Mahir ADIBEŞ
Köşe Yazarı
Mahir ADIBEŞ
 

BİZİM MAHALLENİN İNSANLARI: BERBER NECATİ

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Artık bu konuda son nesil, demek bilmem ne kadar doğru olur. Bizim mahallenin insanları bunlar. Bizim kuşak, yaş elli beş ile atmış beş arası. Her g&uuml;n biraz daha yalnızlaşıyor. Bir k&ouml;şeye &ccedil;ekilip oturmak zor geldiğinden her g&uuml;n aynı saatte d&uuml;kk&acirc;nı a&ccedil;maya gidiyorlar. Yıllarca alışmışlar bu sokağa. Kapının &ouml;n&uuml;nden ge&ccedil;enler biliyor ki Berber Necati orada, ge&ccedil;erken selam verecek. Birka&ccedil; dakika sohbet edecek. &Uuml;lke meselelerini konuşacak. Bir g&uuml;n d&uuml;kk&acirc;n zamanında a&ccedil;ılmazsa, komşular endişelenir.<br /> &ldquo;Hep Necati Usta orada.&rdquo;<br /> Necati Uysal 1948&rsquo;de Amasya, G&uuml;m&uuml;şhacık&ouml;y&rsquo;de doğmuş. İki oğlan bir kız olmak &uuml;zere &uuml;&ccedil; kardeşler. Babası da il&ccedil;ede berberlik yapıyormuş. Yanında &ccedil;ırak olarak yetişip mesleği ondan &ouml;ğrenmiş. Amasya&rsquo;dan ilk &ccedil;ıkışı askerlikle olmuş. Askerliğini İzmit&rsquo;te yapınca Anadolu&rsquo;nun bu y&uuml;z&uuml;n&uuml; g&ouml;rm&uuml;ş. &ldquo;G&ouml;z&uuml;m a&ccedil;ıldı,&rdquo; diyor a&ccedil;ık a&ccedil;ık. Gen&ccedil;lik bu, teskeresini alıp il&ccedil;esine d&ouml;n&uuml;nce oraları beğenmemiş. Zaten berberlikle zar zor ge&ccedil;inen babasının yanında da kalmak istememiş. &ldquo;Babam, s&uuml;nnet de yapardı,&rdquo; diyor konuşma arasında ama &ldquo;Ben s&uuml;nnet yapmayı beceremem, hi&ccedil; heveslenmedim. Babam zeki bir adamdı. Benim memlekette durmayacağımı anladı. Ayrılışıma karşı &ccedil;ıkmadı. Annem de rızalık g&ouml;sterdi. Sık sık memlekete o yıllarda gittim. Annem, babam da senede birka&ccedil; defa geliyorlardı.&rdquo;<br /> İzmir&rsquo;e geldiği yıl eşinin ailesi de Keşan&rsquo;dan İzmir&rsquo;e gelmiş. Bir yıl sonra yani yirmi &uuml;&ccedil; yaşında evlenmiş. Annem, babam İzmir&rsquo;e geldiklerinde kızı beğendiler, ben de kabul ettim. Kırk dokuz yıldır evliyiz. Uzun zaman Alsancak Umur Bey Mahallesinde oturduk. Bir kız, bir erkek iki &ccedil;ocuğumuz oldu. &Ccedil;ok sonradan Bayraklı&rsquo;da ev alıp taşındık. Şimdi evimizde oturuyoruz. Bir Hanım kaldı bir ben. Neyse ki oğlan &uuml;st katta oturuyor, yani bize yakın. Yoksa hepten yalnız kalacağız.<br /> &ldquo;Mesleğini severek mi yaptın?&rdquo; diye sordum.<br /> Başını eğdi, biraz d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;. Yavaş yavaş bana doğru baktı.