HALİL KÖPRÜCÜOĞLU
Köşe Yazarı
HALİL KÖPRÜCÜOĞLU
 

AH HİSLER, BİZİ YAKAN HİSLER, AH! AH!

<p>Televizyon a&ccedil;ık. Bir yarışma var. Ses yarışması. Kimisi anne-babasıyla, kimi eşiyle gelmiş. Rızık peşinde, ş&ouml;hret peşinde koşuyorlar.</p> <p>Kazananlar, saadetlerini feryatlarla, ağlayarak ifade ediyor. Onları destekleyenler de &ccedil;ığlık &ccedil;ığlığa hislerini ortaya koymaya &ccedil;alışıyorlar. Yakınlarının buradaki başarısı sebebiyle, adeta kıyamet sonrası amel defterlerini sağdan almış cennet ehli gibi kendilerinden ge&ccedil;mişler. &ldquo;Sevin&ccedil;lerine diyecek yok&rdquo; derler ama. Benim var! Bu duygulara yıllar &ouml;nce bir sevgili ağabeyimin Bakan olarak Manisa&ndash;İzmir yolunda şehir dışında karşılanışı esnasında da yaşamıştım.</p> <p>Komşu illerin Valileri, Emniyet M&uuml;d&uuml;rleri, devlet erk&acirc;nı, fabrika sahipleri, şehrin &ouml;ne gelenleri, binlerce insan kıyamet kopararak karşılamışlardı sayın yeni Bakanımızı. Bir tarafta y&uuml;zlerce insan elini sıkmak, elini &ouml;pmek i&ccedil;in sıraya girmişler; bir tarafta da itişip kakışanlar y&uuml;zlerce girdap meydana getirmişti o g&uuml;n!</p> <p>Ruhlarda da sayısız girdaplar vardı muhakkak. Ama onlar tebrik edip, iftihar ederken; hatta i&ccedil;lerindeki arzularını dualarla g&uuml;&ccedil;lendirip şimdilik sadece ağlarken, ben de ağladım. Hem de &ccedil;ok ağladım. Ama ta kalbimin derinliklerinden &ldquo;Allah&rsquo;ım bu tevecc&uuml;hlerden onu kurtar. Bu geniş dairelerden halas eyle, Onu maddi manevi b&uuml;t&uuml;n istidatlarıyla senin rızan doğrultusunda istihdam et. İslam&rsquo;ın son ordusunda komutanlardan eyle. Hislerinin, duygularının, istidatlarının tamamıyla, onu, İslam&rsquo;a, Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın &lsquo;&Uuml;mmet-i Muhammedi, sahil-i selamete taşıyan gemide vazife yapmaya&rsquo; g&ouml;nder Yarabbi!&rdquo; diye i&ccedil;in i&ccedil;in de feryat ederek tamamen farklı şekilde, onların zıddı bir ulvi mana i&ccedil;in ağladım.</p> <p>Yanımdakiler &ldquo;Sen de mi ağlıyorsun. Sevin&ccedil; bu kadar y&uuml;ksek mi?&rdquo; dediler. Ben &ldquo;Yok, yok. Benimki farklı. Size şimdi anlatamam. Ben onun b&uuml;t&uuml;n varlığıyla ahirete &ccedil;alışmasını istiyorum&rdquo; deyiverdim.</p> <p>Onlar &ldquo;Ama iyi insanların, hem de akıllı iyilerin, memleket i&ccedil;in &ccedil;alışmaları; menfaat peşinde koşmayanların, memleket i&ccedil;in &ccedil;ırpınmaları daha iyi değil mi&rdquo; dediler.