Mücahit GÜLER
Köşe Yazarı
Mücahit GÜLER
 

İçsel Algılarımıza Göre İletişim Nesnelerini Tanımlarız⠀

İçsel Algılarımıza Göre İletişim Nesnelerini Tanımlarız⠀ ⠀ Bu yazımızda içsel algılarımızın iletişimde ne gibi problemlere yol açtığına değineceğiz. İnsan anlaşılması zor, karmaşık duygular içerisinde yaşayan bir varlık olsa da insanı tanımak için biraz zamana, biraz okumaya biraz da düşünmeye ihtiyaç var. ⠀ Bir şey söylediğimde konunun çok farklı yerlere gittiğini, benim anlattıklarımdan çok farklı şeyler anladıklarını gördüm. Buna ilk başta çok şaşırırdım, sonra psikoloji okumaları yaptıkça insanların davranışlarına şaşırmamaya başladım. ⠀ İnsanların beni yanlış anlamalarını anlayamazdım, şimdi anlamaya başladım. Aslında problemin benimle ilgisi yokmuş, dinleyicinin kendisinde problem varmış. Güzeli görmek ile insandaki güzelliği görmek başka şeydir demişler. Dinleyici insandaki güzelliği, doğruyu görmek yerine hatayı, yanlışı görmeyi tercih ettikçe konuşmacı ayet-hadis söylese de yine yanlış anlaşılmaktadır.⠀ Birçok dinleme türü var, biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Acaba konuştuğumuz kişi bizi nasıl dinliyor bir bakalım. Bazıları görünüşte dinleme yapıyor. Anlattığımız şeyle ilgilenmiyor, ilgileniyormuş gibi yapar. Dışarıdan bakınca dinliyor gibi davranır fakat dinlemiyor sadece duyuyor. Duymak fiziksel dinlemek ise zihinsel bir eylemdir. Bizi duyan bizi dinliyor diyemeyiz. ⠀ Bazıları yüzeysel dinleme yapar. Anlattığımız şeyleri pek dikkate almaz. Empati yönü zayıftır, kelimelerin ardına sakladığımız duygu ve düşüncelerin farkına varmaz veya varmak istemez. Haklısın, amaan boşver gibi kelimeler ile konuyu geçiştirmek isterler. Seni anlamak yerine idare etmek isterler.⠀ Bazıları savunucu dinleme yapar. Her şeyi kendilerine saldırganlık olarak algılarlar ve anlattığın şeylerin aslında kendilerinde olmadığını anlatmak için kırk takla atarlar. Kendilerinin bahsedildiği gibi biri olmadıklarını aslında bulunmaz hint kumaşı olduklarını anlatıp dururlar.⠀ Bazıları seçerek dinleme yapar. Buna algıda seçicilik de denir. Anlattığımız şeyleri dinlemekten ziyade kendisinin işine yarayan, kendi gündeminde yer alan kısımları dinlerler, konuşmamızın kalan kısımlarını ise dinlemiş gibi yaparlar. ⠀ Bazılarının dinleme yöntemi saplantılıdır. Yani duymak istedikleri şekilde dinlerler. Ne anlatırsak anlatalım algılamak istedikleri şekilde bizi dinleyeceklerdir. Basit bir örnek verecek olursak: Allah’ı yanlış anlayan bir dönemde geçmekteyiz. Allah’ı yanlış anlayanlar bizlere ne yapmaz ki...⠀ Son olarak tuzak kurucu dinleme yöntemi var. Bunlar en tehlikeli insanlardır. Şeytanın sağdan yaklaştığı gibi yaklaşırlar. Hatta sağın en sağından yaklaşırlar. Dini veya dünyevi kritik ne kadar argüman (Allah, Peygamber, vatan, millet) varsa onlar adına konuştuğunu iddia eder ve her konuşmamızda bir açık ararlar. Konuşmalarımızı bazen not alarak bazen biz konuştukça internette araştırma yaparak bizi yalancı çıkarmak isterler, bunu da hakikatin hakimi adına yaparlar. Bu son grup insandan hayatımda çok fazla gördüm. Sen ak dersin onlar kara der. Sen “A” dersin, onlar B’yi kastettiğini söylerler. Bunlar sırtlan ahlakına sahiplerdir. Zaafını yakaladıkları an üstüne çullanıp etinden parça koparmak isteyeceklerdir. Hatta söylemediğin şeyi de ima ettiğini söyleyerek seni zan altında bırakmak isteyeceklerdir. Bundan dolayı konuşurken çok dikkat etmek gerekiyor. Çünkü karşıdakinin seni algıladığı ve anladığı oranda doğru veya yanlış biri olmaktayız. Muhatabımızın içsel algılarının kurbanı olmamak adına ifadelerimiz öz ve net olmalıdır ki zaaflarından dolayı biz de yanlış anlaşılmayalım. Muhatabımızın köreltilen duygularının kurbanı olmayalım. Mücahit GÜLER
Ekleme Tarihi: 26 Nisan 2021 - Pazartesi

