Mesut BALYEMEZ
Köşe Yazarı
Mesut BALYEMEZ
 

BELEDİYELER İKTİDAR DA GETİRİR, İKTİDAR DA GÖTÜRÜR

BELEDİYELER İKTİDAR DA GETİRİR, İKTİDAR DA GÖTÜRÜR Hatırlayacaksınız 1989 ve 1994 yerel seçimlerinden sonra Refah Partisi'nin kazanmış olduğu belediyelerdeki başarıları çok değil, bir yıl sonra 1995’te yapılan genel seçimlerde Refah Partisini iktidara taşımıştı. Refah Partili Başkanların özellikle özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde kısa vadede yaptıkları hizmetler halk tarafından kabul görmüş ve Refah Partisi'ne iktidarın kapısını açmıştı. Başta İstanbul Belediye Başkanı R.Tayyip ERDOĞAN olmak üzere bu Refahlı başkanlar, iktidar desteği olmamasına hatta kösteğine rağmen güzel işler yapmışlardı. Şimdilerde birçok belediye başkanlarına bakınca insan o günleri mum değil fitilli çıra ile arıyor. Hangi partiden olduğu önemli değil. Neticede artık dünya o kadar da büyük değil. İletişim çağındayız. Kars’ta fısıldasanız anında Edirne’den duyuluyor. Ben her yıl birçok şehir geziyorum, okuyorum, duyuyorum neler yapıyorlar az çok görüyorum. Hani cehalet mutluluk derler ya, bilmeyince, duymayınca pek sorun yok ta, insan bilince, görünce, duyunca rahatsız oluyor. Yollar delik deşik, bırakın yeni asfaltı yama da yok. Cevap, "onu boş ver de geçen gün falanca ünlü yazar konferansa geldi ya." Kardeşim bu nasıl bir alt yapı en ufak bir yağmurda her tarafı hatta evleri su basıyor, Cevap, "amannnn sende geçen gün filanca şarkıcı konser vermişti ya." Kardeşim bu nasıl bir imar planı, sokaklara bak hele. Cevap, yahu senin de takıldığın şeye bak geçen hafta bilmem ne fuarı yapıldı ya. Mazeret hazır anında cevabını alırsın. Biliyorsunuz belediyelerin birçoğu işçilerini asgari ücret veya onun biraz üzerinde bir ücret vererek çalıştırıyor. İşçisine kaşıkla verirken şu evi, bu odası gibi boş yatırımlara, şarkıcılara, yazarlara, konferanslara, fuarlara, festivallere ona, şuna, buna adeta para yağdırıyor. Bir ara iftar ve sahurlar vardı. Beşbin, onbin kişilik iftarlar, sahurlar. Şu kodamanların, maddi durumları iyi olanların, Başkana yağcılık yapmak isteyenlerin en başta üşüştüğü 4-5 çeşitli iftar ve sahurlar. Kaç kişi yedi, kaç kişilik ücret ödendi? Kaç liralık yemek kaç liraya mal edildi? Ne kadar yemek döküldü, kaç ton ekmek israf oldu? Yetkililerden bilen, soran yok Vatandaş zaten bilmezdi. Çok şükür son zamanlarda pek yapılmıyor. Bilmem ne bayramında, bilmem ne festivalinde, bilmem ne fuarında falanca şarkıcıyı, filanca konuşmacıyı bilmem kaç bin liraya şehire getirtiyor. Devletin ya da özel sermayenin yapması gereken işlere bile belediyeler para akıtıyor. Ne için, ne adına.. Tabii ki babasının ya da partisinin hayrına değil, yeniden seçilebilmek adına. Kültür etkinlikleri adı altında birilerine her ay milyonlar akıyor. Reklam için ya da başkan kendisi veya belediyesi hakkında kötü şeyler yazılmasın diye ulusal ve yerel basına legal, illegal paralar yağdırıyor. Bilmem ne bayramında, bilmem ne festivalinde falanca şarkıcıyı, filanca konuşmacıyı bilmem kaç bin liraya şehire getirtiyor. Tamam da Bbaşkanım sana oy veren biri olarak bana sordun mu? Falanca gazeteci “Yazarımmmm Haaaa” deyince para akıtıyorsun. Niye, sussun diye. İyi de sen benim paramı neden şantajcıya yediriyorsun? Hem şantaj yapılacak işlere neden giriyorsun? Ya da şantaj konusu olabilecek pis işe bulaşmış insanları neden yanında tutuyorsun? Temiz insan şantajdan korkar mı? Benim paramla kişilere, kurumlara hediyeler dağıtıyorsun. Buna hakkın var mı? Geçen yaz Bodrum’daydım yollar delik deşik. Ülkemizin en gözde turizm bölgesine yakışmayan yollar. Yanımdaki arkadaşta mevcut başkana oy vermiş birisi. “Yahu bu yolların hali ne böyle patates tarlası gibi dediğimde” Yarı şaka yarı ciddi, “Aslında başkan bu