</p> <p>Birka&ccedil; kelimeyle ge&ccedil;iştirdim. Sustum, oralarda, o zeminlerde d&uuml;ş&uuml;ncemi ortaya koymak manasızdı. &Ccedil;ok farklı d&uuml;ş&uuml;ncelerimi i&ccedil;ime g&ouml;md&uuml;m. Dualarımda tezah&uuml;r ettirdim. Ben oralarda da, memleketimizin idaresinde de inşallah iyiler yer almasını elbette hep istedim, istiyorum. Ama ben, bu halis ağabeyimin, daha ziyade son asrın dehşetinde şaşırmış perişan insanların, iki cihan saadeti i&ccedil;in koşmasını istiyorum. Bu işin ulviyeti, hi&ccedil;bir sahadaki &ccedil;alışmaya benzemez. Bu bahsettiğim yol, rizikosuz Ver&acirc;set-i N&uuml;b&uuml;vvet yoludur. Eşsizdir, emsalsizdir.</p> <p>Şimdi o anı hatırlayıp &ccedil;alışma masamda tempo tutup:</p> <p>&ldquo;G&acirc;fil ne bilir neşve-i p&uuml;r, şevki veg&acirc;yı</p> <p>&nbsp;Meydan-ı celadetteki env&acirc;r-ı s&acirc;f&acirc;yı&rdquo; diye hislerimi ortaya koyuyorum.</p> <p>O zaman oradaki arkadaşlar, &ldquo;Sen boşuna s&ouml;yleniyorsun, Bu sahaya girilir amma &ccedil;ıkılamaz. Tadını alan bir daha kurtaramaz kendini. &ldquo; dediler. &Ccedil;ok korktum. &ldquo;Siz onu tanımıyorsunuz. İnşallah o daha &ouml;nemli sahayı muhakkak g&ouml;recek. İnşallah esas insanlık hizmetine d&ouml;necektir&rdquo; diye cevap verdim. Bir kenara, ağlayarak dua etmeye &ccedil;ekildim.</p> <p>Babaların, annelerin b&uuml;t&uuml;n dikkatleri, evlatlarının kazanmasına odaklanmış; ağlayarak, sarılıp, &ouml;p&uuml;p, kokluyorlar kazanan yakınlarını. Bense bu gece yine seneler &ouml;nceki hadise gibi başka manalar i&ccedil;in ağlıyorum. Aklıma &lsquo;dans eden liseli kızlara ağlayan&rsquo; &uuml;stadım geliyor. &lsquo;Paşa olsun diye evladını hafız mektebinden alan&rsquo; anne-babaları d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. &Uuml;stadımın &lsquo;Kadınlar yuvalarına d&ouml;ns&uuml;n&rsquo; diye feryadını da hatırlıyorum. Hele 4.Meseleyi o kadar sık okuma ihtiyacı hissediyorum ki anlatamam! Ama her sarsılışım sırasında, i&ccedil;imden de &ldquo;Bizler, b&uuml;t&uuml;n hayatımızı sadece, insanlara Kur&rsquo;an&rsquo;ın mesajlarını anlatmaya harcayacağız!&rdquo; diye yemin ederek, hı&ccedil;kırmaya devam ediyorum.</p> <p>B&uuml;t&uuml;n dava arkadaşlarıma kızıyorum. Ge&ccedil; kalışımıza, c&acirc;nı g&ouml;n&uuml;lden koşmayışımıza, koşamayışıma kızıyorum. Geniş dairelere kapılan komutan ruhlu halis kardeşlerime g&uuml;ceniyor, kızıyor ve dahi acıyorum.</p> <p>Kendimi affetmeyeceğim. G&uuml;ya d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k davasını tanımışız! B&uuml;t&uuml;n hakikatler ellerimizin altında. Kendi ruhumuzu, kalbimizi, latifelerimizi tatmin edecek efk&acirc;rın i&ccedil;inde, hem de ta kaynağındayız. Kendimizi ve başkalarını, iki cihan saadetine kavuşturma yolu bizlere nasip olmuş. Ama, r&ouml;lantide &ccedil;alışmaya devam ediyor, heyecanla davamıza asılamıyoruz. B&uuml;t&uuml;n hislerimizle, heyecan ve hayretle, şevkle, azimle asılamıyoruz bu b&uuml;y&uuml;k vazifeye! Heyhat!