HALİL KÖPRÜCÜOĞLU
Köşe Yazarı
HALİL KÖPRÜCÜOĞLU
 

“SON ANIMDA YANIMA GELECEK BİR RAHİBİN OLACAĞINI SANMIYORUM!”

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Ertuğrul &Ouml;zk&ouml;k Bey, Dan Brown&rsquo;un b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyada b&uuml;y&uuml;k bir tartışmayı başlatan yeni kitabı &ldquo;Başlangı&ccedil; ile ilgili Frankfurt&rsquo;ta yaptığı r&ouml;portajında anlatıyor...<br /> &bull; &ldquo;Geliyorum en kritik soruya.<br /> &bull; Bir g&uuml;n &ouml;l&uuml;m d&ouml;şeğine geldiğinizde, bir RAHİBİ &ccedil;ağıracak mısınız?<br /> &bull; &ldquo;Yanıma gelmek isteyecek bir rahibin bulunacağını sanmam...&rdquo;<br /> &bull; Ben, sizin bunu isteyip istemeyeceğinizi sordum.<br /> &bull; &ldquo;İsteyeceğimi sanmıyorum.<br /> &bull; Ama yine de o g&uuml;n geldiğinde ne isteyeceğimi bilemem.<br /> &bull; Bilebildiğim&nbsp; şey,<br /> &bull; O g&uuml;n benim hayatımda &ouml;nemli olan insanlarla,<br /> &bull; Onların hayatında &ouml;nemli olduğumu hisseden insanlarla birlikte olmayı isterdim.&rdquo;&nbsp;<br /> Bu satırlar, İsl&acirc;m Medeniyetiyle, sapkın Felsefenin ortaya koyduğu ve insanları perişan bir noktaya getirip bırakan mimsiz medeniyetin &ouml;nemli bir sonucunu anlatma fırsatı veriyor.<br /> Artık Ertuğrul ve&nbsp; Dan Brown&rsquo;a değil, onlar gibi d&uuml;ş&uuml;nenlere; bilerek veya bilmeyerek hatta taamm&uuml;den, ustalıkla dini yok etmeye b&uuml;y&uuml;k ustalıkla(!) &ccedil;alışanlara hitap etmeye &ccedil;alışacağım<br /> Şimdi, bu inan&ccedil;sızlık ağırlıklı, karmaşık ruh halinde olanların idrakleri adeta tamamen kaybolduğundan &ccedil;ok şeyi bilemiyor, anlayamıyorlar. Avrupa&rsquo;nın y&uuml;zde altmışının yalnız yaşadığını, evlilik dışında veya huzurevlerinde(!) hayatını devam ettirmeye &ccedil;alıştığını duymadınız mı? Ben o duşa kabin, klozet, lavabo, somya ve k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir masanın sıkışık tarzda yerleştirildiği adına da Huzurevi denen, hapishaneden &ouml;te bir mekan olmadığı kom&uuml;nlerde yaşandığını, bizzat ziyaret ederek, maalesef m&uuml;şahede ettim. Avrupa&rsquo;da komşuluk hayatının ne kadar azaldığını, balkonların, pencerelerin bomboş olduğunu, komşuluk g&uuml;nleri veya haftaları ile resmi kurumların bunu d&uuml;zeltmeye gayret ettiğini g&ouml;rm&uuml;yor musunuz?<br /> G&ouml;rmemeniz m&uuml;mk&uuml;n değil. Ben, o &ccedil;ok medeni(!) dediğiniz, refah seviyesi y&uuml;ksek kabul edilen kuzey Avrupa&rsquo;da Bielefeld&rsquo;de, yalnız bir annenin başka şehirde yaşayan tek oğlunu hi&ccedil; olmazsa ayda bir-iki g&uuml;n yanına gelmesini istemesi &uuml;zerine; &ldquo;Beni on sekiz yaşını doldurduğumda &lsquo;ya eve para getirecek, masraflara katılacaksın veya evi terk edeceksin&rsquo; deyip kapı &ouml;n&uuml;ne koymuştunuz!. Şimdi benim işim g&uuml;c&uuml;m var gelemem. Eğer yakıt parasını g&ouml;nderirsen belki ara sıra gelebilirim&rdquo; deyişini, oralarda yanında kaldığım T&uuml;rk ailenin apartmanındaki o yaşlı hanımdan duymuştuk.