MİSAFİR KALEM
Köşe Yazarı
MİSAFİR KALEM
 

SAHİ, NEYDİ RAMAZAN?

SAHİ, NEYDİ RAMAZAN? "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azat olmaktır" buyurarak müjdeliyor sevgili Habibimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) Ancak Rabbimiz (c.c)ise ağır bir yüke işaret ederek mükafatlanmanın nasiplenmenin kısacası müjdeye nail olmanın yolunu tarif edercesine şöyle buyuruyor, Bakara suresi /185.Ayeti kerimesinde/ “O Ramazan ayı ki insanlara doğru yolu göstermek için Furkân(hakkı batıldan ayıran), doğru yolu gösteren deliller olarak Kur’an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya ulaşıp(mukim olursa), onda oruç tutsun. Kim de hasta yahut yolculukta ise, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık istiyor, zorluk istemiyor. Hem sayıyı tamamlamanızı, hem de size hidayet buyurduğu şekilde Allah’ı tekbirle büyüklemenizi istemektedir. Gerekki şükredesiniz” Burada anlaşılan o ki, Ramazan ayına kıymet veren onbir ayın sultanı denilmesine sebep hayatımızın her anına, her alanına siyaret edecek olan, etmesi kesin hükümle bildirilen Kur’an’ın Ramazan ayında inmesidir ve bu ayı diğer aylardan farklı kılan sebeplerdendir. O halde nedir Kur’an. Ramazan ayına bu denli kıymet veren. Ayet gayet çık ve net. Doğru yolu gösteren hidayet yolunun rehberi sıratı mustakıym dosdoğru yol, milim sapmayı kaldırmaz bu yol, aksi fıtrata aykırıdır fıtrat aykırılığa taşkınlığa müsait değildir. Rabbimiz kılavuzunu yarattığı kulun kullanması için Efendimiz aracılığıyla gönüllerimize, ruhumuza, bedenimize sirayet etsin diye indirmiştir yüce kitabımızı. Yoksa istisna zamanların kitabı değildir ki! Her anımıza kural koyan şekil veren bir kitaptır. Kur’an hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan, güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti verir insana. Zaten diğer canlılardan insanı ayıran özellikler değil midir bunlar; akletmek, zikretmek, fikretmekle mümkündür. -Taakkul ederek aklımızı derinlemesine âdeta yararak kullanacağız ki Rabbimizin bak gör anla yaşa dediği yere, yöne ulaşılabilsin. -Taahhuk edilecek ki geçmişten geleceğe bağ kurarak sistematik bir şekilde çözüm odaklı hayatımıza yön vereceğiz, aksi halde farklı sarmallarda dolanır dururuz hemde yol aldığımızı zannederek. -Tezekkür edeceğiz Rabbimizi tekbir ile büyükleyerek öncelleyerek, olayı hak merkezli çözerek, hak ile batıl yan yana gelince hakkı tercih edeceğiz ki Rabbimizin yardımına mazhar olalım. Muhammed Suresi 7. Ayeti Kerime'de şöyle buyuruyor Rabbimiz: ”Sen Allah’a yardım edersen Allah’ta sana yardım eder, ayaklarınızı sabit kılar. Haşa burada Allah’ın senin yardımına ne ihtiyacı olsun ki, senin İhtiyacına Allah cevap verirken yardım et gayret et, aklet, fikret, zikret ki çık zilletten kurtuluşa ve Rabbimiz'de ayaklarımızı, nefsimizi, bedenimizi, zihnimizi haramlara yanlışlara karşı sağlamlaştırsın. Saldım çayıra mevla kayıra diyemeyiz. Yine Kur’an ayı olan Ramazan’ı Şerifin içersinde “sıyam”çok kıymetli. İslamın beş şartından olan oruç ibadetimiz de mevcuttur. Âdeta içerisinde arınma yenilenme sabır hamd şükür barındıran; açları yoksulları bizzatihi bünyesinde yaşayarak hissettiren ve onlarla da alâkalı duygu ve düşüncelerimizi perçinleyen bir ibadet. Bu aya kıymet verdiğini bildiğimiz içerisinde inen Kur’an’ın Peygamberimiz (s.a.v) Cebrail (a.s) ile karşılıklı “mukabele “ okumaları dır. Yine içerisinde sosyal yardımlaşmayı önceleyen fıtr sadakasıda insanın vererek huzura ermesini sağlayan bir ibadet; Yine bu ayı kıymetli kılan bin aydan hayırlı “Kur’an’ın