Mesut BALYEMEZ
Köşe Yazarı
Mesut BALYEMEZ
 

KAYBOLAN AHLAK

KAYBOLAN AHLAK Vatandaş Ahmet’in komşusu Mehmet’ten bir miktar alacağı vardır. Mehmet uzunca bir süre borcunu ödemeyince Ahmet çevrelerinde sayılan, sevilen kanaat önderi, mele denilen şahsa gider. 1970 li Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi -Al çabuk içeri çocuğum ne soruyorsun. Ayıp olmasın. Ahmet içeri girer selamlaşmadan sonra, -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Bu ne terbiyesizlik öyle şey olur mu? Ben kendisini çağırtır konuşur hallederim meraklanma. Mehmet lisan-i münasip ile çağrılır. Ahmet’e olan borcu ödenmesi istenir. Mehmet özür diler ve borcunu kısa sürede öder. 1980 li Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi -Al içeri çocuğum ne soruyorsun. Ahmet içeri girer selamlaşmadan sonra, -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Öyle şey olur mu? Ben kendisini çağırtır konuşur hallederim meraklanma. Ahmet gidince kendi kendine “Sahtekara bulmuş saf adamı, dolandırıyor” Mehmet lisan-i münasip ile çağrılır. Ahmet’e olan borcu ödenmesi istenir. Mehmet durumunun sıkışık olduğunu kendisine mühlet verilmesini ister ve verilen süre içerisinde borcunu öder. 1990 lı Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi -Gelsin bakalım derdi neymiş. Ahmet içeri girer selamlaşmadan sonra, -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Hım… yahu böyle adamlara neden borç verirsin ki. Sağlam adama vermezsin. Neyse ben kendisi ile bir yol konuşurum. Ahmet gidince kendi kendine “Sağlam adam istese vermezsiniz, nerede sahtekar var onu bulursunuz oh olsun” Mehmet rica ile çağrılır. Ahmet’e olan borcu ödenmesi istenir. Mehmet, “Sanamı geldi söyledi çakala bak. Bir ara öderim emmi” Borcunu öder mi ödemez mi belli olmaz.. 2000 li Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi. -Niye gelmiş, derdi neymiş. -Bilmiyorum ki Baba. -Neyseeee al içeri Ahmet içeri girer selamlaşmadan sonra, -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Vallaha ne diyem bilmem ki. Böyle konularda araya girmem uygun olur mu ki? -Abi bir büyüklük yap ödesin paramı belki seni dinler. -Hele bir bakalım ben sana haber veririm. Ahmet gidince kendi kendine “Sen paranı kaptır bende kurtarayım oh ne ala memleket sanki bir menfaatim var” Mehmet zor bela çağrılır. Laf arasında Ahmet’e olan borcu ödenmesi istenir. Mehmet, “Sanamı kaldı beyim. Alacaklı o borçlu ben. Sen niye araya giriyorsun ki Allah Allah. Hele bakalım şimdi param yok olunca öderim. 2020 li Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi -Aman babam evde yok de, şimdi bir şey ister. Durduk yerden malımızdan, paramızdan olmayalım. -Ne yazık ki babam evde dedim. -Halt etmişsin.. gelsin o zaman. -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Bak Ahmet efendi. Vallaha ne diyem bilmem ki. Böyle konularda araya girmem uygun olur mu ki? -Abi bir büyüklük yap ödesin paramı belki seni dinler. -Hele bir bakalım ben sana haber veririm. Ahmet gidince kendi kendine “Şu bizim Mehmet’e bak ne uyanık adammış. Helal olsun valla kimse bana bir lira borç vermez” Mehmet aranır, taranır bulunmaz bulunsa da kanaat önderi, abi, amca, mele, büyük, müyük takmaz. Borç ödenmez. İşte ahvalimiz. Nereden nereye geldik. Büyük büyük evlere, son model arabalara, güzel güzel eşyalara sahip olduk ama, Biz, AHLAKI KAYBETTİK DOSTLAR. Sağlıcakla. Mesut BALYEMEZ 0 530 516 40 00 mesutb44@gmail.com
Ekleme Tarihi: 02 Ekim 2021 - Cumartesi