yolları cillop gibi yapar yapar da vatandaşlar arabaları ile hızlı gidip de herhangi bir kaza bela olmasın diye yapmıyor” Gülermisin ağlarmısın. Yollar delik deşik, ya onu boş ver de geçen gün falanca ünlü yazar konferansa geldi. En ufak bir yağmurda her tarafı hatta evleri su basıyor, amannnn sende geçen gün filanca şarkıcı konser verdi. Kardeşim bu nasıl bir imar planı, takıldığın şeye bak geçen hafta bilmem ne fuarı yapıldı ya. Mazeret hazır. Sözün özü belediyeler bu tür boş harcamaları yapmak yerine bu parayı karın tokluğuna çalıştırdığı işçiye vermeli. İşçiye verilecek her fazla kuruş şehir esnafına geri döner. Falanca yazara, filanca şarkıcıya verdiğin para ya başka şehire ya da ithalata gider. Diyelim yılda on milyon boş işlere para veriyorsun, kaç işçin var 5000 böl kişi başına 2000 tl eder ver işçine onu hiç olmazsa yıllık yağını, çayını, şekerini alır.. 2 saatlik bir etkinliğe oluk oluk para akıtacağına hiç olmazsa işçini, esnafını güldürürsün. Bırak iftarı, sahuru. Eğer yoksula, fakire yemek vermek istiyorsan, kurarsın bir aş evi, her gün bir maddi durumu iyi vatandaşı sponsor yapar yemeği ayaklarına gönderirsin. Belediye Başkanları Şehrül Emin dir. Bu şehir, bu halk, bu paralar yani her şey kendisine bir emanettir. Emanete hıyanetlik edenin sonu bellidir. Öyle böyle değil Belediyelerde her yıl on milyonlar, yüz milyonlar boşa gidiyor. Belediye başkanları tez vakitte akıllarını başlarına almalı. Halkın cebine yansımayacak etkinlikleri özel sektöre bırakmalı. Belediyeler, yolsuzluk, hırsızlık, mafialarla değil belediyecilik hizmetleri ile anılmalı. Belediyelerdeki çürük elmalar ayıklanmalı. Başta söylediğim gibi Refah Partisi iktidarı belediyeler ile gelmişti. Korkarım gelecekte iktidarlar hesabını bilmeyen belediyeler yüzünden değişecek. Sağlıcakla.. Mesut BALYEMEZ 05305164000 mesutb44@mail.com
Ekleme Tarihi: 11 Kasım 2021 - Perşembe

BELEDİYELER İKTİDAR DA GETİRİR, İKTİDAR DA GÖTÜRÜR

BELEDİYELER İKTİDAR DA GETİRİR, İKTİDAR DA GÖTÜRÜR Hatırlayacaksınız 1989 ve 1994 yerel seçimlerinden sonra Refah Partisi'nin kazanmış olduğu belediyelerdeki başarıları çok değil, bir yıl sonra 1995’te yapılan genel seçimlerde Refah Partisini iktidara taşımıştı. Refah Partili Başkanların özellikle özellikle İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde kısa vadede yaptıkları hizmetler halk tarafından kabul görmüş ve Refah Partisi'ne iktidarın kapısını açmıştı. Başta İstanbul Belediye Başkanı R.Tayyip ERDOĞAN olmak üzere bu Refahlı başkanlar, iktidar desteği olmamasına hatta kösteğine rağmen güzel işler yapmışlardı. Şimdilerde birçok belediye başkanlarına bakınca insan o günleri mum değil fitilli çıra ile arıyor. Hangi partiden olduğu önemli değil. Neticede artık dünya o kadar da büyük değil. İletişim çağındayız. Kars’ta fısıldasanız anında Edirne’den duyuluyor. Ben her yıl birçok şehir geziyorum, okuyorum, duyuyorum neler yapıyorlar az çok görüyorum. Hani cehalet mutluluk derler ya, bilmeyince, duymayınca pek sorun yok ta, insan bilince, görünce, duyunca rahatsız oluyor. Yollar delik deşik, bırakın yeni asfaltı yama da yok. Cevap, "onu boş ver de geçen gün falanca ünlü yazar konferansa geldi ya." Kardeşim bu nasıl bir alt yapı en ufak bir yağmurda her tarafı hatta evleri su basıyor, Cevap, "amannnn sende geçen gün filanca şarkıcı konser vermişti ya." Kardeşim bu nasıl bir imar planı, sokaklara bak hele. Cevap, yahu senin de takıldığın şeye bak geçen hafta bilmem ne fuarı yapıldı ya. Mazeret hazır anında cevabını alırsın. Biliyorsunuz belediyelerin birçoğu işçilerini asgari ücret veya onun biraz üzerinde bir ücret vererek çalıştırıyor. İşçisine kaşıkla verirken şu evi, bu odası gibi boş yatırımlara, şarkıcılara, yazarlara, konferanslara, fuarlara, festivallere