</p> <p>Daha sıkı ve hızlı tarzda, insanları, doğru rotalara, doğru usullerle &ccedil;ağırmaya &ccedil;alışmalıyız. Kendimizle birlikte başkalarını da kurtarmaya, onları da Rabbimizin rızasına g&ouml;t&uuml;rmek i&ccedil;in ellerinden tutmaya, hakka doğru &ccedil;ekmeye koşmalıyız.</p> <p>Ancak, Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın mesailerin tanzimi d&uuml;sturuna, belki de O&rsquo;na bile itiraz ederek, tam muvaffak olunamadığını itiraf ediyorum. &ldquo;&Uuml;stadım, muhakkak fedak&acirc;rlık gerekiyor. Mesuliyetlere rağmen buna mecburiyet var.&rdquo;</p> <p>İki cihan arkadaşım, &ccedil;ok ihmal ettiğim eşim, son yurtdışı hizmeti esnasında koşturacak insana ne kadar ihtiya&ccedil; olduğunu ger&ccedil;ek boyutuyla g&ouml;r&uuml;p muttali olunca &ldquo;Şimdi anladım. Senin ger&ccedil;ekten de evlenmemen lazımmış.&rdquo; demişti!</p> <p>D&uuml;nyevi vazifeleri, mes&rsquo;uliyetleri olmayanlara, Ashab-ı Suffa gibi, tamamen kabrin &ouml;b&uuml;r tarafına &ccedil;alışanlara &ccedil;ok ihtiya&ccedil; var. Elbette Nurun mesleği, Sahabe Mesleğidir. Amma onun i&ccedil;inden, Ashab-ı Suffa ehlinden &ccedil;ıkmasına da, &ccedil;ok, ama &ccedil;ok ihtiya&ccedil; var. Ve bu Nurun asli d&uuml;sturlarına, Medreset&uuml;&rsquo;z Zehra elemanlarına hi&ccedil; zarar vermez. Hatta bu mesleğin bazı elemanlarının b&ouml;yle istihdamı da muhakkak &ccedil;ok gereklidir. Biz ona talip olanları da bulmalıyız, &ccedil;ıkarmalıyız.</p> <p>Veya hizmet ehlinin yakınlarının, başta eşinin &ccedil;ok fedak&acirc;r olmasına, katlanmasına, eşini desteklemesine zaruret var. Affetmesine, yalnızlığa tahamm&uuml;l etmesine, ihmal edilmeye, her şeye rağmen ebedi arkadaşını, asrın, kelamla, kitapla olan dehşetli cihadına, şevkle g&ouml;nderebilmesine ger&ccedil;ekten &ccedil;ok ihtiya&ccedil;, &ccedil;ok zaruret var.</p> <p>Şimdi o ağabeyimle, &Uuml;stadımın, &Uuml;mmet-i Muhammedi sahil-i selamete taşıyan gemisinde hademeliğe soyunduk. Karınca kaderince her sahaya koşturmaya &ccedil;alışıyoruz. Allah daim etsin. Şaşırtmasın, İdrakimizi ihl&acirc;sla daim eylesin. Biz bu yolda, bu sahanın en sıradan insanları olmaya razıyız. Yeter ki ihl&acirc;sla &Uuml;stadımız aracılığıyla, ASM&rsquo;ın arkasında Rıza-i İlahiye doğru koşturalım.</p> <p>Allah b&uuml;t&uuml;n anne-babalara, yakınlarımıza ve bilhassa bizlere idrak versin. Hepimize Cenab-ı Hakkın rızası rotasında yaşamayı nasip etsin. Hislerimizi, arzularımızı o yolda tatmin etmeyi ger&ccedil;ekleştirsin, şaşırtmasın. &Acirc;min&nbsp;</p>
Ekleme Tarihi: 24 Nisan 2019 - Çarşamba

AH HİSLER, BİZİ YAKAN HİSLER, AH! AH!