KAYBOLAN AHLAK

KAYBOLAN AHLAK Vatandaş Ahmet’in komşusu Mehmet’ten bir miktar alacağı vardır. Mehmet uzunca bir süre borcunu ödemeyince Ahmet çevrelerinde sayılan, sevilen kanaat önderi, mele denilen şahsa gider. 1970 li Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi -Al çabuk içeri çocuğum ne soruyorsun. Ayıp olmasın. Ahmet içeri girer selamlaşmadan sonra, -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Bu ne terbiyesizlik öyle şey olur mu? Ben kendisini çağırtır konuşur hallederim meraklanma. Mehmet lisan-i münasip ile çağrılır. Ahmet’e olan borcu ödenmesi istenir. Mehmet özür diler ve borcunu kısa sürede öder. 1980 li Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi -Al içeri çocuğum ne soruyorsun. Ahmet içeri girer selamlaşmadan sonra, -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Öyle şey olur mu? Ben kendisini çağırtır konuşur hallederim meraklanma. Ahmet gidince kendi kendine “Sahtekara bulmuş saf adamı, dolandırıyor” Mehmet lisan-i münasip ile çağrılır. Ahmet’e olan borcu ödenmesi istenir. Mehmet durumunun sıkışık olduğunu kendisine mühlet verilmesini ister ve verilen süre içerisinde borcunu öder. 1990 lı Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi -Gelsin bakalım derdi neymiş. Ahmet içeri girer selamlaşmadan sonra, -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Hım… yahu böyle adamlara neden borç verirsin ki. Sağlam adama vermezsin. Neyse ben kendisi ile bir yol konuşurum. Ahmet gidince kendi kendine “Sağlam adam istese vermezsiniz, nerede sahtekar var onu bulursunuz oh olsun” Mehmet rica ile çağrılır. Ahmet’e olan borcu ödenmesi istenir. Mehmet, “Sanamı geldi söyledi çakala bak. Bir ara öderim emmi” Borcunu öder mi ödemez mi belli olmaz.. 2000 li Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi. -Niye gelmiş, derdi neymiş. -Bilmiyorum ki Baba. -Neyseeee al içeri Ahmet içeri girer selamlaşmadan sonra, -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Vallaha ne diyem bilmem ki. Böyle konularda araya girmem uygun olur mu ki? -Abi bir büyüklük yap ödesin paramı belki seni dinler. -Hele bir bakalım ben sana haber veririm. Ahmet gidince kendi kendine “Sen paranı kaptır bende kurtarayım oh ne ala memleket sanki bir menfaatim var” Mehmet zor bela çağrılır. Laf arasında Ahmet’e olan borcu ödenmesi istenir. Mehmet, “Sanamı kaldı beyim. Alacaklı o borçlu ben. Sen niye araya giriyorsun ki Allah Allah. Hele bakalım şimdi param yok olunca öderim. 2020 li Yıllar, -Baba vatandaş Ahmet geldi -Aman babam evde yok de, şimdi bir şey ister. Durduk yerden malımızdan, paramızdan olmayalım. -Ne yazık ki babam evde dedim. -Halt etmişsin.. gelsin o zaman. -Abi filanca Mehmet var ya o bana olan borcunu uzun zamandır ödemiyor. -Bak Ahmet efendi. Vallaha ne diyem bilmem ki. Böyle konularda araya girmem uygun olur mu ki? -Abi bir büyüklük yap ödesin paramı belki seni dinler. -Hele bir bakalım ben sana haber veririm. Ahmet gidince kendi kendine “Şu bizim Mehmet’e bak ne uyanık adammış. Helal olsun valla kimse bana bir lira borç vermez” Mehmet aranır, taranır bulunmaz bulunsa da kanaat önderi, abi, amca, mele, büyük, müyük takmaz. Borç ödenmez. İşte ahvalimiz. Nereden nereye geldik. Büyük büyük evlere, son model arabalara, güzel güzel eşyalara sahip olduk ama, Biz, AHLAKI KAYBETTİK DOSTLAR. Sağlıcakla. Mesut BALYEMEZ 0 530 516 40 00 mesutb44@gmail.com
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.