<br /> &ldquo;Berberlikte ustam babam, başka yapacak bir iş yoktu. &Ccedil;ok k&uuml;&ccedil;&uuml;kken d&uuml;kk&acirc;na g&ouml;t&uuml;rm&uuml;ş, daha d&ouml;rt yaşındaymışım. D&uuml;kk&acirc;nı s&uuml;p&uuml;rmekle işe başladım. G&ouml;z&uuml;m&uuml; a&ccedil;tım a&ccedil;alı, makas, tarak, ustura g&ouml;rd&uuml;m. Yani baba mesleği elimizde kaldı. Askerden d&ouml;nd&uuml;kten sonra babam benim orada kalmayacağımı anladı. Bana dedi ki; &lsquo;Anlaşıldı sen burada durmayacaksın, sana bir altın bilezik vereyim kullanırsın.&rsquo; İşte bu altın bilezik meslekmiş. İzmir&rsquo;e gelince berberlik mesleği değer kazandı. Memnunum, gelirim iyi, kimseye muhta&ccedil; olmadım.&rdquo; 1970 de İzmir&rsquo;e gelmiş, hen&uuml;z yirmi iki yaşında bir delikanlı.<br /> &ldquo;Neden İzmir?&rdquo; diye sorunca teredd&uuml;ts&uuml;z cevabı yapıştırdı.<br /> &ldquo;Askerlik sırasında İzmit&rsquo;i g&ouml;rd&uuml;kten sonra G&uuml;m&uuml;şhacık&ouml;y bana ufak geldi. Dayım İzmir&rsquo;de fabrikada &ccedil;alışıyordu. O sırada bizim oraya gelmişti. D&ouml;n&uuml;ş&uuml; beni de alıp buraya getirdi. İki ay boş gezdim. O sırada S&uuml;merbank Basma Fabrikasında işe başladım. Evlendim, bir kız, bir erkek iki &ccedil;ocuğum oldu. Umur Bey Mahallesinde oturdum. Yirmi sene yedi ay S&uuml;merbank&rsquo;ta &ccedil;alıştım. Evle iş yeri &ccedil;ok yakındı. S&uuml;merbank&rsquo;tan ayrıldım ama emekli olmadım. D&uuml;kk&acirc;nda &ccedil;alıştım. İki yıl sonra emekli oldum.&rdquo;<br /> Berber Necati, S&uuml;merbank Basma Fabrikasında &ccedil;alışırken iş yerine yakın bir yerde berber d&uuml;kk&acirc;nı a&ccedil;mış. Mesai saatlerinin dışında baba mesleğini devam ettirmiş. 1970&rsquo;den bu yana İzmir Alsancak-Umur Bey Mahallesinde S&uuml;merbank yerleşkesine yakınında bulunmuş. Yakın zamanda evini Bayraklıya taşısa da d&uuml;kk&acirc;n h&acirc;len aynı yerde. Eski yerinden kopamamış.<br /> &ldquo;&Ccedil;ok zaman ge&ccedil;miş,&rdquo; dedim.<br /> &ldquo;Tam elli yıl, yarım asırdır buradayım. Ben buralı oldum, başka tarafa gidemedim. &Ccedil;ocuklar burada doğdu. Herkesi tanırım. Gelip ge&ccedil;en selam verir, sohbeti hoş bir mahalle.&rdquo; Buradan ayrılanlar da zaman zaman buraya uğruyorlarmış. &ldquo;Buranın bir adı da Darağacı, burada uzun kalanlar buraya bağlanıyorlar.<br /> Memleketten ayrıldıktan sonra geriye d&ouml;nmeyi hi&ccedil; d&uuml;ş&uuml;nmemiş. Birka&ccedil; defa laf arasında, &ldquo;Ben İzmir&rsquo;i, bu mahalleyi sevdim,&rdquo; dedi. Buraya &ccedil;ok gen&ccedil; gelince, o zaman oraların durumuyla buraların &ccedil;ok farklı olduğunu g&ouml;rm&uuml;ş. Aradığın her şeyi buralarda bulabiliyorsun. Memlekete gidince &uuml;zerindeki giysiler, ayakkabılar bile farklı, &ldquo;havamız vardı&rdquo; diyor şaka yaparak. Baştan onlar da cazip gelmiş. Zaman ge&ccedil;tik&ccedil;e artık oraları d&uuml;ş&uuml;nmez olmuşlar.