<br /> Manhaim&rsquo;da da arkadaşım, bir T&uuml;rk matematik &ouml;ğretmeni, komşusu yalnız bir yaşlı hanımın ağır bir hastalık sebebiyle adeta &ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml;n beklendiği bir hastane odasında izin alıp refakat&ccedil;i olarak kalmış. Bu sırada, hastanede g&ouml;revli papaz Efendi, hastaya vazifesi gereği telkin i&ccedil;in geldiğinde o &ouml;ğretmen arkadaşımla karşılaşınca ona nesi olduğunu sormuş. Anneniz mi demiş. Hayır cevabını alınca, ablanız mı, teyzeniz mi vb sorularla yakınlık derecesini anlamaya &ccedil;alışmış. Sadece komşusu olduğunu, inancı gereği, yaşlı ve muhta&ccedil; bir hanım olduğu i&ccedil;in yardıma geldiğini &ouml;ğrenince onunla adeta r&ouml;portaj yaparak, bu meselenin arkasında ne olduğunu, inancın bu hali nasıl ortaya &ccedil;ıkardığını &ouml;ğrenmeye &ccedil;alışmış. Hıristiyanlıkta bu manaların artık hayal bile edilemediğini, sosyal hayatta b&ouml;yle bir ruhun ne kadar ihtiya&ccedil; olduğunu, anlatmış.<br /> Sizler bu manaları bizzat, tatbik ederek yaşayarak biliyorsunuz. B&ouml;yle dostlukların olmadığı, komşuluk ve misafirliklerin bile neredeyse kalmadığı bir ortamda yaşıyorsunuz. Menfaat ilişkileri dışında arkadaşlıkların, evliliklerin bile olmadığı, aşkın bile i&ccedil;inin boşaltılıp &ldquo;Yatıp kalkmaya&rdquo; m&uuml;nhasır birlikteliklere d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; bir hayatta bizzat yaşayanlar nasıl bu hayatın prensiplerini bilemez, anlayamaz!<br /> B&uuml;t&uuml;n sevdikleriniz daha d&uuml;nyada ve sizler sıhhatli iken bile menfaati yoksa birer birer sizden ayrılacak. Sevgilileriniz ve sevgisiz eşleriniz(!) ve hatta anne babalarınız, b&uuml;t&uuml;n medeniyetinizin bile daima &ccedil;aresiz kaldığı o &Ouml;L&Uuml;M&Uuml;N eline d&uuml;şeceksiniz.<br /> Sevgisiz arkadaşlarınız(!) son halinizde menfaatleri olmaz ise asla yanınızda olmayacak. &Uuml;nl&uuml; birisi iseniz belki gelebilecek &uuml;nl&uuml;lerle, kameralarda arz-ı endam etmek i&ccedil;in bazıları gelebilecek! O alkıştan başka bir şey yapmayan kalabalıklar, size değil, kendilerine de sıranın gelme ihtimaline karşı riyak&acirc;rca ağlayacaklar. Onların orada alkış veya ruhsuz &ccedil;elenklerle bulunmaları kimsenin işine yaramayacak. Yani orda olsalar da size, bize, başkalarına hi&ccedil;bir faydaları bulunmayacak. Sizler o sırada sadece &ouml;m&uuml;r boyu yaptıklarınızla baş başa kalacaksınız. İyi insan olmanız dışında size kimse y&acirc;r olamayacak. Tabi&icirc; ki orada da bu inan&ccedil;taki teredd&uuml;d&uuml;n&uuml;z ve hatta ink&acirc;rınız o avantajınızı da bitirecek. Vicdanınız, kalp ve ruhunuz, aklınızı da yanına alarak size dayanılmaz pişmanlıkla birlikte &ccedil;ok ciddi ızdıraplar yaşatmaya başlayacak.<br /> Arnavut diktat&ouml;r, zalim lider &ouml;l&uuml;rken, son anında k&uuml;fr&uuml;n b&uuml;t&uuml;n &ccedil;eşitlerini okudu deniyor. Sizin gibi efk&acirc;ra sahip olanlara, son deminde, bazı riyak&acirc;rlar, &ccedil;are olarak: &ldquo;Tarihe ge&ccedil;eceksiniz, şu kadar paranız bankalarda duruyor. Şu kadar yazınız, kitabınız var. İstediğiniz &ccedil;oğu rezille de yattınız(!); ne mutlu size! &Uuml;z&uuml;lmeyin &ldquo; dedik&ccedil;e, sizler gibi olanlar, bildikleri b&uuml;t&uuml;n k&uuml;f&uuml;rleri ederek TİTO gibi bağırmak isteyecekler&hellip;.Amma