Mehmet Nuri BİNGÖL
Köşe Yazarı
Mehmet Nuri BİNGÖL
 

NUR'UN İKİ KURMAYINDAN BIRİ: Mustafa SUNGUR

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&ldquo; Sungur Ağabey&rdquo;i ilk defa, bir vesile ile ziyaret ettiği Birecik Dershane&rsquo;sinde tanıdım.<br /> <br /> Lise birde hevesli ve iştahlı bir talebeydim. Yine bir okul &ccedil;ıkışı başta H&uuml;seyin (Ata&ccedil;) ve M&uuml;sl&uuml;m (Yurt&ccedil;u) olmak &uuml;zere , &ldquo;bazı&rdquo; dost ve arkadaşlarla konuşa şakalaşa yola d&uuml;şm&uuml;ş ( Elimdeki romanımsı bir şeyde ele aldığım gibi), mutad bir şekilde boş vaktimizi kıymetlendirmek &uuml;zere &ldquo;o nurani mekanı&rdquo;ın huzur verici iklimine can atmıştık.<br /> <br /> İkindi&rsquo;yi, ancak farzına ulaştığımız Mahmut Paşa Camii imamı, şimdi Risalehaber yazarlarından Mehmed Arslan hocamızın ardında kıldıktan sonra, &ldquo;ikindi dersi&rdquo; i&ccedil;in mekan değiştirmiştik. Dersteki mevzu 15. Şua&rsquo;daydı galiba. Aradan uzun yıllar ge&ccedil;tiği i&ccedil;in tam hatırlayamıyorum gene de.<br /> ***<br /> &ldquo;Mesel&acirc;, dağlar, z&icirc;hayata ve insana l&acirc;zım olan b&uuml;t&uuml;n madenleri, il&acirc;&ccedil;ları ve hayata l&acirc;zım şeyleri taşıyor ve birinin emriyle ve tedbiriyle gayet m&uuml;kemmel bir hazine, bir ambar olduğu gibi; zemin dahi b&uuml;t&uuml;n o z&icirc;hayatın erzaklarını bir Rezz&acirc;k-ı Hak&icirc;min kuvvetiyle yetiştiren kem&acirc;l-i mizan ve intizamla bir tarla, bir harman, bir matbahtır. Hatt&acirc; her insanın ve cismindeki herbir uzvun bir deposu ve mahzeni, hatt&acirc; bir h&uuml;crenin dahi bir ihtiyat mahzenciği bulunması gibi, git gide t&acirc; d&acirc;r-ı &acirc;hiretin bir mahzeni d&uuml;nyadır; ve Cennetin bir tarlası ve deposu, bu &acirc;lemdeki h&uuml;s&uuml;nleri ve hasenatları ve nurları mahsul veren &acirc;lem-i İsl&acirc;miyet ve hakikatli insaniyet; ve Cehennemin bir ambarı ise, şerleri ve &ccedil;irkinleri ve k&uuml;f&uuml;rleri mahsul veren ve şer olan ademden gelen ve hayır olan v&uuml;cut &acirc;lemlerini telvis eden pis maddeler, taifeler; ve yıldızların hararet mahzeni, Cehennem; ve nurlar hazinesi, bir Cennettir ki..&rdquo;<br /> <br /> Bu pasajı hem okuyup hem de a&ccedil;ıklayan Kamil Kankılı&ccedil; ağabey, i&ccedil;eriye girenleri g&ouml;r&uuml;nce ayağa kalktı, gelenlerden orta yaşlı, sevecen bakışlı ama bir b&uuml;y&uuml;k davanın hamili olması cihetiyle olabildiğince vakur ağabey oturmasını işaretlemeden &ouml;nce kucakladı onu. Sağdan başlayarak bizlerle de&hellip; Bir yandan da:<br /> <br /> &ldquo;Maşaallah, maşaallah&hellip;&rdquo; diyordu.<br /> <br /> Kitabı ona vermeye &ccedil;alışan b&uuml;y&uuml;ğ&uuml; reddederek dinlemeyi se&ccedil;en ağabeyin kimliğini dersin sonunda &ouml;ğrendik. &Uuml;stad Bedi&uuml;zzaman Hazretleri&rsquo;nin &ldquo; Hayatım hayatınla devam edecek&rdquo; buyurduğu Mustafa Sungur Ağabey&rsquo;di.