Mesut BALYEMEZ
Köşe Yazarı
Mesut BALYEMEZ
 

MÜJDE !!!!! BARAJ KALKTI

MÜJDE !!!!! BARAJ KALKTI Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı geçtiğimiz günlerde ilginç bir karara imza attı. Yıllardır üniversitelere giriş sınavında uygulanan baraj ortadan kaldırıldı. Emeği geçenleri kutluyorum (!) YÖK’ün bu ilginç karar ile neyi amaçladığını anlamak mümkün değil. Sanırım Eğitim sistemimiz yine siyasi bir kararla ranta kurban edildi. Ülkemizde uygulanan eğitim sistemi ile zaten birçok gencimizin geleceği heder edilirken, ailelerin de milyonlarca liraları çöpe gitti. Yüz binlerce üniversite mezunu diplomalı ama işsiz, aylak aylak gezerken, istihdam beklerken, barajı kaldırıp, sıfır çeken öğrenciyi üniversiteye almak bence cinayettir. YÖK, ben eğitim kısmına bakarım, mezunlarımın istihdam sorunu benim meselem değil diyebilir mi? Der der’de….dememeli.. Belki istihdam konusunu hükümete veya özel sektöre atabilir ama halen üniversiteyi bitiren öğrenci neden iş bulamıyor ya da kendi imkânları ile neden bir iş kuramıyor bunu araştırabilir. Sorunun fotoğrafını çekip, çözüm önerilerini ortaya koyabilir. Şimdi bu alınan kararın 3ğitimimize katkısı mı olacak mı? Kanımca hayır. Yıllardır eğitim üzerinden yapılan sömürünün daha da artması demek. Nasıl? Diyeceksiniz. Şu anda eğitim sistemimize göre 72 aydan sonra ilkokula başlayan hemen hemen her öğrenci üniversite kapısına kadar gelmek zorunda. Öğrenci, umutla əğitim alıp, diplomaya kavuşup, kariyer yapma bunun sonucunda da para kazanma hayalinde. Çocuklar wilelerin zoru ile öyle yada böyle bir şekilde üniversite kapısına kadar geliyor. Geliyor da yüzde ellisi aldıkları puana göre bitirdikten sonra asla çalış(a)mayacağı ya da iş bulamayacağı bölümlere kayıt yaptırmak zorunda kalıyor. Sırf üniversite okumuş olmak adına. Veli, “Çocuğum üniversite okuyor diye” varını yoğunu ortaya koyuyor, birçok şeyden feragat ediyor, sonuç hüsran Neden? “Ben üniversite Mezunuyum” demek için. Sonra ne oluyor diplomalı işsiz ordusuna katılıp “Devlet beni İstihdam etsin” diye feveran ediyor. Öğrenci diplomayı alıyor almasına da bir çok ailenin ocağına incir ağacı dikiliyor. Tabi öncesinde özel okuluydu, kurs merkeziydi, özel hocasıydı aile zaten epey külfet altına giriyor. Okul bittiğinde çocuğun elinde diploma var, ama qilenin de parası bitmiştir. Ortada iş yok, meziyet yok tabii 3kmek de yoktur. Çocuklar sıradan bir bölüm için sırf üniversite okumak amacı ile falan şehrin filanca ilçesine kayıt yaptırıyor. Gaye ne? Bir üniversite bitirmiş olmanın yanında öğrenim süresince aileden uzaklaşmak. Özgür olacak ya. YÖK’ün bu kararı kesinlikle ülkeye ve öğrenciye yaramaz, kime yarar derseniz, Üniversitelerin olduğu şehir ya da ilçelerdeki esnaflar, emlak sahipleri, üniversite öğretim elemanları, müteahitler, yurt, pansiyon ile yemek işletmecileri, ulaşım gibi sektörlere yarayacaktır. Onca yıllık eğitim, bir insana kendisini ve ailesini geçindirecek bir meslek kazandıramıyorsa, sadece diploma veriyorsa o eğitim sistemi doğru değil yanlıştır. Yıllardır uygulanan barajın kaldırılması demek sınavda sıfır çekecek, sıfır puan alacak başarısız öğrencilerin üniversiteye adım atması demek. Bu karar zaten eğitim sistemimizin yanlışlığı nedeni ile 17-18 yaşına kadar bir meslek edinememiş öğrencinin, 2 veya 4 yıl daha zaman kaybetmesi demektir. O yaştan sonra hangi meslek bunları kabul eder? Tabii o yaştan sonra hiçbir mesleği de öğrenemez. Eskiye göre zaten insanlar uyandı artık mezuniyetten sonra iştihdamı olmayan bölümlere giden öğrenci sayısı azaldı. Jeoloji Mühendisliği, Çevre Mühendisliği, Gıda Mühendisliği gibi Bölümler öğrenci yokluğundan kapanmak üzere. Hatta bazı üniversitelerde İnşaat Mühendisliği gibi bölümler de kapanmak üzere. Dolayısı ile üniversitelere giden öğrenci sayısı azaldı. Bunun neticesinde de bazı üniversiteler kontenjanını dolduramadı, boş kaldı. Şimdi barajın kaldırılması ile o üniversitelerin doldurulması planlanmakta. Hani halk arasında deyim vardır.