Mesut BALYEMEZ
Köşe Yazarı
Mesut BALYEMEZ
 

HADİ ORADAN….

HADİ ORADAN…. Son zamanlarda özellikle Muhafazakar kesimde bir dava söylemidir gidiyor. Davanın sözlük anlamı “Öne sürülen, savunulan düşünce” demek. Milliyetçi kesimde bunun adı “Ülkü” Sosyalist kesimde de “Devrim” Hangi görüşten olursa olsun tabir yerindeyse suyun başındaki kime sorsan hepsi Dava, Ülkü, Devrim adamı. Maşallah hiç birinde nefis yok. Nefsani düşünce desen hiç yok. Sanki Adamlar nefislerini öldürmüşler. Tek düşünceleri dertleri var o da Dava, Ülkü, Devrim. Dava deyip yatıyor, Dava deyip kalkıyorlar. Bu tiplere sorsan nefis ve nefsani düşünce sadece kendilerinin koltukları, makamları, kazançları gitmesin veya bir yerlere gelsinler diye uğraşıp didinenlerde var nedense. Adam Parti kurmuş, Başkan olmuş, Meclise girmiş vekil olmuş sen bir şey istesen hemen seni tu kaka ilan eder “Dava” teranesini okur “Nefsani davranıyorsun” diye başlar anlatmaya birde güzel haşlar. Sanki kendisi Milletin hayrına Parti Başkanlığı yapıyor. Bir dikili ağacı olmadan siyasete giren koca bir mahalleyi alıp çıkıyor. Sanki Millet kör. Garibanda bir iş ya da bir makam istese “Hopp bu bir dava partisi, bizde kişisel menfaat olmaz, sen nefsani davranıyorsun” der. Adam Partinin İl Başkanı olmuş, dilediğine yağdırıyor, dilemediğine zırnık koklatmıyor. İstediğini makama atatıyor veya seçimde ön sıralara yazıyor istemediğini ya listeye almıyor ya da arka sıralara atıyor “Yahu başkanım bu ne iş” desen hemencecik alttan girip üstten çıkıyor Dava diyor birde seni suçluyor sen istediğine utanıyorsun. Anlayacağınız kendilerine gelince “Mübah” Ayakçılara gelince “Günah”. Konuşunca ahkam keserler. Dava adamı olmanın zorluklarından bahsederler. Dava adamı bir Makam istemez, hizmet eder uygun görülürse bir görev verilir yoksa sen eşşek gibi çalış derler. E peki ya sen? Madem makam istemiyorsun ne işin var Partinin başında? Efendim ben dava adamıyım. Yok ya? Ballı maaşı emekliliği kapar, cebini doldurursun, seçimlerde listeye en başa adamlarını koyarsın, akrabalarını ihya edersin, bir iş olanağı olursa en yakındakini önerirsin, etiketini kullanırsın. Kim bilir belki bu işlerden avanta da alırsın. Yemeği mutfakta dava adamı diye nitelendirdiğin garibanlara hazırlatır ama büyükbaşlarla yersin. Sonra da bu bir dava, ben de dava adamıyım der çıkarsın. Müritlerine tekkeye, Dergaha bağışın dava gereği olduğunu söylersin ikide bir para toplarsın, bir mürit zora düşse dönüp bakmazsın bağışlanan paralarla günlerini gün edersin. Sen ve çocukların audiye, mercedese binerken müritlerin eşşek bulamaz binmeye. Kimin umurunda? Kendileri dava adamı ya? Sendikacıların meşhur bir sözü vardır. “Sendikacılık, sel önünden kütük kapmaktır” diye. Siyaset de öyledir esasında. Kimse babası hayrına veya Allah rızası için siyaset yap mazzzz. Yapıyorum diyen yalan söylüyor. Ama ne hikmetse kendileri bir makam peşinde koşarken, bir başkası bana da bir yer verin dediğinde (Eğer o şahsı istemiyorsa) hemen ahkam keser “Bre zındık sen ne diyorsun, bizim davamız hak yolu, derdimiz dava bizim Partimizde öyle makam isteyemezsin, biz istersek veririz, istemezsek babayı alırsın” Hee oldu ben eşşek gibi çalışacam sen meclise gireceksin, Başkan olacaksın, vekil vs. olacaksın bana da tavşanın suyunun suyu kalacak öyle mi? Hadiii oradan…hadi oradan… Mesut BALYEMEZ
Ekleme Tarihi: 18 Mart 2024 - Pazartesi

HADİ ORADAN….