<br /> Baştan memlekete her yıl gitmişler.&nbsp; Babası &ouml;lm&uuml;ş, annesi i&ccedil;in gitmişler. Doksan &uuml;&ccedil; de (1993) annesi vefat etmiş. Annesinin vefatından sonra kardeşi G&uuml;m&uuml;şhacık&ouml;y&rsquo;deki evi satmış. &ldquo;Kahrettim&rdquo; diyor. Evin satılması zoruna gitmiş, 1993&rsquo;den bu yana bir daha memlekete gitmemiş. &ldquo;&Ouml;zlemez olur muyum?&rdquo; diyor. Bir m&uuml;ddet susuyor. G&ouml;zleri dolu dolu, sesi titriyor. Derinden i&ccedil;ini &ccedil;ekti, &ldquo;&Ouml;zl&uuml;yorum ama gitmek i&ccedil;imden gelmiyor,&rdquo; diyor. Başını eğiyor, &ldquo;Meğer bizi memlekete bağlayan bağ annemmiş. O &ouml;l&uuml;nce memlekete bağlayan bağ koptu. Ev dursaydı yine de her sene giderdim.&rdquo;<br /> &ldquo;Berberin sermayesi bir makas, bir tarak, bir ustura, derler. Sen ne dersin?&rdquo;<br /> &ldquo;Şimdi &ouml;yle demiyorlar, sermayen yarım jilet, diyorlar,&rdquo; deyince g&uuml;ld&uuml;k. &ldquo;Tabi ki iş el becerisi, yaptığın işi seveceksin. Mesleğimi severek yaptım. Burası benim ekmek teknem. D&uuml;kk&acirc;n sahibi arkadaşım, kirayı artırayım diyorum kabul etmiyor. Nasıl ayrılayım ben buradan?&rdquo;<br /> S&ouml;z d&ouml;n&uuml;p dolaşıp yetmişli yıllara geliyor. O d&ouml;nem &ccedil;ok k&ouml;t&uuml;yd&uuml;. B&ouml;l&uuml;nm&uuml;ş bir gen&ccedil;lik vardı. İş yerinde huzursuz oluyorduk. Sokaklar g&uuml;venli değildi. Kavga vardı. O yıllar iyi ge&ccedil;medi. Bir bakıyorsun iş durduruldu, karşı &ccedil;ıkamıyorsun.<br /> &ldquo;Biz Berber Necati&rsquo;yi, milliyet&ccedil;i, Atat&uuml;rk&ccedil;&uuml; olarak tanıdık. Ne dersin?&rdquo;<br /> &ldquo;Babam Atat&uuml;rk&rsquo;&uuml; Samsun&rsquo;da g&ouml;rm&uuml;ş. Ben de babamdan etkilendim. T&uuml;rk Bayrağı benim i&ccedil;in kutsal, başımın tacı,&rdquo; diyor.<br /> &ldquo;Necati Usta &ccedil;ırak neden gelmiyor?&rdquo;<br /> Bıyık altından g&uuml;ld&uuml;.&nbsp; Hani s&ouml;ylesem mi der gibiydi.<br /> &ldquo;Bir tane vardı. Okula gitti. O sırada boyu uzadı işten ayrıldı. Gurur yapmış bu işi yapamazmış. Şimdi hurdacılık yapıyor. Bir de gelenler haftalık para istiyorlar, biz de veremiyoruz o parayı. Şimdi berberliği &ccedil;ıraklık okulundan &ouml;ğreniyorlar. Anlayacağın usta &ccedil;ırak ilişkisi bizde &ccedil;oktan bitti.&rdquo;<br /> &ldquo;Artık yeter yoruldum, bırakayım makası, tarağı, usturayım dediğin oldu mu?&rdquo; diye sordum.