MİSAFİR KALEM
Köşe Yazarı
MİSAFİR KALEM
 

ZAMAN

ZAMAN Matematik ve fizik çalışmalarının da önemli alanlarından biri olan zaman ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönemi ve sürekliliği anlatır. Öncelikle bizim üç boyutlu evrenimizde 4. boyut olarak karşımızdadır. Big-Bang’den önce zaman da yoktu, fizik kanunları da yoktu. Einstein meşhur E=mc2 formülü ile, ışık hızının karesinin, kütle ile çarpımının enerjiye eşit olduğunu buldu, yani; enerji ve kütle aynı şeydi. Nesnenin hızı arttıkça enerjisi ve kütlesi de artıyordu. Daha da ilginç olan, Görelilik Teorisiyle Einstein kütlenin uzay-zamanı büktüğünü ileri sürünce, kütle çekiminin zamanın akışını da etkilediğini bulmuş oldu. O zamana dek, zaman mutlak, sabit, evrensel ve her şeyden bağımsız diyen birçok bilim adamına, başta da Newton’a ‘üzgünüm beyler’ diyerek bambaşka kapılar açtı önümüzde Einstein. Bu durumda zaman uzayda dağılan bir şeydir. Nereden baktığımıza göre değişir. Mesela, ışığın hızı saniyede 300. 000 km olduğuna göre, Güneşin ışığı bize 8 dakikada ulaşır, yani biz onu 8 dakika sonra görürüz. Bize bu ışığın görüntüsü geldikten sonra uzayda sonsuza kadar yayılmaya devam eder. 100 ışık yılı uzaktaki biri bize uzaydan baksa 1922 yılını görecek, ne ilginç bu zaman konusu. Herkesin şimdisi farklı. Ne kadar hızlanırsak, zaman bizim için o kadar yavaş akar. Bir şekilde ışık hızına ulaştığımızı düşünsek, ki Cern’de bunun için yapılan çalışmalar var, zaman bizim için durur. Işık hızı zamanın durduğu nokta. Peki neden lineer akıyormuş gibi hissediliyor? Bunun nedeni de Termodinamiğin ikinci kuralı ile açıklanıyor: Kapalı sistemler içinde o sistemin entropisi (düzensizleşmesi) sabit kalır veya artar. Evren de kapalı bir sistem olduğu için yaşlandıkça entropisi artmaktadır. Dolayısıyla evrenin daha genç ya da bebek olduğu ve düzensizleşmediği döneme gidebilmek mümkün görünmez. Aynı kumdan bir kalenin bozulduktan sonra önceki düzenli haline dönemediği gibi… Zamanı en doğru ölçen saat atom saatidir ve Sezyum atomu ile ölçülür. Sezyum atomu enerji bombardımanı ile titreştirilir ve neredeyse 9 milyardan fazla tik tak yaptığında bir saniye geçmiş olur. Bilimselliği, ilginçliği bir tarafa, ne kadar çok önemlidir, ne çok değerlidir zaman. Bazen kaybederiz, bazen kazanırız, bazen onunla akar, bazen içinde kayboluruz. esner, büzülür, daralır, genişler. Mutluyken geçiverir, acı çektiğinde bitmek bilmez, bazen geçmişte sorguda, bazen gelecekte kaygıda ama içinde hep gidip gelinir. Oysa ki hep şimdidedir zaman. Hatta ışık hızını yakalamak belki de ancak şimdideki gücü ele geçirmekle bir gün mümkün olabilir, kim bilir… Sevgiyle kalın, Dr. Halise Heves Özyılmaz
Ekleme Tarihi: 07 Haziran 2022 - Salı

ZAMAN

ZAMAN Matematik ve fizik çalışmalarının da önemli alanlarından biri olan zaman ölçülmüş veya ölçülebilen bir dönemi ve sürekliliği anlatır. Öncelikle bizim üç boyutlu evrenimizde 4. boyut olarak karşımızdadır. Big-Bang’den önce zaman da yoktu, fizik kanunları da yoktu. Einstein meşhur E=mc2 formülü ile, ışık hızının karesinin, kütle ile çarpımının enerjiye eşit olduğunu buldu, yani; enerji ve kütle aynı şeydi. Nesnenin hızı arttıkça enerjisi ve kütlesi de artıyordu. Daha da ilginç olan, Görelilik Teorisiyle Einstein kütlenin uzay-zamanı büktüğünü ileri sürünce, kütle çekiminin zamanın akışını da etkilediğini bulmuş oldu. O zamana dek, zaman mutlak, sabit, evrensel ve her şeyden bağımsız diyen birçok bilim adamına, başta da Newton’a ‘üzgünüm beyler’ diyerek bambaşka kapılar açtı önümüzde Einstein. Bu durumda zaman uzayda dağılan bir şeydir. Nereden baktığımıza göre değişir. Mesela, ışığın hızı saniyede 300. 000 km olduğuna göre, Güneşin ışığı bize 8 dakikada ulaşır, yani biz onu 8 dakika sonra görürüz. Bize bu ışığın görüntüsü geldikten sonra uzayda sonsuza kadar yayılmaya devam eder. 100 ışık yılı uzaktaki biri bize uzaydan baksa 1922 yılını görecek, ne ilginç bu zaman konusu. Herkesin şimdisi farklı. Ne kadar hızlanırsak, zaman bizim için o kadar yavaş akar. Bir şekilde ışık hızına ulaştığımızı düşünsek, ki Cern’de bunun için yapılan çalışmalar var, zaman bizim için durur. Işık hızı zamanın durduğu nokta. Peki neden lineer akıyormuş gibi hissediliyor? Bunun nedeni de Termodinamiğin ikinci kuralı ile açıklanıyor: Kapalı sistemler içinde o sistemin entropisi (düzensizleşmesi) sabit kalır veya artar. Evren de kapalı bir sistem olduğu için yaşlandıkça entropisi artmaktadır. Dolayısıyla evrenin daha genç ya da bebek olduğu ve düzensizleşmediği döneme gidebilmek mümkün görünmez. Aynı kumdan bir kalenin bozulduktan sonra önceki düzenli haline dönemediği gibi… Zamanı en doğru ölçen saat atom saatidir ve Sezyum atomu ile ölçülür. Sezyum atomu enerji bombardımanı ile titreştirilir ve neredeyse 9 milyardan fazla tik tak yaptığında bir saniye geçmiş olur. Bilimselliği, ilginçliği bir tarafa, ne kadar çok önemlidir, ne çok değerlidir zaman. Bazen kaybederiz, bazen kazanırız, bazen onunla akar, bazen içinde kayboluruz. esner, büzülür, daralır, genişler. Mutluyken geçiverir, acı çektiğinde bitmek bilmez, bazen geçmişte sorguda, bazen gelecekte kaygıda ama içinde hep gidip gelinir. Oysa ki hep şimdidedir zaman. Hatta ışık hızını yakalamak belki de ancak şimdideki gücü ele geçirmekle bir gün mümkün olabilir, kim bilir… Sevgiyle kalın, Dr. Halise Heves Özyılmaz
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.