<br /> <br /> ***<br /> <br /> &quot;MUSTAFA SUNGUR<br /> <br /> M&uuml;tevazi bir insan, hizmeti d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r her an,<br /> Meskeni&nbsp; b&uuml;t&uuml;n cihan, Kahraman Mustafa Sungur.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Kaynağından i&ccedil;miş suyu, zerresine sindirmiş,<br /> Kalbinde yanan ateşi, ihl&acirc;s ile dindirmiş.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Nur&rsquo;un h&acirc;mili olmuş, taşımış t&uuml;m cihana,<br /> S&Ouml;ZLER naşiri olmuş, neşretmişler her yana.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Her dile terc&uuml;meye, onca gayret sarf etmiş,<br /> Gelince&nbsp; Nurlu haber, g&acirc;yet&nbsp; hoşuna gitmiş.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> &Ccedil;ıkmamış hi&ccedil; dilinden gıybet denen nem&icirc;me,<br /> Tevekk&uuml;l kılmış Hakk&rsquo;a,&nbsp; ric&acirc;,&nbsp; akl-ı selim&rsquo;e.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Hizmet-denince-hizmet, her şey bitti demektir,<br /> O&rsquo;nun i&ccedil;in en-makbul, en-mukaddes emektir.<br /> &nbsp;<br /> Saff-ı Evvel Ağbeyler, hakikaten ter-temiz,<br /> Onlar sever &Uuml;stadı, biz onları severiz.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Onlar Aziz &Uuml;stada, kardeş, yoldaş olmuşlar,<br /> O kasvetli zamanda, k&uuml;fre karşı durmuşlar.<br /> &nbsp;<br /> Nur&rsquo;a iktifa edip, O&rsquo;nda karar kılmışlar,<br /> Isparta Kahramanı, arkadaşı olmuşlar.<br /> <br /> İstirahat kabirde, burda koşturmak gerek,<br /> Gidilecek &ccedil;ok yer var, gidip,&nbsp; ulaşmak gerek.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Bedi&uuml;zzaman evleri, d&uuml;nyanın her yanında,<br /> Sıcacık bir&nbsp; tahass&uuml;n, t&uuml;m d&uuml;nya mek&acirc;nında.<br /> &nbsp;<br /> Medreseler, bir mektep, orda Nur&rsquo;lar tahsilde,<br /> Vakıf&rsquo;lar,&nbsp; her bir yanda, ders veriyor k&uuml;rs&uuml;de.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> &Ouml;mr&uuml; Nur&rsquo;a&nbsp; fedadır, Fedak&acirc;r Sungur Ağbey,<br /> Cennet sana sez&acirc;dır, Ess&acirc;dık Sungur Ağbey<br /> <br /> Res&ucirc;l&uuml;m&uuml;n (a.s.m.) sancağı, altında haşr olunuz,<br /> &Uuml;stadımla birlikte,&nbsp; Cennette neşr olunuz.&quot; mısralarıyla Ey&uuml;p Otman refikimce anlatılan ağabeyi g&ouml;rmek hususunda talihim bir defa da İstanbul&rsquo;da g&uuml;ld&uuml; bana.<br /> <br /> Tahsil yıllarımdı. Isparta Talebe Yurdu&rsquo;ndaki &Ccedil;arşamba derslerinden birindeydik. Dersin başında geldi bu sefer. Yanında tanımadığım bir yığın hizmet ehli&hellip;<br /> <br /> Hatırladığım kadarıyla gazeteden birka&ccedil; yazar da arzı endamdaydı. İşaret ettiği bir vakıf ağabeye &ndash; galiba bir mektuptu- okutuyor, kendisi de izah ediyordu.