<br /> &ldquo;D&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m oldu ama ev şimdi buraya uzak. Bu mahalleyi bırakamadım. B&uuml;t&uuml;n &ccedil;evrem, arkadaşlarım burada. Burayı bırakınca evde oturmak bana zor geldi. Burası oyalanıyoruz işte. Gelirimiz de var. Bak burası olmasaydı seni tanıyamayacaktım. On beş yıldan fazla oldu sen bu mahalleye geleli. Bu d&uuml;kk&acirc;n olmasaydı seninle de tanışamazdık. Bura olmasa beni burada bulamayacaktın ve belki bir daha hi&ccedil; g&ouml;r&uuml;şemeyecektik,&rdquo; derken ne kadar haklıydı.<br /> Anladım ki insanlar &ouml;m&uuml;r boyu bir yerlere doğru y&uuml;r&uuml;yorlar, sebep ne olursa olsun. Sonra da gittikleri yoldan bir daha geriye d&ouml;nemiyorlar. Yıllar ge&ccedil;tik&ccedil;e de bir yerlere k&ouml;k salıyorlar. Bunlar, bazen eş dost bezen de bağ bah&ccedil;e olur. Sonunda insanları bir yerlere bağlayan bahaneler bulunur.<br /> Ger&ccedil;ekten geldikleri yerleri unutuyorlar mı, diye aklımdan ge&ccedil;tiği oldu. İşin aslı şu; hep akıllarında memleket ve g&ouml;r&uuml;nce tanımayacakları akrabaları var. Berber Necati&rsquo;de bunlardan biri, berber d&uuml;kk&acirc;nı, &ccedil;evre, &ccedil;ocuklar derken geriye d&ouml;n&uuml;ş olmamış.<br /> Berber Necati, bunlardan sadece biri, &ldquo;Anam &ouml;ld&uuml;kten sonra bana memleket o kadar uzak oldu ki&hellip;&rdquo;<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mahir Adıbeş</div>
Ekleme Tarihi: 29 Nisan 2020 - Çarşamba

BİZİM MAHALLENİN İNSANLARI: BERBER NECATİ

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Artık bu konuda son nesil, demek bilmem ne kadar doğru olur. Bizim mahallenin insanları bunlar. Bizim kuşak, yaş elli beş ile atmış beş arası. Her g&uuml;n biraz daha yalnızlaşıyor. Bir k&ouml;şeye &ccedil;ekilip oturmak zor geldiğinden her g&uuml;n aynı saatte d&uuml;kk&acirc;nı a&ccedil;maya gidiyorlar. Yıllarca alışmışlar bu sokağa. Kapının &ouml;n&uuml;nden ge&ccedil;enler biliyor ki Berber Necati orada, ge&ccedil;erken selam verecek. Birka&ccedil; dakika sohbet edecek. &Uuml;lke meselelerini konuşacak. Bir g&uuml;n d&uuml;kk&acirc;n zamanında a&ccedil;ılmazsa, komşular endişelenir.<br /> &ldquo;Hep Necati Usta orada.&rdquo;<br /> Necati Uysal 1948&rsquo;de Amasya, G&uuml;m&uuml;şhacık&ouml;y&rsquo;de doğmuş. İki oğlan bir kız olmak &uuml;zere &uuml;&ccedil; kardeşler. Babası da il&ccedil;ede berberlik yapıyormuş. Yanında &ccedil;ırak olarak yetişip mesleği ondan &ouml;ğrenmiş. Amasya&rsquo;dan ilk &ccedil;ıkışı askerlikle olmuş. Askerliğini İzmit&rsquo;te yapınca Anadolu&rsquo;nun bu y&uuml;z&uuml;n&uuml; g&ouml;rm&uuml;ş. &ldquo;G&ouml;z&uuml;m a&ccedil;ıldı,&rdquo; diyor a&ccedil;ık a&ccedil;ık. Gen&ccedil;lik bu, teskeresini alıp il&ccedil;esine d&ouml;n&uuml;nce oraları