ona da dermanları olmayacak. Ruhlarının feryadını dindiremeyecekler! Keşke hayvan olsaydık, diye i&ccedil; ge&ccedil;irecekler&hellip;<br /> Ustalıkla yaptıkları b&uuml;t&uuml;n inan&ccedil;sızlık faaliyetleri sebebiyle, k&acirc;inat boyutunda kendini tanıtan, o Rahman, O Rahim Yaratıcıyı k&ouml;r olup g&ouml;remedikleri i&ccedil;in O Adil-i Mutlak Zatın vazifelileri, onlara &ouml;yle ızdıraplar &ccedil;ektirecekler ki tarifi imk&acirc;nsız. Zaten bu efkara sahip olanlar, bu karmaşık d&uuml;ş&uuml;ncelerle; tek, fakat ebedi hanımıyla evli, belki evi bile yok iken, karnını bile belki tam doyuramayan m&uuml;minler kadar, sınırsız denebilecek d&uuml;nyevi lezzetlerden de mahrum olarak; l&uuml;ks otellerde, leş gibi, sevgisiz, hissiz rezilleştirilmiş zavallılarla, hep ızdırap i&ccedil;inde olacaklar&hellip; Ama; bu sefer ebedi ve sınırsız ızdıraplara katlanmaları m&uuml;mk&uuml;n olmayacak! Kafasız kafalarına &ccedil;ektikleri eski tarihli şarap veya pahalı l&uuml;ks viskilerle de beyin ve ruhlarını o g&uuml;n artık uyuşturamayacaklar. Aksine cehenneme gitmeden ruh ve kalpleri b&uuml;t&uuml;n sıkıntılarını o sırada adeta kusacak.<br /> O g&uuml;n hayatınızda &ouml;nemli olan insanlarla, onların hayatında &ouml;nemli olduğunuzu hisseden insanlarla birlikte olmayı isterdiniz amma, siz bu rezil d&uuml;nyanızda, bu perişan hayatınızda &ouml;nemli insanlar olduğunu mu sanıyorsunuz!<br /> Sayın Dan Brown ve onun gibi d&uuml;ş&uuml;nenler, siz bu din karşıtı felsefenizle, medeniyet anlayışınızla; kimsenin hayatında &ouml;nemli olmadığınızı, kendi hislerinize bakarak da anlayamıyor musunuz? HERKES M&Uuml;ŞAHED&Acirc;TINA T&Acirc;BİDİR, bilmiyor musunuz? Herkesin, hatta ailenizin fertlerinin bile SİZİN GİBİ d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; artık anlayıp, sizi &ouml;yle candan seven birilerinin olmayacağını, olmadığını, olamayacağını o geri d&ouml;n&uuml;lemeyecek g&uuml;n m&uuml; anlayacaksınız. Kendi m&uuml;şahedatınızla bakın, asla &ouml;yleleri yoktu, olmayacak da. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; inan&ccedil;sızların d&uuml;nyası inanın ki b&ouml;yle rezilliklerle dolu&hellip;<br /> M&uuml;minlerde olduğu gibi, arkadaşını hasta g&ouml;r&uuml;nce, onun iyileşmesi i&ccedil;in, onun yerine hasta olmak &uuml;zere yatıp, onun sıhhat bulup kalktığını asla hayal bile etmeyin.<br /> Rabbim b&ouml;yle perişan insanlara m&uuml;minliği nasip ederek d&uuml;nya hayatında da, hayatının son anında da, ahirette de saadet nasip etsin.<br /> Kur&#39;&acirc;n-ı Kerim de, ehl-i kitabı imana teşvik etmekle, onlara bir &uuml;nsiyet, bir s&uuml;hulet g&ouml;steriyor.<br /> &quot;Ey ehl-i kitap! İsl&acirc;miyet&rsquo;i kabul etmekte size bir meşakkat yoktur; size ağır gelmesin. Zira size b&uuml;t&uuml;n b&uuml;t&uuml;n dininizi terk etmenizi emretmiyor. Ancak, itikadatınızı ikmal ve yanınızda bulunan esasat-ı diniye &uuml;zerine bina ediniz diye teklifte bulunuyor.&rdquo;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Halil K&Ouml;PR&Uuml;C&Uuml;OĞLU&nbsp;</div>
Ekleme Tarihi: 02 Ocak 2020 - Perşembe

“SON ANIMDA YANIMA GELECEK BİR RAHİBİN OLACAĞINI SANMIYORUM!”