<p>Televizyon a&ccedil;ık. Bir yarışma var. Ses yarışması. Kimisi anne-babasıyla, kimi eşiyle gelmiş. Rızık peşinde, ş&ouml;hret peşinde koşuyorlar.</p> <p>Kazananlar, saadetlerini feryatlarla, ağlayarak ifade ediyor. Onları destekleyenler de &ccedil;ığlık &ccedil;ığlığa hislerini ortaya koymaya &ccedil;alışıyorlar. Yakınlarının buradaki başarısı sebebiyle, adeta kıyamet sonrası amel defterlerini sağdan almış cennet ehli gibi kendilerinden ge&ccedil;mişler. &ldquo;Sevin&ccedil;lerine diyecek yok&rdquo; derler ama. Benim var! Bu duygulara yıllar &ouml;nce bir sevgili ağabeyimin Bakan olarak Manisa&ndash;İzmir yolunda şehir dışında karşılanışı esnasında da yaşamıştım.</p> <p>Komşu illerin Valileri, Emniyet M&uuml;d&uuml;rleri, devlet erk&acirc;nı, fabrika sahipleri, şehrin &ouml;ne gelenleri, binlerce insan kıyamet kopararak karşılamışlardı sayın yeni Bakanımızı. Bir tarafta y&uuml;zlerce insan elini sıkmak, elini &ouml;pmek i&ccedil;in sıraya girmişler; bir tarafta da itişip kakışanlar y&uuml;zlerce girdap meydana getirmişti o g&uuml;n!</p> <p>Ruhlarda da sayısız girdaplar vardı muhakkak. Ama onlar tebrik edip, iftihar ederken; hatta i&ccedil;lerindeki arzularını dualarla g&uuml;&ccedil;lendirip şimdilik sadece ağlarken, ben de ağladım. Hem de &ccedil;ok ağladım. Ama ta kalbimin derinliklerinden &ldquo;Allah&rsquo;ım bu tevecc&uuml;hlerden onu kurtar. Bu geniş dairelerden halas eyle, Onu maddi manevi b&uuml;t&uuml;n istidatlarıyla senin rızan doğrultusunda istihdam et. İslam&rsquo;ın son ordusunda komutanlardan eyle. Hislerinin, duygularının, istidatlarının tamamıyla, onu, İslam&rsquo;a, Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın &lsquo;&Uuml;mmet-i Muhammedi, sahil-i selamete taşıyan gemide vazife yapmaya&rsquo; g&ouml;nder Yarabbi!&rdquo; diye i&ccedil;in i&ccedil;in de feryat ederek tamamen farklı şekilde, onların zıddı bir ulvi mana i&ccedil;in ağladım.</p> <p>Yanımdakiler &ldquo;Sen de mi ağlıyorsun. Sevin&ccedil; bu kadar y&uuml;ksek mi?&rdquo; dediler. Ben &ldquo;Yok, yok. Benimki farklı. Size şimdi anlatamam. Ben onun b&uuml;t&uuml;n varlığıyla ahirete &ccedil;alışmasını istiyorum&rdquo; deyiverdim.</p> <p>Onlar &ldquo;Ama iyi insanların, hem de akıllı iyilerin, memleket i&ccedil;in &ccedil;alışmaları; menfaat peşinde koşmayanların, memleket i&ccedil;in &ccedil;ırpınmaları daha iyi değil mi&rdquo; dediler.