beğenmemiş. Zaten berberlikle zar zor ge&ccedil;inen babasının yanında da kalmak istememiş. &ldquo;Babam, s&uuml;nnet de yapardı,&rdquo; diyor konuşma arasında ama &ldquo;Ben s&uuml;nnet yapmayı beceremem, hi&ccedil; heveslenmedim. Babam zeki bir adamdı. Benim memlekette durmayacağımı anladı. Ayrılışıma karşı &ccedil;ıkmadı. Annem de rızalık g&ouml;sterdi. Sık sık memlekete o yıllarda gittim. Annem, babam da senede birka&ccedil; defa geliyorlardı.&rdquo;<br /> İzmir&rsquo;e geldiği yıl eşinin ailesi de Keşan&rsquo;dan İzmir&rsquo;e gelmiş. Bir yıl sonra yani yirmi &uuml;&ccedil; yaşında evlenmiş. Annem, babam İzmir&rsquo;e geldiklerinde kızı beğendiler, ben de kabul ettim. Kırk dokuz yıldır evliyiz. Uzun zaman Alsancak Umur Bey Mahallesinde oturduk. Bir kız, bir erkek iki &ccedil;ocuğumuz oldu. &Ccedil;ok sonradan Bayraklı&rsquo;da ev alıp taşındık. Şimdi evimizde oturuyoruz. Bir Hanım kaldı bir ben. Neyse ki oğlan &uuml;st katta oturuyor, yani bize yakın. Yoksa hepten yalnız kalacağız.<br /> &ldquo;Mesleğini severek mi yaptın?&rdquo; diye sordum.<br /> Başını eğdi, biraz d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;. Yavaş yavaş bana doğru baktı.<br /> &ldquo;Berberlikte ustam babam, başka yapacak bir iş yoktu. &Ccedil;ok k&uuml;&ccedil;&uuml;kken d&uuml;kk&acirc;na g&ouml;t&uuml;rm&uuml;ş, daha d&ouml;rt yaşındaymışım. D&uuml;kk&acirc;nı s&uuml;p&uuml;rmekle işe başladım. G&ouml;z&uuml;m&uuml; a&ccedil;tım a&ccedil;alı, makas, tarak, ustura g&ouml;rd&uuml;m. Yani baba mesleği elimizde kaldı. Askerden d&ouml;nd&uuml;kten sonra babam benim orada kalmayacağımı anladı. Bana dedi ki; &lsquo;Anlaşıldı sen burada durmayacaksın, sana bir altın bilezik vereyim kullanırsın.&rsquo; İşte bu altın bilezik meslekmiş. İzmir&rsquo;e gelince berberlik mesleği değer kazandı. Memnunum, gelirim iyi, kimseye muhta&ccedil; olmadım.&rdquo; 1970 de İzmir&rsquo;e gelmiş, hen&uuml;z yirmi iki yaşında bir delikanlı.<br /> &ldquo;Neden İzmir?&rdquo; diye sorunca teredd&uuml;ts&uuml;z cevabı yapıştırdı.<br /> &ldquo;Askerlik sırasında İzmit&rsquo;i g&ouml;rd&uuml;kten sonra G&uuml;m&uuml;şhacık&ouml;y bana ufak geldi. Dayım İzmir&rsquo;de fabrikada &ccedil;alışıyordu. O sırada bizim oraya gelmişti. D&ouml;n&uuml;ş&uuml; beni de alıp buraya getirdi. İki ay boş gezdim. O sırada S&uuml;merbank Basma Fabrikasında işe başladım. Evlendim, bir kız, bir erkek iki &ccedil;ocuğum oldu. Umur Bey Mahallesinde oturdum. Yirmi sene yedi ay S&uuml;merbank&rsquo;ta &ccedil;alıştım. Evle iş yeri &ccedil;ok yakındı. S&uuml;merbank&rsquo;tan ayrıldım ama emekli olmadım. D&uuml;kk&acirc;nda &ccedil;alıştım. İki yıl sonra emekli oldum.