HADİ ORADAN…. Son zamanlarda özellikle Muhafazakar kesimde bir dava söylemidir gidiyor. Davanın sözlük anlamı “Öne sürülen, savunulan düşünce” demek. Milliyetçi kesimde bunun adı “Ülkü” Sosyalist kesimde de “Devrim” Hangi görüşten olursa olsun tabir yerindeyse suyun başındaki kime sorsan hepsi Dava, Ülkü, Devrim adamı. Maşallah hiç birinde nefis yok. Nefsani düşünce desen hiç yok. Sanki Adamlar nefislerini öldürmüşler. Tek düşünceleri dertleri var o da Dava, Ülkü, Devrim. Dava deyip yatıyor, Dava deyip kalkıyorlar. Bu tiplere sorsan nefis ve nefsani düşünce sadece kendilerinin koltukları, makamları, kazançları gitmesin veya bir yerlere gelsinler diye uğraşıp didinenlerde var nedense. Adam Parti kurmuş, Başkan olmuş, Meclise girmiş vekil olmuş sen bir şey istesen hemen seni tu kaka ilan eder “Dava” teranesini okur “Nefsani davranıyorsun” diye başlar anlatmaya birde güzel haşlar. Sanki kendisi Milletin hayrına Parti Başkanlığı yapıyor. Bir dikili ağacı olmadan siyasete giren koca bir mahalleyi alıp çıkıyor. Sanki Millet kör. Garibanda bir iş ya da bir makam istese “Hopp bu bir dava partisi, bizde kişisel menfaat olmaz, sen nefsani davranıyorsun” der. Adam Partinin İl Başkanı olmuş, dilediğine yağdırıyor, dilemediğine zırnık koklatmıyor. İstediğini makama atatıyor veya seçimde ön sıralara yazıyor istemediğini ya listeye almıyor ya da arka sıralara atıyor “Yahu başkanım bu ne iş” desen hemencecik alttan girip üstten çıkıyor Dava diyor birde seni suçluyor sen istediğine utanıyorsun. Anlayacağınız kendilerine gelince “Mübah” Ayakçılara gelince “Günah”. Konuşunca ahkam keserler. Dava adamı olmanın zorluklarından bahsederler. Dava adamı bir Makam istemez, hizmet eder uygun görülürse bir görev verilir yoksa sen eşşek gibi çalış derler. E peki ya sen? Madem makam istemiyorsun ne işin var Partinin başında? Efendim ben dava adamıyım. Yok ya? Ballı maaşı emekliliği kapar, cebini doldurursun, seçimlerde listeye en başa adamlarını koyarsın, akrabalarını ihya edersin, bir iş olanağı olursa en yakındakini önerirsin, etiketini kullanırsın. Kim bilir belki bu işlerden avanta da alırsın. Yemeği mutfakta dava adamı diye nitelendirdiğin garibanlara hazırlatır ama büyükbaşlarla yersin. Sonra da bu bir dava, ben de dava adamıyım der çıkarsın. Müritlerine tekkeye, Dergaha bağışın dava gereği olduğunu söylersin ikide bir para toplarsın, bir mürit zora düşse dönüp bakmazsın bağışlanan paralarla günlerini gün edersin. Sen ve çocukların audiye, mercedese binerken müritlerin eşşek bulamaz binmeye. Kimin umurunda? Kendileri dava adamı ya? Sendikacıların meşhur bir sözü vardır. “Sendikacılık, sel önünden kütük kapmaktır” diye. Siyaset de öyledir esasında. Kimse babası hayrına veya Allah rızası için siyaset yap mazzzz. Yapıyorum diyen yalan söylüyor. Ama ne hikmetse kendileri bir makam peşinde koşarken, bir başkası bana da bir yer verin dediğinde (Eğer o şahsı istemiyorsa) hemen ahkam keser “Bre zındık sen ne diyorsun, bizim davamız hak yolu, derdimiz dava bizim Partimizde öyle makam isteyemezsin, biz istersek veririz, istemezsek babayı alırsın” Hee oldu ben eşşek gibi çalışacam sen meclise gireceksin, Başkan olacaksın, vekil vs. olacaksın bana da tavşanın suyunun suyu kalacak öyle mi? Hadiii oradan…hadi oradan… Mesut BALYEMEZ
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.