<br /> <br /> &ldquo;Bu ulum-u imaniyede fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz.&rdquo; ifadesine gelince,<br /> <br /> &ldquo;Vazifeli ya&hellip;&rdquo; diyordu. &ldquo;M&uuml;ceddid ya&hellip;&quot;<br /> <br /> İ&ccedil;imden tamamlıyordum onu: &quot; Bir nevi&nbsp; bu asrın mehdisi, AMA BUYURDUĞU GİBİ &quot;BİR NEVİ&quot;...&quot;<br /> <br /> Daha sonra Dost Tv&rsquo;de yayınlanan bir canlı yayında:<br /> <br /> &ldquo; İstikbal&rsquo;de Risale-i Nur d&uuml;nyanın anayasası olacak yani&hellip;&rdquo; derken &ldquo;Helaket ve felaket asrı&rdquo;ndan sonra &ccedil;ıkacak mesut g&uuml;nleri &ndash; &Uuml;stad&rsquo;ından ders alarak elbet- işaret ediyordu, belli ki...<br /> <br /> Son zamanlarında hem bu kanaatını &ldquo;tadil&rdquo; etmesi, hem de Risaleleri sadeleştirme niyetlerine şiddetle karşı &ccedil;ıkması y&uuml;z&uuml;nden O&rsquo;na karşı &ldquo;nazlanan&rdquo; dostların varlığı bile eminim ki onun camianın &ldquo; zındıkanın parmak sokmasıyla&rdquo; herc&uuml;merce gelen manzarası karşısında bile engin şefkatini &ccedil;ekmiş, hepsine &ndash; tıpkı &Uuml;stad&rsquo;ı gibi- muhabbet ve uhuvvet şartıyla dua etmesine vesile olmuştu.<br /> ***<br /> &ldquo;D&ouml;rt-beş yıl kadar &ouml;nce idi&hellip; Yakın oturduğumuz bir ders arasında s&ouml;z bir vesile ile Ris&acirc;le&rsquo;lere indeks, l&uuml;gat&ccedil;e ve dipnot il&acirc;veleri ile sadeleştirme arayışlarına gelmişti. Kestirmeden gidip, kendisine hitabla:<br /> <br /> &ldquo;Sungur abi, Ris&acirc;le-i Nurların diline dokunmayı hıy&acirc;net tel&acirc;kki ediyorum!&rdquo; dedim.<br /> <br /> Birden o g&uuml;zel sim&acirc;sı aydınlandı, y&uuml;z&uuml; g&uuml;ld&uuml; ve kendisene muhalefet ettikleri anlaşılan birilerine duyurmak ister gibi:<br /> <br /> &ldquo;Ben de &ouml;yle g&ouml;r&uuml;yorum kardeşim, ben de!&rdquo; dedi.<br /> <br /> Nitekim Nurların sadeleştirilmesinin infi&acirc;l uyandırdığı yakın ge&ccedil;mişte &Uuml;stad&rsquo;ın hayattaki talebelerinin &acirc;deta lokomotifi olmuş, bir mektubla sadeleştirme faaliyetlerine karşı m&uuml;ştereken &ccedil;ıkılmasında b&uuml;y&uuml;k gayret sarfetmişti.&rdquo; (H&uuml;seyin Yılmaz)<br /> ***<br /> Muhterem muhibbim ve &ndash; mazideki- mesai arkadaşım H&uuml;seyin Yılmaz&rsquo;ın gazetedeki satırlarını pek manalı buluyor, Risale-i Nur&rsquo;un dilinin &ldquo;Asil T&uuml;rk&ccedil;e&rsquo;nin istikbali&rdquo; olması cihetiyle mahfuz kalma bayrağını dalgalandırmaya devam ettirmeliyiz diyorum. Ta ki&hellip;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L</div>
Ekleme Tarihi: 10 Ağustos 2020 - Pazartesi

