MİSAFİR KALEM
Köşe Yazarı
MİSAFİR KALEM
 

DİYANET NASIL? NASIL OLMALIDIR?

DİYANET NASIL? NASIL OLMALIDIR? Hak ve Kardeşlik Platformu olarak Diyanet Teşkilatı hakkında kısaca düşüncemiz nedir? Öncelikle hükümetler ve devlet dinin üzerinden elini çekmelidir. Dinin kurallarının koyucusu Allah’tır. Devlet ve hükümetler dine müdahale eder, dinin kurallarını koymaya çalışırlarsa din Allah’ın dini olmaktan çıkar. Böyle bir dininde inanalar faydası olacağını asla düşünmüyorum. Türkiye'de 85 bin civarı cami vardır. Bu camilerin birçoğunun altında dükkânlar ve iş yerleri mevcuttur. Camilere büyük kira gelirleri sağlıyorlar. Cami'nin altında aşevi, yoksul ve yetimlerin kalacağı bir yer, orta, lise ve üniversite öğrencilerinin barınacağı yurtlar olmalıdır. Din görevlileri, çevrenin ve bölgenin en sevilen, sayılan rehber ve önderleri olarak; bir guruba dâhil olan değil, bir duruşa sahip olanlar olmalıdır. Haklı çıkmak için değil, Hakk'ı ortaya koymak için çalışmalıdır. Cami projeleri, mutlaka mimarların onayından geçmelidir. Şehrin genel yapısıyla uyumlu, farklı farklı projelerle binalar inşa edilmelidir. Gecekondu camiler hızla yenilenmelidir. Yer altı mescidler kapatılmalıdır, çünkü ciddi paralar harcanmaktadır. Bütün cami ve mescitlerde kadınlara mutlaka uygun yer tahsis edilmelidir. Camiler, mahallede var olan sorunların tartışıldığı ve çözümlendiği mekanlar olmalıdır. En güçlü teşkilat diyanet teşkilatıdır. Hiç bir STK’nın olmadığı mahallede, sokakta ve yerde diyanet teşkilatı din görevlisi vasıtasıyla bulunmaktadır. İmam ve müezzinler de önder ve barış elçileri olmalıdır. Camilerde kesinlikle para toplanmamalıdır. Her cami'nin ihtiyacını, o cami'nin cemaati karşılamalıdır. Din görevlileri sadece namaz kıldıran memurlar olmamalı ve gün içinde camide halkın sorularına cevap veren, onların eğitimi ve öğretimi ile ilgilenmelidir. Cami, devletin kontrolünde ihtiyaç sahibi gençlere eğitim-öğretime katkı sağlayan bir okul olmalıdır. Müftülükler milli eğitim müdürlüğü ile bağlantılı olarak il ve ilçelerde ihtiyaç sahibi öğrencilerin eğitim öğretim sürecinde barınabilecekleri yurt ve pansiyon gibi imkân saplayarak, kişisel gelişim, eğitim-öğretim noktasında katkı sağlamalıdır. Cami bahçeleri, sosyal ihtiyaçlara cevap verecek şekilde düzenlenmelidir. Nikâh merasimlerinin yapıldığı, taziye evi... gibi mekanlar olmalıdır. Kur'an-ı Kerim okunurken, mutlaka meali de cemaate anlatılmalıdır. Camilerde mutlaka kütüphane olmalıdır. Camilerin altında mutlaka fakir ve yoksula hizmet verecek aş evleri olmalıdır. O bölgede yaşayan insanlar da bu vesileyle bölgedeki fakir ve yoksul insanları tanımalıdır. Böylelikle dilencilik de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Kur'an-ı Kerim’in Arapça harflerinin okunuşlarını öğretirken, Allah'ın insanlara ne emrettiği de öğretilmelidir. Camiler inşa edilirken mutlaka ihtiyaca göre planlanmalıdır. Gereksiz yan yana cami inşa edilmemelidir. Bir toplumun birliğini beraberliğini barış ve kardeşliğini tesis etmeye çalışan kanaat önderlerini, hocalarını ve imamlarını filim ve dizilerde itibarsızlaştırıcı, toplumda nefret uyandırıcı rol ve model olarak gösterilmesi kesinlikle yasak olmalıdır. Rabbani alimlere ve kanaat önderlerine halkın sorunlarını çözmede rol verilmeli veya üstlenmelidir. Diyanet camiası kısaca kişilere, siyasilere, kurum ve kuruluşlara göre değil, Allah’ın ayeti, Resulünün hadisi ne ise o şekilde fetvasını vermeli ve konuşmalıdır. Diyanet teşkilatında ehliyet ve liyakat sahibi olanların Allah’ın dinini anlatması gerektiğinden kürsü dokunulmazlığı olmalıdır. Bunlar hakkında adli ve idari soruşturma yapılması gerektiğinde önce yaptığı tebliğ ve irşadın Kuran ve sünnete aykırı olup olmadığı noktasında ele alınmalıdır. Bu aşamadan sonra adli ve idari soruşturmaya gerek olup olunmadığına karar verilmelidir. Selam ve dua ile....... Prof. Dr. Naki ERDEMİR, Hak ve Kardeşlik Hareketi Genel Başkanı
Ekleme Tarihi: 29 Eylül 2021 - Çarşamba

DİYANET NASIL? NASIL OLMALIDIR?