“Borç, Borçla kapatılmaz” diye. Bende diyorum ki yanlış bir sistem başka bir yanlışla kapatılamaz. Barajı geçemeyen öğrenci zaten lise bilgilerinden bile yoksun olan biri demektir. Alınan bu kararla şimdi bu öğrenci üniversite sıralarına oturacak. Soruyorum, bu öğrenci mezun olsa (Ki bir şekilde olur) ne olur? Alınan bu karar ülkemiz eğitimi için yanlıştır ve yanlıştan zaman geçmeden dönülmelidir. Sıfır çekerek başarısızlığı tescil edilmiş bir kişiyi üniversite sıralarına almak, ailelerin sömürülmeye devam edilmesi demektir. Hem fetö gibi örgütlerde yıllarca eğitim adı altında başarısız öğrencilere çeşitli vaatler vererek pastanın büyük dilimini yemedi mi? Aynı zamanda başarısız öğrencinin üniversitede olması ailenin yanında devlete de yüktür. Daha önceki yazımın birinde bu konuya değinmiş, akademik başarısı olmayan öğrencilerin kısa yoldan hayata adapte olabileceği, bedensel çalışmaya dayalı alanlara yönlendirilmesi gerektiğini yazmıştım. Lise’de belli bir başarıyı yakalayamamış, muhtemelen aylak aylak dolaşmış bir öğrenci aynı zamanda üniversitede her türlü sorunu çıkartmaya müsaittir. Malum üniversiteler her daim kaşımaya ve siyasi olayların çıkmasına müsait yerlerdir. Geçmişte yaşadığımız tecrübeler göstermiştir ki anarşiye bulaşan ve kullanılmaya müsait öğrencilerin büyük çoğunluğu derslerinde başarısız öğrencilerdir. Zaten üniversitede verilen eğitim ve öncesinde yapılan sınavlar daha doğru dürüst bir şekilde yapılamaz iken barajın kaldırılması gelecek adına kaygı vericidir. Üniversiteler’de verilen eğitimin kalitesi (Bazı üniversiteleri tenzih ediyorum) zaten oldukça düşük. Öğrenci profili deseniz her geçen gün daha da aşağı doğru gidiyor. Bir de barajı kaldırırsanız seyreyleyin gümbürtüyü. Siyasi talep ve plansız yapılanma ile neredeyse her şehirde üniversite açıldı. Ayrıca 7-8 bin nüfuslu bazı ilçelerde Meslek Yüksekokulları var. Var.. var ama sadece binadan ibaret. Bu okullar da mezuniyet sonrası iş bulması çok zor bölümler var. Bina güzel, konforlu da gel görelim ki yeterli sayıda hoca yok, yurt yok, öğrencinin nefes alabileceği bir sosyal alan yok. Yok oğlu yok. Ne anladım bu eğitimden. Şimdi sıfır çeken öğrencinin gelebileceği okullar ancak bunlar. Bu öğrenci burada ne yapacak? Haylazlık yapıp baba parası yiyecek. Siyasiler çok uyanık ya İlçedeki Meslek Yüksekokulu tercih edilmeyip kapanma noktasına gelince hemen Rektör’e baskı yapıp başka bir bölüm açtırıyorlar. Birkaç sene de öyle geçiyor. Amaç ne? İlçede ki esnaf, ev sahibi, yurt sahibi para kazansın. İyi de kardeşim, parasını aldığın çocuk okul bitince sap gibi ortada kalıyor. Bunun vebali kimin boynuna? Rektörün mü, sizin mi? YÖK’ün mü? Kimin umurunda. Eğitim sistemimizin bir an önce yeniden kurgulanması gerek. Ben YÖK’ten eğitimimiz konusunda yol göstericilik beklerken, YÖK, bozuk sistemi daha da bozmaya çalışıyor. Ne diyelim… Sağlıcakla.. Mesut BALYEMEZ 0 530 516 40 00 mesutb44@gmail.com
Ekleme Tarihi: 15 Şubat 2022 - Salı