&rdquo;<br /> Berber Necati, S&uuml;merbank Basma Fabrikasında &ccedil;alışırken iş yerine yakın bir yerde berber d&uuml;kk&acirc;nı a&ccedil;mış. Mesai saatlerinin dışında baba mesleğini devam ettirmiş. 1970&rsquo;den bu yana İzmir Alsancak-Umur Bey Mahallesinde S&uuml;merbank yerleşkesine yakınında bulunmuş. Yakın zamanda evini Bayraklıya taşısa da d&uuml;kk&acirc;n h&acirc;len aynı yerde. Eski yerinden kopamamış.<br /> &ldquo;&Ccedil;ok zaman ge&ccedil;miş,&rdquo; dedim.<br /> &ldquo;Tam elli yıl, yarım asırdır buradayım. Ben buralı oldum, başka tarafa gidemedim. &Ccedil;ocuklar burada doğdu. Herkesi tanırım. Gelip ge&ccedil;en selam verir, sohbeti hoş bir mahalle.&rdquo; Buradan ayrılanlar da zaman zaman buraya uğruyorlarmış. &ldquo;Buranın bir adı da Darağacı, burada uzun kalanlar buraya bağlanıyorlar.<br /> Memleketten ayrıldıktan sonra geriye d&ouml;nmeyi hi&ccedil; d&uuml;ş&uuml;nmemiş. Birka&ccedil; defa laf arasında, &ldquo;Ben İzmir&rsquo;i, bu mahalleyi sevdim,&rdquo; dedi. Buraya &ccedil;ok gen&ccedil; gelince, o zaman oraların durumuyla buraların &ccedil;ok farklı olduğunu g&ouml;rm&uuml;ş. Aradığın her şeyi buralarda bulabiliyorsun. Memlekete gidince &uuml;zerindeki giysiler, ayakkabılar bile farklı, &ldquo;havamız vardı&rdquo; diyor şaka yaparak. Baştan onlar da cazip gelmiş. Zaman ge&ccedil;tik&ccedil;e artık oraları d&uuml;ş&uuml;nmez olmuşlar.<br /> Baştan memlekete her yıl gitmişler.&nbsp; Babası &ouml;lm&uuml;ş, annesi i&ccedil;in gitmişler. Doksan &uuml;&ccedil; de (1993) annesi vefat etmiş. Annesinin vefatından sonra kardeşi G&uuml;m&uuml;şhacık&ouml;y&rsquo;deki evi satmış. &ldquo;Kahrettim&rdquo; diyor. Evin satılması zoruna gitmiş, 1993&rsquo;den bu yana bir daha memlekete gitmemiş. &ldquo;&Ouml;zlemez olur muyum?&rdquo; diyor. Bir m&uuml;ddet susuyor. G&ouml;zleri dolu dolu, sesi titriyor. Derinden i&ccedil;ini &ccedil;ekti, &ldquo;&Ouml;zl&uuml;yorum ama gitmek i&ccedil;imden gelmiyor,&rdquo; diyor. Başını eğiyor, &ldquo;Meğer bizi memlekete bağlayan bağ annemmiş. O &ouml;l&uuml;nce memlekete bağlayan bağ koptu. Ev dursaydı yine de her sene giderdim.&rdquo;<br /> &ldquo;Berberin sermayesi bir makas, bir tarak, bir ustura, derler. Sen ne dersin?&rdquo;<br /> &ldquo;Şimdi &ouml;yle demiyorlar, sermayen yarım jilet, diyorlar,&rdquo; deyince g&uuml;ld&uuml;k. &ldquo;Tabi ki iş el becerisi, yaptığın işi seveceksin. Mesleğimi severek yaptım. Burası benim ekmek teknem. D&uuml;kk&acirc;n sahibi arkadaşım, kirayı artırayım diyorum kabul etmiyor. Nasıl ayrılayım ben buradan?