NUR'UN İKİ KURMAYINDAN BIRİ: Mustafa SUNGUR

<div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&ldquo; Sungur Ağabey&rdquo;i ilk defa, bir vesile ile ziyaret ettiği Birecik Dershane&rsquo;sinde tanıdım.<br /> <br /> Lise birde hevesli ve iştahlı bir talebeydim. Yine bir okul &ccedil;ıkışı başta H&uuml;seyin (Ata&ccedil;) ve M&uuml;sl&uuml;m (Yurt&ccedil;u) olmak &uuml;zere , &ldquo;bazı&rdquo; dost ve arkadaşlarla konuşa şakalaşa yola d&uuml;şm&uuml;ş ( Elimdeki romanımsı bir şeyde ele aldığım gibi), mutad bir şekilde boş vaktimizi kıymetlendirmek &uuml;zere &ldquo;o nurani mekanı&rdquo;ın huzur verici iklimine can atmıştık.<br /> <br /> İkindi&rsquo;yi, ancak farzına ulaştığımız Mahmut Paşa Camii imamı, şimdi Risalehaber yazarlarından Mehmed Arslan hocamızın ardında kıldıktan sonra, &ldquo;ikindi dersi&rdquo; i&ccedil;in mekan değiştirmiştik. Dersteki mevzu 15. Şua&rsquo;daydı galiba. Aradan uzun yıllar ge&ccedil;tiği i&ccedil;in tam hatırlayamıyorum gene de.<br /> ***<br /> &ldquo;Mesel&acirc;, dağlar, z&icirc;hayata ve insana l&acirc;zım olan b&uuml;t&uuml;n madenleri, il&acirc;&ccedil;ları ve hayata l&acirc;zım şeyleri taşıyor ve birinin emriyle ve tedbiriyle gayet m&uuml;kemmel bir hazine, bir ambar olduğu gibi; zemin dahi b&uuml;t&uuml;n o z&icirc;hayatın erzaklarını bir Rezz&acirc;k-ı Hak&icirc;min kuvvetiyle yetiştiren kem&acirc;l-i mizan ve intizamla bir tarla, bir harman, bir matbahtır. Hatt&acirc; her insanın ve cismindeki herbir uzvun bir deposu ve mahzeni, hatt&acirc; bir h&uuml;crenin dahi bir ihtiyat mahzenciği bulunması gibi, git gide t&acirc; d&acirc;r-ı &acirc;hiretin bir mahzeni d&uuml;nyadır; ve Cennetin bir tarlası ve deposu, bu &acirc;lemdeki h&uuml;s&uuml;nleri ve hasenatları ve nurları mahsul veren &acirc;lem-i İsl&acirc;miyet ve hakikatli insaniyet; ve Cehennemin bir ambarı ise, şerleri ve &ccedil;irkinleri ve k&uuml;f&uuml;rleri mahsul veren ve şer olan ademden gelen ve hayır olan v&uuml;cut &acirc;lemlerini telvis eden pis maddeler, taifeler; ve yıldızların hararet mahzeni, Cehennem; ve nurlar hazinesi, bir Cennettir ki..&rdquo;<br /> <br /> Bu pasajı hem okuyup hem de a&ccedil;ıklayan Kamil Kankılı&ccedil; ağabey, i&ccedil;eriye girenleri g&ouml;r&uuml;nce ayağa kalktı, gelenlerden orta yaşlı, sevecen bakışlı ama bir b&uuml;y&uuml;k davanın hamili olması cihetiyle olabildiğince vakur ağabey oturmasını işaretlemeden &ouml;nce kucakladı onu. Sağdan başlayarak bizlerle de&hellip; Bir yandan da:<br /> <br /> &ldquo;Maşaallah, maşaallah&hellip;&rdquo; diyordu.<br /> <br /> Kitabı ona vermeye &ccedil;alışan b&uuml;y&uuml;ğ&uuml; reddederek dinlemeyi se&ccedil;en ağabeyin kimliğini dersin sonunda &ouml;ğrendik. &Uuml;stad Bedi&uuml;zzaman Hazretleri&rsquo;nin &ldquo; Hayatım hayatınla devam edecek&rdquo; buyurduğu Mustafa Sungur Ağabey&rsquo;di.