İçsel Algılarımıza Göre İletişim Nesnelerini Tanımlarız⠀

İçsel Algılarımıza Göre İletişim Nesnelerini Tanımlarız⠀ ⠀ Bu yazımızda içsel algılarımızın iletişimde ne gibi problemlere yol açtığına değineceğiz. İnsan anlaşılması zor, karmaşık duygular içerisinde yaşayan bir varlık olsa da insanı tanımak için biraz zamana, biraz okumaya biraz da düşünmeye ihtiyaç var. ⠀ Bir şey söylediğimde konunun çok farklı yerlere gittiğini, benim anlattıklarımdan çok farklı şeyler anladıklarını gördüm. Buna ilk başta çok şaşırırdım, sonra psikoloji okumaları yaptıkça insanların davranışlarına şaşırmamaya başladım. ⠀ İnsanların beni yanlış anlamalarını anlayamazdım, şimdi anlamaya başladım. Aslında problemin benimle ilgisi yokmuş, dinleyicinin kendisinde problem varmış. Güzeli görmek ile insandaki güzelliği görmek başka şeydir demişler. Dinleyici insandaki güzelliği, doğruyu görmek yerine hatayı, yanlışı görmeyi tercih ettikçe konuşmacı ayet-hadis söylese de yine yanlış anlaşılmaktadır.⠀ Birçok dinleme türü var, biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Acaba konuştuğumuz kişi bizi nasıl dinliyor bir bakalım. Bazıları görünüşte dinleme yapıyor. Anlattığımız şeyle ilgilenmiyor, ilgileniyormuş gibi yapar. Dışarıdan bakınca dinliyor gibi davranır fakat dinlemiyor sadece duyuyor. Duymak fiziksel dinlemek ise zihinsel bir eylemdir. Bizi duyan bizi dinliyor diyemeyiz. ⠀ Bazıları yüzeysel dinleme yapar. Anlattığımız şeyleri pek dikkate almaz. Empati yönü zayıftır, kelimelerin ardına sakladığımız duygu ve düşüncelerin farkına varmaz veya varmak istemez. Haklısın, amaan boşver gibi kelimeler ile konuyu geçiştirmek isterler. Seni anlamak yerine idare etmek isterler.⠀ Bazıları savunucu dinleme yapar. Her şeyi kendilerine saldırganlık olarak algılarlar ve anlattığın şeylerin aslında kendilerinde olmadığını anlatmak için kırk takla atarlar. Kendilerinin bahsedildiği gibi biri olmadıklarını aslında bulunmaz hint kumaşı olduklarını anlatıp dururlar.⠀ Bazıları seçerek dinleme yapar. Buna algıda seçicilik de denir. Anlattığımız şeyleri dinlemekten ziyade kendisinin işine yarayan, kendi gündeminde yer alan kısımları dinlerler, konuşmamızın kalan kısımlarını ise dinlemiş gibi yaparlar. ⠀ Bazılarının dinleme yöntemi saplantılıdır. Yani duymak istedikleri şekilde dinlerler. Ne anlatırsak anlatalım algılamak istedikleri şekilde bizi dinleyeceklerdir. Basit bir örnek verecek olursak: Allah’ı yanlış anlayan bir dönemde geçmekteyiz. Allah’ı yanlış anlayanlar bizlere ne yapmaz ki...⠀ Son olarak tuzak kurucu dinleme yöntemi var. Bunlar en tehlikeli insanlardır. Şeytanın sağdan yaklaştığı gibi yaklaşırlar. Hatta sağın en sağından yaklaşırlar. Dini veya dünyevi kritik ne kadar argüman (Allah, Peygamber, vatan, millet) varsa onlar adına konuştuğunu iddia eder ve her konuşmamızda bir açık ararlar. Konuşmalarımızı bazen not alarak bazen biz konuştukça internette araştırma yaparak bizi yalancı çıkarmak isterler, bunu da hakikatin hakimi adına yaparlar. Bu son grup insandan hayatımda çok fazla gördüm. Sen ak dersin onlar kara der. Sen “A” dersin, onlar B’yi kastettiğini söylerler. Bunlar sırtlan ahlakına sahiplerdir. Zaafını yakaladıkları an üstüne çullanıp etinden parça koparmak isteyeceklerdir. Hatta söylemediğin şeyi de ima ettiğini söyleyerek seni zan altında bırakmak isteyeceklerdir. Bundan dolayı konuşurken çok dikkat etmek gerekiyor. Çünkü karşıdakinin seni algıladığı ve anladığı oranda doğru veya yanlış biri olmaktayız. Muhatabımızın içsel algılarının kurbanı olmamak adına ifadelerimiz öz ve net olmalıdır ki zaaflarından dolayı biz de yanlış anlaşılmayalım. Muhatabımızın köreltilen duygularının kurbanı olmayalım. Mücahit GÜLER
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haber111.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.