O gece indiği” rivayet edilen Kadir gecesi meleklerin yeryüzüne bölük bölük indiğini “Kadir suresi 1. ve 5. Ayetlerden anlıyoruz. Yine Resulumüzün hadisiyle kesin olan Teravih namazıda Ramazan ayını kıymetlendiren ibadetlerdendir. Efendimizin yine bizzatihi kendisinin bu ayda son on gününde itikafa girdiğini Aişe annemizin rivayetlerinde görmekteyiz ki bu ayın kıymetlendiren ibadetlerdendir. Burada zikrettiklerimizle alâkalı bir ayet ve birkaç hadisi şerifi aktarmada yarar vardır elbette. “Ey iman edenler! Üzerinize oruç yazıldı, nitekim sizden öncekilere de yazıldı, gerek ki korunursunuz” Bakara 183. Ayet/ Resulümüz buyuruyor; ayrıca oruç, tutanın kalkanıdır. Aksine oruçluya yakışmayan şeylerle zedelemedikçe. İbni Abbas'tan rivayetle Resulullah insanların en cömertiydi. Cebrail kendisiyle buluştuğu anlarda çok cömertti. Her gece kendisiyle karşılıklı Kur’an okudu. Bundan dolayı Cebrail(a.s)ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgarlardan daha cömert davaranırdı. Belli ki manevi iklimden istiade etmeyi fırsata dönüştürüyor biricik Resulümüz. Resulümüz buyurdu: Allah'ı Teâlâ, Ramazan orucunu farz kıldı, bende teravih namazını sünnet kıldım.(İbn Mace Salat 173) Ebu Hureyre’den rivayetle Resulümüz buyuruyor: Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. /Buhari İman 25.27-28.35/ Aişe validemiz sordu: Ya Rasulallah eğer ki Kadir gecesine rast gelebilirsem nasıl dua edeyim, Resulumuz buyurdu: Sen affedicisin affetmeyi çok seversin, beni de affet de. Bizler de Resulümüz'ün tavsiyesi olan bu duaya amin diyerek rahmet mağfiret ve cehennemden azat olma şerefine nail olanlardan olmak umudu ve bu iklimden hakkıyla istifade edebilmek niyazıyla. Vesselam Nazile ŞANAL
Ekleme Tarihi: 02 Nisan 2022 - Cumartesi

SAHİ, NEYDİ RAMAZAN?

SAHİ, NEYDİ RAMAZAN? "Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azat olmaktır" buyurarak müjdeliyor sevgili Habibimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) Ancak Rabbimiz (c.c)ise ağır bir yüke işaret ederek mükafatlanmanın nasiplenmenin kısacası müjdeye nail olmanın yolunu tarif edercesine şöyle buyuruyor, Bakara suresi /185.Ayeti kerimesinde/ “O Ramazan ayı ki insanlara doğru yolu göstermek için Furkân(hakkı batıldan ayıran), doğru yolu gösteren deliller olarak Kur’an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya ulaşıp(mukim olursa), onda oruç tutsun. Kim de hasta yahut yolculukta ise, tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık istiyor, zorluk istemiyor. Hem sayıyı tamamlamanızı, hem de size hidayet buyurduğu şekilde Allah’ı tekbirle büyüklemenizi istemektedir. Gerekki şükredesiniz” Burada anlaşılan o ki, Ramazan ayına kıymet veren onbir ayın sultanı denilmesine sebep hayatımızın her anına, her alanına siyaret edecek olan, etmesi kesin hükümle bildirilen Kur’an’ın Ramazan ayında inmesidir ve bu ayı diğer aylardan farklı kılan sebeplerdendir. O halde nedir Kur’an. Ramazan ayına bu denli kıymet veren. Ayet gayet çık ve net. Doğru yolu gösteren hidayet yolunun rehberi sıratı mustakıym dosdoğru yol, milim sapmayı kaldırmaz bu yol, aksi fıtrata aykırıdır fıtrat aykırılığa taşkınlığa müsait değildir. Rabbimiz kılavuzunu yarattığı kulun kullanması için Efendimiz aracılığıyla gönüllerimize, ruhumuza, bedenimize sirayet etsin diye indirmiştir yüce kitabımızı. Yoksa istisna zamanların kitabı değildir ki! Her anımıza kural koyan şekil veren bir kitaptır. Kur’an hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan, güzeli çirkinden ayırma kabiliyeti verir insana. Zaten diğer canlılardan