<br /> <br /> ***<br /> <br /> &quot;MUSTAFA SUNGUR<br /> <br /> M&uuml;tevazi bir insan, hizmeti d&uuml;ş&uuml;n&uuml;r her an,<br /> Meskeni&nbsp; b&uuml;t&uuml;n cihan, Kahraman Mustafa Sungur.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Kaynağından i&ccedil;miş suyu, zerresine sindirmiş,<br /> Kalbinde yanan ateşi, ihl&acirc;s ile dindirmiş.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Nur&rsquo;un h&acirc;mili olmuş, taşımış t&uuml;m cihana,<br /> S&Ouml;ZLER naşiri olmuş, neşretmişler her yana.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Her dile terc&uuml;meye, onca gayret sarf etmiş,<br /> Gelince&nbsp; Nurlu haber, g&acirc;yet&nbsp; hoşuna gitmiş.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> &Ccedil;ıkmamış hi&ccedil; dilinden gıybet denen nem&icirc;me,<br /> Tevekk&uuml;l kılmış Hakk&rsquo;a,&nbsp; ric&acirc;,&nbsp; akl-ı selim&rsquo;e.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Hizmet-denince-hizmet, her şey bitti demektir,<br /> O&rsquo;nun i&ccedil;in en-makbul, en-mukaddes emektir.<br /> &nbsp;<br /> Saff-ı Evvel Ağbeyler, hakikaten ter-temiz,<br /> Onlar sever &Uuml;stadı, biz onları severiz.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Onlar Aziz &Uuml;stada, kardeş, yoldaş olmuşlar,<br /> O kasvetli zamanda, k&uuml;fre karşı durmuşlar.<br /> &nbsp;<br /> Nur&rsquo;a iktifa edip, O&rsquo;nda karar kılmışlar,<br /> Isparta Kahramanı, arkadaşı olmuşlar.<br /> <br /> İstirahat kabirde, burda koşturmak gerek,<br /> Gidilecek &ccedil;ok yer var, gidip,&nbsp; ulaşmak gerek.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> Bedi&uuml;zzaman evleri, d&uuml;nyanın her yanında,<br /> Sıcacık bir&nbsp; tahass&uuml;n, t&uuml;m d&uuml;nya mek&acirc;nında.<br /> &nbsp;<br /> Medreseler, bir mektep, orda Nur&rsquo;lar tahsilde,<br /> Vakıf&rsquo;lar,&nbsp; her bir yanda, ders veriyor k&uuml;rs&uuml;de.<br /> &nbsp;&nbsp;<br /> &Ouml;mr&uuml; Nur&rsquo;a&nbsp; fedadır, Fedak&acirc;r Sungur Ağbey,<br /> Cennet sana sez&acirc;dır, Ess&acirc;dık Sungur Ağbey<br /> <br /> Res&ucirc;l&uuml;m&uuml;n (a.s.m.) sancağı, altında haşr olunuz,<br /> &Uuml;stadımla birlikte,&nbsp; Cennette neşr olunuz.&quot; mısralarıyla Ey&uuml;p Otman refikimce anlatılan ağabeyi g&ouml;rmek hususunda talihim bir defa da İstanbul&rsquo;da g&uuml;ld&uuml; bana.<br /> <br /> Tahsil yıllarımdı. Isparta Talebe Yurdu&rsquo;ndaki &Ccedil;arşamba derslerinden birindeydik. Dersin başında geldi bu sefer. Yanında tanımadığım bir yığın hizmet ehli&hellip;<br /> <br /> Hatırladığım kadarıyla gazeteden birka&ccedil; yazar da arzı endamdaydı. İşaret ettiği bir vakıf ağabeye &ndash; galiba bir mektuptu- okutuyor, kendisi de izah ediyordu.