&rdquo;<br /> S&ouml;z d&ouml;n&uuml;p dolaşıp yetmişli yıllara geliyor. O d&ouml;nem &ccedil;ok k&ouml;t&uuml;yd&uuml;. B&ouml;l&uuml;nm&uuml;ş bir gen&ccedil;lik vardı. İş yerinde huzursuz oluyorduk. Sokaklar g&uuml;venli değildi. Kavga vardı. O yıllar iyi ge&ccedil;medi. Bir bakıyorsun iş durduruldu, karşı &ccedil;ıkamıyorsun.<br /> &ldquo;Biz Berber Necati&rsquo;yi, milliyet&ccedil;i, Atat&uuml;rk&ccedil;&uuml; olarak tanıdık. Ne dersin?&rdquo;<br /> &ldquo;Babam Atat&uuml;rk&rsquo;&uuml; Samsun&rsquo;da g&ouml;rm&uuml;ş. Ben de babamdan etkilendim. T&uuml;rk Bayrağı benim i&ccedil;in kutsal, başımın tacı,&rdquo; diyor.<br /> &ldquo;Necati Usta &ccedil;ırak neden gelmiyor?&rdquo;<br /> Bıyık altından g&uuml;ld&uuml;.&nbsp; Hani s&ouml;ylesem mi der gibiydi.<br /> &ldquo;Bir tane vardı. Okula gitti. O sırada boyu uzadı işten ayrıldı. Gurur yapmış bu işi yapamazmış. Şimdi hurdacılık yapıyor. Bir de gelenler haftalık para istiyorlar, biz de veremiyoruz o parayı. Şimdi berberliği &ccedil;ıraklık okulundan &ouml;ğreniyorlar. Anlayacağın usta &ccedil;ırak ilişkisi bizde &ccedil;oktan bitti.&rdquo;<br /> &ldquo;Artık yeter yoruldum, bırakayım makası, tarağı, usturayım dediğin oldu mu?&rdquo; diye sordum.<br /> &ldquo;D&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m oldu ama ev şimdi buraya uzak. Bu mahalleyi bırakamadım. B&uuml;t&uuml;n &ccedil;evrem, arkadaşlarım burada. Burayı bırakınca evde oturmak bana zor geldi. Burası oyalanıyoruz işte. Gelirimiz de var. Bak burası olmasaydı seni tanıyamayacaktım. On beş yıldan fazla oldu sen bu mahalleye geleli. Bu d&uuml;kk&acirc;n olmasaydı seninle de tanışamazdık. Bura olmasa beni burada bulamayacaktın ve belki bir daha hi&ccedil; g&ouml;r&uuml;şemeyecektik,&rdquo; derken ne kadar haklıydı.<br /> Anladım ki insanlar &ouml;m&uuml;r boyu bir yerlere doğru y&uuml;r&uuml;yorlar, sebep ne olursa olsun. Sonra da gittikleri yoldan bir daha geriye d&ouml;nemiyorlar. Yıllar ge&ccedil;tik&ccedil;e de bir yerlere k&ouml;k salıyorlar. Bunlar, bazen eş dost bezen de bağ bah&ccedil;e olur. Sonunda insanları bir yerlere bağlayan bahaneler bulunur.<br /> Ger&ccedil;ekten geldikleri yerleri unutuyorlar mı, diye aklımdan ge&ccedil;tiği oldu. İşin aslı şu; hep akıllarında memleket ve g&ouml;r&uuml;nce tanımayacakları akrabaları var. Berber Necati&rsquo;de bunlardan biri, berber d&uuml;kk&acirc;nı, &ccedil;evre, &ccedil;ocuklar derken geriye d&ouml;n&uuml;ş olmamış.<br /> Berber Necati, bunlardan sadece biri, &ldquo;Anam &ouml;ld&uuml;kten sonra bana memleket o kadar uzak oldu ki&hellip;&rdquo;<br /> &nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mahir Adıbeş</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.