MÜJDE !!!!! BARAJ KALKTI

MÜJDE !!!!! BARAJ KALKTI Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı geçtiğimiz günlerde ilginç bir karara imza attı. Yıllardır üniversitelere giriş sınavında uygulanan baraj ortadan kaldırıldı. Emeği geçenleri kutluyorum (!) YÖK’ün bu ilginç karar ile neyi amaçladığını anlamak mümkün değil. Sanırım Eğitim sistemimiz yine siyasi bir kararla ranta kurban edildi. Ülkemizde uygulanan eğitim sistemi ile zaten birçok gencimizin geleceği heder edilirken, ailelerin de milyonlarca liraları çöpe gitti. Yüz binlerce üniversite mezunu diplomalı ama işsiz, aylak aylak gezerken, istihdam beklerken, barajı kaldırıp, sıfır çeken öğrenciyi üniversiteye almak bence cinayettir. YÖK, ben eğitim kısmına bakarım, mezunlarımın istihdam sorunu benim meselem değil diyebilir mi? Der der’de….dememeli.. Belki istihdam konusunu hükümete veya özel sektöre atabilir ama halen üniversiteyi bitiren öğrenci neden iş bulamıyor ya da kendi imkânları ile neden bir iş kuramıyor bunu araştırabilir. Sorunun fotoğrafını çekip, çözüm önerilerini ortaya koyabilir. Şimdi bu alınan kararın 3ğitimimize katkısı mı olacak mı? Kanımca hayır. Yıllardır eğitim üzerinden yapılan sömürünün daha da artması demek. Nasıl? Diyeceksiniz. Şu anda eğitim sistemimize göre 72 aydan sonra ilkokula başlayan hemen hemen her öğrenci üniversite kapısına kadar gelmek zorunda. Öğrenci, umutla əğitim alıp, diplomaya kavuşup, kariyer yapma bunun sonucunda da para kazanma hayalinde. Çocuklar wilelerin zoru ile öyle yada böyle bir şekilde üniversite kapısına kadar geliyor. Geliyor da yüzde ellisi aldıkları puana göre bitirdikten sonra asla çalış(a)mayacağı ya da iş bulamayacağı bölümlere kayıt yaptırmak zorunda kalıyor. Sırf üniversite okumuş olmak adına. Veli, “Çocuğum üniversite okuyor diye” varını yoğunu ortaya koyuyor, birçok şeyden feragat ediyor, sonuç hüsran Neden? “Ben üniversite Mezunuyum” demek için. Sonra ne oluyor diplomalı işsiz ordusuna katılıp “Devlet beni İstihdam etsin” diye feveran ediyor. Öğrenci diplomayı alıyor almasına da bir çok ailenin ocağına incir ağacı dikiliyor. Tabi öncesinde özel okuluydu, kurs merkeziydi, özel hocasıydı aile zaten epey külfet altına giriyor. Okul bittiğinde çocuğun elinde diploma var, ama qilenin de parası bitmiştir. Ortada iş yok, meziyet yok tabii 3kmek de yoktur. Çocuklar sıradan bir bölüm için sırf üniversite okumak amacı ile falan şehrin filanca ilçesine kayıt yaptırıyor. Gaye ne? Bir üniversite bitirmiş olmanın yanında öğrenim süresince aileden uzaklaşmak. Özgür olacak ya. YÖK’ün bu kararı kesinlikle ülkeye ve öğrenciye yaramaz, kime yarar derseniz, Üniversitelerin olduğu şehir ya da ilçelerdeki esnaflar, emlak sahipleri, üniversite öğretim elemanları, müteahitler, yurt, pansiyon ile yemek işletmecileri, ulaşım gibi sektörlere yarayacaktır. Onca yıllık eğitim, bir insana kendisini ve ailesini geçindirecek bir meslek kazandıramıyorsa, sadece diploma veriyorsa o eğitim sistemi doğru değil yanlıştır. Yıllardır uygulanan barajın kaldırılması demek sınavda sıfır çekecek, sıfır puan alacak başarısız öğrencilerin üniversiteye adım atması demek. Bu karar zaten eğitim sistemimizin yanlışlığı nedeni ile 17-18 yaşına kadar bir meslek edinememiş öğrencinin, 2 veya 4 yıl daha zaman kaybetmesi demektir. O yaştan sonra hangi meslek bunları kabul eder? Tabii o yaştan sonra hiçbir mesleği de öğrenemez. Eskiye göre zaten insanlar uyandı artık mezuniyetten sonra iştihdamı olmayan bölümlere giden öğrenci sayısı azaldı. Jeoloji Mühendisliği, Çevre Mühendisliği, Gıda Mühendisliği gibi Bölümler öğrenci yokluğundan kapanmak üzere. Hatta bazı üniversitelerde İnşaat Mühendisliği gibi bölümler de kapanmak üzere. Dolayısı ile üniversitelere giden öğrenci sayısı azaldı. Bunun neticesinde de bazı üniversiteler kontenjanını dolduramadı, boş kaldı. Şimdi barajın kaldırılması ile o üniversitelerin doldurulması planlanmakta. Hani halk arasında deyim vardır.