<br /> <br /> &ldquo;Bu ulum-u imaniyede fetva vazifesiyle tavzif edilmişiz.&rdquo; ifadesine gelince,<br /> <br /> &ldquo;Vazifeli ya&hellip;&rdquo; diyordu. &ldquo;M&uuml;ceddid ya&hellip;&quot;<br /> <br /> İ&ccedil;imden tamamlıyordum onu: &quot; Bir nevi&nbsp; bu asrın mehdisi, AMA BUYURDUĞU GİBİ &quot;BİR NEVİ&quot;...&quot;<br /> <br /> Daha sonra Dost Tv&rsquo;de yayınlanan bir canlı yayında:<br /> <br /> &ldquo; İstikbal&rsquo;de Risale-i Nur d&uuml;nyanın anayasası olacak yani&hellip;&rdquo; derken &ldquo;Helaket ve felaket asrı&rdquo;ndan sonra &ccedil;ıkacak mesut g&uuml;nleri &ndash; &Uuml;stad&rsquo;ından ders alarak elbet- işaret ediyordu, belli ki...<br /> <br /> Son zamanlarında hem bu kanaatını &ldquo;tadil&rdquo; etmesi, hem de Risaleleri sadeleştirme niyetlerine şiddetle karşı &ccedil;ıkması y&uuml;z&uuml;nden O&rsquo;na karşı &ldquo;nazlanan&rdquo; dostların varlığı bile eminim ki onun camianın &ldquo; zındıkanın parmak sokmasıyla&rdquo; herc&uuml;merce gelen manzarası karşısında bile engin şefkatini &ccedil;ekmiş, hepsine &ndash; tıpkı &Uuml;stad&rsquo;ı gibi- muhabbet ve uhuvvet şartıyla dua etmesine vesile olmuştu.<br /> ***<br /> &ldquo;D&ouml;rt-beş yıl kadar &ouml;nce idi&hellip; Yakın oturduğumuz bir ders arasında s&ouml;z bir vesile ile Ris&acirc;le&rsquo;lere indeks, l&uuml;gat&ccedil;e ve dipnot il&acirc;veleri ile sadeleştirme arayışlarına gelmişti. Kestirmeden gidip, kendisine hitabla:<br /> <br /> &ldquo;Sungur abi, Ris&acirc;le-i Nurların diline dokunmayı hıy&acirc;net tel&acirc;kki ediyorum!&rdquo; dedim.<br /> <br /> Birden o g&uuml;zel sim&acirc;sı aydınlandı, y&uuml;z&uuml; g&uuml;ld&uuml; ve kendisene muhalefet ettikleri anlaşılan birilerine duyurmak ister gibi:<br /> <br /> &ldquo;Ben de &ouml;yle g&ouml;r&uuml;yorum kardeşim, ben de!&rdquo; dedi.<br /> <br /> Nitekim Nurların sadeleştirilmesinin infi&acirc;l uyandırdığı yakın ge&ccedil;mişte &Uuml;stad&rsquo;ın hayattaki talebelerinin &acirc;deta lokomotifi olmuş, bir mektubla sadeleştirme faaliyetlerine karşı m&uuml;ştereken &ccedil;ıkılmasında b&uuml;y&uuml;k gayret sarfetmişti.&rdquo; (H&uuml;seyin Yılmaz)<br /> ***<br /> Muhterem muhibbim ve &ndash; mazideki- mesai arkadaşım H&uuml;seyin Yılmaz&rsquo;ın gazetedeki satırlarını pek manalı buluyor, Risale-i Nur&rsquo;un dilinin &ldquo;Asil T&uuml;rk&ccedil;e&rsquo;nin istikbali&rdquo; olması cihetiyle mahfuz kalma bayrağını dalgalandırmaya devam ettirmeliyiz diyorum. Ta ki&hellip;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">&nbsp;</div> <div style="color: rgb(34, 34, 34); font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: small;">Mehmet Nuri BİNG&Ouml;L</div>
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.