</p> <p>Birka&ccedil; kelimeyle ge&ccedil;iştirdim. Sustum, oralarda, o zeminlerde d&uuml;ş&uuml;ncemi ortaya koymak manasızdı. &Ccedil;ok farklı d&uuml;ş&uuml;ncelerimi i&ccedil;ime g&ouml;md&uuml;m. Dualarımda tezah&uuml;r ettirdim. Ben oralarda da, memleketimizin idaresinde de inşallah iyiler yer almasını elbette hep istedim, istiyorum. Ama ben, bu halis ağabeyimin, daha ziyade son asrın dehşetinde şaşırmış perişan insanların, iki cihan saadeti i&ccedil;in koşmasını istiyorum. Bu işin ulviyeti, hi&ccedil;bir sahadaki &ccedil;alışmaya benzemez. Bu bahsettiğim yol, rizikosuz Ver&acirc;set-i N&uuml;b&uuml;vvet yoludur. Eşsizdir, emsalsizdir.</p> <p>Şimdi o anı hatırlayıp &ccedil;alışma masamda tempo tutup:</p> <p>&ldquo;G&acirc;fil ne bilir neşve-i p&uuml;r, şevki veg&acirc;yı</p> <p>&nbsp;Meydan-ı celadetteki env&acirc;r-ı s&acirc;f&acirc;yı&rdquo; diye hislerimi ortaya koyuyorum.</p> <p>O zaman oradaki arkadaşlar, &ldquo;Sen boşuna s&ouml;yleniyorsun, Bu sahaya girilir amma &ccedil;ıkılamaz. Tadını alan bir daha kurtaramaz kendini. &ldquo; dediler. &Ccedil;ok korktum. &ldquo;Siz onu tanımıyorsunuz. İnşallah o daha &ouml;nemli sahayı muhakkak g&ouml;recek. İnşallah esas insanlık hizmetine d&ouml;necektir&rdquo; diye cevap verdim. Bir kenara, ağlayarak dua etmeye &ccedil;ekildim.</p> <p>Babaların, annelerin b&uuml;t&uuml;n dikkatleri, evlatlarının kazanmasına odaklanmış; ağlayarak, sarılıp, &ouml;p&uuml;p, kokluyorlar kazanan yakınlarını. Bense bu gece yine seneler &ouml;nceki hadise gibi başka manalar i&ccedil;in ağlıyorum. Aklıma &lsquo;dans eden liseli kızlara ağlayan&rsquo; &uuml;stadım geliyor. &lsquo;Paşa olsun diye evladını hafız mektebinden alan&rsquo; anne-babaları d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. &Uuml;stadımın &lsquo;Kadınlar yuvalarına d&ouml;ns&uuml;n&rsquo; diye feryadını da hatırlıyorum. Hele 4.Meseleyi o kadar sık okuma ihtiyacı hissediyorum ki anlatamam! Ama her sarsılışım sırasında, i&ccedil;imden de &ldquo;Bizler, b&uuml;t&uuml;n hayatımızı sadece, insanlara Kur&rsquo;an&rsquo;ın mesajlarını anlatmaya harcayacağız!&rdquo; diye yemin ederek, hı&ccedil;kırmaya devam ediyorum.</p> <p>B&uuml;t&uuml;n dava arkadaşlarıma kızıyorum. Ge&ccedil; kalışımıza, c&acirc;nı g&ouml;n&uuml;lden koşmayışımıza, koşamayışıma kızıyorum. Geniş dairelere kapılan komutan ruhlu halis kardeşlerime g&uuml;ceniyor, kızıyor ve dahi acıyorum.</p> <p>Kendimi affetmeyeceğim. G&uuml;ya d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k davasını tanımışız! B&uuml;t&uuml;n hakikatler ellerimizin altında. Kendi ruhumuzu, kalbimizi, latifelerimizi tatmin edecek efk&acirc;rın i&ccedil;inde, hem de ta kaynağındayız. Kendimizi ve başkalarını, iki cihan saadetine kavuşturma yolu bizlere nasip olmuş. Ama, r&ouml;lantide &ccedil;alışmaya devam ediyor, heyecanla davamıza asılamıyoruz. B&uuml;t&uuml;n hislerimizle, heyecan ve hayretle, şevkle, azimle asılamıyoruz bu b&uuml;y&uuml;k vazifeye! Heyhat!