ona, şuna, buna adeta para yağdırıyor. Bir ara iftar ve sahurlar vardı. Beşbin, onbin kişilik iftarlar, sahurlar. Şu kodamanların, maddi durumları iyi olanların, Başkana yağcılık yapmak isteyenlerin en başta üşüştüğü 4-5 çeşitli iftar ve sahurlar. Kaç kişi yedi, kaç kişilik ücret ödendi? Kaç liralık yemek kaç liraya mal edildi? Ne kadar yemek döküldü, kaç ton ekmek israf oldu? Yetkililerden bilen, soran yok Vatandaş zaten bilmezdi. Çok şükür son zamanlarda pek yapılmıyor. Bilmem ne bayramında, bilmem ne festivalinde, bilmem ne fuarında falanca şarkıcıyı, filanca konuşmacıyı bilmem kaç bin liraya şehire getirtiyor. Devletin ya da özel sermayenin yapması gereken işlere bile belediyeler para akıtıyor. Ne için, ne adına.. Tabii ki babasının ya da partisinin hayrına değil, yeniden seçilebilmek adına. Kültür etkinlikleri adı altında birilerine her ay milyonlar akıyor. Reklam için ya da başkan kendisi veya belediyesi hakkında kötü şeyler yazılmasın diye ulusal ve yerel basına legal, illegal paralar yağdırıyor. Bilmem ne bayramında, bilmem ne festivalinde falanca şarkıcıyı, filanca konuşmacıyı bilmem kaç bin liraya şehire getirtiyor. Tamam da Bbaşkanım sana oy veren biri olarak bana sordun mu? Falanca gazeteci “Yazarımmmm Haaaa” deyince para akıtıyorsun. Niye, sussun diye. İyi de sen benim paramı neden şantajcıya yediriyorsun? Hem şantaj yapılacak işlere neden giriyorsun? Ya da şantaj konusu olabilecek pis işe bulaşmış insanları neden yanında tutuyorsun? Temiz insan şantajdan korkar mı? Benim paramla kişilere, kurumlara hediyeler dağıtıyorsun. Buna hakkın var mı? Geçen yaz Bodrum’daydım yollar delik deşik. Ülkemizin en gözde turizm bölgesine yakışmayan yollar. Yanımdaki arkadaşta mevcut başkana oy vermiş birisi. “Yahu bu yolların hali ne böyle patates tarlası gibi dediğimde” Yarı şaka yarı ciddi, “Aslında başkan bu yolları cillop gibi yapar yapar da vatandaşlar arabaları ile hızlı gidip de herhangi bir kaza bela olmasın diye yapmıyor” Gülermisin ağlarmısın. Yollar delik deşik, ya onu boş ver de geçen gün falanca ünlü yazar konferansa geldi. En ufak bir yağmurda her tarafı hatta evleri su basıyor, amannnn sende geçen gün filanca şarkıcı konser verdi. Kardeşim bu nasıl bir imar planı, takıldığın şeye bak geçen hafta bilmem ne fuarı yapıldı ya. Mazeret hazır. Sözün özü belediyeler bu tür boş harcamaları yapmak yerine bu parayı karın tokluğuna çalıştırdığı işçiye vermeli. İşçiye verilecek her fazla kuruş şehir esnafına geri döner. Falanca yazara, filanca şarkıcıya verdiğin para ya başka şehire ya da ithalata gider. Diyelim yılda on milyon boş işlere para veriyorsun, kaç işçin var 5000 böl kişi başına 2000 tl eder ver işçine onu hiç olmazsa yıllık yağını, çayını, şekerini alır.. 2 saatlik bir etkinliğe oluk oluk para akıtacağına hiç olmazsa işçini, esnafını güldürürsün. Bırak iftarı, sahuru. Eğer yoksula, fakire yemek vermek istiyorsan, kurarsın bir aş evi, her gün bir maddi durumu iyi vatandaşı sponsor yapar yemeği ayaklarına gönderirsin. Belediye Başkanları Şehrül Emin dir. Bu şehir, bu halk, bu paralar yani her şey kendisine bir emanettir. Emanete hıyanetlik edenin sonu bellidir. Öyle böyle değil Belediyelerde her yıl on milyonlar, yüz milyonlar boşa gidiyor. Belediye başkanları tez vakitte akıllarını başlarına almalı. Halkın cebine yansımayacak etkinlikleri özel sektöre bırakmalı. Belediyeler, yolsuzluk, hırsızlık, mafialarla değil belediyecilik hizmetleri ile anılmalı. Belediyelerdeki çürük elmalar ayıklanmalı. Başta söylediğim gibi Refah Partisi iktidarı belediyeler ile gelmişti. Korkarım gelecekte iktidarlar hesabını bilmeyen belediyeler yüzünden değişecek. Sağlıcakla.. Mesut BALYEMEZ 05305164000 mesutb44@mail.com
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.