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Ertuğrul &Ouml;zk&ouml;k Bey, Dan Brown&rsquo;un b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyada b&uuml;y&uuml;k bir tartışmayı başlatan yeni kitabı &ldquo;Başlangı&ccedil; ile ilgili Frankfurt&rsquo;ta yaptığı r&ouml;portajında anlatıyor...<br /> &bull; &ldquo;Geliyorum en kritik soruya.<br /> &bull; Bir g&uuml;n &ouml;l&uuml;m d&ouml;şeğine geldiğinizde, bir RAHİBİ &ccedil;ağıracak mısınız?<br /> &bull; &ldquo;Yanıma gelmek isteyecek bir rahibin bulunacağını sanmam...&rdquo;<br /> &bull; Ben, sizin bunu isteyip istemeyeceğinizi sordum.<br /> &bull; &ldquo;İsteyeceğimi sanmıyorum.<br /> &bull; Ama yine de o g&uuml;n geldiğinde ne isteyeceğimi bilemem.<br /> &bull; Bilebildiğim&nbsp; şey,<br /> &bull; O g&uuml;n benim hayatımda &ouml;nemli olan insanlarla,<br /> &bull; Onların hayatında &ouml;nemli olduğumu hisseden insanlarla birlikte olmayı isterdim.&rdquo;&nbsp;<br /> Bu satırlar, İsl&acirc;m Medeniyetiyle, sapkın Felsefenin ortaya koyduğu ve insanları perişan bir noktaya getirip bırakan mimsiz medeniyetin &ouml;nemli bir sonucunu anlatma fırsatı veriyor.<br /> Artık Ertuğrul ve&nbsp; Dan Brown&rsquo;a değil, onlar gibi d&uuml;ş&uuml;nenlere; bilerek veya bilmeyerek hatta taamm&uuml;den, ustalıkla dini yok etmeye b&uuml;y&uuml;k ustalıkla(!) &ccedil;alışanlara hitap etmeye &ccedil;alışacağım<br /> Şimdi, bu inan&ccedil;sızlık ağırlıklı, karmaşık ruh halinde olanların idrakleri adeta tamamen kaybolduğundan &ccedil;ok şeyi bilemiyor, anlayamıyorlar. Avrupa&rsquo;nın y&uuml;zde altmışının yalnız yaşadığını, evlilik dışında veya huzurevlerinde(!) hayatını devam ettirmeye &ccedil;alıştığını duymadınız mı? Ben o duşa kabin, klozet, lavabo, somya ve k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir masanın sıkışık tarzda yerleştirildiği adına da Huzurevi denen, hapishaneden &ouml;te bir mekan olmadığı kom&uuml;nlerde yaşandığını, bizzat ziyaret ederek, maalesef m&uuml;şahede ettim. Avrupa&rsquo;da komşuluk hayatının ne kadar azaldığını, balkonların, pencerelerin bomboş olduğunu, komşuluk g&uuml;nleri veya haftaları ile resmi kurumların bunu d&uuml;zeltmeye gayret ettiğini g&ouml;rm&uuml;yor musunuz?<br /> G&ouml;rmemeniz m&uuml;mk&uuml;n değil. Ben, o &ccedil;ok medeni(!) dediğiniz, refah seviyesi y&uuml;ksek kabul edilen kuzey Avrupa&rsquo;da Bielefeld&rsquo;de, yalnız bir annenin başka şehirde yaşayan tek oğlunu hi&ccedil; olmazsa ayda bir-iki g&uuml;n yanına gelmesini istemesi &uuml;zerine; &ldquo;Beni on sekiz yaşını doldurduğumda &lsquo;ya eve para getirecek, masraflara katılacaksın veya evi terk edeceksin&rsquo; deyip kapı &ouml;n&uuml;ne koymuştunuz!. Şimdi benim işim g&uuml;c&uuml;m var gelemem. Eğer yakıt parasını g&ouml;nderirsen belki ara sıra gelebilirim&rdquo; deyişini, oralarda yanında kaldığım T&uuml;rk ailenin apartmanındaki o yaşlı hanımdan duymuştuk.