“Borç, Borçla kapatılmaz” diye. Bende diyorum ki yanlış bir sistem başka bir yanlışla kapatılamaz. Barajı geçemeyen öğrenci zaten lise bilgilerinden bile yoksun olan biri demektir. Alınan bu kararla şimdi bu öğrenci üniversite sıralarına oturacak. Soruyorum, bu öğrenci mezun olsa (Ki bir şekilde olur) ne olur? Alınan bu karar ülkemiz eğitimi için yanlıştır ve yanlıştan zaman geçmeden dönülmelidir. Sıfır çekerek başarısızlığı tescil edilmiş bir kişiyi üniversite sıralarına almak, ailelerin sömürülmeye devam edilmesi demektir. Hem fetö gibi örgütlerde yıllarca eğitim adı altında başarısız öğrencilere çeşitli vaatler vererek pastanın büyük dilimini yemedi mi? Aynı zamanda başarısız öğrencinin üniversitede olması ailenin yanında devlete de yüktür. Daha önceki yazımın birinde bu konuya değinmiş, akademik başarısı olmayan öğrencilerin kısa yoldan hayata adapte olabileceği, bedensel çalışmaya dayalı alanlara yönlendirilmesi gerektiğini yazmıştım. Lise’de belli bir başarıyı yakalayamamış, muhtemelen aylak aylak dolaşmış bir öğrenci aynı zamanda üniversitede her türlü sorunu çıkartmaya müsaittir. Malum üniversiteler her daim kaşımaya ve siyasi olayların çıkmasına müsait yerlerdir. Geçmişte yaşadığımız tecrübeler göstermiştir ki anarşiye bulaşan ve kullanılmaya müsait öğrencilerin büyük çoğunluğu derslerinde başarısız öğrencilerdir. Zaten üniversitede verilen eğitim ve öncesinde yapılan sınavlar daha doğru dürüst bir şekilde yapılamaz iken barajın kaldırılması gelecek adına kaygı vericidir. Üniversiteler’de verilen eğitimin kalitesi (Bazı üniversiteleri tenzih ediyorum) zaten oldukça düşük. Öğrenci profili deseniz her geçen gün daha da aşağı doğru gidiyor. Bir de barajı kaldırırsanız seyreyleyin gümbürtüyü. Siyasi talep ve plansız yapılanma ile neredeyse her şehirde üniversite açıldı. Ayrıca 7-8 bin nüfuslu bazı ilçelerde Meslek Yüksekokulları var. Var.. var ama sadece binadan ibaret. Bu okullar da mezuniyet sonrası iş bulması çok zor bölümler var. Bina güzel, konforlu da gel görelim ki yeterli sayıda hoca yok, yurt yok, öğrencinin nefes alabileceği bir sosyal alan yok. Yok oğlu yok. Ne anladım bu eğitimden. Şimdi sıfır çeken öğrencinin gelebileceği okullar ancak bunlar. Bu öğrenci burada ne yapacak? Haylazlık yapıp baba parası yiyecek. Siyasiler çok uyanık ya İlçedeki Meslek Yüksekokulu tercih edilmeyip kapanma noktasına gelince hemen Rektör’e baskı yapıp başka bir bölüm açtırıyorlar. Birkaç sene de öyle geçiyor. Amaç ne? İlçede ki esnaf, ev sahibi, yurt sahibi para kazansın. İyi de kardeşim, parasını aldığın çocuk okul bitince sap gibi ortada kalıyor. Bunun vebali kimin boynuna? Rektörün mü, sizin mi? YÖK’ün mü? Kimin umurunda. Eğitim sistemimizin bir an önce yeniden kurgulanması gerek. Ben YÖK’ten eğitimimiz konusunda yol göstericilik beklerken, YÖK, bozuk sistemi daha da bozmaya çalışıyor. Ne diyelim… Sağlıcakla.. Mesut BALYEMEZ 0 530 516 40 00 mesutb44@gmail.com
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.