insanı ayıran özellikler değil midir bunlar; akletmek, zikretmek, fikretmekle mümkündür. -Taakkul ederek aklımızı derinlemesine âdeta yararak kullanacağız ki Rabbimizin bak gör anla yaşa dediği yere, yöne ulaşılabilsin. -Taahhuk edilecek ki geçmişten geleceğe bağ kurarak sistematik bir şekilde çözüm odaklı hayatımıza yön vereceğiz, aksi halde farklı sarmallarda dolanır dururuz hemde yol aldığımızı zannederek. -Tezekkür edeceğiz Rabbimizi tekbir ile büyükleyerek öncelleyerek, olayı hak merkezli çözerek, hak ile batıl yan yana gelince hakkı tercih edeceğiz ki Rabbimizin yardımına mazhar olalım. Muhammed Suresi 7. Ayeti Kerime'de şöyle buyuruyor Rabbimiz: ”Sen Allah’a yardım edersen Allah’ta sana yardım eder, ayaklarınızı sabit kılar. Haşa burada Allah’ın senin yardımına ne ihtiyacı olsun ki, senin İhtiyacına Allah cevap verirken yardım et gayret et, aklet, fikret, zikret ki çık zilletten kurtuluşa ve Rabbimiz'de ayaklarımızı, nefsimizi, bedenimizi, zihnimizi haramlara yanlışlara karşı sağlamlaştırsın. Saldım çayıra mevla kayıra diyemeyiz. Yine Kur’an ayı olan Ramazan’ı Şerifin içersinde “sıyam”çok kıymetli. İslamın beş şartından olan oruç ibadetimiz de mevcuttur. Âdeta içerisinde arınma yenilenme sabır hamd şükür barındıran; açları yoksulları bizzatihi bünyesinde yaşayarak hissettiren ve onlarla da alâkalı duygu ve düşüncelerimizi perçinleyen bir ibadet. Bu aya kıymet verdiğini bildiğimiz içerisinde inen Kur’an’ın Peygamberimiz (s.a.v) Cebrail (a.s) ile karşılıklı “mukabele “ okumaları dır. Yine içerisinde sosyal yardımlaşmayı önceleyen fıtr sadakasıda insanın vererek huzura ermesini sağlayan bir ibadet; Yine bu ayı kıymetli kılan bin aydan hayırlı “Kur’an’ın O gece indiği” rivayet edilen Kadir gecesi meleklerin yeryüzüne bölük bölük indiğini “Kadir suresi 1. ve 5. Ayetlerden anlıyoruz. Yine Resulumüzün hadisiyle kesin olan Teravih namazıda Ramazan ayını kıymetlendiren ibadetlerdendir. Efendimizin yine bizzatihi kendisinin bu ayda son on gününde itikafa girdiğini Aişe annemizin rivayetlerinde görmekteyiz ki bu ayın kıymetlendiren ibadetlerdendir. Burada zikrettiklerimizle alâkalı bir ayet ve birkaç hadisi şerifi aktarmada yarar vardır elbette. “Ey iman edenler! Üzerinize oruç yazıldı, nitekim sizden öncekilere de yazıldı, gerek ki korunursunuz” Bakara 183. Ayet/ Resulümüz buyuruyor; ayrıca oruç, tutanın kalkanıdır. Aksine oruçluya yakışmayan şeylerle zedelemedikçe. İbni Abbas'tan rivayetle Resulullah insanların en cömertiydi. Cebrail kendisiyle buluştuğu anlarda çok cömertti. Her gece kendisiyle karşılıklı Kur’an okudu. Bundan dolayı Cebrail(a.s)ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgarlardan daha cömert davaranırdı. Belli ki manevi iklimden istiade etmeyi fırsata dönüştürüyor biricik Resulümüz. Resulümüz buyurdu: Allah'ı Teâlâ, Ramazan orucunu farz kıldı, bende teravih namazını sünnet kıldım.(İbn Mace Salat 173) Ebu Hureyre’den rivayetle Resulümüz buyuruyor: Faziletine inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek Kadir gecesini değerlendiren kimsenin geçmiş günahları bağışlanır. /Buhari İman 25.27-28.35/ Aişe validemiz sordu: Ya Rasulallah eğer ki Kadir gecesine rast gelebilirsem nasıl dua edeyim, Resulumuz buyurdu: Sen affedicisin affetmeyi çok seversin, beni de affet de. Bizler de Resulümüz'ün tavsiyesi olan bu duaya amin diyerek rahmet mağfiret ve cehennemden azat olma şerefine nail olanlardan olmak umudu ve bu iklimden hakkıyla istifade edebilmek niyazıyla. Vesselam Nazile ŞANAL
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.