<br /> Manhaim&rsquo;da da arkadaşım, bir T&uuml;rk matematik &ouml;ğretmeni, komşusu yalnız bir yaşlı hanımın ağır bir hastalık sebebiyle adeta &ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml;n beklendiği bir hastane odasında izin alıp refakat&ccedil;i olarak kalmış. Bu sırada, hastanede g&ouml;revli papaz Efendi, hastaya vazifesi gereği telkin i&ccedil;in geldiğinde o &ouml;ğretmen arkadaşımla karşılaşınca ona nesi olduğunu sormuş. Anneniz mi demiş. Hayır cevabını alınca, ablanız mı, teyzeniz mi vb sorularla yakınlık derecesini anlamaya &ccedil;alışmış. Sadece komşusu olduğunu, inancı gereği, yaşlı ve muhta&ccedil; bir hanım olduğu i&ccedil;in yardıma geldiğini &ouml;ğrenince onunla adeta r&ouml;portaj yaparak, bu meselenin arkasında ne olduğunu, inancın bu hali nasıl ortaya &ccedil;ıkardığını &ouml;ğrenmeye &ccedil;alışmış. Hıristiyanlıkta bu manaların artık hayal bile edilemediğini, sosyal hayatta b&ouml;yle bir ruhun ne kadar ihtiya&ccedil; olduğunu, anlatmış.<br /> Sizler bu manaları bizzat, tatbik ederek yaşayarak biliyorsunuz. B&ouml;yle dostlukların olmadığı, komşuluk ve misafirliklerin bile neredeyse kalmadığı bir ortamda yaşıyorsunuz. Menfaat ilişkileri dışında arkadaşlıkların, evliliklerin bile olmadığı, aşkın bile i&ccedil;inin boşaltılıp &ldquo;Yatıp kalkmaya&rdquo; m&uuml;nhasır birlikteliklere d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml; bir hayatta bizzat yaşayanlar nasıl bu hayatın prensiplerini bilemez, anlayamaz!<br /> B&uuml;t&uuml;n sevdikleriniz daha d&uuml;nyada ve sizler sıhhatli iken bile menfaati yoksa birer birer sizden ayrılacak. Sevgilileriniz ve sevgisiz eşleriniz(!) ve hatta anne babalarınız, b&uuml;t&uuml;n medeniyetinizin bile daima &ccedil;aresiz kaldığı o &Ouml;L&Uuml;M&Uuml;N eline d&uuml;şeceksiniz.<br /> Sevgisiz arkadaşlarınız(!) son halinizde menfaatleri olmaz ise asla yanınızda olmayacak. &Uuml;nl&uuml; birisi iseniz belki gelebilecek &uuml;nl&uuml;lerle, kameralarda arz-ı endam etmek i&ccedil;in bazıları gelebilecek! O alkıştan başka bir şey yapmayan kalabalıklar, size değil, kendilerine de sıranın gelme ihtimaline karşı riyak&acirc;rca ağlayacaklar. Onların orada alkış veya ruhsuz &ccedil;elenklerle bulunmaları kimsenin işine yaramayacak. Yani orda olsalar da size, bize, başkalarına hi&ccedil;bir faydaları bulunmayacak. Sizler o sırada sadece &ouml;m&uuml;r boyu yaptıklarınızla baş başa kalacaksınız. İyi insan olmanız dışında size kimse y&acirc;r olamayacak. Tabi&icirc; ki orada da bu inan&ccedil;taki teredd&uuml;d&uuml;n&uuml;z ve hatta ink&acirc;rınız o avantajınızı da bitirecek. Vicdanınız, kalp ve ruhunuz, aklınızı da yanına alarak size dayanılmaz pişmanlıkla birlikte &ccedil;ok ciddi ızdıraplar yaşatmaya başlayacak.<br /> Arnavut diktat&ouml;r, zalim lider &ouml;l&uuml;rken, son anında k&uuml;fr&uuml;n b&uuml;t&uuml;n &ccedil;eşitlerini okudu deniyor. Sizin gibi efk&acirc;ra sahip olanlara, son deminde, bazı riyak&acirc;rlar, &ccedil;are olarak: &ldquo;Tarihe ge&ccedil;eceksiniz, şu kadar paranız bankalarda duruyor. Şu kadar yazınız, kitabınız var. İstediğiniz &ccedil;oğu rezille de yattınız(!); ne mutlu size! &Uuml;z&uuml;lmeyin &ldquo; dedik&ccedil;e, sizler gibi olanlar, bildikleri b&uuml;t&uuml;n k&uuml;f&uuml;rleri ederek TİTO gibi bağırmak isteyecekler&hellip;.Amma