouml;nerisidir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Sonu&ccedil; olarak; İslam&rsquo;da nasıl ki &uuml;&ccedil; kere ana hakkı, daha sonra baba hakkı vurgulanıyorsa, tarımda da &uuml;&ccedil; kere &uuml;retim, &uuml;retim ve yine &uuml;retim at başı olmalıdır. Aksi takdirde arz-talep dengesinin bozulmasıyla ortaya &ccedil;ıkacak paniği &ouml;nlemek m&uuml;mk&uuml;n olmayacaktır.</p> <p>Esenlik dileklerimle,</p> <p>Erol Aydın</p>
Ekleme Tarihi: 08 Mayıs 2020 - Cuma

ÜRETİM, ÜRTİM, ÜRETİM

<p>Yaklaşık iki aya yakın bir s&uuml;redir g&uuml;ndemimiz hep Korona olduğu i&ccedil;in doğal olarak başka bir şey d&uuml;ş&uuml;nmek ve yazmak m&uuml;mk&uuml;n olmamıştır. Devletimizin aldığı tedbirler ve vatandaşlarımızın sağduyusu ile bu s&uuml;re&ccedil;te t&uuml;nelin ucundaki ışık g&ouml;r&uuml;nd&uuml;ğ&uuml; i&ccedil;in artık salgın psikolojisinden &ccedil;ıkmamız elzemdir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Fakat ortaya &ccedil;ıkan bu iyimser hava rehavet ve gevşemeye sebep olursa Allah muhafaza tekrar başa d&ouml;nmemiz i&ccedil;ten bile değildir. Bu s&uuml;re&ccedil;ten dersler &ccedil;ıkararak bundan sonrası i&ccedil;in&nbsp; tecr&uuml;beler elde etmiş olmamız da &ouml;nemli bir kazan&ccedil;tır. B&uuml;y&uuml;k ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; devlet olarak dereyi bırakın okyanusu bile ge&ccedil;erken bazı zavallıların muhalefet edeceğim diye maske &ccedil;ayında boğulmalarını da ibretle izlemiş olduk.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Eskiden devletler tarım ve sanayi toplumu olarak kategorize edilerek sınıflandırılırdı. Sanayi toplumları; gelişmenin, ilerlemenin ve refahın kalesi olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;r ve o şekilde algı oluşturulurdu. Tarım toplumları ise; ilkellik, geri kalmışlık ve fakirlik olarak lanse edilirdi. Dolayısı ile kimse tarım toplumu olmak istemez, hızla sanayileşip bir an &ouml;nce kabuğunu kırarak sınıf atlamak h&uuml;lyasına du&ccedil;ar olurlardı.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Yaşadığımız karantina g&uuml;nlerinde şunu &ccedil;ok net bir şekilde anladık ki bizim i&ccedil;in hayati olan şeyin gıda olduğu ger&ccedil;eğidir. D&uuml;nyanın en ileri teknolojisini &uuml;retseniz bile bunların karın doyurmaya yeterli olmadığı b&ouml;ylece test edilmiş oldu. Sanayi ve teknoloji gerek oluşturduğu katma değer, gerekse istihdam olarak tabi ki vazge&ccedil;ilmezdir. Bunun yanında tarım ve gıda &uuml;retiminin de olmazsa olmaz olduğu da &ccedil;ok a&ccedil;ıktır.</p> <p>Eskiden tarım toplumunu aşağılamak i&ccedil;in karşılaştırma ve mukayeselerle motivasyonlar yok edilirdi. Mesela, bir tır dolusu domatese karşılık, avu&ccedil; i&ccedil;i kadar teknoloji satın alıyorsun, dolayısı ile tarıma ne gerek var bununla kalkınmamız m&uuml;mk&uuml;n m&uuml;d&uuml;r? Bu algı ve s&ouml;ylem yıllarca bilin&ccedil;altımıza yerleştiği i&ccedil;in hızla tarımdan vazge&ccedil;tik. Oysaki ge&ccedil;mişte kendi kendine yeten bir &uuml;lke olmak en b&uuml;y&uuml;k gurur kaynağımız olmaktaydı.</p> <p>Bundan sonraki s&uuml;re&ccedil;te tarımı tekrar teşvik ederek &uuml;retmek zorunda olduğumuz aşik&acirc;rdır. Asıl &uuml;retimin toprağın işlenmesi ile elde edilecek &uuml;retim olduğu akıldan &ccedil;ıkarılmamalı ve &uuml;lkemiz hızla aslına r&uuml;cu etmelidir. Bundan sanayi, teknoloji ve end&uuml;striden vazge&ccedil;ilsin anlamı &ccedil;ıkarılmasın, tam tersi bunların yanında tarım ve hayvancılık tekrar canlandırılsın &ouml;nerisidir.</p> <p>&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp;&nbsp; Sonu&ccedil; olarak; İslam&rsquo;da nasıl ki &uuml;&ccedil; kere ana hakkı, daha sonra baba hakkı vurgulanıyorsa, tarımda da &uuml;&ccedil; kere &uuml;retim, &uuml;retim ve yine &uuml;retim at başı olmalıdır. Aksi takdirde arz-talep dengesinin bozulmasıyla ortaya &ccedil;ıkacak paniği &ouml;nlemek m&uuml;mk&uuml;n olmayacaktır.</p> <p>Esenlik dileklerimle,</p> <p>Erol Aydın</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.