DİYANET NASIL? NASIL OLMALIDIR? Hak ve Kardeşlik Platformu olarak Diyanet Teşkilatı hakkında kısaca düşüncemiz nedir? Öncelikle hükümetler ve devlet dinin üzerinden elini çekmelidir. Dinin kurallarının koyucusu Allah’tır. Devlet ve hükümetler dine müdahale eder, dinin kurallarını koymaya çalışırlarsa din Allah’ın dini olmaktan çıkar. Böyle bir dininde inanalar faydası olacağını asla düşünmüyorum. Türkiye'de 85 bin civarı cami vardır. Bu camilerin birçoğunun altında dükkânlar ve iş yerleri mevcuttur. Camilere büyük kira gelirleri sağlıyorlar. Cami'nin altında aşevi, yoksul ve yetimlerin kalacağı bir yer, orta, lise ve üniversite öğrencilerinin barınacağı yurtlar olmalıdır. Din görevlileri, çevrenin ve bölgenin en sevilen, sayılan rehber ve önderleri olarak; bir guruba dâhil olan değil, bir duruşa sahip olanlar olmalıdır. Haklı çıkmak için değil, Hakk'ı ortaya koymak için çalışmalıdır. Cami projeleri, mutlaka mimarların onayından geçmelidir. Şehrin genel yapısıyla uyumlu, farklı farklı projelerle binalar inşa edilmelidir. Gecekondu camiler hızla yenilenmelidir. Yer altı mescidler kapatılmalıdır, çünkü ciddi paralar harcanmaktadır. Bütün cami ve mescitlerde kadınlara mutlaka uygun yer tahsis edilmelidir. Camiler, mahallede var olan sorunların tartışıldığı ve çözümlendiği mekanlar olmalıdır. En güçlü teşkilat diyanet teşkilatıdır. Hiç bir STK’nın olmadığı mahallede, sokakta ve yerde diyanet teşkilatı din görevlisi vasıtasıyla bulunmaktadır. İmam ve müezzinler de önder ve barış elçileri olmalıdır. Camilerde kesinlikle para toplanmamalıdır. Her cami'nin ihtiyacını, o cami'nin cemaati karşılamalıdır. Din görevlileri sadece namaz kıldıran memurlar olmamalı ve gün içinde camide halkın sorularına cevap veren, onların eğitimi ve öğretimi ile ilgilenmelidir. Cami, devletin kontrolünde ihtiyaç sahibi gençlere eğitim-öğretime katkı sağlayan bir okul olmalıdır. Müftülükler milli eğitim müdürlüğü ile bağlantılı olarak il ve ilçelerde ihtiyaç sahibi öğrencilerin eğitim öğretim sürecinde barınabilecekleri yurt ve pansiyon gibi imkân saplayarak, kişisel gelişim, eğitim-öğretim noktasında katkı sağlamalıdır. Cami bahçeleri, sosyal ihtiyaçlara cevap verecek şekilde düzenlenmelidir. Nikâh merasimlerinin yapıldığı, taziye evi... gibi mekanlar olmalıdır. Kur'an-ı Kerim okunurken, mutlaka meali de cemaate anlatılmalıdır. Camilerde mutlaka kütüphane olmalıdır. Camilerin altında mutlaka fakir ve yoksula hizmet verecek aş evleri olmalıdır. O bölgede yaşayan insanlar da bu vesileyle bölgedeki fakir ve yoksul insanları tanımalıdır. Böylelikle dilencilik de kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Kur'an-ı Kerim’in Arapça harflerinin okunuşlarını öğretirken, Allah'ın insanlara ne emrettiği de öğretilmelidir. Camiler inşa edilirken mutlaka ihtiyaca göre planlanmalıdır. Gereksiz yan yana cami inşa edilmemelidir. Bir toplumun birliğini beraberliğini barış ve kardeşliğini tesis etmeye çalışan kanaat önderlerini, hocalarını ve imamlarını filim ve dizilerde itibarsızlaştırıcı, toplumda nefret uyandırıcı rol ve model olarak gösterilmesi kesinlikle yasak olmalıdır. Rabbani alimlere ve kanaat önderlerine halkın sorunlarını çözmede rol verilmeli veya üstlenmelidir. Diyanet camiası kısaca kişilere, siyasilere, kurum ve kuruluşlara göre değil, Allah’ın ayeti, Resulünün hadisi ne ise o şekilde fetvasını vermeli ve konuşmalıdır. Diyanet teşkilatında ehliyet ve liyakat sahibi olanların Allah’ın dinini anlatması gerektiğinden kürsü dokunulmazlığı olmalıdır. Bunlar hakkında adli ve idari soruşturma yapılması gerektiğinde önce yaptığı tebliğ ve irşadın Kuran ve sünnete aykırı olup olmadığı noktasında ele alınmalıdır. Bu aşamadan sonra adli ve idari soruşturmaya gerek olup olunmadığına karar verilmelidir. Selam ve dua ile....... Prof. Dr. Naki ERDEMİR, Hak ve Kardeşlik Hareketi Genel Başkanı
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.