ona da dermanları olmayacak. Ruhlarının feryadını dindiremeyecekler! Keşke hayvan olsaydık, diye i&ccedil; ge&ccedil;irecekler&hellip;<br /> Ustalıkla yaptıkları b&uuml;t&uuml;n inan&ccedil;sızlık faaliyetleri sebebiyle, k&acirc;inat boyutunda kendini tanıtan, o Rahman, O Rahim Yaratıcıyı k&ouml;r olup g&ouml;remedikleri i&ccedil;in O Adil-i Mutlak Zatın vazifelileri, onlara &ouml;yle ızdıraplar &ccedil;ektirecekler ki tarifi imk&acirc;nsız. Zaten bu efkara sahip olanlar, bu karmaşık d&uuml;ş&uuml;ncelerle; tek, fakat ebedi hanımıyla evli, belki evi bile yok iken, karnını bile belki tam doyuramayan m&uuml;minler kadar, sınırsız denebilecek d&uuml;nyevi lezzetlerden de mahrum olarak; l&uuml;ks otellerde, leş gibi, sevgisiz, hissiz rezilleştirilmiş zavallılarla, hep ızdırap i&ccedil;inde olacaklar&hellip; Ama; bu sefer ebedi ve sınırsız ızdıraplara katlanmaları m&uuml;mk&uuml;n olmayacak! Kafasız kafalarına &ccedil;ektikleri eski tarihli şarap veya pahalı l&uuml;ks viskilerle de beyin ve ruhlarını o g&uuml;n artık uyuşturamayacaklar. Aksine cehenneme gitmeden ruh ve kalpleri b&uuml;t&uuml;n sıkıntılarını o sırada adeta kusacak.<br /> O g&uuml;n hayatınızda &ouml;nemli olan insanlarla, onların hayatında &ouml;nemli olduğunuzu hisseden insanlarla birlikte olmayı isterdiniz amma, siz bu rezil d&uuml;nyanızda, bu perişan hayatınızda &ouml;nemli insanlar olduğunu mu sanıyorsunuz!<br /> Sayın Dan Brown ve onun gibi d&uuml;ş&uuml;nenler, siz bu din karşıtı felsefenizle, medeniyet anlayışınızla; kimsenin hayatında &ouml;nemli olmadığınızı, kendi hislerinize bakarak da anlayamıyor musunuz? HERKES M&Uuml;ŞAHED&Acirc;TINA T&Acirc;BİDİR, bilmiyor musunuz? Herkesin, hatta ailenizin fertlerinin bile SİZİN GİBİ d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; artık anlayıp, sizi &ouml;yle candan seven birilerinin olmayacağını, olmadığını, olamayacağını o geri d&ouml;n&uuml;lemeyecek g&uuml;n m&uuml; anlayacaksınız. Kendi m&uuml;şahedatınızla bakın, asla &ouml;yleleri yoktu, olmayacak da. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; inan&ccedil;sızların d&uuml;nyası inanın ki b&ouml;yle rezilliklerle dolu&hellip;<br /> M&uuml;minlerde olduğu gibi, arkadaşını hasta g&ouml;r&uuml;nce, onun iyileşmesi i&ccedil;in, onun yerine hasta olmak &uuml;zere yatıp, onun sıhhat bulup kalktığını asla hayal bile etmeyin.<br /> Rabbim b&ouml;yle perişan insanlara m&uuml;minliği nasip ederek d&uuml;nya hayatında da, hayatının son anında da, ahirette de saadet nasip etsin.<br /> Kur&#39;&acirc;n-ı Kerim de, ehl-i kitabı imana teşvik etmekle, onlara bir &uuml;nsiyet, bir s&uuml;hulet g&ouml;steriyor.<br /> &quot;Ey ehl-i kitap! İsl&acirc;miyet&rsquo;i kabul etmekte size bir meşakkat yoktur; size ağır gelmesin. Zira size b&uuml;t&uuml;n b&uuml;t&uuml;n dininizi terk etmenizi emretmiyor. Ancak, itikadatınızı ikmal ve yanınızda bulunan esasat-ı diniye &uuml;zerine bina ediniz diye teklifte bulunuyor.&rdquo;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Halil K&Ouml;PR&Uuml;C&Uuml;OĞLU&nbsp;</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.