</p> <p>Daha sıkı ve hızlı tarzda, insanları, doğru rotalara, doğru usullerle &ccedil;ağırmaya &ccedil;alışmalıyız. Kendimizle birlikte başkalarını da kurtarmaya, onları da Rabbimizin rızasına g&ouml;t&uuml;rmek i&ccedil;in ellerinden tutmaya, hakka doğru &ccedil;ekmeye koşmalıyız.</p> <p>Ancak, Bedi&uuml;zzaman&rsquo;ın mesailerin tanzimi d&uuml;sturuna, belki de O&rsquo;na bile itiraz ederek, tam muvaffak olunamadığını itiraf ediyorum. &ldquo;&Uuml;stadım, muhakkak fedak&acirc;rlık gerekiyor. Mesuliyetlere rağmen buna mecburiyet var.&rdquo;</p> <p>İki cihan arkadaşım, &ccedil;ok ihmal ettiğim eşim, son yurtdışı hizmeti esnasında koşturacak insana ne kadar ihtiya&ccedil; olduğunu ger&ccedil;ek boyutuyla g&ouml;r&uuml;p muttali olunca &ldquo;Şimdi anladım. Senin ger&ccedil;ekten de evlenmemen lazımmış.&rdquo; demişti!</p> <p>D&uuml;nyevi vazifeleri, mes&rsquo;uliyetleri olmayanlara, Ashab-ı Suffa gibi, tamamen kabrin &ouml;b&uuml;r tarafına &ccedil;alışanlara &ccedil;ok ihtiya&ccedil; var. Elbette Nurun mesleği, Sahabe Mesleğidir. Amma onun i&ccedil;inden, Ashab-ı Suffa ehlinden &ccedil;ıkmasına da, &ccedil;ok, ama &ccedil;ok ihtiya&ccedil; var. Ve bu Nurun asli d&uuml;sturlarına, Medreset&uuml;&rsquo;z Zehra elemanlarına hi&ccedil; zarar vermez. Hatta bu mesleğin bazı elemanlarının b&ouml;yle istihdamı da muhakkak &ccedil;ok gereklidir. Biz ona talip olanları da bulmalıyız, &ccedil;ıkarmalıyız.</p> <p>Veya hizmet ehlinin yakınlarının, başta eşinin &ccedil;ok fedak&acirc;r olmasına, katlanmasına, eşini desteklemesine zaruret var. Affetmesine, yalnızlığa tahamm&uuml;l etmesine, ihmal edilmeye, her şeye rağmen ebedi arkadaşını, asrın, kelamla, kitapla olan dehşetli cihadına, şevkle g&ouml;nderebilmesine ger&ccedil;ekten &ccedil;ok ihtiya&ccedil;, &ccedil;ok zaruret var.</p> <p>Şimdi o ağabeyimle, &Uuml;stadımın, &Uuml;mmet-i Muhammedi sahil-i selamete taşıyan gemisinde hademeliğe soyunduk. Karınca kaderince her sahaya koşturmaya &ccedil;alışıyoruz. Allah daim etsin. Şaşırtmasın, İdrakimizi ihl&acirc;sla daim eylesin. Biz bu yolda, bu sahanın en sıradan insanları olmaya razıyız. Yeter ki ihl&acirc;sla &Uuml;stadımız aracılığıyla, ASM&rsquo;ın arkasında Rıza-i İlahiye doğru koşturalım.</p> <p>Allah b&uuml;t&uuml;n anne-babalara, yakınlarımıza ve bilhassa bizlere idrak versin. Hepimize Cenab-ı Hakkın rızası rotasında yaşamayı nasip etsin. Hislerimizi, arzularımızı o yolda tatmin etmeyi ger&ccedil;ekleştirsin, şaşırtmasın. &Acirc;min&nbsp;</p>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.